Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Uykusuzluk (İnsomnia)

Uykusuzluk (İnsomnia) Hakkında
Uykusuzluk (İnsomnia) Nedenleri
Uykusuzluk (İnsomnia) Belirtileri
Uykusuzluk (İnsomnia) Teşhis Ve Tanı Yöntemleri
Uykusuzluk (İnsomnia) Risk Faktörleri
Uykusuzluk (İnsomnia) Hastalığı Komplikasyonları
Uykusuzluk (İnsomnia) Nasıl Önlenir?
Sık Sorulan Sorular

Uyku bozukluğu hastalığı olarak tıbbi literatürde yer alan insomnia, yeterli süre ile dinlendirici uyumanın mümkün olmadığı bir hastalık. Hastalığın, kişiyi etkilediği periyod boyunca uyku saatleri düzensiz, atak şeklinde gece uykusundan uyanma, uyanma sonrasında yeniden uyuyabilmede güçlük yaşama ve günün çok erken saatlerinde uyanma gibi durumlarla karşılaşılır. Kişinin hem psikolojik hem de fiziksel sağlığını birçok yönden olumsuz etkileyen insomnia, uzun süreli durumlarda ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilir. Nörolojik açıdan kişinin yorgunluk ile birlikte vücut fonksiyonlarında meydana gelebilecek komplikasyonlar hastalığın en şiddetli olduğu ve uzun süreli devam ettiği durumlarda gözlemlenir. Yeterince uyuyamayan kişilerin genel sağlığı üzerinde bu anlamda ciddi etkileri olan insomnianın tedavi edilmesi için hastanın gerekli motivasyonu göstermesi ve rahatsızlığın engellenmesi gerekir. Düzenli ve yeterli uyku süresinin söz konusu olması, uzun süre uyuma ve sonraki gün için yeterli seviyede dinlenmiş ve harekete hazır hale gelerek uyanılacağı anlamına gelmemektedir. İnsanlarda uyku ve uyku problemleri ile ilgili olarak yapılan tıbbi araştırmalarda, olgun bir bireyin her gece 7 ile 8 saat arasında düzenli bir uyuma sürecinden geçmesi gerektiği vurgulanır fakat dinlenme süresi kişiden kişiye değişiklik gösteren bir unsurdur ve bu farklılık nedeniyle uyku ile uyanma süresi hayatın belirli periyotlarında da kişisel anlamda değişiklik gösterebilir. Yapılan araştırmalar olgun yaştaki kişilerin yaklaşık %35’inin her yıl insomnia ile mücadele ettiğine işaret etmektedir. İnsomnia kimi zaman geçici bir periyotta kendisini göstererek kısa sürede düzelebileceği gibi kimi zaman çok uzun bir süre ile etkili olabilir. Bu durumun nedeni ise dönemsel psikolojik süreçler ve mevsimsel değişimler dikkate alınır. Akut ve kronik olmak üzere iki tipi bulunan insomnia bu ayrımlar insomnianın etkili olduğu periyoda göre ortaya çıkarılır. Akut insomnia, kısa süreli uyku problemleri olarak tıp literatüründe yer alır. Özellikle stres altında geçirilen bir çalışma günü sonrasında veya psikolojik açıdan gerginliğin şiddetli olduğu dönemlerde akut insomnia ile karşılaşılması olası. Biyolojik saat bu tip baskılar altında ve zor geçen günlerde dinlenme saatini belirlemek konusunda karmaşa yaşar ve uykusuzluk meydana gelir. Sıklıkla 1-2 gün kadar süren bu düzen bozukluğu, kişinin kendisini daha iyi ve rahat hissettiği zamana kadar devam edebilir ve kimi durumlarda ise akut insomnia 4 haftaya kadar uzayabilir. Kronik insomnia ise akut insomniaya kıyasla bir aydan daha uzun süren uyku düzensizliğine işaret eder ve bu tip uzun süreli insomniaların tedavi edilmesi gerekir. Yapılan çalışmalar sonucunda yetişkin yaş grubundaki bireylerin %10 ile 15’i arasında bir grubun kronik insomnia ile karşı karşıya olduğuna işaret etmekte. Akut insomniaya kıyasla kronik insomnia da uzman bir hekim tarafından tedavi gerekir ve bu tip bir bozukluğun nedeni genellikle şiddetli bir depresyonun da işaretçisi olur. Yeteri kadar ve derin bir uyku çekmek kişinin daha sağlıklı ve pozitif olmasında büyük rol oynar. Ortaya konulan incelemelere göre kronik insomnia ile karşı karşıya kalan hastalarda davranış bozukluğu ve daha birçok psikolojik çöküntüye yol açmakta. Gece uykusunda zorlanan insomnia hastalarının gün içerisinde sürekli olarak uyku halinde olması ve halsizlik hissi yaşaması ve bu duruma bağlı olarak bir takım genel sağlık sorunları ile karşılaşılması, enerji düşüklüğü, isteksizlik ve odaklanma problemleri gibi rutin hayatı güçleştiren belirtiler ile karşılaştığı görülür. Bu etkenler standart bir hayat kalitesini büyük ölçüde aşağıya çekebilen etklenler ve bu süreç kişide memnuniyetsizliğe yol açar. Kişinin oldukça negatif bir ruh haline bürünmesi ise zamanla dahil olduğu alanlarda başarısızlıklara neden olur. Bireysel psikolojinin hasara uğramasında insomnianın rolü oldukça ciddi. Öte yandan insomnia sebebiyle ortaya çıkan uykusuzluk ve yorgunluk trafikteki sürücülerde ciddi dikkat eksikliklerine ve kazalara yol açabilir. İnsomnia hastası kişilerde refleks kaybı da sıklıkla karşılaşılan bir durum. Bireysel hayatı şiddetli olarak etki altında bırakan insomnianın ortaya çıkmasında etkili olan nedenler arasında; stres, dış faktörlerden gürültü ve sıcak hava şartları, seyahat, yeni doğum, ilaç kullanımı akut insomniaya ve kronik rahatsızlıklardan astım, vücut ağrısı, aritmi, stres ve depresyon kronik insomniaya neden olur. İnsomnia ile karşı karşıya kalan hastaların ne zaman doktora gitmeleri gerektiği de doğru tespit edilmeli. Akut insomnia ile karşı karşıya kalanların genellikle bir tıbbi müdahaleye başvurmaları gerekmez. Kişinin insomnia oluşumuna neden olan faktörlerden uzaklaşması ile birlikte uyku bozukluğu da giderilebilecektir ve kendi kendine problem çözülecektir ancak yine de akut insomnianın ciddiye alınması gerekir. İnsomnia durumu 1-2 günden uzun olmakla beraber ruhsal ve fiziksel sağlığa zarar veriyorsa, gündelik yaşamda gergin, reflekssiz ve dikkatsiz bir yapı oluşmaya başlıyorsa tıbbi yardım gerekebilir. Öte yandan akut insomnianın ciddiye alınmadığı durumlarda kronikleşmesi de söz konusu olabilir. Bu durum ise daha uzun süreli uyku bozukluklarının ve ciddi majör depresyonun ortaya çıkmasına sebep olabilir. İnsomnia ile ilgili olarak bir uzman hekime başvurulmasından sonra ilk etapta hastanın uykusuzluk sorununa yol açan nedenler incelenmeye başlanır. İnsomnia ile karşı karşıya kalan vakaların birçoğunda, psikolojik gerilimin anı sıra genel sağlık problemlerinin de ortaya çıktığı görülür. Bu sağlık sorunları insomnianın ciddi etkileri arasında yer alır. Depresif ruh hali, stres, uykuya geçmekte güçlük, solunum güçlükleri insomniaya neden olan temel etkenler arasında görülür. Uykuya geçiş için ve uykusuzluğun sonlandırılabilmesi için bir takım meditasyon uygulamaları ve uyku saatinin değiştirilmesi denenebilir. ATB (Amerikan Tıp Birliği) tarafından yapılan bir takım çalışmalarda 65 yaş grubunda yer alan toplamda 78 hasta üzerinde 8 haftalık periyotta ilaç tedavisi, psikolojik tedavi ve hem ilaç hem de psikolojik tedabi bir arada uygulanarak ölçümlemeler yapılmış. Yapılan bu çalışma neticesinde insomnianın atlatılmasında en etkili olan tedavi yönteminin psikolojik tedavi olduğu anlaşılmış. Ancak yine de insomnianın atlatılmasında tek ve en etkili yöntemin psikoteraoi olduğu düşünülmemeli. Kişinin insomnia ile mücadelesinde uzman hekimin teşhis ve tanıları önemli rol oynar ve eğer hastada ciddi ruhsal çöküntü ve majör depresyon söz konusu ise psikoterapi ile beraber ilaç tedavisine de başvurulması gerekebilir. Kronikleşmiş insomnia hastalarının ileriye dönük genel sağlık sorunları ile karşılaşmasının önüne geçebilmek için tedavinin düzenli olarak devam ettirilmesi ve gerekli dinlenme periyotlarına uyulması gerekmekte. Hastanın tavsiye edilen tedavi yoluna uyum sağlaması ve psikolojik açıdan kendisini bu sürece alıştırması, kaybedilen uyku düzeninin yeniden kurulmasında oldukça faydalı olur ve hasta kısa sürede yeniden düzeninin kurabilir. Kurulan düzeni korumak ise yine önemli bir faktör olarak karşımıza çıkar. İnsomnia durumu tedavi ile bastırılabilmesine karşın, ileride karşılaşılabilecek insomnia durumlarının da mümkün olduğu biliniyor. Yapılan çalışmalar insomnianın tedavi edildikten sonra yeniden ortaya çıkabilmesinin olası olduğunu ortaya koymakla beraber, kişinin bu durumu kontrol etmede daha önce gördüğü tedavi sürecindeki rahatlatıcı faktörlere başvurması önerilir. Tekrarlayan ve devamlılık gösteren insomnialarda ise uykusuzluğa neden olabilecek diğer genel sağlık problemlerinin incelenmesi gerekir ve varsa diğer semptomlar dikkate alınır.

İnceleyen ve Onaylayan : Prof. Dr. Ufuk Utku

Genel anlamda insomnia, uykuya dalmakta zorluk yaşama, uykuyu devam ettirmekte güçlük çekme ve erken uyanma olarak tanımlamak mümkün. Kişi farkında olmaksızın, çevresel faktörlerle olan sosyal ilişkileri, iş ortamında maruz kaldığı tempo sebebiyle uyku düzensizliğiyle karşı karşıya kalabilir. Uyuma ile ilgili olarak ortaya çıkan bozukluklar modern dönemde kitleler tarafından çok önemsenmeyen ve kimi zaman yaşam şartları dolayısı ile karşılaşılması nedeniyle doğal görülen bir durum ancak insomnia aslında hayat kalitesini ciddi anlamda kötüleştirebildiği ve kötüleştirebileceği unutulmamalı. Bu kapsamda insomnia üzerinde yapılan araştırmalar, insomnia ile karşı karşıya kalan hastaların, düzenli olarak uyku alan kişilere göre 3.7 kat daha fazla depresif olduğunu gösteriyor. Uyku bozuklukları rutin yaşamda, iş ortamındaki sosyal diyaloglarda, eğitimlerde, hatırlama kuvvetinde ve odaklanmada oldukça kötü etkiler yaratır. Tıbbi çalışmalar sonucunda ortaya konulan bulgular, uyku esnasında rahatsız edilmenin bilişsel yönden kişiyi ciddi anlamda negatif etkilediğini ispatlar. İnsomnia üzerinde yapılan istatistiksel çalışmalar, rahatsızlığın hangi tiplerde daha fazla görüldüğünü de ortaya koymada oldukça önemli yere sahip. Bu anlamda insomniadan en fazla etkilenen kişilerin; yaşlılar, kadınlar, kronik ağrı ile karşı karşıya kalan genel sağlık açısından bozukluğu olan hastalar ve depresif kişiler olduğu açıklanmakta. Genel çalışmalarda ise insomnianın total anlamda efektif olduğu dönemin %10.7’si ergenlik döneminde olduğu ortaya konulur. İnsomniaya neden olan faktörler arasında; majör depresyon, kaygı bozukluğu, stres, kişilik bozukluğu, antidepresan kullanımı, tiroit hormonları, kan basıncını düşüren ilaçlar, kortikosteroidler, uyku ortamının kötü olması, uyku düzeninin kişi tarafından kötü yönetilmesi yer alır. Yine yapılan klinik çalışmalarda kolinesteraz engelleyici ilaçların insomniaya neden olabileceğini ispatlanmıştır. İnsomnia nedeniyle ortaya çıkabilecek olumsuzluklar ise; sosyal çevre ilişkilerinde bozukluklar, zihinsel bozukluklar ve algı açıklığının düşmesi olarak sıralanır. Bilhassa kadınlarda menopoz döneminde şiddetli ateşlenmenin olması ve küçük yaşta yaşanan travmaların kronik insomnia oluşumu ile ilişkisi olduğu saptanır. Uyku bozukluğu rahatsızlığının tıp dünyası açısından sınıflandırılması için uykusuzluk ile beliren semptomlar, uyku düzen bozukluğunun süresi ve bu duruma neden olan faktörler dikkate alınır. Birinci dereceden insomnia, akut insomniadır ve akut insomniada süre genellikle en fazla bir ay ile kısıtlı olur. Bu süre kişi için genellikle uyku şartlarının sağlanamamasına neden olan belirgin faktörlerle geçmekte ve kişi uyku bozukluğunda etkili olan faktörleri algılayabilmektedir. Dönemsel olarak iş veya yaşam şartlarına bağlı olarak ortaya çıkan şiddetli stres nedeniyle yaşanan bu tip uyku düzeni bozukluğu, ilgili duruma neden olan faktörlerin sona ermesi ile genellikle sona erer. Akut insomnia tipiyle genellikle kişinin iş hayatındaki çatışmalar etkili olur ve bu durum bir farklı bir dış etkene bağlanmaz. İkincil yani kronik insomnia ise genellikle kişinin kendisinden kaynaklanan unsurlar olarak tanımlanır ve burada bir ilacın uygunsuz kullanımı, genel sağlık sorunları, zihinsel bozuklukları ele almak gerekir. Kronik insomnianın tedavisi için insomniaya neden olan belirtilen faktörlerden hangisinin etkili olduğu tespit edildikten sonra bu faktör ortadan kaldırmak gerekir. Uykusuzluk ve uyku düzeninde bozukluklar ile karşı karşıya kalan hastaların karşılaştıkları tehlikeler ise aslında hafife alınmayacak seviyelerdedir. Gece uykusunu 5 saatten daha az tutan 32-59 yaş grubundaki kişiler hipertansiyona daha eğilimli olurlar ve hipertansiyon riski normal uyku düzenine sahip kişilere göre şiddetli seviyelerde yükselir. Yetişkinlerde insomnianın bir diğer risk faktörü olarak ise dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğudur ve davranışsal semptomlar gösterir. Bu risklerin ortadan kaldırılması ve kişinin normal yaşantısına sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için uygulanan tedavi yöntemleri bu anlamda büyük önem taşır. Hastanın tedavi sürecinde uykusunu kontrol altında tutabilmesi için düzenli bir uyku programı ve uyku yönetimi önerilir. Burada yatağa sadece uyku geldiğinde gitmek, yatakta vakit geçirmemek, gün içinde uyku kaçamakları yapmamak önemli. Uyku bozukluğuna yol açabilecek ilaçların kullanımından kaçınmak, kafein almaktan kaçınmak, gün içerisinde hareketsizlik yerine egzersizlere başvurmak da uykuyu destekleyici unsurlardır. İnsomnianın tedavisinde bilişsel davranışçı tedavi yöntemi ilaçla tedaviden daha etkili olarak tanımlanır. Benzodiazepin ve nonbenzodiazepin hipnotikler belirli bir seviyeye kadar uykuya geçiş süresini kısaltarak, total uyku süresini uzatır. Hastaların uyku düzenlerini geliştirmede kişisel olarak başvurdukları bir takım yöntemler de vardır. Bunlar arasında bitkisel bazı çayları uyku saatine yaklaşıldığında tüketmek, rahatlatıcı müzikler dinlemek yer alır. Klasik müziğin uykuya yönelik faydaları bilimsel açıdan incelenmeye devam etmekte. Öte yandan kedi otunun benzodiazepin ile benzer özelliklerinin olması nedeniyle uykuya geçiş süresini kısaltmada etkili olduğu biliniyor.

Uykusuzluk (İnsomnia) Nedir?

Kişisel faktörlerle ilişkili veya ilişkisiz olarak uyku düzeninin bozulması ve bu süreçte; uykuya geçişte güçlük, gece uykusundan ani uyanmalar, erken saatlerde uyanma, uyuma esnasında rahatsızlık duyma, gün içerisinde uyku haliyle seyreden bozukluk durumuna insomnia denilir. Akut ve kronik olmak üzere iki tipi olan insomnia, sıklıkla psikolojik nedenlerle karşılaşılan bir rahatsızlık olmakla beraber bazı ilaçların kullanımı, fazla kafein içerikli besin ve sıvı tüketimi, uyku ortamının uygunsuzluğu ve çeşitli çevresel nedenlerle de ilişkilendirilir. İnsomnianın belirdiği aşamalarda akut ya da kronik olduğu hemen anlaşılmaz. Uyku düzenindeki bozukluk bir aydan uzun bir süreyi kapsıyorsa bu durumda rahatsızlığın kronik olduğu saptanır. Kronik insomnia ile karşı karşıya kalınması durumunda hastanın tedavi görmesi gerekmektedir çünkü hastanın yaşadığı bu uyku düzensizliği genel sağlık ve sosyal yaşam açısından ciddi sorunlara yol açabilir. Düzenli olarak uyumayan kişilerde görülen; depresif ruh hali, davranışsal bozukluklar, memnuniyetsizlik hali, odaklanma ve fiziksel aktivite sorunları insomnia hastalarında karşılaşılan bulgular olarak kaydedilir. Genel anlamda insomniadan muzdarip olan kişiler, yaşadıkları durumdan ciddi rahatsızlık duyarlar ve çözüm yöntemleri aramaya çalışırlar. Uyku arzusu kişinin zihinsel olarak da güçlük çekmesine neden olur ve kişi yaşadığı bozukluğu giderebilmek adına bir süre sonra sınır tanımayan bir davranışsal tutum sergileyebilir. Başvurulan yollar insomniayı gidermede etkili olabileceği gibi genel sağlığa olumsuz etkisi olabilecek unsurlarla insomniayı gidermeye çalışmak ileriye dönük olarak daha ciddi sorunları beraberinde getirebilir. Bu nedenle de kronik insomnia tanısı konulan kişilerin mutlaka uzman bir hekim eşliğinde tedavilerini sürdürmeleri ve uygulanan tedaviye uyum sağlamaları gerekir. Tedavi süreci kişiden kişiye değişen bir yapıya sahip olur çünkü rahatsızlığın belirtileri ve etkenleri de kişiden kişiye farklı olur. Farklı sosyal şartlar, farklı profesyonel yaşantı ve farklı genel sağlık şartları nedeniyle insomnianın meydana çıkış nedeni ve tedavi edilme şekli kişisel olarak farklılık gösterir. Kişinin sosyal yaşantısında ve iş yaşantısında ciddi problemlere yol açan insomnia durumunun tedavi edilmesi genellikle çok zor olmamakla beraber kişinin de bu yöndeki motivasyonu ve uyumu ile doğru orantılı olarak gerçekleşir ve kısa sürer. Psikoterapi yöntemi ile tedavi edilebilen insomnia ayrıca bazı ilaçların kullanımı ve meditasyon, akupunktur gibi alternatif yöntemlerle de desteklenerek gerçekleştirilebilir. İnsomnianın tedavisi genellikle genel sağlığa yönelik bir etki oluşturmayacak şekilde yönetilir ve hasta bu anlamda uyumlu davranır.

Uykusuzluk (İnsomnia) Türleri

İnsomnia ile karşı karşıya kalan kişilerden elde edilen bulgular üç farklı tipte insomnianın söz konusu olduğunu ispatlar. Bunlar; geçici insomnia, kısa süreli insomnia ve uzun süreli-kronik insomnia olarak sıralanır. Her üç insomnia tipi de kişide psikolojik açıdan bir takım olumsuz olguların oluşmasına neden olan uyku bozukluğu şeklidir ve gerek kişisel ve gerekse profesyonel yöntemlerle giderilmesi gerekir. Burada işaret edilen kişisel tedavi geçici insomniada tam etki, kısa süreli insomniada yaygın olarak tam etki göstermekle beraber uzun süreli-kronik insomnia rahatsızlıklarında profesyonel destek olmaksızın tedavi genellikle faydasız kalmakta.

Geçici Uykusuzluk (İnsomnia)

Maksimum 1 veya 2 gün ile sınırlı olan insomnia durumudur. Genellikle ani olarak ortaya çıkan kişide gerginlik yaratan bir faktör ile ortaya çıkar. Kişinin dış motivasyonlarından kaynaklanarak kendisini gösteren geçici insomnia, genellikle bu faktörün ortadan kalkmasıyla sona erer. Kişinin bu tip bir insomnia ile karşı karşıya kaldığı durumlarda bir nevi tercihli olarak uykudan kaçındığı da görülebilir. Yatağa girmek ancak uykuya bir türlü dalamamak, gergin ve stresli ruh halinin belirtisidir. İnsomnia hakkında bilgi sahibi olan ve bu rahatsızlıkla ilk defa karşılaşan kişiler genellikle uykusuzluğa neden olan unsuru kısa sürede tanımlayabilir ve giderilmesi için gerekli çabayı gösterebilir. Genel sağlığa ve psikolojiye genellikle şiddetli bir zararı olmayan geçici insomnia durumu eğer ciddiye alınmaz ve giderilmesi için gerekli müdahaleler yapılmazsa önce kısa süreli ve daha sonra kronik insomniaya dönüşebilir. Geçici insomnia ile karşı karşıya kalan kişiler, gece uykusuna geçmekte güçlük çektikleri durumlarda ılık bir duş ve bitki çay ile genellikle sorunlarını geç uyku saatine rağmen çözebilmekteler.

Kısa Süreli Uykusuzluk (İnsomnia)

Geçici insomniaya benzer özellik taşımakla beraber 4 haftaya kadar süren uyku düzeni bozukluklarına kısa süreli (akut) insomnia adı verilir. İnsomnianın geçici olduğu bu tür ile genellikle stres, gerginlik, yorgunluk, panik ve endişe durumlarında ortaya çıkar. Hayatın belirli dönemlerinde şartların uygunsuzluğu nedeniyle psikolojik dengesinde bozulmalar olan kişiler, bu kısa dönemlerde uykuya dalmakta güçlük çekerler. Genellikle bu dönemde paralel olarak görülen bulgular; iştahsızlık, yorgunluk, terleme, kaygılı ruh hali, ani refleks ve reaksiyonlar, agresif tavırlar olarak gözlemlenir. Akut insomnia, bu duruma neden olan dış etkenler ortadan kaldırıldığında genellikle geçer ve kişi normal uyku düzenine geri döner. Kişinin kendisinin çözebileceği ve kurtulabileceği akut insomnia eğer ciddiye alınmaz ve uyku düzeni kazanılmaya çalışılmazsa kronikleşebilir ve ileriye dönük olarak daha ciddi uyku sorunları ile karşılaşılmasına sebep olabilir. Akut insomniaya neden olabilecek bir grup faktör ise diğer akut rahatsızlıklar olarak tanımlanır. Bazı enfeksiyonlar ve vücuda giren virüsler nedeniyle ortaya çıkan hastalıklar, kişinin uyumada güçlük çekmesine neden olabilir. Özellikle ateşli ve ağrılı rahatsızlıklarda kişi vücudunu uykuya odaklamada zorluk çeker ve uykusuzluk baş gösterir ancak bu durumda da uykusuzluğun son bulması, ilgili rahatsızlığın son bulması ile mümkün olur. Öte yandan uykusuzluğa neden olan hastalığın ilaçlar ile bastırılması da uykuyu tekrar kazandırabilir. Örnek olarak ateşli bir enfeksiyon ile karşı karşıya kalan hastanın parasetamol kullanarak ağrı hissini ortadan kaldırması ve ateşlenmeyi bastırması, otomatik olarak uykuya engel olan faktörleri de ortadan kaldıracağından uyuma sorunu çözülecektir. Yine de burada uykusuzluğa yol açan rahatsızlığın giderilmesinde uzman bir hekimden tavsiye almak ve uykusuzluk durumundan hekime bahsetmek gerekir.

Uzun Süreli-Kronik Uykusuzluk (İnsomnia)

Uyku düzeninde meydana gelen bozulmanın 1 aydan uzun sürdüğü durumlarda kronik insomnia tanısı konulur. Kronik insomnia ile karşılaşılması durumunda vakanın ciddiye alınması ve mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Düzenli gece uykusunu almakta uzun süre güçlük çeken hastalar, birçok psikolojik rahatsızlıkla karşılaşma riskini arttırmakla beraber ayrıca genel sağlık açısından da risk altına girerler. Beynin ve vücudun genel olarak iyi bir şekilde dinlenememesi ve düzenli gece uykusunu yeterli seviyede alamaması nedeniyle; kişilik bozuklukları, majör depresyon, anksiyete bozukluğu, iştah kaybı, agresif ruh hali, genel sağlıkta bozukluk ve uykusuzlukla ilişkilendirilen diğer sağlık bozukluklarla karşılaşılmasına neden olur. Kronik insomnianın tedavi edilebilmesi çok zor olmamakla beraber hastanın tedavi sürecine uyumu ve bu yönde gösterdiği davranışlar büyük önem arz eder. Uzun süreli insomnia nedeniyle kişi iş hayatında, sosyal hayatında ve sağlık anlamında ciddi sorunlarla karşılaşabilir. Yine bir risk faktörü olarak ise kronik insomnia ile karşı karşıya olan kişinin trafikte yetersiz refleks ve dikkatsizlik nedeniyle kazalara sebebiyet verebilmesi ele alınır. Günümüzde insomnia ile karşı karşıya kalan ve bu durum ile kronik olarak yüzleşen kişilerde ciddi dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu durumları ile karşılaşılır. Bu durum kişide görülen anormal davranışlarla sezinlenir. Uykusuz olmasına karşın gün içerisinde yüksek enerji ve hareketlilik gösteren bu kişiler, çevreleri ile sosyal ilişkilerinde çözülmesi güç problemlerle karşılaşabilirler. Kronik insomnianın tedavisinde hekimler tarafından psikolojik öykü oluşturularak kapsamlı bir inceleme yapılır ve insomniaya neden olabilecek tüm alt faktörler ortaya çıkarılır. Psikoterapi, elde edilen veriler eşliğinde başlatılarak uykusuzluğa neden olan bilişsel faktörler açıklanır ve bunların giderilmesi sağlanır. Yapılan araştırmalar kronik uykusuzluk ile karşı karşıya kalan kişilerin birçoğunda çocukluk travmalarının olduğuna ve bu travmanın giderilmesine yönelik çalışmaların uyku düzeninin tekrar kazanılmasında olumlu etkileri olduğuna işaret etmekte. Burada insomniayı yenmek isteyen hastanın psikoterapi sürecinde hekime ve kendisine karşı oldukça açık olması ve uykusunu engelleyen faktörlerin doğru tanımlanmasında yardımcı olması gerekir. Psikoterapi eşliğinde kimi zaman ilaç tedavisi de önerilir ve hasta burada tedavi süresince uyku düzenini kazanmaya çalışır ve oluşturduğu düzeni psikoterapi ile destekleyerek kalıcı kılar. Öte yandan sosyal çevrenin de insomnia ile karşı karşıya kalan kişiyi desteklemesi büyük önem taşır. Kişinin rahatlatılması, stresten uzaklaştırılması, gün içinde aktivitelere katılması, dikkat eksikliği olabileceğinden riskli alanlardan uzak tutulması ve psikolojik açıdan desteklenmesi bu noktada insomnia hastasının yakın çevresine düşen görevler arasında yer alır. Kronik insomnia durumundaki kişi gün içerisinde aniden değişen bir ruh haline sahip olabilir. Bu durum karşısında kişinin hem kendisi hem de çevresi durumdan haberdar olmalı ve bu durum en sağlıklı biçimde yönetilmeli ve kişi desteklenmeli. Kronik olarak uykusuzluk çeken kişilerde iştahsızlık nedeniyle kilo kaybı oluşabilir ve kişinin genel sağlığı bu durumdan büyük ölçüde olumsuz etkilenebilir. Kişinin bu süreçte vitamin ve besin takviyesi alması hekim önerisi ile olabilir ve bu şekilde hastanın eksikliğini yaşadığı vitamin, mineral ve yağ asitleri vücuda harici olarak kazandırılmaya çalışılır. Öte yandan kişinin doğal besinlerle bu dönemde beslenmeye özen göstermesi, egzersiz yapması ve temiz hava alarak gün içerisinde aktivitelere katılması gece uykusunu kazanmada etkili olabilecek yöntemler. Kişinin sosyal çevre ile uyum kazanmaya çalışması, toplu aktivitelerde yorulması ve pozitif düşüncelere sahip olması uykusuzluğun giderilmesinde etkili olan diğer etkilerdir ve tedavi sürecinde büyük ölçüde fayda sağlamaktadır. Tüm bu unsurlar ele alındığında kronik insomnianın ciddi anlamda önemsenmesi gereken ve tedavi edilirken hassas davranılması gereken bir rahatsızlık olduğunu ispatlar niteliktedir.

Akut Uykusuzluk (İnsomnia)

İnsomnia rahatsızlığının maksimum 4 haftaya kadar seyreden türü olan akut insomnia, kişinin genellikle tıbbi bir müdahaleye başvurmaksızın çözebileceği bir uyku düzen bozukluğu olarak tanımlanır. Akut insomnia durumunda kişi uykuya dalmakta güçlük çeker, uyku esnasında ara ara uyanır veya erken uyanarak güne yorgun olarak başlar. İnsomnia ile karşı karşıya kalan ve bu durumu ilk defa yaşayan kişiler için akut insomnia süreci başlar. Bu sürecin doğru bir şekilde yönetilmesi ile 4 haftaya kadar sürmeden uyku düzeni yeniden kazanılır ve kişi uykuya geçiş yapmakta yaşadığı zorluğu ortadan kaldırır. Ancak eğer akut insomnia aşamasındaki kişi, yaşadığı durumu çözmek konusunda müdahale edemez veya etmezse, durum kronik insomnia olabilir. Akut insomnia durumundaki kişi ilk birkaç günden sonra, yeterli uyku alamamasından ötürü ciddi rahatsızlık duymaya başlar. Öte yandan yaşana akut insomniaya neden olan stres, depresyon, kaygı bozukluğu, akut rahatsızlıklar, beslenme bozukluğu, ilaç kullanımı, kafein tüketimi, takıntı gibi faktörler bu süreçte giderilmezse, duruma neden olan faktörler de kronik bir yapı haline gelebilir. Sıklıkla depresyon ve stresle ilişkilendirilen akut insomniada yaşanılan depresyon, uyku düzeninin bozulması ile daha da şiddetlenerek majör depresyon seviyesine ulaşabilir. Bu durum ise kişide hem genel sağlık hem de sosyal yaşantıda sorunlara yol açar. Akut insomnia yorucu bir günün sonunda da karşılaşılabilen bir uyku düzeni bozukluğu tipi olduğundan, böyle durumlarda karşılaşılan insomnia çok ciddi kabul edilmeden kısa sürede ortadan kalkar. İnsomniaya neden olan faktörlerin bu aşamada doğru tespit edilmesi ve bu faktörlerin kişi tarafından ortadan kaldırılması ve uykuya yönelik düzenli tutumlar, rahatsızlığı gidermekte genellikle yeterli olur. Yaşanan uykusuzluğu takiben yaşanan ruhsal sorunlar da uyku düzeninin yeniden kazanılması ile genellikle ortadan kalkar. Ancak kişi kimi zaman yaşadığı uykusuzluk durumuna karşı panik ve endişeli bir reaksiyon da verebilir. Böyle durumlarda durum ciddi olmasa da kişi tıbbi bir yardım talep edebilir ve düşük dozda sakinleştiricilerle uykuya geçmesi desteklenebilir. Yine de basit seviyedeki insomnia durumlarında klinik bir tedavi sürecine başvurulmasına gerek kalmadan çözülebileceği unutulmamalı ve gün içindeki stresten uzaklaşarak uyumak için gerekli koşulları sağlamanın sorunu çözebileceği bilinmeli. Büyük şehirlerde iş stresine bağlı olarak ortaya çıkan uyku bozuklukları, iş performansına etki edebileceğinden, kişinin iş ile sivil yaşantısını ayırması bu sorun ile karşılaşması riskini de ortadan kaldırır ancak işte yaşanan sorunları kafaya takmak, sorunlarla ilgili kaygılanmak ve geleceğe yönelik karamsar düşüncelere kapılmak zihni büyük ölçüde meşgul edebileceğinden, iş ortamından uzaklaştıktan sonra gerekli olmadığı müddetçe diğer uğraşlara kendisini kaptıran kişiler uyku düzeni bozukluğu sorunu ile daha az olasılıkla karşı karşıya kalırlar ve iş ortamında sorun yaşama riskini büyük ölçüde düşürürler.

Kronik Uykusuzluk (İnsomnia)

Akut insomniadan farklı olarak kronik insomnia 1 aydan daha uzun süren uyuyamama sorunudur. Kronik insomnia durumuna neden olan durum idiyopatik yani bir nedene bağlanamayan bir uykusuzluk olabileceği gibi psikofizyolojik yani kişinin şartlanmaya bağlı uykusuzluk olabilir. Ayrıca psikiyatrik bir takım rahatsızlıklar da kronik insomnianın nedenleri arasında yer alır. Bu psikiyatrik rahatsızlıklar nedeni ile kronik uyku düzeni bozukluğu ile karşı karşıya kalanlar tüm kronik insomnia vakalarının %50’sini oluşturur. Kadınlar, yaşlılar ve kronik bir takım rahatsızlığı olan kişiler insomniaya diğer bu gruplarda yer almayan kişilere göre daha yatkın olurlar. Uzun süre devam eden insomnia yalnızca uykuya dalamama veya erken uyanma olarak değil, uykuyu derin ve rahat bir şekilde alamamaya da işaret eder. Kişi, normal uyku sürecine girmesine karşın uyandığında kendisini halsiz ve bitkin hisseder, uykusunu alamamış olur ve güne başlamaya hazır değildir. Bu tanılar insomniayı belirlemede yeterli olabileceği gibi uykusuzluğa bağlı daha birçok semptom da ortaya çıkabilir. Kronik insomnia ile karşı karşıya kalan kişilerde uzun süre dinlenemeyen zihinleri nedeniyle başka psikiyatrik rahatsızlıklara da eğilimli olurlar. Kişilik bozuklukları, depresif ruh hali, agresif kişilik ve kararsızlık bu tip insomnia ile karşı karşıya kalan kişilerde yaygın olarak görülen psikolojik sorunlar arasında yer alır. Bu nedenlerle de kronik uyku düzeni bozukluğu yaşayan kişilerin, durumun tanısı konulduktan sonra kısa süre içerisinde tedavi edilmek üzere uzman bir hekime başvurmaları ve kronik insomniaya neden olan nedenler tespit edildikten sonra ortadan kaldırılmaları için gereken yola girmeleri gerekir. Tedavi edilmeyen kronik insomnia vakalarının ciddi dikkat eksikliği sorunları nedeniyle özellikle iş ortamında ve trafikte neden olabileceği sorunların boyutu oldukça büyük olabilir. Kişi bu durumdan kendisi de rahatsızlık duyar ancak ciddi motivasyon eksikliği ve memnuniyetsizlik söz konusu olduğundan kendisine yönelik gelecek olan eleştirilere ve yaklaşımlara karşı da agresif bir tavır sergiler ve reddedici tutumlar içerisinde bulunur. Hiçbir şeyle uğraşmaya halleri olmayabilir ve reaksiyon vermekten de kaçınabilirler. Bu pasif karakter tipinin yanı sıra kronik insomnialarda görülen bir davranışsal tür de aşırı aktiflik olarak görülür. Hiperaktivite bozukluğuna yol açan kronik insomnia nedeniyle kişi aşırı refleks gösterme, aşırı tepki gösterme, yoğun duygu salınımları yaşama gibi durumlarla da karşı karşıya kalırlar. Kronik insomnia hastalarının tedavi süreçlerinde hekim tarafından öncelikle sağlık öyküsü ve geçmişe yönelik bir takım bilgiler toplanır. Elde edilen bilgiler üzerinden uykusuzluğa yol açabilecek olan faktörler tespit edilir ve bu faktörlerin giderilmesine yönelik bir terapi sürecine girilir. Ayrıca ilaç tedavisi ile de uykunun desteklenmesi sağlanabilir. Bu tip uykusuzluk durumlarının yönetilmesinde kişinin uyku ortamında ve yaşam stilinde yapacağı değişiklikler de sorunun ortadan kaldırılmasında büyük rol oynar ve kısa sürede sorunun çözülmesinde faydalı olur. Eğer ortada uykusuzluğu oluşturan kronik bir rahatsızlık söz konusu ise (obezite, uyku apnesi, astım vs) bu rahatsızlığa yönelik eş zamanlı bir tedavi süreci de izlenebilir. Hekim bu diğer rahatsızlıklar ile ilgili olarak hastayı ilgili kliniklere yönlendirerek tamamlayıcı profesyonel tedavi sürecini başlatır. Hastanın bu uygulanan tedaviye gösterdiği uyum ve rahatsızlığın giderilmesine dair umutlu yaklaşımı tedaviyi kolaylaştırır. Kişinin yatak odasını yalnızca uyku ve cinsellik için kullanması, uyku öncesinde dinlendirici aktivitelerde bulunması, yatağa girdikten sonra uyku düşüncesinin desteklenmesi için oldukça faydalı olur. Uyku saati öncesinde bir takım bitki çaylarının, kokuların ve müziğin tercih edilmesi de uykuya dalmada ve sağlıklı bir uyku sürecine girilmesinde faydalı olduğu bilimsel araştırmalarla desteklenmekte. Ayrıca beslenme şeklinin doğru olması ve kafein tüketiminden kaçınmak da uykusuzluk sorununu ortadan kaldırmaya destek olan diğer faktörler olarak dikkate alınmalı. Uzun süreli uykusuzluk sorununun ortadan kaldırılamaması halinde genel sağlıkta meydana gelebilecek olan tehlikeli durumların da hasta tarafından biliniyor olması gerekir ve buna göre tedaviye yönelik hassas davranması önerilir.

Uykusuzluk (İnsomnia) Nedenleri

Elde edilen bulgular ve ortaya konulan tıbbi çalışmalar neticesinde insomniaya neden olabilecek çok sayıda tıbbi koşulun bulunduğu bilinmekte. Bunlar hafiften ciddiye göre sıralanabilen nedenler olmakla beraber kimi hallerde tıbbi şartlar kendi kendine, diğer hallerde ise koşullanma durumunun nedenleri kişinin uykuya dalmasını zorlaştıran bir rahatsızlığı tetikleyebilir. Uyku düzeninde bozukluklara neden olan tıbbi durumlar arasında; reflü gibi sindirim sistemi sorunları, eklem ağrısı, nefes darlığına neden olan astık gibi rahatsızlıklar, parkinson hastalığı, sinüs alerjisi, hipertiroid gibi endokrinolojik problemler, sırt ağrısı ve diğer kronik ağrılar yer alır. Sıklıkla üşütme, hipertansiyon, aritmi gibi kalp hastalıkları, tiroid hastalıkları, doğum kontrol yöntemleri, depresyon tedavisinde kullanılan antidepresanlar, solunum alerjisi gibi faktörler insomniayı etkileyebilir. Bu faktörlere dayalı olmak suretiyle insomnia durumunda ortaya çıkan uyku sorunlarının altında yatan farklı bir neden de olabilir. Bunlara örnek olarak; huzursuz bacak sendromu (istemsiz bacak hareket ettirilmesine sebep olan merkezi sinir sistemiyle ilişkili bir rahatsızlık) uyku düzeninde bozukluğa sebep olabilir. Huzursuz bacak sendromu ile karşı karşıya kalan kişiler, rutin günlerinin bir kısmında, hareketsiz kaldıktan sonra ve uyanma esnasında bir takım olumsuz semptomlarla karşılaşabilirler. Ortaya konulan çalışmalar, dünya çapında bu tip bir merkezi sinir sistemi sendromuna sahip kişi sayısının %10 olduğunu ortaya koyuyor. İnsomniaya bağlı olarak ortaya çıkan bir diğer uyku sorunu ise uyku apnesi olarak tanımlanır. Uyku apnesi olan kişiler, uyku sırasında kimi zaman kısıtlı bir dönemde, kimi zamansa yoğun olarak bir tıkanma ile karşı karşıya kalırlar ve nefes alımı bu esnada durur. Tıkanma nedeniyle oksijen seviyesinin yetersizleştiği anlarda kişi aniden uyanma ile karşılaşır ve tekrar uykuya dalma gerçekleşir. Eğer düzenli uyuma konusunda sorun yaşanıyorsa, kişinin tıbbi açıdan bir sorun ile karşı karşıya olmadığını tespit ettirmek üzere mutlaka muayene edilmesi gerekir ve uyku sorununa yol açan nedenlerin belirlenmesi önerilir. Kimi zaman uykusuzluğa neden olan durumun ortadan kaldırılması ve uyku kalitesinin artırılması adına çok basit birkaç yöntemin izlenmesi yeterli olur. Öteki halleder ise uzman bir doktor kontrolünde nedenin ortaya çıkarılması ve kabul edilmesi önem arz eder. Kötü uyku düzenini ve uykusuzluk sorununu kişisel yaşam tarzının bir bölümü gibi kabul görmek yerine tedavisinin tercih edilmesi, genel yaşam kalitesini de arttıran bir durum.

Ruh Sağlığı Bozuklukları

Uyku düzeninde yaşanan bozukluklar depresyon benzeri psikiyatrik sorunlar nedeniyle kendisini gösterebilir. Psikolojik açıdan kişinin baskı altında kalması uykuyu güçleştiren bir neden olabilir. Öte yandan insomnia ile başlayan uyku düzenindeki sorunlar kişinin mizacını değiştirebileceği gibi hormonal ve psikolojik açıdan da değişime yol açarak psikiyatrik bir durumu ortaya çıkarabilir. Genel olarak uyku sorunları depresyon semptomları gösterebilirler ve yüksek seviyede uyku bozukluğu riski olan hastalarda majör depresif bozukluk ile yüksek ordan karşılaşılır. Uyku düzeni bozukluğu, uykuya dalmada güçlük, uyanamama, gece uykusunun sık sık bozulması gibi durumların depresyon için uyarıcı ve şiddetlendirici etkisi olduğu bilimsel olarak araştırılarak onaylanmıştır. Olgun yaş grubundaki birçok kişi, endişe ve sinirlilik sorunu da yaşamaları nedeniyle de insomnia ile karşı karşıya kalırlar. Bu durum genellikle yaşanan geçici bir stres ya da gerginliğe bağlı uykusuzluk olarak algılanır ancak yine de takip edilmesi önerilir. Anksiyete nedeniyle meydana gelen uyku bozukluklarında görülen bir takım tanımlanmış semptomlar bulunur. Bu semptomlar kişinin yaşadığı kaygı ve endişe seviyesine bağlı olarak vücudun verdiği fiziksel reaksiyonların yanı sıra bir takım ruhsal durumlar olarak da tanımlanır. Semptomlar arasında; tansiyon seviyesinin değişikliği, geçmiş anılara takılıp kalmak, gelecekteki durumlar ve olaylar ile ilgili olarak ciddi boyutta olumsuz düşüncelere ve endişelere kapılmak, taşınan sorumluluklar nedeniyle bunalma hissetmek ve hız kazanma isteği bu semptomlar arasında yer alır. Anksiyete kaynaklı olarak ortaya çıkan genel semptomlar ele alındığında, ortaya çıkan insomnia sorununun neden oluştuğunu anlamak genelde çok zor olmaz. Kaygı bozukluğu genellikle uykuya geçişte zorluk ve uykudan uyanıp tekrar uyuyamamak ile ilişkilendirilir. Ayrıca çok durgun ve sessiz geçen gece saatlerinde kişi strese kapılarak bir takım olumsuz düşüncelere ve hatta korkulara kapılarak uykudan uzaklaşabilir. Kişi kendisini çok uzun bir periyotta özellikle gece uyku saatlerinde gergin, korkmuş ve paniklemiş hissediyor ve uykuya dalamıyorsa anksiyete-insomnia döngüsü ortaya çıkmıştır. Bu durum kolay anlaşılan bir insomnia durumu olduğundan tedavisi için izlenecek olan yollar da kolayca anlaşılır.

Nörolojik Hastalıklar

Uyku sorunları ile karşı karşıya kalan bazı hastalarda insomnianın beyinde bulunan uyku ve uyanıklık içeren bazı nörotransmitterden kaynaklanarak oluştuğu tespit edilebilir. Kişinin uyku esnasında bölünme yaşamasına sebep olabilecek birçok etkileşim beynin içinde yer alır ve bunlar muhtemel olarak kimyasal olarak değerlendirilir. Bu faktörlerin tespit edilmesi bazı kişilerin insomniaya neden diğer kişilere göre daha yatkın olduklarını ortaya koymada fayda sağlar. Genel anlamda insomnia ile nörolojik hastalıklar arasındaki ilişkiler ile ilgili olarak çalışmalar halen sürdürülmekte. Beynin komplike yapısı ve vücudun maruz kaldığı dış faktörlerin sayısının çokluğu insomnia ile ilişkili nörolojik faktörlerin teşhis edilmesini zorlaştırmakta ancak modern yöntemlerle bu hususların tespiti kolaylaştırılmakta.

Uyku Apnesi

Sıklıkla solunum rahatsızlıkları ile karşı karşıya kalan kişilerin yaşadıkları insomnianın nedeni uyku apnesi olur. Uyku apnesi, uyku esnasında sıklıkla 30’dan fazla olmak üzere 10 saniyeden kısa süreyle solunum durmasına neden olan bir solunum rahatsızlığıdır. Herhangi bir neden olmaksızın da oluşabilen uyku apnesi bazı genel nedenlerle de ilişkilendirilir. Uyku apnesi iki farklı şekilde karşılaşılan bir rahatsızlık. Bunlardan ilki yaygın olarak tespit edilen solunum yolunda meydana gelmiş bozukluklar olarak tanımlanır ve mekanik uyku apnesi olarak bilinir. Bademciklerin büyük olması, burunda deviasyon olması ve çene yapısındaki anormallikler fiziksel olan ve üst solunum yolu enfeksiyonları ise dışsal mekanik uyku apnesi nedenleri arasında yer alır. Uyku apnesinin diğer nedenleri ise merkezi uyku apnesi olarak tanımlanır. Beyin sapı adlı kısımda yaşanan hastalıklar bu tipteki uyku apnesini tetikler. Uyku apnesi olan hastaların kilolu olmaları, yaşanan uyku apnesi sıklığını arttırabilir. Kimi zaman obezite gibi bir faktör doğrudan uyku apnesinin sebebi olabilir. Öte yandan uyku esnasında horlama durumu da uyku apnesi yaşayan hastalarda sıklıkla karşılaşılan bir durum. Gün içinde uyuklama halinde olma uyku apnesi yaşandığının bir diğer belirtisi. Uyku esnasında vücudun solunum güçlüğü yaşaması ve kana yeterince oksijen sağlanamaması, uyku esnasında vücudun aşırı çalışmasına sebep olur ve uyku kalitesi büyük ölçüde düşer. Uyku halinde yorulan kişi uyandığında da yorgunluğu nedeniyle güne adapte olamaz ve insomnia benzeri semptomlar gösterir. Uyku düzeninde ve uyku kalitesinde ciddi bozukluklara yol açabilen uyku apnesinin tedavi edilmesi halinde genellikle insomnia da ortadan kalkar. Bu anlamda eğer uyku apnesi kilodan kaynaklanıyorsa ve kişide obezite görülüyorsa kişi bir diyetisyen desteği ile zayıflamak üzere diyete başlar. Eğer uyku apnesini tetikleyen neden burun dokusu ve solunum yolları ile ilgiliyse bu anlamda bir Kulak Burun Boğaz Kliniği ziyaret edilmeli ve durum bir doktor teşhisi ile ortaya konularak tedavisi gerçekleştirilmeli; uyku apnesine neden olan mekanik faktörler ortadan kaldırılmalıdır. Eğer bu yöntemlerin hiçbiriyle sonuç alınamaz ise solunum yollarına sürekli olarak pozitif basınç sağlayan aygıtlar aracılığıyla tedavi gibi alternatif yollara başvurularak uyku apnesinin giderilmesi sağlanır. İnsomniaya neden olan uyku apnesi uyku esnasında defalarca 10 saniye ve üzerinde solunumun durmasıdır ve asla basite indirgenmemeli. Bugüne kadar ortaya konulan bir takım araştırmalar, sebepsiz ölümlerde ve çocuk ve bebeklerin uykuda ölümlerinde uyku apnesinin bu duruma neden olduğunu ortaya koyar. Öte yandan hipersomnia araştırmasına tabii tutulan bir kısım vakaların yüzde kırk gibi bir kısmının uyku apnesinden şikayetçi oldukları tespit edilmiş.

Tıbbi Hastalıklar

Uykunun düzeni üzerinde olumsuz etkileri olan bir takım tıbbi hastalıkların varlığının da incelenmesi, insomnia halinin ortadan kaldırılmasında önemli rolü vardır. Eğer diğer tüm psikolojik nedenler dışlandıktan ve uyku apnesi gibi faktörler incelendikten sonra uyku düzenine dair sorunlar devam ediyorsa hastanın kapsamlı bir sağlık kontrolünden geçirilmesi gerekir. Bir takım enfeksiyonlar, kronik rahatsızlıklar ve çeşitli tıbbi hastalıklar gece uykusunu bölebilmekte. Bir takım bulgular insomnia ile karşı karşıya kalan hastaların gece uyandıklarında ateşlenme ile de karşı karşıya olduklarına işaret etmekte. Bu durumu kişi sezinlemiyor olsa bile burada insomniaya neden olan bir enfeksiyon ya da virüsün etkili olduğu düşünülür ve tarama yapılır.

Uykusuzluk (İnsomnia) Belirtileri

Bir kişinin insomnia ile karşı karşıya olduğunu anlaması ve kabul etmesi kimi zaman uzun sürebilir. Ardışık olmayan uyuma sorunları yaşandığında kişi bunu çeşitli nedenlere bağlamak suretiyle durumu doğal karşılayabilir ancak bu durum aslında ciddi bir kronik insomnia vakasının da işaretçisi olabilir. İnsomnia ile karşı karşıya kalan kişilerde; uykuya dalmada ve uzun süre uykuda kalmada güçlük çektikleri tespit edilir. Erken uyanma, yorgun uyanma, ruh halinde ani değişimler, moralsizlik, unutkanlık, baş ve mide ağrıları insomnianın belirtileri arasında yer alır.

Uykuya Geçmede Zorlanma

Kişinin çeşitli nedenlerle uykuya dalmakta güçlük çekmesi insomnianın yaygın belirtileri arasında yer alır. Bu duruma neden olan faktör psikolojik bir etken olabileceği gibi, çevresel yada sağlık şartları da olabilir. Kişinin olumsuz düşüncelere dalması, geçmiş anıları düşünerek negatif hissetmesi ve pişmanlık duyması, geleceğe yönelik endişelerin gece saatlerinde şiddetlenmesi, panik gibi psikolojik nedenler uykuya geçişi zorlaştırabilir. Öte yandan kafein tüketiminin fazla olması, uyku ortamına yönelik kişinin uyumsuzluğu, ışık, gürültü gibi faktörler uykuya dalma konusunda oldukça negatif etkisi olan etkenler. Sıcak hava şartları, aşırı yorgunluk, stres gibi unsurlar da kişinin uykuya dalmada güçlük çekmesine sebep olabilir. Bu belirti eğer günlerce devam ediyor ve eğer 4 haftayı geçiyorsa mutlaka bir psikolog ya da psikiyatri birimi ziyaret edilmeli.

Uzun Süre Uykulu Kalamama

İnsomnia ile karşı karşıya kalan hastaların büyük bir kısmı uykuya daldıktan sonra gece boyunca tekrarlayan uyanmalarla ve hatta uyandıktan sonra tekrar uyuyamama durumu ile karşı karşıya kalırlar. Bu duruma neden olan faktörler uyku apnesi, aşırı gerginlik ve endişe, stres, korku, uyku ortamında rahatsız edici faktörlerin bulunması olabilir. Yine enfeksiyonlar ve virüsler de gece uykusunu bölebilir. İnsomnia hastalarının bir kısmının gece yaşadıkları uyanmaları hatırlamadıkları ve tam uyku almalarına rağmen yorgun uyandıklarını düşündükleri görülür. Halbuki hasta gece uykusundan defalarca uyanmış ve dolayısı ile uykusunu alamamış, uyku esnasında dinlenememiştir.

Çok Erken Uyanma

İnsomnianın yaygın belirtilerinden birisi de kişinin uykuya daldıktan sonra çok kısa süre içerisinde tekrar uyanması ve tekrar uyuyamamasıdır. Saat 11-12 gibi uyuyup, saat 4-5 gibi uyanan insomnia tipleri böyledir. Öte yandan bu uyku süresi çok daha kısa olabilir ve kişi tekrar uykuya dalamayabilir. Bu durumda kalan hastalar daha erken uyumayı bir çözüm yöntemi olarak düşünseler de gereğinden erken uyanmak ve erken uyumak biyolojik saati büyük ölçüde bozabilir.

Yorgun ve Sinirli Hissetme

İnsomnia ile karşı karşıya kalan kişiler gece uykularını tam olarak alamadıklarından gün içerisinde yorgun hissederler ve maruz kaldıkları dış faktörlere karşı aşırı tepki vermeye meyilli olurlar çünkü tahammül seviyeleri düşük olur. Kişi insomnia yaşadığının bilincinde olmaksızın gün içerisinde kendisini sürekli yorgun hissediyorsa ve sürekli devam eden bir agresif ruh hali varsa insomnianın varlığı düşünülebilir.

Ruh Halinde Değişmeler

Uyku düzeninde bozulma yaşayan kişilerin ruh sağlıklarında ciddi değişimler gözlemlenebilir. Bu kişilerde yaygın olarak görülen depresif ruh hali kimi zaman yerini aşırı neşeli ve heyecanlı bir ruh haline bırakabilir. Bu durum aslında bir yandan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun da bir belirtisi olarak karşımıza çıkar. Kişi gece uykusuna dalmakta güçlük çekerken genellikle bir takım anksiyete bazlı hislere kapılır ve bu durum kişiyi panik ve heyecanlı bir hale götürebilir. Ruh halinde gün içinde yaşanan şiddetli değişimleri tetikleyen insomnia durumlarında kişi çevresine aşırı tepki vermeye de meyilli olabilir.

Motivasyon Eksikliği

Uzun ve yorucu geçen bir günün ardından beynin ve vücudun yeterince dinlenememesi kişiyi bir sonraki güne oldukça moralsiz başlamaya sevk eder. Bu durumu yaşayan kişiler birkaç gün tekrar eden insomnia durumlarında ciddi motivasyon kaybı yaşar ve memnuniyetsiz bir ruh haline bürünürler. Bu durum bir süre sonra dikkat eksikliğine, odaklanma güçlüğüne ve daha birçok soruna sebep olabilir. Kişinin çevresiyle ilişkilerinde ve iş sürecinde yaşadığı birçok olumsuzluklar insomnia kaynaklı motivasyon eksikliği ile ilişkili olur. Motivasyonun düşüklüğü bilinmiyorsa kişi burada yaşadığı durumu dış faktörlere yansıtarak sosyal çevresiyle ve iş ortamıyla ilgili ciddi problemler yaşayabilir.

Hafıza Problemleri

Kişi günlük olarak yaşadığı olayları ve maruz kaldığı etkenleri gece uykusunda farkında olmaksızın bir düzene sokar ve beyin bu bilgileri depolar. Düzenli olarak uykusunu alamayan kişiler, yaşadığı olayları ve maruz kaldığı faktörleri doğru olarak sınfılandıramamakla beraber beynini dinlendiremediği için hafıza sorunları ile karşı karşıya kalır. İnsomnia hastalarının sıklıkla günleri ve yaşanan olayların kronolojik sırasını karıştırdıkları görülür. Bu durumun nedeni ise kişinin uykusuz kalması nedeniyle zihninde olguları doğru bir şekilde konumlandıramaması ve kafa karışıklığı yaşaması olarak belirlenir. Genellikle bu tip insomnia belirtilerinde kişinin notlar alması ve yaşadıkları hakkında kayıtlar tutması önerilir. Zira kronik insomnia durumundaki kişilerin amnezi ve alzheimera yatkınlıklarının daha fazla olduğu tıbbi olarak tespit edilmiş bir olgu olarak araştırmalarda yer alır ve insomnianın ilerleyen evrelerinde kişi bu hastalıklarla karşı karşıya kalarak ciddi genel sağlık sorunlarına meyilli olabilir.

Baş ve Mide Ağrıları

Uykusuzluk ile karşı karşıya kalan kişilerin rutin hayatlarında meydana gelen semptomlardan bir kısmı da baş ağrısı ve mide ağrısı olarak bilinir. Uykusuzluk ve yorgunluğun eşliğinde seyreden stres nedeniyle bu faktörlere karşı en duyarlı iki organımız olan mide ve beyin bir takım komplikasyonlar nedeni ile ağrı belirtisi verirler. Mide yapısının uyku esnasında gevşeyerek görevini otomatik olarak yerine getirememesi ile yorulma olur ve midede yanma ve ağrı hissi gelişir. Düzenli uyku ile dinlenemeyen beynin stres ve uykusuzluk kaynaklı olarak yorulması ise baş ağrısını tetikler ve insomniaya ek olarak kişiyi ciddi ölçüde rahatsız edebilecek olan diğer komplikasyonlar ortaya çıkar.

Uykusuzluk (İnsomnia) Teşhis ve Tanı Yöntemleri

İnsomnia psikolojik bir rahatsızlık olarak ortaya çıkan, hastanın hayat kalitesini büyük oranda düşüren, sosyal yaşamındaki başarısını ortadan kaldıran oldukça tehlikeli bir hastalıktır. Bu hastalığı ortaya çıkaran sebepler ile insan psikolojisi arasında derin bir ilişki olduğundan dolayı herhangi bir test ile hastalığın tespit edilmesi mümkün değildir. Hastalığın kesin teşhisi yapılan psikiyatrik seanslar sırasında yapılan konuşmalar ile yapılır.

Hasta hayat kalitesindeki düşüşün sebebinin uykusuzluk problemi olduğunu net bir şekilde anladığında doktora başvurur. Doktor ile yapılan mülakat sırasında hastanın hayatına, geçmişine ve bugününe dair bilgiler elde edilir. Bunların toplamından yapılan çıkarımlar ile teşhis kesin bir şekilde konur. Doktor ile yapılan görüşmenin çerçevesini şu noktalar oluşturmaktadır:

  • Uyku düzeninizin ne olduğu ve hangi saatler arasında ne kadar uyuduğunuz. Uykunuzun herhangi bir sebeple bölünüp bölünmediği. Uykusuz kaldığınız sürelerin günlük yaşamınızdaki toplam süresi.
  • İş ve sosyal yaşamınızdaki genel durumunuz ile üzerinizde stres yapan durumların var olup olmadığı. İlgili sebepler var ise neler olduğu ve hayatınızı ne yönde etkilediği.
  • Geçmişte herhangi bir hastalık geçirip geçirmediğiniz. Geçirdiniz ise nasıl bir tedavi yöntemiyle hastalıktan kurtulduğunuz. Hala devam ediyorsanız kullandığınız ilaçlar ve içerikleri.
  • Alkol, sigara ve uyuşturucu madde bağımlılığınızın olup olmadığı. Var ise hangilerini ne sıklıkla kullandığınız.
  • Spor yapıp yapmadığınız ve eğer yapıyorsanız ne sıklıkla hangi kondisyon seviyesinde bu faaliyeti icra ettiğiniz.

Bu görüşmenin ardından yapılan klinik değerlendirmeler sonrasında insomnia hastalığına kesin tanı konulacaktır. İlk evrede uyku testleri yapılmaz. Doğrudan tedaviye geçildikten sonra sürecin bitmesiyle tekrar mülakatlar yapılır. Eğer sorun hala devam ediyorsa klinik testler uygulanır. Ayrıca bu mülakatlar süresince uyku düzeninizi bir deftere not almanız istenebilir.

Polimonografi (Uyku Testi)

Bu test sayesinde uyku problemi yaşayan hastaların uyku sırasında veya uykuya dalma sırasında vücut ve beyin fonksiyonları ölçülerek kaydedilir. Kaydedilen veriler üzerinden yapılan analizler sayesinde uykusuzluğun veya uykuya dalamama sorunun sebepleri ortaya çıkarılabilir. Uykunun iki evresi bulunur. Bu iki evredeki verilerin karşılaştırmalı analizinin yapılması gerekir.

  • REM: Vücudun kas yapısında sadece göz kasları tam kapasite ile çalışır vaziyettedir. Diğer kaslar gevşek ve dinlenir pozisyondadır. Kalp atışları bilinç seviyesine göre değişen bir vaziyet alırlar yani düzensizlerdir. Göz kasları sürekli olarak hareket eder. Kalp hareketlerine bağlı olarak solunum da düzensiz ve daha kısa aralıklarla gerçekleşir.
  • nonREM: REM uykusunu tamamlandığı ve diğer REM evresine geçene kadar vücudun hassas olduğu bir dönemdir. Üç alt evreden oluşur. Bu evreler de kendi içerisinde döngü halinde bulunur.

Yapılan test oldukça detaylıdır ve uykunun tüm evrelerini içerek şekilde hazırlanır. Evrelerin doğal düzeni ile hastada saptanan düzenin karşılaştırılması sayesinde uykuya dair birçok karanlık nokta ortaya çıkarılarak imsomnianın sebebine dair veriler aranır.

Uykusuzluk (İnsomnia) Risk Faktörleri

Uykusuzluğun hayat kalitesi gibi olgular üzerinde doğrudan etkisi bulunur. Ayrıca nörolojik faaliyetlerin belirli bir düzeyin üzerinde seyredebilmesi, doğru kararlar verebilmesi için uykunun tam olarak alınması büyük önem taşır. İmsomnia hastalarında uykusuzluğa bağlı olarak birçok sorun ortaya çıkabilir. Zamanında teşhis edilen ve tedaviye başlanan hastalarda bu problemler görülmese de teşhisi zamanında yapılmayan hastalarda bu sonuçların görülmesi oldukça büyük bir ihtimaldir. Normal bir insan REM ve nonREM evrelerini tamamlamak koşuluyla günde ortalama yedi ile sekiz saat arasında uyumalıdır. Bu sürenin kısalması veya evrelerin sürekli uyanmaktan dolayı yarım kalması büyük problemleri beraberinde getirir. İnsomnianın ortaya çıkmasına sebep olan çevresel ve psikolojik bazı faktörler bulunur. Bu faktörlerin hayatın büyük bölümünü kapsaması halinde uykusuzluk ve kaçınılmaz olarak uykusuzluğa bağlı ortaya çıkan komplikasyonlar gözlenir. Modern hayat uykusuzluğu ortaya çıkaran faktörler açısından oldukça zengindir.

Yoğun Stres

Kişinin sosyal yaşamında ve iş hayatında çeşitli sebeplerden dolayı strese maruz kalması uykuya olan direncini artırmaktadır. İş hayatında yoğun tempoyla çalışan, proje üretme ve iş bitirme konularında sıkıntılar yaşayan insanlar imsonnia hastalığının risk grubuna girmektedir. Ayrıca sosyal yaşamlarında da çeşitli sebeplerden ötürü baskıya maruz kalmak uykusuzluğu beraberinde getirmektedir.

Ayrıca sosyal medya ve oyun bağımlığı gibi durumlarda kişinin üzerinde stres yaratarak uykusuzluğa sebep olmaktadır. Günümüzde uyku ve uykuya dalma ile ilgili problemler genelde uyku ilaçları ile çözülmekte; kişiler doğrudan sonuca müdahale etmekte ve sebebi görmezden gelmektedir. Bu sebepten ötürü imsomnia hastalarının sonuca müdahale etmek yerine sebebi ortaya çıkarmaları ve ona müdahale etmeleri gerekmektedir.

Uykusuzluk (İnsomnia) Hastalığı Komplikasyonları

İnsomnia nedeniyle kişilerin karşılaştıkları bir takım komplikasyonlar vardır. Bu komplikasyonlar genellikle uykusuzluk nedeniyle ortaya çıkan yorgunluk, dikkat eksikliği ve dinlenememeye bağlı bir takım genel tıbbi sorunlar olarak sıralanır.

İş ve Trafik Kazaları

Uyku düzeninde bozukluklar yaşayan ve uyuyamayan kişiler yorgunluk ve dikkat eksikliği ile yaygın olarak karşılaşırlar. Bu durum nedeniyle de özellikle zihinsel odaklanma gerektiren ve fiziksel çalışma gerektiren ortamlarda bir takım aksaklıklara neden olabilirler. Uyku düzenindeki bozukluk sonrasında moral ve motivasyon düşüşü de yaşayan kişi çalışma halindeki ortamında fiziksel olarak yapması gereken görevleri yerine getirirken dikkatsiz davranarak kazalara neden olabilir ve bu kazalar ciddi sonuçlar doğurabilir. Öte yandan zihinsel aktivite gerektiren işlerde de kayıt işlemleri, kontrol işlemleri gibi görevlerin yerine getirilmesinde güçlük ve hata meydana gelebilir. Uykusuzluktan kaynaklanan bir diğer risk grubu ise trafik kazaları olarak sıralanır. Trafik kazalarına neden olan kişiler arasında insomnia ile karşı karşıya kalan ve dikkat eksikliği belirtisi nedeniyle kazaya neden olan kişi sayısı belirgin olarak saptanır. Uykusuzluk nedeniyle gelişen refleks ve algılama sorunları iş ve trafik kazalarını tetikleyebilir.

Felç Riski

Özellikle uyku apnesi ile karşı karşıya kalan insomnia vakalarında felç riskinin olduğunu ortaya koyan çok sayıda çalışma bulunmakta. İnsomnia ile felç arasındaki ilişki çok güçlü verilerle henüz ortaya konulmamış olmasına karşın, uyku ve uyanma bozukluklarından ve huzursuz bacak sendromundan ortaya çıkan insomnia durumunun felç riski yarattığı düşünülür.

Kalp Hastalıkları Riski

Uyku halindeki solunum ile uyanıkken gerçekleştirilen solunum yapısı arasında farklılık vardır. Bu düzende bozukluk meydana gelmesine neden olan insomnia, kalbin yeterli ve anlamlı bir şekilde oksijen alamamasına neden olur. Uyku apnesi gibi insomniayı oluşturan rahatsızlıklar nedeniyle kalbe sağlanan oksijen kalitesi ve seviyesinin düşmesi kalbin daha fazla oksijen üretmek için çalışmasını hızlandırmasına ve buna bağlı aritminin oluşmasına sebep olabilir.

Uykusuzluk (İnsomnia) Nasıl Önlenir?

İnsomnianın önüne geçebilmenin en başarılı yolunun psikolojik tedavi yöntemleri olduğu biliniyor. Buna karşın kişinin insomnia durumunu engelleyebilmek için alabileceği bazı önlemler ve ayrıca tedaviyi destekleyebileceği uygulamalar var. Kişinin insomnia durumunu kabullenmiş olması ve tedavi yollarına ek olarak bu önlemleri alması uyku düzeninin yeniden kurulmasında önemli olumlu etkileri var.

Uyku Hijyeni

Uyku hijyeni genel olarak uyumanın ve uyanmanın belirli ve düzenli bir şekilde yönetilmesi anlamına gelir. Her gün geç olmamak kaydıyla aynı saatte uyumak ve yine geç olmamak kaydıyla aynı saatte uyanmak, uyku vakti geldiğinde yatağa girmek, uyumadan önce ağır besinler tüketmemek, uyku saatinden önce rahatsız edici ses ve fiziksel aktivitelerden kaçınıp rahatlatıcı unsurlarla vakit geçirmek, uyku ortamının karanlık ve sessiz olması, gün içinde uzun dinlenme uykularının tercih edilmemesi uyku hijyenini sağlar ve uyku kalitesini arttırarak uykuya dalma süresini kısaltır.

Uyarıcı Besinlerin Kontrolü

Beyni ve kalbi hızlı çalışmaya iten ve uykusuzluğa yol açan besin ve kimyasallardan uzak durmak uyku sorunlarını ortadan kaldırmada faydalı olur. Gün içinde aşırı kafein tüketmek, uyku öncesi aşırı ağır besin tüketmek gibi durumlar uyku kalitesini büyük ölçüde olumsuz etkiler. Bu listeye alkol tüketimini eklemek de mümkün.

Sık Sorulan Sorular

İnsomnia Hastalığında Uyku Kısıtlaması Nedir?

Uyku kısıtlama terapisi, yatakta geçirilen zamanı uyku ile kısıtlayan bir yöntem olarak insomnianın önüne geçmede etkili bir yol olarak bilinir. Kişi yatakta uzun durduğunda daha fazla dinleneceğini düşünürken bu durum uykunun daha geniş zamana yayılmasına neden olarak daha fazla bölünme yaratır. Uyku kısıtlaması ise sadece uyunacağı zaman yatağa gidilmesinin beyne kodlanmasını sağlayan bir yöntem.

Horlama İnsomnia Hastalığı Sebebi midir?

Horlama eğilimi uyku esnasında uykuyu bölebilen bir faktör. Eğer horlama davranışı uykudan sık sık uyanmayı ve uyku düzeninin bozulmasını tetikliyorsa insomnia sebebi olarak listeye alınabilir.

İnsomnia Hastalarının Dikkat Etmesi Gerekenler Nelerdir?

Hastaların ilk olarak yaşadıkları rahatsızlığı kabullenmeleri ancak bunun hayatın bir parçası olduğunu düşünmemeleri gerekir ve mutlaka tedaviye yönelmeleri gerekir. Bu kişiler uykusuzluk yaşadıklarını ve rahatsızlıklarını iş ortamında paylaşmalı ve tedavi görmeye başlamalı. Uyku saatini belirlemeli ve bu aralıkta yatakta olmalı. Kafein ve diğer uyarıcı besinlerden kaçınmalı. Stresten uzak durmalı ve işi iş yerinde bırakarak yatağa gitmeli. Kişinin depresyon tanısı varsa mutlaka bu durumu bir uzmanla ve yakınlarıyla paylaşarak mücadele etmesi gerekir.

İnsomnia Hastaları Araç Kullanabilir mi?

Uyku düzeni bozukluğu rahatsızlığı araç kullanmaya engel değil ancak bu durum sebebiyle oluşan dikkat eksikliği ve odaklanma sorunları trafik kazalarına yol açabileceğinden kişinin yaşadığı durum ile ilgili olarak dikkatli olması ve eğer kendisini araç kullanabilecek gibi hissetmiyorsa toplu taşıma araçlarını tercih etmesi ve kendisine bir kişinin eşlik etmesi önerilir.

İnsomnia Hastaları Çalışabilir mi?

Uyku düzeni bozukluğu işe girmeye engel değil ancak uykusuzluk nedeniyle ortaya çıkabilecek iş kazaları dikkate alınmalı ve kişinin mutlaka tedavi görmesi gerekir.

İnsomnia Hastalığı Tedavisi Olmazsa Ne Gibi Sonuçlar Ortaya Çıkabilir ?

Uyku düzeni bozukluğuna bağlı diğer genel sağlık sorunlarının ve komplikasyonların şiddetlenmesi söz konusu olabilir. Tedavi edilmeyen insomnia nedeniyle kişi majör depresyon ile karşı karşıya kalabilir ve yaşam kalitesi ciddi ölçüde gerileme gösterir.

İnsomnia Depresyona Sebeb Olur mu?

Uyku düzeni bozukluğu yoğun olarak stres ve depresif ruh haliyle ilişkilidir. Bu nedenle de insomnia kronik seviyede iken genellikle depresyona ve hatta tedavi edilmemesi durumunda majör depresyona ve nevrozlara neden olabilir.

İnsomnia Uyku Eğitimi Nedir?

İnsomnia uyku eğitimi, insomnia ile karşı karşıya olan kişilerin yaşadıkları rahatsızlığı yenmeleri ve uykusuzluk kaynaklı sorunları bastırmaları için sağlanan bir uyku eğitimi. Bu eğitim ile kişinin kaybettiği uyku düzeninin yeniden kazanması sağlanır.

İnsomnia Hastaları Uyku İlacı Kullanabilir mi?

Psikoterapi insomniayı tedavide en çok tercih edilen ve en çok fayda görülen uygulama olmasına karşın uzman psikiyatrist önerisi ile ilaç tedavisine de başlanabilir.

Sürekli Yatakta Kalmak İnsomnia Hastalarına Fayda Sağlar mı?

Sürekli yatakta kalmak uyku düzenini daha fazla bozabilecek bir etken. Kişi yatağı yalnızca uyku zamanında tercih ettiği zaman uyuma düzenini oturtabilir ancak eğer yatakta çok uzun süre geçirilirse kişi ne zaman uyuması gerektiği ve ne zaman uyanması gerektiği ayrımını yapamayacağı bir döngüye girer.

Egzersiz Yapmak İnsomnia Hastalarına Yarar Sağlar mı?

Düzenli olarak egzersiz yapmak vücudu gün içinde yorarak, uyuma ihtiyacı ve isteğini arttıracaktır. Ayrıca egzersiz yapan kişiler insomniaya neden olabilecek stres ve depresyon faktörlerinden de büyük ölçüde uzaklaşabilirler.

İnsomnia Psikolojik Bir Hastalık mıdır?

İnsomnia bir etkene dayalı ortaya çıkan bir rahatsızlık olduğundan doğrudan psikolojik rahatsızlık olarak tanımlanamaz. İnsomniaya neden olan faktör aritmi, solunum enfeksiyonu, obezite gibi diğer etkenler de olabilir.

İnsomnia Ölümcül mü?

Uyku bozukluğu doğrudan ölüme sebebiyet verebilecek bir rahatsızlık değil ancak ileri seviyede uyku sorunu yaşayan kişilerde kalp hastalığı riski ve felç riski bulunduğu unutulmamalı.

Madde Kullanımı İnsomnia Hastalığına Sebeb Olur mu?

Uyarıcı maddelerin kullanılması beyinde fonksiyon kaybına ve düşüncelerde bozulmalara neden olarak uyku düzenini ciddi seviyelerde tahrip edebilir ve bu durum kronik insomnianın oluşmasını tetikleyebilir.

İnsomnia Hastaları Hangi Doktorlara Başvurmalıdır?

İnsomnia hastaları ilk etapta bir psikiyatrist veya psikoloğa başvurmalı. Eğer insomnianın altında yatan bir genel sağlık sorunuysa hekiminiz sizi diğer ilgili kliniğe yönlendirir. Eğer sorun psikolojik bir faktörden kaynaklanıyorsa bu klinikte tedavinize ve takibinize başlanır.

İnsomnia Hastası Kişiler Cinsel Problemler Yaşar mı?

Uyku düzeni bozulan bireyin fiziksel aktivitelerinde zayıflama, halsizlik, moralsizlik görülür. Ayrıca bir takım duygu durum bozuklukları da insomnia nedeniyle ortaya çıkarak kişinin cinsel isteksizlik yaşamasına neden olabilir.

İnsomnia Hastalığı Anksiyeteye Sebeb Olur mu?

Gece uykusuna dalamayan kişilerde yaygın olarak karşılaşılan bir belirti de anksiyete olarak tanımlanır. Kişi uyumadığı ancak yatakta kaldığı yalnız sürede olumsuz düşüncelere kapılmaya meyilli olur. Geleceğe dair olumsuz düşünceler ve endişeler insomnia ile tetiklenebilir.

İnsomnia Hastaları Okula Devam Edebilir mi?

İnsomnia hastalarının okula devam etmesinde bir sakınca yoktur ancak yaşadıkları hafıza sorunları ve dikkat eksiklikleri bilişsel zekanın zayıflamasına yol açarak alınan eğitimden fayda görememeye neden olabilir. Bu nedenle okul çağında karşılaşılan insomnia mutlaka bir uzman tarafından muayene edilmeli ve tedavi edilmeli.

İnsomnia Hastaları Psikiyatri Tedavisi Alması Gerekir mi?

Kronik insomnia eğer psikolojik bir nedenden kaynaklanıyorsa ve psikoterapi yöntemleri ile giderilemiyorsa psikiyatrik tedavi yöntemleri ile desteklenmesi gerekebilir. Bu duruma hastalığın muayenesini devam ettiren terapist karar verir ve yönlendirme yapar.

İnsomnia Hastalığı Nasıl Geçer?

İnsomnia hastalığının tespit edilmesinden sonra hastanın durumuna göre tedavi süreçleri geliştirilir. Tedaviler genelde hafif uyku ilaçlarını yardımcı tedavi yöntemi olarak kullanılır. Asıl tedavi ise hasta ile yapılan terapilerdir. Terapilerin temel amacı, uykuya dalınmasına engel oluşturan tüm durumların ortadan kaldırılması ya da hastanın bu durumlar karşısında reaksiyon geliştirmesinin engellenmesi üzerinedir. Hastalığın kendi kendine geçtiği durumlarla da karşılaşılır ancak bu çok nadirdir. Kısacası hastalığın başarılı ve kompleks bir tedavi ile geçtiğini söyleyebiliriz.

İlgili Bölümler
İlgili Tedaviler