Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Böbrek Ağrısı

Böbrek Ağrısı Hakkında
Böbrek Ağrısı Nedenleri
Böbrek Ağrısı Belirtileri
Böbrek Ağrısı Tanı Ve Teşhis Yöntemleri
Böbrek Ağrısı Risk Faktörleri
Böbrek Ağrısı Komplikasyonları
Böbrek Ağrısı Nasıl Önlenir
Sık Sorulan Sorular

Vücut varlığını sürdürmek için çeşitli organlara ve bu organların sağladığı fonksiyonlara ihtiyaç duyar. Sözgelimi vücuda oksijen alabilmek için solunum sistemini, besin alabilmek için sindirim sistemini kullanması gibi. Alınan besinlerin içerisindeki yararlı maddelerin alınmasından da sindirim sistemi sorumludur. Hangi besin alınırsa alınsın sonucunda bir miktar yararsız veya tam tersi zararlı madde vücutta kalır. Ayrıca bağırsaklar tarafından sindirilen besinlerden bazıları da zararlı olabilir. Tüm bu zararlıların tespit edilip kandan ayrılmasından böbrekler sorumludur. Böbrekler bu açıdan değerlendirildiğinde boşaltım sisteminin elemanları sayılırlar.

Böbrek vücudun taşımacılığını yapan kanın uğrak noktasıdır. Bu noktaya uğrayan kan hücreleri taşıdıkları zararlı maddelerden böbreklerdeki hücreler yardımıyla ayrılır ve temizlenir. Bu temizleme işlevinin ideal seviyede çalışabilmesi için tek böbrek yeterlidir. Bilindiği üzere sağda ve solda olmak üzere vücudumuzda iki adet böbrek bulunmaktadır. Genelde iki böbrekten birinin eksik olması durumunda böbreğe bağlı boşaltım sistemi fonksiyonlarında herhangi bir kayıp yaşanmaz. Böbrekler bu açıdan değerlendirildiğinde oldukça özel bir konuma oturmaktadır.

Böbrekler boşaltım fonksiyonunun yanında birçok diğer fonksiyona da sahiptir. Vücut üzerinde üstlendiği diğer roller de en az boşaltım rolü kadar önemlidir. Böbrekler tansiyon olarak adlandırılan kan basıncının seviyesinden sorumludur. Ayrıca kan hücrelerinin olgunlaşıp fonksiyonel hale gelmesini sağlayan hormonları da salgılarlar. Ayrıca vücudun neredeyse tüm fonksiyonlarında kullanılan D vitamininin sentezlenmesi sürecinin bir kısmı da böbrekler yardımıyla yapılabilir. Tüm bu fonksiyonların toplamı incelendiğinde böbreklerin vücut için oldukça önemli organlar olduğu sonucu rahatça çıkarılabilir.

Ana işlevi vücudun beslenme ve dağıtım süreci boyunca ortaya çıkardığı (metabolizmanın çalışması süreci) üre ve kreatinin vücuttan atılmasını sağlamak olan bu organda, üstlendiği işlerin üzerinde yarattığı baskıdan dolayı zaman zaman çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Bu sorunların fark edilebilir ilk belirtisi ise genelde böbrekleri merkez alan ağrılar olmaktadır.

Böbrek Ağrısı Hakkında

Böbrekler üstlendikleri rollerin oldukça hassas olmasından ve ikame ettirilemez olmasından dolayı doğumdan itibaren ağır yük altında çalışırlar. Vücutta iki adet böbrek olmasının başlıca sebeplerinden birisi de evrim sürecinde metabolizmanın böbrekler üzerinde yarattığı baskının evrim sürecini bu yönde tetiklemesidir.

Her ne kadar konu başlığı böbrek ağrısı olsa da his bakımından değerlendirildiğinde böbrek bölgesinde oluşan bir ağrının ana kaynağının doğrudan böbrek olduğu değerlendirilmez. Böbreklerde meydana gelen bir ağrının idrar yolları ile mesane kaynaklı olabileceği fikri doktorların ilk aklına gelendir. Bu bölgeler herhangi bir faktörden çok daha kolay etkilenme potansiyeline sahiptir. Böbrek ve böbreğe bağlı sistemler üzerinde meydana gelen ağrıların çok büyük bir kısmı idrar yollarında ortaya çıkmaktadır. Oldukça dar kanallar olarak şekillenmelerinden dolayı bu bölgeyi birçok faktör etkisi altına alabilmektedir. Bakteriler, virüsler, genetik hastalıklar kaynaklı olarak ağrı gelişebileceği gibi basınç farklılıklarından dolayı da idrar yollarında ağrı ortaya çıkabilir.

İdrar torbasının zararlı maddeler ile doldurulması süreci boyunca böbrekler, idrar yolları ve mesane yoğun bir baskı altında kalır. Bu baskı, içerdiği maddelerin beslenme alışkanlıklarına ve içerisinde bulunulan fiziki durumun değişen koşullarına göre ağırlaşması ya da hafifleşmesi yüzünden olduğu söylenebilir. Yani yaşayış tarzındaki anlık değişiklikler dahi böbrek ve bağlı sistemler üzerinde yoğun bir etki oluşturabilir. Sıcaklık farklılıklarının idrar yollarında ortaya çıkan ağrılar üzerinde çok büyük etkilerinin olduğu kanıtlanmıştır.

Böbrek Ağrısı Nedir

Böbrek bölgesinde gelişen ağrıların merkezi değişkendir. Birçok ağrı böbreklerin doğrudan kendisinde ortaya çıkmamasına rağmen böbrek ağrısı olarak değerlendirilebilir. Böbrekler tek başına çalışan organlar değildir. Böbrek fonksiyonlarının sorunsuz olarak yürütülebilmesi için sağlıklı bir idrar yoluna ve mesaneye ihtiyaç vardır. Böbreklerin fonksiyonları kadar bu iki yardımcının böbrekleri nasıl desteklediği de önemlidir.

Böbrek ağrıları, boşaltım sistemini oluşturan organ ve bölgelerin tümünde ortaya çıkan sebepli ve sebepsiz ağrıları ifade etmek için kullanılır. İlgili bölgeleri etkisi altına alan bir hastalık, enfeksiyon, virüs doğrudan doğruya ağrıya sebep olabilir. Aynı şekilde bölgeyi anlık olarak etkileyen içsel veya dışsal travmalar da böbrek ağrılarının oluşumunda birincil faktör arasında sayılabilir.

Böbreklerde ortaya çıkan ağrıların tam olarak nereden kaynaklandığını anlamak, böbrek fonksiyonlarının arttığı saatlerde ağrının şiddetinde değişme olup olmadığının tespit edilmesidir. Bilindiği üzere tüketime bağlı olarak böbrek fonksiyonlarında artış gözlenir. Özellikle sıvı alımıyla birlikte böbrek fonksiyonları maksimum düzeye çıkarak aşırı yüklenir. Esasen olması gereken bu iken; ağrının varlığı durumunda fonksiyon artışıyla birlikte mevcut olan veya olmayan ağrıda da artış gözlenir. Yani böbrek fonksiyonlarının ağrı üzerinde doğrudan etkisi bulunmaktadır.

Böbrek ağrılarının gelişim sebepleri oldukça fazladır ancak temelde böbreklerin gerekli işlevlerinde aksilik olmasını sağlayan durumların tamamı ağrıya da sebep olur. Böbrek taşları, hastalıklar, basınç değişimleri böbreklerde meydana gelen ağrının başlıca sebepleri arasında sayılabilir. Böbrek ağrıları sebebine göre değişik türlerde gözlenebilir. Genel olarak süre ve şiddet olarak ayrım yapmak mümkündür. Böbrek ağrılarının tek böbrekte yoğunlaşması da söz konusudur. Hastalık, enfeksiyon ve travma gibi durumlarda ağrı tek böbrek üzerinde yoğunlaşırken genetik durumlarda iki böbrek üzerinde de aynı şiddette ağrı ile karşılaşılabilir. Ağrının ortaya çıkış sebebine göre ağrı tek seferlik, sürekli veya değişen süreli yani aralıklı olabilir. Şiddetine göre ise hafif, orta ve yüksek olarak ayrım yapmak mümkündür. Ayrıca böbrek fonksiyonlarındaki artışa göre ağrının şiddetinin değişmesi de söz konusudur. Ağrının tipi ile ortaya çıkış sebebi arasında yüksek seviyeli bir ilinti bulunur. Yani ağrının tipolojisini belirlemek, teşhisin başlangıcıdır.

İstatistiksel çalışmalar böbreklerde meydana gelen ağrının başlıca sebebinin böbrek taşı olduğunu göstermektedir. Ayrıca böbrek ağrıları kadınlarda, erkeklere göre çok daha fazla görülür. Bunun birincil sebebi boşaltım sistemi anatomisinin değişik olmasıdır. Böbrek ile mesane arasındaki bağlantının kısa olması, üç bölge arasındaki geçişin hızlı olmasına sebep olur. Böylece enfeksiyon kaynaklı ağrılar çok daha çabuk yayılır. Ayrıca cinsel organ kaynaklı hastalık bulaşmalarına kadın anatomisi daha yatkındır.

Böbrek Ağrısı Nedenleri

Böbrek ağrılarına sebep olan faktörlerin tamamını saymak imkansızdır. Böbreğin üstlendiği fonksiyonlar fazla iken; böbreği etkisi altına alabilecek durumlar da olabildiğince fazladır. Boşaltım sistemini etkileyen her türlü olumsuz durum beraberinde böbrek ağrısı getirebilir. Aynı şekilde böbrek fonksiyonlarındaki ufak azalmalar veya durmalar da beraberinde böbrek ağrısının farklı tiplerini getirir.

Her ihtimali saymak mümkün olmasa da böbrek ağrısına sebep olabilecek faktörlerden bazılarını sıralamak mümkündür. Bu sıralama modern tıp dünyasının ortaya çıkışından itibaren karşılaşılan vakalar üzerinde yapılan incelemeler sonucunda ortaya çıkmıştır. Günümüzde böbrek ağrısını ortaya çıkaran sebeplerin yaklaşık olarak yüzde doksanı aşağıda sayılacak faktörler arasından çıkmaktadır.

Böbrek ağrısına sebep olabilecek diğer birçok faktör bulunur. Kişinin o an içerisinde bulunduğu fiziki ve psikolojik durum dahi böbrek ağrılarının oluşması için yeter sebeptir. Bu tip ağrılar genelde tek seferlik olmakla birlikte bazıları iki ya da üç kez daha tekrarlayabilmektedir. Böbrek ağrısının tedavi gerektiren durumları ise şiddet fark etmeksizin on ya da on beş günden daha fazla süren durumlar olarak söylenebilir. Yani kendi kendine geçmeyen her türlü böbrek ağrısı vakası, tıbbi bir teşhis sürecini de beraberinde getirmektedir. Ağrıyı ortaya çıkaran faktörlerin varlığı, bileşkeleri farklı tipolojide ağrıların ortaya çıkmasını sağlayabilir. Ayrıca karakteristik olarak vücudun farklı bölgelerini etkisi altına alabilen böbrek ağrıları ile de karşılaşmak mümkündür.

İdrar Yolu Enfeksiyonları

İdrar yolu, böbrekler ile mesaneyi birbirine bağlayan kanalları değil; bu kanalları da içerisine alan tüm sistemi ifade eder. Yani idrar yolları denildiğinde anlaşılması gereken şey böbrekler, kanallar ve mesanedir. Böbrek ağrılarının başlıca sebeplerinden birisi de idrar yollarında herhangi bir sebeple ortaya çıkan enfeksiyonlardır. İdrar yollarında ortaya çıkan enfeksiyonunun sebebi vücudun kendi içerisinde bulunan bakterilerdir. Enfeksiyona dair belirtiler ortaya çıktıktan sonra sebep genelde vücut dışında aranır ancak vücut dışından gelen bakterilerin idrar yolları enfeksiyonuna yol açma riski oldukça düşüktür.

Vücudun içerisinde birçok bakteri bulunur. Bu bakterilerin sayıların sürekli olarak artış ve azalışlar bulunmakla birlikte bakterilerin cinsi de sürekli olarak değişir. Genelde yararlı bakteriler olmakla beraber vücudun içerisinde birçok zararlı bakteri de yaşam şansı bulmaktadır. Bu zararlı bakterilerin vücut fonksiyonlarına zarar verememesinin altında yatan sebep ise bağışıklık sistemidir. Bağışıklık sistemi sürekli olarak zararlı bakterilerle mücadele eder ve onların kritik fonksiyonlara zarar vermesinin önüne geçer. Herhangi bir sebeple bağışıklık sisteminin zayıflaması durumunda ise bağırsak bölgesinde yaşayan zararlı bakterilerden bir kısmı baskıdan kurtularak idrar yollarına hareket eder. Bu bakterilerin idrar yollarına gelmesiyle birlikte de idrar yolu enfeksiyonu ortaya çıkar.

Ortaya çıkan idrar yolu enfeksiyonu mesane veya kanallarda ise en net belirti sürekli ve orta şiddetli ağrıdır. Enfeksiyon böbreğin kendine sıçramadığı sürece basit tedaviler ile süreç atlatılabilir. Enfeksiyonunun böbreklere sıçraması sonrasında ağrının şiddeti katlanarak artar ve tedavi edilmediği her gün hastaya kalıcı zarar verme ihtimali olarak geri döner.

İdrar yolları enfeksiyonları kadınlarda, erkeklere göre neredeyse iki kat fazla görülür. Özellikle, oluşan enfeksiyonun böbreklere sıçrama hızı çok kısadır. Sebebi, kadınlarda idrar yolları anatomisinin farklı olmasıdır. Daha kısa kanallar sayesinde enfeksiyon mesaneden ve kanallardan hızla geçerek böbreklere sıçramaktadır. Bu sebepten ötürü kadınlarda, idrar yolları enfeksiyonuna bağlı olarak ağrının gelişmesi çok daha kısa bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır.

Böbrek Enfeksiyonu

Böbrek enfeksiyonu esasen idrar yolları enfeksiyonunun ilerlemiş halini ifade eder. Bağırsaklardaki bakterilerin idrar yollarına sıçrayarak enfeksiyon ortaya çıkarmasından sonra mesane ve kanalları takip eden bakteriler böbreğe ulaşır. İdrar yolları enfeksiyonunun böbreklere ulaşması, enfeksiyonunun belirtilerinin de değişmesine sebep olur. Eğer ağrı şikayeti var ise bu ağrının şiddeti katlanarak artar ve dayanılmaz bir durum ortaya çıkabilir. Günümüzde böbrek enfeksiyonu ortaya çıkmadan idrar yolları enfeksiyonunu tedavi etmek oldukça kolay olsa da bazı bünyelerde hastalık fark edilmeden kendini böbreklere atabilmektedir. Böbreklere geçene kadar ağrı gibi belirtiler vermeyen idrar yolları enfeksiyonu, böbreklere geçmesiyle birlikte şiddetli ve sürekli bir ağrıya sebep olmaktadır.

Böbrek Taşı

Günümüzde neredeyse insanların tamamında ufak veya büyük çaplı böbrek taşlarına rastlanır. Neredeyse her insanda karşılaşılıyor olması, böbrek taşlarına dair literatürün oldukça gelişmesine sebep olmuştur. Herkes bilecektir ki böbrek taşlarının ilk ve en net belirtisi ağrıdır.

Bir böbrek taşının oluşumu, beslenme ile başlar. Bilindiği üzere vücudumuz çeşitli ihtiyaçları için minerallere ihtiyaç duyar. Bu mineraller hücrelerde, hormonlarda ve diğer bölgelerde yapı taşı olarak kullanılır. Günümüzün beslenme alışkanlıkları ile bu minerallerin alım seviyesini net olarak belirlemek mümkün değildir. İnanılmaz derecede dikkat edilse dahi bir mineralin daha fazla alınması söz konusu olabilir. Normal şartlar altında alınan fazla vitamin ve mineraller böbrekler tarafından toplanarak vücuttan atılır. Zaman içerisinde, sürekli olarak fazla mineral alımının gerçekleşmesi halinde bir miktar mineral böbrek içerisinde birikme gösterir. Biriken minerallerin en bilineni, kemik yapımında büyük faydası olan kalsiyumdur. Kalsiyum minerali yıllar içerisinde böbreklerde birikir ve birbirine yapışır. Belirli bir büyüklüğe eriştiğinde ise böbreğin basıncı sayesinde atılmak istenir. Normalde, yapışmamış halde iken geçmesi gereken kanaldan geçemez. Yani böbrek ile mesane arasındaki mesafeyi aşamaz. Kanallara takılması, çok küçük dahi olsalar vücudun sarsılmasına sebep olur. Böbreğin çıkış duvarlarına, kanallara ve son olarak mesaneye ciddi zarar verirler. Bu zarar verme süreci de vücutta ağrı olarak hissedilir.

Böbrek taşına bağlı olarak gelişen böbrek ağrıları oldukça karakteristiktir. Böbrek taşının olduğu tarafta çok yoğun hissedilen ama geçici olan bir ağrı bulunur. Taşın hareketinin durmasıyla ağrı da azalarak biter. Taş tekrar hareket edene kadar ise herhangi bir ağrı görülmez. Böbrek taşına bağlı ağrıların ortadan kalkması için böbrek taşının tıbbi teknikler ile ortadan kaldırılması gerekir. Taş ortadan kalkmadığı sürece böbrek ağrısı devam eder. Sürekli birikim olduğu için de ağrının şiddeti günden güne artar. Bazı durumlarda böbrek taşının ağrısından dolayı hayat felç olabilir. Hasta, günlerce yatağa bağlı kalabilir.

Damar Sertleşmesi (Arteriyoskleroz)

Damar sertleşmesi vücudun neredeyse tamamını ilgilendiren, birçok hastalığa sebep olabilen oldukça kritik bir konudur. Vücudun her bölgesinde kendini gösterebilen damar sertleşmesi, böbreklerde de kendini gösterebilir. Esasen damarların esnekliklerini kaybederek sert bir yapıya dönüşmesi ve kan akış miktarının azalması olarak tarif edilebilir. Damar sertleşmesi atar damarlar üzerinde meydana gelir. Esasen birçok damar üzerinde oluşabilse de hastalıkların ve ağrıların oluşmasındaki birincil damar türü atardamarlardır.

Böbreklere oksijen iletiminden atardamarlar sorumludur. Birçok faktöre bağlı olarak bu atardamarlar esneyemez yani genişleyemezler. Bu durumda gün içerisinde değişen miktarda oksijen böbreklere taşınamaz. Aktarılan oksijen miktarı sabit kalırken ihtiyaç artabilir. İhtiyacın arttığı durumlarda iyi beslenemeyen böbrek hücreleri çeşitli tepkiler verir. Bu tepkilerin oluşturduğu his de ağrıdır. Atardamar sertleşmesine bağlı olarak gerçekleşen böbrek ağrısı orta şiddetli ve süreklidir. Bu durumun sürekli olması halinde başta böbrekler olmak üzere boşaltım sisteminin tamamında birçok hastalık ortaya çıkabilir. Bu açıdan oldukça tehlikeli bir durum olduğunu söylemek mümkündür.

Polikistik Böbrek Hastalığı

Bebeğin anne karnına düşmesi süreci de dahil olmak üzere tüm yaşam DNA adı verilen yapıların kontrolünde ilerler. Vücudun elde edeceği tüm özellikler ve fonksiyonlar bu yapıların denetimindedir. Aynı şekilde hücre davranışlarının belirlenmesinde de tek sorumlu DNA yapılarıdır. Bir hücrenin yaşam döngüsü doğum – bölünme – ölüm üçgeninde devam eder. Hayatın sonlanmasına kadar da bu durum böyle devam eder.

Çeşitli dışsal ve genetik sebeplere bağlı olarak hücre yapılarının bölünme işlevlerinde fonksiyon bozuklukları meydana gelebilir. Hücreler kontrolsüz olarak çoğalmaya başlayabilirler. Normalde kontrolsüz çoğalma beraberinde istenmeyen yapıları da ortaya çıkarabilir. Polikistik böbrek hastalığının altında yatan temel sebep de budur. Hücreler böbrek içerisinde kontrolsüz olarak çoğalmakta ve kist yapıları oluşturmaktadır. Esasen kanserli olarak değerlendirilmeyen bu yapılar yine de önceden planlanmamış oldukları için böbrek fonksiyonları üzerinde etki oluştururlar. Polikistik böbrek hastalığının en net belirtilerinden bir tanesi sürekli olarak hissedilen orta şiddetteki ağrıdır. Genelde tek böbrekte gözlenen bu durum nadiren iki böbrek üzerinde etkili olmaktadır.

Polikistik böbrek hastalığı ileri yaşlarda ortaya çıktığı için bu sebebe bağlı ağrıların da ileri yaşlarda gözlemlendiğini söyleyebiliriz. Özellikle orta yaşın üzerindeki hastaların böbreklerinden birinde tarif edilene uygun (şiddet değişikliği yapmayan, sürekli, orta şiddetli) ağrı hissetmeleri durumunda mutlaka doktora başvurarak ilgili hastalıktan şüphelendiklerini de söylemeleri gerekmektedir. Ayrıca hastalığa bağlı olarak tansiyonda da dalgalanmalar gözlenebilir. Sürekli düşük veya sürekli yüksek tansiyon ile karşılaşılabilir. Bunun sebebi böbreğin fonksiyon bozukluklarının kanın basıncı üzerinde etki oluşturmasıdır. Ağrı ve tansiyonunun bir arada görülmesi durumunda ilk şüpheli olarak polikistik böbrek hastalığı gösterilir.

Böbrek Büyümesi

Böbrek büyümesi esasen hidronefroz olarak adlandırılır. Böbreğin fonksiyonlarını yerine getirirken büyümesi anlamına gelir. Bu büyüme birden gözlenmez. Zaman içerisinde, idrar toplamaya bağlı olarak ivmeli bir büyüme söz konusudur. Özellikle ileri yaşlarda, böbrekte tutulan idrar miktarının çok büyük boyutlara ulaşmasından dolayı hidronefrozun ileri aşamaları ile karşılaşılır. Hidronefroz yani böbrek büyümesi birçok hastalığın başlangıç sebebi olabilir.

İleri dereceye ulaşmış böbrek büyümelerinde, böbrekte idrarın tutulmaya başlamasıyla birlikte idrar yolları üzerinde büyük bir baskı oluşur. Özellikle dar idrar kanalları üzerinde basınç kaynaklı olarak oluşan bu baskının sonucu olarak orta şiddetli ağrı oluşur. Diğer ağrıların aksine böbrek büyümesine bağlı olarak gelişen ağrıda, ağrının şiddeti ile böbreğin fonksiyonu arasında çok net bir ilişki bulunur. Sıvı tüketiminin artmasıyla beraber ağrı da artar. Yani böbrekteki idrarın seviyesi, ağrının şiddeti ile doğru orantılıdır. Böbrekte idrarın olmadığı durumlarda ise ağrı yok denecek kadar azdır.

Böbrek büyümesine bağlı olarak gelişen ağrılarda ağrı idrar kanalları, mesane, sırt bölgesi ve karın bölgesine dalgalı bir yayılım gösterebilir. Baskının az olduğu dönemlerde ise sırt ve karında ağrıya rastlanmaz.

Böbrek Kanseri

Polikistik böbrek hastalığı ile benzer bir süreç sonucunda böbreklerde ve mesanede niteliği belirsiz yapılar oluşabilir. Bu yapıların, bölgede faaliyet gösteren hiçbir yapının fonksiyonu ile alakası yoktur. Hücreler kontrolsüz olarak çoğalarak böbreklerde, kanallarda veya mesanede tıkanmaya; alan daralmasına sebep olabilir. Böbrek fonksiyonlarının bu istenmeyen yapılardan dolayı sekteye uğramasının en net belirtilerinden birisi de ağrıdır. Kanserli hücre oluşumuna bağlı olarak gelişen ağrılar sürekli artan şiddette hissedilir.

Kanserli yapıların oluşmaya başladığı ilk dönemlerde ağrı yok denecek kadar azdır. Özellikle mesane ve böbrek içerisinde gelişen ilk aşama kanserli hücrelerde ağrı bir belirti değildir. İlerleyen aşamalarda kanserli hücrelerin geliştikleri alanı daraltmaları hatta bazen tıkamaları sonucu ağrı da şiddetlenir. Tıkanma durumunda ise ağrı kişiyi bayıltacak seviyeye ulaşabilir.

Böbrek Ağrısı Belirtileri

Böbrek ağrısı birçok hastalığın belirtisi olabilir. Böbrek ağrısının ortaya çıkış sebebine göre birçok diğer belirti de ağrıya eşlik edebilir. Böbrek ağrısını ortaya çıkaran sebep genelde oldukça komplike ve fazla olduğundan dolayı diğer belirtiler ayırıcı tanı olarak kullanılabilir. Böbrek ağrılarına eşlik eden belirtilerin tamamını saymak mümkün değildir. Bunun sebebi, böbrek ağrısına sebep olan faktörlerin yüzlerce belirtiyle beraber gözlenebiliyor oluşudur. İstatistiksel olarak yapılan değerlendirmelerde en çok karşılaşılan yan belirtiler sayılmıştır.

Yüksek Ateş

Böbrek ağrısının ortaya çıkmasında en çok karşılaşılan faktör idrar yolları enfeksiyonudur. Vücut üzerinde herhangi bir enfeksiyonunun ortaya çıkabilmesi için ya ortaya çıkaran bakterinin çok kuvvetli olması ya da bağışıklık sisteminin zayıf olması gerekir. Böbrek ağrısına eşlik eden yüksek ateşin başlıca sebebi de bağışıklık sisteminin zayıf olmasından yararlanarak idrar yollarına sirayet eden bağırsak bakterileridir.

Bağırsak bakterilerinin idrar yollarına bulaşmasından sonra bölgede mücadele başlar. Bölgeye bir zayıflıktan yararlanarak gelen bakteriler yoğun şekilde idrar yollarını oluşturan bölgelere saldırır. Aynı şekilde bağışıklık sistemi de yok edemese dahi bölgedeki bakterilere saldırır. Tüm bu uğraştan dolayı vücutta yüksek ateş gözlenir. Vücut kendini ısıtarak bakterilerden korunmayı amaçlar.

İdrar yolları enfeksiyonlarına ek olarak birçok diğer hastalık da böbrek ağrısına ek olarak yüksek ateşin oluşmasına sebep olur. Bu gibi durumlarda ayırıcı tanı yapılması amacıyla klinik testlere başvurulması gerekir. Bağışıklık sisteminin zayıfladığı ve böbrek ağrısının ortaya çıktığı her durum beraberinde yüksek ateşi getirir.

İdrar Yaparken Yanma Hissi

İdrar yollarını etkisi altına alan her türlü durum beraberinde idrar yapma sırasında bir belirtiyi getirir. İdrar yaparken yanma hissi de bu belirtilerden yalnızca bir tanesidir. Yanma hissini ortaya çıkaran faktörleri frengi, ülser, idrar yolu enfeksiyonları olarak saymak mümkündür. Ayrıca daha az karşılaşılmakla beraber prostat ve mesane kanseri de idrar sırasında yanmaya sebep olabilir.

E. Coli isimli bakteri alt idrar yolu enfeksiyonunun başlıca zanlısıdır. Mesane ile kanal arasını tamamen etkisi altına alan bu bakteri, böbreklerde şiddetli ağrıya sebep olabilir. Ağrının kaynağı esasen mesane ve kanallar olmakla beraber hasta tarafında böbrekler olarak hissedilmektedir. Ağrıya genelde idrar yaparken yanma hissi eşlik eder.

E. Coli bakterisinin yalnızca mesaneyi etkisi altına aldığı sistit en yaygın enfeksiyon tipidir. Bu tip enfeksiyonda ağrı, yanma hissi, sık idrara çıkma, idrarın tam yapılamadığı hissi gibi birçok durumla karşılaşılır.

Sürekli İdrara Çıkma İsteği

İdrar yollarında meydana gelen enfeksiyonların en net belirtilerinden bir tanesi de sık idrara çıkmaktır. Alt idrar yolları enfeksiyonlarında birçok belirti birlikte gözlenir. Orta şiddetli ağrı genelde idrara çıkıldığında görülür. İdrarın yapılması sırasında maksimum düzeye çıkan bu ağrı beraberinde yanmayı da getirir. İdrarın tam yapılamadığı hissinden dolayı hasta sürekli olarak idrara çıkar. Yani tüm belirtiler essen birbiri ile bağlantılıdır.

İdrarın Farklı Renkte Olması

Boşaltım sisteminin özellikle de böbreklerin fonksiyon kaybına sahip olması durumunda hastalıkların ilk fark ettikleri belirti ağrı olmaktadır. Böbreklerde meydana gelen fonksiyon kayıpları genelde şiddetli ve sürekli ağrı ile beraber görülür. Böbreklerin temel işlevi kandaki zararlı maddeleri ayırmak ve temizlemektir. Sağlıklı çalışan bir böbrek bu işlevini en ufak olumsuz belirti vermeden yerine getirir. Böbreğin sağlıksız çalışması durumunda kandaki zararlı maddeler temizlenemez, yanlış maddeler süzülür, idrarın oranlarında sapmalar olur. Tüm bu durumlar idrarın farklı renkte ortaya çıkmasına sebeptir. Ayrıca farklı renkle birlikte genelde koku değişimleri de görülür.

Sürekli ve Değişen Şiddette Ağrı

Böbrek ağrısının sürekli veya süreksiz olması oldukça önemlidir. Ayrıca ağrı süreksiz iken tekrarlama periyotlarının bilinmesi, ağrının altında yatan sebebin kolayca ortaya çıkarılabilmesini sağlar. Ağrının bir diğer değişkeni ise şiddetidir. Ağrıya sebep olan faktörün görüldüğü bölge, faktörün kendisi ve diğer birçok konu hakkında fikir vermesi açısından şiddet değişkeni de en az süreklilik değişkeni kadar önemlidir.

İdrar yolları enfeksiyonu gibi çok görülen bir sebepte ağrı bir anda maksimuma ulaşmakta ve sonrasında tedavi gerçekleşene kadar bu seviyede devam etmektedir. Yani idrar yolları enfeksiyonuna bağlı olarak gerçekleşen ağrının sürekli ve yüksek şiddetli olduğunu söylemek mümkündür. Diğer faktörler de böbrek fonksiyonlarını etkileme durum ve kapasitelerine göre değişen sürelerde ve değişen şiddetlerde ağrıyı belirti olarak vermektedirler. Sonuç olarak ağrının karakteristiği ile ağrıyı ortaya çıkaran faktör arasında ilinti bulunmaktadır. Ağrının karakteristiğinin saptanması büyük oranda hasta tekelindedir. Ağrının sürekliliğinin ve şiddetinin bilinmesi, ağrının arkasında yatan faktörü net olarak ortaya çıkarabilmektedir.

Mide Bulantısı, Kusma ve İştah Kaybına Bağlı Kilo Kaybı

Boşaltım sisteminde meydana gelen fonksiyon kayıplarının ortaya çıkmasından sonra ilk karşılaşılan belirti ağrıdır. Ağrıya birçok diğer faktör eşlik edebilir. Boşaltım sisteminde meydana gelen sorun vücudun hormon, mineral ve vitamin dengesinin bozulmasına sebep olur. Bu bozulma eksi yönlü olabileceği gibi genelde karşılaşıldığı şekliyle artı yönlü de olabilir. Yani böbrek görevini yerine getiremediği için kanda aşırı miktarda mineral, vitamin, hormon birikimi sağlanır. Ayrıca zararlı madde birikimi de oldukça fazladır. Kandaki seviyelerin aşırı yükselmesi beslenme ihtiyacının ortadan kalkmasına sebep olur. Kandaki değer dengesizliği mide iç yapısının karışık sinyaller göndermesine sebep olur.

Tüm bu süreç sonucunda iştahsızlık, mide bulantısı, kusma ile karşılaşılır. Tüm bunlara bağlı olarak kilo kayıpları da olağandır.

Böbrek Ağrısı Tanı ve Teşhis Yöntemleri

Böbrek ağrısı şikayeti ile doktora başvurulmasından sonra hastalığın teşhis edilmesi için çeşitli yöntemlere başvurulur. Ağrı şikayeti oldukça geniş bir spektrumu ilgilendirdiği yani birçok hastalığın belirtisi olabildiği için ayırıcı tanının yapılması gerekir. Böbrek ağrısı doğrudan doğruya bir hastalık değildir. Yani ağrının arkasında yatan bir sebep mutlaka bulunur. Bu sebebe ulaşabilmek için ağrının karakteristiğinin analiz edilmesi, kan değerlerinin ölçülmesi gerekir. Alınan tüm bilgilerin doktor tecrübesi ile işlenmesi sayesinde de böbrek ağrısı ve arkasında yatan sebep tam olarak teşhis edilebilir.

Ağrının arkasında yatan sebep basit bir tedavi ile giderilebilir. Bazı durumlarda ise mesane ya da böbrek kanseri ile karşılaşılabilir. Bu sebepten ötürü, erken teşhis yapılabilmesi için böbreklerde görülen ağrının hafife alınmaması gerekir.

Fiziki Muayene

Böbreklerin bulunduğu konum fiziki muayene açısından uygun olsa da sistemin devamı el ile yapılan muayenelere kayıtsızdır. Böbreklerin içerisinde gelişen ve ağrıya sebep olan faktörün dokunmak suretiyle tetiklenmesi ve ağrının şiddetlendirilmesi söz konusu olabilir. Bu durumda doktor, böbreklere hafif hafif dokunarak ağrının şiddetlenip şiddetlenmediğini ölçer. Ayrıca sırt ve karın bölgesine de dokunarak, buralardaki ağrının böbrekten kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlayabilir.

Böbrek ağrılarının birçoğu idrar kanalları ve mesaneden kaynaklandığı için fiziki tedavi ile ağrının net kaynağını bulmak mümkün değildir. Böbrek ağrısına sebep olan faktörün net şekilde bulunabilmesi için laboratuvar testlerine ihtiyaç vardır. Fiziki muayene aşamasında hastanın şikayetleri dinlenir, ağrının şiddeti anlaşılır, sürekli mi süreksiz mi olduğu belirlenir.

Laboratuvar Testleri

Böbrek fonksiyonlarının çalışıp çalışmadığını anlamak için iki test oldukça net sonuçlar verir. Bunlardan birincisi kan testi, ikincisi ise idrar testidir. Böbrek kanı süzerek idrarı oluşturur. Kanı süzme seviyesi hem kan hem de idrar üzerinde bazı hormonların, minerallerin, ürenin sayılabilmesine olanak tanır. Kandaki üre miktarının yüksek olması böbreğin kanı süzemediğine işarettir. İdrardaki faydalı mineral ve vitamin miktarı ise böbreklerin yanlış çalıştığının kanıtıdır. İki test kombine edilerek böbrek ağrısının arkasında yatan faktör kolayca bulunabilir.

İki testin sonuçlarının sorunsuz çıktığı durumlarda ise böbrek taşına veya poliplere dair emareler aramak üzere ultrason testi uygulanabilir. Bölgeden görüntü alınması sayesinde poliplerin veya böbrek taşının varlığı tam olarak saptanabilir.

Böbrek Ağrısı Risk Faktörleri

Böbrek ağrısı kendi kendine ortaya çıkmaz. Böbrek ağrısının ortaya çıkabilmesi için bir faktörün böbrek fonksiyonları üzerinde etki oluşturması gerekir. Yani ağrı bir faktör olmaktan ziyade bir faktörün ortaya çıkardığı belirtidir. Ağrıyı ortaya çıkarabilecek her türlü durum da böbrek ağrısının risk faktörleri arasında sayılabilir.

Genel olarak yüzlerce hastalık ve onlarca durum böbrek üzerinde etkili olabilir. Hepsini tek tek saymak mümkün değildir ancak belirli kalıplar dahilinde ağrıyı ortaya çıkarabilecek, her zaman ağrıyı ortaya çıkarma riski bulunan durumları ve bu durumları tetikleyen faktörleri saymak mümkündür.

Genetik Faktörler

Bazı kişiler genetik olarak böbrek ağrısını ortaya çıkarabilecek durumlara yatkındır. Bu durum kimi zaman enfeksiyona yatkınlık iken kimi zaman da idrar yolu kanallarının dar olmasıdır. Bu tip genetik yatkınlıklarda ağrının cinsiyetle veya yaşla herhangi bir ilgisi bulunmaz. Doğumdan itibaren ağrıya bağlı yakınmalar başlayabilir. Belirli bir yaşa kadar en ufak belirti görülmeden yaşanıp sonrasında ağrı ile uğraşılabilir. Genetik yatkınlığı olan hastalarda fiziksel bazı sorunlardan dolayı ağrı gözlenme ihtimali çok yüksektir. Bazen de ağrıyı belirti olarak veren bir hastalık sürekli olarak gelişir.

Yaş ve Cinsiyet

Böbrekler doğuştan itibaren aralıksız çalışan makinelerdir. Kanın sürekli olarak temizlenmesi, hormon üretimi ve vitamin sentezi böbreklerin görev alanıdır ve bu kadar görevle uğraşmak böbrekleri yormaktadır. Kanın temizlenmesinden sonra bünyesine aldığı maddelerde oldukça zararlıdır. Zamanla yani yaşla birlikte böbrek fonksiyonları bu ağır iş yüküne bağlı olarak zayıflar ve görevlerini tam olarak yerine getiremezler. Bu yıpranma böbreğin kendisinde, idrar kanallarında veya mesanede olabilir. Nerede olursa olsun yaş ile birlikte böbrek fonksiyonlarında meydana gelen azalmanın, zayıflamanın verdiği ilk belirti ağrıdır. Yani yaş doğrudan doğruya böbrek ağrısının risk faktörleri arasındadır.

Ayrıca yaştan bağımsız olarak cinsiyetin de böbrek ağrısı üzerinde belirleyici rolü bulunmaktadır. Böbrek ağrısının başlıca sebeplerinden olan idrar yolları enfeksiyonu kadınlarda, erkeklere göre çok daha sık görülmektedir. Ağrıyı ortaya çıkaran faktörün kadınlarda daha sık görülmesi de doğal olarak ağrının kadınlarda daha sık görülmesi durumunu ortaya çıkarmaktadır.

Şeker Hastalığı

Şeker hastalığı vücutta insülinin üretilememesi veya üretilse bile kullanılamamasını ifade eder. Bir süreçtir ve yıldan yıla şeker hastalığının etkisi artar. Beslenmeye dikkat edilmediği, tedaviye uyulmadığı durumlarda da kılcal damarlar şeker tarafından işgal edilerek işlevsiz hale getirilir. Şeker hastalığının saldırdığı bölgelerin başında da böbrekler gelmektedir. Böbreklerin asıl iş gücünü oluşturan böbreklerdeki kılcal damarlar zaman içerisinde şeker tarafından istila edilmekte ve işlevsiz hale getirilmektedir. Bu süreç içerisinde de böbrek kaynaklı olarak ağrı ile karşılaşılmaktadır. İşlevsizlik halinin artmasıyla beraber ağrı da artmaktadır. Yani şeker hastalarının hem böbrek hastalıkları hem de böbrek ağrısı için risk grubu içerisinde yer aldığını söylemek mümkündür.

Tansiyon Düzensizliği

Böbrekler, ürettikleri hormonlar vasıtasıyla kan basıncını kontrol ederler. Eğer kan basıncının değişken olması gibi bir durum söz konusu ise vücuttaki hormonlar görevini tam yapamıyor demektir. Tansiyon birçok farklı faktöre bağlı olabileceği gibi böbrek fonksiyonlarına da bağlı olabildiğinden ötürü böbrek hastalarının, böbrek ağrısı olanların tansiyon sorunu olduğunu söylemek mümkündür. Buradan kurulacak ters mantıkla tansiyon hastalarının ya da tansiyon düzensizliği yaşayanların böbrek ağrısının risk grubu içerisinde yer aldığını söyleyebiliriz.

Böbrek Ağrısı Komplikasyonları

Böbrek ağrısı bir neden olmaktan çok belirtidir. Buradan hareketle böbrek ağrısının bir komplikasyon ortaya çıkarma ihtimali düşüktür ancak böbrek ağrısını ortaya çıkaran faktörün tedavi edilmemesi durumunda vücutta ve özellikle böbrek fonksiyonlarında bu fonksiyonu olumsuz etkileyebilecek komplikasyonların ortaya çıkma riski bulunur.

Böbrek Taşı Oluşumu

Sürekli ve şiddetli böbrek ağrılarının altında birçok faktör yatıyor olabilir. Hangi faktör yatıyor olursa olsun şiddetli ve sürekli böbrek ağrıları, böbrek fonksiyonlarında meydana gelen bir bozulmadan ötürü kaynaklanmaktadır. Böbreklerin çalışma düzeninde meydana gelen bu bozulma vücuttan atılması gereken minerallerin böbreklerde toplanmasına sebep olabilir. Ağrı hiçbir zaman böbrek taşı oluşturan bir faktör değildir ancak ağrıyı oluşturan faktör böbrek taşının oluşmasına sebep olabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, sebebi bilinmeyen, araştırılmayan, tedavi edilmeyen bir ağrının böbrek taşı oluşturabileceğini söylemek mümkündür. Böylece, oluşan böbrek taşı hem ağrının sonucu hem de destekleyicisi olacaktır. Böbrek taşıyla beraber zaten mevcut olan ağrı daha da şiddetlenip, hastanın hayatını oldukça konforsuz bir duruma sokacaktır.

Böbrek Hastalıkları

Böbrek hastalıklarının ortaya çıkmasında birçok sebep bulunur. Ağrı genelde bu hastalıkların sebebi değil, sonucudur. Bazı durumlarda ağrının göz ardı edilmesi, ağrıyı ortaya çıkaran faktörün şiddetlenerek böbrek fonksiyonlarını ve hatta dokusunu bozmasına sebep olabilir. İki durumda da mevcut olan ağrı katlanır. Ayrıca ağrıya bağlı olarak böbrek hastalıkları da gelişebilir.

Böbrek Ağrısı Nasıl Önlenir

Böbrek ağrılarının engellenmesi için böbrek ağrılarının altında yatan sebebin ortadan kaldırılması gerekir. Ortada herhangi bir sebep yoksa ve ağrı da hissedilmiyorsa, ağrıyı ortaya çıkarabilecek her türlü faktörden kaçınmak için çeşitli önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu önlemler için ekstra bir çaba gerekir. Günlük faaliyetler sırasında bu başlıklara dikkat etmek kişiye ekstra bir mesai getirir ancak böbrek hastalıklarının, böbrek taşının ve bunlara bağlı olarak böbrek ağrısının ortaya çıkmaması sağlanır.

İdrar Düzenini Kurmak

Sağlıklı bir boşaltım sisteminin temelinde, mesanede biriken idrarı düzenli bir şekilde vücut dışına atmak yatar. Böbreklerde süzülen zararlı maddeler buradan kanallar yardımıyla mesaneye aktarılır ve sonrasında penisten veya vajinadan dışarı atılır. Mesane, dolduğunu sinir hücreleri yardımıyla beyne iletir. Bu aşamadan sonra idrarın vücutta kalması enfeksiyon riskini artırır. Yani düzenli olarak idrara çıkmak, idrarı tutmamak böbrek ağrısının önlenmesi açısından oldukça önemlidir.

Dışkılama Sonrası Hijyen

Anüs, penis ve vajina vücudun dışında yer alsalar da içerideki sistem ile bağlantıdadırlar. Gözle görülemeyecek kadar küçük bakteri ve virüsler bu alanlardan içeriye girerek çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olabilirler. Her ne kadar idrar yolları enfeksiyonu için bu durum düşük bir ihtimal de olsa diğer hastalıklar bakımından bu bölgelerin hijyenini sağlamak önemlidir. Dışkılama sonrasında vücudun yapısına ve pH değerine uygun bir madde ile temizlenmesi, antibakteriyel özellikli bir malzemenin kullanılması, bölgelerin hijyeninin sağlanması açısından kritiktir.

Cinsel İlişkinin Hijyeni

Cinsel ilişki sonrasında vajina, penis ve anüs arasında bakteri değişimi olabilir. Kurulan cinsel ilişkinin türü fark etmeksizin cinsel ilişkiden sonra idrar yolunun temizlenmesi açısından idrarın yapılması, bölgeye yerleşme ihtimali bulunan zararlı bakterilerin idrar yardımıyla atılmasını sağlayacaktır. Yani, cinsel ilişki sırasında temas eden bölgeler idrar yapılması suretiyle temizlenmelidir. Bu sayede böbrek ağrısını ortaya çıkarabilecek bakterilerden kurtulmak mümkündür.

Kolesterol Seviyesini Kontrol Altında Tutmak

Kolesterol damarların esneklik ile sertlik arasında geçişken olmasını sağlar. Kolesterol seviyesinin fazla olması, böbreğe giden atardamarların aşırı sertleşmesine ve daralmasına sebep olabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde böbrekte ve boşaltım sisteminde ortaya çıkabilecek hastalıkların birincil sebebi olan atardamar sertleşmesinin önüne geçmek için kolesterol seviyesinin kontrol edilmesi gerekir. Hastalıkların önüne geçmek sayesinde de böbrek ağrılarını engellemek mümkündür.

Beslenme Düzeninin Kurulması

Beslenme hem kana karışacak maddelerin belirlenmesinde hem bunların seviyesinin ayarlanmasında önemlidir. Beslenme sayesinde vücuda bağlı çalışan tüm sistemler kontrol altında tutulabilir. Örneğin kolesterol seviyesini kontrol etmek suretiyle özel bir perhiz uygulanabilir. Bu sayede damarların sertleşmesinin, böbrek hastalıklarının ve ağrıların engellenmesi söz konusudur.

Vücut üzerinde çalışan sistemlerin tamamı düzeni severler. Yeme içme saatlerinin belli olması, tüketilen gıdaların belli ve çeşitli olması beraberinde boşaltım sisteminin de düzenli olmasını getirir. Sindirim sistemi, boşaltım sistemi, dolaşım sistemi birlikte çalışarak hastalıkların önüne geçebilirler. Beslenme düzeninin kurulması sayesinde böbreğe gitmesi muhtemel birçok zararlının önüne geçilebilir.

Sık Sorulan Sorular

Böbrek ağrısı bir sebep olmaktan ziyade sonuçtur. Bu açıdan sınırlarını belirlemek oldukça zordur. Vücudun böbrekle alakasız bir bölgesinde başlayan hastalık dahi böbrek ağrılarının ortaya çıkmasına sebep olabilir. Böbrek ağrısının birçok hastalığın ve durumun belirti hanesinde yazıyor olması, açıklanmasını zorlaştırmaktadır. Risk grubu içerisinde yer alanların kafasında yer etmesi muhtemel bazı soruları spesifik başlıklar altında cevaplamak konunun daha net anlaşılabilmesi açısından önemlidir.

Böbrek Ağrısı Kanser Belirtisi Olabilir Mi?

Böbrek ağrısının birçok sebebi bulunur. Bu sebeplerden bir tanesi de böbrekler ile kanallar ve mesanede oluşan polip benzeri yapılardır. Bu poliplerin büyük bir bölümü iyi huylu ve içerisi sıvı dolu yapılardır. Özellikle mesane bölgesi olmak üzere boşaltım sisteminin büyük bir bölümünde içi katı dolu polip yapıları ile karşılaşılabilir. Eğer yapılan testlerde, boşaltım sisteminin çeşitli bölgelerinde polip yapıları ile karşılaşılmış ise biyopsi yapılması gerekebilir. Yani kısaca böbrek ağrısı, kanser belirtisi olabilir.

Böbrek Ağrısı İçin Doktora Ne Zaman Gidilmeli?

Böbrek ağrısının her türlüsü bir durumun belirtisidir. Tek seferlik bir ağrı bile boşaltım sisteminde bir şeylerin ters gittiğinin belirtisidir. Yani böbrek ağrısının şiddetlisi veya hafifini; süreklisini veya süreksizini hisseden herkesin hemen doktora başvurması gerekmektedir. Dahiliye kliniğine başvurulmasının ardından gerekli tetkikler ışığında hastalar yönlendirilecektir.

Böbrek Ağrısının Tedavisi Nasıl Yapılır?

Böbrek ağrısının tedavisi, ağrıyı ortaya çıkaran faktörün tedavi edilmesi şeklinde yapılır. Eğer ağrının altında yatan sebep ilaçlar ile ortadan kaldırılabiliyor ise ilaçlı tedavi uygulanır. Ağrının altında yatan sebep böbrek taşı ise taşın ses titreşimleri ile kırılması ağrının tedavisi olarak uygulanabilir. Eğer böbrek ağrısının altında yatan sebep tümör yapıları ise kemoterapi ve radyoterapi böbrek ağrısının tedavisi olarak uygulanabilir. Sonuç olarak böbrek ağrısında tedavi böbrek ağrısının kendisini değil, ağrıyı ortaya çıkaran faktörün tedavisi şeklindedir.

Sigara Ve Alkol Kullanımı Böbrek Ağrısı Yapar Mı?

Sigara ve alkol vücut açısından oldukça zararlıdır. Sigara özellikle solunum yolu merkezli olmak üzere vücudun neredeyse tamamını olumsuz etkilemektedir. Kana çok sayıda zararlı madde karışarak böbreklere ulaşır ve böbrek fonksiyonlarının olumsuz yönde etkilenmesine sebep olur. Alkol ise kana karıştıktan sonra böbrek tarafından süzülmesi sırasında böbreklere zarar verir. Yani her iki madde de böbrek ağrısını oluşturan faktörleri tetikleyerek böbrek ağrısına sebep olabilir.

Hangi Besinler Böbrek Ağrısını Tetikler?

Böbrek ağrısını asitli, aşırı yağlı besinler tetikler. Ayrıca tek tip beslenmek de böbrek ağrısını tetikleyen faktörlerdendir. Sürekli protein, sürekli mineral ağırlık beslenmek; bunlardan herhangi birini takviye olarak aşırı derecede almak böbrek fonksiyonları üzerinde olumsuz etki yaparak ağrıyı oluşturabilmektedir.

Adet Döneminde Böbrek Ağrısı Olur Mu?

Adet döneminde üreme sisteminde ortaya çıkan ağrı, kist yapılarının mevcut olması durumunda aşırı şiddetli olmaktadır. Bu şiddetli ağrı bazen sırt ve karın bölgesinin de aşırı derecede ağrımasına ve sanki ağrının merkeziymiş gibi hissedilmesine sebep olmaktadır. Böyle durumlarda böbrekler de ağrıyor gibi hissedilmektedir. Esasen böbrekler kaynaklı ağrı olmamakla beraber böbreklerin olduğu bölgelerde de adet döneminde ağrı gözlenebilir.

Gebelik Böbrek Ağrısına Neden Olur Mu?

Gebelik döneminin bazı bölümlerinde böbrek fonksiyonlarının aşırı kullanımına bağlı olarak orta şiddetli ağrılar ile karşılaşılabilir. Bu ağrılar gebelikten sonra tamamen ortadan kalkmaktadır.

Böbrek Ağrısı Olan Sık Sık İdrar Kaçırma Yaşar Mı?

İdrarın tutulması ve bırakılmasından birçok kas sorumludur. Bu kaslarda meydana gelebilecek düzensizlikler aynı zamanda böbrek ağrılarına da sebep olmaktadır. Her böbrek ağrısı idrar kaçırmaya sebep olmasa da birçoğu böbreğini idrar tutma kapasitesini etkileyen hastalıklardan kaynaklandığı için, böbrek ağrılarının özellikle gece vakitlerinde idrar kaçırmaya sebep olduğunu söylemek mümkündür. Sıklık ise ağrıyı ortaya çıkaran durumun ilerleme seviyesine bağlıdır.

Böbrek Ağrısı Mide Bulantısı Yapıyor Mu?

Böbrek ağrısını ortaya çıkarabilecek böbrek hastalıkları, mesane hastalıkları, enfeksiyonlar, bel – sırt problemleri ve diğer bazı hastalıklar aynı zamanda mide bulantısı da yapabilmektedir. Böbrek ağrısı ile mide bulantısının aynı anda görüldüğü hastalıklar oldukça az olduğundan dolayı, böbrek ağrısı ile mide bulantısının aynı anda görüldüğü durumlarda tanı oldukça kolay şekilde yapılmaktadır. Ancak her böbrek ağrısının mide bulantısına sebep olmadığı; bazı durumlarda mide bulantısının yan etkisi olarak böbrek ağrısı ile karşılaşıldığı bilinmelidir.

Böbrek Ağrısı Hareket Ettikçe Artar Mı?

Böbrek ağrısının başlıca sebeplerinden birisi böbrek taşlarıdır. Oldukça küçük olan bu taşlar konumlandıkları noktaya göre ağrı oluştururlar. Eğer hareket edildiğinde ağrının şiddetinde değişme oluyorsa ağrının kaynağı böbrek taşlarıdır. Diğer birçok böbrek ağrısı sebebinde ise hareket ağrı şiddeti üzerinde etki oluşturmamaktadır. Yani bu şekilde azalan ya da artan ağrılarda tanı doğrudan böbrek taşı olarak konabilmektedir.

Böbrek Ağrısı Ne Kadar Sürede Geçer?

Böbrek ağrılarının birçoğu oldukça uzun süreler varlığını devam ettirmektedir. Eğer az su tüketilmesine bağlı bir ağrı söz konusu ise suyun tüketilmesinden bir gün kadar sonra ağrının tamamen ortadan kalkması mümkündür. Bunun dışındaki böbrek ağrısı sebeplerinde ise ağrı tedavi tamamlanmadan ortadan kalkmaz. Tedavi süresince dahi az ya da çok olmak üzere varlığını devam ettirir. Bazı böbrek ağrıları (özellikle taşlara bağlı ağrılar) yıllar boyu değişen şiddetlerde görülebilmektedir.

Böbrek Ağrısı Sebepleri Nelerdir?

Vücudun genel dengesi üzerinde oldukça önemli olan böbrek hem içsel hem de dışsal bir çok faktöre karşı hassas durumdadır. Böbrek ağrısını ortaya çıkaran onlarca farklı sebep saymak mümkündür:

  1. Böbreklerde ortaya çıkan kanamalar,
  2. Böbrek içerisindeki ana damarlarda pıhtı oluşması,
  3. İdrarın gerektiği gibi ve kadar tahliye edilememesi,
  4. Böbreklerde kitle oluşumu,
  5. İdrar yolu, mesane ve böbrek enfeksiyonları,
  6. Böbrek taşları.

    Böbrek Ağrısı Nelere Yol Açar?

    Böbrek ağrısı ortaya çeşitli belirtiler çıkarabilecek bir neden değil, başka nedenlerden kaynağını alan ciddi bir belirtidir. Ancak şiddetli böbrek ağrıları beraberinde bazı olumsuzlukları da getirebilmektedir:

  7. Sıvı dengesinin bozulmasından dolayı sürekli yüksek ateş,
  8. İdrar ile ilgili problemler,
  9. İdrar düzeninde bozulma,
  10. Sırt ve bel bölgesini etkisi altına alan şiddetli ağrılar,
  11. Sürekli yorgunluk hali.
İlgili Bölümler
İlgili Ameliyatlar