Böbrek Ağrısı Tedavisi
- Sık Sorulan Sorular
- Böbrek Ağrısının Tedavi Edilmesinde Bitkisel Yöntemler Etkili Midir?
- Böbrek Ağrısı Tedavi Edilmezse Böbrek Kaybına Sebep Olur Mu?
- Böbrek Ağrısı Hangi Hastalıkların Belirtisidir?
- Böbrek Ağrısını Önlemek İçin Neler Yapılmalıdır?
- Sigara Ve Alkol Böbrek Ağrısı Yapar Mı?
- Aşırı Asitli Veya Kafeinli İçecekler Böbrek Ağrısı Yapar Mı?
- Adet Dönemlerinde Böbrek Ağrısı Olur Mu?
- Böbrek Ağrısı Tedavisi İçin Hangi Bölüme – Doktora Gidilir?
- Böbrek Ağrısı Tedavisi Fiyatları Neye Göre Değişir?
Beslenme alışkanlıklarına, içerisinde bulunulan çevreye göre değişmekle birlikte vücuda birçok yabancı madde sürekli olarak girer. Bu giriş ağız yoluyla veya deri yoluyla sağlanabilir. Bir maddenin henüz tüketim aşamasında en ufak ayrıntısına kadar değerlendirilip alınmaması gibi bir durum söz konusu olmadığından, vücuda giren yabancı maddelerin ayrıldığı nokta sindirim ve boşaltım aşamasıdır. Sindirim ve boşaltım sistemleri vücudun belki de en önemli görevlerini ifa etmektedirler.
Herhangi bir besin vücuda giriş yaptığında yemek borusunu takip ederek mideye ulaşır. Tüketildiği hali ile sindirilmesi mümkün olmadığından dolayı buradaki yani midedeki enzimler ile oldukça ufak parçalara ayrılır ve bulamaç haline getirilir. Vücudun ihtiyaç duyduğu maddelerin bu besinlerden alınabilmesi için bulamaç halindeki yapı bağırsaklara yönlendirilir. Bağırsaklarda mevcut bulunan özel hücreler, bakteriler ve diğer yapılar gelen malzemedeki besinleri özümseyerek kana karıştırır.
Bağırsak ile sindirim aşamasında yararlı veya zararlı birçok madde alınarak kana karıştırılır. Kana karışan zararlı maddelerin, özel olarak hücreler tarafından üretilen zararlı maddelerin ve diğer bazı yollar ile kana karışan zararlı maddelerin kandan temizlenmesi gerekir. Kandaki zararlı maddelerin temizlenerek vücuttan atılması işlevini de böbrekler yürütür. Böbrekler vücutta iki adettir ve ikisi de tamamen aynı görevi yapmaktadır. Oldukça kritik bir organ olması sadece kanı temizliyor olmasından dolayı değildir. Böbrekler, kanı temizlemelerinin yanında hormon üretimi ve vitamin sentezi gibi iki önemli görevden daha mesuldür.
Böbreklerden iki tane olması, bir tanesine zarar gelmesi durumunda diğerinin tüm görevi üstlenmesini sağlayabilir. Yani tek böbrekle de oldukça konforlu şekilde yaşanabilir. Sindirim, solunum, dolaşım ve bağışıklık sistemlerinin sağlıklı olarak çalışabilmesi için hücrelerin sürekli olarak çalışması gerekir. Hücrelerin sürekli olarak çalışması metabolizma olarak adlandırılır ve metabolizmanın sürekli olarak çalışması üre ve kreatinin gibi iki toksin maddenin hücrelerde birikmesine sebep olur. Hücrelere oksijen taşımakla görevli olan kan, hücreye oksijeni vererek bu zararlı maddeleri alır. Bu maddeler ile kirlenen kan böbreklere uğrayarak temizlenir ve tekrar pompalanır.
Yani böbrekler kanın, zararlı maddelerden arındırıldığı tesislerdir. Vücuda fazladan alınan her türlü vitamin ve mineral, yararlı olsalar dahi kullanılmadıklarından dolayı böbreklerde ayrılarak atılır. Böbrekler temizleme işlevlerinin yanında kan değerlerinin dengede kalmasını da sağlamaktadırlar. Kan değerlerine ve basıncına müdahale ederek kan basıncının dengelenmesini sağlarlar. Bu açıdan tansiyon değerleri ile böbrek fonksiyonları arasında da ilişki bulunmaktadır. Kan hücrelerinin sorunsuz çalışması için gereken eritropoetin isimli hormonu salgılar ve kan hücrelerinin performanslı çalışmasını sağlarlar.
Böbrek Ağrısı Tedavisi Hakkında
Doğumdan itibaren yoğun bir baskı altında çalışan her türlü organın bu performansına bağlı olarak yıpranması söz konusudur. Dışsal etkilere karşı oldukça hassas olan vücut yorulmasa dahi dışsal kaynaklı olarak yıpranabilir. Yıpranan vücut veya özel olarak organlar, yıprandıklarını veya bir etkiye maruz kaldıklarını anlatmak için çeşitli belirtiler ortaya çıkarırlar. Böbreklerde meydana gelen herhangi olumsuz bir durumun ilk etkileri kan ve idrar değerlerinde görülür. Bu değerlerden kişi tarafından anlaşılması söz konusu değildir. Hastaların, böbrek fonksiyonlarında sorun olduğunu hissettikleri ilk nokta böbreklerde veya böbreklere yakın noktalarda ortaya çıkan sürekli, süreksiz, şiddetli, orta şiddetli veya hafif şiddetli ağrıdır.
Böbrek veya böbreğe yakın bölgelerde ortaya çıkan bu ağrı çeşitlerinin temel kaynağı böbrek değildir. Böbrek merkezli olarak ortaya çıkan ağrılar ileri dereceli problemlerin habercisi olmakla beraber hastaların yaklaşık yüzde doksanında mesane veya idrar kanalı kaynaklı ağrılar böbrek ağrısı olarak hissedilmektedir. Böbrekleri, idrar kanallarını ve mesaneyi tek bir sistem olarak düşünmek gerekir. Bu üç yapı koordineli olarak çalışarak idrarın üretilmesi ve vücuttan atılmasından sorumludur. Aradaki geçişken durumdan dolayı da birinde başlayan sorun diğerlerine sıçramakta; birinde başlayan belirti diğerlerini de etkilemektedir.
Böbrek ağrısı tedavisi de bu tür belirtileri ortadan kaldırmak amacıyla genelde böbrek ağrısını ortaya çıkaran temel faktörün tedavi edilmesi şeklinde yapılır. Yani böbrek ağrısı doğrudan bir hastalık değil, hastalıkların veya fonksiyon bozukluklarının belirtisidir. Sağlıklı bir böbrek ağrısı tedavisi, ağrıyı ortaya çıkaran faktörün tespit ve tedavi edilmesi ile mümkündür.
Günümüzde boşaltım sisteminin görüntülenmesi, fonksiyonlarının testler ışığında değerlendirilmesi oldukça kolay olduğundan dolayı, boşaltım sistemi merkezli olarak ortaya çıkan ağrının sebebinin tespit edilmesi de kolaydır. Uygulanacak basit kan ve idrar testleri ile ağrıyı oluşturan sebep kolayca tespit edilebilir. Ayrıca görüntüleme teknikleri ile de bölgeden net görüntüler elde edilebilir.
Böbrek Ağrısı Nedir
Böbrekler yoğun çalışma temposuna, hastalıklara, travmalara bağlı olarak fonksiyon kayıpları yaşayabilirler. Üzerinde çalıştığı konunun da ilgili bölgelere zarar vermeye oldukça yatkın olması, böbreklerde veya devamındaki sistemlerde zararlar oluşmasını sağlayabilir. Böbrek ağrıları da oluşan bu zararların en net belirtisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Böbrek ağrılarının birincil sebebi çeşitli bakterilerdir. Bakteriler olmamaları gereken noktalara sirayet ederek ağrının oluşmasını sağlayacak durumların ortaya çıkmasını sağlayabilirler. Aynı şekilde böbreklere veya böbrekle ilgili noktalara dışsal veya içsel travmalar yaşatılması halinde de ağrı ilk belirti olarak karşımıza çıkmaktadır. Ağrının bu bölgelerde yoğun hissediliyor olmasının başlıca sebebi bu bölgedeki sinir hücrelerinin oldukça yoğun olmasıdır. İkincil sebep ise vücut üzerinde bulunduğu nokta itibariyle böbrek ağrılarının vücudun neredeyse tamamını etkileyebiliyor oluşudur. Söz gelimi mesanede ortaya çıkan bir ağrı karın bölgesini, sırt bölgesini ve kasık bölgesini tamamen etkisi altına alabilmektedir. Bu etki durumu da böbreklerde meydana gelen ağrıların, ağrıyı oluşturan faktör oldukça basit olsa dahi oldukça şiddetli hissedilmesi durumunu ortaya çıkarmaktadır.
Beslenme alışkanlıkları ve özellikle de sıvı tüketimi alışkanlıkları böbrek fonksiyonları üzerinde büyük etkiye sahiptir. Bol sıvı tüketmek böbrek ağrısı ihtimalini azaltmaktadır ancak tüketilen sıvının mahiyeti de önemlidir. Mineral ve kireç bakımından zengin su tüketimi beraberinde böbrek taşı ihtimalini de getirmektedir. Klinik vakalar incelendiğinde en şiddetli böbrek ağrılarının böbrek taşları dolayısı ile görüldüğü gözlenmektedir. Yani böbrek ağrısının başlıca sebeplerinden birisi olarak böbrek taşlarını göstermek mümkündür.
Böbrek Ağrısının Sebepleri
Böbrekler vücudun oldukça önemli parçalarıdır. Böbreklerde meydana gelen belirtilerin ucu hiç beklenmedik yerlerden çıkabilir. Ağrıya dair ufak emareler hissedildiğinde dahi doktora başvurmamak gerekliliği de buradan hareketle çıkmaktadır. Örneğin böbreklerde meydana gelen hafif şiddetli ve tekrarlayan ağrının sebebi dolaşım sisteminde meydana gelen ufak bir sıkıntı olabilir. Sıvı tüketim seviyesi, vücudun efor harcama düzeyi başlıca ağrı sebepleri arasında sayılabilir ancak bu sebepler ortadan kaldırıldığında ağrı da tamamen ortadan kalkar.
Vücudun neredeyse tümüyle temas ediyor olmasından dolayı böbrek ağrılarını hastanın yaşam tarzından bağımsız olarak ortaya çıkarabilecek durumlar da oldukça fazladır. Vücutta mevcut bulunan her hücrenin ürettiği zararlı atıklar böbrek tarafından toplanırlar. Böbreklerden geçen bu zararlı maddeler zaman zaman böbreklere tutunur ve başka bir bölgenin hastalığı böbreklere taşınmış olabilir. Ayrıca doğrudan böbreği etkisi altına alan hastalıklar da mevcuttur.
Böbrek ağrılarının birçoğu da böbrek üzerinde gelişmez. Böbreklerin devamı olarak adlandırabileceğimiz idrar kanallarında ve mesanede ortaya çıkan ağrılar da böbrek ağrısı gibi değerlendirilmekte; hasta tarafından da öyle hissedilmektedir. Bu bölgelerin de idrar ile olan temaslarından dolayı birçok faktör ağrıyı oluşturabilir. Klinik vakaların incelenmesiyle böbrek ağrılarını teşhis edilebilir derecede ortaya çıkaran bazı sebepler sıralanmıştır. Bunlar, böbrek ağrılarının yüzde doksan kadarını ortaya çıkarmaktadırlar. Her sebep farklı şiddet seviyesinde ve farklı süreklilikte ağrı ortaya çıkarmaktadır. Ağrıların sebebine dair ilk çıkarımlar da bu ağrı seviyesi ve süresi üzerinden yapılmaktadır.
İdrar Yolu Enfeksiyonları
Üriner sistemi yani boşaltım sistemini etkisi altına alan ve ağrı gibi basit belirtileri ortaya çıkaran faktörlerin başında idrar yolları enfeksiyonu gelmektedir. Bu bölgede meydana gelen her türlü ağrı halk arasında böbrek ağrısı olarak adlandırılmaktadır. Bu adlandırmanın yanlış olduğu söylenemez. Bu bölgelerin herhangi birinde başlayan ağrı, böbrekleri de etkisi altına almaktadır. Üriner sistemin elemanları böbrekler, üreter, mesane ve üretradır. Bunların hepsinde idrar yolu enfeksiyonu gelişme ihtimali bulunur.
Normalde bağırsaklarda bulunması gereken bakteriler bağışıklık sisteminin zayıflamasından yararlanarak idrar yollarına geçerler. Normalde bulunmamaları gereken bir noktada bulunmaları, enfeksiyon ortaya çıkmasına sebep olur. Ortaya çıkan enfeksiyonlar ilk aşamada böbreği etkilemezler. Genelde böbrek dışındaki tüm sistemde yayılırlar. Diğer çeşitli koşulların da bu yayılımı desteklemesiyle idrar yolları enfeksiyonları çeşitli belirtiler ortaya çıkarırlar. İlk ve orta evre idrar yolu enfeksiyonunun en net belirtisi ilgili bölgelerde görülen şiddetli ve sürekli ağrıdır. Ağrı, enfeksiyonun gelişimine göre merkezini değiştirebilir ancak şiddetini korur. Hatta çoğu zaman ağrı da sürekli bir artış eğilimi gözlenir.
İdrar yolları enfeksiyonunun sebebi sanıldığının aksine vücudun dışından gelen bakteriler değildir. Bakterilerin vücut içinden kaynaklanması çeşitli anatomik durumları, enfeksiyon açısından değerli kılar. Kadın boşaltım sisteminin anatomisinden dolayı idrar yolları enfeksiyonları kadınlarda daha çok görülür. Bu enfeksiyonların kadınlarda yayılma oranı erkeklere oranla daha fazladır. İdrar kanallarının kısa olması, enfeksiyonunun böbreğe sıçrama hızı artırır. Bu hızla beraber kadınlarda ağrılar da daha şiddetlidir.
Sonuç olarak idrar yollarında oluşan enfeksiyonların başlıca belirtisi ağrıdır. Tedavi edilmedikleri takdirde ağrı şiddetlenerek artar ve hayatı felç edebilir.
Böbrek Enfeksiyonu
İdrar yollarında başlayan enfeksiyonlar böbreği ilk aşamada es geçerler. Boşaltım sisteminin en kritik elemanı olan böbrekler ağrıyı ortaya çıkaran faktörlere karşı daha dirençlidir. Bu direnç, enfeksiyon tedavi edilmezse zaman içerisinde kırılır ve böbrek hariç tüm boşaltım sistemini etkisi altına alan enfeksiyon böbreklere de bulaşır. İdrar yolları enfeksiyonunun böbreklere bulaşması ile hastalık boyut değiştirir ve böbrek enfeksiyonu olarak adlandırılmaya başlar. Halihazırda bulunduğu bölgede ağrı gibi şiddetli bir belirtiyi ortaya çıkaran enfeksiyon, böbreklere sıçramasından sonra ağrıyı da bir üst kademeye taşır. Böbreklerde enfeksiyon varlığı halinde ağrı sürekli ve çok şiddetlidir. Böbreklerine enfeksiyon bulaşan kişilerin yataktan kalkması, idrarlarını yapması oldukça zordur ve aynı zamanda ağrılıdır. Günümüzdeki teşhis yöntemleri sayesinde idrar yolları enfeksiyonları böbrek enfeksiyonlarına dönüşmeden tespit edilip tedavi edilebilmektedir. Bir şekilde tedavi edilemeyip böbreklere sıçramış bir enfeksiyon var ise bunun en hafif sonucu ağrı olmaktadır. Böbreklerdeki enfeksiyon böbrek hücrelerine kalıcı zarar vererek böbrek fonksiyonlarının kalıcı olarak etkilenmesini sağlayabilmektedir.
Böbrek Taşı
Böbrek taşları ile ağrı bütünleşmiş iki olgudur. Ufak veya büyük fark etmeksizin her böbrek taşı beraberinde ağrıyı da getirmektedir. Böbrekler kanı temizlerken fazla vitamin ve mineralleri de vücuttan atarlar. Kandan gelen bu vitamin ve mineraller zararsız olmalarına rağmen işlevsiz de oldukları için süzülürler. Süzülen vitamin ve minerallerden özellikle kalsiyum böbreklerde çökme gösterir. Normal koşullar altında basınç değişimleri ile bu biriken mineraller kanallara sürüklenseler de bazı durumlarda atılamazlar. Üst üste binen ve birbirine yapışan kalsiyum mineralleri sert, taş benzeri bir yapı oluştururlar.
Oluşum aşaması ve böbrekte geçirdiği sürede fazla belirti vermeyen böbrek taşları, yeteri kadar büyüdüklerinde böbreğin içerisinden geçen sıvıların debisine yakalanır ve sürüklenmeye başlarlar. Böbreklerde hareket eden böbrek taşları çok yoğun bir ağrı oluşturur. Bu ağrı böbrek taşının hareketi süresince oldukça şiddetlidir. İdrar kanalına gelmiş bir böbrek taşında ise ağrı inanılmaz şiddetlidir. Akımın oldukça güçlü olması, ağrının da oldukça güçlü olmasına sebep olur. İçerisinden geçmeye çalıştığı kanalı daraltması ve bazen de tıkaması, ağrının daha da şiddetli hissedilmesine sebep olabilir.
Böbrek taşına bağlı olarak gelişen böbrek ağrıları, böbrek taşının hareketi süresince oldukça şiddetli gözlenirler. Böbrek taşı hareket etmediğinde, eğer idrar kanalını tıkamıyorsa en ufak ağrı dahi hissedilmez. Bu açıdan değerlendirildiğinde böbrek taşına bağlı olarak gelişen ağrıların süreksiz, yüksek şiddetli olduğunu söyleyebiliriz. Teşhis aşamasında ağrının karakteristik özellikleri doktorun teşhis yapmasını kolaylaştırmaktadır. Böbrek ağrıları ile birlikte en sık görülen belirti ise kramplardır. Özellikle karın bölgesini etkisi altına alan bu kramplar şiddetli ağrı ile paraleldir.
Şiddetli ağrı ve krampa bulantı hissi de eşlik eder. Bulantı hissi tüketilen besinden bağımsızdır. Hiçbir şey tüketilmese bile ağrıya eşlik eden bulantı ve kusma gözlenebilir. Şiddetli bir kusma isteğiyle beraber mide özsuyu dahi ağızdan gelebilir.
Damar Sertleşmesi (Arteriyoskleroz)
Damar sertleşmesi yalnızca böbrekleri değil, vücudun neredeyse tamamını etkisi altına alabilen oldukça tehlikeli bir hastalıktır. Damarlar belirli bir esneklik içerisinde faaliyetlerini sürdürürler. Bu esnekliğin en önemli tarafı değişen ihtiyaçlara göre değişen miktarda kanın sorunsuz olarak ilgili bölgelere aktarılabiliyor oluşudur. Metabolizmanın hızlandığı saatlerde vücut daha fazla atık üretmektedir. Daha fazla atığın alınması ise böbreklerin oksijen ihtiyacını artırmaktadır. Oksijenin yeterli miktarda taşınabilmesi için ise böbreklere giriş yapan atardamarların genişlemesi gerekmektedir.
Atardamarlarda sertleşme olarak ortaya çıkan damar sertleşmesi yüzünden böbreklere yeteri miktarda kan taşınamaz. Bu kan taşınamama durumu geçici değildir ve etkisini günden güne artırır. Damar sertleşmesinin seviyesine göre böbreklerde ortaya çıkan ağrı şiddetlenir. İleri seviyeli damar sertleşmelerinde en az böbrek taşı kadar şiddetli ağrılar ile karşılaşmak mümkün olsa da böbreklerde görülen damar sertleşmesi çok daha şiddetli belirtileri şiddetli ağrıdan önce vererek hastayı uyarmaktadır. Yani şiddetli ağrının gözlendiği damar sertleşmeleri, daha ciddi belirtilerin çok daha önce ortaya çıkmasından dolayı nadirdir.
İlgili damar sertleşmeleri böbrek özelinde de vücut genelinde de çok ciddi sonuçları ortaya çıkarabilirler. Damar sertleşmelerine bağlı kalp krizleri, organ kayıpları, fonksiyon bozuklukları ile sıkça karşılaşılır. Böbreklerde de bu duruma bağlı olarak böbrek yetmezliği ile karşılaşılabilir. Ağrı ise ilk ve orta seviyeli belirtiler arasında yer alır ve günden güne şiddetlenir.
Polikistik Böbrek Hastalığı
Hücrelerde meydana gelen mutasyonlar veya genetik yatkınlıklar vücudun tamamında olduğu gibi böbreklerde de çeşitli sorunlar ortaya çıkarır. Herhangi bir hücrenin yaşam döngüsünün bir kısmında bölünmesi gerekir. Bu bölünme fonksiyonu kromozomlar yardımıyla DNA yapılarına kodlanmış durumdadır. Bir mutasyonunun oluşması sonucu bazı hücreler kontrolsüz veya amaçsız şekilde bölünmeye başlarlar. Böbreklerde bu kontrolsüz bölünmenin oluşmasıyla beraber polikistik yapılar oluşur. Böbrek duvarlarında, idrar kanallarında veya mesanede içi sıvı dolu olan, kanser riski taşımayan amaçsız çıkıntılar oluşur.
Bu yapıların birçoğu her ne kadar kanser riski taşımasa da böbreklerde ağrı oluşmasına sebep olabilirler. Sıvının geçişi sırasında yolu tıkamak, patlamak gibi durumlar sonucu değişen süreklilikte ve şiddette ağrılar ile karşılaşılması oldukça doğaldır. Polikistik böbrek hastalığı yüzünden ağrıya ek olarak mide bulantıları, fonksiyon kayıpları, idrar renginde değişmeler gibi diğer belirtiler ile de sıkça karşılaşılır. Bu hastalığın ortaya çıkartılabilmesi için görüntüleme tekniklerinden yararlanılması ve gerektiğinde biyopsi yapılması şarttır. Yapılarının içinin sıvı ile dolu olması zararsız olduklarına dair en büyük emaredir.
Böbrek Büyümesi
Böbreklerin temel amacı idrarı oluşturarak vücuttaki zararlı maddeleri atmaktır. Bu işlevi sırasında böbrek oldukça yoğun bir tempo ile çalışır. Sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte bazı kişilerde böbrekler, idrar oluşturma faaliyeti sırasında artan bir ivme ile büyüme eğilimindedir. Bu büyüme idrarın atılmasından sonra tersine dönmez. Yani zaman içerisinde başlayan büyüme artan bir hızda devam eder ve her geçen gün böbreğin idrar toplama kapasitesi artar. Bu durum her ne kadar faydalı gibi görünse de oldukça tehlikelidir. Böbreklerde toplanan idrar ufak bir böbrekte hızlıca atılır. Yani kapasite sorunundan dolayı doğrudan mesaneye gönderilir. Böbreklerin büyümesi, böbreklerde idrarın tutulmasını sağlar. Normalde durmaması gereken bir alanda yüksek miktarda duran idrar da çeşitli böbrek hastalıklarının oluşmasına sebep olabilir. Ayrıca böbrekte gereğinden fazla idrar tutulması yüzünden idrar kanalları üzerinde de basınç kaynaklı baskı oluşur. Hem böbrek hastalıklarını oluşturması hem de baskı oluşturması yüzünden böbrek büyümesine bağlı olarak böbrek ağrıları ile karşılaşmak mümkündür.
Böbrek büyümesine bağlı gelişen ağrıların ayırıcı tanısı, sıvı tüketiminden sonra ağrının artması, idrardan sonra ise azalmasıdır. Büyümenin seviyesine göre ağrının şiddeti değişebilir. Ayrıca ileri seviyeli büyümelerde bir miktar hep böbrekte olduğundan dolayı ağrı hafif şiddette sürekli hale gelebilir. Böbrek büyümesinin tespiti görüntüleme teknikleri ve fiziki tedavi ile kontrol edilebilir.
Mesane veya Böbrek Kanseri
Mesane ve böbrek kanseri beraber görülmez. Genelde mesanede veya böbreklerde başlayan kanser tedavi edilmediği takdirde metastaz yaparak diğerine bulaşır. Hangi bölgede başlıyor olursa olsun boşaltım sistemini etkisi altına alan bir kanserin en net belirtilerinden bir tanesi ağrıdır. Ağrı, kanserin gelişimiyle beraber artış eğilimi içerisindedir.
Mesane kanserine ve böbrek kanserine yakalanan insan sayısı da göz önünde bulundurulduğunda, bu iki kanser türüne bağlı olarak böbrek ağrılarının da oldukça sık görüldüğü söylenebilir. Bu tip ağrılarda çözüm kanserin ortadan kaldırılmasıdır. Mesane kanseri özelinde olmak üzere tüm idrar yolu kanserleri (böbrek dahil) erken evrede teşhis edilebilir ve büyük oranda tedavi edilebilirlerdir. Ağrı da bu tip kanserlerin verdiği en net belirtilerden olduklarından dolayı özellikle dikkat edilmesi gerekir. İki kanser türü de erkeklerde, kadınlara göre daha sık karşılaşılır. Ayrıca yaş grubu olarak da ileri yaşlarda görülmesi söz konusudur.
Polikistik böbrek hastalığı ile bu tip kanserlerin farkı, polikistik kanser hastalığında ortaya çıkan tümörlü yapıların içerisi sıvı ile doludur. Kanserlerde ise bu kist yapılarının içerisi büyük oranda katıdır.
Böbrek Ağrısı Belirtileri
Böbrek ağrısını ortaya çıkaran faktörler göz önünde bulundurulduğunda, ağrının tek başına çıkmadığı görülür. Ağrıyı ortaya çıkaran sebep, ağrıyla birlikte birçok belirtiyi de beraberinde getirir. Böbrek ağrısı bulunduğu bölgenin oldukça fazla reseptöre sahip olmasından dolayı ilk hissedilen belirti olmakla birlikte, uzmanlar tarafından bakıldığında ağrıya eşlik eden birçok diğer belirti de gözlenebilir.
Ağrının sürekli, kesintili olması; hafif, orta, yüksek şiddette görülmesine ek olarak ağrıyla birlikte görülen belirtilerin neler olduğu da ağrıyı ortaya çıkaran temel faktörün anlaşılmasında büyük fayda sağlar. Söz gelimi ağrıya ateşin eşlik etmesi bağışıklık sistemi ile alakalı bir durum olduğu varsayımının oluşmasını sağlayacaktır. Ağrının diğer bölgelere şiddetli biçimde yayılması farklı bir varsayımın, iştah ile ilgili sorunlar ise bambaşka bir varsayımın oluşmasını sağlayacaktır.
Genel bir bakış elde edebilmek ve ağrının oluşmasını sağlayan faktörü belirleyebilmek amacıyla bu yan belirtiler de göz önünde bulundurulmalıdır.
Yüksek Ateş
Böbrek ağrılarının görülmesindeki başlıca sebep idrar yolları enfeksiyonudur. Bağırsaklarda bulunması gereken bakterilerin bağışıklık sisteminin zayıf olmasından yararlanarak idrar yollarına atlaması sonucu ortaya çıkan bu enfeksiyon türünün başlıca göstergesi idrar yolları merkezli olarak ortaya çıkan ağrıdır. Ağrının ortaya çıkması enfeksiyonunun belirli bir aşamaya geldiğini gösterir.
İdrar yolları enfeksiyonunun belirli bir aşamaya gelmesi ve bu sırada bağışıklık sisteminin de güçlenmesiyle vücut enfeksiyon ile mücadele etmeye başlar. Mücadele sırasında enfeksiyonun sebep olduğu ağrının şiddeti artabilir. Aynı zamanda vücut terler ve yüksek ateş ortaya çıkar. Yani ağrı ile birlikte yüksek ateş de mevcutsa ağrıya sebep olan faktörün idrar yolları enfeksiyonu olduğu çıkarımı kolayca yapılabilir.
İdrar ile İlgili Problemler
Böbreklerde meydana gelen fonksiyon kayıplarının, değişmelerin ve diğer durumların başlıca belirtilerinden birisi ağrılar olmakla beraber bu ağrılara çeşitli diğer durumlar da eşlik eder. Bu durumların gözlenebilmesi de en az ağrılar kadar kolaydır. Böbreklerde meydana gelen her türlü durumun başlıca belirtisi idrar üzerinde gözlenebilir. Aynı şekilde aynı belirtiler kan değerleri üzerinde de gözlenebilse de bu ancak laboratuvar testleri ile mümkündür.
İdrarın kokusunda, atılan veya atılamayan maddelerin durumuna göre değişim gözlenebilir. Mineral ve vitamin yoğun bir atım gerçekleşmesi halinde koku daha da ağırlaşır. Her insanın idrarının kokusu farklı olmakla birlikte uzun vadede benzerlik gösterir. Böbreklerde ağrıya eşlik edecek şekilde koku değişimleri çeşitli böbrek hastalıklarının başlıca belirti arasındadır.
İdrarın renginde de değişimler gözlenebilir. İdeal idrar rengi hafif sarıdır. Bu sarılık yoğunlaşıyorsa veya tamamen ortadan kayboluyorsa bu durum da bir hastalığın veya durumun belirtisidir. Renkte meydana gelen değişmeler ya idrarda yoğun vitamin – mineral karışımının olduğunu ya da hiç olmadığını gösterir.
İdrarın rengi ve kokusu kadar düzeni de önemlidir. Ağrıyla beraber idrar yapma düzeninde de bozulmalar meydana gelebilir. Kişi sürekli olarak idrara çıkma isteği içerisine girebilir. İdrar yeni yapılmış olmasına rağmen tekrar idrar yapılmasına dair his oluşabilir. Mesanenin tam boşaltılamaması ve bu duruma ağrının eşlik etmesi oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Tüm bu durumların bir bileşkesi ise yoğun şekilde fonksiyon kayıplarını veya hastalığı ifade etmektedir.
Sırt ve Karın Bölgesinde Ağrı
Başta böbrekler olmak üzere idrar kanalları veya mesanede ortaya çıkaran ağrılar genelde karın bölgesini etkisi altına alırlar. Ağrının ortaya çıkmasını sağlayan faktörün yoğun olması halinde ağrı da yoğunlaşır. İlk aşamada boşaltım sistemi ile sınırlı olan ağrı sırt bölgesine, karın bölgesine ve kaburgalara sıçrar. Böbrek faaliyetleri ile beraber artan veya azalan şiddette ağrı aynı şekilde sıçradığı bölgelerde de görülür. Bu ağrılar vücudun hareket etmesi ile de şiddetini artırabilir.
Mide Bulantısı, Kusma, İştahsızlık ve Kilo Kaybı
Böbrek fonksiyonlarında meydana gelen kayıplar kan değerlerinin ve hormon seviyelerinin değişmesine sebep olur. Mideden beyne giden sinyallerinin oluşturulmasından da hormonlar sorumludur. Hormonlarda meydana gelen değişimlerle beraber giden yanlış sinyaller tüm sindirim sisteminin yanlış çalışmasına sebep olabilir. Böbrek ağrılarına sebep olan bazı durumlar beraberinde mide bulantısı, kusma, iştahsızlık oluşturabilir. Hemen tedavinin başlamadığı durumlarda ise tüm bu durumlara bağlı olarak kilo kayıpları ile karşılaşılabilir.
Böbrek Ağrısı Tedavi Türleri
Böbrek ağrısı, çeşitli sorunları ortaya çıkaran bir faktör olmaktan çok; belirli faktörlerin belirti olarak ortaya çıkardığı bir durumdur. Böbrek ağrısının tedavi edilmesinde, böbrek ağrısını ortaya çıkaran faktörün tedavi edildiği yöntem önemlidir. Böbrek ağrısını ortaya çıkaran faktörlerin çokluğu da düşünüldüğünde böbrek ağrısını tedavi etmek için birçok yöntemin kullanıldığı söylenebilir. Kullanılan yöntemler ağrıyı ortaya çıkaran faktörü; doğal olarak da ağrıyı ortadan kaldırırlar. Böbrek ağrısına sebep olan faktörlerden birçoğu ilaçlı tedavi veya cerrahi tedavi ile ortadan kaldırılabilir. Kanser gibi bir durumun varlığında ise cerrahi yönteme ek olarak kemoterapi ve radyoterapi uygulamalarından yararlanılabilir.
İlaç Tedavisi
Böbrek ağrılarına sebep olan faktörlerin başında idrar yolları enfeksiyonları ve böbrek enfeksiyonu gelir. İdrar yolları enfeksiyonunun ilk ve orta aşamalı belirtisi ağrıdır. Ekstra olarak idrar formunda değişmeler de gözlenir. Aynı şekilde böbrek enfeksiyonlarının da başlıca belirtisi ağrıdır. Bu ağrılar değişen sürelerde ve şiddetlerde gözlenebilmekle beraber genelde oldukça şiddetlidirler.
Şiddetli ağrıların ortadan kaldırılabilmesi için ağrıya sebep olan enfeksiyonun ortadan kaldırılması gerekmektedir. Günümüzde idrar yolu enfeksiyonlarının tedavisi için antibiyotiklerden yararlanılmaktadır. Yani böbrek ağrılarının ilaçlı tedavisi antibiyotikler ile olmaktadır. Ayrıca nadiren karşılaşılmakla beraber çeşitli böbrek hastalıklarının tedavilerinde de ilaçlardan yararlanılmaktadır. Bu ilaçlar ile tedavinin yapılması sayesinde ağrıyı ortaya çıkaran faktör tedavi edildiği içi ağrı da otomatik olarak ortadan kalkmaktadır.
Cerrahi Tedavi
Mesane, idrar kanalı veya böbreklerde polip oluşumlarına sıkça rastlanır. Bu yapılar belirli bir büyüklüğü aştıklarında ağrı ortaya çıkarırlar. Daha da büyüdüklerinde ise böbrek fonksiyonlarını ciddi derecede etkilerler. Bu gibi sorunların ortadan kaldırılması amacıyla kapalı ameliyat yöntemi ile polipler alınır. Böbrek ağrılarının tedavisinde kullanılan cerrahi yöntemlerin geneli bu polip yapılarının alınması amacıyla uygulanır.
Cerrahi yöntemin ikincil kullanımı ise damar sertleşmelerinin sebep olduğu tıkanmaların giderilmesi amacıyladır. Böbreklere gelen atardamarlardaki sertleşme – tıkanma, yapılan cerrahi operasyon ile ortadan kaldırılır ve böbreklere sağlıklı kan akışı sağlanır. Bu sayede böbrek fonksiyonları normale döner ve ağrı ortadan kalkar.
Kemoterapi ve Radyoterapi
Böbreklerde ve idrar yollarında kanser ile sıkça karşılaşılır. Erkeklerde daha fazla karşılaşılmak üzere neredeyse her insan idrar yolları kanserleri ile karşı karşıya kalabilmektedir. Kanserlerin tedavisinde genelde cerrahi yönteme ek olarak kemoterapi ve radyoterapi uygulamalarından yararlanılır. Eğer kanserin seviyesi ileri ise cerrahi yöntem ile tümörlerin çapı küçültülür. Sonrasında kemoterapi veya radyoterapi ile kanserli hücreler tamamen ortadan kaldırılır.
Kanserli hücrelerin çok yayılmadığı, metastaz yapmadığı durumlarda ise cerrahi yönteme gerek duymaksızın ilgili iki yöntem ile kanser tedavisi gerçekleştirilebilir. Kanserin ortadan kalkmasıyla beraber de ağrı giderilir. Yani böbrek ağrıları kemoterapi ve radyoterapi sayesinde tedavi edilmiş olur.
Böbrek Ağrısı Tedavi Öncesi
Böbrek ağrısı tedavisine başlanmadan önce, ağrı bir sebep değil de bir belirti olduğu için ağrıyı ortaya çıkaran faktörün tespit edilmesi gerekir. Ayrıca hastanın ağrı hissettiği bölge ile gerçek sorun olan bölgenin eşleştirilmesi de gerekmektedir. Çoğu böbrek ağrısı esasen böbreklerde değil idrar kanallarında veya mesanede görülmektedir. Böbreklerde görülen ağrı daha ciddi bir durumun habercisi olduğundan dolayı, tedaviden önce ağrının nereyi merkez aldığının saptanması amaçlanır.
Bu aşamada fiziki muayene, sözlü mülakat gibi standart aşamalara ek olarak ihtiyaca göre kan testleri, idrar testleri ve görüntüleme teknikleri kullanılabilir. Bu yöntemlerden birisi kullanılabileceği gibi birkaç tanesi de kullanılabilmektedir. Bir bütün olarak boşaltım sisteminin incelenmesi amacıyla üriner sistem grafisi de istenebilmektedir.
Fiziki Muayene
Böbreklerde ortaya çıkan ağrı genelde fiziki belirtiler de verir. Bu fiziki belirtilerden bir kısmı vücudun dışından da tespit edilebilir. Fiziki muayene aşaması bu tespit edilebilirlik üzerine inşa edilmiş olmasına rağmen beraberinde sözlü mülakatta yapılır. Hastanın ne gibi şikayetleri olduğu, ağrısının hangi süreklilikte olduğu ve şiddetinin ne olduğu gibi durumlar fiziki muayene esnasında netleştirilir. Ayrıca böbreklerde büyüme gibi bir durum var ise el ile muayene yapılarak bu durum ortaya çıkarılabilir.
Hastanın fiziki muayenesinden sonra duruma göre kan değerlerinin belirlenmesi amacıyla kan testleri; böbrek fonksiyonlarının tespiti amacıyla idrar testi istenebilir. Böbrek taşı varlığına dair görüntüleme tekniklerinden, genel bir inceleme için ise boşaltım sistemi grafisinden yararlanılabilir. Tüm testler, doktorun tecrübesi dahilinde belirli bir sıra ile uygulanır ve sonuçlar bütün olarak değerlendirilir.
İdrar ve Kan Tahlili
Böbrekler kanı süzerek idrara çevirirler. İdrara çevirme aşamasında kandan damıtılanlar yer alır. İdrarın oluşum süreci hem kan değerlerini belirler hem de idrarın içeriğini. Aynı zamanda böbreğin çalışma kapasitesi de hormon seviyesi ve vitamin seviyesi ile kolayca ölçülebilir. Böbreğin ürünü olan idrarın incelenmesi ile ne gibi bir sorunun olduğu büyük oranda saptanabilir. Aynı şekilde hormon ve vitamin sorunları için kan değerlerinin ölçülüp sayım yapılması oldukça faydalıdır.
Böbrek ağrısı şikayeti ile başvuran kişilerde ilk önce idrar yolu enfeksiyonu sonrasında ise böbrek taşı aranmaktadır. İki durumun da olumsuz çıkması halinde daha detaylı testler ile böbrek ağrısını ortaya çıkaran sebep tespit edilmeye çalışılmaktadır.
Üriner Sistem Grafisi
Böbreklerin vücut içerisindeki konumunun tam olarak anlaşılması; boşaltım sisteminin tüm elemanlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi ve eğer var ise içlerindeki kist yapılarının tespit edilmesi amacıyla bu test uygulanır. Test uygulanırken yöntem olarak röntgen kullanılır. Böbrek büyümesine bağlı ağrı gelişimi söz konusu ile bu test ile kolayca ortaya çıkarılabilir. Ayrıca üriner sistem grafisi sayesinde boşaltım sisteminin bir bütün olarak değerlendirilebilmesi söz konusudur. Çekim genelde ön yüz ve arka yüz olarak iki açıdan yapılır. İki açı birleştirilerek değerlendirme yapılır.
Ultrason ve Tomografi
Ultrason ses dalgalarından yararlanılarak uygulanan görüntüleme tekniğidir. Bu teknikte kulağın duyamayacağı frekansta ses dalgaları vücuttan yansıtılıp toplanmaktadır. Her katı veya sıvı farklı şekilde sesi soğurduğu için görüntü oluşmakta; görüntüde de tüm yapılar net olarak görülebilmektedir. Özellikle böbrek taşlarının tespit edilmesinde bu yönteme sıkça başvurulur. Çekim sırasında radyasyon kullanılmıyor olması çocuklara ve hamilelere uygulanmasında sorun oluşmamasını sağlar.
Böbrek taşına veya enfeksiyona bağlı gelişmeyen, sebebi kolayca ortaya çıkarılamayan böbrek ağrılarının tespitinde ise tomografiden yararlanılabilir. Standart BT’de de ağrının sebebi ortaya çıkarılamazsa renkli tomografi de böbrek ağrılarının sebebinin tespit edilmesinde kullanılabilir.
Böbrek Ağrısı Tedavi Sonrası
Böbrek ağrıları, ağrıları ortaya çıkaran faktörün tespit edilmesinden sonra tedavi edilirler. Ağrıyı ortaya çıkaran faktöre göre tedaviden sonraki süreç değişir. Örneğin kansere bağlı bir tedavi süreci atlatılmış ise hastaların tedaviden sonra oldukça dikkatli olmaları, kanser sonrası döneme uygun yaşamaları gerekir. Böbrek ağrıları enfeksiyona bağlı gelişmiş ise hastaların daha sağlıklı beslenmeleri gerekir.
Yani tedavi sonrasındaki süreçle, tedavi süreci arasında derin ilişki bulunur. Tedavi edilen faktörün mahiyeti tedavi sonrasındaki süreci belirler. Böbrek ağrılarının tekrarlamaya meyilli olması genel bazı ilkelerin oluşmasını sağlamıştır. Böbrek fonksiyonlarını stabil hale getirmek operasyon sonrasındaki sürecin en önemli adımıdır. Sıvı tüketimi ve idrar çıkma şeklinde sağlanan bu düzen; beslenme alışkanlıkları ve spor egzersizleri ile tamamlanabilir.
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Böbrek ağrısının tedavi edilmesinden sonra, böbrek ağrısını oluşturan faktöre göre eklemeler yapılsa da genel bazı ilkeler oluşmuştur. Hastaların, böbrek ağrısının tekrarlama riskini ortadan kaldırmak için bu ilkelere dikkat ederek yaşamaları gerekir. Eğer hastalar dikkat edilmesi gereken tüm durumlara azami özen gösterirse böbrek ağrılarının tekrarlama riski sıfırlanır. Böylece daha konforlu bir hayat ufak tavizlerle yaşanabilir. Dikkat edilmesi gereken hususlar ağır yaptırımlar içermez. Hayata spor egzersizlerinin katılması, stresten uzak durulması şeklinde gelişen bir süreçtir. Böbrek ağrısıyla beraber birçok hastalığın riski de bu sayede azaltılacaktır.
Tedaviden sonra düzenli olarak kontrole gidilmesi gereklidir. Çok basit bir sebepten ötürü de ağrı oluşmuş olabilir ancak böbrek fonksiyonları yaşla beraber zayıflar. Bu zayıflama da diğer hastalıkları ortaya çıkarabilir. Basit bir sebeple oluşan ağrı tüm bu sürecin başlangıcı olabilir. Bu açıdan düzenli kontrol erken teşhis için önemlidir.
Böbrek ağrılarının sebepleri arasında şeker hastalığı ciddi yer tutar. Böbrek ağrısı bu faktörün tedavisi şeklinde gerçekleşmemiş olsa dahi her insanda şeker hastalığı riski bulunur. Bu riskin böbrek fonksiyonlarını da etkilememesi için önceden tespit edilmesi gereklidir. Kişilerin kan şekerlerini sürekli olarak kontrol ettirmesi hem şeker hastalığından hem de böbrek ağrılarından korunmak için önemlidir.
Böbrek fonksiyonlarının seviyesini anlamak için tansiyonun ölçülmesi yeterlidir. Sağlıklı çalışan bir böbrek tansiyonu 120 – 80 arasında tutmaktadır. Fonksiyonun azalmasına bağlı olarak tansiyonda düzensizlikler gözlenecektir. Tedaviden sonra ağrının olmaması halinde bile tansiyonun düzenli olarak kontrol edilmesi gerekmektedir.
Kan basıncı üzerinde baskı oluşturmamak ve böbrek fonksiyonlarını etkilememek için tuz tüketimi kısılmalıdır. Mümkünse hiç tüketilmemeli, doğal olarak besinlerden alınan mineraller ile yetinilmelidir. Tuz böbrek fonksiyonlarını ağır baskı altına alarak ağrı gelişimine sebep olabilmektedir.
Sigara ve alkol gibi sindirim, boşaltım ve solunum sistemini etkisi altına alan zararlılardan uzak durmak, tedavi sonrasındaki süreçte konforun sağlanması ve tekrar riskini ortadan kaldırılması için oldukça önemlidir.
Kan değerlerini değiştirecek, vücuda gereksiz madde girmesine sebep olacak; böbreği yoğun baskı altına alacak ilaçların gereksiz kullanımından uzak durulmalıdır. Başta antibiyotikler olmak üzere her türlü ilacın gereksiz kullanımı kesilmelidir.
Son olarak metabolizmanın dengeye oturması açısından her gün düzenli spor yapılması gerekmektedir. Günde en az yarım saat koşulması, böbreklerin de düzenli çalışmasını sağlayacaktır. Ayrıca düzenli olarak idrar çıkmak, idrar tutmamak oldukça önemlidir.
Beslenme Düzeninin Oturtulması
Böbrek fonksiyonlarının seviyesi ve bu bölgede ortaya çıkacak ağrıların başlıca sebepleri arasında beslenme düzeni gelir. Sindirilen besinler ile alınan maddeler böbreklerin daha iyi veya daha kötü çalışmasını sağlayabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde böbrek ağrısı çekmek istemeyenlerin sağlıklı beslenmesi, tek tip beslenmemesi önemlidir. Olabildiğince çeşitli beslenilmeli; protein, vitamin ve mineraller dengeli şekilde alınmalıdır. Gereksiz takviyelerden kaçınmak böbrek fonksiyonlarının gereksiz kullanılmaması açısından önemlidir. Yeşil ağırlıklı beslenme sıklıkla doktorlar tarafından tavsiye edilmektedir.
Sık Sorulan Sorular
Böbrek ağrılarının oluşumu ve tedavi edilmesi oldukça kompleks bir konudur. Ağrıya sebep olan faktörler ve bu faktörlerin tedavisi yüzlerce makaleye konu olabilecek cinstendir. Klinik vakalardan alınan istatistiksel veriler ışığında belli başlı sebepler ile bunların tedavisini anlattık. Risk grubunda yer alanların kafasında oluşması muhtemel soru işaretleri üzerinden oluşturulacak kritik bazı başlıkların cevaplanması sayesinde konu tam olarak idrak edilecektir.
Böbrek Ağrısının Tedavi Edilmesinde Bitkisel Yöntemler Etkili Midir?
Böbrek ağrısını oluşturan faktöre göre bu sorunun cevabı değişir. Böbreğin aşırı yüklenmesinden, tek tip çalışmasından kaynaklanan ağrılar mevcut ise bazı bitkisel yöntemler bu sorunun ortadan kaldırılmasında etkili olmaktadır. Ayrıca bitkisel bazı yatıştırıcılar sayesinde sürekli ağrılarda hafifleme sağlanabilmektedir. Bu noktada tahminlere dayalı bir tedavi yönteminden uzak durulması, tıbbi yöntemlere başvurulması daha sağlıklı olacaktır. Bitkisel yöntemlerin doktor tavsiye var ise denenmesi gerekmektedir.
Böbrek Ağrısı Tedavi Edilmezse Böbrek Kaybına Sebep Olur Mu?
Bu noktada böbrek ağrısını ortaya çıkaran faktörün ne olduğu önemlidir. Böbrek yetmezliğine bağlı ağrı var ise böbrek kaybı ortaya çıkabilir. Aynı şekilde böbrek kanserleri sonucunda da bir böbreğin alınması ile karşılaşılabilmektedir. Eğer böyle bir durumdan korkuluyorsa mutlaka bir doktora başvurulması ve ağrının şiddetine dair bilgilendirilmesi; gerekiyorsa da laboratuvar testlerine girilmesi gerekmektedir.
Böbrek Ağrısı Hangi Hastalıkların Belirtisidir?
Böbrek ağrısı birçok hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Bağışıklık sistemi hastalıkları, solunum yolu hastalıkları, dolaşım sistemi hastalıkları, bağırsak hastalıkları, enfeksiyon hastalıkları ve kanın temas ettiği her türlü bölge böbrek ağrısının oluşmasına sebep olabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde net sınırlar çizmek oldukça zordur. Ancak yapılan testler ile hangi hastalığın böbrek hastalığına sebep olduğu tespit edilebilir. Şeker hastalığı, enfeksiyon hastalıkları başlıca ağrı kaynakları arasındadır.
Böbrek Ağrısını Önlemek İçin Neler Yapılmalıdır?
Böbrek ağrısını önlemek için bol sıvı tüketimi gereklidir. Tüketilen sıvının pH değerinin yüksek olması, kireçli olmaması gerekir. Ayrıca spor egzersizlerinin artırılması, metabolizmanın düzenlenmesi, idrar düzeninin sağlanması, dışkılamadan ve cinsel birleşimden sonra hijyene dikkat edilmesi böbrek ağrılarının ortaya çıkmaması açısından alınabilecek önlemlerdir.
Gereksiz ilaç tüketiminin kısılması, böbrek üzerinde baskı oluşturabilecek her türlü faaliyetten uzak durularak düzenli bir hayata sahip olunması böbrek ağrılarının ortaya çıkmaması için yeterlidir. Her ihtimale karşı düzenli kontroller sayesinde de az da olsa bulunan risk tamamen ortadan kaldırılabilir.
Sigara Ve Alkol Böbrek Ağrısı Yapar Mı?
Sigara ve alkolün vücudun tamamında olumsuz durumlar oluşturduğu bilinmektedir. Sigara vücudun tamamını olumsuz etkileyerek başta akciğer olmak üzere vücudun tamamında kanser riskini artırmaktadır. Ayrıca kan hücrelerinin zarar görmesini de sağlamakta; böbrek fonksiyonlarını bu yönüyle etkilemektedir.
Alkol ise doğrudan böbrekler tarafından süzülmektedir. Bu süzme işlemi sırasında böbreğin aşırı zorlanmasına bağlı olarak fonksiyon kayıpları ile karşılaşılabilir. Yani sigara ve alkolün böbrek ağrısı oluşturma riski her zaman bulunmaktadır.
Aşırı Asitli Veya Kafeinli İçecekler Böbrek Ağrısı Yapar Mı?
Kola, gazoz gibi aşırı asitli; kahve gibi aşırı kafeinli içeceklerin böbrek fonksiyonlarını aşırı yorduğu bilinmektedir. Özellikle asitli içeceklerle beraber alınan şeker böbreğin kılcal damarları üzerinde birikerek fonksiyon kayıplarının ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Kafein ise damarlarda yersiz genişleme ve büzülme oluşturarak vücudun tamamında olduğu gibi böbreklerde de aşırı oksijenlenmeye veya az oksijenlenmeye sebep olmaktadır. Bu açıdan değerlendirdiğimizde hem asitli hem de kafeinli içeceklerin böbrek fonksiyonlarını etkileyerek ağrı oluşturabileceğini söyleyebiliriz.
Adet Dönemlerinde Böbrek Ağrısı Olur Mu?
Adet dönemlerinde üreme sistemi üzerinde yoğun bir ağrı oluşabilir. Üreme sistemindeki bu yoğun dönemden dolayı boşaltım sistemi de ağrılı bir dönem geçirebilir. Doğrudan boşaltım sisteminde ağrı merkezi oluşmasa da yoğun ağrı hissedilebilmektedir. Üreme sisteminin getirdiği ağrı hem boşaltım sisteminde hem karında hem de sırt bölgesinde kendisini yoğun şekilde hissettirmektedir. Özel olarak adet döneminde böbreklerde ağrı oluşumu ise söz konusu değildir.
Böbrek Ağrısı Tedavisi İçin Hangi Bölüme – Doktora Gidilir?
Böbrek ağrılarını ortaya çıkaran sebepler birbirinden oldukça farklıdır. Kimi ağrılar dolaşım sisteminden kimi ağrılar ise idrar yolu enfeksiyonlarından dolayı ortaya çıkmaktadır. Hastanın bunu bilmesi gibi bir ihtimal olmadığından dolayı ilk şikayetler genelde dahiliye bölümüne gerçekleştirilir. Uygulanan testlerden sonra gerekli bölümlere sevk işlemi gerçekleştirilir. Böbrek ağrısı olanların başvurması gereken bölümler ise nefroloji veya ürolojidir.
Böbrek Ağrısı Tedavisi Fiyatları Neye Göre Değişir?
Böbrek ağrısı tedavisinde fiyat tedaviyi gerektirecek derecede ağrıyı ortaya çıkaran sebebe göre değişir. Basit bir enfeksiyonda fiyat antibiyotik ücretiyle eşdeğerdir. Böbrek yetmezliğinde ise cerrahi girişimin fiyatı, tedavi fiyatını belirleyen en önemli unsurlardandır. Yani her böbrek ağrısı için standart bir fiyat vermek ne yazık ki mümkün değildir. Fiyat almak isteyenlerin önce muayene olması gerekmektedir.