Çene Kisti Oluşması
- Sık Sorulan Sorular
- Çene Kisti Nasıl Tedavi Edilir?
- Çene Kistleri Ameliyat Dışında Tedavi Edilebilir Mi?
- Çene Kisti Tedavi Edilmezse Ne Olur?
- Çene Kistinde Yüzde Oluşan Hissizlik Geçici Midir?
- Çene Kisti Tedavisinde Hangi İlaçlar Kullanılır?
- Çene Kisti Ameliyatları Devlet Hastanelerinde Yapılıyor Mu?
- Çene Kisti Tedavisi Maliyeti Nedir?
- Çene Kisti Tedavisinde Nasıl Beslenmek Gerekir?
- Çene Kisti Kalıcı Görüntü Bozukluklarına Neden Olur Mu?
- Çene Kisti Çenenin Kırılmasına Neden Olursa Nasıl Bir Tedavi İzlenir?
- Çene Kisti Farklı Hastalıklara Neden Olur Mu?
- Çene Kistinin Bitkisel Tedavi Yöntemleri Var Mıdır?
- Çene Kisti Tekrarlar Mı?
- Çene Kisti Neden Oluşur?
- Çene Kisti Tehlikeli Midir?
- Çene Kisti Ağrı Yapar Mı?
- Çene Kisti Belirtileri Nelerdir?
- Çene Kistinde Hangi Bölüme – Doktora Gidilir?
- Çene Kisti Ne Kadar Sürede İyileşir?
- Çene Kistinde Kanser Riski Olabilir Mi?
- Çene Kisti İçin Hangi Tahlil Ve Tetkikler Yapılmaktadır?
Kist; vücudumuzdaki kemik veya yumuşak dokularda tespit edilebilen, etrafı doku ile kaplı ve kimi zaman içerisinde püre kıvamında sıvı bulunabilen boşluklara denir. Vücut içerisinde oluştukları bölgede yavaş bir genişleme kaydeden kistler, insan vücudunda her bölgede oluşabilirler. Vücudumuzda en sık kist oluşan bölgemiz ise çene kısmı olup, çene bölgesinin ağız içerisi kısmında oluşan bu patolojik oluşumlara da çene kisti denir.
Çene kistlerinin bir kısmı tamamen dişten kaynaklıyken, bir kısmı ağız içerisindeki yumuşak doku ile tükürük bezleri, bir diğer kısmı ise sayılacak ağız dışı başka unsurlardan kaynaklanmaktadır.
Çene Kisti Oluşumu Hakkında
Her kist gibi iyi huylu veya kötü huylu olabilecek çene kistlerinde, ilk bakışta zararsız olduğu düşünülebilecek iyi huylu çene kistleri dahi çene bölgesi kemiklerinde ciddi zarar oluşmasına neden olarak gerek estetik açıdan nahoş bir görüntü, gerekse çene fonksiyonlarda azalma veya kayıplara kadar yol açabilmektedir. Bu gibi ciddi problemlere yol açmaması adına çene bölgesinde oluşarak en fazla 3-4 hafta içerisinde kaybolmayan oluşum veya lezyonların mutlak suretle alanında uzman bir doktora gösterilerek muayeneden geçmesi zaruridir.
Çene kistlerinin görülme sıklığını inceleyecek olursak, kök ucu kisti de denilen radiküler kistler %65-70 ile en sık görülen kistlerin başında gelir. Ardından yüzde 15-18 oranı ile dentigeröz kistler, yüzde 5-10 ile nazopalatin kistler, yüzde 3-5 ile odontojenik keratokistler, yüzde 1’den az görülen ve ender rastlanan lateral periodontal kistler ile paradental kistler çene kisti çeşitlerini oluşturur.
Çene Kisti Nedir?
Anılan şekillerde oluşabilen ve iyi huylu olsa dahi ciddi problemlere yol açabilen çene kistleri, oluşumlarının başlangıç döneminde hiçbir belirti göstermeyerek gizlice büyürler. Genellikle herhangi ağrıya da neden olmayan çene kistleri, kendilerini sıklıkla ele gelen şişlik ile belli ederler. Oluşan çene kistinin ağrı da yapıyor olması ise bir enfeksiyon belirtisi olarak nitelenebilir, nitekim ağız gibi tükürükle iç içe bir ortamda görülen çene kisti bu açıdan kolaylıkla enfekte olabilir. Bazı çene kistleri ise ağız boşluğunun yumuşak doku kısımlarında oluşur ve genellikle çeşitli travmalar sonucu, küçük tükürük bezi kanallarının tıkanmaları ile dudak iç yüzeylerinde şeffaf görünümlü, zaman zaman kendiliğinden küçülen ve büyüyen ağrısız şişlikler şeklinde kendini belli eder. Çene kistine sahip insanlarda orta ve ileri aşamalarda ağız ve/veya diş bölgesinde ciddi bozukluklar görülmektedir.
Birçok nedeni olabilen çene kistinin temel sebepleri arasında ağız içerisinde oluşan iyi veya kötü huylu tümörler, alkol ve sigara tüketimi, vitamin eksiklikleri, güneş ışığına gereğinden fazla maruz kalma, yanlış işlem yapılmış kuronlar sayılabilir. Lakin bunların hiçbiri olmasa dahi bazen yalnızca genetik faktörlerinde de çene kisti oluşumunda etkili olduğu görülmüştür.
Çene Kisti Ne Tür Sorunlara Yol Açar?
Çene kisti ilk zamanlarında herhangi bir belirti göstermiyor oluşu sebebiyle ilk aşamada ancak diş röntgeni ile tespit edilebilir.
Yavaşça büyüyen çene kisti ileriki aşamalarda kendini şişlik, kızarıklık, çene ağrısı ile çenede fonksiyon azalması veya kaybı ile kendini gösterir. Zaman zaman oluşan kist bölgedeki sinirlerin sıkışmasına yol açarak bölgede uyuşukluk veya his kaybı sonucunu doğurabilir. Bazı çene kistleri ise iç bölgede büyüyerek bölgesel doku ve dişlere de ciddi zarar verebilir. Sinsice ilerleyen çene kisti kemikte kırılmaya varacak kadar zarara yol açan çene kisti ancak düzenli olarak alanında uzman bir diş hekimine kontrole gidilerek zamanında tespit edilebilir ve daha oluşma aşamasında müdahale edilerek sayılan ciddi rahatsızlıklarla belki de hiç karşılaşılmadan hasta tarafından aşılabilir.
Çene Kisti Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Her kist gibi cerrahi müdahale gerektiren çene kisti, bir çene cerrahı tarafından bulunduğu bölgeden müdahale yoluyla çıkarılması gerekir. Çene kistine müdahalede temel olarak iki yöntem mevcuttur. Bunlardan ilki kistin tamamını bulunduğu bölgeden çıkartmak iken, diğeri ise kistin üst kısmını açarak düzenli gözlem ve kontrol altında kendiliğinden küçülmesini sağlamaktır. Tamamen çıkarma işlemine tıpta enükleasyon, kistin üstünün açılarak küçülme sürecinin beklenmesine ise marsüpyalizasyon denir. Eğer tamamen çıkarılma yöntemi kullanılıyorsa, kist bulunduğu bölgeden diş eti lokal veya genel anestezi ile uyuşturularak, tercihen tek parça olarak çıkartılır. Operasyonun ardından bölge dikiş yöntemi ile kapatılır ve kistin çıkartılmasıyla oluşan boşluk zaman içerisinde kemik dokusu ile dolar ve bölgesel boşluk kaybolur. Marsupializasyon işlemi ise genelde boyutu oldukça büyük ve sağlıklı bir operasyon yapılabilmesi için küçülmesi gereken kistlerde kullanılan bir yöntemdir. Anılan işlemde önce kistin üzerinde ufak bir delik açılır ve içerisindeki boşaltılır. Kist içerisindeki sıvının boşalmasıyla basınç azalır ve ardından kistin içerisine yine cerrahi bir müdahale ile bir dren yerleştirilir ve kistin küçülmesi sağlanır. Sürecin sonunda küçülen kist yeterli boyuta geldiğinde yine enükleasyon yöntemi ile alınabilir.
İyileşme süreci oldukça hassas ve kritik bir süreç olup, bu dönemde çenenin hiçbir suretle dışarıdan travma yaratacak nitelikte bir darbe vb. unsurla karşı karşıya kalmaması gerekmektedir. Rehabilitasyon sürecinde ilgili hekim antibiyotik, gargara, ağrı kesici gibi kullanımları önerebilir. Bundandır ki, spor vb. fiziksel aktivitelerle ilgilenen kişilerde çene kistinin alınmasından sonra rehabilitasyon süreci boyunca spor yapmamaları veya ekstra önlemler alarak hafif şekilde spor yapmaları uzmanlarca şiddetle önerilir. Yine bu süreçte yumuşak gıdalarla beslenmek rehabilitasyon sürecini hızlandıracak unsurlardandır. Ağız ve diş bakımı ve hijyeninin de ilgili dönemde kusursuz ve eksiksiz bir biçimde yapılması kritik bir önem arz etmektedir. Nitekim ameliyat sonrası rehabilitasyon sürecinde çene kistinin oluşturduğu boşluğun kemik ve yumuşak dokularca doldurulma süreci yine doktorca takip edilerek herhangi bir aksaklık olmadığından emin olunur.
Kistin oluştuğu bölgedeki diş operasyon sonrasında ağızda bırakıldıysa dişe mutlaka kanal tedavisi yapılması gerekirken, operasyon esnasında dişin çekilmesi gerektiyse de bu hastalara bölge tamamen iyileştikten sonra uygulanacak bir implant tedavisi genelde doktorlarca önerilir.
Çene Kisti Oluşması Hastalığı Nedenleri
Çene kistinin oluşma nedenleri temel olarak doğumsal, yani genetik nedenler, ağız ve diş hijyeninin yeterince sağlanmamasından kaynaklı nedenler ve travmatik, yani sonradan müdahale ile oluşan nedenler olarak nitelenebilir.
Doğumsal Nedenler
Herhangi bir travma geçirmese veya ağız ve diş bakım ile hijyeni eksiksiz bir biçimde sağlansa dahi kişide yine çene kisti oluşabilir, böyle bir senaryoda durum tamamen kalıtımsal nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bazı kişilerin genetik olarak kist oluşumuna yatkın bir bağışıklığı haiz olup, bu durum çene kisti oluşumuyla sonuçlanabilecektir.
Kişinin her ne kadar konu hakkında tüm önlemleri alıyor olsa da belirli periyotlarda doktor kontrollerini yaptırması kalıtımsal nedenlerle oluşabilecek kistlerin de zamanında teşhis edilerek önüne geçilmesini sağlayacaktır.
Travmatik Nedenler
Çene kistlerinin birçoğunun oluşmasında travmatik nedenler ve bu travmatik nedenler sonrasında doğru şekilde gerçekleştirilmeyen tedavi rol oynamaktadır. Bazen yalnızca çene bölgesine gelen bir darbe bu travmayı oluşturabilecekken, bazen darbe sonrası uygulanan eksik veya yanlış tedavi de kistin oluşmasına tek başına yeterli olabilir.
Kişinin travmatik nedenler sonrası oluşacak çene kistinden korunabilmesi adına çene bölgesini dışarıdan gelebilecek darbe ve müdahalelerden koruması, herhangi bir etki veya darbe ile karşı karşıya kalındığı takdirde derhal alanında uzman bir doktorca kontrol ettirilmesi ve herhangi bir oluşum riski olmadığının teyit edilmesi büyük önem arz etmektedir.
Ağız ve Diş Hijyeni
Ağız ve diş hijyeninin günlük, eksiksiz ve düzenli biçimde gerçekleştirilmemesi çene kisti oluşumuna bir davet niteliğindedir. Dişte meydana gelen çürük ile bu çürüğe müdahale edilmemesi durumunda da diş kökünde çene kisti oluşumu başlama riski bulunacaktır. Yine diş kökünde meydana gelecek herhangi bir enfeksiyon da çene kisti oluşumu için yeterli olabilecektir.
Düzenli olarak fırçalanmayan dişler sonucu diş plağı oluşabilecek ve bu diş plağı bölgesinde oluşacak bakteriler yine çene kisti oluşumuna neden olabilecektir. Diş üzerinde oluşan plaklar ile asitler zamanla diş minesinin erimesine, diş minesinin erimesi de beraberinde mutlak suretle diş çürüğünü, doğru ve zamanında müdahale edilmeyen diş çürüğü ise en nihayetinde diş kökünde oluşacak enfeksiyon ile beraber diş kistinin oluşması sonucunu doğuracaktır.
Kişinin ağız ve bakım hijyenini aksatmaması; bu kapsamda günde en az iki, mümkünse üç olmak üzere düzgün ve düzenli bir biçimde dişini fırçalaması, yine belirli periyotlarda gargara yapması ve diş ipi kullanması olası bir çene kisti oluşumunun önüne geçerek sağlıklı bir ağıza ve dişe sahip olmasını sağlayacaktır.
Çene Kisti Hastalığı Oluşması Belirtileri
Başlangıç aşamasında kişide hiçbir semptom oluşmasına neden olmayan çene kisti, tam anlamıyla sinsi bir hastalıktır. Yüz kemiğinde ağrı yapmayan şişlikler ve alt dudakta zaman zaman oluşan uyuşuklukla kendini gösteren çene kisti, ancak kist ilerleyerek büyüdüğünde bu semptomları gösterir. Genel olarak kişinin bölgesel sinirlerinde baskı hissetmesi, dudaklarda hissizlik ortaya çıkması, suratta birtakım ağrılar oluşması, çene kemiğinde kayma oluşması, çene kemiğinde büyüme, ağız içerisinde kötü tat bırakan bir akıntı mevcudiyeti, diş sallanması, diş bölgesinde çürük ile kök uçlarından iltihaplanma çene kisti hastalığının belirtileri olarak sayılabilecektir.
El İle Hissedilen Şişlik
Kişinin el ile hissettiği şişlikler sıklıkla çene kistinin ilk tespit edildiği belirtidir. Yüz kemiği kısımlarından oluşabilen ve enfeksiyon oluşturması dışında herhangi bir ağrı yapmayan bu şişlikler, en fazla 3-4 hafta içerisinde kendiliğinden yok olmadığı takdirde çene kistinin habercisi olabilir ve en kısa sürede bir uzmanca kontrol edilmelidir.
Kistin Oluştuğu Bölgede Ağrı
Çene kisti, oluştuğu çene bölgesinde ağrı oluşmasına neden olur. Genellikle oluştuğu ilk aşamada küçük boyutlarda olan çene kisti, ne bulunduğu bölge içerisinde varlığını hissettirecek ne de ağrıya sebep olacaktır. Ancak zaman içerisinde sıvı patojenlerle de dolmasıyla kist büyüyecek ve bu büyümeyle beraber çevresindeki dokulara baskı uygulamaya başlayacaktır. Kistin büyüyerek çevresindeki dokulara yaptığı baskı ağrının yalnızca çenede değil, dudak ve yanak bölgesinde de hissedilmesine yol açabilecektir.
Dudakta His Kaybı
Çene kisti büyüdükçe yalnızca ağrısını hissettirmeye başlamaz, aynı zamanda oluştuğu bölgede kapladığı alanın da artmasıyla etrafındaki doku ve sinirlere baskı yapmaya başlar. Kistin diş kökü bölgesindeki sinirlere baskı yapmasıyla alt dudakta hissizlik oluşur. Nitekim dudakta his kaybı, ilerlemiş bir çene kistinin habercisidir.
Dişin Sallanması
Diş kökünde oluşan kist, yeterli boyuta ulaştığı zaman tıpkı doku ile sinirlere olduğu gibi etrafındaki dişlere de baskı uygulayacak ve yana doğru kaymalarını sağlayacaktır. Diş kökünde oluşacak diş kistlerinin enfeksiyon sonucu oluşması neticesinde ise periapikal kistler meydana gelir. Bir diğer tür dentigeröz kistler yirmilik dişlerin tam ve sağlıklı şekilde dışarıya çıkamaması sonucu oluşan diş kaybı ile meydana gelirler. Dişin sallanıyor olması kistin büyüyerek oluştuğu alana sığmıyor oluşunu gösterir ve en kısa sürede müdahale edilmez ise süreç diş kaybı ve nicesi ile devam edecektir.
Alt Çenede Kırık
Çene kistine zamanında müdahale edilmediği veya başka bir şekilde oldukça iri boyutlara ulaştığı zamanlarda alt çenede kendiliğinden kırık oluştuğu görülebilir. Bu tür bir senaryoda kist meydana geldiği bölgede öyle bir dozda büyümüştür ki, etrafındaki doku ile sinirlere baskı yapmakla kalmamış, oluştuğu alt çene bölgesindeki kemiğe kırık oluşturacak derece zarara sebep vermiştir. Alt çenede kendiliğinden oluşan kırık, kistin ciddi derecede büyüdüğünün ve uzmanlarca en kısa sürede ne tür bir müdahalenin yapılması gerekliliği olduğunun tespiti gerektiğini gösterir.
Çene Kisti Oluşması Tanı ve Teşhis Yöntemleri
Her hastalıkta olduğu gibi çene kisti hususunda da erken teşhis ciddi bir önem arz etmektedir. Kist uzmanlarca ne kadar erken teşhis edilirse, çene kistinin bulunduğu bölgeye verdiği veya vereceği tahribat ile kisti bölgeden çıkarmak için yapılacak operasyon o derecede az olacaktır. Oluştuğu ilk zaman diliminde kendini göstermemesi sebebiyle çene kisti, ancak diş muayenesi veya diş röntgeni ile hiçbir semptom göstermeden erkenden teşhis edilebilir.
Diş Muayenesi
Diş muayenesi, çene kistine uygulanacak tedavi yönteminin belirlenmesi adına tek başına yeterli olmayıp, çene kistinin varlığının erken teşhisi adına önem arz etmektedir. Meydana geldiği bölgede ilk dönemde herhangi bir semptom göstermiyor oluşu sebebiyle çene kisti, bir uzmanca rutin bir diş muayenesi sırasında tespiti mümkün bir oluşumdur. Diş muayenesi esnasında doktorca teşhis edilen veya varlık şüphesi duyulan çene kistinin, muayene sonrasında kendisini takip edecek diş röntgeni ile tedavi aşamasına başlanacaktır. Erken tespit ile kiste kolay müdahale sağlanabilmesi adına düzenli diş muayenelerinin yaptırılması bu kapsamda oldukça önemlidir.
Diş Röntgeni
Diş muayenesi ile çene kistinin varlığının tespit edilmesi veya varlığından şüphe edilmesi ile diş röntgeni çekilir. Kistin görüntülenme işlemi her zaman için ve yalnızca diş röntgeni ile sağlanabilmektedir. Kistin büyüklüğünün, diş kökündeki tam yerinin ve etrafındaki doku ile dişlere ne derece baskı yapıyor olduğunun tespiti diş röntgeni sonucu elde edilecek görüntüler ile uzmanlarca belirlenecek ve bu veriler ışığında tercih edilecek bir tedavi yöntemi süreci izleyecektir.
Diş Kisti Büyüklüğünün Değerlendirilmesi
Diş kistinin teşhisi sonrası çekilen diş röntgeni ile beraber uzman bir hekimce diş kisti büyüklüğünün değerlendirilerek bir tedavi yöntemi seçilmesi gerekir. Her vakada ilgili değerlendirme farklılık gösterebilecek olup; kistin yeri, etrafındaki doku, sinir, diş ve hatta kemiklere ne kadar baskı yapıyor olduğu, ilaçla tedavi edilip edilememe ihtimal olup olmadığı gibi değişkenler operasyon ile çıkartılıp çıkartılamayacağının ve çıkartılamayacaksa kistin küçültülmesi işlemlerinin ne şekilde gerçekleştirileceğinin belirlenmesinde rol oynayacaktır.
Eğer diş kisti erken teşhis edildi ve bu kapsamda oldukça küçük boyutlardaysa, diş kistinin bulunduğu bölgeden çıkartılması veya kistin küçültülme işlemleri gerçekleştirilerek ardından çıkartılmasına gerek dahi kalmadan yalnızca ilaç tedavisi ile kistin kendi kendine yok olmasını sağlamak da mümkündür. Nitekim çoğu vakada kist belirli büyüklüklere ulaşmadıysa, uzmanlarca önce ilaç tedavisi ile kistin kendi kendine küçülerek yok olmasını sağlamayı deneyerek ilaca kistin verdiği reaksiyonu kontrol etmekte, ilaç tedavisinin herhangi bir başarı sağlamadığı; bu kapsamda kistin yeterince küçülemediği, boyutunda bir değişim görülmediği veya büyümeye devam ettiği tespit edildiği takdirde kistin çıkartılması işlemleri adına tedaviye geçiş sağlanmaktadır.
Kistin Küçültülmesi
Diş kistinin diş röntgeni ile büyüklüğünün değerlendirilmesinin ardından kistin cerrahi müdahale ile alınamayacak derecede büyük olduğu kararı verilirse, kistin cerrahi müdahale ile alınabilecek derecede küçültülmesi işlemine geçilir. Çoğunlukla büyük kistler için uygulanan bu yönteme marsüpyalizasyon denir. Nitekim belirli boyutlara ulaşmış kistlerin oluştuğu bölgeden direkt olarak cerrahi müdahale ile çıkartılması, kişinin sağlığı ve bölgede herhangi bir kalıcı zarar oluşmaması açısından ciddi sakıncalar gösterebilecektir. Marsupializasyon işlemi; kistin oluştuğu bölgeye ufak bir delik açılarak öncelikle kistin içerisindeki sıvının boşaltılması ile başlar. Kist içerisindeki sıvının boşalmasıyla beraber kist içerisindeki basınçta düşüş görülür. Ardından işlemi kist içerisine yerleştirilen bir dren takip eder ve marsupializasyon işlemi tamamlanır. Açılan delikle içerisindeki sıvı boşaltılan ve dren yerleştirilen kist, küçülmeye başlayacaktır. Sürecin tamamlanması ile beraber kistin büyüklüğü düzenli olarak takip edilerek, uzmanca yeterli derecede küçüldüğü ve cerrahi müdahale ile alınabilecek bir hale geldiği kararı verilince kistin alınma işlemine geçilir.
Kistin Çıkarılması
Bulunduğu bölgeden çıkarılmasına engel bir büyüklüğü haiz olmayan veya çıkarılması için gerekli küçüklüğe marsupializasyon işlemi ile ulaştırılmış kist, oluştuğu ve işgal ettiği bölgeden cerrahi müdahale ile bir bütün olarak ve mümkünse tek parça halinde çıkarılır. Bu işleme enükleasyon adı verilir.
Enükleasyon işlemi tercihen lokal veya genel anestezi ile yapılabilir, bu durum da yine uzman doktorun hastanın durum ve psikolojisini de göz önüne alarak karar vereceği bir husustan ibarettir. Anestezi işlemi tamamlandıktan sonra öncelikle bölgeye erişilebilmesi adına hastanın diş eti kaldırılır, ardından kistin tamamı, hassas bir şekilde, mümkünse tek parça halinde bölgeden çıkartılır. Kistin herhangi bir parçasının bölgede kalarak ileriki zamanlarda bir tehdit oluşturmaması ve anılan belirti ile problemlerin yeniden ortaya çıkmaması adına cerrah, kisti tek parça halinde ve bir bütün olarak çıkarmaya çalışır. Nitekim bölge içerisinde kalacak ufak bir kist parçası dahi, tüm operasyon ve çabaların anlamsız kalmasına yol açabilir. Kistin temizlenme işlemi tamamlandıktan sonra bölge dikiş atılarak kapatılır ve enükleasyon işlemi bu şekilde tamamlanır. İşlem sonrası hastanın diş dibinde tekrardan kist oluşumunu engellemek adına doktor tarafından hastaya antibiyotik ilaçlar mutlak suretle reçete edilecektir.
Çene Kisti Oluşması Risk Faktörleri
Her hastalıkta olduğu gibi çene kisti oluşmasında da belirli risk faktörleri mevcut olup, alkol ve sigara tüketimi ile kalıtımsal faktörlerin bu çene kisti oluşumunda en ciddi risk faktörleri olduğu uzmanlarca tespit edilmiştir. Risk faktörlerini göz önünde bulundurmak, eğer mümkünse ortadan kaldırmak veya risk faktörlerinin varlığı tespit edildiği takdirde ona göre hareket ederek bu kapsamda düzenli kontrol ve muayeneleri yaptırmak bilinçli bir kişinin kesinlikle uyması gereken kurallardır.
Sigara ve Alkol Tüketimi
Ağız ve diş hijyeninin layıkıyla sağlanamaması çene kisti oluşumu açısından en önemli faktörlerden biri olup, yüksek dozda ve/veya düzenli sigara ile alkol tüketimi kişinin ağız ve diş hijyeninin sağlanmasını oldukça zor bir hale getirmektedir. Nitekim sigara ve alkol tüketenlerin diş, diş eti ve dişi çevreleyen dokularla ilgili iltihap ve problem yaşama oranlarının tüketmeyenlere oranla gözle görülür bir oranda daha şiddetli olduğu birçok araştırmada kanıtlanmıştır. Özellikle sigara kullanımı sonucu diş kemiğinde kayıplar, diş etinin iltihaplanması ve diş kaybı gibi sonuçlar sıklıkla görülebilecek olup, sigara ve alkol tüketimi bu kapsamda ağız içerisinde çene kisti oluşumu için oldukça elverişli ve sağlıksız bir ortam sunmaktadır. Bu nedenledir ki sigara ve alkol tüketimi olan kişilerin, çene kisti açısından da risk grubu içerisinde yer aldıklarının bilincinde olarak ağız ve hijyen bakımlarını dengeleyecek ölçüde ekstra özen göstermeli, düzenli gargara yapmalı ve diş fırçalamalı, rutin muayenelerini hiçbir şekilde ihmal etmemelidirler.
Kalıtımsal Faktörler
Kişi her ne kadar ağız ve diş hijyeninin kusursuz bir biçimde sağlasa, çene kisti oluşumuna neden olabilecek herhangi bir travmaya maruz kalmasa dahi yalnızca kalıtımsal faktörler sebebiyle çene kisti oluşumu da söz konusu olabilecektir. Birçok hastalıkta olduğu gibi çene kistinde de genetik yatkınlık kavramı önemli bir yer tutar. Bu kapsamda kişinin gen havuzunda, yani soy geçmişinde çene kistine yatkınlık olduğu takdirde kişi hastalık açısından risk grubunda sayılacaktır. Kişinin çene kisti oluşumuna genetik yatkınlığı olması durumunda kişinin, ilgili hususta olağan bir insanın göstereceği özen ve dikkatten çok daha fazlasını göstererek düzenli kontrollerini sağlaması, kalıtımsal faktörlerin sürekli gözetim ve denetim altında tutulması mağduriyet yaşanmaması adına hayati önem taşımaktadır.
Çene Kisti Oluşması Komplikasyonları
Her ameliyat ve cerrahi müdahalenin riskleri olduğu gibi çene kisti operasyonuna rağmen de çeşitli komplikasyonlar oluşma ihtimali mevcut olup, alınan tüm tedbirlere rağmen belirli komplikasyonların önüne geçilemediği zaman zaman görülebilmektedir. Bunlardan bazıları çenede his kaybı, doku zedelenmesi, enfeksiyon, dişlerde sallanma, diş etinde iltihaplanma, yüksek ateş ve diş etinde kanama olup, çene kemiğinde kendiliğinden kırılma ve ağız kanseri anılan komplikasyonların en ciddilerindendir.
Çene Kemiğinde Kendiliğinden Kırılma
Çene kistine zamanında müdahale edilmemesi sonucu kistin büyüyerek çene kemiği üzerindeki baskıyı giderek artırması ile kırılabileceği gibi, özellikle boyutu daha büyükçe kistlerde yapılan kistin küçültülmesi işlemi ile beraber çene kemiğinin kırılması riski mevcuttur. Hastanın gerek kistin oluşum ve tedavi sürecinde, gerekse ameliyat sonrası süreçte çene kısmını travma yaratabilecek herhangi bir darbeden koruması gereklidir. Nitekim mevcut kist veya geçirilen cerrahi operasyon sebebiyle çene kemiği fazlaca baskı altında kalmış ve zayıf halde olup, hayatın olağan akışında problem yaratmayabilecek dokunuş veya darbeler dahi zayıf bir çene kemiği için travma etkisi yaratarak kırık oluşmasına neden olabilir.
Ağız Kanseri
Müdahale edilmeyen bir diş çürüğü veya yanlış uygulanan bir kanal tedavisi sonucunda diş kökünde oluşabilecek bir kist, müdahale edilmediği takdirde kansere dönüşme ihtimali taşımaktadır. Erken teşhis konulamadığı takdirde ağız kanseri; ameliyat, radyasyon terapisi ve/veya kemoterapi gerektirebilecek ve hasta hayatta kalabilmek adına uzun ve yorucu bir sürece girecektir.
Çene Kisti Oluşması Nasıl Önlenir?
Çene kisti oluşumunun engellenmesinde ağız ve diş bakımı bir numaralı korunma yöntemidir. Yapılan araştırmalar neticesinde ağız ve diş bakımını düzenli şekilde yaparak ağız içi hijyenini üst seviyede tutan kişilerde çene kisti oluşumunun diğerlerine oranla oldukça yüksek bir oranla düşük olduğunu göstermiştir. Bu kapsamda yine alkol ve sigara kullanımını bırakarak ağız içi dokuların zarar görmemesini sağlamak da çene kistinin önüne geçmek adına önemli bir etkendir. Nitekim alkol ve sigara ağız içi bakımının layıkıyla sağlanmasını da neredeyse imkânsız bir hale getirmektedir. Son olarak kişinin vitamin desteği de alarak ağız içerisinde enfeksiyon, çürük, hassas doku vb. alanların oluşarak çene kistine mahal vermesinin önüne geçmelidir.
Vitamin Desteği
Her ne kadar ağız içi bakımı kişi tarafından kusursuz bir biçimde yapılsa da zaman zaman vitamin eksiklikleri sebebiyle diş köklerinde çürük oluşumları, ağız içerisindeki dokularda hassasiyet oluşumları ve enfeksiyonlar görülebilmekte veya bunların oluştuğu bölgeler iyileşme gösterememektedirler. Bilinçli bir uzmana danışılarak düzenli olarak alınacak vitamin takviyesi, vücut bağışıklığının kuvvetlenmesini sağlayarak çene kisti oluşma ihtimalini de önemli oranda azaltacaktır.
Alkol ve Sigarayı bırakmak
Düzenli alkol ve sigara tüketimi, kişinin hem ağız içi bakım ve hijyenini sağlamasını oldukça zor hale getirmekte, hem de ağız içi dokularda yavaş yavaş zarar oluşmasına yol açarak zayıflatmaktadır. Yapılan farklı araştırmalar da düzenli sigara ve alkol tüketimi ile ağız kanseri arasında doğru orantılı bir grafik olduğu defalarca saptanmıştır. Birçok farklı sağlık nedeninde olabileceği gibi sigara ve alkol tüketiminin çene kisti oluşumunun önüne de geçebilmek adına en kısa sürede kesilmesi kişinin lehine olacaktır.
Düzenli Diş Temizliği ve Ağız Hijyeni
Çene kisti oluşumu riskini azaltmanın şüphesiz en kestirme yolu düzenli diş temizliği ve ağız hijyenini sağlamaktır. Bu kapsamda kişi günde en az iki, mümkünse üç kere detaylı bir biçimde dişlerini fırçalamalı, düzenli olarak gargara yapmalı ve diş ipi kullanmalıdır. Hijyenin sağlandığı ve düzenli bakımın yapıldığı, bakteri ve hassas dokulardan yoksun bir ağızda çene kisti oluşumu oldukça zor olacaktır. Aynı zamanda mümkünse altı ayda bir, en geç yılda bir olmak üzere alanında uzman bir diş hekimine genel diş muayenesi yaptırılması da faydalı olacaktır. Nitekim çene kisti ve ağız kanserlerinin çok büyük bir yüzdesi doktorlarca değil, diş hekimlerince teşhis edilmiş ve hasta uzmana yönlendirilmiştir.
Sık Sorulan Sorular
Yazının bu kısmında çene kisti oluşması ile ilgili sıkça akıl kurcalayan sorulara göz atarak cevaplandıracağız.
Çene Kisti Nasıl Tedavi Edilir?
Çene kisti yeterli küçüklükteyse önce ilaç tedavisi denenerek gelişimi durdurulmaya çalışır, kist yeterli küçüklükte olmadığı veya ilaç tedavisinin yeterli olmadığı bir senaryoda ise yine kistin büyüklüğü değerlendirilerek ya kist tek parça halinde ve bütün olarak bulunduğu bölgeden çıkartılır (enükleasyon) ya da kistin bulunduğu bölgede bir delik açılmak suretiyle içerisindeki sıvı boşaltılır, bununla beraber kist içerisinde basınç azalması ve yerleştirilen drenle kistin küçülmesi beklenir (marsüpyalizasyon) ve daha sonra yeterli küçüklüğe ulaştığına hekimce karar verildikten sonra yine kistin çıkarılma işlemi gerçekleştirilir.
Çene Kistleri Ameliyat Dışında Tedavi Edilebilir Mi?
Belirtildiği üzere çene kistleri ameliyat dışında ancak belirli şartların bir arada sağlanabildiği hallerde ilaçlı tedavi edilebilir. Hekimce kistin büyüklüğünün değerlendirilmesinin ardından ameliyat yerine ilaçlı tedavi ile kistin küçülerek kendi kendine yok olması hedeflenerek deneme yapılabilir. Bu tür bir durumda ameliyat, ancak ilaç tedavisinin kisti küçültemediği veya büyümeyi durduramadığı zamanlarda tercih edilir.
Bunun dışında alternatif tıbba yönelmek isteyen hastalar için de 3 çay kaşığı papatya ve 1 su bardağı su karıştırılarak elde edilen papatya suyu ile yapılacak gargaranın çene kisti tedavisinde oldukça faydalı olduğunu belirtmek gerekir. Suyun içerisine atılacak üç çay kaşığı kurutulmuş papatya 7 dakika boyunca kaynatıldıktan sonra bir bardağa alınır ve süzülerek soğuması beklenir. Gün içerisinde belirli aralıklarla bir yudum alarak gargara yapmak ve suyu yutmadan tükürmek, bu sürece kist iyileşene dek devam etmek gerekecektir. Gargara yapılacak suyun da klorsuz ve hijyenik olmasının da zaruri olduğunu önemle belirtmek gerekir.
Çene Kisti Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Çene kisti tedavi edilmediği takdirde ağız ve yüz bölgesinde birçok probleme yol açmaktadır. Bunlar; şişlik, kızarıklık, diş ve ağız içerisindeki dokularda ağrı, özellikle alt dudak ve yüzde zaman zaman oluşan hissizlik, diş sallanması, çenede fonksiyon kaybı ve ilerleyen safhalarda çene kemiğinde kendiliğinden kırık oluşması ve ağız kanseri olarak sayılabilir. Nereden bakılırsa bakılsın çene kisti, oluşumu göz ardı edilemeyecek kadar ciddi ve teşhis veya şüphe sonrası mümkün olan en kısa sürede tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Ayrıca müdahale edilmeyen bir çene kisti çok büyük boyutlara ulaşarak sinüs, burun boşluğu, sinir gibi vücudumuzdaki normal anatomik boşluklarda ciddi hasarlara yol açabilir.
Çene Kistinde Yüzde Oluşan Hissizlik Geçici Midir?
Yüz bölgesi vücudumuzda yoğun şekilde sinir içeren bölgelerden biri olup, kist belirli bir büyüklüğe eriştiğinde bu bölgedeki sinirlere baskı uygulayarak yüzde hissizlik oluşmasına neden olabilir. Oluşan hissizliğin sebebi kistin bulunduğu bölgeye sığamayacak büyüklüğe erişmesi olmasından ötürü kist herhangi bir metot ile yok olduğu takdirde sinirler üzerinde mevcut baskı yok olacak ve hissizlik yok olacaktır.
Çene Kisti Tedavisinde Hangi İlaçlar Kullanılır?
Çene kisti ameliyatı sonrası ilgili bölgenin enfeksiyon kapmaması ve ağrının önlenebilmesi adına hastaya antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlar reçete edilir. Bu süreçte hasta doktorun söylediklerini eksiksiz olarak uygulamalı, ilaç doz ve saatlerine tam olarak uymalı ve aklına takılan herhangi bir soru veya belirsizliği doktoru veya eczacısına derhal danışmalıdır. Doğru şekilde kullanılmayan ilaç, hastanın rehabilitasyon sürecine beklenen etkide bulunamayacak ve bölgenin enfekte olarak yeniden benzer problemler doğma riskini yaratacaktır.
Çene Kisti Ameliyatları Devlet Hastanelerinde Yapılıyor Mu?
Ülkemizde devlet hastanelerinde çene kisti ameliyatları uzman doktorlarca yapılmakta olup, çene kisti ameliyatları Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmaktadır.
Çene Kisti Tedavisi Maliyeti Nedir?
Ülkemizde özel hastanelerde çok çeşitli bir fiyatlandırma skalası olması sebebiyle bu ameliyatın özel hastanede gerçekleştirileceği bir senaryoda maliyetinin ne olacağını tam olarak belirlemek mümkün olamasa da özel hastanelerde çene kisti ameliyatı fiyatlarının ortalama 500- 1000 TL arasında olduğu söylenebilecektir.
Çene Kisti Tedavisinde Nasıl Beslenmek Gerekir?
Çene kisti ameliyatından sonra bölgedeki yaranın iyileşebilmesi adına bir süre boyunca yumuşak ve sıvı gıdalar tüketilmesi gerekmektedir. Bu sürenin ne kadar olacağı ise alınan kistin boyutuna, bulunduğu tam noktaya, kişinin bağışıklık sisteminin rehabilitasyon süresine ve operasyonun zorluğu neticesinde arkasından bıraktığı zarara göre değişiklik gösterecek ve ne zaman normal beslenmeye geçileceğine düzenli yapılan kontroller ile doktor karar verecektir.
Çene Kisti Kalıcı Görüntü Bozukluklarına Neden Olur Mu?
Çene kisti ameliyatının ağız içerisinde gerçekleştirilen bir ameliyat olması sebebiyle herhangi bir kalıcı görüntü bozukluğuna neden olması bu açıdan mümkün değildir, meğer ki kist fazlasıyla büyümüş olsun. Bazı ileri seviye kistler yazının önceki kısımlarında da anlatıldığı üzere çene kemiğine kuvvetli bir baskı yaparak ciddi zarar ve kusurlar oluşmasına neden olabilir. Bu tür durumlarda çeneye protez takılması gerekir. Çene protezi ameliyatı yüzün dış bölgesinde gerçekleştirilen bir ameliyat olması sebebiyle ameliyat bölgesinde ince bir çizgi şeklinde iz kalabilir.
Çene Kisti Çenenin Kırılmasına Neden Olursa Nasıl Bir Tedavi İzlenir?
Çene kistinin yaptığı baskı sebebiyle çene kemiği kırıldığı takdirde çene kırığının tedavi edilmesi gerekir. Kırığın boyutuna göre dişlerin birbirine özel bir telle bağlanması tedavi olarak uygulanabilecek olup, daha komplike ve özellikle bileşik kırıklarda çene kırığı için ayrıca bir ameliyat gerekli olacaktır. Bu kapsamda kırıkların birbirine iğnelenmesi veya çivilenesi söz konusu olacak, çenede kemik kaybı mevcut ise de yeni bir kemik parçası veya metal levha bölgeye yerleştirilecektir.
Çene Kisti Farklı Hastalıklara Neden Olur Mu?
Çene kistlerinin müdahale edilmediği takdirde her zaman kansere dönebilme ihtimali mevcuttur. Her geçen gün biraz daha büyüyen kist, giderek daha tehlikeli bir hal alır. İlk olarak ağız içi dokular, çene kemiği, diş kökleri ile dişlere zarar vermeye başlayan kist sonrasında tümörleşme eylemi gösterebilecektir. Tümörleşen bir kist iyi huylu da kötü huylu da olabileceğinden bu aşamaya gelinmiş bir hastaya patolojik testler yapılarak uygun tedavi yöntemi en kısa sürede belirlenir. Bunun dışında çene kisti, belirli bir aşamada vücudun doğrudan bağışıklık sistemini zayıflatarak birçok organda çeşitli problemlerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Çene Kistinin Bitkisel Tedavi Yöntemleri Var Mıdır?
Çene kistlerinin bitkisel tedavi yöntemi olarak sunulan tüm uygulamalar kisti ya da ortaya çıkma sebebini ortadan kaldırmaktan ziyade verdiği bazı belirtileri ortadan kaldırmaya yöneliktir. Bu da genelde ağrının ortadan kaldırılmasıyla alakalıdır. Pek tavsiye edilmese de çene kistinin varlığı durumunda uygulanabilecek bitkisel tedavi yöntemleri şunlardır:
- Kistin olduğu bölgedeki dişlere karanfil tohumu yerleştirilebilir.
- Asidik özelliği fazla olan yeşil zeytinin ağızda bekletilmesi ile de kist ağrısı azalmaktadır.
-
Ağrının olduğu bölgedeki dişlerde sarımsak ezilmesi ve bekletilmesi de ağrıyı azaltmaktadır.
Çene Kisti Tekrarlar Mı?
Çene kistlerinin yüzde doksan beşten daha fazlası iyi huylu yapılar olarak adlandırılabilir. Operasyondan önce yapılan biyopsi de iyi huylu olduğu tespit edilmişse ve uygun bir şekilde operasyon gerçekleştirilirse çene kistlerinin çok azı tekrar eder. Bu da oransal olarak yüzde iki ile dört arasına gelmektedir ki tekrar genelde aynı bölgeden değil, daha farklı bir bölgeden olmaktadır.
Çene Kisti Neden Oluşur?
Hücre artıklarının çene dokusu içerisinde birikmesinden dolayı çene kistleri oluşmaktadır. Ayrıca diğer diş ve diş eti problemlerinden dolayı oluşan kitleler de bağ kurarak oldukça ciddi büyüklüklere ulaşabilmektedirler. Çene kistlerinden korunmanın yolu ağız hijyenini korumaktan geçer. İçleri sıvı veya katı yapıda olabilir.
Çene Kisti Tehlikeli Midir?
Çene kistlerinin yüzde doksan beş ve daha fazlası iyi huylu tümörlerdendir. Doğal olarak kanser tehlikesi doğurmazlar ancak bu, çene kistlerinin tamamen zararsız olduğu anlamına gelmez. Yavaş gelişime sahip olanlar çok az belirti verdiklerinden dolayı bir anda çene sağlığının bozulmasına sebep olabilirler. Ayrıca diğer dokulara sıçrama yapmaları halinde tedavileri güçleşir. İleri seviyedeyse çene kırıklarına, diş bozukluklarına ve fonksiyon kayıplarına sebep olabilirler.
Çene Kisti Ağrı Yapar Mı?
Çene kistleri sürekli gelişme eğilimindedir. Orta ve ileri seviyede diğer dokulara sıçrama kapasiteleri oldukça yüksektir. Büyüdükçe ve geliştikçe, gelişme noktalarına bağlı olarak diş dokularına ve sinir yapılarına baskı uygulamaya başlarlar. Bu baskının ilk belirtisi dişlerde sürekli hale gelen şiddetli ağrılardır. İlerleyen aşamalarda ise dişlerde şekil bozuklukları ve dudaklarda uyuşmalar görülebilir.
Çene Kisti Belirtileri Nelerdir?
Çene kistleri büyük bir hacme ulaşana kadar nadiren belirti verirler. Düzenli diş kontrollerinin yaptırılıyor olması, çene kistlerinin teşhis edilebilmesi açısından da oldukça önemlidir. Çene kistleri belirti vermeye başladıklarında:
- Ağzın iç bölgesinde dil ile fark edilebilir bir şişlik ortaya çıkar.
- Şişlik geliştikçe dişlerde ağrı da artmaya başlar.
- Dişlerdeki hafif ağrıyı, dudaklardaki uyuşma takip eder.
-
Dişlerde çarpıklıklar oluşmaya başlar. Kistin olduğu bölgede dişler kırılabilir ya da tamamen dökülebilir.
Çene Kistinde Hangi Bölüme – Doktora Gidilir?
Çene kistlerinin tedavisi ile diş hekimleri ilgilenmektedir. Tedavinin omurgasını cerrahi müdahale oluşturduğu için çenenin anatomik yapısı üzerinde uzmanlaşmış bir diş cerrahının tercih edilmesi, çene kistinin tekrar etme ihtimali olmayacak şekilde ortadan kaldırılması için anahtar role sahiptir. Hastalar belirtileri fark ettikleri anda bir ağız, diş ve çene sağlığı merkezine başvurmalıdır. Hastanelerin diş hastalıkları poliklinikleri de gerekli yönlendirmeleri yapacaktır.
Çene Kisti Ne Kadar Sürede İyileşir?
Çene kistlerinin kendi kendilerine ortadan kalkması gibi bir durum söz konusu değildir. İlaç tedavisi de çene kistlerini tedavi etmede yetersizdir. Tek ve kesin tedavi yöntemi olarak cerrahi müdahale karşımıza çıkmaktadır. Cerrahi müdahale yaklaşık olarak yirmi dakika kadar sürer ve hasta hemen taburcu edilir. Yaklaşık iki – üç hafta sonra da tam iyileşme sağlanır. Bir yıllık bir takip sürecinden sonra hasta ile doktor bağı tamamen kesilebilir.
Çene Kistinde Kanser Riski Olabilir Mi?
Çene kistlerinin yüzde doksan beşinden daha fazla kötü huylu değildir. Yani çene kistlerinin kanser riski taşımadığını söylemek mümkündür ancak bu her zaman mümkün olmaz. Bazı kötü huylu ve hızlı gelişime sahip çene kistlerinden bahsetmek de mümkündür. Bu tür kistler için öncesinde biyopsi yapılarak huy belirlenmekte sonrasında ise buna yönelik girişimler gerçekleştirilmektedir.
Çene Kisti İçin Hangi Tahlil Ve Tetkikler Yapılmaktadır?
Çene kistlerinin tespitinde görüntüleme tekniklerinden yararlanılır. Basit bir ultrason ile de kistler tespit edilebilmektedir. Dişlere çok yakın olan ve katı forma sahip olan kistlerde ise daha gelişmiş görüntüleme tekniklerinden yararlanılabilir. Kist tespit edildikten sonra eğer gerekiyorsa biyopsi uygulaması yapılarak kistin türü belirlenmekte ve sonrasında müdahaleye girişilmektedir.