Migren Tedavisi
- Migren Tedavisi Sonrası
- Yumuşak Doku Hormonlarının Düzenlenmesi
- Jinekolojik Bölge ve Tonsil Düzenlenmesi
- Otonom Sinir Bozuklukları Düzenlenmesi
- Yoğun İlaç Kullanan Hastalar İçin Sistem Adaptasyonu
- Migren Tedavisi Sonrası Ağrılar
- Migren Tedavisi Yan Etkileri, Komplikasyonları
- Diş Kontrolleri
- Migren Tedavisi Sonrası Doktor Kontrolleri
- Tedavi Sonrası Beslenme
- Tedavi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Sık Sorulan Sorular
- Migrenin Kesin Tedavisi Yoktur İbaresi Doğru mu?
- Migren Tedavisi ile Kalıcı İyileşme Sağlanabilir mi?
- Migreni Oluşturan Etkenlerin Yok Edilmesi Mümkün mü?
- Tetikleyici Faktörlerin Engellenmesiyle Migren Atakları Önlenebilir mi?
- Migren Tedavisi Zor mu?
- Migren Tedavisi Ne Kadar Sürüyor?
- Migren Tedavisi Günlük Hayatı Etkiler mi?
- Tedavi Sürecinde İstirahat Raporu Alabilir miyim?
- Migren Tedavisinde Yaş Durumu Önemli mi?
- Alternatif Migren Tedavileri Etkili midir?
- Hangi Tedavi Yöntemini, Neye Göre Tercih Etmeliyim?
- Migren Tedavisinde En İyi Doktor Diye Bir Şey Var mı?
- Devlet Hastanesinde mi Özel Hastanede mi Tedavi Olmalıyım?
- Tedavi Sonrasında Tetikleyici Faktörler Yeniden Baş Gösterir mi?
- En Etkili Sonucu Almak İçin Nelere Dikkat Etmeliyim?
- Migren Tedavisi Caiz midir?
- Migren Tedavisi İçin Hangi Bölüme Gidilir?
- Migren Tedavisi Olunmazsa Ne Olur?
Toplumda, en fazla şikayet dahilinde hastaneye başvurulan hastalıklar arasında migren bulunmaktadır. Migren, normal bir baş ağrısı değildir, tedavisi bulunan nörolojik hastalıktır. Kadınlarda çok daha sık görülen bu rahatsızlığa, 20 ila 30 yaş arasında daha çok karşılaşıldığı bilinmektedir. Bu durum değişmektedir, bazen çok küçük yaşlarda da migrene rastlanılır. Migren ağrısı, keskin bir biçimde başlayarak şakak bölgesinde yoğunlaşmaktadır. Migren tedavisi için doktora başvurulması halinde öncelikli yapılması gereken işlem, hastanın tüm şikayetlerinin dinlenmesi ve bunlar doğrultusunda tanı konulmasıdır. Bazen baş ağrıları direk olarak migren diye adlandırılamaz. Ağrılara sebep olan başka bir hastalıkta olabilmektedir. Bunun için beynin de incelenmesi gereklidir. Beyinde bir sorun bulunmaması halinde migren tanısında yoğunlaşmak gerekir. Beyin tomografisi çekilerek ağrılara yol açan hastalık olup olmaması detaylı bir şekilde araştırılır. Tanı koyulması halinde uygun bir tedavi yolu izlenirse migren ataklarının önüne geçilir ve hastalıktan kurtulmak mümkün hale gelir. Migren tedavisi için tanı konulmasından sonra ağrıların nadir görülüyor olması halinde ağrı atakları geçirme ihtimaline karşı kriz tedavisi planlanmaktadır. Kişinin atakları haftada 1 ila 2 kez olması halinde koruyucu tedavi yöntemi uygulanmalıdır. Planlanan tedavi yöntemleri dışında migreni de tetikleyen faktörler bulunmaktadır. Bunlar kişinin uzun süre uykusuz kalması, hormonel ve açlık olabilir. Bu etkenlere dikkat ederek de migren atakları önlenebilmektedir. Doktor tarafından verilen ilaçların kullanımı da düzenli olmalıdır.
Migren Hakkında
Migren, sıradan bir baş ağrısı kabul edilmemektedir, bio-elektriksel bir hastalıktır. Otonom sinir sisteminde görülür ve migren atağı sırasında sinir sisteminin işlevlerinin aksamasına yol açmaktadır. Otonom sinir sistemi atak sırasında geçici olarak aksar. Uzman kişiler migren atakları için henüz tam bir sebep bulamamışlardır. Genel olarak savunulan görüş genetik ve çevresel faktörler olup bunlar migren ataklarına sebebiyet vermektedir. Kişinin ailesinde migren hastası olan var ise kişide de görülebilmektedir. Migren olan kişilerin beyinleri, çevresindeki normal olan uyarılara daha hassas olup şiddetli tepki göstermektedirler. Stres de dolaylı faktörler arasında gösterilmektedir. Stres kişide var olan migreni tetikler ve ataklara sebep olur.
Migren Nedir?
Migren, kişinin günlük hayatını büyük oranda etkileyen ve aktivitelerini kısıtlayan bir baş ağrısıdır. Migren ağrısı şakak, ense, göz çevresinde ya da başın tümünü kapsayan şekilde olabilir. Kişiler, migren atakları yaşarken kusma, ışığa hassasiyet, sese hassasiyet ve mide bulantıları yaşamaktadır. Böyle ataklarda hastaların çoğunlukla yaptığı işlem ışık olmayan bir odada uyumaktır. Bu migren ağrısı sırasında yapılacak doğru işlemlerden biridir. Migren atakları herkeste aynı olmamaktadır. Bazı kişilerde migren atakları aralıklar ile yaşanır ve buna episodik migren adı verilir. Bazı kişiler de ise son 3 ay içerisinde her ay için 15 gün ağrı görülür buda kronik migren olarak adlandırılmaktadır. Kronik migren doğru ve zamanında tedavi edilmez ise daha büyük sağlık sorunlarına neden olabilir. Migren atakları auralı ve aurasız migren alarak ikiye ayrılmaktadır. Bunun yanında hemiplejik migren, oflamik migren ve komplike migren de bulunmaktadır. Bunlara auralı ve aurasız migrenden daha az rastlanılmaktadır. Auralı migrende kişinin ağrıları başlamadan önce nörolojik bozukluklar yaşamaktadır. Bu ara atakları ağrılar başlamadan 5 dakika ile 60 dakika arasında yaşanabilir. Nörolojik bozukluklar ise uyuşma ve karıncalanma gibi bozukluklar olabilmektedir. Aurasız migren ise kişilerin daha çok karşılaştığı durumlardır. Aurasız migrende kişilerde bulantı, kusma, sese ve ışığa karşı duyarlılık görülmektedir. Migren ağrısı kadınlarda %18,6 oranında görülürken erkeklerde %6.5 oranında görülür. Kadınlarda yaşanan hormonel dengesizlikler bu durumda etki göstermektedir. Hemiplejik migren türü nadir rastlanılan bir durumdur. Migren ataklarından önce kişide güçsüzlük, görme bozukluğu ve uyuşma gibi durumlar ortaya çıkar. Hemiplejik migren türü tehlikeli bir tip olup, kişide felce kadar yol açabilir.
Migren Neden Olur?
Migren ağrılarının oluşum nedeni tam olarak bulunamamıştır. Bunlarla beraber genetik faktörlerin ve çevresel etmenlerin migren ağrılarının oluşmasında rolü oldukça büyüktür. Migren ataklarının ortaya çıkmasında beyin kimyasallarında yaşanan dengesizliklerin de neden olduğu da düşünülür. Genetik olarak da kişinin anne-babasında migren hastalığı var ise kişide de migren olma olasılığı yüksektir. Kadınların regl döneminde de östrojen hormonu düzeyinde yaşanan azalma da migren ağrısına neden olmaktadır.
Migreni Tetikleyen Faktörler
Migren hastalığında dolaylı olarak migreni tetikleyen faktörler bulunmaktadır. Günlük yaşam ve tüketilen besinler bile migreni tetikleyip ataklara yol açabilmektedir.
Besin Faktörleri
Besin faktörü migreni tetikleyen önemli etkenler arasındadır. Kişide migren hastalığı bulunuyor ise yemek düzenine dikkat etmesi gerekir. Düzensiz beslenme, öğünleri atlama ya da fazla yemek migreni tetikleyerek ağrılara yol açmaktadır. Çerez, çikolata, soğan, incir, kuru üzüm, hazır tavuk ya da et bulyonlar, soya ürünleri, salamura balık, sucuk, salam, fıstık ezmesi, kahve, çay, alkollü içecekler ve içinde kafein bulunan meşrubatlar da migreni tetikleyen besinler arasındadır.
İlaçlar
Bazı ilaçların kullanımı migreni olan kişiler için tetikleyici faktörler arasındadır. Damar genişletici olarak kullanılan nitrogliserin gibi vazodilatörler, doğum kontrol hapları olan oral kontraseplif ve hormon replasman tedavisinde kullanılan ilaçlar migreni tetikleyen ilaçlar arasında bulunurlar.
Katkı Maddeleri
Katkı maddeleri artık birçok yiyecekte bulunmaktadır. Bu katkı maddeleri ve renklendiriciler migreni tetikleyen faktörlerdendir. Tatlandırıcılar, koruyucu monosodium glutamate, aspartame, nitratlar gibi maddeler tüketilmemesi gerekir, bunlar migren ataklarını tetiklemektedir.
Parlak, Titreşimli Işıklar
Kişinin güneş, titreşimli ve parlak ışıklara maruz kalmak migreni olumsuz yönde etkileyen etkilerdir. Parlak ve titreşimli ışıklar kişinin migren atağını başlatabilir. Bunun yanında kokularda migreni tetikler. Parfüm, sigara dumanı ve ağır kokular migreni tetiklemektedir.
Aşırı Sevinç, Aşırı Üzgünlük
Kişinin yaşadığı yoğun duygular ve duygu değişimleri olan korku, aşırı sevinç, stres, depresyon, aşırı üzgünlük gibi faktörler migreni tetikleyen etkenler arasında bulunmaktadır. Genel olarak etkiyen ise strestir. Kişinin stresli olması, birden çok migren tetikleyen faktörlerinde yapılmasına neden olmaktadır. Stres halinde kişinin uyku düzeni bozulmaktadır ve öğün atlanmasına da neden olur. Stresli halin geçmesi ile de migren ağrıları ortaya çıkmaktadır. Stresli olunması halinde uyku ve yemek düzenini bozmamak tetikleyen faktörleri azaltmaya yardımcı olmaktadır.
Uykusuzluk, Yorgunluk, Açlık
Kişinin uyku düzenini bozması ve günlük uyku ihtiyacını karşılamaması migreni tetikleyen faktörlerdir. Aşırı yorgunluk ve beslenme bozukluğu da olumsuz faktörlerdir. Kaliteli bir uyku için günlük 7-8 saat uyku gereklidir. Migren hastası olan kişilerin uzun süreli aç kalmamalıdır. 3 ana öğün yanında mutlaka ara öğünlerinde yapılması önemlidir.
Hava, Mevsim Değişiklikleri
Dünya genelinde yaşanan mevsim değişiklikleri ve hava basıncının migreni tetiklediği ileri sürülmüştür ve çoğu kişide de hava ve mevsim değişiklikleri migren ataklarına neden olduğu görülmüştür.
Migren Atakları Nasıl Baş Gösterir?
Migren atakları herkeste aynı şekilde yaşanmamaktadır. Kişiden kişiye göre değişen ataklar 4 saat ile 72 saat arasında sürebilmektedir. Migren atakları bazı kişilerde nadir görülebilir ama bazı kişilerde ayda ya da haftada birkaç kere yaşanabilir. Ataklar bazı bireylerde dayanılamayacak kadar şiddetli olabilmektedir. Bu sebeple kişiler büyük sorunlar yaşamaktadır. Migren hastalığı ataklar halinde başlar ve şiddetli ağrılara neden olur. Migren kişinin hayatını tehdit edecek kadar büyük bir hastalık değildir, ama kişiye büyük zorluklar yaşatmaktadır. Migren atakları başlamadan önce kişide sese ve ışığa karşı duyarlılık başlamaktadır. Migren atakları öncesinde kişide mide buluntuları ve kusma sorunları da yaşanabilir. Her kişide görülmese de migren atakları sırasında vücut direncinin zayıf olması ile bulantılar ve kusma yaşanabilmektedir. Gün boyunca yemek düzeninin bozulması da migren ataklarına zemin hazırlamaktadır.
Migren Belirtileri
Migren ağrıları başlamadan önce vücut bazı belirtiler göstermektedir. Bu belirtiler üç gruba ayrılır. Ön belirtiler, aura ve atak anında görülen belirtilerdir. Ön belirtiler olarak kişi de migren ağrıları başlamadan 1-2 gün öncesinde stres, karamsar bir ruh hali, kabızlık, sık görülen esneme, boyun ağrıları, depresyon gibi belirtiler yaşanmaktadır. Migren belirtileri herkes için aynı olmamaktadır. Bazı kişilerde bu ön belirtiler yaşanırken, bazı kişilerde bu belirtilerin hiçbiri görülmüyor olabilir. Kişi migren tedavisi görmüyor ise migren ağrıları 3 gün kadar şiddetli olarak görülebilmektedir.
Genel Belirtiler
Migren ataklarından önce kişilerde çeşitli değişiklikler görülebilir. Genel belirtiler olarak ses, ışık ve koku hassasiyeti, bulantı, kusma, tansiyonun yükselmesi, halsizlik ve yorgunluk bulunmaktadır.
Ses, Işık, Koku Hassasiyeti
En çok görülen belirtiler arasında ses, ışık ve koku hassasiyeti bulunmaktadır. Kişinin gün içerisinde yaşadığı stres ve maruz kaldığı sesler migreni tetiklemektedir. Zaman içerisinde de sese olan hassasiyet ışık için geçerli olur. Böyle olan durumlarda sessiz ve karanlık bir odada bulunmak ve istirahat etmek hastanın durumu için daha iyi olacaktır. Kokuya olan hassasiyet ise genellikle parfüm ve sigara kokusudur. Parfüm ve çevredeki diğer kokular hassasiyet yaratır ve kişide olan mide bulantısını artırarak kusmaya neden olmaktadır.
Bulantı, Kusma
Migren belirtileri arasında mide bulantısı ve kusma bulunur. Kokuya karşı olan hassasiyet mide bulantısını ve kusmayı etkilemektedir. Migren ile mide bulantısının ve kusmanın arasındaki bağlantı henüz çözülememiştir ama en çok karşılaşılan sebepler arasında bulunur. Östrojen seviyesinde yaşanan düşüşün mide bulantısına ve kusmalara sebep olduğu söylenmektedir ve bu da migreni tetikleyen faktörler arasındadır.
Yüksek Tansiyon
Migren, bio-elektriksel bir hastalık olduğundan vücudu çalıştıran otonom sinir sistemi ile doğrudan bağlantılıdır. Yüksek tansiyon yani hipertansiyon ise kan basıncının yükselmesidir. Buda otonom sinir sistemi ile bağlantılıdır. Böylelikle migren ve hipertansiyon birbirine benzeyen hastalıklar olmaktadır. Birbirleri ile bağlantılı olmaları sebebiyle migren atağı sırasında kişinin tansiyonu yükselebilir. Ya da tam tersi olarak yüksek tansiyon migreni tetikleyebilmektedir.
Halsizlik, Yorgunluk
Kişinin uykusunu yeteri kadar almaması ve gün içerisinde işlerin yoğunluğu sebebi ile vücut yorgun düşebilir. Gün içerisinde beslenmenin aksatılması da direnci düşürerek halsizliğe sebep olmaktadır. Halsiz ve yorgun olmak da migren için olumsuz etkilerdir ve migren ağrılarına yol açabilir.
Baş Ağrıları
Baş ağrıları migrenin en şiddetli olan belirtisi olmaktadır. Baş ağrılarının şiddeti kişi için her türlü olumsuzluk yaratmaktadır. Ağrıların şiddeti ile kişi yapması gereken görevleri yerine getiremeyecek kadar kötü bir duruma düşebilir ve istirahat etmek mecburiyetinde kalır. Migren baş ağrıları genellikle tek taraflı olarak görülmektedir. Tek taraflı olan ağrılar bazen yer değiştirebilmektedir. Baş ağrıları şakak kısmında, göz çevresinde ve gözün arka kısmında görülebilmektedir. Bunların yanında alın, kulağın arka kısmı, başın arkası da sık görülen ağrı bölgeleridir.
Ruhsal Belirtiler
Migren belirtileri arasında ruhsal olarak depresif olma durumu vardır. Kişi aşırı duyarlı olur ve ani tepkiler verebilir. Bunun yanında aşırı sevinç, üzülme, durgunluk, dikkatte azalma ve donukluk görülmektedir.
Nörolojik Bulgular
Nörolojik bulgular arasında; gözlerin kararması, uyuşma, felç, güçsüzlük, konuşmada güçlük çekme, kelimelerin unutulması bulunur. Aynı zamanda çift görme, gözlerin önünde pullanma oluşması ve geçici olarak görme kayıpları yaşanabilir.
Migren Tedavi Yöntemleri
Migren tedavisi için yapılması gereken ilk adım kişinin şikayetleri doğrultusunda doktor tarafından tanı koyulmasıdır. Yaşanan baş ağrıları sadece migrene ait olmayabiliyor. Bunun için bazı testlerin yapılması gereklidir. Yapılan incelemeler sonucunda ağrıların beyne ait hastalıklar sonucu değil de migren hastalığı yüzünden olduğu ortaya çıkarsa buna göre tedavilere başlanır. Yapılacak tedaviler kişi için uygun ise eğer migren ataklarından kurtulma durumu vardır. Migren tanısı koyulan hastanın ağrıları seyrek görülüyor ise atakları geçirmek için kriz tedavisi uygulanır. Kişinin atakları haftada 1-2 kez ya da daha fazla kendini tekrarlıyor ise koruyucu tedavi uygulanır. Migren tedavisinde öncelikli olan atakları tetikleyen faktörleri ortadan kaldırmaktadır. Bunların başında uykusuzluk, açlık ve stres durumu gelmektedir. Bu faktörlerin düzene girmesi ile ağrılar ortadan kaybolabilir ya da azalabilir. Migren tedavisi için kullanılan genel yöntem ilaç kullanımıdır. Migren tanısı konulan kişinin her ilacı kullanmaması gerekir. Çünkü birine iyi gelen ilaç diğer kişi için zararlı olabilmektedir. İlaçların kullanımı doktor kontrolünde yapılmalıdır. Doktor bilgisi dahilinde kullanılan ilaçlar ile kişi ağrısız bir hayat geçirebilir. İlaç kullanımının yanı sıra kişi günlük hayatını da bir düzene sokmalıdır. Bu önemli bir ayrıntı olup yapılmaması halinde kullanılan ilaçlar bir etki göstermezler. Yapılması gerekenler; düzenli olarak ezgersiz ve spor yapılması, yeterli kadar uyku, stresten uzak durmak eğer durulamıyorsa stres ile başa çıkmaya çalışmak, kişinin fazla bir kilosu var ise yeterli kiloya inmek ve alkolden uzak durmak. Bunların yapılması halinde ilaç kullanımı da işe yarayacaktır. Migren tedavisi için geliştirilen başka bir yol ise botoks. Genel olarak botoks kullanım amacı kozmetik olup kırışıklık tedavisinde kullanılmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucu botoks yaptıran migren hastası kişilerde ağrıların azaldığı görülmüştür. Böylelikle botoks migren tedavilerinde kullanılmaya başlanmıştır. Botoks kullanım alanı kronik migren olan kişilerdir. Etkili olduğu görülen botoks, sinirlerin sonlanma bölgelerinde nörotransmitterlerin salınımını durdurarak ağrıların önlenmesini sağladığı düşünülmektedir. Şakaklar, alın, boyun ve ense bölgesine uygulanan botoks bu bölgelerde belirlenen noktalara iğne yardımı ile derialtına botulinum toksini verilir. Tedavinin yapılmasının ardından hastada 3-4 ay süre ile ağrılar görülmemektedir. 3-4 ay sonra ağrıların tekrar nüksetmesi sebebi ile tedavinin sürekli yapılması gereklidir. Botoks uygulamasını nöroloji uzmanlarının yapması hastanın sağlığı için önemlidir. Migren hastalığı için uygulanan bir diğer teknik ise nöralterapi tedavisidir. 2008 yılından beri Türkiye’de uygulanmakta olan nöralterapi yöntemi lokal anestezi altında yapılır. İğne tedavisi yapılarak otonom sinir sistemi yeniden düzenlenir. Nöralterapi tedavisi sonrasında komplikasyon neredeyse görülmemektedir. Bu tedavi yöntemini her yaş grubundan kişiler yaptırabilir. Komplikasyonların çok az olması sebebi ile hamile kadınlar da tedavi olabilmektedir. Öncelikle hastanın migren derecesinin belirlenmesi gerekir. Böylelikle nöralterapinin yanında ek tedaviye ihtiyaç duyulup duyulmadığı ortaya çıkar. Migren ameliyatı da migren için çözüm yolu olmaktadır. Kapalı yöntem uygulanan migren ameliyatının bir diğer adı endoskopik tekniktir. Bu teknikte minik bir kamera ile açılan kesiden içeri girilerek migrenin başlangıcı olan bölgedeki sinir dokusuna ulaşılır. Bu bölgeler ense, şakak, alın ve üst göz kapağının üzeri olabilir. Ağrı odaklı olarak belirlenen bölgeler belirlenerek ameliyat yapılmaktadır. 1-3 santim arasında açılan kesinden içeriye kamera yerleştirilir. Kameranın girdiği bölge saç derisi ile kafatası kemiği arasındadır. Migrene sebep olan duyusal sinir dokuları ve çevresindeki dokular kamera sayesinde monitöre aktarılır ve bu görüntülere göre sinir dokusunun çevresi ile olan ilişkisi serbest hale getirilir. Böylece duyusal sinirler gevşetilir. Ameliyatın bitmesi ile açılan kesi dikilerek ameliyat sonlandırılır. Ameliyat süresi 1-4 saat arasında sürebilir. Kesiğin küçük olması sebebi ile ameliyat sonrasındaki izde çok küçük kalmaktadır. Taburcu olduktan sonra iyileşme hızlı olmaktadır ve kişi günlük hayatına hızlı dönebilir.
Aşamalı Migren Tedavisi
Aşamalı migren tedavisinde kullanılan yöntem Gökmen Yaklaşımı’dır. Yeni kullanılan yöntem ile migrenin tüm yönlerini ele alarak parçadan bütüne giden bir yol izlenmektedir. Aşamalı migren tedavisi dört adımdan oluşmaktadır.
Birinci Adım
Tedavinin ilk adımında hastanın bütün şikayetleri dinlenerek kayıt altına alınır. Kişinin ağrıları ile gerekli sorular sorularak tüm sorunlar öğrenilir. Böylelikle ağrı tüm yönleri ile öğrenilmiş olunur. Hastanın daha önce bir hastalığı var ise söylemesi gereklidir. Hastanın ailesindeki hastalıklar da öğrenilir özellikle bozucu alan ile ilgili hastalıklar. Migren bulgularının ve hastanın anlattığı detaylar bir zaman çizelgesi şeklinde kayıt edilir.
İkinci Adım
Hastanın sorunlarını detaylı şekilde öğrenilmesi ardından ikinci adıma geçilir. Tedavi için bozucu alanların hepsi zamanları gözetilerek kayıt edilir. Migren tedavisi için bozucu alan ağrının özellikleri dahilinde belirlenir. Gerekli tedavi için ilk ele alınacak bozucu alan belirlenir.
Üçüncü Adım (Nöral Terapi)
Tedavide üçüncü adım olan nöral terapi önemli bir süreçtir. Migren hastalığında kendini belli eden jinekolojik ve tonsil bölgelerin düzenlenmesi yapılır. Yumuşak doku ve bozucu alanların düzenlenmesi yapılır. Aynı zamanda hormonlarda düzenlenir. Kronik migrende ortaya çıkan otonom sinir sistemi bozukluğu düzenlenir. Tedavi sebebi ile yoğun ilaç kullanmış olan kişilerde sistem adaptasyonu sağlanır.
Dördüncü Adım (Dişler)
Migren ağrıları çok yönlü olup hayatı olumsuz yönde etkilemektedir. Aura esnasında gözler, dişler ve baş gibi vücudun birçok bölümü bundan etkilenir. Tedavinin dördüncü ve son adımı olan dişler ise migren tedavisi sırasında önemli bir detaydır. Ataklar sırasında dişlere de ağrılar yansımaktadır. Dişlerin etkilenme sebebi tedavisi sağlanmamış çürükler ve dişeti rahatsızlıklarıdır. Diş kontrolleri yapılmadığı içinde atak sırasında dişlere ağrının etkileri yansımaktadır. Hastaya migren tanısı koyulmuş ise mutlaka ağız ve diş sağlığını korumalıdır. Diş eti sorunları, kanal tedavileri, çürük dişler, yirmi yaş dişleri, kalmış kök, eksik dişler bulunuyor ise tedavisi yapılmalıdır ve protez bulunan hastalarda protezin dengesi sağlanmalıdır. Migren hastası olan kişiler yılda 2 defa diş kontrolleri yaptırmalıdır.
Bitkisel Çözümler
Migren tedavisi için herkesin çözüm yolu ilaçlar ya da iğneler olmamaktadır. Kişiden kişiye göre değişen bir durum olup bazı bireyler de bitkisel çözüm yollarını tercih etmektedirler. Migren tanısı konulan hastaların tüketmesi gereken önemli besinler arasında magnezyum tarafından zengin besin türleri bulunur. Kişinin vücudunda magnezyum mineralinin eksik olması migren ağrılarını tetikleyen faktörler arasındadır. Bu durumda vücuda magnezyum girebilmesi için yenmesi gereken besinlere örnek olarak; fasulye ve mercimek gibi kuru baklagiller, ceviz ve ıspanak bunlar gibi besinler magnezyum içerirler. Migren ağrıları için kullanılan besinlerden bir tanesi de zencefildir. Zencefilin taze olarak kullanımı daha fazla fayda sağlamaktadır. Kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor ve potasyum gibi yüksek değerlere sahip bir besindir. Ağrıları azaltacağı gibi migren ağrısı ile gelen mide bulantısına da çare olur. Tüm bunların birleşimi ile migrene karşı kolayca alınıp ve tüketilecek bir çözüm yolu olmaktadır zencefil. Uzmanlar tarafından yapılan araştırmalar bunu doğrulamaktadır. Doktorların verdiği migren ilaçları ile benzer etki oluşturduğu görülmüştür. Zencefilin yanı sıra biberiye de ağrı tedavisinde eski çağlardan beri kullanılmaktadır. Biberiyenin en önemli özelliği hoş kokusu sayesinde insanları rahatlatmasıdır. Böylelikle çekilen uykusuzluk sorunu ortadan kalkar ve migren ağrıları gitmiş olur. Rahat ve ferahlatıcı bir diğer çözüm ise nanedir. Taze nane yaprağı ile demlenen çay ya da ezilen nane yaprakları da kişiyi rahatlatır ve vücudu dinlendirir. Nane, A ve C vitamini bakımından zengindir. Aynı zamanda nanede magnezyum, kalsiyum ve potasyum bulunur. Ağrılar ile baş etmek için kullanılacak basit yöntemdir ve etkili olduğu görülmüştür.
Şifalı Ürünler ile Alternatif Tedaviler
Şifalı otlar kullanılarak migren ağrıları tedavi edilebilmektedir. Bunlar için kullanılacak alternatif tedavilerin başında biberiye çayı gelmektedir. 25-30 gram biberiye 1 litre kaynar suda demlenerek 10 ila 15 dakika kadar bekletilir. Ya da biberiye yaprakları ezilerek tatlı kaşığı kadar kullanılır. Bir fincan sıcak suya atılan yapraklar demlenir ve soğutularak içilir. Böylelikle migren ağrılarına karşı kullanılabilir. Migren için çarkıfelek çiçeği; anavatanı Amerika olan bu çiçek sakinleştirici ve ağrıları dindirici özelliği bulunmaktadır. Çiçekten 30-50 gram alınarak 1 litre kaynar suda demlenir. 10 ila 15 dakika kadar dinlenen çay süzülerek içilir. Baş ağrısı için bir fincan tüketilir. Günde 3 kez kullanılabilir. Ökse otu da alternatif tedavilerde kullanılan değerli bir bitkidir. Sakinleştirici ve yatıştırıcı özelliği bulunur. Ökse otu meyve vermeden taze dalları toplanılarak kullanılır. Dallar ince ince doğranarak 25 gramı yarım litre suya atılır ve bir gece o şekilde beklenir. Gece bekleyen ökse otu sabah ve akşam birer fincan içilir. Çok eski zamanlardan beri kullanılan lavanta çiçeği sakinleştirici ve antiseptik özellikleri ile değerlidir. Lavanta yağı çok yönlü olarak kullanılmaktadır. Bir avuç lavanta alınarak cam bir kavanoza konulur ve üzerine zeytinyağı eklenerek güneşte 3 gün bekletilir. 3 gün sonunda bekleyen lavanta süzülür ve taze çiçekler ilave edilir. İşlem tekrarlanır ve lavanta yağı kokusu sindiğinde işlem başarılı olur. Elde edilen yağdan şeker üzerine 3-5 damla dökülerek her gün yenilebilir. Lavanta yağı migrene ve baş dönmesine iyi gelmektedir. Yapımı zahmetli ve pahalı olmasına karşı lavanta migren için etkili tedaviler arasındadır. Basit bir diğer tedavi ise ıhlamur çiçeğidir. Ihlamur çiçeğinin sakinleştirici özelliği vardır. Aynı zamanda sinirsel gerginliği azaltacağından stres ile baş etme yöntemlerinden biridir. Ihlamur sıcak su ile demleyerek içilebilir. Migren ağrıları sırasında sıcak ıhlamur içildiğinde kafada olan kan damarlarını gevşetir ve ağrıları azaltır. Migren sonucu oluşan mide bulantılarına ve kusmaları önler. Bu sebeple gece yatmadan önce bir fincan ıhlamur içilmesinde fayda vardır. Nane, ağrılar için kullanılacak basit ve etkili yollardan diğeridir. Nane yapraklarını ılık suda dinlendirilip ağrıyan bölgeye kompres yapılması migren ağrılarına iyi gelmektedir. Aynı zamanda nane yapraklarının kaynatılarak içilmesi bulantı ve kusmalara yardımcı olmaktadır.
Migren Tedavisi Hangi Uzmanlık Alanına Girer?
Migren atak halinde devam eden ve kendini sürekli tekrarlayan ağrılardır. Migren atakları sırasında sinir sıkışmaları, damar yolları ve sindirim yollarının geçici olarak görevleri aksamaktadır. Bu sebepler doğrultusunda migren tedavisi nöroloji bölümünün uzmanlık alanına girmektedir.
Migren Tedavisi Fiyatları
Yapılacak olan migren tedavisinin fiyatları kişiye göre belirlenmektedir. Sabit bir fiyatı olmayan tedaviler ağrıların aşamasına göre değişiklik gösterir. Fiyat öğrenmek için sağlık kuruluşuna başvurmak gereklidir.
Migren Tedavisi Öncesi
Migren tedavisi öncesinde gerekli olan tetkikler yapılır. Migren tüm yönü ile incelenerek gerekli olan bilgiler kayıt edilir. Tedavi öncesinde yapılması gerekenler hakkında doktor bilgi verecektir.
Tetkikler
Tedavi öncesinde yapılması gereken bazı tetkikler bulunmaktadır. Bu tetkikler yapılırken hastanın gerekli olan tüm bilgileri vermesi tedavi süreci için önemlidir.
Hasta Şikayetlerinin Dinlenmesi
Migren belirtileri ile başvurmuş olan hastanın şikayetleri tüm yönleri ile dinlenir. Hasta şikayetleri anlatırken kayıt alınarak detayların atlanması önlenir. Yapılan fiziki muayene ile birlikte doktor tarafından diğer tetkiklerde yapılarak migren tanısı konulur.
Kan Tahlili
Kan tahlili yapılarak kan damarlarında oluşan problemler, beyinde oluşan enfeksiyonlar görülür ve buna göre tedavi yapılır.
Migren Özelliklerinin İncelenmesi
Kişinin şikayetleri doğrultusunda migren özellikleri incelenir. Migren özelliklerinden hangi çeşit olduğu bulunarak doğru tedavi uygulanır. Kişilerde en çok görülen migren tipi aurasız migren olmaktadır. Doktor tarafından doğru değerlendirme yapılması tedavi süreci için önemlidir.
Genetik Bulgular
Migren hastası olan kişilerin büyük çoğunluğunda genetik yatkınlık bulunmaktadır. Anne ya da babanın migren hastası olması çocukta görülme ihtimalini %40 yapmaktadır. Anne ve babanın her ikisinde migren hastalığı bulunması ise çocukta görülme ihtimalini %75’e yükseltmektedir. Bu sebeple genetik bulgular önemlidir.
Migren Bulguları Çizelgesi
Kişinin yaşadığı migren atakları sırasında ya da öncesinde bazı belirtiler görülmektedir. Sinirlilik, depresyon, ışığa, sese ve kokuya hassasiyet gibi bulgular görülebilir. Tüm bunların doktor ile paylaşılması gereklidir. Doktor bu bilgiler ile bir çizelge hazırlayarak tedavi sürecini belirler.
Bozucu Alan Nedir? Bozucu Alanın Belirlenmesi
Bozucu alan, vücutta önceden oluşmuş kimyasal, fiziksel ya da travmalar olmaktadır bunlarda patolojik saha yani bozucu alan haline gelir. Önceden geçirilmiş olan ameliyatlar, hastalıklar, yaptırılan diş tedavileri, kullanılan ilaçlar, kırıklar, yanıklar ve doğum gibi vücudu etkileyen bütün olaylar vücudun zayıf olduğu bölgelerde tekrar hastalık ortaya çıkartabilir. Bozucu alana lokal anestetikle birlikte uygulanan nöral tedaviler etkiyi azaltmaktadır ve belirtilerde düşüş görülür. Bozucu alanlar genellikle diş, tonsil, paranasal sinüslerde ve kafa kısmında görülmektedir. Bozucu alanlar belirlenirken 3 farklı yöntem uygulanır. İlki hastanın öyküsünün dinlenmesidir. Daha önce geçirdiği ameliyatlar, travmalar ve bütün hastalıklar dinlenerek kayıt edilir. İkincisi fiziki yapılan muayenedir. Üçüncü yöntem sinir sistemi ile kaslar arasında ilişki kurularak yapılan adele testidir. Konulan tanının doğrulanması için yapılır.
Tedavi Öncesi Beslenme
Migren hastalarının tedavi öncesinde de dengeli ve sağlıklı beslenmesi gereklidir. Öğün atlanmaması da migren ataklarını engellemekte yapılacak önemli işlemdir. Migreni tetikleyen besinlerden uzak durulması gerekir. Bu besinler herkes için aynı olmayabilir. Uzak durulması gereken besinlere vücut tepki göstermektedir ve buna göre hareket edilmelidir. Genel olarak; konserve ürünler, baharatlı yiyecekler, deniz ürünleri, sakatat ürünler, soya bulunan ürünler ve kafeinli içecekler gibi besinler tüketilmemesi gereklidir.
Tedavi Öncesi Sigara ve Alkol Tüketimi
Tedavi öncesinde sigara ve alkol tüketiminin bırakılması gerekir. Migren hastası olan kişilerde sigara ve alkol kullanımı migreni tetikleyerek ağrılara sebebiyet vermektedir. Tütün ürünleri ve alkollü içecekler migrenin baş düşmanı olarak görülebilir.
Kullanılan İlaçların İncelenmesi
Migren ağrıları için daha önce bir ilaç kullanılmış ya da hali hazırda kullanılan bir ilaç var ise bunların bilgisi doktora verilmesi gerekir. İlacın ağrılara etki edip etmediği incelenir ve gerekiyor ise farklı ilaçlar kullanılmaya başlanır.
Daha Önce Alınan Tedavilerin İncelenmesi
Migren için daha önce bir tedavi alınmış ise bu konu hakkında da inceleme yapılır. Alınan tedavi ağrılar için etkili olmadığından başka tedaviler üzerinde durulur.
Migren Tedavisi Sonrası
Migren tedavisi sonrasında ağrıların tam anlamı ile geçmesi için yapılması ve düzenlenmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır. Bu hususlar düzenlendiği takdirde kişi ağrılarına tam anlamı ile veda etmektedir.
Yumuşak Doku Hormonlarının Düzenlenmesi
Tıp dilindeki adı ile fibromiyalji ya da yumuşak doku romatizması, migren tedavisi sonrasında düzenlenmesi gereken bir sendromdur. İskelet sistemi ağrısı, kas ve uyku bozukluğu gibi bulguları bulunan ağrı sendromudur. Yumuşak doku romatizması bulunan kişiler kendilerini yorgun hissederler ve uyku problemi yaşarlar. Genellikle kadınlarda görülen bir durumdur. Kişinin yoğun bir tempoda çalışması ve vücutlarını fazla yormaları sebebi ile ortaya çıkar. Yoğun tempo sırasında oluşan stres ise hastalığı daha fazla zorlaştırmaktadır. Psikolojik travmalar, genetik yatkınlık ve çevresel faktörler hastalığın nedenleri arasındadır. Yumuşak doku hormonlarının düzenlenmesi migren için önemlidir. Tedavisi için erken başlanılması başarı oranını yükseltmektedir. Kişinin günlük yapmış olduğu aktiviteler tekrar düzenlenerek normal hayata devam etmesi amaçlanır. Kasları güçlendirmeye yönelik egzersizler yapılmaktadır. Stres sonucu ortaya çıkan fibromiyalji için tedavi uygulanarak ruhsal olan sorunlara çözüm sağlanmış olur. Doktor tarafından kas gevşetici ilaçlarda verilmektedir.
Jinekolojik Bölge ve Tonsil Düzenlenmesi
Migren tedavisinde düzenlenmesi gereken bir diğer bölge ise jinekoloji ve tonsildir. Gökmen Yaklaşımı tedavisi için yeterli bilgi bulunmayan fibromiyaljinin nedenlerini bulunarak kişinin sağlığına kavuşmasını sağlamaktadır. Tonsil bölgesi yani bağ dokusu bozucu alanı, kişinin çocukluk döneminde geçirmiş olduğu ya da hala devam eden boğaz enfeksiyonlarıdır. Doğum, sezaryen, kürtaj ve spiral yani jinekolojik müdahalelerde bozucu alanları oluşturmaktadır. Jinekolojik bozucu alanların düzenlenmesi için nöral terapi yapılması gerekir. Tonsil bozucu alanları için de nöral terapi şarttır.
Otonom Sinir Bozuklukları Düzenlenmesi
Migren otonom sinir sisteminde kaynaklanan bir hastalıktır. Bio-elektriksel bir hastalık olan migren, otonom sinir sistemini etkileyerek işlevlerinin geçici olarak aksamasını sağlar. Otonom sinir sistemindeki bozuklukların düzenlenmesi ile migren tedavisi yapılmaktadır. Migreni tetikleyen faktörlerin ortadan kaldırılması gereklidir. Uyku bozukluğu, açlık ve stres migreni tetikleyen faktörlerden birkaçıdır.
Yoğun İlaç Kullanan Hastalar İçin Sistem Adaptasyonu
Migren tedavisi için kullanılan ilaçlar kişinin bünyesinde bağımlılık yapabilmektedir. Bu gibi durumlarda ilaç tedavisi işe yaramamaktadır. Yoğun ilaç kullanan hastalar için adaptasyon gerekmektedir. Bunun için hastanede uygulanan çeşitli tedavi yöntemlerine başvurulur.
Migren Tedavisi Sonrası Ağrılar
Migren tedavisi sonrası ağrılar kişiden kişiye göre değişebilmektedir. Tedavi kişi için uygun ise ağrılar çok hafif görülür ya da hiç görülmez. Migren ameliyatı olan kişiler için ise ameliyat sonrasındaki ilk 2-3 gün ağrılar görülebilmektedir. Bu ameliyat sebebi ile oluşan ağrılardır. Tedavi sonrası ağrıların oluşmaması içinde kişinin günlük yaşamını tekrar düzenlemesi gereklidir.
Migren Tedavisi Yan Etkileri, Komplikasyonları
Tedavi sonrasında bazı yan etkiler ve komplikasyonlar oluşabilmektedir. Bunlar; kusma, ağrılar, halsizlik ve geçici ataklardır.
Ağrı
Ameliyat sonrasında ağrıların görülmesi normal bir durumdur. Ağrılar 2-3 gün sürmektedir. Botoks tedavisi sonrasında da olabilmektedir.
Bulantı – Kusma
Migren tedavisi sonrasında mide bulantısı ve kusma görülebilmektedir. Mide bulantısını önlemek için verilen ilaçların kullanılması gereklidir.
Halsizlik
Tedavi sonrasındaki halsizlik migren atakları sonrasında görülen halsizlik kadar olmamaktadır. Tedavi sonrasında görülen halsizlik geçicidir.
Geçici Ataklar
Migren ameliyatı sonrasında görülebilen bir durumdur. İlk günler için geçerli olan ataklar gelmeden önce ağrı kesici ilaçların kullanılması halinde ataklar kısa süreli olacaktır. İlaçların kullanımı bu durum içerisinde önemlidir.
Diş Kontrolleri
Tedavi öncesinde yapılan diş kontrollerine sürekli olarak devam edilmelidir. Çürük dişler, protezler, yirmi yaş dişleri gibi sorun yaratacak durumlar migreni tetiklemektedir. Bunun için yılda iki kere diş kontrollerinin yapılması önemlidir.
Migren Tedavisi Sonrası Doktor Kontrolleri
Migren ameliyatı yapılmış ise dikişlerin alınacağı zaman kontrol de yapılmaktadır. Ameliyat yapılmadan tedavi olunmuş ise kontrol zamanlarını doktor belirlemektedir. Migren tedavisi sonrasında kontroller için doktora sorulması gerekir.
Tedavi Sonrası Beslenme
Tedavi sonrasında dikkat edilmesi gereken en önemli husus beslenmedir. Migreni tetikleyecek olan besinlerden uzak durulmalı ve öğün atlanmamalıdır. Öncelikli olarak kahvaltının mutlaka yapılması gerekir. Kahvaltının atlanması günün ilerleyen saatlerinde migren krizlerine sebep olabilir. Kahvaltı için işlenmiş etler (sosis, sucuk, salam vb.) tüketilmemelidir. Bunların yerine daha hafif bir kahvaltı tercih edilmelidir. Domates, salatalık, zeytin, haşlanmış yumurta gibi taze ve doğal ürünler tüketilmelidir. Bunların yanında kişi kahve veya çayı tercih etmek yerine yeni sıkılmış meyvelerin sularını içebilir. Kişi çay içmek istiyor ise çok açık şekilde içilmelidir. Kişinin kendini uzun süre ile aç bırakmaması gereklidir. Atıştırmalık olarak meyve ve sebze tüketilebilir. Akşam yemekleri için çok yağlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Yağlı yiyecekler yerine ızgara türü tercih edilebilir ve yanında salata eşliğinde tüketilmelidir. Gün içerisinde su tüketimini de unutmamak gerekir. Sağlıklı ve düzenli beslenme ile migren ataklarından kurtulmak mümkündür.
Tedavi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Tedavi sonrasında dikkat edilmesi gereken konular bulunmaktadır. Kişinin uykusuna ve beslenmeye dikkat etmesi gerektiği bilinen bir gerçektir. Kişi kaliteli bir uyku için uyku saatlerini ayarlamalıdır ve günde 7-8 saat uyumalıdır. Düzenli egzersizler ve spor yapılmalıdır. Bunun için tempolu yürüyüşler yapılabilir, yüzme, dans ya da bisiklete binilebilir. Alkol ve sigaradan da uzak durulmalıdır. Bunlar migreni tetiklemektedir. Stresten uzak durulmalıdır. Stresli bir ortamda çalışılıyor ise stres ile başa çıkma yöntemleri geliştirilmelidir ya da destek alınmalıdır.
Sık Sorulan Sorular
Migrenin Kesin Tedavisi Yoktur İbaresi Doğru mu?
Migrenin kesin tedavisi yoktur ibaresi yanlıştır. Uygulanan ve yeni geliştirilen yöntemler ile migrene çözüm bulunmaktadır. Migren tedavilerini alan kişilerin büyük çoğunluğu ağrılarından kurtulmuştur. Tedavi sonucu ağrıları devam eden kişiler için ise ya yanlış bir tedavi uygulanmıştır ya da tedavi sonrası dikkat edilmesi gerekenler yapılmamıştır.
Migren Tedavisi ile Kalıcı İyileşme Sağlanabilir mi?
Migren tedavisi ile kalıcı bir iyileşme sağlanmaktadır. Bunun için kişinin belirtileri ve öyküsü dinlenmelidir. Kişiye özel bir tedavi sağlanmalıdır.
Migreni Oluşturan Etkenlerin Yok Edilmesi Mümkün mü?
Migreni oluşturan ya da tetikleyen etkenlerin hepsinin yok edilmesi mümkün değildir. Migren hastalığının sebebi tam olarak bilinmese de kalıtsal olarak geçtiği kabul edilmektedir. Bu engellenemez bir durumdur. Migren hastası olan bir kadın için saçının sıkı bağlanması migreni tetikler. Bunun için yapılacak bir çözüm bulunmaktadır ama mevsim değişikliği sırasında da migren ağrıları yaşanmaktadır. Çevresel faktörler migreni etkiler ve hepsinin yok edilmesi maalesef mümkün değildir.
Tetikleyici Faktörlerin Engellenmesiyle Migren Atakları Önlenebilir mi?
Migrenin tetikleyici faktörleri engellenerek migren atakları önlenebilmektedir. Kişinin düzenli uyuması, öğünlerini aksatmaması, tüketilmemesi gereken besinlerden uzak durması gibi birçok tetikleyici faktörden uzak durarak migren ağrılarının önüne geçilmiş olunur.
Migren Tedavisi Zor mu?
Migren tedavisi zor değildir. Bazen uzun soluklu olabilmektedir. Kısa süreli olabilen migren ameliyatıdır. Kronik migren tedavisi için sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Ameliyat 1-4 saat arasında sürmektedir ve etkili sonuçlar alınır. Botoks işlemi ise tekrar gerektiren bir yöntemdir.
Migren Tedavisi Ne Kadar Sürüyor?
Migren tedavisi kullanılan yönteme göre süreci değişebilmektedir. Ameliyat 1-4 saat arasında sürerken botoks yöntemi her 3-4 ayda bir tekrarlanması gerekir. Botoks yöntemi ilk yıl için 3-4 ay arası ile tekrarlanmaktadır. Bir yıldan sonra ağrıların durumuna göre süre değişebilmektedir.
Migren Tedavisi Günlük Hayatı Etkiler mi?
Migren tedavisi günlük hayatı ve kişinin faaliyetlerini etkilememektedir. Botoks yöntemi kullanılıyor ise botoks uygulaması sonrasında 2 saat kadar kafanın aşağı eğilmemesi gerekir. Bunun dışında kişi işlerini rahatlıkla yapabilir.
Tedavi Sürecinde İstirahat Raporu Alabilir miyim?
Tedavi sürecinde kişi kendini iyi hissetmiyor ise istirahat raporu verilmektedir. Ameliyat sonrası için istirahat raporu kişi istemeden de verilmektedir.
Migren Tedavisinde Yaş Durumu Önemli mi?
Migren tedavisi sürecini kişinin yaş durumu etkilememektedir. Çocuklarda migren hastalığı görülmüş ise genellikle ilaç tedavisi uygulanmaktadır.
Alternatif Migren Tedavileri Etkili midir?
Alternatif migren tedavileri migreni geçici süre ile uzak tutmaktadır. Etkili olmaktadır ama kalıcı bir çözüm yolu değildir. Kalıcı bir çözüm için hekim desteği alınmalıdır.
Hangi Tedavi Yöntemini, Neye Göre Tercih Etmeliyim?
Hangi tedavi yönteminin kullanılacağı hakkında doktor ile görüşüp karar vermek gereklidir. Hastalık öyküsünün dinlenmesi ile kişiye özel tedavi yöntemi kullanılır.
Migren Tedavisinde En İyi Doktor Diye Bir Şey Var mı?
Migren tedavisi için en iyi doktor diye bir kavram kullanılmamaktadır. Bunun için kişi tercihine göre araştırma yapıp dilediği doktora başvurabilir.
Devlet Hastanesinde mi Özel Hastanede mi Tedavi Olmalıyım?
Uygulanan yöntemlerden bazıları devlet hastanesinde de yapılmaktadır. Kişinin tercihine ve maddi durumuna bağlı olarak tedavi olunacak hastane seçilebilir.
Tedavi Sonrasında Tetikleyici Faktörler Yeniden Baş Gösterir mi?
Bu durum kişiden kişiye göre değişebilmektedir. Tetikleyici faktörlerin baş göstermemesi için dikkat etmekte fayda vardır.
En Etkili Sonucu Almak İçin Nelere Dikkat Etmeliyim?
Tedavi sonrasında en etkili sonucu görebilmek için doktorun vermiş olduğu ilaçlar var ise düzenli kullanılması gereklidir. Tetikleyici faktörlerden uzak durulması ve düzenli bir hayata geçilmesi önemlidir. Kişinin en etkili sonucu alabilmesi için sağlıklı beslenmesi ve sporu hayatına alması gerekir.
Migren Tedavisi Caiz midir?
Migren kişinin sağlığını bozan ve günlük işlerini bile aksatan bir hastalıktır. Tedavi olunmadığı sürece sürekli ağrılar ile yaşanması gerekir. Sağlık için yapılan bir işlem olduğu için migren tedavisi caiz görülmektedir.
Migren Tedavisi İçin Hangi Bölüme Gidilir?
Migreni ortaya çıkaran sebeplerin karmaşıklığı, tedavi sürecindeki yaklaşımların da en az sebepler kadar kompleks olması başvurulacak bölümün doğru seçilmesini gerektirir. Baş ağrısı toplumda oldukça sık karşılaşılan bir sorun olmakla birlikte tedavisi genelde evde, çok nadiren de aile hekimliklerinde yapılmaktadır. Sürekli tekrarlayan ve ışığa karşı duyarlılık gibi sorunları da beraberinde getiren migrenin tedavisi nöroloji polikliniğinde ve nöroloji uzmanları gözetiminde yapılmalıdır.
Migren Tedavisi Olunmazsa Ne Olur?
Migren hayat konforunu ciddi oranda etkileyen bir baş ağrısı türüdür. Yıldan yıla ortaya çıkma sıklığında azalma görülür. Uygulanacak tedavilerin birçoğu da ağrıyı ötelemeye yönelik olduğundan dolayı, esasen migrenin kesin bir tedavisinden bahsetmek mümkün değildir. Migren tedavi edilmediği takdirde ışığa karşı aşırı hassasiyet, iş hayatından ve sosyal yaşamdan geri kalma gibi sorunları ortaya çıkarabilir. İleri seviyede ise ağrının görülme sıklığında azalma yaşanır. Kırklı yaşlardan sonra ise migren atakları ile nadiren karşılaşılır. Yani tedavi edilmese dahi migren yıllar içinde ortadan kalkmaktadır.