Beyin Tümörleri Tedavisi
- Sık Sorulan Sorular
- Ameliyat Yaş Sınırı Nedir?
- Zor Bir Ameliyat Mı?
- Ağrı Olur Mu? Kaç Günde İyileşir?
- Ameliyat Sonrası İz Kalır Mı?
- Beyinde Anormal Hücrelerin Çoğalmasının Sebepleri Nelerdir?
- Beyin Tümörünün Görülme Sıklığı Nedir?
- Beyinde Tümör Olduğu Tespit Edilen Bir Kişinin Tedavi Süreci Nasıl Planlanır?
- Beyin Tümörü Tedavisinde En ve Etkili Tek Yöntem Ameliyat Mıdır?
- Beyin Tümörü Ameliyatında Risk Yüksek Mi?
- Tıptaki Yöntemlerin Gelişmesi ile Beyin Tümöründeki Risk Azalıyor Mu?
- Kişi Alacağı ve Aldığı Önlemlerle Beyin Tümörünü Engelleyebilir Mi?
- Beyin Ameliyatı Sonrası Uygulanan Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
- Ameliyat Olmuş Birinin Eski Yaşantısına Dönmesi Mümkün Müdür?
- Beyin Tümörleri Belirtileri Nelerdir?
- Beyin Tümörünün İnsandaki Belirtileri Nelerdir?
- Beyin Tümörü Ameliyatında Başarı Şansı Nedir?
- Beyin Tümörlerinin Tedavisi İçin Hangi Bölüme Gidilir?
- Beyin Tümörlerinin Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Beyin tümörü, beyinde bulunan hücrelerin ya da dokuların kontrolsüz bir şekilde büyümesi sonucu oluşur. Çoğu kişi bu durumu kanser ile karıştırır; fakat her tümörün kanser olarak değerlendirilmesi yanlış olur. Beyin tümörleri tedavisi mümkün olan durumlar arasında yer alır. Beyin tümörleri tıp literatüründe ikiye ayrılırlar bunlar iyi ve kötü huylu tümörlerdir. İyi huylu tümörler beyinde geniş bir alan kapladıklarında öldürücü olabilirler; ancak düzenli bir şekilde kontrol altına alındıklarında tedavileri mümkün olabilir.
Beyin tümörleri genellikle sarı ırka mensup olan kişilerde ve genellikle erkeklerde görülür. Ortaya çıkış nedenleri arasında da net bir bilgi yoktur. İyi huylu tümörler her yaş grubunda oluşabilirken, kötü huylu tümörler çocuklarda ve genellikle 60 yaş üstü bireylerde görülür. İki tümör çeşidinin de kendine göre tedavi süreci ve takip aşamaları bulunur.
Tümörler beyinde kendiliğinden oluşabilirken tümörlü olan başka bir bölgeden beyne sıçrayabilir. Bu nedenle hastalar düzenli olarak 6 ayda bir ilaçlı MR çektirerek kontrollerini yaptırırlar.
İyi huylu tümörler, cerrahi müdahale aşamasında beyinden kolaylıkla ayrılabilir. Dokuya yapışma gibi durumları bulunmadığından ameliyat son derece başarılı geçer. Zamanında müdahale edilmediği noktada ise kişilerin iyi huylu tümörleri kanserli dokulara dönebilmekte ve daha riskli sonuçlar doğurabilmektedir.
Kötü huylu tümörler, cerrahi müdahalede büyük zorluklar çıkarabilir. Çünkü dokulara tamamen yapışan ve dokudan zor ayrılan tümör çeşitleri olarak bilinirler. Kanserli hücre olarak değerlendirilen bu beyin hücreleri ameliyattan sonra yeniden nüks edebilir. Ölümcül olarak değerlendirilen kötü huylu beyin tümörlerinin ameliyatında dokuların her biri alındığında fonksiyon bozukluğu ortaya çıkabildiğinden son derece tehlikeli ve riskli ameliyatlara ön ayak olurlar.
Beyin tümörleri tedavisi yapılacağı zaman mutlaka uzman doktorlar tarafından inceleme sağlanması ve uygun tedavi yöntemleri için en iyi araştırmaların yapılması gerekir.
Beyin Tümörü Tedavisi Hakkında
Beyin tümörü ameliyatları kişiye özel olarak yapılır. Uzmanlar öncelikli olarak hastanın ne durumda olduğunu, yaşını ve cinsiyetini tespit ettikten sonra ameliyat sürecinde ne gibi dezavantajların ortaya çıkabileceğini analiz ederler. Tüm tetkikler yapıldıktan sonra ise hasta en iyi şekilde beyin ameliyatı için hazırlanır. Ameliyat aşamasında kafatası delme ve parça çıkarma işlemi uygulanır. Ameliyatın yapılacağı bölgedeki saçlar tamamen traş edildikten sonra kafa derisi kesilerek ayrılır. Cilt kafatasından tamamen soyulduktan sonra matkap ile kafatasından kemik parçası çıkarılarak kapama esnasında kullanabilmek için saklanır. Kafatasından çıkarılan kemik sonrasında ulaşılan bölge beyin zarıdır. Bu noktada çok dikkatli olmak ve zara zarar vermeden dokuya ulaşmak önem arz eder.
Mikroskop ile birlikte yapılan beyin tümörleri tedavisi sırasında bilgisayar aracılığı ile diğer izlemeler de sağlanır. Dokuya ulaşıldıktan sonra küçük kesiler uygulanarak tümör beyinden ayrılır. Bu esnada hastanın bilinci ve ne gibi reaksiyonlar verdiği son derece önemlidir. Lokal anestezi ile yapılan beyin ameliyatlarında hastanın fonksiyonları takip edilir. Görememe ya da konuşamama gibi durumlarda uzmanlar tarafından beyne müdahale sağlanması için lokal anestezi seçilir.
Beyin tümörlerinin tedavisinde tümör dokudan tamamen ayrıldıktan sonra pamuk yardımı ile kanama kontrol altına alınır ve kapama işlemine geçilir. Ameliyatın en başında çıkarılan kemik kafatasına yerleştirildikten sonra cilt dikilir ve ameliyat tamamlanır. Son derece riskli olan bu ameliyatlarda hastalar kaygı ve korku ile ameliyata girer. Hastanın yakınları da aynı duygular içerisinde olduğundan dolayı yakınların ve hastanın morali büyük önem taşır.
Beyin Tümörü Tedavisi Nedir?
Beyin tümörleri tedavisi için en yaygın yöntem cerrahidir. Kendiliğinden büyüyen ya da çok farklı organlardan sıçrayarak beyne ulaşan bu hücrelerin alınabilmesi için ameliyat çoğu zaman şart olarak görülür. Beyin ameliyatının temelinde kanserli ya da iyi huylu tümörün tamamen dokudan ayrılabilmesi yatar. Kafatasının açılarak tümörün alınması işlemine beyin ameliyatı adı verilir. Beyin cerrahları tarafından uygulanan bu ameliyat profesyonellik gerektiren bir alandır. Bu nedenle mutlaka uzman olan hekimler tarafından gerçekleştirilmelidir. Bazı kişilerin beyin tümörleri olması gerekenden büyük, başkalarının ise son derece küçük olabilir. Bu gibi durumlarda kişiye özel ameliyatlar gerçekleştirilmekte ve hastanın tedavisi de tamamlanmaktadır.
Beyin ameliyatlarında ölüm riski bulunduğundan pek çok hasta ameliyat alternatifini göz önünde bulundurmaz. Ancak tümörlerden tamamen kurtulmasına olanak sağlayan yöntem ameliyat olarak bilinir.
Beyin Tümörleri Çeşitleri Nelerdir?
Beyin tümörleri iyi ve kötü huylu tümörler olarak bilinir. İyi huylu tümörler her yaşta görülebilirken, kötü huylu tümörler daha çok doğuştan oluşur. 60 yaş ve üstü kişilerin yanı sıra bebek ve çocuklarda da görülebilir. Kendiliğinden büyüyen ve gelişen iyi huylu tümörlerin beyne sıçraması sonucu da ortaya çıkabilir.
Kötü huylu olarak bilinen tümörler ise kanserlidir ve tehlike arz eder. Tamamen dokulardan ayrılmaları mümkün olmadığında ve ufak bir hücre dokuda kaldığında yeniden büyümeye ve gelişmeye başlar. Beyin tümörleri tedavisi için ameliyat en gerekli faktörler arasında yer alır. İyi huylu tümörler için çoğu zaman kesin çözüm iken, kötü huylu tümörler için her zaman çözüm olmayabilir.
Gamma Knife Nedir?
Gamma Knife, beyinde bulunan tümörün herhangi bir kesiye gerek kalmadan tedavi edildiği yöntemdir. Gamma ışınları ile hastalıklı olan dokuya nüfuz edilerek tümörün yok edilmesi sağlanır. 201 farklı delikten gelen ışınlar tek bir alanda toplanır ve dokunun tamamen kaybolmasını sağlar. Bu tedavi yöntemi genellikle açık ameliyatın mümkün olmadığı ve hastanın yüksek risk taşıdığı durumlarda gerçekleşir.
Gamma knife, dünya genelinde beyin tümörleri tedavisi için uygulanan yöntemlerden biridir. Kesin sonuç vermesi nedeniyle de pek çok tümör tedavisinde bu yola başvurulur. Makineden gelen ışınların hastalıklı dokuya tam olarak nüfuz edebilmesi için hastanın cihaz içinde ne şekilde oturduğu da oldukça önemlidir.
Gamma Knife Nasıl Uygulanır
Gamma knife uygulamasına geçilmeden önce hastanın hafif bir kahvaltı yapması yeterli olur. Kahvaltısını yaptıktan sonra hastaneye gelen hastaya yaklaşık 10 dakika sonra metal çerçeve takılır. Bu çerçevenin ardından makine içine hasta yerleştirilir ve en rahat şekilde oturması sağlanır. Lokal anestezi kafa bölgesine uygulandıktan sonra yapılması gereken hastanın tümörünün bulunduğu alana doğru bir şekilde ışınların gönderilmesidir. Işınlar en doğru şekilde bölgeye yöneltildikten sonra tedavi sonlanır ve hasta izlenmek üzere servise alınır. Beyin tümörleri tedavisi arasında önemli bir yere sahip olan Gamma Knife uygulandıktan sonra yalnızca 1 gece hastanede yatış gerçekleşir. Kesin bir tedavi yöntemi olması, ölüm ve felç riskinin de son derece az olması tedavinin seçilmesine neden olan etkenler arasında yer alır.
Gamma knife uygulandıktan sonra hastaların ertesi gün işlerine ve sosyal hayatlarına dönemleri mümkün olabilir. Tedavinin kişinin fonksiyonlarını kısıtlamıyor olması da çok tercih ediliyor olmasının nedenleri arasında yer alır.
Maske Uygulaması
Maske uygulaması, hastanın hazırlanma aşamasında başının sabit kalabilmesi için kullanılan metal malzemeye denmektedir. Lokal anestezi ile maskenin dış kısımları uyuşturulur. Işınlar esnasında hastanın ağrı duymaması için bu yöntem uygulanır.
Nöroradyolojik Görüntüleme
Hastaların tümörlerinin son kontrollerinin yapıldığı ve yerinin tam olarak tespit edildiği süreçtir. Bu süreçte ışınların tam olarak nereye gönderileceğinin araştırması yapılır.
Doz Planlaması
Doz planlaması beyin tümörleri tedavisi aşamasındaki lazer için ne kadar kullanılacağını belirlemede yapılır. Hastanın beyninde bulunan tümörün tamamen yok edilmesine yeterli olacak doz belirlenir ve hastaya uygulanır.
Işının Uygulanması
Işının uygulanması sürecinde 201 adet farklı delikten tüm ışınlar gönderilmekte ve tek bir noktada toplanmaktadır. Işınların hep birlikte hastanın tümörlü olan bölgesine gönderilmesi önem arz eder. Tedavi tamamlanana kadar ışın gönderimi sağlanır.
Gamma Knife tomografisi
Gamma Knife tomografisi, uygulama yapılmadan evvel beyindeki tümörün son durumunu tespit etmek amacıyla uygulanır. Bu sayede hastanın tümör boyutu, yeri ve büyüklüğü analiz edilmiş olur. Tam tedavi için tomografi mutlaka gerekir.
Tedavi Sırasında Hasta İzlenimi
Beyin tümörleri tedavisi arasında yer alan Gamma Knife, lokal anestezi ile uygulandığından dolayı hastanın bilinci açık olur. Konuşma, görme ya da dokunma gibi duyuların testi için bir uzman mutlaka hastayı takip eder. Yapılabilecek bir yanlış, hastanın beyin fonksiyonlarına zarar verebilir.
İyi Huylu Beyin Tümörü
Kol ve bacaklarda uyuşma, baş ağrısı, sara nöbetleri, kusma, hormon bozuklukları, yutmada güçlük çekme ya da yüz felci gibi belirtiler ile birlikte ortaya çıkar. İyi huylu tümörlerin tedavisi mümkün olduğundan dolayı hastalar için hayati bir tehlike söz konusu değildir. En büyük avantaj ise operasyon sonrasında kemoterapi ya da radyoterapiye gerek olmamasıdır. Hastalar tüm bu durumlara gerek duyulmaksızın iyileşme sürecine geçerler. Hastalara tedavi sonrasında belli ilaçlar reçete edilmekte ve tedavi sonrası süreç kontrol altına alınmaktadır. İyi huylu tümörlerin başarı yüzdesi ise kötü huylulara göre çok daha yüksek olarak bilinir. Bu durumun temel nedeni ise iyi huylu tümörlerin, kötü huylular gibi yeniden gelişme sağlamamasından kaynaklanır.
Kötü Huylu Beyin Tümörü
Habis olarak da bilinen kötü huylu beyin tümörleri çok hızlı bir biçimde büyümekte ve kısa bir süre içinde yayılmaktadır. Diğer organlardan oluşan sıçramalar nedeniyle de habis tümörler ile karşılaşmak mümkün olabilir. Kötü huylu tümörlerin kendi içinde 4 farklı dalı bulunur. Birinci ve ikinci derecede kötü huylu tümörler çok agresif değildir; ancak üçüncü ve dördüncü grubun seyri çok daha ileri derecelere varabilir. Bazı kötü huylu tümörler cerrahi operasyonlar sonrasında dokudan ayrılır ve hastada herhangi bir sorun olmadan yaşam sürer. Bazı kişilerde ise cerrahi müdahalenin yanında ek yöntemlere başvurulsa dahi aylar içerisinde kayıplar yaşanır. Beyin tümörleri tedavisi her ne olursa olsun bu tip tümörlerde hastanın yaşama olasılığı düşüktür.
Kötü huylu tümörler için genellikle biyopsiye başvurulur. Alınan parçanın patolojiye götürülmesi ve incelenmesi sonucunda ne tür bir yöntem uygulanabileceğine net olarak karar verilir. MR aracılığı ile hastanın tümörlerinin şekli ile ilgili tespite varmak mümkün olabilir; ancak durum ile ilgili netlik kazanabilmek için patolojiden gelecek sonuçlar daha önemlidir. Kötü huylu tümörler, sağlıklı dokulara işlediğinden dolayı bazen sadece cerrahi müdahale yeterli olmaz. Bu durumda hastanın yeniden sağlığına döndürülebilmesi için onkoloji uzmanı, radyolog, nörolog ve patolog gibi kişilerden oluşan uzman bir ekibin birlikte çalışması gerekir. Ekip tarafından tam değerlendirme yapıldıktan sonra ise net olarak ne tür bir tedavi uygulanması gerektiğine karar verilir. Kemoterapi ya da radyoterapi ise kötü huylu tümörlerin tedavisinde kullanılan ek yöntemler arasında yer alır.
Ameliyat olamayacak derecede riski yüksek olan kötü huylu tümör sahibi kişilere ise lazer tedavisi uygulanır. Bu durum son aşamayı oluşturur ve hasta bu tedavi yöntemine de cevap veremiyorsa alternatif yöntemlerin bulunması beklenir.
Riskleri Nelerdir?
Beyin tümörleri tedavisi olan beyin ameliyatında bazı risklerden bahsedilebilir. Bu riskler başarılı geçmiş olan ameliyatlarda son derece azdır; ancak başarısız ameliyatlar sonucunda gözlerde kayma, konuşma bozukluğu, bedensel fonksiyonların yitirilmesi, duyamama ya da görememe gibi problemler oluşabilir. Konuşma bozukluğu ve duymama en yaygın riskler arasında yer alır. Risklerin en büyüğü olmasının nedeni ise bu yetilerin yeniden yerine gelmemesinden kaynaklanır.
Hastaların beyin bölgesinde su üretimi arttığından dolayı ödem oluşabilir. Kafatası basıncı düşürülerek bu durum kontrol altına alınabilir. Fakat kanama olması durumunda hastaların acilen ameliyata alınması gerekebilir.
Beyin tümörü için yapılan ameliyatlardan sonra hastalar ölüm riski taşıyıp taşımadıklarını merak ederler. Özellikle uzun yıllar boyunca bu riskle yaşayan hastalardan söz edilebilir. Bu nedenle cerrahi müdahaleyi gerçekleştirecek olan doktorun kesinlikle son derece uzman bir kişi olması gerekir.
Ne Kadar Sürüyor?
Beyin tümörleri tedavisi için uygulanan yöntemlerden biri olan beyin tümörü ameliyatı kişiye özel bir ameliyat olarak bilinir. Hastanın yaşı, ırkı, cinsiyeti ya da tümörünün durumu ameliyat sürecini önemli derecede etkiler. Özellikle hastaların ne gibi tedavi yöntemlerini denedikleri ya da daha önce beyin tümörü ameliyatı olup olmadıkları da oldukça önemli konular arasında yer alır. Beyin tümörü ameliyatı 30 dakikada bitebileceği gibi 3 saate kadar da uzayabilir.
Tümörün iyi huylu olması, dokudan kolayca alınabileceği için kısa süreli ameliyatlar anlamına gelir. Kötü huylu tümörler ise dokuya yapıştığından ve burada hızla büyüdüğünden dolayı alınması zorlaşır. İşte bu gibi durumlarda ameliyatın çok daha uzun süreli olmasından bahsedilebilir. Hastalıkla mücadele eden kişilere ameliyat öncesinde net bir saat vermek zordur. Bu nedenle de ameliyat başladıktan sonra yapılacak olan tetkikler ve son durum ameliyatın seyrini belirleyecektir.
Başarı Oranı
Beyin tümörleri tedavisinde eğer beyin ameliyatı tercih ediliyorsa hastaların başarılı bir şekilde rahatsızlığı yenmelerinin mümkün olabileceğinden bahsedilebilir. Özellikle iyi huylu tümörlerde bu oran çok daha yüksektir. Ancak kötü huylu yani “kanserli” olarak nitelendirilen tümörler için aynı şeyi söylemek yanlış olur. Açık ameliyatlarda hastaların sonraki dönemde belli bozukluklar ile karşı karşıya kalabilmeleri olasılıkları göz önünde bulundurulduğunda yüksek bir başarıdan söz edilemez. Belki beyin tümörü ortadan kaldırılabilir; ancak hastaların diğer fonksiyonlarında bozukluklar gerçekleşebilir. Özellikle 70 yaş üstü hastalarda bu durum daha yüksektir. Çünkü belli bir yaştan sonra hücrelerin yenilenmesi oldukça yavaşlamaya başlar. Çocuk ya da bebekler için açık beyin ameliyatında tam bir başarıdan söz edilebilir.
Lazer ameliyatı olan kişiler ise steril ortamlarda, başarılı doktorlar tarafından yapıldığı sürece daha başarılı sayılır. Bu tip ameliyatlarda fazla komplikasyon oluşmaması, beynin fonksiyonlarını yitirmemesi ya da buna benzer durumlar ile karşılaşılmaması nedeniyle durum daha başarılı bir hal alır. Hangi yaştan olursa olsun tüm hastalara da rahatlıkla uygulanabilen bir ameliyat çeşididir. Hastaların kafatası açılmadığından ve sadece ışınla ile direkt tedavi uygulandığından daha çok tercih edilir. Başarı oranı ise neredeyse %100’e yakındır.
Beyin Tümörü Tedavisi Yan Etkileri
Beyin tümörleri tedavisi için beyin ameliyatı tercih ediliyorsa birtakım yan etkilerden bahsedilebilir. Hastaların en çok karşılaştıkları sorunlar arasında ödem yer alır. Beyin hücrelerinin sulanması neticesinde ödem oluşur ve beyinde şişmeler meydana gelir. Bu da hastaların yüksek oranda baş ağrısı ile mücadele etmesine neden olur. Bu noktada yapılması gereken kafatasının içindeki basıncın dengelenmesidir. Dengeleme sağlandıktan sonra hastanın baş ağrıları geçer; fakat bu durumun ne kadar süreceği konusunda net bir bilgiye ulaşmak mümkün değildir.
Beyin tümörü ameliyatı olduktan sonra hastada oluşabilecek tehlike enfeksiyondur. Hastaların yarası ya da kafatasında bulunan doku mikrop kapabilir. İltihaplanma yaşandığı takdirde hastaların yeniden ameliyat olması mümkün olabilir. Genellikle kortizon ve antibiyotik tedavisi uygulanır. Eğer hastalar yeterli cevabı veremiyorsa yeniden cerrahi müdahale uygulanabilir. Açık beyin ameliyatının riskleri bu tür durumlar nedeniyle oldukça fazladır.
Beyin Tümörü Tedavi Öncesi
Beyin tümörleri tedavisi için kişilerin tüm hazırlıkları uzmanlar tarafından gerçekleştirilir. Beyin tümörünün ne derece bir alan kapladığı, hangi tedavi yöntemi ile başarı sağlanacağı ya da tedavi sonrasında ne gibi komplikasyonların oluşabileceği göz önünde bulundurularak tüm tetkikler sağlanır. Hastanın zorlu sürece kendisini mutlaka adapte etmesi gerekir. Yakınların bu aşamada morali ve hastaya desteği de büyük önem taşır. Mutlak suretle psikolojik desteğin verilmesi gerekir.
Ameliyat öncesinde ilaçlı tomografi çekilir ve tümörün son durumu gözlenir. Tedavi esnasında cerrahın ne tür bir yol izleyeceği bu aşama için oldukça önemlidir. Bir sonraki aşama olan ameliyata girişte de en detaylı analizler yapılır ve tedavi süreci başlar.
Lazer tedavisi de uygulanabilecek yöntemler arasında yer aldığından hazırlıkların tamamlanması gerekir. Tomografi ile hasta izlenir ve tam olarak nereye ışın atışı yapılacağı saptanır. Her iki tedavi için de tetkikler oldukça önemlidir.
Beyin Tümörü Tedavi Süreci
Tümörler, beyinde elektriksel sinyallerin ihlaline yol açabilir, bu da nöbetlere neden olur. Bu yaygın ve yaygın bir semptomdur. Uzmanlar, konvulsif aktiviteyi kontrol etmek için beyin tümörleri için ameliyat öncesi antikonvülzanların veya antiepileptik ilaçların kullanılmasını önermektedir. Ameliyattan sonra, kabul konvülsiyonları durdurmaya devam edebilir ve iyileşme sürecini engellemez.
Beynin tümörleri sıklıkla çevredeki sağlıklı dokuların şişmesine neden olurlar. Böyle bir şişlik peritümöral olarak adlandırılır. Neoplazma çevresindeki dokularda sıvı birikmesinden ortaya çıkar, intrakraniyal basıncı artırabilir veya nörolojik semptomları şiddetlendirebilir - baş ağrısı, mide bulantısı, kusma ve halsizlik. Ödemi azaltmak için, doktorlar genellikle ameliyattan önce kortikosteroidler reçete, deksametazon ve prednizolon kullanmalıdır.
Cerrahiye, hastanın cerrahi müdahaleyi tolere edebildiğinden emin olmak için bir teşhis yapılır. Beyin tümörleri için ameliyattan birkaç gün önce yapılır. Bunlar kalbin ve akciğerlerin muayenesi olabilir.
Hasta sigara içerse, sigarayı bırakmayı veya azaltmayı denemelisiniz. Bu komplikasyon riskini azaltacaktır (akciğerlerde enfeksiyon) ve ayrıca yarayı iyileştirmeye yardımcı olacaktır.
Muhtemelen, tümörün neden olduğu beynin şişmesini azaltacak bir steroidler reçete edilir. Onları doktor tarafından belirlenen şekilde almak önemlidir.
Hasta genellikle ameliyattan önce veya sabahları hastaneye kaldırılır. Hemşireler, ameliyat sırasında ve sonrasında giymek için elastik çoraplar verirler, bu da bacaklardaki kan pıhtılarını önlemeye yardımcı olur. Hasta anestezi uzmanı bir cerrahi ekip üyesi tarafından tavsiye edilir.
Beyin tümörü ameliyatı beyin tümörleri tedavisinde gelinen son nokta olarak bilinir. Hastaların tümörlerden tamamen kurtulabilmesi için bu nokta oldukça önemlidir. Riskli olan bu ameliyat, ameliyat sonrası komplikasyonlar nedeniyle hastalar için düşündürücüdür.
Ameliyat aşamasına geçildiğinde hastaların tüm hazırlıkları tamamlanır. Genellikle beyin ameliyatı sonrasında olası problemlere karşı hastanede kalış süresi 2-3 gündür. Çünkü hastalarda oluşabilecek problemlere karşı yakın takip sağlanır. Yeniden ameliyata alınma durumu söz konusu olabileceğinden dolayı hastalar sürekli gözetim altında tutulur. Bir diğer önemli husus ise ameliyatın kaçıncı defa yapılacağıdır. Daha önce beyin tümörü ameliyatı olmuş; fakat olumlu sonuçlar ile karşılaşmamış olan kişiler için yeniden beyin ameliyatı söz konusu olabilir.
Yeniden yapılan beyin ameliyatlarında durum çok daha farklıdır. Yapışmış olan kanserli hücre daha hızlı büyümeye başladığından beynin farklı bölümlerine de sıçrayabilir. Ya da farklı organlarda bulunan kanserli hücreler beyne sıçramış olabilir. Bu gibi durumlarda kanserli olan diğer organın hücrelerinin de durdurulması gerekir.
Tümörü çıkarmak için kafatası veya kraniotomi trepanasyonu denen bir operasyon gerektirir. Bir beyin cerrahı beyin dokusuna ulaşmak için kafatasından bir kemik parçasını (kemik flebi) çıkarır. Tümörün bir kısmının veya tümünün rezeksiyonu sonrasında, kemik segmenti değiştirilir, dikişler veya zımbalar kapatmak için kullanılır.
Bir beyin tümörünün çıkarılması genellikle genel anestezi altında gerçekleştirilir. Kraniotomi sürecinde, cerrah organ dokularını görmek için özel aletler ve güçlü bir mikroskop kullanır. Böylece patolojik doku çıkarılır ve sağlıklı etkilenmez. Sonunda, doktor kemik flep değiştirip değiştirmeyeceğine karar verir. Eğer yerine konulursa, ameliyat kraniotomi ile değiştirildiğinde, kafatasının trepanasyonu olarak adlandırılır.
Lezyonu tamamen yeniden şekillendirmek mümkün değilse, maksimum kısmı çıkarılacaktır. Bu operasyona kısmi rezeksiyon denir. Bundan sonra, dokular patolog tarafından daha fazla araştırma için laboratuvara gönderilir.
Kafatasının kraniyotomi veya trepanasyonu, bazen hastanın uyanma durumunda gerçekleştirilir. Amaç, ameliyatla ilişkili riskleri azaltmaktır. Doktor, cerrahi müdahale sürecinde konuşma veya hareket gibi işlevlerin etkilenip etkilenmediğini kontrol etme şansına sahiptir. Herhangi bir değişiklik olursa, bu yönde çalışma durdurulur.
Ameliyattan önce, hastaya lokal anestezi ile kesi bölgesine enjekte edilen bir yatıştırıcı verilir. Hasta doktorlarla görüşebilir ve konuşabilir.
Beyin çevresinde tümör blokları beyin-omurilik sıvısında (CSF) akışa yol açar, bu (hidrosefali denilen durum) birikir ve vücut içindeki basınçta bir artışa neden olur. Fazla akışkanın aktığı bir şantın kurulması problemi çözmektedir.
Şant esnek, yumuşak ve ince bir tüptür. Kafatasındaki küçük bir delikten beynin ventriküllerinden birine yerleştirilir, fazla sıvı daha sonra göğse çekilir. Şant, beyin-omurilik sıvısının basıncını düzenleyen ve sıvının beyne dönüşünü engelleyen bir valf sistemine sahiptir.
Şant geçici veya kalıcı olabilir. Dış geçici şant genellikle dış ventriküler drenaj adıyla anılır. Trubka ventrikül içine yerleştirilir ve daha sonra kap gövdesine bağlandığı yerde beyin-omurilik sıvısının hacmi ve basıncı kontrol edilir. İki tür kalıcı şant vardır:
- Ventriküloperitoneal şant şöyle kurulur; ventrikülden kafa derisine, daha sonra deri altına geçer, karın boşluğuna düşer. Sıvı boşluğa akar ve kan içine geri emilir. Bu en yaygın şant tipidir.
- Ventrikülo-atriyal şant, ventriküloperitoneal gibidir. Farkı, boynundaki büyük bir damar içine enjekte edilmesi ve sıvının kalbin odalarından birine akmasıdır. Kalpte beyin omurilik sıvısı kan dolaşımına girer ve vücuttaki diğer sıvılar ile birlikte karaciğer ve böbrekler içinden süzülür. Bu tip şant nadiren kullanılır.
Bazı durumlarda şant kullanılmaz. Bunun yerine, cerrah genellikle üçüncü ventrikülde küçük bir delik açar ve bu da beyin omurilik sıvısının tıkanıklığı atlatmasına ve dolaşımını sürdürmesine izin verir. Bu prosedüre endoskopik üçüncü ventrikülostomi denir.
Ayrıca, ommaya rezervuarı olarak adlandırılan küçük bir cihaz kullanabilirler. Ameliyat sırasında kafa derisinin altına yerleştirilen bu minyatür kubbe şeklindeki cihaz, küçük bir tüp olan rezervuarı ventriküllere veya tümöre bağlar.
Tedavi Yöntemine Karar Verilmesi
Beyin tümörleri tedavisi için pek çok alternatiften bahsedilebilir. İlaç tedavisinin yanı sıra hastalara cerrahi müdahaleler de sağlanır. Elbette bu kararı verecek olan kişiler her zaman uzman hekimlerdir. Uzman hekimler gerekli tetkikleri sağladıktan sonra hangi tür tedavi uygulanacağına karar verilir. Cerrahi müdahaleler genellikle kötü huylu tümörler için uygun olur ve bu yönteme kesin olarak karar verilir. İlaç yöntemi ise daha çok iyi huylu tümörlerin başlangıç aşamasında uygulanır.
Hastaların kişiye özel tedavi yöntemleri bulunduğundan dolayı tümörün durumuna göre tedavi seçeneği belirlenir. Çok büyük riskleri bulunan ve açık ameliyat olamayacak hastalar için ise lazer tedavisi uygun görülebilir. Tüm bu aşamaların ne zaman ve nasıl yapılacağına dair kararlar ise tetkikler tamamlandıktan sonra belirlenir.
Hastalar tedavi süreci hakkında bilgilendirildikten sonra diğer aşamalara geçiş sağlanır. Örneğin anestezistlerin yapmış olduğu tetkikler son derece önemlidir. Hastanın anesteziye ne gibi tepkiler vereceği ya da ameliyat sırasında anesteziden kaynaklı ne gibi sorunlar ortaya çıkabileceği bu durum ile bağlantılıdır.
Kanamanın durdurulabilmesi ya da kanamanın kontrol altına alınabilmesi için hastaya kan tahlilleri uygulandıktan sonra da tedavi süreci için net bir karara varılabilir. Bu durumun en önemli faktörü de hastanın ilaç geçmişidir. Çünkü ne tür ilaçlar kullanıldığı hastanın ameliyat sürecini de belirler.
Tahlil ve Tetkikler
Beyin tümörleri tedavisi ameliyat olarak belirlendiği takdirde hastalardan birtakım tahliller istenir. Bu tahliller ameliyat esnasında komplikasyonların oluşmasını engellemede oldukça önemlidir. Ne tür tahliller istendiğini birlikte inceleyelim:
- Tam kan sayımı, ameliyat öncesinde mutlaka yapılan testler arasında yer alır. Hastanın kan grubu tespit edildikten sonra kan değerlerinin oranı saptanır. Özellikle olası bir kansızlık durumu söz konusu ise ya da kan sulandırıcı gibi içeriklere rastlanırsa uzmanlar bu duruma göre süreç belirler.
- Biyokimya testleri tedavi aşamasından önce istenen testler arasında yer alır.
- İdrar tahlili de yapıldıktan ve uzmanlara verildikten sonra herhangi bir enfeksiyon olup olmadığı kontrol edilir.
- Elektro kalp grafiği, hastanın kalp ritmini ölçmek için kullanılan tahliller arasında yer alır. Böylece hastalar ameliyata girmeden önce kalp ritimleri ölçülmekte ve durum ile ilgili bilgilendirme yapılmaktadır. Kalp ritmi ile alakalı bir durum söz konusu olur ise ameliyatın ertelenmesi söz konusu olabilir.
-
HIV ve Hepatit testleri de mutlaka istenen testler arasında yer alır.
Hastanın Değerlendirilmesi
Beyin ameliyatı beyin tümörleri tedavisi aşamasında yaygın olarak gerçekleştirilen bir yöntemdir. Hastanın değerlendirilmesi sağlanırken pek çok faktör göz önünde bulundurulur. Hastanın yaşı, daha önce geçirdiği hastalıklar ya da ameliyatlar da son derece etkilidir. Uzmanlar tüm faktörleri göz önüne alarak değerlendirme sağlamakta ve uygun tedavi yöntemini uygulamaya başlamaktadır.
Hastanın Yaşı
Beyin tümörü ameliyatı her yaştan hastaya uygulanabilir; ancak yaygın olarak belli bir grupta görülür. Bu grubun içinde ise çocuklar ve 60 yaş üstü hastalar yer alır. Hastaların yaşları ilerledikçe beyin tümörü ameliyatı riski de artar. Hücrelerin yenilenmesi yaşın ilerlemesi ile birlikte yavaşladığından dolayı oluşabilecek komplikasyonlarda da artış söz konusu olabilir. Bu nedenle tüm tetkiklerin en sağlam şekilde yapılması ve ameliyat sonrası oluşabilecek durumların göz önünde bulundurulması gerekir.
Çocuklarda hücreler çok daha hızlı yenilendiğinden dolayı tedavi daha hızlı yanıt verir. Bebekler de bu duruma dâhilidir. Çocuklar için yine ileriki yaşlarda olan hastalar gibi tüm tetkikler ve tahliller uygulandıktan sonra ameliyat süreci başlar. Genel anestezi ise çocuklarda yaygın olarak kullanılan türler arasında yer alır.
Genel Sağlık Durumu
Beyin tümörleri tedavisi için seçenekler değerlendirilirken hastanın genel sağlık durumuna da mutlaka bakılır. Özellikle var olan hastalıklar ya da kullanmış olduğu zararlı maddeler analiz edilir. Sigara ya da alkol kullanımı gerçekleştiren hastalar için uzmanlar çok daha farklı tedavi yöntemlerine başvurabilir. Uzun bir yol olarak değerlendirilen bu süreçte her türlü hazırlığın en iyi şekilde yapılması gerekir. Kalp hastalığı, şeker, epilepsi ya da buna benzer rahatsızlıklar ile mücadele eden hastaların, ameliyat sonrası süreçleri çok daha rahatsızlık verici olabilir.
Bir diğer önemli husus ise kan dengesidir. Kan sulandırıcı ilaçlar kullanan tansiyon hastaları özellikle gözetim altında tutulur. Ameliyat esnasında kanamanın durdurulabilmesi ve tüm risklerin ortadan kaldırılabilmesi için tüm faktörlerin ayrı ayrı analiz edilmesi gerekir.
Düzenli Kullandığı İlaçlar
Hasta geçmişine bakıldığında kullandığı ilaçlar hakkında tespit sağlanır. Hangi ilaçların mutlaka alınması gerektiği ya da daha önce ne gibi ilaçlar kullandığı önem arz eder. Anestezi ya da ameliyat esnasında kullanılacak ilaçların kişide herhangi bir olumsuzluğa neden olup olmayacağı araştırılır. Çünkü bazı hastalarda ameliyat esnasında ilaca karşı farklı reaksiyonlar oluşabilmektedir. Bu durumun temel nedeni ise tetkiklerin tam olarak sağlanmamasından kaynaklanır.
Beyin tümörleri tedavisi sadece ameliyat ile değil ilaçla de gerçekleştirilebildiğinden dolayı hastaların geçmişte ne tür ilaçlar kullandığı, bu ilaçların ne kadarının tedaviye yanıt verdiği ya da hastanın halen bu ilaçlardan birini ya da birkaçını kullanıp kullanmadığı da etkilidir.
Beyin Tümörü Tedavisi Sonrası
Beyin tümörleri tedavisi ameliyat ile sonlandırıldığı takdirde hastayı bekleyen pek çok durumdan bahsedilebilir. Çünkü ameliyatın bitmiş olması, tedavinin de sonlandığı anlamını taşımaz. Hastalara beyin tümörü ameliyatı sonrasında farklı tedavi yöntemleri de uygulanır. Beyinde oluşan ödemin atılabilmesi için kullanılan ilaçlar, enfeksiyona karşı reçete edilen antibiyotikler ya da kortizonlar ise bu ilaç grubu içinde yer alır. Hastaların hızlı bir şekilde iyileşebilmesi için dikkat etmesi gereken belli noktalarda bulunur. Hızlı iyileşmenin sağlanması, hastanın durumuna ve ilaçlarını düzenli kullanmasına da bağlıdır.
Hastanın normal hayatına dönüş sağlayabilmesi ve ne gibi aktiviteleri ne zaman yapabileceğinin kararı tamamen beyin cerrahı tarafından verilir. Bunun için de belli saptamalar ve tetkikler yapılır. Özellikle cinsel yaşam, yeniden araç kullanımı ya da spor gibi faaliyetler bu durumu içine alır.
Bir ya da iki gün boyunca hasta yatakta yatmaktadır. Bu zamanda ayaklar ve derin nefes almak için egzersiz yapmak önemlidir. Bu enfeksiyon ve tromboz riskini azaltmaya yardımcı olur. Assuta kliniğinde bulunan fizyoterapist, egzersizlerin nasıl yapıldığına bakacaktır. İyileşme sürecinin mümkün olduğunca çabuk hareket etmesi önemlidir.
Baştaki yara ilk birkaç gün boyunca bir bandajla kapatılır. Hemşireler yaranın normal şekilde iyileştiğinden emin olmak için düzenli olarak kontrol ederler. 7-10 gün sonra zımba veya dikişlerin çıkarılması gerekir.
Geri kazanım sürecinin hızı büyük ölçüde beyin tümörleri için ameliyat tipine bağlıdır. Bazı insanlar ek yardıma ihtiyaç duyar. Aşağıdaki problemler ortaya çıkarsa, doktora danışmak önemlidir:
- Yüksek sıcaklık;
- Skar çevresinde kızarıklık veya şişme;
- Kusma,
- Uyuşukluk,
- Ekstremitelerde güçsüzlük,
- Konuşma sorunları veya nöbetler.
Birkaç hafta boyunca hasta, kural olarak, çok yorgun hisseder. Bazen bir yıl veya daha fazla sürer. Dinlenmek ve düzgün yemek için önemlidir, iyileşmeye yardımcı olacaktır. Dinlenme ve hafif egzersiz dengesi (normal kısa yürüyüşler) daha iyi bir enerji dengesi kazanmanıza yardımcı olur.
Ameliyat Günü
Beyin tümörleri tedavisi için hastanın ameliyata alınması ve tüm tetkikler yapıldıktan sonra cerrahi müdahalenin başlaması ile ameliyata start verilmiş olur. Hastanın durumu, o anki psikolojisi ve ameliyattan sonra yaşayacağı ruh hali ameliyatı da etkiler. Anestezi uzmanı, beyin cerrahı, hemşireler, asistanlar, radyolog ve onkoloji uzmanı gibi uzmanların bir arada olduğu bir ameliyat söz konusudur. Açma işlemi yapıldıktan sonra önemli olan diğer alanlara hasar vermeden ameliyatın tamamlanması şeklinde işler. Hastanın tüm ölçümleri yapılırken ameliyat devam eder. Ekran üzerinden tüm reaksiyonlar anlık olarak izlenir. Ameliyatın ne kadar süreceği ise hastanın tümörüne ve yaşına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Ayrıca doktorun bu alanda ne kadar uzman olduğunun da etkisi büyüktür.
Çok fazla vaka görmüş ve sayısız ameliyatta bulunmuş olan uzmanlar, ameliyatı başarılı bir şekilde tamamlarken bazı cerrahlar yardıma ihtiyaç duyabilir. Ameliyatınızın sorunsuz bir şekilde tamamlanması için kesinlikle alanında uzman bir hekim ile ameliyata girmelisiniz. Özellikle beyninizde bulunan tümörler kötü huylu ise bu durumu tekrar değerlendirmeli ve alanında en iyi uzmanlardan mutlaka destek almalısınız. Çok vaka görmüş ve vakalarında başarılı olmuş cerrahlar tarafından ameliyat olmak, ameliyat sonrası iyileşme sürecini de hızlandırır.
Ağrılar
Beyin tümörü ameliyatından sonra hastanın yaralarında ağrılar oluşabilir. Bu durum son derece normaldir; çünkü yaraların iyileşmesi biraz zaman alabilir. Hasta ameliyattan çıktıktan sonra yoğun bakım ünitesine alınır ve yakından izlenir. İdrar için sonda takılır ve beslenebilmesi için de serum bağlanır. Kalp atışları ve vücut fonksiyonları son teknoloji cihazlar ile yakından takip edilir. Ameliyatın başarısına göre yoğun bakımda kalınacak süre uzmanlar tarafından belirlenir. Beyin tümörleri tedavisi yapılırken komplikasyonlar oluşabileceğinden dolayı hastanın servise alınması sakıncalıdır. Kafatasında kesikler olduğundan ve kemik ayrılarak ameliyat gerçekleştirildiğinden dolayı beyinde ödem oluşabilir. Bu tür durumlar için hasta sürekli olarak yakından takip edilir.
Ayağa Kalkma
Yoğun bakım ünitesinde takip altında tutulan hastanın ayağa kalkma süreci servise geçtikten sonra başlar. Uzmanlar yoğun bakımda yatan hastanın ne zaman çıkabileceğinin kararını verdikten sonra servise alır. Bu odada da tüm durum yakından takip edilir. Serum ile sonda olan hastada bulunur ve düzenli değişimler hemşireler tarafından sağlanır. Beyin fonksiyonlarının ne durumda olduğunun saptanabilmesi için hastanın yürütülmesi gerekir. Baş dönmesi, yürümede güçlük çekme ya da kusma gibi durumlar görülür ise ameliyat alanıyla alakalı şüphe söz konusu olabilir. Bu durumda uzmanlar devreye girmekte ve hasta için gerekli müdahalelerde bulunmaktadır.
Beyinde ödem oluşumu ya da beyin apsesi gibi sorunlar da yine bu noktada saptanır. Beyin tümörleri tedavisi alanında zorlu bir süreç olması nedeniyle hastaların yakınları servis odasında hastalara eşlik eder. Refakatçiler önemli ya da beklenmedik bir durum olduğunda mutlaka uzmanlara bildirmelidir. Hastanın ameliyattan sonra yürüyor olduğunu raporlamak uzmanların ya da hemşirelerin görevleri arasında yer alır.
Psikolojik Durumu
Hastaların çoğu zorlu bir süreç olan beyin ameliyatından sonra psikolojik çökmeler yaşayabilir. Tedavi sürecinin ne kadar başarılı olduğu, ne zaman sosyal hayata geri dönülebileceği ya da tümörün tamamen kaybolup kaybolmadığı gibi durumlar endişe yaratır. Eğer hasta depresif bir haldeyse ve tedavi süreci ile ilgili kaygıları söz konusu ise uzman bir psikologdan ya da psikiyatriden destek alınabilir. Hastanın tedavi sürecini rahat bir şekilde atlatabilmesi ve tedaviye yanıt verebilmesi için bu durum önem taşır. Bir diğer önemli husus ise hastanın ne zaman iyileşeceğini merak etmesidir. Yakınların çoğu, ameliyat başarılı ya da başarısız olsa bile hastanın öğrenmesini talep etmez. Bu nedenle hasta yakınlarının hastaya moral vermesi ve durumun her geçen gün daha da iyiye gideceğini empoze etmesi önemlidir. Özellikle birinci derece yakınların bu görevi üstlenmesi büyük fayda taşır.
İlaç Kullanımı
Hastanın ameliyatı başarılı da başarısız da sonuçlansa, ilaç kullanımı gerekecektir. Uzman hekimler ameliyat sonrası süreçte vücudun daha çabuk toparlanması ya da olası komplikasyonların önüne geçilebilmesi için belli ilaçlar reçete eder. Antibiyotikler, kortizonlar ya da buna benzer onarıcı ilaçlar sıklıkla kullanılır. Hastaların da ilaçlarını düzenli bir şekilde kullanmaları önerilir. Beyin tümörleri tedavisi için her hastaya farklı ilaçlar uygulanabilir.
Bu ilaçlar ise ameliyatın süresine, tümörün boyutuna ya da hastanın yaşına göre farklılık gösterir. Ameliyatın da tedavi yönteminin de kişiye özel olması kıyaslama yapılmaması gerektiğini gösterir. Ameliyattan sonra kullanılan ilaçların diğer beyin ameliyatı olan kişiler ile kesinlikle kıyaslanmaması ya da farklı ilaçların kullanılmaması gerekir. İlaçlarda doz aşımı yapmak, hastalığın daha çabuk tedavi edilebileceği anlamını taşıyamayacağından uzmanların belirtmiş olduğu sıklıkta ve dozda ilaç kullanılması önerilir.
Pansuman ve Kontrol
Beyin ameliyatları, diğer ameliyatlara göre çok daha riskli ve ayrıntılı olduğundan dolayı enfeksiyon riski yüksektir. Beyin ameliyatınız tamamlandıktan sonra uzman doktorunuz sizin için belli bir kontrol süreci belirler. Pansumanların yapılması ya da dikişlerin kontrol edilebilmesi için belirlenen bu süre oldukça önemlidir. Enfeksiyon riskinin tamamen ortadan kaldırılması ve komplikasyonların en aza indirilmesi için düzenli olarak muayene olunması ve kontrollerin yapılması gerekir. Hastalar ilaçlı tomografi ile 6 ayda bir kalan muayenelerini de gerçekleştirir. Kötü huylu olarak nitelendirilen tümörlerin yeniden büyümemesi ve kanser riskinin en aza indirilebilmesi için de bu durum oldukça önemlidir.
Hastaların pansumanları bazen hemşireler, bazen ise uzmanlar tarafından yapılır. Enfeksiyon söz konusu ise yara temizleme işlemi gerçekleştirilir. Eğer enfeksiyon yaranın içinden kaynaklı ise yeniden cerrahi müdahale söz konusu olabilir.
Hastanın Gözetim Süresi
Beyin tümörleri tedavisi sonrasında hastalar için belli kontrol süreçleri belirlenir. Bu zamanlama hastanın yeniden sosyal hayatına dönmesi ya da olası bir olumsuzluğa müdahale edilebilmesi için oldukça önemlidir. Gözetim süresi yaklaşık olarak 1 hafta sürer. Yoğun bakımdan çıkan hastalar ilk olarak pansumanlarını yeniletirken sonraki süreçte rutin kontrollerini sağlarlar. Kontrollerin ne sıklıkla olacağı da yine uzmanlar tarafından belirlenir. Eğer hastanın ameliyatı başarısız ise kontroller daha sıktır ve her türlü olumsuzluk değerlendirmeye alınır. Bir diğer husus ise hızlı iyileşme için sık muayenelerin yapılması şeklinde ilerler. Eğer uzmanlar ilk 1 hafta içinde herhangi olumsuz bir bulguya rastlanmaz ise ilerleyen aylarda daha seyrek kontroller gerçekleştirir. Bu durum ise hastanın durumunun iyiye gittiğini işaret eder.
Beyin Tümörü Olan Hastanın Dikkat Etmesi Gerekenler
Beyin tümörü olan hastaların günlük aktivitelerini sürdürürken dikkat etmeleri gereken belli hususlar bulunur. Beynin hasar almaması ve hastalığın daha ileri safhalara varmaması için ise bu faktörler büyük önem taşır. Öncelikli olarak spor aktiviteleri yaparken beynin hasar görmemesi için önem arz eder.
- Hastaların tümörleri varsa ve kötü huylu ise ekstrem sporlardan kesinlikle kaçınmaları gerekir.
- Başa darbe alınabilecek boks, kick boks ya da buna benzer spor dalları kesinlikle uygulanmamalıdır.
- Yüzme, pilates ya da buna benzer daha az risk taşıyan sporlar uygulanabilir.
- Uçak ile seyahat etmek isteyen kişilerin basınç nedeniyle önce uzmanlarından onay almaları gerekir. Her bir aktivite öncesinde hastanın doktoru kim ise o kişiden onay alınmalı ve sonrasında uygulamaya geçiş sağlanması oldukça önemlidir.
- Beyin tümörleri tedavisi uzun süreç gerektiren bir yöntem olarak bilinir. Bu nedenle dalıştan kaçınılması da önemli faktörler arasında yer alır. Tüplü dalış ya da serbest dalışlarda, beyin içerisinde istenmeyen hasarlar oluşabilir.
-
Hasta ilaç tedavisi görüyor ise rutin kontrollerini aksatmadan devamlılığını sağlamalıdır. Bunların yanında günlük yaşam ile ilgili hususlara da dikkat edilmesi gerekir.
Banyo
Banyonuzu yaparken çok sıcak su kullanmaktan kaçının. Sıcak su, beyin tümörü bulunan kişilerde ani tansiyonlarına neden olabileceği gibi beyin kanaması riskini de artırır. Bu sebeple duş alacağınız suyun ne çok sıcak ne de çok soğuk olması gerekir. Banyo esnasında başınızın dönebileceğini göz önünde bulundurarak tutunabileceğiniz ya da oturabileceğiniz bir aparattan destek alabilirsiniz. Beyin tümörü hastaları baş dönmesi gibi durumlar ile karşı karşıya kaldıklarından dolayı banyoda dikkatli olmalıdır. Hamam ya da sauna gibi aşırı sıcak mekânlardan da mutlaka uzak durmalısınız. Bir diğer önemli husus ise hastalığınızın seyri boyunca uzmanınızdan onay almadan termal ya da buna benzer alanlara gitmemeniz gerektiğidir. Kötü huylu tümörlerde bu durum büyük risklerin oluşmasına aracı olabilir.
Yatak ve Yatış Şekli
Beyin tümörleri tedavisi aşamasında hastaların yatış şekilleri ve pozisyonu da oldukça önemlidir. Baş ağrılarının sıkça yaşandığı beyin tümörlerinde hastaların sırt üstü yatmaları ve başlarını biraz daha yüksekte tutmaları önerilir. Eğer şiddetli baş ağrısı ile karşılaşıyorsanız yastığınızın altına destek koyarak başınızı biraz daha yükseltebilirsiniz. Ameliyat geçirdiyseniz ve yeniden ameliyat olma riskiniz söz konusu ise sırt üstü yatmanız daha büyük ağrılara neden olabilir. Sağ yan ya da sol yan pozisyonlardan birini seçerek uyumayı deneyebilirsiniz. Uykuya rahat dalabilmek ve baş ağrılarınızın önüne geçebilmek için ise mutlaka tam karanlık bir odada uyumalısınız. İçeriye girecek olan en ufak bir ışık huzmesi hastaların daha kalitesiz ve ağrılı uykular uyumalarına neden olur.
İlaç Kullanımı
Beyin tümörü ile mücadele eden kişiler eğer ilaç tedavisi görüyor ise mutlaka düzenli ilaç kullanımı gerçekleştirmelidir. İlaçların zamanında alınması, beyin tümörleri tedavisi aşamasında çok daha ileri safhalara varılmaması için büyük önem taşır. Özellikle kortizonlu ilaçların bu safhada önemi daha da artar. Daha önce beyin ameliyatı geçirmiş ve belli ilaçlar reçete edilmiş olan kişilerin çeşitli komplikasyonlar ile karşılaşmamaları için bu durum oldukça önemlidir. Bir diğer önemli husus ise kısa vadede ilaç kullanımının büyük etki yaratabiliyor olmasıdır. Tümörler kontrol altında tutulmakta ve daha hızlı yayılmasının da önüne geçilebilmektedir. İlaç kullanımı gerçekleştiren kişilerin kendilerine göre ilaç almamaları, kullandıkları ilaçların ise mutlaka uzman hekimlerin kontrolünde olması gerektiği ise daha da önemlidir.
Düzenli Beslenme
Beyin tümörleri için düzenli beslenmenin önemi oldukça büyüktür. Omega 3 destekli gıdaların yanı sıra beyni destekleyici ve hafızayı güçlendirici diğer gıdalardan da takviye yapılması gerekir. Balık, ceviz ve buna benzer gıdaların tüketimi uzmanlar tarafından da önerilir. Hasta ameliyat olduysa ve ameliyat sonrası süreç zorlu geçiyorsa da sağlıklı ve dengeli beslenmek gerekir. Hastaların öğünlerini atlamamaları ve doktorlarının verdikleri diyetlere uymaları gerekir. Bu noktada en önemli husus ise kalsiyum ve protein açısından da dengeli olunması gerektiğidir. Zaten uzmanlar ameliyat sonrası süreç için hastalara uygun bir diyet listesi oluşturur. Bu diyet listesinden çıkmadan gıda takviyesine devam edilmeli ve rutin kontroller aksatılmamalıdır.
Oturma
Beyin tümörleri tedavisi olan cerrahi müdahaleden sonra hastalar belli bir süre yürümekte ya da oturmakta zorluk çekebilir. Ayağa kalkmak zorlu bir süreç gibi görünse de başarılı olan ameliyatlardan sonra hastalar kısa bir süre içinde günlük faaliyetlerine başlayabilirler. Oturma da bunlardan biridir. Ameliyat atlatıldıktan sonra hastaların oturma süresi 2 gündür. Yoğun bakımdan çıkarılarak servise alınan hastalar doğrularak kısa bir süre oturabilir. Fakat yanında bulunan refakatçinin destek sağlaması gerekebilir. Ameliyat yerinden kaynaklı ağrılar nedeniyle hastaların 1 hafta kadar yatarak dinlenmeleri önerilir. Lazer tedavisi olan hastalar ise tedavilerini gördükten birkaç saat sonrasında oturabilir ve hatta yürüyebilirler. Yaşamsal faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde lazerden sonra bir sakınca bulunmaz.
Tuvalet
Tuvalet ihtiyacı her insanda yaşamsal bir dürtüdür. Hastalar ameliyattan çıktıktan hemen sonra yoğun bakıma alınırlar. Yoğun bakımda sonda ile tuvalet ihtiyacı karşılanır. Katı gıdalar ile beslenme gerekmediğinden dışkılama için bir durum söz konusu olmaz. Hastaların doktorları normal beslenme sürecine geçileceğini söyledikten sonra sonda çıkarılır ve hastalar normal tuvalet döngülerine başlarlar. İdrar ve dışkı için tahmini süre ise 3 gündür. Bu süre tamamlandıktan sonra hastalar destek alarak tuvalete gidebilir ve ihtiyaçlarını da karşılayabilir. Bir diğer husus ise tam olarak ne zaman tuvalete çıkılabileceği şeklinde devam eder. Hastalar 1 haftanın sonunda tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeye gelirler.
Yürüyüş
Beyin tümörleri tedavisi sonrasında hastalar ne zaman yürüyüş yapabileceklerini de sorarlar. Yürüyüş için en uygun süre yaranın tamamen iyileştiği ve hastanın tüm yaşam fonksiyonlarını kazandığı zamandır. Yürüyüş eyleminde vücutta bulunan tüm fonksiyonlar aktif bir şekilde kullanıldığından, hastaların tamamen iyileşme durumu oldukça önemlidir. Olası durumlarda hastalar, fenalaşabilir ya da daha kötü durumlarla karşılaşabilir. Günlük yaşantını normal bir şekilde sürdürülebilmesi için hastaların tamamen iyileşmesi, doktorlar tarafından önerilmektedir.
Ameliyat Yeri
Beyin tümörleri tedavisi sonrasında hastaların ameliyat yerleri dikişli olup, olağan darbeler karşısında zayıftır. Ameliyat izleri başın en üst kısmında bulunur. Fiber ipler ile yapılan dikişler sonrasında hastaların ani hareket yapmamaları ve dikişler alınana kadar geçen sürede ameliyatlı bölgeyi koruması gerekmektedir. Narin bir yapıya sahip olduğundan özellikle günlük hayatta çok dikkat edilmesi gerekir.
Doktorların yapacakları kontrollerde ameliyat bölgesi her daim kontrol edilir. Beyin yapısı itibariyle oldukça hassas bir dokudur ve oluşabilecek komplikasyonların tedavisi de oldukça zordur. Bu yüzden hem hastanın hem de doktorların kontrollerini düzenli bir şekilde yapması gerekmektedir.
Sigara ve Alkol
Sigara, pek çok hastalık için tedavi sürecinde yasaklanan bağımlılıklar arasındadır. Sahip olduğu benzen, nikotin, karbonmonoksit gibi maddeler vücutta bulunan her organa büyük ölçüde zarar vermektedir. Hasarları yıllar içinde yavaş bir biçimde oluşur. Ancak en son aşamaya ulaşıldığında geri dönüşü yoktur. Sigaranın kana karışabilmesi ve akciğerlerde oluşturduğu zarar herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Ancak beyine de büyük bir zarar verir. Tümörlü bir beyin, sigara dumanına maruz kaldığında daha büyük hasarlar oluşur ve tedavi süreci daha da güçleşir.
Aynı şekilde alkol de vücuda büyük zararlar veren içecek türlerinden biridir. Sahip olduğu şeker ile bağımlılık yapıcı etkisi vardır. Alkol oranına ve tüketim sıklığına bağlı olarak vücuda verdiği zararlar büyük sonuçlara yol açabilir. Alkolün ilk hedefi karaciğerdir. Karaciğerde yağlanma ve büyümeye sebep olarak kandaki alkolün vücuttan atılma durumu sürekli olarak engellenir. Bu gibi durumlarda hastalarda siroz gibi hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Beyindeki etkisi ise, tümörlerin daha hızlı büyümesine ve sinir sisteminin güçsüzleşmesine yöneliktir. Hastaların tedavi öncesi alkol ve sigara kullanımını kesinlikle bırakması gerekmektedir. Aksi takdirde doktorların uygulayacağı tedaviler herhangi bir sonuç vermemektedir.
Cinsel Yaşam
Tümöre yönelik ameliyatlardan sonra hastanın cinsel aktivitelere dönmesi zaman alabilir. Bunda tümörün yeri, türü, evresi gibi hususlar etkili olur. Bu hususlar ameliyata ve iyileşme sürecine etki eder. Bu nedenle hasta için cinsel ilişkinin güvenli olacağı zaman dilimi doktor tarafından saptanmalıdır. Bazı ameliyatlardan sonra hastaların iyileşme süreci aylar boyu devam edebilir. Bazılarında ise iyileşme çok daha hızlı seyreder. Fakat doktora danışılmadan çok erken bir tarihte bu yorucu aktiviteye başlamak doğru olmayabilir.
Araba Kullanma
Beyin tümörleri tedavisi sonrasında, tümörlerin tamamen iyileşmesi hastanın reflekslerini olumlu yönde etkiler. Araba kullanmak için kişinin reflekslerin iyi durumda olması gerekir. Kişinin yoğun trafikte de araç kullanabileceği göz ardı edilemez bir durumdur. Beyinde oluşan tümörler kişinin sinir sistemini ve refleks yapısını köreltir. Buna bağlı olarak araç kullanımı esnasında sonuçlar ölümcül olabilmektedir. Hastaların tümörlerinin tamamen iyileşmesi, araba kullanmalarına izin verecektir.
Beyin Tümörü Ameliyatı Komplikasyonları
Beyin tümörleri tedavisi sonrasında hastalarda birtakım komplikasyonlar görülebilir. Bu komplikasyonlar ise kişiden kişiye farklılık gösterebilir.
- Beyin ameliyatı sonrasında hastalarda şiddetli baş ağrısı, yorgunluk ve halsizlik görülebilir.
- Ameliyat yarasında ya da kemik dokuda oluşabilen komplikasyonlar, hastaların yeniden ameliyata alınmasını gerektirebilir.
- Bir diğer önemli faktör ise hastaların kanamasının iyi şekilde durdurulamamasıdır. Kanama tamamen durdurulmadan ya da kontrol altına alınmadan kapama işlemi yapılmadığında yeniden cerrahi müdahalelere gerek duyulabilir.
- Bir diğer önemli husus ise beyinde ödem oluşmasıdır. Hücrelerin su üretimini artırması sonucu bu tür durumlarla karşılaşılabilir. Ödemin atılabilmesi için ise kortizonlu ilaçlar ya da diğer ilaç tedavileri uygulanır.
- Beyin tümörü ameliyatı sonrasında duyma ya da görme kaybı oluşabilir. Duyma kaybı yeniden gelen bir durum değildir; ancak hastaların büyük bir kısmı görme yetilerini yeniden kazanabilir.
Ameliyat Sonrası İlaç Kullanımı
Beyin tümörleri tedavisi sonrasında hastaya reçete ile verilen bazı ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçlar hastada oluşabilecek olası komplikasyonları ortadan kaldırmak için verilmektedir. Bunun yanı sıra tümörlerin vücut üzerinde oluşturduğu sinir sistemi çöküntülerini toparlamak için birebirdir. İlaçların kullanım talimatları, doktorlar tarafından hastaya özel olarak anlatılır. Buna göre hastanın ilaçlarını düzgün ve düzenli bir şekilde kullanması gerekmektedir.
Doktor Kontrolleri
Hastalığın tedavisi sonrasında doktorlar, her ay düzenli bir şekilde hastalarını kontrol için hastaneye davet etmektedir. Bu süreçte hastanın ameliyat bölgesi, kan değerleri ve beyin yapısına bakılır. Ameliyat bölgesinde enfeksiyonu önlemek için pansumanlar yapılır ve kan değerleri ölçülür. Beyinde oluşabilecek komplikasyonlar için de özel cihazlar yardımıyla beyin yapısı incelenir. Bu süreç yaklaşık 8 ay boyunca devam etmektedir.
İyileşme Süreci
Beyin yapısı hassas bir dokudur. Ancak iyileşme süreci oldukça hızlıdır. Tümörlerin tedavisi sonrasında sağlıklı hücreler ile yaralar hızlı bir şekilde kapanır. Bu süreç ortalama 6 ay sürmektedir. 6 ay sonunda kişinin başında herhangi bir ameliyat izi görülmez.
Sık Sorulan Sorular
Beyin tümörleri tedavisi kapsamında sorulan bazı sorular bulunmaktadır. Cevapları ise aşağıdaki bölümlerde yer almaktadır.
Ameliyat Yaş Sınırı Nedir?
Beyin tümörleri tedavisi için uygulanan yaş sınırı 65’tir. Bu yaş sınırı sonrasında hastada oluşabilecek komplikasyonlar, ameliyat esnasında hastaların ölümüne sebep olabilmektedir. Bu durumda hastaların ve doktorların yaş sınırlarına uyması önemlidir.
Zor Bir Ameliyat Mı?
Beyin yapısı hassas bir doku olduğundan ve tümörlerin temizlenme işlemi zahmetli olduğundan, zor olarak nitelendirilmektedir. Bu süreçte hastalara ameliyata girilmeden önce başarı olasılığı hakkında bilgiler verilmektedir. Doktorlar açısından ise ameliyat zor olarak değerlendirilir.
Ağrı Olur Mu? Kaç Günde İyileşir?
Ameliyat sonrası ağrılar oluşabilmektedir. İyileşme süresi ise 6 aydır.
Ameliyat Sonrası İz Kalır Mı?
Beyin tümörü ameliyatı gerçekleştikten sonra hastalarda ufak bir ameliyat izi söz konusu olabilir. Lazer beyin ameliyatlarında ise herhangi bir izden bahsedilmez. Hastalar kısa bir süre içinde ameliyata girer ve herhangi bir hasar almadan tedavilerini olmuş bir şekilde evlerine taburcu edilirler. Bu durum açık beyin tümörü ameliyatlarında farklıdır. Kafatası delindiğinden ve saçlar kazındığından dolayı ameliyat izi belirgindir. Ameliyat izi erkeklerde ya da saçı kısa olan kişilerde daha net görülebilir. Bir diğer önemli husus ise hastaların bu aşamada lazer sayesinde izleri sildirebiliyor olmalarıdır. Hastalar bir estetik cerrah ile görüşerek ameliyatın izlerinden tamamen kurtulabilir.
Beyinde Anormal Hücrelerin Çoğalmasının Sebepleri Nelerdir?
Beyinde anormal hücrelerin çoğalma nedenleri değişiklik gösterebilir. Kişilerin farklı organlarında kanserli bir hücre olması ve hücrelerin beyne sıçraması sonucunda anormal hücre çoğalmasından bahsetmek mümkün olabilir. Aynı zamanda belli hastalıkların tetiklemesi nedeniyle de hücre çoğalması gözlenir. Bu durum her zaman kanser anlamını taşımaz. İyi huylu tümörün oluşum nedeni de yine beyindeki hücrelerin anormal bir şekilde çoğalmasından kaynaklanır. Beyin tümörü tedavisinde ise beyinde büyük yer kaplayan ve beyne baskı uygulayan dokular alınır ve hastalar rahatlatılır. Anormal büyümelerin ortak nedenleri arasında her zaman farklı bir hastalığın varlığından bahsedilebilir. Bazen genetik de bu noktada etkili rol oynar.
Beyin Tümörünün Görülme Sıklığı Nedir?
Beyin tümörü, kadınlarda daha fazla görülür. Hormonlara bağlı değişimler ya da genetik özellikler nedeniyle oluşurlar. Çocuklarda ve 60 yaş üstü kişilerde görülme olasılığı ise çok daha fazladır. Hastalığın birtakım riskleri olduğu da açık ve net bir şekilde bilinir. Pek çok hasta beyin tümörü tedavisi gerçekleştirmediği takdirde ölümle karşı karşıya gelebilir. Bu nedenle tanının hemen konulabilmesi için belirtiler başladığı anda hastaların gerekli tetkikleri yaptırmaları önerilir. Hastalık konusunda en büyük problem kötü huylu tümörlerde görülür. Çünkü kişilerin ölüm riski taşımasına neden olan unsurlar bunlardır.
Beyinde Tümör Olduğu Tespit Edilen Bir Kişinin Tedavi Süreci Nasıl Planlanır?
Beyin tümörü teşhisi uzman kişiler tarafından sağlanır. Bunun için hastalara MR çekilir ya da ilaçlı tomografi ile gerekli analizler sağlanır. Uzmanlar için en önemli husus beyin içerisinde yer alan tümörün tam olarak saptanabilmesidir. Bunun için en etkili ve tehlikesiz yöntem ise MR’dır. Hastalar anestezi ile uyutularak bu işlem sağlanabilirken anestezi olmadan da gerçekleştirilebilir. MR sonuçlarına göre kesinlikle ameliyat gereken bir durum söz konusu ise biyopsi yapılabilir. Beyin biyopsisi sayesinde alınan parça patolojiye gönderilir ve buradan gelecek sonuçlara göre ne tür bir ameliyat yapılacağına karar verilir. Hastalar eğer açık beyin ameliyatı olamayacak kadar riskli bir durumda ise lazer tedavi seçenekleri tercih edilir. Lazer beyin tümörü tedavisi sayesinde hastalar kısa bir süre içinde iyileşme gösterebilir.
Beyin Tümörü Tedavisinde En ve Etkili Tek Yöntem Ameliyat Mıdır?
Beyin tümörü tedavisinde etkili yöntemler cerrahi müdahaledir. Cerrahi müdahalede en önemli husus hastanın sancısız bir şekilde ameliyatı atlatması ve iyileşmesidir. Bu nedenle lazer ameliyat çok daha etkili olabilir. Hastaların yapması gereken en iyi şekilde tetkiklerini yaptırmak ve bu tetkiklere göre en iyi ameliyat şekline uyum sağlamaktır. Lazer ameliyatlarının yanı sıra hastalara açık beyin ameliyatı da uygulanabilir. Beyin ameliyatlarının açık olması durumunda kalıcı izlerden ve komplikasyonlardan da söz edilebilir. En hızlı şekilde verim alabilmek için lazer ameliyat seçenekleri değerlendirilebilir.
Beyin Tümörü Ameliyatında Risk Yüksek Mi?
Beyin tümörü tedavisinde riskten söz etmek söz konusu olabilir. Ancak açık beyin ameliyatlarında bu riskler çok daha yüksektir. Beyin apnesi adı verilen riskler ya da felç durumu bu ameliyat sonrasında oluşabilir. Beyin apsesinin yanı sıra ani ölümler, konuşma bozuklukları, duyamama ya da görememe gibi riskler de söz konusu olabilir. Hastaların bu risklerle karşı karşıya kalmaması için en doğru ameliyatın tercih edilmesi gerekir. Bu ameliyat neticesinde en uygun seçenekler sunulur ve hastanın hayati riski en aza indirilir. Özellikle beyin ameliyatlarında uzmanlar çok özenli davranır.
Tıptaki Yöntemlerin Gelişmesi ile Beyin Tümöründeki Risk Azalıyor Mu?
Beyin tümörü tıbbın her geçen gün daha da gelişmesi ile birlikte yok edilebilir bir hale gelmiştir. Özellikle hastaların geçmişinin yakından incelenmesi ve bu geçmişe uygun tedavi seçeneklerinin değerlendirilmesi de etkili bir role sahiptir. Tedavi seçenekleri değerlendirilirken her türlü alternatif söz konusu olabilir. Beyin tümörü riski tamamen hastaların riskine bağlı olarak gelişir.
Yaşı daha ileride olan kişilerde tümör riski çok daha yüksektir. Çünkü bu yaştaki kişilerde doku yenilenmesi söz konusu değildir. Komplikasyonlar ise çok daha hızlı bir şekilde gelişir.
Kişi Alacağı ve Aldığı Önlemlerle Beyin Tümörünü Engelleyebilir Mi?
Beyin tümörü önlenebilir faktörler arasında yer alır. Hastalığın temelinde kişilerin ne gibi önerileri göz ardı ettiği de yatar. Alkol ya da sigara kullanımı beyin tümörü oluşumunu tetikleyen faktörler arasında yer alır. Fakat bazen ne kadar önlem alınsa da beyin tümörü ile mücadele mümkün değildir. Çünkü bazı organlardan hastaların beynine tümör sıçraması da söz konusu olabilir. Bunu önleyebilmek için ise kişilerin mutlak suretle zararlı maddelerden uzak durmaları gerekir.
Beyin Ameliyatı Sonrası Uygulanan Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Hastalara beyin ameliyatından sonra sıklıkla ilaç tedavisi uygulanır. Hastalar ilaç kullanımı gerçekleştirirken beyin tümörü sonrasında oluşabilecek komplikasyonların da önüne geçilir. Kortizonlu ilaçların yanı sıra tamamen iltihaplanmayı ya da ödemi önleyebilecek ilaçlarla reçete edilir. Zaten ameliyattan sonra en çok karşılaşılan sorunlar beyinde ödem oluşmasıdır. Oluşan ödem beyinde ağrıya ve baskıya neden olduğundan dolayı şişlikler ya da kafada baskı oluşabilir. Hastaların bu tür durumlar ile karşılaşmamaları için tüm önlemler alınır ve en uygun ilaçlar reçete edilir.
Ameliyat Olmuş Birinin Eski Yaşantısına Dönmesi Mümkün Müdür?
Beyin tümörü ameliyatı sonrasında hastaların normal yaşamlarına dönmeleri mümkün olabilir; ancak bu durum ameliyatın başarısına da bağlıdır. Başarılı geçen ameliyatlarda hastalar kısa bir süre içinde yaşamsal faaliyetlerine dönüş sağlayabilir. Faaliyetlerine dönüş gerçekleştiren hastaların yine de dikkatli olması gereken hususlar söz konusudur. Bu hususlar ise hastaların yaşam standartlarını yakından etkiler.
Beyin Tümörleri Belirtileri Nelerdir?
Beyin tümörünün ameliyat kapsamı da tümörün çapına, bulunduğu alana ve büyüme hızına göre değişmektedir. Beyin tümörlerinin neden olduğu genel belirtiler ve semptomlar şunları içerebilir:
- Baş ağrısı şeklindeki yeni başlangıç veya değişiklikler,
- Yavaş yavaş daha sık ve daha şiddetli hale gelen baş ağrıları,
- Açıklanamayan bulantı veya kusma,
- Bulanık görme, çift görme veya periferik görme kaybı gibi görme sorunları,
- Kol veya bacakta duyu veya hareket kaybı,
- Denge zorluğu,
- Konuşma zorlukları,
- Günlük konularda kafa karışıklığı,
- Kişilik veya davranış değişiklikleri,
- Nöbetler, özellikle nöbet öyküsü olmayanlarda,
-
İşitme sorunları.
Beyin Tümörünün İnsandaki Belirtileri Nelerdir?
Genel belirtiler baş ağrısı, mide bulantısı, görme ve uyuşukluk, beynin artan baskısının tüm sonuçlarıdır. Yakındaki beyin dokusu üzerinde basınç veya beyin dokusunda tümörün büyümesi de epileptik nöbetlere yol açabilir. Ek olarak, bir tümör genellikle bazı fonksiyonların kaybına yol açar, çünkü tümör çevreleyen dokunun sıkışmasına neden olur ve bu hemen hemen tümörün lokasyonunun ilk belirtisini verir, çünkü çoğu beyin fonksiyonu kendi yerlerine sahiptir. Örneğin kas felci, konuşma ve dil bozuklukları ve hafıza, konsantrasyon ve ilişki ile ilgili problemler ortaya çıkabilir. Kişilik kaybı korkusu gibi anlaşılabilir olgular da bir tümör tarafından doğrudan kontrol edilebilir. Bütün bunlara, orijinal kişiliği büyük ölçüde değiştirebilen uyuşukluk, aşırı duyarlılık ve saldırganlık eşlik edebilir.
Beyin Tümörü Ameliyatında Başarı Şansı Nedir?
Hastaların %85 oranında iyileşme olasılığı bulunur. Lazer ameliyat ile bu oran %90’lara ulaşabilir.
Beyin Tümörlerinin Tedavisi İçin Hangi Bölüme Gidilir?
Beyin tümörlerinin takibi ve sınıflandırması beyin üzerine uzmanlaşmış olan onkoloji uzmanları tarafından yapılır. Cerrahi girişim ise beyin, sinir ve omurilik cerrahisi uzmanları tarafından gerçekleştirilir. İlk başvuru genelde doğrudan onkoloji kliniklerine yapılmaz. Beyin tümörlerinin keşfi tesadüfi olduğu için ilk başvuru diğer kliniklere yapılmakta; buralarda teşhis yapıldıktan sonra hasta onkolojiye sevk edilmektedir. Tedavi süreci de onkoloji uzmanları tarafından organize edilmektedir.
Beyin Tümörlerinin Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Beyin tümörlerinin tedavisinde tümörün boyutu ve huyu belirleyici unsurlardır. İyi huylu tümörlerde tedavi çok daha uzun bir süreye yayılabilir ve hatta gerekmediği müddetçe cerrahi müdahaleye dahi geçilmeyebilir. Kötü huylu tümörlerde ise tedavinin hızlıca gerçekleştirilmesi çok önemlidir. Tümörün çok büyük olduğu durumlarda önden kemoterapi veya radyoterapi uygulanabilir. Sonrasında gerçekleştiren cerrahi uygulamanın tamamlanmasıyla amacıyla da tekrar kemoterapi veya radyoterapiden yararlanılabilir. Sonuç olarak, kapsamlı bir kanser tedavisi üç aya yayılabilir.