İshal Tedavisi
- Sık Sorulan Sorular
- İshal İçin Ne Zaman Doktora Başvurulmalı?
- İshale Neden Olan Yiyecekler Nelerdir?
- İshal Kimler İçin Tehlike Oluşturur?
- İshale İyi Gelen Besinler Nelerdir?
- İshali Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
- Kanlı İshal Neden Olur?
- İshal Tedavisi İçin Hangi Bölüme Gidilir?
- İshal Tedavisi Ne Kadar Sürer?
- İshal Tedavisi Nasıl Olur?
Tüketilen besinlerin vücudun işine yarayacak kısımlarının alınması sürecini sindirim sistemi kontrol eder. Sindirim sistemi, diğer tüm sistemlerle beraber çalışarak vücudun sağlıklı şekilde varlığını devam ettirmesini sağlamaktadır. Besinlerin vücuda alındığı ağız ile başlayan sindirim sistemi, dışkının atıldığı anüs ile son bulur. Tüm bu yol süresince ağızdan alınan besinler parçalanır, ayrıştırılır, dönüştürülür ve süzülür. Alınan besinlerden vücuda yararlı olabilecek her türlü madde kana karıştırılır. Sindirim sisteminin farklı bölgelerinde farklı maddelerin emilmesi söz konusudur.
Besinlerin içindeki yararlı maddeler nerede emilirse emilsin son işlem kalın bağırsak tarafından yapılır. Kalın bağırsak, sindirim sisteminin belki de en önemli elemanıdır. Hem besin içerisindeki yararlı maddelerin büyük bir bölümünü hem de sıvıyı emmek ile görevlidir. Dışkının bizim bildiğimiz formunu almasında büyük katkısı bulunmaktadır. Katı veya sıvı, tüketilen tüm besinler belirli miktarda enzim ve su ile karıştırılarak parçalanmakta;
devamında ise kıvamlı bir kütle şeklinde sindirim sistemi içinde ilerletilmektedir. Kalın bağırsağın boru şeklindeki formu sayesinde hizalanan kütle; suyundan ve yararlı maddelerinden kalın bağırsak boyunca ayrıştırıldıktan sonra dışkı adını alarak rektuma ulaşmaktadır.
Rektum kalın bağırsak tarafından gönderilen dışkıların depolandığı, esneme kabiliyetine sahip bir bölümdür. Vücut dışkıyı boşaltacak uygun fiziksel ve psikolojik ortamı buluncaya kadar dışkıyı depolamakla görevlidir. Vücudun sinir sistemi kaslara boşalma emrini ilettiğini rektum kasları kendini bırakarak anüs üzerinden dışkının atılmasını sağlamaktadır. Ağızdan başlayıp anüste biten yolculuk sonunda ortaya çıkan dışkının formu oldukça özeldir.
Vücudun faaliyetlerini devam ettirmesi için gereken suyun tamamı alınırken dışkının akışkanlığının sağlanması, geçtiği bölgelerde tahriş yaratmaması için bir miktar su içerisinde bırakılmaktadır. Bu süreç vücut tarafından otomatik olarak organize edilmektedir. Organize işlemini kalın bağırsaktaki yani kolondaki yararlı bakteriler yapmaktadır. Dışkının içerisindeki su miktarının ayarlanmasından sorumlu alanda meydana gelen sıkıntılardan dolayı suyun tamamen çekilmesi halinde kabızlık; suyun hiç çekilmemesi halinde ise ishal ortaya çıkmaktadır. Erişkin, ortalama ölçülere sahip, sağlıklı beslenme alışkanlığı olan bir bireyin vücuduna günlük besin yoluyla aldığı kütle miktarı üç litre iken; sağlıklı bir sindirim sistemi sayesinde dışarıya attığı madde miktarı çeyrek litredir. Yani alınan besinlerin çok büyük bir kısmı vücut tarafından kullanılmak için süzülmektedir. Dışarıya atılan dışkı formunun çok kuru olması, şekilsiz olması, dağılması, çok fazla sıvı içermesi gibi birçok durum sindirim sisteminin sağlıksız olarak çalıştığının işaretidir. İshal tedavisi de bu durumlarda bir tanesine çözüm bulmak amacıyla geliştirilen süreci ifade etmektedir.
İshal Tedavisi Hakkında
Doğumundan itibaren her insan dışkılar. Vücuda yararı olmayan hatta bazı durumlarda zararı olan maddelerin atılabilmesinin tek yolu dışkılamaktır. Dışkının günde kaç kere, hangi formda, hangi süreyle yapılacağı tamamen kişinin özelinde belirlenen bir durum olmakla beraber bu durumu etkileyen birçok faktör de bulunmaktadır. Kişinin yaşı, cinsiyeti, bedensel ölçüleri, beslenme alışkanlıkları, spor alışkanlıkları kriterlerden yalnızca birkaçıdır. Kişinin yaşadığı alan ile o an içerisinde bulunduğu psikoloji dahi dışkıyı ve dışkılama sürecini etkileyen faktörlerdendir. Tüm bu süreç sonucunda ortaya çıkan sürekli dışkılama alışkanlıklarına ise dışkı frekansı adı verilmektedir. Dışkı frekansı bir kişinin orta vade içerisindeki dışkı formunu, dışkı süresini ve günde kaç kere dışkılayacağını ifade eden bir terimdir.
Dışkı frekansının kısa vadede aşırı uçlarda değişim göstermesi olağan değildir. Örneğin günde bir kez dışkılayan bir insanın bir anda günde üç kez dışkılamaya başlaması beklenmez. Eğer böyle bir durum varsa ortada bir problem olduğu düşünülür. İshal de dışkılama frekansını bozan durumlar içerisinde yer alan oldukça tehlikeli olabildiği gibi bir o kadar da tehlikesiz olabilen durumlardandır.
İçerisinde katı parçacık barındırmayacak, gereğinden fazla ve sayıca çok olacak şekilde dışkılamak ishal olarak tanımlanmaktadır. Dünya üzerinde ishale yakalanma sıklığı oldukça fazladır. Bunun sebebi, ishale yol açan faktör sayısının oldukça fazla olmasıdır. Kimi faktörler ölümcül tehlikeler oluşturabilirken kimi faktörler basit bir tedavi ile ortadan kaldırılabilmektedir. İshalin asıl tehdit ettiği kesim çocuklar olduğundan ve ishalin yol açtığı ölümlerin neredeyse tamamı çocuklardan olduğundan dolayı, anne ve babaların çocuklarını korumak amacıyla ishale dair tüm detayları bilmesinde fayda vardır.
Dünya üzerindeki her üç insandan biri yıl içinde en az bir kere ishale yakalanmaktadır. Üç – dört gün süren bu süreç oldukça hafif atlatılmakta; ufak bir konfor kaybı ile süreç tamamlanmaktadır. İshalden ölen yetişkin insan sayısı sıfıra yakındır. Her yıl milyonlarca bebek ishale yakalanmakla birlikte bunlardan yaklaşık iki milyon tanesi ölmektedir. Yani ishale bağlı ölümlerin oldukça fazla cana mâl olduğunu bilmek önemlidir. Türkiye’de de ishal vakalarına sık rastlanır. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hijyen sorunlarından kaynaklı ishal oluşumlarına sıkça rastlanmaktadır. Diğer ülkelerin aksine, ekstrem sayılabilecek birkaç durum hariç günümüzde ishal salgını ile karşılaşılmamaktadır. Karşılaşılan durumlara da hızla müdahale edilebilmektedir. Türkiye’de ishal şikayetiyle doktora başvuran hasta sayısı bir ile iki milyon arasında değişkenlik gösterir. Bunlardan yüzde doksanı mikroorganizma kaynaklı, münferit akut ishal vakalarıdır. Geriye kalanlar ise kronik ishal olarak tanımlayabileceğimiz sürekli tekrarlayan ve daha ciddi olan ishal vakalarıdır. Her iki ishal türünün de tedavisi oldukça kolaydır.
İshal Nedir
İshal her yaş grubundan, cinsiyetten ve sosyal statüden insanda karşılaşılabilen başlı başına bir hastalık olmaktan ziyade birçok hastalığın belirtisidir. Tedavi edilmediği takdirde ciddi sonuçlar doğurabilecek bir belirti olmasından ötürü üzerinde önemli durulur. İshalin iki çeşidi bulunmaktadır. Bunlardan birincisi akut ishal iken ikincisi kronik ishaldir. Türkiye’de de, Dünya’nın geri kalanı gibi görülen ishal vakalarının yüzde doksanı akuttur. Geriye kalan yüzde onluk kesim ise kronik gelişim göstermektedir.
İshal her yaştan ve cinsiyetten insanı etkisi altına almakla beraber tehlike oluşturduğu grup iki yaş altı çocuklardır. Bağırsak florasının darlığından ve bağışıklık sistemi sorunlarından dolayı ishalin bulaştığı iki yaş altı çocuklarda ölüm oranları çok fazladır. Erişkinlerde sıfıra yaklaşan ölüm oranının iki yaş altı çocuklarda bu kadar artması, bilinçlenmenin ve bilinçlendirmenin önemini ortaya koymaktadır. Fark edildiği takdirde tedavisi oldukça kolay olan ishalin can almaya devam ediyor oluşu üzücüdür.
Dışkı formunun çoğu zaman sebepli bazen de sebepsiz (kaynağı keşfedilemeyen) şekilde değişmesi ishaldir. Bu değişim dışkının tamamen sıvı olması şeklindedir. Ağız yoluyla alınan besinlerdeki sıvı kalın bağırsak tarafından emilmez. Emilmediği gibi oldukça hızlı bir şekilde anüse yönlendirilir. Böylesine hızlı bir süreç için hazır olmayan rektum ve anüs kasları acil dışkılama ihtiyacını doğurur. İshalin en net belirtilerinden birisi sürekli dışkılama isteğinin olmasıdır.
Yaşın ve beslenmenin dışkı düzeni üzerinde etkisi bulunur. Sadece anne sütüyle beslenen bebeklerin günde altı – sekiz defa sıvı formda dışkılaması normal kabul edilir. Anne sütünde katılaşmayı sağlayacak madde olmaması bu sıvılığın başlıca sebebidir. Yaşla beraber dışkının da katı bir forma bürünmesi beklenir. Özellikle altıncı aydan itibaren verilen katı yemekler sayesinde günlük dışkı sayısı düşerken aynı zamanda katılaşma da sağlanmaktadır.
Erişkin insanlara ishal teşhisi konulabilmesi için günde en az üç defa, sıvı formda dışkılama yapılması gerekir. Dışkılamanın ihtiyaç dahilinde planlayarak değil, ihtiyaç dahilinde ama plansız olması şarttır. Dışkılamayı kontrol eden mekanizmanın sorunlu çalışması durumu da ishalin ayırıcı tanıları arasında yer almaktadır.
Erişkin bir insanda, yılda iki – üç gün süren ishal oluşumları normal kabul edilir. Bir ishal vakasının süresinin dört haftayı geçmesi akut ishalin kronik ishale dönüştüğünü belli eder. Bu dönüşüm beraberinde tedavi yönteminde de farklılaşmayı getirir. Yani ishalin başlangıcı akut olsa dahi sürenin uzaması onu kronik hale getirmektedir.
İshal Sebepleri
İshalin ortaya çıkmasını sağlayan birçok faktör bulunur. Akut ishali doğuran sebepler ile kronik ishali doğuran sebepler birbirinden ayrışmaktadır. İkisinin kesiştiği noktalar oldukça kısıtlıdır. Akut ishallerin başlıca sebebi mikroorganizma bulaşmalarıdır. Kronik ishallerin ise hastalıklardır. Kanserin kendisinden başlayıp tedavisine kadar birçok diğer faktör de ishal sebeplerindendir.
Herhangi bir hastalığın ya da sendromun; tedavinin ya da sendromun, kısaca vücuda yapılan herhangi bir müdahalenin sonucu olarak ishal ortaya çıkabilir. Bağırsak oldukça hassas bir organdır. Bakteri florasının çok geniş olması beraberinde bir o kadar hassas olmasını da getirmiştir.
Mikroorganizmalar
İshalin ortaya çıkması dışkı formunun bozulması demektir. Dışkı formunun bozulması içinde bağırsak fonksiyonlarının doğru çalışmaması… Alınan besinlerden süzülmesi gereken sıvı hücreler ve yararlı bakteriler tarafından süzülür. Kalın bağırsak mukozasına yerleşen bu yapılar suyun yeteri miktarda emilmesini sağlar. Hepsi birer canlı formu olmakla birlikte dışsal etkilere oldukça açıktırlar.
Mikroorganizmalar zararlı yapılardır. Virüsler ve bakteriler olarak ayrım yapabiliriz. Ayrıca bazı parazitler de ishalin sebepleri arasında sayılmaktadır. Hatta kanlı ishal gibi oldukça meşhur bir belirtinin başlıca sebebi de parazittir. Virüsler ve bakteriler olmamaları gereken yerlerde bulunduklarında orayı hasta etmektedirler. Özellikle gıda hijyenine dikkat edilmeyen yerlerde alınan besinlerden, kuyu ve yağmur sularından vücuda alım yapıldığında üzerine yapışan bakteriler ile virüsler sindirim sistemine giriş yapmaktadır. Mukozaya ulaştıklarında toksin salgılayıp mukozayı hassas hale getirmekte; sonrasında ise iltihaplanmayı sağlamaktadırlar.
Mikroorganizma kaynaklı olarak iltihaplanan bağırsak mukozası görevini yerine getirememektedir. Normalde besinlerden su alması gereken bölge tamamen işlevsiz kalmakta; gelen besinler de hiç işleme uğramadan rektuma gönderilmektedir.
İlaç Kullanımı
İshal başta olmak üzere mikroorganizmaların sebep olduğu hastalıkların tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Antibiyotikler alındıktan sonra hastalığın geliştiği bölgeye hareket eder ve bölgedeki zararlı mikroorganizmaları öldürürler. Zararlıları öldürürken aynı zamanda yararlı bakterileri de öldürürler. Bağırsak fonksiyonlarının sorunsuz olarak yürütülebilmesinde yararlı bakterilerin yeri büyüktür. Antibiyotikler tarafından bu bakterilerin öldürülmüş olması ishali ortaya çıkarır.
Ayrıca reçetesiz satılan bazı ilaçlar da bağırsak florasını olumsuz etkilemekte ve ishali ortaya çıkarmaktadır. Ağız yoluyla alınan ilaçların kullanımından önce mutlaka bu alanda uzman bir doktordan tavsiye alınması gerekir. İshal üç – dört günlük sürelerde konfor bozan bir belirti olsa da tedavi edilmediği takdirde ciddi sonuçları ortaya çıkarmaktadır.
Alkol, Kafein, Şeker, Sigara ve Tatlandırıcının Aşırı Tüketimi
Ağız yoluyla alınan her türlü besin sindirim sistemi üzerinde etki oluşturur. Şehir yaşamıyla beraber alkol, kafein, şeker, sigara ve tatlandırıcıların kullanımı inanılmaz derecede artmış durumda. Herhangi bir madde, maddenin yararlı ya da zararlı olması fark etmeksizin, çok alınırsa mutlaka bağırsak fonksiyonları üzerinde baskı oluşturmaktadır. Tüm bu maddelerin az alınması bile zararlı iken çok alınmaları halinde bağırsak fonksiyonlarındaki zayıflamaya bağlı olarak ortaya ishal gibi bir belirtinin çıkması oldukça doğaldır. Bağırsak mukozasındaki tahrişe bağlı gelişen bu ishal halinin tedavisi ancak kullanılan maddenin kesilmesi ile sağlanabilmektedir.
Psikolojik Durum
Bağırsak sağlığı ile psikolojik durum arasında ciddi bir bağlantı bulunmaktadır. Hissedilen en ufak duygunun dahi karşılığı anında karın bölgesinde özellikle de bağırsaklarda alınmaktadır. Buradaki sinir reseptörlerinin fazlalığı bu duruma sebep olmaktadır. Psikolojik durumun olumsuz olması hali beraberinde ishali getirmektedir. Duygu – duruma göre buradaki bakterilerin çalışma performanslarında artış veya azalış gözlenmektedir. Ayrıca korku, stres, depresyon gibi aşırı uçlar ile bazı psikolojik ve fiziksel travmalarda da ishalin akut oluşumu ile karşılaşılabilir.
Hastalıklar
İshale sebep olan hastalıklar oldukça fazladır. Başta virüslere ve bakterilere bağlı gelişen hastalıklar olmak üzere kanser ve kanser tedavisi dahi ishal oluşumunda etkilidir. Hastalıkların ishali ortaya çıkarma sebebi bağırsak mukozasını değiştirip dönüştürmeleridir. Bölgenin zaten hassas olması, bu bölgeye yapılan içsel etkilerin daha da etkili olmasını sağlamaktadır.
Başta crohn hastalığı, huzursuz bağırsak sendromu olmak üzere birçok hormon hastalığı da beraberinde kronik ishali getirebilir. Hastalıkların vücut üzerinde oluşturduğu ishal türü genelde kroniktir. Hastalığın seyrine göre seyir gösteren ishal kimi zamanlar çok şiddetli iken kimi zamanlar etkisizdir.
Gıda Tüketimine Bağlı Sorunlar
Ağız yoluyla alınan gıdaların büyük bir bölümü vücuda faydalı olmakla beraber içerlerinde çok az bir kısmı oldukça zararlıdır. Bu zararlıların büyük bir kısmı hayati tehlike oluşturmuyor olmalarına rağmen ishale sebep olmak konusunda oldukça başarılıdırlar. Alınan gıdalar ile doğrudan muhatap olan sindirim sistemi de bu zararlı organizmalara bağlı sonuçlar ile doğrudan uğraşmaktadır. Herhangi bir zararlı mikroorganizma tüketiminin olmadığı durumlarda tek tip ve sağlıksız beslenmeye dayalı bağırsak mukozası iltihaplanması ile karşılaşılmaktadır. Bu da ishalin başlıca sebepleri arasında yer alan kritik bir faktördür.
Bazı insanların çeşitli maddelere karşı alerjisi olabilir. Glüten, früktoz ve laktoz bu maddelerden bazılarıdır. Vücutta doğal olarak bulunup bunları sindirmesi gereken enzimlerin eksikliği durumundan dolayı bu tür gıdalar alındığında sindirim gerçekleşmemekte; ishal ortaya çıkmaktadır. Özellikle glüten hassasiyeti olan çölyak hastalarında ishalin şiddeti oldukça fazladır. Laktoz hassasiyeti olanlarda ishalin yanına şişkinlik ve gaz sorunu da eklenmektedir.
İshal Belirtileri Nelerdir
İshalin en net belirtisi sıvı formlu dışkının fazlaca vücuttan atılmasıdır. Standart dışkılama gibi istek ve plan dahilinde olmayan bu süreç oldukça sıkıntılıdır. Olması gerekenden fazla miktar dışkı atılır. Atılan dışkının çok büyük miktarı sıvıdır. Ayrıca gün içerisinde normal iki – üç katı dışkılama yapılabilir. Genelde dışkıya bağlı tüm belirtiler ishalin eşlikçisi konumundadır.
İshalin ortaya çıkış sebebine ve görülme süresine göre değişmekle birlikte en çok bulantı ve kusma ile karşılaşılır. Bulantı hissinin kaybolduğu zamanlarda karın bölgesinde kramp derecesine varan ağrılarla karşılaşılabilir. Ayrıca dışkılama ile sıvı kaybının aşırı seviyeye ulaşmasından dolayı susuzluğa bağlı olarak belirtiler gelişir. Baş ağrıları, idrar yoğunluğunun artması, idrar kokusunun ve renginin değişmesi, derinin buruşması gibi. Yine susuzluğa bağlı olarak halsizlik hali de kişiye hakimdir. Susuzluğun ortaya çıkardığı bir diğer etki ise böbreklerin çalışmasında meydana gelen bozulmalardır. Genel olarak ishale birçok belirti eşlik edebilir. Eşlik eden belirtilere göre ishalin ayırıcı tanısı yapılarak hangi faktörün onu ortaya çıkardığı tespit edilir.
İshal Tedavi Türleri
İshalin tedavisinin yapılabilmesi için ishali ortaya çıkaran faktörün tespit edilmesi gerekir. Hormon eksikliğine bağlı kronik ishal oluşumu durumunda ishalin kendisine yönelik yapılan hiçbir tedavi işe yaramayacaktır. İshali yani belirtiyi ortaya çıkaran faktörün tedavi edilmesi aynı zamanda ishalin de tedavi edilmesi demektir.
İshal tedavisinde kişinin hayat tarzında yapacağı değişiklikler ile ilaç tedavileri uygulanır. İlaç tedavileri genelde mikroorganizma kaynaklı ishaller için kullanılır. Eğer ishalin altında yatan sebep mikroorganizmalar değilse ve ilaç kullanımı varsa bu sindirim sistemini baskılamak amacıyla yapıldığından dolayı oldukça tehlikelidir. İshal vakalarında sindirim sistemine olabildiğince müdahale edilmez, sistemin kendi kendine düzelmesi beklenir. Sadece mikroorganizma kaynaklı ishallerde antibiyotikler ile zararlı mikroorganizmaya müdahale edilir.
İlaç Tedavisi
İshalin tedavi edilmesinde yöntem olarak kullanılan ilaç tedavilerinin merkezini antibiyotikler oluşturur. Bağırsaklarda iltihaplanmaya sebep olan virüslerin ve bakterilerin olmaması gereken bir alanda yani bağırsaklarda bulunması durumu müdahaleyi gerektirir. Geniş spektrumlu antibiyotikler yardımıyla mikroorganizmalar ortadan kaldırılır ve tedavi bir hafta gibi kısa bir sürede tamamlanır. Eğer ishal akut olarak gelişmişse ve saldırgan bir tutum sergilemiyorsa genelde ilaca bile ihtiyaç duyulmaz. Sıvı kaybı takviye edilerek sindirim sistemi ve vücut dengelenir. Antibiyotik alımı ile vücudun yorulması istenmez.
Nadiren de olsa boşaltım sürecini baskılayacak ilaçlar hastalara verilir. Sebebi iş ve okul gibi acil durumlara gebe bazı kritik zamanlarda kullanılması, dışkının içerde tutulmasıdır. Genel olarak böyle ilaçlar ile dışkılamanın bastırılması önerilmez. İlaçlar vücudun su tutma kapasitesini, bağırsakların su emme kapasitesini kısa süreliğine artırmaktadır. Genelde kısa süreli bir su tutumunu takiben daha kötü bir boşaltım gerçekleşmektedir.
Beslenme Alışkanlıkları
İshal tedavisinin başlamasıyla beraber vücuda alınan besinlerin kontrol edilmesi şarttır. Birçok besin ishali tetiklemekte, bazıları ise vücut üzerindeki etkilerini artırmaktadır. Bazı besinler ise tam tersi olacak şekilde ishale iyi gelmektedir. Doktora başvurmadan da bu tavsiyeler ışığında belirli bir tedavi süreci atlatılabilir. İlk önce dışkılama sırasında vücudun kaybettiği sıvının yerine konulması gerekmektedir. Eğer ishal şiddetli ile o şiddette su tüketilmelidir. Günde üç – dört litre su tüketimi ishal zamanlarında olağandır. Sıvıyla beraber kaybedilen sodyum ve potasyumun yerine konulması amacıyla suyun içerisine su veya şeker konularak çözelti haline getirilebilir. Suyun ağız yoluyla alınamadığı ileri dereceli ishal hastalarında damar yolu ile serum verilir.
Sıvı takviyesinin sürekli ve düzenli olması gerekir. Sonrasında belirli aralıklarla beslenmek gerekir. Beslenmenin öğünlere paylaştırılması, öğünlerde de olabildiğince az gıda tüketilmesi gerekir. Böylece bağırsak fonksiyonlarını aşırı yoracak her türlü durumdan kaçınılabilir. Eğer ishalin oluşum sebebi gıda toleransı ise ilgili gıdanın tüketiminin tamamen kesilmesi gereklidir. Kaybedilen mineral ve vitaminler için hap şeklinde takviyeler kullanılabilir, çinko takviyesi verilebilir.
İshal olan kişilerin tüketmemesi gereken şeylerin başında aşırı yağlı yiyecekler gelmektedir. Kırmızı et, kızartma, asitli içecekler, kafein, alkol başlıca tüketilmemesi gereken gıdalardır. Ayrıca süt ve süt ürünleri, yumurta da tüketilmemelidir. Brokoli, muz, kereviz, fasulye gibi lifli gıdaların tüketilmesi bağırsaklara iyi gelecektir. Dışkının katı forma geçiş süresini hızlandırmak amacıyla pirinç tüketimi de yapılabilir. Sindirim yolunun temizlenmesi için de elma sirkesi içilebilir.
Hijyen Alışkanlıkları
İshal oluşumunun ister akut olsun ister kronik, başlıca sebeplerinden sayılan mikroorganizmaların yaşam alanı bulabilmesinin, ishale sebep olabilecek şekilde vücuda yerleşmesinin altında yatan temel sebep hijyen yoksunluğudur. Hijyene dair bilincin geliştirilmesi, ishal sebeplerinden en büyüğünün büyük oranda ortadan kaldırılmasını sağlayacaktır.
Ellerin sürekli yıkanması, gıdaların temizlenmesi, gıdaların üzerine konulduğu alanların temizlenmesi, son kullanma tarihi geçen besinlerin tüketilmemesi gibi birçok faktör birleşerek genel bir hijyen algısını oluşturmaktadır. Tüm bu noktalardan bulaşabilecek mikroorganizmalar da dikkat edildiği takdirde bulaşamayacaktır. Özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gıda yoluyla mikroorganizma bulaşımı ve sonrasında ishal gelişimi oldukça fazladır. Akut olarak gelişen ishal yüzünden ülkemizde olmasa da Hindistan gibi ülkelerde ölümler gerçekleşmektedir. Anlık olarak çok yüksek miktarda sıvı kaybedilmesi sonrasında ishale bağlı ölümler özellikle çocuklarda görülür.
Tüm bu sonuçların ortadan kaldırılabilmesinin yolu da hijyene azami özen gösterilmesidir. Kişisel hijyen, anüs, vajina ve penis temizliği; cinsel ilişki sırasında hijyenin sağlanması gibi birçok durum bu genel hijyen algısının içerisinde yer almaktadır.
İshal Tedavi Öncesi
İshal hastalarının doktora başvurması iki durumda gerçekleşmelidir. Her insanın hayatının bir kısmında mutlaka ishale yakalanması söz konusudur ancak birçok vakanın hastanede bir işi bulunmaz. Psikolojik duruma ya da münferit olarak tüketilen bir yiyeceğe bağlı olarak gelişen ishaller üç – dört gün içerisinde tamamen ortadan kalkmaktadır. Kronik (dört hafta ve daha uzun süreli görülen) ishal vakalarında mutlaka doktora başvurulmalıdır. Aynı şekilde akut gelişen ve çok ciddi miktarda sıvı kaybının olduğu vakalarda da mutlaka doktora başvurulmalıdır. Hastanın ilgili şikayetlerle doktora başvurmasından sonra önce fiziki muayene, sözlü mülakat aşaması sonra da gerekirse laboratuvar testleri aşamasına geçilecektir. Fiziki muayenenin ve testlerin ışığında amaç ishali ortaya çıkaran faktörün tam olarak belirlenmesidir. Arkada yatan faktör tam olarak bilindiğinde tedavi kusursuz olarak yapılabilir.
Muayene ve Mülakat
Hastanın fiziki muayenesine geçilmeden önce sözlü mülakat şeklinde hastanın şikayetlerinin alınması ve ishal şikayetine dair bilgilerin netleştirilmesi gerekir. Doktor – hasta arasında yapılan bu karşılıklı görüşmede alanında uzman olan doktor şu sorulara cevap arar:
- Günde kaç kez tuvalet ihtiyacı hissediliyor,
- Tuvalet ihtiyacı sürekli mi yoksa dışkılamadan sonra kayboluyor mu,
- Dışkının yapısı nasıl. Sıvı form hakim mi yoksa katı parçacıklar var mı? Ayrıca dışkının rengi nasıl? Genel olarak dışkının rengi ve şekli nasıldır,
- Beslenme alışkanlıkları,
- İshalle beraber ortaya çıkan, öncesinde görülmemiş belirtiler mevcut mu? Örneğin baş ağrısı, karın ağrısı ya da kas ağrısı gibi,
- Başka bir hastalığın varlığı var mı,
- Herhangi bir sebeple reçeteli ya da reçetesiz ilaç kullanımı var mı,
- Birinci derece akrabalarda ishale dair tıbbi geçmiş var mı,
- Tiroid fonksiyonlarının durumu nedir
Bu soruların cevaplarının doğru ve tam olarak verilmesi ishalin sebebinin kısa sürede bulunmasını sağlayacaktır. Doktorun mülakat sonucunda fiziki muayene yapması gerekir. Özellikle anüs ve rektum bölgesindeki duruma bakmak, ayırıcı tanının yapılmasını kolaylaştıracaktır. Tüm bu sürecin kesin tanı için yeterli olmadığı durumlarda laboratuvar testlerine başvurulur.
Laboratuvar Testleri
Konunun tamamı dışkı ile alakalı olduğundan, bağırsak fonksiyonlarının seviyesi dışkı üzerinde etki bıraktığından, dışkıyı bozan faktörün de izleri dışkı üzerinde bulunabileceğinden ötürü ilk başta gaita testi istenir. Hasta bir kap içerisine dışkısından bir örnek bırakır ve bu örnek incelenir. Dışkıda mikroorganizma varlığı, gizli kan varlığı aranır. Bağırsak fonksiyonları dışkıda olduğu kadar kanda da iz bırakır. Hastadan kan testi de istenerek kan sayımı yapılır. Potasyum, sodyum, tiroid hormonları ve diğer bazı minerallerin sayımı yapılır. Özellikle kalsiyum sayımı yapılarak D vitamini seviyesi ölçülebilir.
Tüm bu testlere rağmen ishalin altında yatan faktör bulunamıyor ise görüntüleme tekniklerine geçilir. En çok kullanılan görüntüleme yöntemi kolonoskopidir. Anüsten giren kameralı bir cihaz yardımıyla rektum, ince bağırsak ve kalın bağırsak incelenir. Bağırsak duvarlarında iltihaplanmaya ve hastalıklara dair izler aranır. Tümör, polip gibi yapılar kolayca ayırt edilebilir.
Kolonoskopinin de yetmemesi halinde BT, sonografi, röntgen kullanılabilir. Hamile kadınlarda röntgen tercih sebebidir.
İshal Tedavi Sonrası
İshal tedavisi oldukça basittir. Eğer ishali ortaya çıkaran sebep kompleks bir hastalık değilse tedaviden sonraki süreç oldukça rahat geçmektedir. Gerekli özen gösterilirse ishalin kronik haliyle görülmesi oldukça zordur. Akut ishaller ile karşılaşılabilir ancak bunlarda dünya üzerinde her insanın karşılaştığı tarzda ishallerdir. Tedaviden sonraki sürecin genelini, tedavi öncesinde ve tedavi süresince kaybedilen sıvının yerine konulması oluşturur. Ayrıca sıvıyla beraber kaybedilen mineraller de takviyeler şeklinde alınır. İshali ortaya çıkaran sebeplerin tekrarlamaması için hayat tarzında ve beslenme alışkanlıklarında değişiklikler yapılabilir. Tedavi sonrasındaki sürecin nasıl gelişeceği tamamen ishali ortaya çıkaran sebebe bağlıdır. Çok daha kompleks bir hastalığın ishal belirtisi vermesiyle başlayan tedavinin ağır olması durumunda, tedaviden sonra dikkat edilecek hususların da değişmesi söz konusudur.
Sıvı Kaybının Giderilmesi
Hastalık boyunca şiddetine göre değişmekle birlikte çok yoğun sıvı kaybı meydana gelir. Bu sıvı kaybının iki sebebi vardır. Birincisi ağız yoluyla alınan sıvının sindirimi gerçekleşmez. Bağırsak fonksiyonlarında meydana gelen sıkıntılardan dolayı günlük olarak vücuda alınması gereken su alınamaz. Ayrıca vücudun yaşamını devam ettirmek, örneğin terlemek için, oldukça fazla suya ihtiyacı vardır. Su alınamaz iken gereken bu suyun tamamı vücudun içerisinde mevcut bulunan kaynaklardan karşılanır. Yani, ishal boyunca hem su alınamaz hem de eldeki su harcanır. Çift taraflı bir sıvı kaybı söz konusu. Aynı şekilde sıvıyla birlikte mineral kaybı da oldukça fazladır.
Kaybedilen sıvının olabildiğince çabuk şekilde yerine konması, yerine konduktan sonra dengeye oturana kadar da yüksek sıvı tüketiminin korunması gerekir. Erişkin ve ortalama bir insanın günlük sıvı ihtiyacı yaklaşık olarak iki litredir. İshal tedavisi ve sonrasındaki süreçte bunun üç litreye çıkarılması gerekmektedir. Üç litre hem vücudun ihtiyaçlarını karşılayacak hem de böbrek fonksiyonlarının düzene oturmasını sağlayacaktır. Tüketilen suyun kaliteli olması, mineral bakımından fakir olmaması, dezenfekte edilmiş olması önemli hususlardır. Mümkünse kapağı açılmamış ve mikroorganizmalar tarafından kirletilmemiş kaliteli bir suyun tüketilmesi tavsiye edilir. Özellikle kuyu ve akarsudan çekilen suyun tüketilmemesi gerekmektedir.
Beslenme Alışkanlıkları
Vücuda alınan maddelerin kontrol mekanizması beslenmedir. Beslenme alışkanlıklarının doğru ve dengeli kurulması sayesinde ishali de ortaya çıkaran bağırsak florasının önüne geçilebilir. Bağışıklık sisteminin kuvvetlendirilmesi etrafında şekillenecek beslenme alışkanlıkları sayesinde ishale yakalanma riski oldukça düşük seviyelere indirgenebilir. Aynı şekilde, ishal tedavisinden veya ishale sebep olan faktörün tedavisinden sonra bağışıklık sistemini kuvvetlendirme amacı taşıyan, çeşitli tipte gıdalar içeren, bağırsak fonksiyonlarının aşırı çalışmasını engelleyen bir beslenme düzeninin oturtulması gerekmektedir.
Terbiye edilmemiş her türlü et bağırsak fonksiyonlarını aşırı derecede yormaktadır. Bu tür etlerin tüketiminden kaçınmak gerekir. Ayrıca süt ve süt ürünleri de çok fazla tüketilmemelidir. Özellikle de laktoza karşı hassasiyeti olanlar tarafından. Genel olarak yeşil ağırlıklı, lifli bir beslenmenin bağırsaklara büyük faydası olacaktır. Eğer hala dışkının formu ile ilgili sıkıntılar varsa pirinç tüketimi dışkının katılaşması noktasında fayda sağlar. Potasyum açısından zengin muz da tüketim listesine eklenebilir. Tüketilmemesi gereken yağlı, asitli, lifsiz gıdalardır.
Mineral Takviyesi
Mineraller vücudun birçok noktasında, neredeyse tamamında oldukça kritik roller üstlenmektedir. Vücudun inşa edilebilmesi için minerallere ihtiyaç vardır. Aynı şekilde inşa edilen yapının sağlıklı bir şekilde devam ettirilebilmesi de ancak minerallerin varlığı ile mümkündür. İshalin gelişmesinden sonra sıvı atımı başlar. Sıvı atımıyla birlikte vücuda mineral girişi olmaz ancak sıvıyla birlikte çok fazla mineral atılır. Minerallere örnek olarak potasyum, sodyum ve kalsiyum verilebilir. Bilindiği üzere kalsiyum kemiklerin yapılmasından ve korunmasından sorumlu olan mineraldir. Bu mineralin eksikliği durumunda dişlerde ve kemiklerde; eklemlerde ve diğer hareketli parçalarda birçok sorun ortaya çıkmaktadır.
Tedaviden sonraki süreçte sıvının yerine konulması gibi mineralin de konulması gerekir. Bunun için yapılabilecek en iyi şey kan sayımının yapılması ve eksikliğe göre beslenme düzeninin kurulmasıdır. Ancak her ishal vakasında sayılan üç elementin standart olarak azaldığı görülmüştür. Bu sebepten ötürü sıvı alırken bardağı tuz ya da şeker çözeltisi olarak hazırlamak sodyum ve potasyumun yerine koyulmasını sağlayacaktır. Aynı şekilde hap şeklinde alınan takviyelerle kalsiyum da yerine koyulacaktır. Zengin mineral değerlerine sahip doğal maden suları içerek de bu süreç desteklenebilir.
Sık Sorulan Sorular
İshalin ortaya çıkışı, gelişimi ve sonuçları oldukça net konulardır. Bazı ishal faktörleri tam olarak kestirilememekle birlikte bunlarla oldukça nadir karşılaşılmaktadır. Bazı ishallerde ise mikroorganizma kaynaklı gelişim gözlendiğinden dolayı teşhis zor olmakla birlikte gelişen laboratuvar ekipmanları sayesinde süre git gide kısalmaktadır. Risk grubunda olanların veya halihazırda ishal olanların bilgilenmesi amacıyla bazı başlıkların ayrı sorular şeklinde sorulup cevaplanmasında fayda vardır.
İshal İçin Ne Zaman Doktora Başvurulmalı?
İshale sebep olan faktörlerin oldukça fazla olduğu bilinen bir gerçektir. Başta psikolojik sebepler olmak üzere iş hayatı, şehir yaşamı, beslenme alışkanlıkları hatta temas edilen bir insan ya da nesne bile ishale sebep olabilmektedir. Bunun sebebi ishalin altında yatan sebebin büyük oranda mikroorganizmalar olmasıdır. Mikroorganizmalar hayatımızın her alanında bolca bulunmaktadır. Bağırsaklarımızda da olmakla beraber bunlar bağırsak fonksiyonlarını düzenleyen yararlı mikroorganizmalardır. İçinde bulunduğumuz Dünya’da, yapılan istatistiksel çalışmalara göre tüm insan nüfusunun yaklaşık olarak üçte biri ishal şüphesiyle doktora başvurmaktadır. Doktora başvurmayanlarla beraber ishal oluşumunun neredeyse tüm insanlarda olduğu söylenebilir. Hal böyle iken, süresi üç – dört günü geçmeyen, herhangi bir tedaviye ihtiyaç duymayan, çok sıvı kaybettirmeyen ve kanama yapmayan herhangi bir ishal vakası için doktora başvurulması gerekmez. Genel olarak dört haftayı geçen ishaller ve akut gelişip yüksek sıvı kaybına sebep olan ishaller için doktora başvurulmalıdır.
İshale Neden Olan Yiyecekler Nelerdir?
Esasen hiçbir yiyecek ishale sebep olmaz. İshale sebep olan şeyler mikroorganizmalardır ve bu mikroorganizmalar tüketilen besinlerin üzerine yapışırlar. Ayrıca bozulan gıdaların içerisinde de ishale sebep olacak şekilde bağırsak mukozasını iltihaplı hale getiren mikroorganizmalar bulunmaktadır. Her iki durumdan birine sahip gıdaların tüketilmesi sonucunda ishal ortaya çıkabilmektedir. İshalin ortaya çıkmasından sonra tüketilmemesi gereken besinler bulunur. Bu besinler ishalin etkisini artırıp, iyileşme süresini uzatırlar. Kırmızı et, kızartmada pişirilen yiyecekler, asitli içecekler, tatlandırıcılar, kafein, alkol ve sigara örnek olarak sayılabilir.
İshal Kimler İçin Tehlike Oluşturur?
İshal herkes için tehlike oluşturabilir ancak iki yaş altı çocuklar için çok büyük tehlike oluşturmaktadır. Erişkin bir birey su ihtiyacını rahatça ifade edip giderebilir. İki yaş altı çocuklarda ise bu durum böyle değildir. İshale yakalanan kişinin yapması gereken şey sürekli sıvı almaktır. Bebekler ise alamadıkları için yoğun sıvı kaybına uğramaktadır. Bu sebepten ötürü iki yaş altı bebekler ishale bağlı ölüm oranı çok yüksektir. Ayrıca belirli bir yaşın üzerinde, bağışıklık sistemi zayıflamış kişilere de ishal tehlike oluşturabilir. Bağışıklık sistemi zayıf olanların güçlendirmek için çabalaması gerekmektedir.
İshale İyi Gelen Besinler Nelerdir?
İshale iyi gelen besinlerin mineral ve sıvı değerleri oldukça yüksektir. Akut gelişen ishallerde sıvı alımına ek olarak belirli bazı besinlerin de tüketilmesi oldukça faydalıdır. İshalin önlenmesine yardımcı olan, mineral dengesini sağlayan, sıvı alımını kolaylaştıran besinleri şöyle sıralayabiliriz: Ekmek, muz, şeftali, haşlanmış patates, patates püresi, pirinç pilavı. Özellikle patates ve pirincin akut gelişen ishali önlemede büyük bir etkisi bulunmaktadır. Esasen dışkının katı forma dönüşmesi için gereken süreci hızlandıran bu besinler ishalin ortaya çıkmasından sonra kırk sekiz saat boyunca dengeli bir şekilde tüketilmelidir.
İshali Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
İshali önlemek için yapılacak şeylerin başında kişisel hijyeni sağlamak gelir. Özellikle anüs bölgesi ile ellerde hijyen çok önemlidir. Bu iki bölgeden mikroorganizma bulaşımı oldukça fazladır. Hijyenin sağlanmasından sonra tüketilen gıdaların bilinen yerlerden alınması, temiz kişilerce hazırlanması, temiz alanlarda muhafaza edilmesi, soğuk zincirine özen gösterilmesi gereklidir. Birçok faktörün bileşimine dikkat edilmesi halinde ishal önlenebilir. Ayrıca ishal olunmasa da yüksek miktarda sıvı tüketimi ishalin daha başlamadan engellenmesini sağlayabilir.
Kanlı İshal Neden Olur?
Ağızdan başlayan süreç anüs ile son bulur. Kalın bağırsaktan itibaren dışkı formu oluşur ve rektumda depolanır. Kalın bağırsak ile rektum arasında bir bölgede kanama olması durumunda kanlı ishal oluşur. Bu kanama bağırsaklarda, rektumda veya anüste meydana gelen bir kılcal damar çatlağından olabileceği gibi, kolon kanserinin belirtisi de olabilir. Kanamalı ishal olunması halinde mutlaka doktora başvurulmalıdır. İshalin akut olması veya olmamasının bu durum ile bir ilgisi yoktur. Özellikle kolon kanserinde erken teşhisin önemli olduğu düşünülürse, doktora erkenden başvurmanın ne kadar önemli olduğu görülecektir. Kanama genelde dışkının renginin koyulaşması şeklinde görülebilir. Ayrıca kanamaya anüs bölgesinde acı da eşlik ediyorsa muhtemelen anüs çatlağı söz konusudur.
İshal Tedavisi İçin Hangi Bölüme Gidilir?
Bağırsak problemlerinde uzmanlaşan bölüm gastroenterolojidir ancak çoğu ilde bu bölüm olmadığından dolayı ilk başvuru aile hekimine ya da dahiliye polikliniğine yapılmalıdır. Burada yapılan testlerden sonra eğer gerekiyorsa sevk işlemi ilgili bölümlere yapılacaktır.
İshal Tedavisi Ne Kadar Sürer?
İshal vakalarının yüzde doksan beşi birkaç gün içerisinde iyileşir. Yani tedavi süresi bir – iki gün kadardır. Bazı ishallerde ise bu süre bir – iki haftayı bulabilir. Kaynak çok daha kritik ise tedavi süreci aylara uzayabilir. Yani ishali ortaya çıkaran sebep tedavi süresi üzerinde de oldukça etkilidir. En kompleks sebeplerde ise tedavi ömür boyu olacak kadar uzayabilir ki bazı çölyak vakaları buna örnektir.
İshal Tedavisi Nasıl Olur?
İshal tedavisine başlamadan önce, ishali ortaya çıkaran sebep tespit edilir. Sonrasında ise bu sebebe yönelik olarak tedaviler gerçekleştirilir. Genelde beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi ile ishal ortadan kalksa da tamamlayıcı tedavi olarak ilaçlar, hayat tarzı değişimleri, sıvı takviyeleri de kullanılabilir. Sürekli ishal ve kanlı ishal durumlarında ise kaynağa göre değişmekle birlikte cerrahi müdahale bile yapılabilir.