Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Kısırlık

Kısırlık Hakkında
Kısırlık Hastalığının Nedenleri
Kısırlık Hastalığının Belirtileri
Teşhis Ve Tanı Yöntemleri
Kısırlık Hastalığının Risk Faktörleri
Kısırlığın Komplikasyonları
Kısırlık Nasıl Önlenir
Sık Sorulan Sorular

Tıp dilindeki adı infertilite olan kısırlık hem erkeklerde, hem de kadınlarda görülebilmektedir. Kadınlarda bu durum 2 farklı şekilde görülür. İlki kadının hiç gebe kalmamasıdır, ikincisi ise daha önce gebelik oluşmasına rağmen sonradan tekrar bir gebeliğin olmamasıdır. Doğurganlığın azalması ile kısırlığın karıştırılmaması gerekmektedir. Toplumda bulunan kadınların yaklaşık çeyreği kısırlık durumu ile karşı karşıya kalmaktadır. Bir kadının en verimli doğurganlık yaşı 25 – 35 aralığındadır. 35 yaşından sonra kadınlardaki doğurganlık kapasitesi azalacaktır. Genellikle toplumda kısırlık oldukça korkulan bir durumdur. Bu nedenle birkaç denemesi olumlu sonuçlanmayan genç çiftler kısırlık tedavilerine başvurur. Ancak 25 yaş civarındaki gençlerin kısırlık tedavisine başvurması oldukça erken bir karardır. Bu tedavi için birkaç yıl daha beklemekte fayda vardır. Genellikle kısırlık tedavilerinin 30 yaş ve sonrasında uygulanması önerilir.

Kısırlık Hakkında

Her yıl binlerce kişi kısırlık tedavisi için hastanelere başvurmaktadır. Hem kadınlarda, hem de erkeklerde görülebilen bu durum gebeliğin oluşmaması ile ifade edilir. Aynı şekilde 1 yıl kadar korunmasız ilişki yaşanmasına rağmen gebeliğin gerçekleşmemesi de kısırlık şeklinde ifade edilir. Daha önce kadın gebelik yaşamış olsa dahi bir sonraki gebeliğin gerçekleşmemesi de kısırlık şüphelerini artırır. Genellikle 25 – 30 yaş arasındaki çiftlere kısırlık teşhisi koymak oldukça acele bir karar olmaktadır. Bu çiftlerin 30 yaş civarında kısırlık tedavisine başlaması önerilir.

Kadınlarda Kısırlık

Doğal yollar ile gebe kalamayan kadınların yaşadığı duruma kısırlık, yani infertilite adı verilir. Tıbbi açıdan bir kadına kısırlık teşhisi konulabilmesi için, 35 yaşın altındaki kadınların 1 yıl, 35 yaşın üzerindeki kadınların 6 ay gebe kalamaması gerekir. Ancak her gün ya da çok sık aralıklar ile denemelerin yapılması gebelik olasılığını düşüren bir durumdur. Çünkü çok sık deneme erkekteki yumurta kalitesini düşürebileceği gibi, çok nadir aralıklar ile deneme de kadınlardaki yumurtlama döneminin kaçırılmasına neden olabilir. Bu nedenle haftada 2 – 3 kez doğal yoldan gebe kalma denemeleri yapılmalıdır. Eğer bu deneme sürecinden başarısızlık elde edilir ya da muayenelerde gebeliğe engel bir durum tespit edilir ise kısırlık durumundan söz edilebilir. Kısırlık sürecinde gebeliğe engel durumlar arasında çiftlerin psikolojik ve hormonal durumu da göz önüne alınmalıdır. Kısırlığa engel herhangi bir durum olmasa da bu unsurlar gebeliğin başlamaması konusunda oldukça etkilidir. Genellikle genç çiftlerin kısırlık korkusu oldukça yüksektir. Ancak ilk denemelerde gebeliğin başlama ihtimali yüzde 25’tir. Dolayısıyla yeterli zamanın tanınmaması, bu korku ile gençlerin aceleci davranmasından kaynaklanmaktadır. İşte kadınlardaki kısırlığın başlıca nedenler.

Yumurtlama Bozuklukları

Kadınlardaki kısırlığın en büyük nedenleri arasında yumurtalama bozuklukları vardır. Sperm ile yumurta hücresinin birleşmesi ile gebelik oluşur. Dolayısıyla yumurtlama bozukluğu bu gebeliği engelleyerek kısırlık meydana getirir. Toplumda kadınların yaklaşık 3’te 1’i yumurtlama bozukluğu ile mücadele etmektedir. Bunun nedeni de yumurtlamanın düzenli aralıklarla olması gerektiği gibi doğal gerçekleşmiyor olmasıdır. Dolayısıyla adet kanamalarının düzensiz olması, yumurtlamanın da düzensiz olduğu anlamına gelir. Gebeliği zorlaştıran en önemli unsurlardan biri olarak kabul edilir. Adet kanamasında düzensizlik yaşayan kadınların bu konuda tedavi olması gerekmektedir. tedavi aşamasında yumurtanın oluşum ve gelişim süreçleri ultrason ile kontrol edilir. Ayrıca yumurtlama bozukluğunu yalnızca adet düzensizliğine bağlamak da doğru değildir. Bunun için yumurtlama testleri yapılarak en doğru karar verilmelidir. Örneğin kadının adet döngüsü düzenli ise ve buna rağmen yumurtlama bozukluğundan söz edilmesi gerekiyor ise adet döngüsünün 21. Günü progesteron testi uygulanır. Bu test ile hormon seviyeleri kontrol edilir. Eğer hormon seviyesi 3 ng/ml ve üzerinde ise yumurtlamanın olduğu kanısına varılır.

Polikistik Over

polikistik over çok ciddi hormonal dengesizliklere neden olan bir sendromdur. Henüz tam olarak nedeni bilinmiyor olsa da her kadının polikistik over tehlikesi yaşayabileceği bilinir. Polikistik over yalnızca adet döngüsünü etkilemez. Ayrıca kan dolaşımını, hormonları, kalbi, dış görünümü ve psikolojiyi de derinden etkiler. Genellikle bu hastalık ergenlik döneminde, hormonal sistemin hatalı çalışması ile ortaya çıkar. Özellikle aşırı kilolu çocuklarda bu sendrom ilerleyen yaşlarında çok daha fazla görülür. Çünkü fazla kilo hücrelerdeki insülin direnci oluşmasına neden olur. Vücutta fazla insülinin olması da yumurtlama ve buna bağlı hormon dengesini olumsuz etkiliyor. Obezite bu hastalığı tetikliyor ve giderek toplumda yaygınlaşan bir hastalık haline geliyor. Nedeni tam olarak bilinmiyor olsa da kalıtsal yollar ile kuşaklara taşındığı üzerinde kanıtlar mevcut. Özellikle anne ve kız kardeş arasındaki geçişlerin daha sık bu sendroma neden olduğu düşünülüyor. Bu sendromda asıl önemli problem yumurtalıklardan salgılanan fazla erkeklik hormonudur. Erkeklik hormonu sağlıklı bir yumurtlama dengesini zedeliyor. Dolayısıyla insülin ve erkeklik hormonu arasında da bir bağ olduğu düşünülüyor. Gebeliğe engel durumlar arasında kısırlık olarak adlandırılabilecek bir sendrom ortaya çıkmış oluyor. Bu sendromun yaşanmaması için çocuklardaki fast food beslenme alışkanlığının durdurulması şart. Yumurtlama bozuklukları arasında en sık göze çarpan nedenler arasında polikistik over sendromunu saymak mümkündür.

Tüplerin Hasarlı ve Tıkalı Olması

Kadınlarda bulunan tüplerin doğuştan ya da sonradan herhangi bir nedenle hasar görmesi ya da tıkanması durumudur. Bu durumda spermin yumurta ile buluşması ya çok zorlu olur ya da imkânsızdır. Genellikle bu hasar karın içinde geçirilmiş herhangi bir operasyon sonrasında yapışıklığın olması ya da enfeksiyonel bir hastalığın geçirilmesinden kaynaklanır. Dış gebeliği de bu hasara neden olan etkenler arasında saymak mümkündür. Hasar konusunda ise son zamanlarda cinsel yollar ile bulaşan hastalıklar neden gösterilmektedir. Bu hastalığın tedavisinde laparoskopik teknikler kullanılabilir. Ancak kanalların açılabilecek durumda olması son derece önemlidir. Eğer tüpler açılmayacak durumda ise alınır ve tüp bebek uygulaması yapılır. Kapalı tüpler tüp bebek uygulamasına engel teşkil ettiği için vücuttan uzaklaştırılır.

Endometriozis

Bu rahatsızlıkta rahmin dış tarafında, rahim mukozasına benzer bir yapı oluşur. Bu yapı yumurta kanallarına, rahme, mesaneye, karın zarına ve bağırsaklara yayılır. Kötü huylu olmasa da ciddi ağrı şikâyetleri oluşturur. Genellikle menstrüel hormonlardan etkilenen bu durum ilerleyen durumlarda kanamalara neden olabilmektedir. Dolayısıyla karın iç bölgesinde ve zarında kistleri enfeksiyonlar ya da yapışıklıklar meydana gelmektedir. Bu da adet döngüsünün son derece sancılı olmasına neden olur. Aynı zamanda kısırlık sebeplerinden biri olduğu için, kısırlık tedavilerinde incelenir.

Rahim Ağzı Sorunları

Rahim ağzında ya da rahmin iç duvarında, içi mukoza ile dolu olan et beni şeklindeki tümörlere polip adı verilir. Poliplerin kısırlığa neden olduğu uzun süredir bilinmektedir. Bu polipler iyi huylu olsa da bulundukları noktadaki organlara zarar verirler. Doğal yollar gebeliğe engel olabilmektedir. Genellikle bu polipler rahmin iç tarafına doğru büyüyerek, spermlerin yumurtalıklara ulaşmasını engeller. Bunlar rahmin dış yüzeyinde oluşan poliplerdir. Genellikle kısırlığa çok nadir neden olurlar. Asıl kısırlık sorunu yaratan rahmin iç yüzeyindeki poliplerdir. Kısırlık sorunu ile mücadele eden her 100 kadından 10’unda bu poliplere rastlanmıştır. Genellikle herhangi bir belirti vermeden rahmi iç yüzeyinde yaşayan bu polipleri kısırlık muayenelerinde görülmektedir. 4 cm’ye kadar büyüyebilen bu polipler hem kısırlığa sebep olur, hem de oluşmuş gebeliğe düşük riski doğurur. Bu nedenle bu poliplerin ameliyat ile alınması gerekmektedir. Kısırlığa neden olan rahim ağzı sorunlarından biri de alerjik nedenlerdir.

Alerjik Nedenler

Kısırlığa neden olan alerjik sebeplerin temelinde sperm alerjisi yatmaktadır. Aslında bu alerji direkt olarak sperme karşı değil, spermi koruyan sıvıya karşı gelişir. Bu sıvı içerisinde kalsiyum, magnezyum ve sodyum gibi maddeler bulunur ve vajinada bu maddelerin tamamı ya da biri alerjiye neden olabilir. Vajinada şiddetli kaşıntı, yanma ve kızarıklık bu alerjinin en önemli belirtileri arasındadır. Bu durum karşısında kadında antikor oluşumu gözlemlenir. Sperm alerjisinin en önemli riskleri arasında kısırlığı saymak mümkündür. En kısa sürede tedavisi yapılmalıdır.

Erkeklerde Kısırlık

Erkeklerde, kadınlara nazaran daha fazla kısırlık durumu görülmektedir. Erkeklerde kısırlığın nedenle çeşitlilik göstermektedir. Örneğin enfeksiyonel hastalıklar, steroid ilaçları, kas dopingleri, hormonal hastalıklar, genetik sorunlar ve doğum esnasında yaşanan anormallikler erkeklerdeki kısırlığın en büyük nedenlerindendir. Ayrıca alkol ve sigara tüketimi de erkeklerde üremeyi engelleyici durumlardan biridir. Ayrıca kimyasal işlerde çalışmak, çok sıcak ortamlarda bulunmak ya da sürekli olarak oturarak çalışmak da erkeklerde kısırlığa neden olan diğer etkenlerdir. Erkeklerin yaşadığı idrarda yanma ve acı hissi aslında kısırlık belirtileri arasında kabul edilir. Aslında doğrudan olmasa da hastalık tedavi edilmez ise testislere sıçrayabilir. Bu nedenle idrarda yanmaya neden olan enfeksiyonel hastalıklar araştırılmalı ve tedavi edilmelidir. Tanı konulduktan sonra tedavi süreci kısalır. Ancak erkeklerin bu yanma ve acı hissi için alternatif tıp ya da kulaktan duyma ilaçlardan yardım alması durumu daha kötü bir hale getirebilir ve tedavi sürecinin uzamasına yol açabilir.

Kısırlık Hastalığının Nedenleri

Erkeklerde kısırlığa neden olan etkenlerin başında çeşitli enfeksiyonel hastalıklar gelmektedir. Bu hastalıklar genellikle idrarda zorlanma şeklinde kendini gösterir. Bu tarz durumlarda hemen doktora başvurulmalı ve konu ertelenmemelidir. Bunun yanında beyindeki sperm üretimini tetikleyen noktaların gerektiği gibi çalışmaması da erkeklerdeki kısırlığın diğer bir nedenidir. Doğumdan kaynaklı kısırlık nedenleri arasında ise testislerin inmemesi gösterilebilir. Genellikle doğumdan 1 yıl sonra testisler yumurtalık torbalarına düşer. Ancak doğumsal nedenlerden dolayı bazı erkek çocuklarında bu gözlemlenmez. Dolayısıyla düşmemiş testisler sperm üretimi sağlamaz ve kısırlık ortaya çıkar. Ayrıca testislerde meydana gelen tümörler de yine sperm oluşumunu engelleyen diğer bir durumdur. Klamidya ya da bel soğukluğu gibi cinsel yolla bulaşan bazı hastalıklar üreme organlarında enfeksiyon meydana getireceğinden kısırlığa neden olur. Ayrıca erkeklerdeki kısırlık nedenleri arasında beslenme düzenini saymak da mümkündür. Bunun yanında sigara içmek ve E vitamininden yoksun kalmak kısırlığın başlıca nedenleri arasında gösterilebilir. Bu durumda erkeklerin olabilecek en kısa zamanda sigarayı bırakması ve düzenli egzersiz yapması önerilir.

Kadınlarda Kısırlık Nedenleri

Erkeklerde olduğu gibi kadınlarda kısırlık doğum faktörlü olabileceği gibi, sonradan da gelişebilir. Ancak en önemli sebep yumurtlama bozuklukları ve buna neden olan etkenlerdir. Yani yumurtlamanın hiç olmaması ya da gerektiği kadar ve gerektiği zamanda olmaması, yumurtlama bozukluklarını ifade eder. Artık genç kadınlarda da çok sık rastlanan düzensiz adet döngüleri yumurtlama bozukluklarının bir nedeni olarak gösterilmektedir. Yine sperm ile yumurtanın buluşmasını sağlayan tüplerin kısmen ya da tamamen tıkalı olması döllenmeyi engelleri bu da doğrudan kısırlık nedenleri arasında gösterilir. Ayrıca rahmin içinde bulunması gereken dokunun dış tarafta gelişmesi de kısırlığın diğer nedenlerindendir. Buna endometriozis de denilmektedir. Bu hastalığın en büyük belirtisi hem adet sırasında, hem de ilişki sırasında şiddetli ağrıdır. Ayrıca bu hastaların adet döngüleri de düzensizdir. Kısırlık teşhisi konulan kadınların yaklaşık yüzde 20’i endometriozis hastasıdır. Bu kadınların yarısı tedavi görerek çocuk sahibi olabilir. Rahim ağrı problemleri ve alerjik sebepler ise kısırlığa neden olan diğer bulgulardır.

Ovulasyon Düzensizlikleri

Ovulasyon yumurtlama anlamına gelmektedir. Yumurtlama düzensizlikleri en sık adet döngüsü düzensiz olan kadınlarda görülür. Tam olarak nedeni bilinmese de bazı enfeksiyonel hastalıkların ve stresin sebep olduğu düşünülmektedir. Ancak en büyük nedeni polikistik over olarak gösterilir. Aslında polikistik over yalnızca yumurtlama düzensizliği yaratmaz. Aynı zamanda aşırı tüylenme, kilo, adetlerin seyrek olması gibi sonuçları da bulunmaktadır. Yumurtlama düzensizliğinin tespiti için adetin 21. Günü progesteron hormonuna bakılır. Ayrıca adetin 13 ve 15. Günlerinde de yine vücut ısı kontrolleri yapılır. Bu hastalık için ovulasyon indüksiyonu denilen tedavi yöntemleri uygulanır. Ayrıca bu tedaviye ek olarak bazı yumurtlama düzenleyici aşılar da kullanılır. Kadınlar kendi tekniklerini asla tüylenmeleri üzerinde uygulamamalıdır. Özellikle bitkisel ilaç kürlerinden bu aşamada doktor kontrolü olmadan destek alınması sakıncalıdır. Yumurtlama düzensizliği ile mücadele eden ancak gebelik istemeyen kadınlar epilasyon ve tüy azaltıcı ilaçlar ile tedavi edilebilir.

Tüplerin Kapalı Olması

Fallop tüplerinin tıkalı ya da kısmi tıkalı olması kısırlık nedenlerinden biridir. Tüplerin görevi rahim ve yumurtalığı birbirine bağlamaktır. Yumurtlama döneminde yumurta bu tüpler sayesinde rahme gönderilir. Normal bir gebelik yaşanabilmesi için bu tüplerden en az birinin açık olması gerekir. Eğer her iki kanattaki tüp de kapalı ise bu durumda tek seçenek tüp bebek tedavisidir. Bu durumda öncelikle kapalı tüpler cerrahi operasyon ile alınır. Çünkü doğal tüpler, tüp bebek uygulamasına engeldir. Eğer gebelik yaşamak istemeyen bir kadından söz edilecek olur se tüplerin kapalı olması herhangi bir sorun teşkil etmez. Çünkü tüpler yumurtalık ya da rahim ile ilgili bir organ değildir. Tek görevi sperm ile yumurtayı birleştirmektir. Dolayısıyla gebelik isteniyor ise bu tedaviye başvurulmalıdır. Hatta daha fazla gebelik yaşamak istemeyen kadınlar bu tüplerini kendi istekleri ile bağlatabilir. Her iki tüpün de kapalı olması durumunda ne yazık ki doğal yollardan bir gebelik beklenmemelidir. Hatta çoğu zaman tek bir tüpün açık olması dahi gebeliğin gerçekleşmesine yetmemektedir.

Erkeklerde Kısırlık Nedenleri

Erkeklerde kısırlık nedenleri pek çok faktörden kaynaklanabilmektedir. Doğumsal faktörler de bunların başında gelir. Ancak pek çok insanın bilmediği ancak erkeklerdeki kısırlığın gerçek nedeni olan faktörler de bulunmaktadır. Bunlar aşırı sıcakta bulunmak, kimyasal maddelerle çalışmak, sürekli oturarak çalışmak ve aşırı alkol ve sigara tüketmektir.

Aşırı Sıcakta Bulunmak

Aşırı sıcak erkeklerdeki sperm sayısını düşürücü bir etki yaratıyor. Hatta yapılan araştırmalar erkeklerin sıcak su dolu bir küvette fazla zaman geçirmemesi gerektiğini de vurguluyor. Haftada 30 dakikadan fazla sıcak suya maruz kalmanın sperm sayılarında fark edilir bir azalış gösterdiği saptanmıştır. Bu nedenle sürekli sıcak bir ortamda bulunmak da aynı sonucu vereceğinden erkeklerin sıcak su ile olan temas süresi azaltılmalıdır. Sperm sayılarının düşmesi ayrıca tedavi edilebilir bir durumdur. Ancak sağlıklı bir sperm üretimi için vücut sıcaklığının 1 derece altında sıcaklıkta bulunan ortamlarda bulunulmalıdır.

Sürekli Oturarak Çalışmak

Erkeklerde kısırlığa neden olan çevresel faktörlerden biri de sürekli oturmaktır. Sürekli oturur halde olmak testislerin sperm oluşturma yeteneğini düşürür. Ayrıca oturan kişinin testilerindeki sıcaklık artacağından sperm sayısında da düşüş yaşanacaktır. Bu nedenle masa başı işlerde çalışan erkeklerin belli zaman aralıklarında yürümesi ya da düzenli egzersiz yapması gerekmektedir.

Kimyasal Maddelere Maruz Kalmak

Kimyasal maddelerde endokrin karıştırıcı – jammer maddeler bulunduğu için hormon bozukluğu ve üreme sisteminin bozukluğu görülmektedir. Kimyasal maddeler ile çalışan erkeklerin diğer erkeklere göre daha fazla kısırlık sorunu yaşadığı görülmüştür. Sperm kalitesinin düşmesi ve sağlıklı sperm üretilememesi erkeklerdeki kısırlığın ana nedenidir. Ayrıca kullanılan temizlik ürünleri ve oyuncaklar da kimyevi maddelerden elde edildiği için kısırlık faktörleridir.

Aşırı Alkol ve Sigara Tüketimi

Erkeklerdeki kısırlık sebeplerinin diğer bir nedeni alkol ve sigaradır. Haftada 60 ml üzerindeki alkol miktarı erkeklerdeki sperm kalitesini düşürüyor. Ayrıca sigara da alkole ek olarak sperm kalitesini düşürüyor. Dolayısıyla alkol ve sigara tüketimi olan erkeklerde sperm kalitesi düşük olduğundan daha fazla kısırlık durumu gözlemleniyor.

Kısırlık Hastalığının Belirtileri

Kısırlık belirtileri erkeklerde ve kadınlarda farklı gözlemlenmektedir. Adet kanamalarındaki düzensizlik kadınlarda en büyük kısırlık belirtisi kabul edilir. Adet kanaması çok az ve nadir görülebileceği gibi, yoğun ve uzun süreli de görülmektedir. Ayrıca kısırlığa neden olan rahim ağrı deformasyonları ve miyomlar da kadınların cinsel ilişki sırasında ağrı yaşamasına neden olur. Hormonal faktörlere bağlı aşırı kıllanma ve fazla kilo alıp verme yine kısırlık belirtilerinin başında gelmektedir. Bazı durumlarda kadınların göğüs uçlarından akıntı gelmesi yine kısırlığa neden olan başka bir faktörün göstergesidir.

Adet Kanamalarında Düzensizlik

Adet kanamaları her ay döllenmemiş ve çatlamış yumurtalardan kaynaklanmaktadır. Adet düzensizliği ise yumurtlama düzensizliklerinden kaynaklanır. Bazı kadınlar birkaç haftada bir adet olurken, bazı kadınlarda bu süre 6 aya kadar çıkmaktadır. Her ay düzenli olması gereken adet döngüsünün sürekli olarak farklı tarihlerde görülmesi yumurtlama döngüsünde bir düzensizlik olduğunu gösterir. Kısırlık teşhisi konulan kadınların yaklaşık yüzde 25’inde yumurtlama düzensizlikleri de görülmektedir.

Yoğun ve Uzun Süreli Adet Kanaması

Adet kanaması bazı kadınlarda lekelenme ve damla şeklinde görülürken, bazı kadınlarda da düşük akıntısı gibi yoğun olabilmektedir. Aslında bu durum uzun süre adet olmayan kadınlarda gözlemlenir. Dolayısıyla yumurtlama düzensizliğinden ileri gelmektedir. Bu durum beraberinde şişlik ve ödemi de getirir. Ayrıca kişiyi sürekli bitkin ve sinirli bir ruh haline sokar.

Kadınlar Cinsel İlişki Esnasında Acı

Endometriozis denilen ve rahmin içinde olması gereken dokunun, rahmin dışında bulunması, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, enfeksiyonel hastalıklar, rahimde kötü huylu tümörlerin bulumasın ve rahim ağzı kanserleri ilişki sırasında ağrı ile kendilerini gösterirler. Endometriozis başlı başına gebeliği engelleyen bir durumdur. Aynı şekilde rahimde bulunan tümörler de tedavi edilmez ise kısırlığa neden olur. Genellikle kısırlık teşhisi konmuş kadınlarda cinsel ilişki esnasında meydana gelen ağrı şikâyetlerine bakılır.

Aşırı Kıllanma

Kısırlığa neden olan hormonal bozukluklar kendilerini en fazla kıllanma ile gösterirler. Ayrıca aşırı kilo alıp verme ve sürekli şişkinlik durumu hormonal bozuklukların diğer belirtileridir. Çeşitli hormon düzenleyici ilaçlar ile tedavi edilmez ise kısırlık döngüsü kaçınılmaz olacaktır.

Ani Kilo Değişimleri

Ani kilo değişimleri de kısırlığa neden olan hormonal bozuklukların bir diğer belirtisidir. Genellikle adet düzensizliği, kıllanma ve aşırı kilo alıp verme bir anda gözlemlenir. Tedavi edilmesi gereken ciddi bir sorundur. Kişi her ne kadar perhiz yapsa da istediği kiloya kavuşamaz.

Gögüsten Akıntı Gelmesi

Beyinde bulunan hipofiz bezinden prolaktin hormonu salgılanır ve bu hormon süt üretimini gerçekleştirir. Ayrıca az miktarda rahim kası da salgılamaktadır. Ancak hamilelik ya da doğum gibi bir faktör olmadan da bu sıvı salgılanabilir. Genellikle açık beyaz ya da renksiz şekilde görülür. Hipofiz bezinde oluşan adenom tümörü nedeni ile bu sıvının fazla salgılanması da kısırlık belirtileri arasında gösterilir. En kısa zamanda tedavi edilmesi gerekir.

Teşhis ve Tanı Yöntemleri

Kısırlık teşhisi çiftlere yapılacak bazı testler ile koyulabilir. Bu testler erkeklerdeki sperm üretimini ve kalitesini ölçer. Kadınlarda ise yumurtalık rezervlerinden hormonlarına kadar bakılır. Kadınlarda daha detaylı bir testin uygulanması tamamen kadınların biyolojik yapısından kaynaklanmaktadır. Örneğin pelvis bölümünde meydana gelebilecek herhangi bir siğil ya da tümör ultrason ile görülürken, yumurtlama düzensizlikleri hormon testleri ile ölçülebilir.

Kısırlık Hastalığının Risk Faktörleri

Kısırlığa pek çok etken neden olabilmektedir. Doğum yapmış olan kadınlar daha sonraki herhangi bir zamanda gebe kalamayabilir. Aynı şekilde doğal yollardan hiçbir şekilde gebelik yaşayamaz. Kısırlığa neden olan faktörler arasında doğuştan gelen anormallikler olabileceği gibi sonradan kazanılmış faktörler de bulunur. Örneğin testislerin yumurtalığa düşmemesi doğum ile birlikte ortaya çıkan bir risk faktörü iken, erkeğin kas yapmak için farklı dopingler alması sonradan kazanılmış bir durumdur. Risk faktörleri cinsiyete göre farklılık göstermektedir. Genellikle erkeklerde sperm kalitesinin düşmesi ya da yumurtalığın sperm oluşturamaması kısırlığa neden olur. Kadınlarda ise yumurtlama düzensizliği ve tüp tıkanıklığı kısırlığın en büyük risk faktörlerindendir.

Alkol Kullanımı

Alkol kullanımı haftalık 60 mg geçtiğinde sperm kalitesini ciddi oranda düşürür. Üstelik alkol vücut ısısını artıracağı için sperm oluşumuna da büyük oranda engel olur. Erkeklerde ciddi alkol kullanımının olması en büyük kısırlık faktörleri arasında sayılabilir. Genellikle tedavi edilebilir bir yöntemdir. Özellikle erkeğin alkolü azaltması ya da bırakması beklenir. Spermler 6 hafta gibi bir sürede daha kaliteli üretilmeye başlayacaktır.

Aşırı Kilo

Aşırı kilo hormonal kısırlık sebeplerinden biridir. Genellikle aşırı kilolu olan kadınlarda adet düzensizliği de görülür. Ayrıca kıllanma daha fazla ve kalın tüylerden oluşur. Vücuttaki fazla yağ hücresinin östrojen yapıyı bozması ve erkeklik hormonunun olması gerektiğinden fazla salgılanması düzensiz yumurtlamanın en büyük nedenlerinden biridir. Bu kişilerin kilo vermesine yönelik sıkı diyetler uygulaması ve vücuttaki östrojen hormonunun artırılması gerekir. Tedavi edilebilir bir durumdur. Ancak kadınların gebelik yaşamadan önce lazer ya da bitkisel ilaçlar ile kıllarını tedavi etmesi tavsiye edilmez. Yine kulaktan dolma hormon dengeleyici ilaçlar doktor gözetimi olmadan kullanılmamalıdır.

Aşırı Zayıflık

Aşırı kilo gibi aşırı zayıflık da kısırlık nedenlerinden biridir. Özellikle kadınların bilinçsizce yaptıkları diyetler ve ağır sporlar aşırı zayıflığı, dolayısıyla kısırlığı beraberinde getirir. Genetik olan kadınlarında ideal kiloyu yakalaması için diyetisyenlerden yardım alması gerekir. Bazı araştırmalar doğurganlığın şişman kadınlarda, zayıf kadınlara göre daha fazla olduğunu göstermektedir. Ayrıca tüp bebek tedavisi olan kadınların pek çoğunun çok zayıf olduğu da araştırmalar arasında. Embriyonun yetersiz beslenmesinden kaynaklı rahme yapışması ve düşük riskleri zayıf kadınları bekleyen diğer tehlikelerden biri. Uzmanlar kadınların doğal yollardan ya da tüp bebek tedavisi uygulanırken ideal kilolarında kalmalarını önermektedir. Ancak günümüzde hamilelik kilolarından korkan kadınlar hamile kalmadan önce, hatta hamilelik sırasında çeşitli diyet ve egzersizlerden faydalanıyor. Bunların yapılmadan önce uzmana başvurulması ve ideal kiloda kalınması sağlıklı bir gebelik için oldukça önemli.

Aşırı Egzersiz

Aşırı egzersiz hem erkekleri, hem de kadınları kısırlığa götürüyor. Vücuda ağır gelen egzersizlerin yumurtalıklara ve rahme zarar verdiği kanıtlandı. Ayrıca bu egzersizlerin vücut kitle indeksini olumsuz etkilediği de görüldü. Yine erkeklerin aşırı egzersiz yaparak sperm kalitelerini düşürdükleri bilinenler arasında. Hem erkeklerin, hem de kadınların düzenli olarak egzersiz yapması öneriliyor. Ancak her iki tarafından gereğinden fazla egzersiz yapması kısırlığa yol açıyor. Hatta erkekler kas yapma uğruna çeşitli kimyasallar kullanabiliyor. Bu durum sperm kalitesini çok daha fazla düşürüyor.

Kısırlığın Komplikasyonları

Az gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda kısır kişilerin toplumdan dışlanması, sosyal olarak sıkıntılar çekmesi söz konusu olduğundan dolayı kısırlığa bağlı komplikasyonlar da hastanın psikolojik tarafında gelişir. Genel olarak kişi kendini yetersiz ve başarısız hissederek çeşitli bunalımlar içerisine girer. Bunun dışında kısırlığın çocuk sahibi olamamak dışında herhangi bir fiziksel komplikasyonu bulunmaz.

Günümüzde gelişen yöntemler sayesinde tek fiziksel komplikasyonun da ortadan kalktığını söylemek büyük oranda mümkündür. Kişinin psikolojik komplikasyonları için gelişmiş psikiyatri servisi sayesinde oldukça makul çözümler üretilebilmektedir.

Kısırlık Nasıl Önlenir

Her yıl binlerce kişi çocuk sahibi olmak için sağlık kuruluşlarına başvuruyor. Bunları yarısından fazlası 30 yaş ve üzerindeki çiftlerden oluşuyor. Genellikle kısırlıktan söz edebilmek için 30 yaş altı çiftlerin 1 yıl, 30 yaş üstü çiftlerin de 6 ay korunmasız ilişkiye girmesi bekleniyor. Bu süre sonunda herhangi bir gebelik yaşanmaz ise kısırlık araştırmaları ve tedavileri başlıyor. Genellikle 35 yaş ve üzerindeki kadınlarda kısırlık tedavileri, bu yaşın altındaki kadınlara göre daha az yanıt veriyor. Ancak günümüz şartlarında, teknoloji sayesinde artık her çift için geri dönüşü olmayan kısırlıklar ortadan kaldırılıyor. Kısırlığa ilişkin toplumsal bir korku ve baskının olması çiftleri alternatif yollara sevk edebiliyor. Ancak ne yazık ki bu durum çiftlerin hayal kırıklığına uğramasından başka bir işe yaramıyor. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin aydınlatılması ve tedavi edilmesi gerekiyor.

Periyodik Jinekolojik Kontroller

Kısırlığın önlenebilmesi için kadınların periyodik olarak jinekolog muayeneleri olması gerekmektedir. Üstelik bu yalnızca kısırlık için değil, kasık hastalıklarının erken tanı ve tedavisi için de son derece önemlidir. Kadınların hayatını ciddi anlamda etkileyen ve son yıllarda en sık kadın ölümlerine neden olan rahim ağrı kanserinde erken tanı ve tedavi son derece önemlidir. Çünkü bu kanser türü son evresinde belirtiler verir. İlk evrelerinde smear testleri ile teşhis edilebilir. Cinsel olarak aktif olan her kadının 2 yılda 1 smear testi yaptırması şarttır. Bu 35 yaş ve üzeri kadınlarda, doğum yapmış kadınlarda 1 yılda 1, hatta 6 ayda 1 olabilmektedir. Kadınlardaki kısırlığın en büyük sorunsallarından biri muayene olma alışkanlığının olmamasıdır. Öyle ki daha kısa sürede engellenebilecek bir enfeksiyon bile sonradan fark edildiğinde diğer organlara yayılabiliyor ve tedavi süreci zor, uzun olabiliyor. Bu nedenle kadınların ve erkeklerin, çocuk sahibi olmaya karar verdiklerinde jinekolog muayenelerinden geçmeleri gerekmektedir.

Prezervatif Kullanımı

Cinsel yol ile bulaşan çeşitli hastalıklar kısırlığın başlıca nedenleri olabiliyor. Örneğin halk arasında bel soğukluğu olarak da bilinen enfeksiyonlar erkeklerdeki kısırlığın sebepleri arasında. Aynı şekilde rahim ağzı kanserinin de nedeni olan HPV virüsü cinsel yol ile bulaşan ve siğillere neden olan bir başka hastalıktır. Özellikle kadınlarda rahim ağzına yerleşen kondilomlar cinsel birleşmesin kalitesini düşürebileceği gibi kısırlığa da neden olabilmektedir. Bu nedenle toplum olarak Prezervatif Kullanımı alışkanlık haline getirilmeli e çoklu cinsel birleşimlerde önlem alınmalıdır. Kişilerin bu konuda bilinçlendirilmesi ve oluşabilecek komplikasyonlar konusunda aydınlatılması şarttır. Hatta AIDS gibi bazı hastalıklar gebelik olsa dahi bebeğe de bulaşabilir ve hayat boyu kronik bir hasta olarak yaşamasına neden olabilir.

Cinsel Yol İle Bulaşan Hastalıklardan Korunmak

Gonore yani halk arasındaki adı ile bel soğukluğu, erkeklerdeki kısırlığın en büyük risk faktörlerindendir. Neisseria gonorrhoeae olarak bilinen bir virüsün sebep olduğu bu hastalık korunmasız cinsel yol ile bulaşmaktadır. Üstelik hastalık kısa sürede kendini belli etmez ve enfeksiyon sinsice vücutta ilerler. Eklem iltihabı ile birlikte kısırlığa da neden olan bu hastalıktan korunmak için prezervatif kullanımı alışkanlık haline getirilmelidir. Üstelik bu hastalık yalnızca üreme organlarını etkilemez. Ağız, boğaz hatta göz gibi diğer organlara da sıçrayabilir. Ne yazık ki bu hastalık anneden yeni doğan bir bebeğe de geçebilir. Kadınları da şiddetli bir şekilde etkisi altına almaya devam eden bu hastalık erken doğum ve düşük risklerini de tetikler. Aynı şekilde daha çok kadınlarda görülen human papilloma virüsünün neden olduğu genital siğiller de cinsel yol ile bulaşmaktadır. Üstelik bu virüsler rahim ağzı kanserinin de başrol oyuncularıdır. İleride doğal yollardan çocuk sahibi olmak isteyen her bireyin çok eşlilikten kaçınması ya da prezervatif kullanmayı alışkanlık haline getirmesi şarttır.

Erkeklerde Sperm Kalitesini Azaltan Hastalıklardan Korunmak

Testislerde meydana gelen ya da testisleri etkisi altına alan hastalıklar sperm kalitesini düşürür. Bel soğukluğu gibi vücudun çeşitli noktalarında enfeksiyona neden olan hastalıklar sperm kalitesinin de düşmesine yol açacaktır. Sperm kalitesini düşürecek pek çok hastalıktan prezervatif gibi kolay bir yöntem ile korunmak mümkündür. Ancak hipofiz bezi ile alakalı olan salınım noktalarında müdahale etmek olanaksızdır. Bu tarz komplikasyonlarda uzman desteğine ihtiyaç vardır. Hepatit B, AIDS, HPV gibi virüslerin neden olduğu ve vücutta çeşitli enfeksiyonlara neden olan bulaşıcı hastalıklardan hem kadınların, hem de erkeklerin uzak durması gerekmektedir. Ayrıca kas yapmak adına ağır sporlar yapmak ve takviye almak vücudun genel dengesini, dolayısıyla sperm kalitesini düşürür. Bunun yerine doğal yollardan egzersiz yapmak ve dengeli beslenmek gerekmektedir.

Üreme Sağlığı İle İlgili Eğitim Almak

20’li yaşlardaki çiftlerin kısırlık nedeni ile uzmana başvurması çoğu zaman eğitimsizlikten ileri gelen bir durumdur. Çünkü en doğurgan yaş olan 25 atlatılmadan kısırlıktan söz etmek çok mümkün olmaz. Ayrıca üreme sistemi ve üreme sağlığı konusunda gençlerin bilinçsiz olması kısırlık korkusunu her geçen gün biraz daha tetikliyor. Genç nesil kendilerinde meydana gelen pek çok değişikliği fark etmiyor ve genital bölgelerini tanımıyor. Özellikle aşırı kıllanmadan yakınan kadınlar çareyi lazer epilasyonlarda buluyor. Oysa bu kadınların hormon dengesizliğine bağlı bir rahatsızlıkları olabileceği onları düşündürmüyor. Aynı şekilde adet düzensizliği yaşayan milyonlarca genç kadın bulunuyor olmasına rağmen bunlardan çok azı doktora başvuruyor ve gerekli testleri yaptırıyor. Genç erkekler korunmasız cinsel ilişkinin getirebileceği sorunlar konusunda yeterli bilgilendirilemeyebiliyorlar. Özellikle prezervatif ile hangi hastalıklardan korunabileceklerinin farkında dahi olmayan milyonlarca kişi bulunuyor. Kadınlar genital bölgelerindeki değişiklikleri fark edemeyebiliyorlar. Örneğin genital siğiller onlara rahatsızlık vermediği için tedavi olmayı erteleyebiliyorlar. Ancak bu siğillerin rahim ağrı kanserine yol açabileceği çok az kişi tarafından biliniyor. Bu siğiller kadınları kadar erkekleri de etkisi altına alıyor. Aynı şekilde kanser riski erkekler için de geçerli oluyor. Yumurtalık kanserlerine neden olabilen bu virüs erkeklerde penis üzerinde ya da testislerde siğil oluşumuna neden oluyor. Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında, her yaştan insanın üreme sağlığı ve cinsel yol ile bulaşan hastalıklar konusunda bilgi alması hedefleniyor. Ancak katılım ne yazık ki oldukça düşük oluyor. Hal böyle olunca sorumluluk genellikle uzman hekimlere düşüyor. Genellikle kişilerin utanması ve bu konuda konuşmak istememesi aslında pek çok hastalığın üzerini örtüyor.

Sık Sorulan Sorular

Kısırlık özellikle ülkemizde çok korkulan ve utanç duyulan hastalıkların başında geliyor. Hâlbuki erken tanı ve tedavide kısırlığa neden olan pek çok faktör ortadan kaldırılabiliyor. Ancak üreme sağlığı konusunda yeterli dışa dönüklüğün olmaması tedavi süreçlerini de sekteye uğratıyor. Özellikle gençler yalnızca kısır oldukları tanısını kendileri koyarak uzman bir hekime başvuruyor. Hâlbuki kısırlık kadınlarda ve erkeklerde farklı belirtiler veren ve farklı sebeplerden dolayı ortaya çıkan bir durumdur. Dolayısıyla çiftlerin ayrı ayrı incelenmesi ve tanının bu şekilde koyulması gerekiyor. Kısırlığa dair çok fazla sorunun olması aslında üretim sisteminin tanınmıyor olmasından da ileri geliyor.

Kısırlık Kaç Yaşında Belli Olur?

Doğal yollardan çocuk sahibi olmayan kişiler doktora başvuruyor ancak bunun ne zamandan kaynaklandığı bilinmiyor. Kısırlığın risk faktörlerinden bazıları ergenlik döneminde yatıyor. Yani ergenliğe çok geç giren kişilerde, diğerlerine göre kısırlık daha fazla görülüyor. Ancak sonradan yaşanan bazı durumlar da kısırlığı tetikleyeceği için net bir zaman diliminden söz etmek mümkün olmuyor. Genellikle testis sorunlarından kaynaklı olan genetik bozukluklarda çocuğun doğumu ile birlikte kısırlığa dair fikir yürütmek mümkün olabiliyor.

Geç Adet Görme Kısırlığa Neden Olur mu?

Vaktinden erken ya da geç adet olmak menstrual dönemin düzensiz olduğu anlamına gelir. Adet düzensizlikleri genellikle yumurtlama düzensizliğinden kaynaklanmaktadır. Yumurtlama düzensizliği de kısırlığın başlıca nedenlerinden biridir. Yani geç adet olmak kısırlık nedenlerinden biri olarak kabul edilir. Bu kişilerde yoğun adet dönemleri olabileceği gibi, adet damla ya da leke şeklinde de görülebilir.

Kan Tahlili İle Kısırlık Belli Olur mu?

Kısırlık ne kadında, ne de erkekte kan tahlili ile anlaşılmaz. Kısırlığın tanısı tek bir tahlil ile konulamaz. Bunun için erkek ve kadına farklı farklı, birden fazla test uygulanır. Erkeklerde ürolojik muayene ve sperm testi uygulanır. Bu test sonucuna göre sperm kalitesi ve yoğunluğu ölçülür. Kadınlarda ise bu durum erkeklere göre daha detaylı ve farklıdır. Öncelikle genital bölge muayenesi ve pelvis muayenesi yapılır ardından genellikle hekimler yumurtalıklardaki düzensizliği anlamak amacıyla hormon testlerine bakarlar. Buna ek olarak yumurtalık rezervlerini ölçen testler ve rahim filmi çekilir. Bunlarda da detaylı olarak görüntü alınamaz ise sulu ultrasonla tekrar bakılması gerekebilmektedir. Tüm bu tahlillere göre kısırlığın hangi faktörden ileri geldiği ve herhangi bir hastalık olup olmadığı kontrol edilir.

Kısırlık Raporu Nasıl Alınır?

Tüp bebek tekniğine başvuracak çiftlerin kısırlık raporu, yani tüp bebek raporu alması gerekir. bu rapor devlete sunulur ve tüp bebek tedavisi masrafları devlet tarafından karşılanır. Raporun verilmesi için ilgili hastaneden kurul onayının alınması gerekmektedir. Bunun için tek çarenin tüp bebek olduğu doktorlar tarafından raporda beyan edilmeli ve diğer kurul üyeleri de bunu onaylamalıdır. Bu durum devletten tüp bebek desteği alacak kişiler için geçerlidir. Destekten faydalanamayacak kişilerin böyle bir rapor almasına gerek yoktur.

Hangi Vitamin Eksikliğinde Kısırlık Meydana Gelir?

E vitaminin eksikliği büyümede gecikme ve kısırlık üzerinde çok büyük etkileri bulunmaktadır. Karaciğer ve kalp damar hastalıkları da yine E vitamini eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Genellikle yeşil yapraklı sebzelerde, tahıllarda ve bitkisel yağlarda bulunan bu Vitamin doğal yollardan alınmaya özen gösterilmelidir.

Erkeklerde Kısırlık Tedavi Edilebilir mi?

Geçirilen hastalıklar, hormonal dengesizlikler, iltihaplı hastalıklar ve doğumsal anormallikler erkeklerdeki kısırlığın başlıca nedenleri arasındadır. Artık günümüzde gelişen teknoloji sayesinde çok az bir sperm miktarı ile dahi baba olmak mümkün. Ancak varisleşme gibi yumurtalık damarlarında anormallik oluşması tedavi edilebiliyor olsa dahi genellikle normal yollardan gebeliğe yetmiyor. Dolayısıyla tüp bebek yöntemi bu durumda da devreye giriyor.

Erkekler de Kısırlık Hastalığını Hangi Bölüm Muayene Eder?

Erkekler kısırlık tedavisi için genellikle hastaneye başvurmak istemezler. Ancak kısırlığa neden olan durum ciddi bir hastalığın habercisi olabilir. Erkeklerin kısırlık tedavisi için üroloji birimi ile ya da uzman bir ürolog ile görüşmesi gerekmektedir.

Kısır Olan Çiftler Asla Bebek Sahibi Olamaz mı?

Kısır olan çiftler asla bebek sahibi olamaz şeklinde bir yanılgıya asla kapılmamak gerekir çünkü kısırlığa ilişkin tedavi yöntemleri çok fazla gelişti ve sıfır sperm ile doğal gebelik dahi artık yaşanabiliyor. Bu noktada önemli olan erken tanının konması ve uygun tedavi sürecinin başlatılmasıdır.

Korunmasız İlişkiye Giren Kişilerin Kısır Olma İhtimali Nedir?

Korunmasız cinsel ilişkiler beraberinde pek çok hastalığı da getirir. Üstelik bu hastalıkların çoğu hayat boyu vücuttan atılamayacak virüslerden oluşur. Dolayısıyla bu virüslerin neden olduğu enfeksiyonlar hem kadınlarda, hem de erkeklerde üreme organlarını etkiler.

Kısırlık Tedavi Edilebilir mi?

Kısırlık tedavi edilebilen bir yöntemdir. Çiftlerin bu konuda karamsarlığa kapılmaması ve gerekli olan tüm tedavi yöntemlerini uygulaması gerekmektedir. Artık tüp bebek tedavisi ile her yıl dünya üzerinde milyonlarca insan bebek sahibi olabilmektedir. Önemli olan kısırlığa neden olan faktörün biran önce belirlenmesi ve tedavi edilmesidir.

Kısırlıkta Kök Hücre Tedavisi Mümkün mü?

Kök hücre ile yumurtalık ya da sperm üretimine ilişkin çalışmalar bulunuyor. Biyoteknoloji ve hücresel tedaviler alanında hizmet veren kuruluşlar konuya ilişkin tüp bebeğin faydalı olmadığı noktalarda bu tedavinin yapılabileceğini açıkça ifade ediyor. Ülkemizde de bu teknolojiye ilişkin çalışmalar sürdürülüyor. Çalışmalar mümkün olabileceğini söylese de uygulamaya geçilmeden net bir şey söylemek doğru olmuyor.

Evlenmeden Önce Kısırlık Testi Yapılabilir mi?

Kısırlığın tespiti için evlilik şart değildir. Kadın ya da erkek evlenmeden uzmana başvurarak gerekli testlerin yapılmasını isteyebilir. Ancak doğal yol ile bebek sahibi olmayı denememiş kişilere kalıtsal bir sorunu yok ise kısırlık teşhisi koymak kolay ve doğru değildir.

Hangi Bulaşıcı Hastalıklar Kısırlığa Sebep Olur?

Enfeksiyon kaynaklı kısırlığın başında bulaşıcı hastalıklar gelmektedir. Özellikle 25 yaş altındaki erkeklerde ve kadınlarda görülen Klamidya hastalığı ile daha sık erkeklerde görülen bel soğukluğu bu hastalıkların başında gelmektedir. Ayrıca mycoplasma ve ureaplasma adı ile bilinen, doğadaki küçük tek hücrelinin neden olduğu hastalık da kadın ve erkeklerde enfeksiyona neden olmaktadır.

Hormonal Bozukluklar Kısırlığa Sebep Olur mu?

Hormonal bozukluklar, adet düzensizliğine, aşırı kiloya ve kıllanmaya neden olur. Dolayısıyla kısırlık ile doğrudan bağlantısı bulunmaktadır.

Erkeklerde Ergenlik Döneminde Kısırlık Riski Var mı

Ergenlik dönemine yaşıtlarından daha geç giren erkeklerin büyüme hormonlarının kontrol edilmesi gerekmektedir. Genellikle kısırlık durumu yaşayan erkeklerde geç ergenlik dönemi görülmektedir. Ayrıca bu dönem erkeklerin vücutlarını tanımaya başlayacakları için çeşitli cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmalıdır.

İlaç Kullanmak Kısırlığa Sebep Olur mu?

Kas yapmak adına alınan ilaçlar, hormonları dengelemek için kullanılan kulaktan dolma ilaçlar, yoğun ertesi gün hapı kullanmak, kortizon ilaçları kullanmak, çok fazla süredir doğum kontrol ilaçları kullanmak kısırlığa neden olabiliyor.

Kısırlığa Sebep Olan Meslekler Nelerdir?

Kimyasal maddeler ile çalışılması gereken ve sürekli oturmayı gerektiren meslekler kısırlığa neden olabiliyor. Örneğin petrol rafinelerinde çalışmak ya da banka gibi sürekli oturarak çalışmak bunlara örnek olarak verilebilir.

Göğüslerde Büyüme Görülmesi Kısırlığa İşaret mi?

Hormon dengesizlikleri vücutta ödem ve şişliğe, kiloya neden olabiliyor. Özellikle adet dönemlerinde çok sık görülen göğüs şişliği bunun bir sonucu olabiliyor. Ancak göğüslerdeki şişkinlik yalnızca kısırlık göstergesi olarak kabul edilemez. Yani adet dönemine bağlı olarak hassasiyetin oluşması da göğüslerdeki şişkinliğin nedenleri arasında yer alır. Ancak adet düzensizliği de görülüyor ise bir jinekoloğa başvurulmalıdır.

Kısırlık hangi testlerle anlaşılır?

Çocuk sahibi olamadıkları şikayetiyle başvuran çiftlerden öncelikle erkeğe kısırlığa yönelik testler gerçekleştirilir. Bunun temel amacı tanı süresini kısaltmaktır. Kadınlara yapılacak testlerin uzun bir süreç gerektirmesi, tanı aşamasının uzayabilmesine sebep olmaktadır. Erkeklerde sperm miktarının, yoğunluğunun ve kalitesinin ölçülmesi için semen testi gerçekleştirilir. Kadınlarda ise yumurtlama kapasitesine ve yumurtanın gelişimine dair görüntüleme tekniklerinden yararlanılan uzun spektrumlu testler gerçekleştirilmektedir. Ayrıca regl döneminden önce, sırasında ve sonrasında hormon testleri de gerçekleştirilmektedir.

Kısırlık tedavisi ne kadar sürer?

Kısırlık tedavisinde tek bir yöntemden bahsetmek söz konusu değildir. Tedavinin yapılacağı hastaya göre bir ya da birkaç tedavi yöntemi denenebilir. En sık kullanılan tüp bebek yöntemidir. Bu yöntemde embriyo yapay olarak oluşturulup yerleştirilmektedir. Tedavi süresi bir ay kadardır. Kısırlık kadında mevcut ise ve kısırlığın temel sebebi yumurtlama düzeni ise ilaçlar ile bir – altı ay arasında tedaviler uygulanır. Aşılama tedavisinin süresi ise bir ayı bulabilmektedir ancak enjeksiyon on – yirmi dakika içerisinde yapılmaktadır. Ayrıca kitle varlığından, tüp hasarından ya da herhangi başka bir sebepten ötürü kısırlık söz konusu ise cerrahi uygulamalarla da tedavi gerçekleştirilmektedir. Böyle durumlarda tedavi, cerrahiye bağlı etkilerin iyileşme süresiyle eşdeğer sürmektedir.

Kısırlık bulaşıcı mıdır?

Fizyolojik sebeplerden, üreme fonksiyonlarının doğuştan bozuk ya da hasarlı olmasından kaynaklanan kısırlığın herhangi bir yol ile partnere bulaşması söz konusu değildir. Ancak günümüzdeki kısırlık sebepleri arasında bazı cinsel hastalıklar da yer almaktadır. Bu tür kısırlıkların, en azından kısırlığa sebep olan faktörlerin cinsel yolla bulaşması mümkündür.

Kısırlık sonradan olur mu?

Kısırlığı ortaya çıkaran faktörlerin bir kısmı doğuştan gelirken bir kısmı sonradan ortaya çıkmaktadır. Bir yaşa kadar üreme kapasitesi açısından oldukça sağlıklı olan insanlar cinsel hastalık kapmaları, ameliyat olmaları, hastalıklara bağlı ya da sebebi açıklanamayacak şekilde üreme kabiliyetlerini kaybedebilmektedirler.