Cushing Hastalığı Tedavisi
- Sık Sorulan Sorular
- Cushing Hastalığı Kaçıncı Evrede Ameliyat Edilir?
- Cushing Ameliyatı Riskli mi?
- Cushing Hastalığı Ölümcül Risk Taşır mı?
- Cushing Hastalığında Kullanılan Radyasyon Tedavisi Yeterli midir?
- Cushing Hastalığı Tedavi Sonrası Tekrar Eder mi?
- Cushing Hastalığı Bulaşıcı mıdır?
- Cushing Hastalığı Tedavi Edilmezse Ne Olur?
- Cushing Hastalığında Kilo Vermek Tedavi de Etkili midir?
- Cushing Hastalığı ve Cushing Sendromu Arasındaki Farklar Nelerdir?
- Cushing Sendromu Kimlerde Görülür?
- Cushing Sendromu Risk Faktörleri Nelerdir?
- Hipofizdeki Tümörün Boyutu Ameliyatta Belirleyici midir?
- Cushing Hastalığı Tedavi Süresi Nedir?
- Cushing Sendromu Tedavisi Nasıldır?
Ülkemizde çok fazla rastlanmayan ve dolayısıyla bilinmeyen Cushing hastalığı, hipofiz bezinin fazla büyümesi sonucunda ya da bir tümör sonrasında ortaya çıkar.
Cushing Sendromu Tedavisi Hakkında
Hastalık, vücudun artan kortizol oranıyla doğrudan ilişkili olduğundan dolayı gerçekleştirilecek olan tedavi genel hatlarıyla vücutta olması gerekenden daha fazla seviyede bulunan kortizolü düşürmeye yönelik olarak gerçekleştirilir. Tedavinin kapsamı geniş olduğundan dolayı, hastalara en uygun şekilde uygulama tercihlerinin yapılabilmesi için doktor kontrollerinin gerçekleştirilmesi gereklidir. Cushing hastalığı, genel sağlık durumuna negatif anlamda etki sağladığından dolayı mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. İlk kez belirtilerin ortaya çıktığı dönemden başlayarak daha ileriki zamanlara kadar tedavi edilmediği durumlarda dış görünümde yüksek derecede değişimlerin yaşanabildiği görülmüştür. Tedavi temel olarak öncesi, uygulama ve sonrası olarak farklı kategorilerde sınıflandırılır. Her hastanın özelinde gerçekleştirilen tedavilerle beraber Cushing hastalığının tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik olarak uygulamanın gerçekleştirilmesi hedef alınır. Her hasta için en iyi seviyede sonuçların alınabilmesine yönelik olarak gerçekleştirilen tedavilerde modern uygulamalara başvurulur. Hastalar genellikle tedaviye cevap veriyor olsalar da her hasta için aynı şekilde tedavilere cevap verilebildiği görülmez. Nadir durumlarda da olsa, Cushing için başlatılan tedaviye yanıt verilmediği durumda cerrahi girişim uygulamasının gerçekleştirilmesi zorunluluğu oluşur.
Tedavi edilebilir hastalıklar arasında yer alıyor olması nedeniyle, her zaman aktif olarak tedavinin gerçekleştirilmesiyle beraber bu hastalığın giderilebilmesi mümkündür. Tedavi için gerekli olan süreci belirleyen çok sayıda temel faktör vardır. Hastalığın ne seviyede olduğu ve hastaların tedavi başlangıcında verdikleri yanıt ve belirtiler tamamen iyileşme sürecindeki en önemli detaylar arasında yer bulunur. Hem devlet hem de özel hastanelerde Cushing hastalığı üzerine uzmanlaşmış doktorlar tedavide görev alır.
Cushing Hastalığı Nedir?
Cushing hastalığı, hipofiz bezinin böbrek üstü bezi uyarımında görev alan ACTH yani adrenokortikotrop üretiminin yüksek seviyeye çıkması durumunda oluşan hastalık durumudur. Hipofiz bezinin fazla büyümesi veya tümör sebebiyle ortaya çıktığı tespit edilmiştir. ACTH stres hormonu olarak vücutta görev yapan kortizol üretimini ve aynı zamanda salgılanmasını kontrol etmede etkilidir. Çok fazla ACTH, yüksek seviyede kortizol anlamını taşıdığından dolayı kanda kortizol artışını beraberinde getirir. Vücudun alıştığı çalışma sistemi için olumsuz anlamda etkiye sahiptir. Kortizol, olanağının dışında yüksek seviyelere çıktığında hastalığın oluşumuna zemin hazırlanmasıyla beraber yeteri kadar vücutta bulunmalıdır. Hem erkeklerde hem de kadınlarda görülebilen bir hastalık olmasıyla beraber oluşum nedenleri ve belirtileri farklılaşır. İleri seviyeye ulaştığında ölümcül derecede risk arz eden bir hastalık olur. Belirtilerinin tek tek veya bir arada görülebiliyor olmasıyla beraber hastalığın erken fark edilebilmesine dair sinyaller alınır.
Kortizol Yüksekliği Nedenleri Nedir?
Kortizol yüksekliğine sebep olan faktörler birbirlerinden ayrılır. İnsan vücudunda stres hormonu olarak kabul görüyor olmasıyla beraber yüksekliğinin oluştuğu durumda normalden daha fazla stres yaşandığının işaretçisi haline gelir. Kortizol hormonunun salgılanmasını tetikleyici özellikte olan; fiziksel, mental ve duygusal strestir. Modern insan yaşamında hayatın pek çok farklı anında sürekli olarak kortizol hormonu salgılanıyor olduğundan dolayı yoğun olarak stresli bir yaşamın kapıları açılır. Kortizol hormonunun yüksekliğinde en kilo alımı etkileyici bir faktör olur. Normalden daha yüksek seviyede kilo alımının mevcut olmasıyla beraber kan şekerinin yükselmesi en çok gözlenen durumların başında gelir. Dengesiz bir şekilde yükseliş, kortizol hormonuna doğrudan etki eder. Kilo alımının haricinde olan diğer sebepler de yükselişi tetikleyici unsurlar olarak kolaylıkla sıralanabilirler. Böbrek üstü bezlerinin kortizol üretmesi, dışarıdan tedavi amaçlı kortizol verilmesi, hipofiz bezindeki adenomun kortizol üretimini tetiklemesi ve bazı kanser türleri nedeniyle kortizol yüksekliği ilişkilendirilir.
Böbrek Üstü Bezlerinin Kortizol Üretmesi
Kortizol üretiminin böbrek üstü bezlerde başlamış olması, sağlık açısından en önemli tehditlerin başında gelir. Cushing hastalığının temelinde yatan kortizol yüksekliğinin yaşanabilmesinde en etkili noktalardan birisi olan böbrek üstü bezlerinin normal çalışma değerinden daha fazlasıyla çalışması durumudur. Vücudun belirli bir oranda kortizole ihtiyacı bulunuyor olsa da doğal çalışma mekanizmasının vücudun ihtiyaç duyduğundan çok daha fazlasını üretmesi durumunda olumsuz sonuçlarla karşı kalınması olasılığı doğar. Yüksek kortizolun başlıca sebepleri arasında da, böbrek üstü bezlerinin çalışmasını anormal şekilde sürdürmesi gelir. Üretilen kortizolun sağlıksız bir şekilde gelişmesi nedeniyle hastalığın temellerinin atılması söz konusudur. Her bireyde görülebilecek bir sorun olması nedeniyle kortizol üretiminin farklılaşması kendini etkili düzeyde hissettirmeye başlar.
Dışarıdan Tedavi Amaçlı Kortizol Verilmesi
Vücutta kortizol seviyesinin yükselmesine sebep olan faktörler doğal olarak gelişebileceği gibi aynı zamanda dışarıdan tedavi amaçlı kortizol verilmesiyle de gerçekleşir. Enjekte edildiği andan itibaren doğal olarak mevcut olan oranla uyum sağlayarak vücutta dolaşıma girer. Tedavi amacıyla sağlanıyor olsa da, kortizol oranında yükselişe sebep olur. Verilen kortizol seviyesinin farklı değerleri taşıyabiliyor olması sebebiyle beklenen sonuçların alınabilmesinde etkili olduğu görülür.
Hipofiz Bezindeki Adenomun Kortizol Üretimini Tetiklemesi
Hipofiz bezinde bulunan adenom (tümör) kortizol üretimini tetikleyici etkiye sahip olmasıyla ön plana çıkar. Cushing hastalığının oluşumuna direkt olarak sebebiyet veren durumlardan birisi olmasıyla birlikte, hipofiz bezinde yer alan adenomun kortizol üretimini tetikleyici özellik gösterdiği tespit edilmiştir. Hastalığa sahip olan çok sayıda kişide adenomun tek olduğu görülür. Nadiren birden fazla sayıda adenom bulunuyor olduğunun rapor edilmiş olması nedeniyle kortizol üretiminin yükselmesine neden olan tetikleyici unsurun oluştuğu fark edilir. Normal değerinin kademeli olarak üzerine çıkabiliyor olması, Cushing hastalığının oluşumunda rol oynar.
Bazı Kanser Türlerinin Kortizol Üretimini Tetiklemesi
Kanser türlerinin oluşturduğu etkilerin birbirlerinden ayrılıyor olmasıyla beraber, yapılan araştırmalar sonucunda vücutta kortizolün yükselmesine neden olabileceklerine dair de bulgulara rastlanmış durumdadır. Tüm kanser türleri olmasa da, bazı kanser türlerinin kortizol üretimi için tetikleyici özelliğe sahip olmaları dolayısıyla yükselen kortizol görülür. Normal değerinin daha üstüne çıkması nedeniyle, kanserin beraberinde getirdiği etkilerden birisi olarak sınıflandırılabilir. Normal şartlarda belirli bir seviyede vücudun ihtiyaç duyduğu oranda salgılanıyor olmakla beraber bu durum sağlıklı olarak kabul edilir. Kortizol yüksekliğinde tetikleyici olan tüm etkenler aynı zamanda Cushing hastalığının yaşanabilmesi olasılığını da artırırlar. Hastalık yaşanmasına doğrudan etki eden özellikte olmaları dolayısıyla kortizol üretiminin tetiklenmesinde de bazı kanser türlerinin doğrudan etkiye sahip olduğu kesinleştirilmiştir.
Cushing Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Her hastalığın kendisine özgün belirtileri vardır. Belirtiler hastadan hastaya göre farklı seviyelerde görülebilme olasılığına sahip olduğu gibi aynı zamanda fark edilebilir şekilde gözlenir. Cushing hastalığı belirtileri tamamen diğer hastalıklardan ayrılan özellikte sonuçları ortaya çıkarır özellikte olur. Hastalığın belirginlik kazanmasıyla beraber belirtilerin kendisini gösterme oranında artış yaşanır. Her belirti, hastalığı ön plana çıkaran detaylardan oluştuğundan dolayı Cushing hastalığının gözden kaçırılabilmesi söz konusu olmaz. Hem fiziksel açıdan hem de dış görünüm açısından yaşanan değişimlerle beraber kendisini belli eden bir hastalık olmasıyla beraber hem erkek hem de kadınlarda aynı belirtilerle görülür. Hastalığın oluşumunun başladığı zaman diliminde ön plana çıkardığı detaylarının fark edilebilir derecede olması ayırt edici değere sahiptir. Belirtilerinin görülmeye başladığı andan doktora başvurulması tedaviye erken başlanabilmesi açısından etkilidir. Vücutta bariz olarak yaşanan değişimler dolayısıyla bireysel anlamda olduğu gibi dışarıdan bakan birisinin de kolaylıkla hastalığa dair bulguları görebilmesi mümkün olur. Erken aşamada fark edildiğinde belirtilerin belirginliği, ileri aşamaya göre daha az seviyededir. Hastalığın etkinliğini artırdığı durumlarda görülen etkileri yüksek derecede belirginlik kazanarak ön plana çıkar. Hastalarda belirtilerin ilerleme durumu farklılık gösterebileceği gibi aynı zamanda ortaya çıkabilecek olan sonuçlar da değişkendir. Cushing hastalığı nedeninin ne olduğuna göre hastalık belirtilerinin şekilleniyor olması en önemli detayların başında bulunur.
Bufalo Hörgücü
Boyun ve sırt belirli bir birleşim noktasına sahiptir. Bufalo hörgücü, birleşim noktasında yağ birikmesi durumunda görülen bir durum olarak ön plana çıkar. Yalancı kambur olarak da bilinen bir problem olmasıyla beraber, Cushing hastalığı belirtileri içerisinde yer alır. Fiziksel açıdan hareket edebilmede zorluk yaşanmasına doğrudan etki ettiği gibi aynı zamanda görünüm itibariyle de bireyler açısından rahatsız edici bulunur. Hem erkeklerde hem de kadınlarda görülür. Bulunduğu bölge temel olarak sırt-boyun arasındaki birleşim noktası olduğu gibi burada farklı noktalarda ortaya çıkabilmesi olasıdır. Aşırı yağ birikiminin doğal bir sonucu olarak ön plana çıkan bufalo hörgücü, kemiklerle alakalı bir sorun oluştuğuna dair yanlış kanının oluşmasını sağlar. Hiçbir şekilde kemiklerle ilişkisi bulunmadığı gibi yağdan dolayı kambur görünümün oluşması durumudur. Cushing hastalığının belirtisi olarak görüldüğünde, rahatsız edicilik seviyesi yüksek olarak tanımlanabilir. Zira bireylerde; kolye takmak, gömlek giymek ve dik durabilmek eskisinden çok daha zorlu hale gelir. Bununla beraber stres oranının yükselmesi yaşanan sorunlarına üzerine ekstra yük bindiriyor olmasıyla ön plana çıkar. Bufalo hörgücü çok yönlü olarak sorun yaşanabilmesine sebebiyet veren bir durum olur.
Obezite
Cushing hastalığı belirtileri arasında en sık gözlenen durumların başında obezite sorunu gelir. Yemek yeme isteğinin artış göstermesiyle beraber aynı zamanda vücudun yağ tutma oranı da artar. Stres düzeyinin yüksek olması, yemeğe yönlendiren durumlardan birisi olmasıyla beraber obezitenin oluşumuna zemin hazırlanır. Hastalık belirtisi olarak yaşanan aşırı kilo alma oldukça hızlı şekilde gerçekleşir. Kortizol seviyesinin artmış olması nedeniyle mevcut kilo seviyesinin çok daha üzerine çıkılarak obezite durumunun oluşabilmesi mümkün olduğu gibi aynı zamanda görünümde belirgin değişimler meydana gelir. Fazla kilo alımıyla beraber hastalık öncesindeki dış görünüm ortadan kaybolur. Herkeste görülebilecek bir belirti olmasıyla beraber obezite yaşanması, görünümde fark edilir derecede sorun oluşturduğundan dolayı aynı zamanda daha fazla stres olabilme durumunu da beraberinde getiren en önemli etkenlerden birisi haline gelir. Kısa süre içerisinde meydana gelebilen obez görüntü nedeniyle Cushing hastalığı haricinde genel sağlık durumunda da bozulmalar söz konusu olur.
Aydede Yüzü
Cushing hastalığı belirtileri arasında en belirgin şekilde görülen belirtilerden birisi aydede yüzü oluşumudur. Genel itibariyle ani başlangıçlı olarak yüz görünümde değişim yaşanmasıyla kendisini belli eder. Yüzün giderek daha yuvarlak ve toplu hale gelmesiyle tanımlanır. Kortizol hormonunda yaşanan değişimden kaynaklı olarak oluşumu başlayan bir durum olmasıyla beraber hastalıkla beraber ilerleme gösterdiğinin söylenebilmesi mümkündür. Yüz görünümünde kilo almadan farklı şekilde gerçekleşen değişimle beraber aydede yüzü olarak tanımlanan yüz görünümünün ortaya çıkıyor olması dış görünümde fark yaratan en önemli detaylardan birisidir. Alışılan yüz görünümünden çok daha farklı şekilde yüzün değişiminin mevcut olması nedeniyle kolaylıkla hastalık belirtisi olduğunun görülebilmesi mümkündür. Aydede yüzünün zaman içerisinde belirginliği artar.
Cilt Renginde Değişimler
Cilt rengi değişimleri, Cushing hastalığı belirtileri içerisinde değerlendirilir. Hastalık belirtisi olarak cildin normal renginin yavaş yavaş yerini pembeleşen bir görünüme bıraktığının görülebilmesi mümkündür. Kortizol, cilt altındaki dokuyu doğrudan etkileyen bir hormon olduğundan dolayı cildin renginde bariz değişimlerin görülebilmesi olanağını da beraberinde getirir. Normal renginden daha farklı bir renge bürünmeye başlayan cilt yapısında görülen değişimlerin belirginlik kazanabilmesi muhtemel durumlardan biri olur. Hem koyu ten rengine sahip olan bireylerde hem de açık ten rengine sahip olan bireylerde ciltte değişimlerin gözlenebilmesi olasılığı bulunur. Cilt tonlarına göre pembeleşme seviyesinin değişkenlik gösterebilmesi muhtemeldir. Ancak her ne kadar cilt rengi koyu tonlarda olsa da Cushing hastalığı belirtisi olan yaşanan değişimlerde belirgin seviyede renk değişimlerinin yaşandığının görülebilmesi söz konusu olur. Her zaman ayırt edici düzeyde bir görünüm değişimini beraberinde getiren bir belirti olarak ön plana çıkıyor olmasıyla, hastalık oluştuğunu belirten en önemli detaylar arasında da yer aldığının söylenebilmesi mümkündür. Renk değişimleri etkisini zaman içerisinde giderek artırarak bir sürenin ardından gözle görülür derecede pembeleşmelerin özellikle yanak bölgesinde oluştuğunun tespit edilebilmesi muhtemeldir.
Karında Stria Oluşumu
Karın bölgesi vücudun en hassas bölgeleri arasında bulunur. Karında stria yani deri çatlaklarının oluştuğunun görülmesi hastalığın belirtileri arasında yer alır. İnce çizgisel bir yapıya sahip olmasıyla beraber karındaki cilt görünümünün normal halden farklı bir özelliğe bürünmesinde etkili olur. Kadınlarda daha yoğun bir şekilde görülebilir olmasıyla beraber Cushing hastalığı belirtisi olarak erkeklerde de görülebilmesi muhtemeldir. Karın bölgesinde yaşanan cilt bozulması olmasıyla beraber dış görünüme doğrudan etki eder özelliğe sahiptir. Genellikle düzenli aralıklarla şekilleniyor olmalarıyla beraber ilk kez ortaya çıktıkları andan itibaren rahatsızlık verici bir görüntü oluştururlar. Cushing hastalığının yaşanabileceğinin belirtisi olarak ön plana çıkıyor olması nedeniyle, her zaman dikkate alınması gerekir. Normal cilt çatlaklarıyla karıştırılmamasını sağlayan en önemli özelliği zaman içerisinde değil oldukça kısa bir sürede görülebilir olmasıdır. Cushing hastalığının yaşanması noktasında etkiye sahip olan belirtilerden birisi özelliğini taşıması nedeniyle karında stria görünümü hastalığın gelişimine bağlı olarak ilk kez görüldüğünden daha farklı seviyeye gelebilir. Belirli bir bölgede görülen çatlaklar, fazlalaşması halinde geniş bir bölgeyi kapsayabilen özelliğe sahip olurlar.
Kas Güçsüzlüğü
Günlük hayatta başta hareket etme olmak üzere daha pek çok işlevin yerine getirilebilmesinde kas gücünden faydalanılır. Kaslar, belirli bir güçle ürettikleri kuvvet sayesinde yaşamsal faaliyetlerin yerine getirilmesinde ve diğer pek çok farklı işlevde görev alırlar. Cushing hastalığı belirtileri arasında kas güçsüzlüğü yaşanması durumuna sıklıkla rastlanır. Kasların sahip oldukları eski gücü yitirmelerine sebep olan bu durum nedeniyle, kas gücüne dayalı olarak gerçekleştirilen işlemlerde azalmanın görülebilmesi mümkündür. Kasların güçsüzleşmesine sebebiyet veren hastalık belirtisi, etkisi açısından ön plana çıkar. Cushing hastalığından dolayı oluşan kas güçsüzlüğü farklı bölgelerde gözlemlenebilir. Çoğunlukla kollarda ve bacaklarda olmakla beraber, diğer pek çok noktaya doğrudan etki edebilir özellikte olması nedeniyle kas güçsüzlüğünün belirgin seviyede yaşanabilmesi olasılığı bulunur. Güçsüzleşen kasların işlevlerini yerine getirmesi noktasında sorunlar yaşanması durumu bireysel açıdan fark edilebilir bir etki olarak ön plana çıkar. Kas gücünün düşmesinde ani başlangıçların yaşanabiliyor olması hastalığın en önemli etkilerinden birisi olarak görülür. Belirti olarak yaşanan kas güçsüzlüğü tek başına görülebileceği gibi aynı zamanda diğer belirtilerle birlikte görülebilecek bir durum olarak tanımlanır.
Adet Görememe
Kadınlarda her ay belirli zaman dilimlerinde menstrüasyon döngüsü yaşanır. Adet görememe pek çok farklı durumla ilişkilendirilebilir olmasıyla beraber aynı zamanda Cushing hastalığının belirtisi olarak kadınlarda ortaya çıkar. En önemli nokta kadınlar için diğer belirtilerin yaşanıp yaşanmadığının da kontrol edilmesidir. Adet görememe durumunun yaşanmasından önceki süre içerisinde adet düzeninde bozulmaların yaşanabilmesi muhtemel durumlar arasında bulunur. Kadınlarda adet dönemi olmasına rağmen görülmeyen adet, 7-15 günlük süreyle herhangi bir sağlık sorunu olmaması durumunda devam ettiğinde bir belirti olarak değerlendirilerek doktora başvurulmalıdır. Cushing hastalığının kadınlarda en çok oluşturduğu problemlerden birisi adet görememe durumu olur. Pek çok farklı belirtisinin yol açtığı olumsuz sonuçlar gibi yaşanan bu sorun da oldukça olumsuz etkilere sahip olmasıyla beraber dikkate alınmalıdır.
Psikoz
Cushing hastalığı belirtileri arasında fiziksel olduğu gibi duygusal açıdan değişimlerin yaşandığının da görülüyor olduğu rapor edilmiştir. Akut psikoz sorununa yol açabilen özelliğe sahip olmasıyla beraber Cushing hastalığı belirtisi olarak görülebiliyor olmasıyla semptomlarının çok sayıda zayıf olarak değerlendirilebilmesi mümkündür. Cushing’e bağlı olarak psikoz yaşayan hastalar, acil olarak tedavi edilmesi gereken hastalar kategorisinde değerlendirilirler. Akut psikoz oluşumu dolayısıyla pek çok farklı duygusal değişimin bireylerde yaşanabildiği görülebilir. Huy değişimi, huysuzluk, uyku bozuklukları, aşırı duygusallık, , iştahsızlık, tuhaf giyinme, aşırı hassasiyet, yükselen duygu durum, enerji kaybı ve ani ilginin başlaması psikoz yaşandığının göstergesi olarak belirgin durumlar olarak tanımlanırlar. Her zaman Cushing hastalığı belirtisi olarak akut psikoz görülebilmesi söz konusu olmaz. Belirti olarak görülmesi genellikle düşük yüzdeyi kapsar.
Depresyon
Hayatın içerisinde en sık karşılaşılan ve geçici moral bozukluklarından farklı olarak ortaya çıkan ruh hali durumudur. En az 2 hafta süreyle devam ediyor olmasıyla beraber hastalığın belirtileri arasında sınıflandırılır. Duygusal açıdan çöküntü yaşanmasına sebebiyet veriyor olmasıyla beraber, hastada karamsarlık ağır bastığı gibi aynı zamanda zihinsel olarak da sürekli kötü düşüncelerin ön plana çıktığının görülebilmesi söz konusu olur. Depresyon nedeniyle boş bir ruh halinin bulunuyor olması beraberinde ümitsizlik ve karamsarlık durumlarını da getirir. Bireysel olarak pek çok farklı açıdan olumsuz sonuçların yaşanabilmesini beraberinde getiriyor olduğundan dolayı depresyon ilk kez görüldüğü andan itibaren içe kapanmayı da beraberinde getiren bir duygusal durumdur. Cushing hastalığının belirtisi olarak görülen depresyon uzun süreli olarak devam eder. Başlangıcının ani şekilde gelişebiliyor olmasıyla beraber ilk evrelerde daha hafif olsa da ilerleyen evrelerde bireylerde kendilerine zarar verebilme gibi istenmeyen durumların oluşumu için tetikleyici hale gelebilir. Depresyon sürekli olarak devam ettiğinden dolayı, fiziksel olarak yansımalarının da görülebilmesi söz konusu olur. Hareketlerde ağırlaşma durumu ve bununla birlikte her konuda isteksizliğin görülebilmesi mümkündür. Aynı zamanda ikili ilişkilerde de bozulmaların meydana gelebilmesi muhtemel sonuçlardan biridir. Cushing hastalığının bir belirtisi olarak yaşanabilecek depresyon, her bireyde farklı seviyede gözlenebilir durumlar arasında bulunur.
Tansiyon Yüksekliği
Tansiyon, hormonlarda bozulma yaşanmasıyla beraber normal seviyenin üzerine çıkarak yükselebilir. Tansiyon yüksekliği ve Cushing hastalığı arasında olan ilişki tamamen kortizol hormonuna bağlı olarak görülür. Yüksek kortizol değerine sahip olan bireylerde tansiyon yüksekliğinin ön plana çıkması belirgindir. Genel olarak 20-40 yaş aralığında bulunanlarda bu belirtinin ön plana çıktığı görülür. Yüksek tansiyon sebebiyle pek çok açıdan sorun yaşanabilmesi muhtemeldir. Gün içerisinde rahatsızlık verebilecek derecede değişimlerin ortaya çıkmasında etkili olabilen tansiyon yüksekliğinin, Cushing hastalığı nedeniyle bir belirti olarak ortaya çıkması durumuna büyük önem verilmesi gerekir. Normal tansiyon değeri, sağlıklı yaşamın olmazsa olmaz noktalarından birisi konumunda bulunur. Ancak hormonal bozukluklar dolayısıyla normal değerinin çok üstünde yaşanabilen tansiyon yüksekliği, Cushing hastalığının göstergesidir. Hayatın içerisinde en sık rastlanan sağlık sorunlarından birisi olmasıyla beraber Cushing hastalığı belirtisi olup olmadığının anlaşılabilmesi için görülen diğer belirtilerle aynı anda mı yoksa farklı sürelerde mi ortaya çıktığının gözden geçirilmesi önem arz eder.
İnsülin Direnci
Vücutta şekerin kontrol edilebilmesine yönelik olarak insülin salgılanır. İnsülin direnciyse, salgılanan insülinin etkisini göstermesinde zorluk çıkaran bir durumdur. Cushing hastalığının belirtilerinden birisi olarak insülin direncinin yaşanabilmesi olasıdır. Normal şartlarda vücut şekerinin 1 ünitelik insülinle kontrol altında tutulabilmesi olanağı bulunduğu gibi, insülin direnci sebebiyle bu değerin 2-3 kat üzerine çıkılması zorunluluğu ortaya çıkar. Vücutta gereğinden fazla salgılanması nedeniyle son derece olumsuz sonuçların görülebilmesi olanağını da beraberinde getiriyor olması nedeniyle Cushing hastalığına işaret eder. Beraberinde metabolizma sorunlarını da getirebilir. En çok görülen belirtiler arasında yer alır. Çok sayıda hastanın ortak problemi ve hastalığın başlangıcını oluşturan noktalardan birisi durumunda değerlendirilmekle beraber hastalığın tedavisinin gerçekleştirilmesi aşamasında insülin direncine yönelik olarak da kontrol altında tutulabilmesi için özel olarak uygulamalar sağlanır. Her hastada görülmüyor olsa da, çoğunluk düzeyinde görülebilme riski bulunduğundan dolayı öncül belirtiler kategorisinde yer almasıyla ön plana çıkar. İnsülin direnci belirtisiyle birlikte görülen Cushing hastalığı tedavisine en kısa süre içerisinde başlanması gereken bir hastalık olarak değerlendirilir.
Potasyum Düşüklüğü
Vücut için gerekli en önemli minerallerden birisi olan potasyum, temel elektrolitlerden birisi konumunda bulunur. Kan basıncını düzenlemesi ve aynı zamanda su dengesini koruma görev yapıyor olması ayırt edici en önemli özelliklerinin başında gelir. Potasyum aynı zamanda besinlerin sindirimi için yardımcı görevinde bulunuyor olduğu gibi; kas kuvvetini ve sinir fonksiyonlarını da etkiler seviyededir. Potasyum düşüklüğü sebebiyle yaşanabilecek sağlık sorunları çok yönlüdür. Cushing hastalığı, kortizol seviyesinde artış yaşanmasıyla beraber potasyum değerinin düşük olması belirtisiyle beraber görülebilir bir hastalıktır. Her birey için vücudun ihtiyaç duyduğu potasyum değeri gün içerisinde tüketilenlerden elde edilir. Cushing hastalığı yaşanması durumunda olması gereken seviyeden daha düşük potasyum değerinin bireylerde görüldüğünün tespit edilmiş olması en önemli noktaların başında gelir. Yeteri kadar potasyumun vücutta olmaması nedeniyle farklılık gösteren sağlık sorunlarının görülebilmesi olasılığı artar. Hastalığın genellikle başlangıcında ve orta evreye ulaştığında kendisini gösteren potasyum düşüklüğü belirtisi, yapılan testlerle birlikte anlaşılabilir bir durumdur.
Cushing Hastalığı Komplikasyonları Nelerdir?
Cushing hastalığı, tek başına belli başlı sorunları getirdiği gibi aynı zamanda komplikasyonları da özel alt kategorilerinde incelenmelidir. Ciddi bir sağlık sorunu olarak tanımlanıyor olmasının en önemli sebeplerinden biri, mevcut komplikasyonlarının bireysel açıdan sağlık durumunun son derece olumsuz etkilenebilmesinde rol oynuyor oluşudur. Her hastada farklı derecede seyredebiliyor olduğu gibi, gelişen komplikasyonlar nedeniyle vücudun farklı bölgelerinin etkilenebildiği rapor edilmiştir. Hastalığın farklı evrelerinde komplikasyonların değişkenlik gösteriyor olmasıyla beraber bir veya birden fazlasının aynı anda yaşanabilmesi olasılığı bulunur. Komplikasyonların hastalığın bir getirisi olarak görüldüğünden dolayı, tedavi sürecinin erken başlatılması bu noktada önem kazanır. Geç başlanan bir tedavide çok sayıda komplikasyonun ortaya çıkmış durumda olması nedeniyle, Cushing hastalığına ek olarak farklı sağlık sorunlarıyla da mücadele etmek zorunda kalınabilmesine zemin hazırlanabilmesi söz konusudur. Komplikasyonlarıyla birlikte en önemli sağlık sorunlarından birisi konumunda değerlendiriliyor olması nedeniyle her açıdan hastalık üzerine bireylerin sağlık kontrollerinin yapılması gerekir. Cushing’e bağlı olarak oluşan komplikasyonlar, hayatı direkt olarak etkileyecek kadar bariz olduğundan dolayı hayat standartlarında düşüşe neden olur. Kemik kaybı, hipertansiyon, kas kütlesi kaybı ve tip 2 diyabet temel komplikasyonlardır.
Kemik Kaybı
Kemik dokusu sürekli olarak yapım ve yıkım halinde olmasıyla beraber, sanıldığı gibi cansız bir doku yapısını taşımaz. Dış etkenlerden yüksek derecede etkilenen özelliğe sahiptir. İnsanın yaşamsal açıdan en önemli parçaları arasında yer alan kemikler her zaman korunmalıdırlar. Dokulara zarar gelmeye başladığında hareketlerde kısıtlanma ve tamamen hareket edememeye kadar uzanan çok yönlü sorunların görülebilmesi söz konusu olur. Cushing hastalığı komplikasyonlarından birisi de kemik kaybıdır. Kortizol seviyesinin yükselmesi protein kaybının yaşanmasına yol açtığından dolayı, bireyler açısından önemli bir sağlık sorunu baş gösterir. Kemiklerin erimeye başlamasıyla kendisini gösteren kemik kaybı, belirli bir süreden sonra kemiklerde kütle kaybının yaşanabilmesine zemin hazırlar. Hafif şekilde başlayan bir komplikasyon olmasıyla beraber şiddetini artırarak ilerleme gösterir. Yaşanan kemik kaybı, vücudun belirli noktasında bulunan kemikleri değil hemen her kemiği kapsadığından dolayı çok daha zayıf, ince ve kırılgan yapıda olurlar. Cushing hastalığına bağlı olarak gelişen kemik kaybının yapılan testler sonucunda kesin olarak tanısının konulabilmesi mümkündür.
Hipertansiyon
Pek çok farklı nedene bağlı olarak oluşabilecek bir sağlık sorunu olan hipertansiyon, Cushing hastalığından dolayı da sıklıkla görülür. Damarlar içerisinde yer alan kanın yüksek basınç ile beraber, damarlara çarpması sonucu hipertansiyon oluşmaktadır. Uzun süreli olarak kanın damar duvarına etki etmesi nedeniyle damar iç yüzeyinde belirgin seviyede hasar oluşması söz konusudur. Yüksek tansiyonu oluşması, organlar için besleyici görevi gören damarlarda olumsuz sonuçlara neden olur. Genişleme, tıkanma ya da yırtılma durumları damarlarda en çok görülen istenmeyen durumlar olarak ön plana çıkar. Hipertansiyon, organların normal şekilde devam eden kan akış dengelerini bozar. Yeteri kadar kan gitmeyen organlarda organ yetmezliğinin yaşandığı görülür. Cushing hastalığı komplikasyonu olarak ortaya çıktığı durumlarda, kendini belli etmeden oluşum gösterebilen bir sağlık sorunu şeklinde ilerler. Kalp, damar, beyin ve iç organlara verebileceği hasar nedeniyle son derece etkili bir sorundur. Kan dolaşımı için gerekli olan basınçtan fazlasının var olması şeklinde tanımlanan yüksek tansiyon, büyük ve küçük tansiyonun normalden fazla olması durumunda ortaya çıkar.
Kas Kütlesi Kaybı
Kas kütlesi, bireysel açıdan sağlıklı yaşamı sağlayan en önemli unsurların başında gelir. Yapılan her hareket kaslarla alakalı olduğundan dolayı kasların kütlesinin uygulanan güce bağlı olarak taşıdığı önem bir hayli yüksek olur. Kasların kütlesinde kayıp yaşanması durumunda, normal kas hacmi yerini daha az kasa bırakır. Cushing hastalığı komplikasyonları arasında kas kütlesi kaybının bulunuyor olması, kasların normal yapılarını kaybederek yıkıma geçtiğini tanımlayan bir durumdur. Her bireyde belirli seviyede kas kütlesi bulunuyor olmasıyla beraber, hastalık yaşandığında herhangi bir ekstra olumsuz etken yaşanmadan kaslarda kayıpların ortaya çıkabilmesi sonucunun ön plana çıktığı görülür. Sürekli olan devam eden kayıplar neticesinde bir süre sonunda kasların yeteri kadar güç üretememeye başladığının ortaya çıkabilmesi muhtemel durumlardan birisi olur. Yaşanan kayıplar, kendini güçsüzlük ve halsizlik gibi sonuçlarla belli eder. Kas kütlesinin her zaman belirli bir seviyede kalması gerekliliği bulunurken kütle kaybı istenmeyen bir durum olur. Hastanın kontrolü dışında ani şekilde başlayan yıkımlara dayanan kas kütlesi kaybı belirgin seviyede yaşanır.
Tip 2 Diyabet
Tip 2 diyabet, kan şekerinin normalden daha yüksek olmasına yol açan bir sağlık sorunudur. Cushing hastalığı dolayısıyla tip 2 diyabetin oluşumuna zemin hazırlanmasının mümkün olmasıyla beraber oldukça sinsi şekilde ilerleyen diyabet tipi olarak tanımlanır. Farklı evreleri bulunur. Her hasta bireyde oluşabilecek bir komplikasyon olmamakla beraber, özellikle genetik açıdan yatkınlığı bulunan bireylerin yaşayabilecekleri bir durum olur. Hastalığa bağlı olarak tip 2 diyabet komplikasyonunun oluşumuyla beraber son derece olumsuz sonuçları görülebilir. Vücudun ürettiği insüline tepki verilmemesiyle belirginlik kazanan bir hastalık durumudur. Etkileri bakımından tip 1 diyabetle farklılık gösterir.
Cushing Sendromu Tedavi Türleri
Cushing hastalığı için uygulanabilecek farklı tipte tedavi türleri bulunur. Tedavisinin kalıcı olarak gerçekleştirilebileceği bir hastalık olmasıyla beraber, özellikle erken teşhisin tedaviye yanıt verme konusunda sağladığı önem yüksek seviyededir. Öncelikli olarak hastalığa sebebiyet veren durumun ne olduğunun tespit edilebilmesi için gerekli olan testlerin yapılmasının büyük önemi bulunur. Farklı tipte tedavi uygulamalarının modern tıp teknolojisi ve tekniklerinin kullanılarak uygulanabilir durumda olması, geçmiş yıllara göre hastalar için daha iyi sonuçların alınabilmesinde etkili olur. Yapılan araştırmalar sonucunda hastalığın ortaya çıkmasının nedeni kesin olarak tespit edildiğinde tedavi türünün seçimi gerçekleştirilir. Uzman doktor tarafından yapılacak olan değerlendirmenin esas alınıyor olması, etkili sonuçların alınabilmesini sağlar. Her seçenek kendi içerisinde özel yönteme dayalı olarak gerçekleştiriliyor olduğu gibi aynı zamanda tamamen hastaya özel olarak şekillendirilir. Yapılacak müdahaleler sayesinde hayat standartlarının yükseltilerek, Cushing hastalığının tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik olarak işlemin gerçekleştirilmesi hedef alınır. Tedavi türlerinin başarılı şekilde uygulanması ve hastaların da tedaviye cevap vermeleri sayesinde, hastalığın kalıcı olarak iyileştirilebildiği görülür. Nadiren yaşanan hastalıklar arasında yer alıyor olmasıyla beraber tedavisinin gerçekleştirilebilir olması, büyük öneme sahiptir. Bazı hastalar özelinde ilk olarak tercih edilen tedavi türünün başarılı olmaması durumunda, diğer tedavi türlerine başvurularak hastaya müdahale edilebilmesi söz konusu olur. Yapılan müdahaleler sonrasındaki hasta iyileşme süreci doktor gözetiminde gerçekleştirilir ve Cushing hastalığı tedavisi için alınan sonuçlar değerlendirilir. Hastalarda iyileşmenin başlaması durumunda ekstra tedavi uygulamasına başvurulması söz konusu olmaz.
Ameliyat
Ameliyat, Cushing hastalarında en sık başvurulan tedavi yöntemleri arasında yer alır. Hipofiz adenomuna yönelik olarak müdahalenin gerçekleştiriliyor olmasıyla beraber ameliyat genellikle başarılı sonuç veren bir tedavi türü olarak tanımlanır. Gerçekleştirilen müdahaleyle birlikte tümörün çıkarılarak, kortizol hormonunun salgılanma oranını normale indirmeye yönelik olarak uygulama gerçekleştiriliyor olması ön plana çıkar. Cushing hastalığının temelini oluşturan normalden fazla kortizolun sağlanması, hipofiz adenomu ile alakalı olduğundan dolayı ameliyatla birlikte bu noktaya oldukça ince müdahalelerde bulunularak kortizol seviyesinin normale dönmesi hedef alınacak şekilde ameliyat gerçekleştirilir. Genel anestezi altında uygulanan bir tedavi türü olmasıyla beraber, hastaların ameliyat sonrasında gözlemlenerek sağlık gelişimlerinin ve kortizol salgılama durumlarının kontrol edilmesi sağlanır.
Radyasyon Tedavisi
Cushing hastalarına yönelik olarak Cerrahi müdahalenin gerçekleştirilmesiyle birlikte tümörün çıkarılamaması durumunda, genellikle radyasyon tedavisine başvurulur. Aynı zamanda ameliyata uygun olmayan hastalarda da radyasyon tedavisinin uygulanması gerekir. Seanslar öncesinde bireysel olarak testlerin yapılmasıyla birlikte, radyasyon tedavisinin başlatılabilmesi mümkündür. Belirli periyot aralıklarında gerçekleştirilen bir tedavi türü olmasıyla beraber 6 haftalık sürelerde düşük dozlarda radyofrekans uygulamaları gerçekleştirilir. Stereotaktik radyocerrahi veya gamma knife radyocerrahi tekniklerinin uygulanmasıyla Cushing hastalığı için radyasyon tedavisi başlatılır. Stereotaktik Radyocerrahi: Hastalık tedavisinde uygulanabilecek en etkili radyasyon tedavisi yöntemlerinden birisi olmasıyla beraber, hedefin kesin olarak tanımlanmış noktasına dışarıdan radyasyon verilmesi esasına dayanır. Cerrahi girişim bulunmuyor olmasıyla beraber, sadece adında cerrahi nitelemesi bulunan bir tedavidir. Hedeflenen dokuda hücrelerin öldürülmesi esasına dayanarak uygulamanın gerçekleştirildiği bir radyasyon tedavisi olarak önem kazanır. Gamma Knife Radyocerrahi: Tümörlerin yok edilebilmesinde aktif olarak kullanılan modern bir tedavi olmasıyla beraber ışınların bir bıçak şeklinde kullanılabilmesi olanağını sunar. Gamma Knife radyocerrahi gelişmiş bir yöntem olarak ön plana çıkıyor olmasıyla beraber, Cushing hastalığına yönelik olarak önde gelen radyasyon tedavisi tekniklerinden birisidir. Etkisinin yüksek olması dolayısıyla hastalarda iyileşmeyi sağlayabilecek özel zemini hazırlar. Gamma Knife radyo cerrahinin her aşamasında tamamen hastalığın temeli hedef alındığından dolayı, sorunun kökten çözülebilmesine yönelik olarak uygulama gerçekleştirilir.
Kortizol Üretimini Baskılayan İlaçlar
İlaçlı tedavi, Cushing hastalığı yaşayan bireyler için önemli alternatiflerden birisi olarak ön plana çıkar. Vücudun ürettiği kortizol seviyesi normal değerlerin üzerinde olduğundan dolayı yaşanan bir hastalık olması nedeniyle kortizolun azaltılabilmesine yönelik olarak üretimi baskılayan ilaçların kullanılması yüksek derecede öneme sahiptir. Kortizolun azaltılmasına yönelik olarak ilaçlı tedavide belirli ilaçların kullanılması için dozlar uzman doktor tarafından oluşturulur. Metopirone, Nizoral ve Lysodren gibi kortizol üretimini baskılayıcı özellikte tasarlanan ilaçların kullanılmasıyla beraber etkili sonuçların alındığının görülebilmesi söz konusu olur. Etken içerikleri bakımından, hastalık yaşayan bireylerde normalin üzerine çıkan değeri baskılayarak vücut için yeteri kadar kortizol üretilmesi hedefine sahip olan ilaçların kullanım süresi hastaların iyileşme durumlarına göre şekillendirilir. Kullanım başlandıktan sonra hastalarda istenen sonuçların görülüp görülmediğine yönelik olarak düzenli doktor kontrolünün gerçekleştirilmesi gerekliliği bulunur. Yapılan kontrollerde vücutta istenen değişimlerin yaşandığının görülmesi durumunda, ilaçlı tedavinin devam ettirilerek iyileşme sürecinin yürütülebilmesi mümkündür. Özellikle erken teşhis konulan hastalar ilaçlı tedaviye cevap verme oranları yüksek hastalardır.
Böbrek Üstü Bezlerinin Alınması
Böbrek üstü bezleri, iki böbreğin de üst kısmında konumlanmış olan küçük organlardır. Hormon üretiminde görev alıyor olmalarıyla birlikte, Cushing hastalığı tedavisi için alınmaları gerekliliği görülebilir. Kortizol hormonunun üretiminde de etkili olduklarından dolayı böbrek üstü bezlerin alınması en son tercih edilen yöntem olarak tercih edilirler. Hastalığın ilerleyişini sürdürmesi durumunda böbrek üstü bezlerinin alınmasına zemin hazırlayan durumun oluşması söz konusu olur. Sağlıklı bir bireyde görevini yerine getirdiğinden çok daha farklı şekilde işleyişini sürdürüyor olması nedeniyle böbrek üstü bezlerinin alınması gerekliliği doğar. Cushing hastalarının diğer tedavi yöntemlerine cevap vermemesi durumunda son yöntem olarak tercih edilen böbrek üstü bezlerinin alınmasında cerrahi girişim uygulanır. Böbreğin üst kısmında yer alan her iki bezin de kontrollü şekilde çıkarılması yöntemine dayalı olarak operasyonun gerçekleştirilmesinin ardından kortizol hormonu üretiminde karşılaşılan sorunun tamamen ortadan kaldırılması sağlanır. Böbrek üstü bezlerinin alınmasının ardından Cushing hastalığının tamamen ortadan kaldırılabilmesi söz konusu olur.
Cushing Sendromu Tedavi Öncesi
Tedavinin önem taşıdığı kadar tedavi öncesi aşaması da yüksek derece öneme sahiptir. Her hasta özelinde değerlendirmenin yapıldığı bir zaman dilimi olmasıyla beraber, gerekli olan testlerin yapılması ve aynı zamanda hastaların ne durumda olduklarının belirlenmesi sağlanır. Cushing hastalığı tedavi öncesi döneminde özel olarak gerçekleştirilen uygulamalarla beraber gerçekleştirilecek olan tedavi planlamasının başarılı şekilde yapılabilmesi olasılığı bulunur. Tedaviye başlamanın öncesindeki her adımın dikkatli şekilde yürütülmesiyle birlikte hasta için en iyi sonuçları verecek olan tedavi yönteminin seçilmesi sağlanır. Hastalığın oluşum sebebinin farklılık gösterdiği gibi aynı zamanda hastalığın beraberinde getirdiği komplikasyonlar da farklı olur. Hangi seviyede olduğunun tespit edilebilmesine olanak sağlayan tedavi öncesi sürecinde hastanın genel sağlık durumunun da değerlendirilmesine yönelik olarak uygulamalar yapılır.
24 saatlik idrarda Serbest Kortizol Düzeyi
Testin amacı, idrarda atılan serbest kortizol miktarının ölçülmesidir. 24 saatlik idrara bakılmasıyla beraber tespit gerçekleştirilebilmesi mümkündür. Böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormon olan kortizol, gün içerisinde artış gösterebileceği gibi azalış da gösterebilir. Sabah 6 ve 8 arası, en yüksek olduğu zaman olarak tespit edilmiştir. Gece yarısında da tam tersi olarak en düşük olduğu zamandır. 24 saat boyunca idrarda atılan kortizol miktarı laboratuvar ortamında yapılan testle ölçülür. Cushing hastalığında normal değerinin çok üzerinde seyrediyor olmasıyla beraber, tedavi öncesinde net olarak tanının konulabilmesine yönelik olarak bilgi verir. Yetişkin bireylerde normal düzeyinin 10-100 mcg/24h olarak belirlenmiş olmasıyla birlikte, bu rakamların üzerine çıkıldığı tespit edildiğinde Cushing teşhisi yapılır. Hastalığın hafif düzeyde yaşanıyor olduğu durumlarda, normal seviyeye yakın değerlerin görülebilmesi olasılığı söz konusudur. En doğru şekilde test değerlerinin ölçülebilmesi adına belirli aralıklarda 2-3 kez yapılması başarılı sonuç veren en önemli noktaların başında gelen faktör olarak tanımlanır.
Deksametazon Baskılama Testi
Deksametazon baskılama testiyle hedef alınan durum, kortizol hormonunun baskılanıp baskılanamayacağıdır. Test aşamasında dışarıdan deksametazon verilmesi yöntemine dayalı olarak işlemin yapılması söz konusudur. Sentetik bir kortizol olmasıyla beraber, verilen deksametazonla vücut tarafından salgılanan değerlerin düşmesi beklenir. Hastanın normal durumda olduğunun anlaşılabilmesine yönelik olarak yapılan bir test olmasıyla beraber, dışarıdan verilen sentetik kortizol sayesinde mutlaka baskılama durumu oluşması gerekliliği söz konusudur. Baskılanamadığı görüldüğünde, tümörün aşırı miktarda kortizol salgıladığı tespit edilir. Deksametazon baskılama testinin oluşturacağı sonuçlara göre, hastalığın aşamasının tespit edilebileceği gibi aynı zamanda tedavi uygulamasının da ne olacağına karar verilmesi için önemli veriler sağlanabilmesi mümkündür.
Gece Yarısı Tükürük Kortizol Seviyesi Ölçümü
Normal şartlar altında gece yarısı <0.11-0.15 ug/dl olması gereken tükürük kortizol seviyesinin >0.25 ug/dl olarak tespit edilmesi Cushing tanısının konulabilmesinde doğrudan etkili olur. Gece yarısı tükürük kortizol seviyesinin ölçümünün gerçekleştirilmesi, net şekilde tanı konulabilmesine doğrudan etki ediyor olmasıyla birlikte sıklıkla tercih edilen yöntemlerden birisi olarak ön plana çıkar. Tükürük değerlerinin normal değerlerin üzerinde tespit edilmesi durumunda, diğer testlerden alınan verilerin de göz önünde bulundurulması Cushing hastalığının teşhisinin konulabilmesine direkt olarak etki eden önemli sonuçları ortaya çıkarır. Gece yarısında salgılanan tükürükte bulunan kortizol seviyesinin ölçülebilmesi oldukça önemli bir veridir. Evde alınabilen örneğin değerlendirilmesiyle laboratuvar ortamında özel olarak gerçekleştirilir. Kontrolünün özel olarak uzmanlar tarafından sağlanmasıyla gece yarısı tükürüğünün kortizol seviyesinin ne durumda olduğu net şekilde görülür.
Cushing Sendromu Tedavisi Sonrası
Cushing hastalığının tedavisi için tercih edilen yöntemlerin her biri, birbirinden ayrılan özel yapıda olmalarıyla birlikte tedaviden sonra hastaların dikkat etmesi gereken ön plana çıkan bazı noktalar bulunur. Hastalığın tamamen iyileşmesini sağlama amacıyla gerçekleştirilen tedavilerin etkilerinin artırılmasına yönelik olarak doktor ve hasta arasında yapılan görüşmelerle beraber, belirlenen özel noktalara her zaman dikkat edilmesi önem arz eder. Tedavi sonrası dönemde her hastanın kesinlikle eksiksiz olarak uygulaması gereken noktalar mevcuttur. Başarılı bir tedavi sürecinin yürütülebilmesine yönelik olarak, tedavi aşamasının önemi kadar yüksek öneme sahip olan tedavi sonrası dönemde iyileşmenin sorunsuz şekilde gerçekleştirilebilmesinde hastaların dikkatli olmaları fark yaratır.
Tedavi Sonrası Beslenme
Cushing hastalığının tedavisinin sonrasında en çok önem verilmesi gerekenlerin başında beslenme gelir. Her bireyin sağlıklı beslenme ihtiyacı hayatın daha sağlıklı şartlarda yaşanabilmesi olanağını beraberinde getirdiği gibi özellikle hastalık için tedavi uygulamalarının gerçekleştirilmesinin ardından beslenme programının özel olarak oluşturulması önem kazanır. Diyet uygulamasına başvurulması sayesinde hastaların sağlık standartlarının tedaviden sonraki dönemde yükseliş gösterdiğinin rapor ediliyor olması en önemli detaylar arasında baş sırada bulunur. Özel olarak diyet programının hazırlanması, uzman diyetisyen kontrolüyle gerçekleştirilebilir. Her hastanın beslenmede uyması gereken temel kurallar bulunuyor olduğu gibi özel programın oluşturulması daha doğru şekilde beslenmenin gerçekleştirilebilmesinde fark yaratan özel detaylardan biri olur. Pek çok farklı komplikasyon Cushing hastalığı nedeniyle yaşanabilme riski bulunduğundan dolayı, tedaviden sonraki dönemde beslenmenin iyi olması önem taşır. Vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve minerallerin doğru beslenmeyle alınması çok daha iyi hissedebilmeyi de beraberinde getirir.
Beslenmede ilk olarak dikkat edilmesi gereken temel kriterlerin başında tuz içeriğinin azaltılmış olan program uygulanması gerekir. Tedavinin ardından vücutta su tutan tuz kullanımından uzak durulması en önemli alışkanlıklardan birisi olur. Kalsiyum değeri yüksek besinlerin tercih edilmesi, sağladığı fayda açısından ve kemiklere pozitif anlamda destek vermesi açısından çok önemlidir. Faydaları oldukça fazla olan kalsiyum içerikli beslenme ürünlerinin, Cushing hastalığı sonrasında beslenmede sıklıkla tercih edilmesi iyileşme açısından fark sağlar. Sağlıklı beslenme için yağsız et ürünleri, sebzeler, taze meyveler ve tahıllar en önemli yardımcılar olur. Hazır gıdalar, yüksek sodyum içeriğine sahip gıdalar, kurut etler ve gazlı içecekler yanlış beslenme alışkanlıkları içerisinde değerlendirilirler. Doğru beslenme alışkanlığını kazanarak tedaviden sonra düzenli olarak devam ettirmek vücuda pozitif anlamda sağlayacağı katkıyla beraber tedavi sonuçlarının başarılı bir şekilde görülmesinde de rol oynar.
Tedavi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Cushing hastalığına sahip olan bireylerde tedavinin gerçekleştirilmesinden sonraki periyot da oldukça önemlidir. Dikkat edilmesi gerekenlere önem verilmesi sayesinde yaşam standartları beklenen kaliteli seviyeye çıkarılabilir. İlk olarak sağlıklı bir beslenme düzeninin oluşturulmasıyla beraber, beslenmeye eşlik edecek şekilde diğer farklı dikkat edilmesi gereken noktaların da bulunduğu görülür. Her açıdan pozitif sonuçların alınabilmesine yönelik olarak dikkat edilmesi gereken detayların ön planda tutulması gerekir. Egzersiz: Hareketli bir yaşama sahip olmak, hem kortizol düzeyinin dengeli kalması için uyarıcı hem de vücuda farklı açılardan katkı sağlar. Tedavinin gerçekleştirilmesinin ardından kademeli olarak spor programlarına uyulması sayesinde çok daha iyi hissedebilmeniz mümkün olacağı gibi, sağlık seviyenizi de aktif olarak koruyabilme olanağınız bulunur. Stressiz Yaşam: Stres hormonu olan kortizol hormonunun salgılanmasında yaşam şartları yüksek derecede öneme sahiptir. Özellikle iş veya günlük hayatında yoğun stresle karşı karşıya kalanların, tedavi sonrasında stres seviyelerini çok yüksek seviyeye çıkmayacak şekilde hayatlarında yeni düzenlemelere gitmeleri önemlidir. Sürekli olarak yoğun strese sahip olmak beraberinde iyileşme aşamasında olumsuz sonuçları getirebileceğinden dolayı, her zaman olumsuz sonuçları da oluşturabildiğinin görülebilmesi olasılığı bulunur. Doktor Kontrolleri: Düzenli olarak belirli periyot aralıklarında doktor kontrollerinin aksatılmadan gerçekleştirilmesi gerekir. Tedaviden sonraki zaman diliminde hastaların durumlarının gözden geçirilerek hastalığın iyileşip iyileşmediğine yönelik olarak gözlemlerin yapılması en önemli noktaların başında gelir. Doktor kontrollerinin gerçekleştirilmesiyle beraber, tedavi sonrası dönem için gerekli olan kontrollerin sağlanabilmesi mümkün olur.
Sık Sorulan Sorular
Tüm hastalıklarda olduğu gibi Cushing hastalığı özelinde de sıklıkla sorulan sorular mevcuttur. Akıllara takılan tüm soruların doğru cevaplarını bulabileceğiniz gibi edinmek istediğiniz bilgilere de sahip olabilirsiniz. Sık sorulan sorular, Cushing hastalığına dair tüm ayrıntıları içerir.
Cushing Hastalığı Kaçıncı Evrede Ameliyat Edilir?
Hastalığın ameliyat edilebilmesi için öncelikli olarak kabul edilen tedavi yöntemlerinin uygulanması ve sonuç alınamaması ön plandadır. Ancak bu durumun yanı sıra Cushing hastalığının ileri seviyede görüldüğü durumlarda direkt olarak ameliyata başvurulması söz konusu olur. Doktora yapılan başvuruda erken teşhis durumu yoksa ve tümörün olduğu tespit edilmişse ameliyat yöntemi direkt olarak tercih edilir. Kaçıncı evrede ameliyatın gerçekleştiğini merak edenler için, ilerli evrede olmasının ameliyat gerekliliğini ortaya çıkardığının söylenebilmesi mümkündür. İlk evrede olan Cushing hastalığı için nadiren ameliyat durumunun zorunlu olarak planlanır. Genel olarak ilk evreyi geçmiş olan Cushing hastalarına operasyonla müdahale edilerek ilgili bölgeye yönelik olarak işlem yapılır.
Cushing Ameliyatı Riskli mi?
Modern tıp teknolojilerinin gelişmiş olmasıyla birlikte günümüzde Cushing ameliyatı için riskler en aza indirgenmiştir. Hastaların öncelikli olarak kontrollerinin gerçekleştiriliyor olmasıyla beraber risk grubunda değerlendirilmeyenler için ameliyatın gerçekleştirilmesi söz konusu olur. Ameliyatın riskli olup olmadığının belirlenebilmesine yönelik olarak gerçekleştirilen işlemlerle birlikte doğru sonuçların görülebilmesi kolaylaşır. Hastaların çoğunluğu için uygun olarak kabul edilen tedavi yöntemi olarak ameliyatın tercih edilmesi bazı bireyler için risk arz ettiğinden dolayı alternatif yöntemlerin kullanılması gerekliliğini sağlar. Cushing ameliyatı, genel hatlarıyla değerlendirildiğinde risk oluşturmayan bir ameliyat olarak görülüyor olduğu gibi ameliyat için uygun olan hastalarda alınan sonuçların da başarı oranlarının yüksek olduğunun görülebilmesi mümkündür. Gelişmiş ameliyat tekniklerinin uygulanarak ameliyatın tamamlanıyor olmasıyla beraber her zaman başarı oranının da yüksek kabul edilmesi önemli detaylardan birisi olur. Ameliyat için risk arz eden faktörlerin günümüzde minimuma indirgenmiş olması sayesinde alınan sonuçların başarı oranının yükselmesi istatistiklere yansımıştır. Hastalar için gerekli hazırlıkların yapılmasının ardından risk seviyesi en az seviyede ameliyatlar hastane ortamında gerçekleştirilir.
Cushing Hastalığı Ölümcül Risk Taşır mı?
Cushing hastalığı, ortaya çıktığı dönemde tek başına değil çeşitli komplikasyonlarla birlikte görülür. Kortizol seviyesinin yüksek seviyeye ulaşması vücudun pek çok farklı noktasına etki ettiği gibi aynı zamanda zararlı sonuçların oluşumuna zemin hazırlayıcı temel faktörlerden birisi olur. İlk evrede ölümcül bir riske sahip olmamasıyla beraber hafif şiddetli olarak değerlendirilir. Tedavi edilmediğinde ilerleme gösteren bir hastalık olması sebebiyle orta şiddetli ve şiddetli olarak yaşandığı evrelerinde gösterdiği etkiler yükseldiğinde dolayı ölüm riskini beraberinde getirir. Her hasta için erken teşhis edilerek tedavisinin başlatılması bu noktada yüksek derecede öneme sahip olur. Ölümcül risk taşıyan hastalıklar grubunda değerlendiriliyor olmasıyla beraber, tedavisine başlanmadığı durumda öncelikle komplikasyonlarının ilerleme gösterdiği görülür ve sonrasında da ölümle sonuçlanacak şekilde sonuçların yaşanabilmesine sebebiyet verebilir. Ölümcül risk taşımasının öncesinde teşhisin konulmasının ardından tedaviye en kısa süre içerisinde başlanması gerekir. Bazı hastalar, belirtilerinin belirginleştiği zamana kadar bekleyerek ardından doktora başvururlar. Bu yanlıştır. Genellikle birkaç belirtisinin aynı anda görülüyor olması sebebiyle, ilk kez hastalıkla alakalı belirtilerin ortaya çıktığı zaman diliminde ölümcül risk oluşturmadan doktora başvurulması oluşabilecek olumsuz sonuçların önüne geçebilmede etkili olur.
Cushing Hastalığında Kullanılan Radyasyon Tedavisi Yeterli midir?
Hastalığın tedavi edilebilmesi için aktif olarak uygulanan yöntemler arasında radyasyon da bulunur. Cushing hastalığına yönelik olarak farklı tekniklerle uygulanabilir olarak kabul edilen radyasyon tedavisi, belirli periyot aralıklarında gerçekleştirilir. Radyasyon tedavisi bazı hastalar için yeterli olmasıyla beraber tümörün tamamen ortadan kaldırılabilmesinde etkili olur. Ameliyat uygun görülmeyen adaylar için de tercih edilebilir. Radyasyon tedavisi genel olarak ilk başvurulan yöntemlerden birisi olmasa da, sahip olduğu etkisiyle beraber hastalığın tedavi edilebilmesinde günümüzde oldukça etkilidir. Cushing hastalığı için kullanılan radyasyon tedavisinin genellikle tek tedavi olarak yeterli olduğu görülür. Ancak bazı hastalar radyasyon tedavisine karşı yanıt vermeyebilirler. Özellikle hastalığı ileri evreye ulaşmış olan bireylerde radyasyon tedavisiyle net olarak başarılı sonuç alınamadığının görülebilme riski nadir olsa da ortaya çıkabilir olduğundan dolayı, başarılı olmaması durumunda böbrek üstü bezlerin alınması son tedavi yöntemi olarak tercih edilir.
Cushing Hastalığı Tedavi Sonrası Tekrar Eder mi?
Cushing hastalığının tedavisinin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesiyle beraber hastalığa sebebiyet veren duruma yönelik olarak da çözüm gerçekleştirilmiş olur. Dolayısıyla hastalığın tedavi sonrasında tekrar edebilmesi söz konusu olmaz. Hastalık tekrar edemez olarak kabul edildiği gibi dikkat edilmesi gereken noktaların tamamına önem verilmelidir. Aksi takdirde Cushing hastalığının tedavi edilmesinin ardından uyum ve iyileşme sürecinin daha uzun sürebilmesi olasılığı ön plana çıkar.
Cushing Hastalığı Bulaşıcı mıdır?
Hayır, bulaşıcı değildir. Hastalık tamamen bireysel açıdan kortizol seviyesinin normalin dışına çıkmasıyla görülüyor olması temeline dayandığından dolayı bulaşabilmesi mümkün olmaz. Cushing hastalığının bulaşıcı olmamasının yanı sıra görülen belirtilerin de bulaşıcılık etkisi olmaz. Genel itibariyle bulaşıcı olarak değerlendirilebilecek hastalıklar, enfeksiyon ve virüsle ilerleme gösteren hastalıklar olarak tanımlanırlar. Cushing’de buna benzer bir durumun görülmemesi dolayısıyla bulaşıcı kategorisinde değerlendirilmez.
Cushing Hastalığı Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Her hastalık, tedavi edilmediği durumda daha ileri evreye geçerek çeşitli olumsuz sonuçlar doğurur. Cushing hastalığı da tedavi edilmediği durumda ilerleyen evrelere ulaşabilme riskini taşır. Her hastada belirli bir seviyeden başlayarak devam eden hastalık olarak değerlendirilebilir olması nedeniyle, tedavisinin gerçekleştirilmemesi durumunda kademeli olarak artış gösteren sorunların gözlenebilmesi muhtemeldir. Cushing, belirtileriyle birlikte fark edilebilir bir hastalık türüdür. Belirtilerin görülmeye başladığı süre içerisinde tedavi başlatılmazsa ilk olarak belirtilerin daha belirgin hale gelir. Fiziksel görünümde değişiklikler yaşanabilmesinin görülebileceği gibi aynı zamanda vücudun içerisinde de belli başlı değişimler oluşur. Cushing hastalığı, komplikasyonları da beraberinde getirdiğinden dolayı tedavi edilmemesi durumunda sağlıkta genel anlamda bozulmalar yaşanır. Kas kütlesi kaybı, kemik kaybı, obezite, tansiyon yüksekliği ve benzeri sağlık sorunları ilerler. Hastalığın tedavi edilememesi durumunda vücudun pek çok organının da etkileniyor olmasıyla beraber ölüme kadar uzanan sonuçların görülebilmesi ihtimaline zemin hazırlanır. Hastalığın ilk aşamada tedavi edilmesi, tedavi edilmediğinde karşı karşıya kalınacak olan sorunların tamamı için engelleyici olduğu gibi sağlık durumunun normale dönebilmesine de doğrudan katkı sağlar.
Cushing Hastalığında Kilo Vermek Tedavi de Etkili midir?
Cushing hastalığı, ani olarak kilo artışının görülebilmesi sorununu ortaya çıkarabilecek bir hastalık olarak tanımlanır. Hastalıkta beslenme düzenini oluşturmak son derece önemli olduğu gibi daha sağlıklı şartlarda tedavinin gerçekleştirilebilmesinde etkili olur. Cushing hastalığının tedavi aşaması doktor tarafından özel planlamayla gerçekleştirilir. Tedavide sağlıklı beslenme standartlarının belirlenmesi söz konusudur. Uzman doktor eşliğinde veya diyetisyenle birlikte hazırlanacak beslenme programıyla beraber kilo verilmesi sağlanabilir. Cushing hastalığıyla beraber ani şekilde artış gösteren kilolardan kurtulabilmek, sağlık bireylerde olduğu kadar kolay olmaz. Ancak tedavinin doğru beslenmeyle beraber yürütülmesi, belirtilerin ilerlemesini engelleyecek önemli noktalar arasında bulunur.
Cushing Hastalığı ve Cushing Sendromu Arasındaki Farklar Nelerdir?
Cushing hastalığı hipofizde kaynaklanan bezden kaynaklı olarak görülürken Cushing sendromu vücutta kortizol hormonu üretiminin böbrek üstü bezlerde artış gösterdiğini niteler. İki durumda da görülen belirtiler aynı şekilde ilerlediği gibi aynı zamanda ölümcül sonuçların oluşabilmesi olasılığı doğar. Tedaviye yaklaşımda öncelik olarak uygulama yönteminin farklılaştığı görülür. Cushing hastalığı ve sendromu, temel olarak aynı sağlık sorununu belirten bir durum olarak adlandırılır.
Cushing Sendromu Kimlerde Görülür?
Cushing sendromu hem erkeklerde hem de kadınlarda görülebilecek ortak bir durumdur. Genel itibariyle görülme yaşı için alt sınır 20 olmakla beraber üst sınır da 40 olarak rapor edilmiştir. Erişkin bireylerde görülebilecek sağlık sorunları arasında bulunuyor olmasıyla birlikte, görülme sıklığı 1 milyonda 10 kişidir. Tarama testlerinin gerçekleştirilmesi, Cushing sendromunun popüler olarak görülen durumlardan ayrılabilmesinde etkili olur. Görülme sıklığı nadir sendromlar arasında yer alır. Tüm dünya çapında yaşanabilmesi muhtemeldir. Çoğunlukla genetik olarak görülmez. Bazı hastaların bir veya birden fazla bezde tümör oluşturma yatkınlığına sahip olması Cushing sendromunun yaşanabilmesine yol açabilir.
Cushing Sendromu Risk Faktörleri Nelerdir?
Sendromun gelişim gösterebilme olasılığını artıran risk faktörlerinin her biri farklı kategorilerde sınıflandırılır. Belirginlik kazanarak ilerleyiş gösteren risk faktörleri, sağlık açısından olumsuz etkilerini yüksek derecede yaşatabilen durumlar konumunda bulunur. Obezite, kan şekeri bozuklukları ve tip 2 diyabet Cushing sendromunun risk faktörleri olarak sıralanırlar.
Hipofizdeki Tümörün Boyutu Ameliyatta Belirleyici midir?
Cushing hastalığında hipofizde bulunan tümörün boyutu ameliyat için belirleyici bir etmen olarak değerlendirilmez. İyi huylu tümörler olarak tanımlanıyor olmaları nedeniyle ameliyat için belirleyici temel unsur hastalığın hangi evrede olduğu ve bununla birlikte hastaların uygunluk durumudur. Hipofizdeki tümörün boyutu daha çok arka planda kalan belirleyici etmenler olarak değerlendirilir. Ameliyat olmak için genel sağlık durumu uygun durumda olan hastalara yönelik olarak yapılan testlerin ardından tümörün boyutuna yönelik inceleme sağlanır. Hipofizdeki tümörün alınarak hastalığın kalıcı olarak ortadan kaldırılmasına yönelik operasyonun gerçekleştirilmesi kapsamlı bir süreci kapsadığından dolayı her detayın en ince ayrıntılarına kadar gözden geçirilmesi gerekir. Hipofizdeki tümör boyutu genel anlamda ameliyat için belirleyici bir etken olmamakla beraber, hastaların genel durumları temel faktördür. Ameliyata uygunluk durumunu taşımayan hastaların tedavilerinin gerçekleştirilebilmelerine yönelik olarak diğer alternatiflere başvurulması tercih edilir.
Cushing Hastalığı Tedavi Süresi Nedir?
Hastalıklara göre tedavi sürelerinin farklılık gösteriyor oldukları en önemli detaylardan biri olur. Cushing hastalığı için tercih edilen tedavi yöntemlerinin hastadan hastaya farklılık kazanabiliyor olduğunun görülmüş olması aynı zamanda tedavi süreci için de belirleyicidir. Tedavi süresi uygulanan yönteme bağlı olarak değişkenlik gösterdiğinden dolayı, en sık sorulan sorular arasında bulunur. Her tedavi yönteminin kendisine özgün belirli bir süresi vardır. Tedavinin gerçekleştirilmesinin ardından tedavi sonrası dönem de uygulamaya göre değişken olur.
Ameliyatlı tedavinin gerçekleştirilmesi 2 saatlik süreyle devam eder. Hipofizdeki tümörün alınmasının ardından hastalar 3 saat yoğun bakımda tutulurlar. Hastanede kalış süresi 3 gün olarak belirlenir. Tedavi süresinin kısa olması ve iyileşmede alınan etkili sonuçlarla ameliyat Cushing hastalığı için sağlıklı sonuçları oluşturur.
Radyo cerrahi uygulamalarında tedavi süresi seanslar halinde dağılım gösterdiğinden dolayı uzun süreli olarak devam eder. 6 haftalık süreler içerisinde belirlenen tekniklerle tedavi gerçekleştirilir. Ortalama olarak 4-5 ay sürebilmesi muhtemeldir. İlaçlı tedavi, Cushing hastalığının tedavi yöntemleri arasında bulunur. Hastaların düzenli olarak ilaç tüketmeleri gerekliliğini oluşturan bir tedavi yöntemi olmasıyla beraber tedavinin süresi hastaların kontrollerinin gerçekleştirilmesine göre şekillenir. Böbrek üstü bezlerinin alınması son tedavi yöntemi olarak uygulanır. Laparoskopik yöntem cerrahi müdahalede kullanılan yöntem olur. Tedavinin süresi ortalama olarak 60-90 dakika arasıdır. Hastalar tedavinin ardından 2 gün hastanede kalırlar ve sonrasında taburcu edilirler.
Hangi tedavi yöntemi uygulanırsa uygulansın, tedavinin ardından iyileşme dönemi devam ettiğinden dolayı tedaviden sonraki kurallara uyulması önemlidir.
Cushing Sendromu Tedavisi Nasıldır?
Cusing sendromu sırasında kortizol seviyesi inanılmaz derecelerde artabilir. Amaç kortizol miktarının olağan seviyelere çekilmesidir ki bu da kortizol yükselmesine sebep olan faktörün ortadan kaldırılması ile yapılır. Yani kortizol kaynağına göre değişen tedaviler uygulanır:
- İlaçlara bağlı bir yükselme söz konusu ise ilaçlar bir süreliğine ya da tamamen kesilir.
- Tümör varlığı söz konusu ise cerrahi girişim, kemoterapi ya da radyoterapi uygulanabilir.
- Kortizolü baskılayan ilaçlar kullanılabilir.
- Böbrek bezleri tamamen alınabilir. Temel tedavi yöntemleri bunlardır. Ancak duruma göre değişik tedavi yöntemleri de uygulanabilir – denenebilir.