Prostat Büyümesi Tedavisi
- Sık Sorulan Sorular
- Prostat Büyümesi Tedavi Edilmezse Ne Olur?
- Prostat Büyümesi İdrar Yolları Enfeksiyonuna Yol Açar Mı?
- Prostat Büyümesi İdrar Kesesinde Hangi Sorunlara Yol Açar?
- Prostat Büyümesi Böbrek Yetmezliğine Neden Olur Mu?
- Prostat Büyümesinde En Çok Tercih Edilen Tedavi Yöntemi Nedir?
- Prostat Büyümesi Hastalığı Sadece Yaşlılarda Mı Görülüyor?
- Prostat Büyümesi Sertleşme Sorununa Yol Açar Mı?
- Prostat Büyümesi Kısırlığa Neden Olur Mu?
- Alkol ve Sigara Kullanımı Prostat Büyümesine Neden Olur Mu?
- Prostat Büyümesi Önlenebilir Mi?
- Prostat Büyümesi Ağrı Yapar Mı?
- Prostat Büyümesine İyi Gelen Besinler Nelerdir?
- Prostat Büyümesi Tedavisi Nasıl Olur?
Genellikle 60 yaş ve üzeri erkeklerde görülen prostat büyümesi oldukça sık rastlanan bir durumdur. İdrar yapımını güçleştiren bu problemin, mesanenin tam anlamıyla boşaltılması ve böbreklerin zarar görmemesi için geciktirmeden tedavisi yapılmalıdır. Mesane ile üretra olarak da bilinen idrar kanalının üst kısmında bulunan prostat bezinin büyümesi ile gerçekleşen bu olay idrar yolunu baskılar ve idrarı bloke edebilir. Bu nedenden dolayı mutlaka doktora gidilmelidir. Her ne kadar tedavi amaçlı bitkisel ürünler ve kürler kullanılsa da tıbbi destek alınmalıdır.
Prostat, bütün erkeklerde var olan ve genç yetişkin erkeklerde 18 ile 20 gram arasında değişkenlik gösteren bir salgı bezidir. Yetişkin bir erkekte ulaştığı ortalama büyüklüğü ceviz büyüklüğü kadardır. Karın bölgesinde bulunan organların mesaneden sonra gelen alt kısmında, kalın bağırsağın son bölümünün (rektumun) ön kısmında bulunur. Prostat, meni denilen sıvının büyük bir bölümünü salgıladığı için ve meninin içindeki spermlerin hareketlilik ve canlılık kazanması bakımından birtakım maddeleri bulundurduğu için önemlidir. Prostat salgısında herhangi bir sorun olduğunda sperm hareketlerini etkilediğinden dolayı çocuk sahibi olmak muhtemel olmayabilir.
Prostat büyümesi toplumda yaygın görülen bir hastalıktır. Yalnızca erkeklerde görülür. Genellikle 60 yaş ve sonrasında görülen bu durum 40’lı yaşlara da inmektedir. En yaygın olarak görülen türü iyi huylu prostat büyümesidir. İyi huylu prostat büyümesi yaşla birlikte artmaktadır. Prostat büyümesinin sonuçları böbrek yetmezliğine kadar ilerleyebilir. Bu nedenle özellikle 40 yaşlarından sonra sürekli kontrole gidilmeli herhangi bir şekilde idrarda yanma veya idrarı kesik kesik yapma durumlarıyla karşılaşıldığında doktora gidilmelidir.
Prostat Büyümesi Tedavisi Hakkında
Halk arasında tanınan ismiyle prostat büyümesi, prostatın en sık rastlanan sağlık sorunlarından biridir. Yaşam kalitesine fazlaca olumsuz etkide bulunan bu hastalığın, bazı erkeklerde görülme olasılığı bazılarına göre daha fazladır. Araştırmalar sonucunda görülüyor ki, 60 yaşlarına erişmiş erkeklerde prostat büyümesi %50 iken 80 yaşlarına erişmiş erkeklerde bu büyüme %90’lara ulaşmıştır. Prostat büyümesi ile prostat kanseri birbirinden farklı iki hastalık türünü oluşturur.
Yaşlanma, yaşam tarzı, kalp hastalığı, aile öyküsü, diyabet hastalığı, ırk, genetik özellikler ve yaşanılan coğrafya prostat büyümesine etki eden faktörlerdir. 40 yaşından önce iyi huylu prostat büyümesi hastalığının görülmesi oldukça nadir bir durumdur. Olumsuz beslenme, sigara kullanımı gibi yaşam tarzları prostat büyümesinde önemli bir rol oynar. Kalp ve diyabet hastalığı için alınan bazı ilaçlar prostat hastalığı riskini artırmaktadır. Ailesinde prostat rahatsızlığı bulunan bireylerin bulunmayanlara göre bu sorunlara karşılaşma olasılığı daha fazladır. Prostat hastalıkları, diğer ırklara göre siyahi ırkta daha fazla görülür. Aileden gelen genetik hastalıkların yanı sıra bireyin maruz kaldığı kimyasal maddeler ya da zararlı ışınlar gibi faktörler genetik özellikleri değiştirir. Dünyanın çeşitli bölgelerinde prostat büyümesi hastalığının görülme sıklığı değişim göstermektedir. Örneğin; prostat büyümesi Kuzey Avrupa’da daha fazla görülüyorken Doğu Asya’da daha az görülür.
Hastalığın teşhisi konduktan sonra, doktorunuz gerçekleşen belirtileri hafif olarak nitelendiriyor ise hemen tedavi önermeyebilir. Fakat herhangi bir komplikasyon geliştirmediğinden emin olmak için yıl içinde belirli periyotlarda kontrol edilmesini isteyebilir. Belirtiler şiddetli bir şekilde artış gösterirse hem tıbbi hem de cerrahi tedavilere başlanabilir.
Prostat Büyümesi Nedir?
İdrar kesesinin alt kısmında bulunan prostat, dış idrar yolunu da çevreler. Erişkin erkeklerde büyüklüğü 20 gram civarındadır. Prostat hastalık olmayıp erkeklerde bulunan bir bezedir. Vücut da ki görevi erkeklerde meni sıvısının bir kısmını üretmektir. Prostatın büyümesi ile idrar kanalı tıkanır. Bundan dolayı prostat büyümesi hastalığı meydana gelir. Bu hastalığın sonucunda idrar yapamama gibi başlıca şikayetler oluşur. Prostat iki şekilde büyür. Bunlardan biri iyi huylu iken diğeri de kötü huyludur. Kötü huylu büyüme prostat kanseridir. İyi huylu prostat büyümesinde kanalın sıkışması sonucu idrarın tam anlamıyla ve yeteri kadar dışarı atılamaması durumudur. Bundan dolayı idrar böbreklere geri kaçarak böbreklerin işlevini bozabilir ve böbrek yetmezliğine sebep olur.
Prostat Büyümesi Belirtileri Nelerdir?
Prostat büyümesinin oldukça fazla belirtisi vardır. Prostat bezinin büyüdüğünü işaret eden belirtiler; çatallı idrar, idrar tutamama, geceleri idrar için uyanma, kesik kesik idrar yapma, idrarda yanma, aniden idrara sıkışma, idrar taziyinde azalmanın görülmesidir.
Depolama Belirtileri
Mesanede idrarın depolanması anlamına gelir. Depolama belirtileri; normal şartlardan daha fazla idrar yapma ihtiyacı duyulması, geceleri tuvalete kalkma ihtiyacı, irade dışı idrarın kaçırılması, aniden idrar yapma ve bu ihtiyacın bekletilmemesidir.
İşeme Belirtileri
İdrar yapımı aşamasında gözlenen belirtileri oluşturur. Bu belirtiler; idrar yaparken zayıf bir akımla yapılması, dağınık idrar akımı, çatallı idrar akımı, kesik bir şekilde idrar yapılması, ıkınmanın eşlik ettiği idrar boşaltımı, idrar yapmaya başlamadan önce beklenmesi ve idrar yapımının normalden fazla sürmesidir.
İşeme Sonrası Belirtileri
İşeme işleminin sonucunda yaşanan histir. Bu belirtiler; mesanenin tam olarak boşalmama hissi, miktürasyon (işeme) sonrası iç çamaşırında irade dışı idrarın kaçırılması ve selim prostat büyüme tanısıdır.
Prostat Büyümesi Tedavi Türleri
Prostat büyümesi tedavi edilebilir bir hastalıktır. En çok ilaç tedavisi ve ameliyat yöntemleri kullanılır. Başlangıçta ameliyat yerine ilaç tedavisi tercih edilir. Fakat ilaç tedavisinin yeterli olmadığı anlarda, hastaların ilaca alerjisi olduğu ya da ilacın yan etkilerinden zarar gördüğü durumlarda ameliyat tedavisine başvurulabilir. Hastalarda şiddetli yakınmalar ve ağrılar zamanla arttığında ameliyata gerek duyulur. İlaç tedavisi ve cerrahi tedavi dışında, evde doğal yöntemler ile uygulanan tedavi seçenekleri vardır. Bunlar arasında bitkisel ürünler, beslenme alışkanlığı ve beslenme programları, kürler ve bazı günlük hayattaki alışkanlıkların değiştirilmesi (alkol ve sigara kullanımının sınırlandırılması ya da bırakılması, kafein içeren içeceklerin azaltılması vb.).
İlaç Tedavisi
Prostat büyümesi problemini yaşayan hastaların en çok sorduğu sorulardan biri ilaç tedavisidir. Fakat günümüzde hala prostat büyümesini tedavi eden bir ilaç bulunmamaktadır. İlaç tedavisi ancak ağrıları azaltmak ve hastaların şikayetlerini en aza indirmek için kullanılır. Orta derecede rahatsızlık belirtileri olan hastalarda en sık yararlanılan yöntemdir. Uygulanacak tedavi için kullanılan bir takım ilaç grupları vardır. İlaçların etkisi sürekli kullanılması ile doğru orantılıdır.
Bu hastalığın tedavisinde en sık kullanılan ve prostat kaynaklı tıkanmayı hızlı bir şekilde rahatlatan ilaç; Alfa Bloker’dır. Prostatta bulunan düz kasları gevşeterek semptomları ve idrar akışını iyileştiren bir tür ilaç grubudur. Erkeklere en sık tavsiye edilen ilaçtır. Tamsulosin, Silodosin, Alfuzosin, Terazosin ve Doxazosin bu grup da yer alan ilaç türlerindendir. Yan etkileri hafiftir. Alfa Bloker’ın son zamanlarda yan etkileri az olan türleri bulunmaktadır.
Bu ilaç grubunun dışında yaklaşık 35 gram ve üzeri prostat büyüklüğüne sahip olan hastalarda, büyüklüğü durdurmak ve ebat olarak küçültme sağlamak amacıyla ‘5 Alfa Redüktaz İnhibitörleri’ olarak adlandırılan bir ilaç grubunda bulunur. Rahatsız edici belirtilerde reçete ile verilir. Bu ilaçlar cerrahi müdahaleyi azaltabilirler. Düzenli kullanıldığı takdirde ilaçların etkisi 9. aydan itibaren başlar. 1 yıldan uzun süren tedaviler için önerilir. Ürolog, aşırı aktif mesane teşhisi koyduysa ve bununla birlikte sık sık tuvalet ihtiyacı varsa tedaviye ‘Anti-Kolinerjik’ grubunu ilave eder.
Fosfodiesteraz 5 İnhibitörleri erektil disfonksiyonunun tedavilerinde kullanılır. Ayrıca BPH ile ilgili semptomların iyileştirilmesinde de kullanılmaktadır. Sertleşme üzerinde etkili olan ‘Fosfodiesteraz 5 İnhibitörü’ grubunun ilaçları düzenli bir şekilde kullanıldığı takdirde işeme şikayetlerini de azalttığı ispatlanmıştır. Baş dönmesi, hazımsızlık ya da baş ağrısı gibi yan etkileri bulunur. Ayrıca Fosfodiesteraz 5 İnhibitörlerin, Alfa bloker grubunda yer alan doxazosin ya da terazosin gibi ilaçlarla birlikte kullanılması önerilmez. Özellikle kalp sorunu yaşayan hastalarda, böbrek yetmezliği olanlarda ve yüksek tansiyon problemi olanlarda kullanılmaması gerekir. Geceleri sık sık tuvalete kalkan hastalarda ‘desmopressin’ etkilidir. Ancak dikkatli kullanılmalıdır. Son zamanlarda ilaçların birleşiminden oluşan tabletler Amerika’da ve Avrupa’da satışa çıkmıştır.
Cerrahi Tedavi
İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı ve bulguların ileri derecede olduğu durumlar da cerrahi tedavi gerekir. Ayrıca bazı hastalarda ilaçların yan etkileri olabilir ve bu ilaç kullanımı çok bekletilmeden sonlandırılmalıdır. Bu gibi durumlarda cerrahi müdahale gerekebilir. Hastalığın ileri olduğu aşamalar da görülen; idrar kanallarında oluşan iltihaplanma, mesane içinde taş oluşması, idrardan kan gelmesi, idrarın tamamen yapılamaması ve böbrek yetmezliği gibi olaylar ağır bulgulardır. Bu aşamalarda da cerrahi müdahale gerekir. Bazı durumlarda ilaç kullanımı cinsel fonksiyonları da olumsuz yönde etkileyebilir. Bu olumsuz yönde cerrahi müdahaleyi gerektiren bir diğer unsurdur. Hastalarda standart bir tedaviden ziyade daha çok kişiselleştirilmiş cerrahi müdahaleler uygulanır. Bu müdahaleler, hastanın yaşı, kilosu, ek hastalıkları, kullanmakta olduğu ilaçları, kan değerleri, prostatın büyüklüğü ve büyüme biçimi bununla beraber idrar torbasında taş olup olmaması gibi özelliklerle belirlenir. Yaklaşık olarak 10 farklı müdahale tipi vardır. Bu müdahalelerin avantajları ve dezavantajları hastayla birlikte değerlendir ve uygun bir yöntem belirlenir. Transüretral Prostat Rezeksiyonu en sık uygulanan ameliyat işlevidir. Bu ameliyatta idrar kanalından ince bir boru yardımıyla prostata ulaşılır. Prostata ulaşım sağlandıktan sonra kanalı sıkıştıran prostatın orta bölümü tıraşlanır ve dışarı atılır. TURP ameliyatından sonra hasta, hastanede kısa bir süre kaldıktan sonra evine gidebilir. Prostat şikayetleri için uygulanan iyi bir yöntemdir. Fakat yan etkileri mevcuttur. Yan etkilerin başında retrograd ejakülasyon gelmektedir. Retrograd ejakülasyon adında ki bu olay orgazm sırasında meni sıvısının penisten dışarıya doğru atılmasından çok sıvının mesaneye geri dönmesini ifade eder. Mesane içinde depolanan meni bir sonra ki idrar yapımıyla dışarı atılır. TURP yöntemi uygulandıktan sonra kanamanın olması en sık rastlanan yan etkidir. Kanamanın gittikçe azalması beklenir fakat bazen haftalarca da devam edebilir. Bahsettiğimiz yan etkiler dışında nadiren de olsa bazı yan etkilerde meydana gelebilir. Bunlar; empotans, idrar tutamama, üretra darlıkları ve infertilite (kısırlık). Transüretral Prostat Rezeksiyon ameliyatı gerekli görüldüğü zaman lazer yöntemiyle de yapılabilir. Lazer yöntemiyle doku kesilmeden yırtılarak küçülme sağlanır. Yöntem kanamayı aza indirdiği için kan sulandırıcı ilaç kullanımı tercih edilir. Fakat bu yöntemde de diğer yöntemler gibi aynı komplikasyonlar gerçekleşebilir. Bunun dışında prostat büyümesi cerrahi tedavisinde başlıca 4 yöntem uygulanmaktadır. Bunlar; ısıtma tedavisi, lazer tedavi, kapalı ameliyat ve açık ameliyat şeklindedir.
Açık Ameliyat
Oldukça fazla ilerleme göstermiş prostat büyüme hastalıklarında kullanılan en eski ameliyat türüdür. Hastanın göbeğinin hemen altı 10 ile 13 santim kadar kesilir. Bu kesilen yerden prostat ve mesane bölgesine ulaşılır. Yapılan bu açık prostat ameliyatında prostat kapsülü yerinde bırakılır ve yolu tıkayan dokular parmak aracılığı ile dışarıya çıkarılır. Bütün bu işlemlerden sonra hastaya sonda takılır ve ameliyattan çıkarılır. Takılan sonda 5 ile 7 gün arasında hastada kalır. Çok fazla tercih edilen bir yöntem değildir.
Kapalı Ameliyat
Penisin içinden idrar yolunu takip ederek prostata kapalı bir şekilde müdahale edilmesidir. Farklı türde enerjiler kullanılır. Bunların en eskisi, elektrik enerjisi kullanılarak uygulanılan TUR müdahalesidir. Prostatın büyüklüğü 50 ya da 60 ml’yi geçmeyen durumlarda kullanılır. Açık prostat ameliyatına göre daha fazla avantajı vardır. Bu avantajlardan biri, sondanın daha kısa bir zaman da çıkarılmasıdır. Açık ameliyatta sonda süresi 5 ile 7 gün iken kapalı prostat ameliyatında bugün sayısı 2 ile 3 güne düşmektedir. Diğer bir avantajı ise hasta hastaneden açık prostat ameliyatına göre daha erken taburcu olmaktadır ve daha çabuk iyileşme göstermektedir. Bu operasyonu geçiren hastalar sosyal yaşantılarına daha hızlı dönerler. İki ameliyattan sonrada ağırlık kaldırılmamalıdır. Bol bol su içilmelidir.
Lazer Tedavisi
Prostatı buharlaştırmaya yarayan bir yöntemdir. Bu yöntemle büyüme durdurulabilir. Lazer tedavilerinde hastalar sosyal yaşamlarına hızlı bir dönüş sağlayabilirler. Bu durum hastanede kalış ve sondaya bağlı olma sürelerinin kısa olmasından kaynaklanır. Kanamasız bir yöntem olduğu için daha çok tercih edilir ve kalp problemlerine bakılmaksızın ameliyat yapılabilir. Ayriyeten kan inceltici ilaçların kullanımına bakılmadan ameliyata girilebilir. Bazı durumlarda yaşı çok ilerlemiş ve prostat büyümesi rahatsızlığı olan hastalara ameliyat uygulanmayabilir. Fakat ileri yaştaki hastalar lazer yöntemi ile sondasız idrar yapabilir.
Transüretral Mikrodalga Tedavisi (TUMT)
Üriner semptomları tedavi etmek için ayakta gerçekleştirilen bir yöntemdir. Bu tedavide esnek bir yapıya sahip olan borunun ucuna minik bir mikrodalga anteni yerleştirilerek penisin ucundan içeriye doğru itilir. İçeriye sokulan bu esnek boru prostatın idrar akışını engelleyen bölümüne kadar genişler. Mikrodalga enerjisi kullandığı anten ile fazla prostat hücrelerini ısıtır ve yok eder. Transüretral Mikrodalga Tedavisi, prostat büyümelerinde kullanılan birçok yöntemden biridir. Bahsedilen prostat büyümesi, iyi huylu prostat büyümesi yani benign prostatik hiperplazi (BPH) olarak da bilinir.
Sıklıkla idrara çıkma ihtiyacı, geceleri artan idrara çıkma sıklığı, zayıf idrar akışı ve durup başlayan bir akış, mesanenin tamamen boşaltılamaması gibi üriner semptomları ortadan kaldırmak için uygulanan bir yöntemdir. Bu yöntem az büyümüş ve hafif semptomları olan hastalarda daha iyi sonuçlar verir. Prostat orta kısımda büyümüşse ve mesaneye baskı yapıyorsa bu tedavi çok faydalı olmaz. Bu anlarda mikrodalga anteni yeterli enerjiyi üretemez. Transüretral Mikrodalga Tedavisinin dezavantajlarının bulunduğu gibi avantajları da vardır. Bunlar; Omurilik anestezi ya da genel anestezi gerektirmemesi, uygulanan yöntemle kanama riskinin azaltılması, bir hasta başka sağlık sorunlarından dolayı ameliyat olamıyorsa bu yöntemi güvenli bir şekilde kullanabiliyor olmasıdır.
Bu yöntemin hastaya uygulanıp uygulanmamasına karar vermek için sistoskopi yapılır. Bu işlem üretrayı ve mesanenin içini görmek için yapılır. TUMP tedavisinin riskleri ise; idrar yapmakta zorlanma, idrar yolları enfeksiyonu, üretra daralması, geriye boşalma ve tekrar tedavi ihtiyacıdır. Tavsiye edilmediği durumlar; karın boşluğu radyasyon tedavisi, idrarı mesaneden taşıyan borucuğun daralması, kas halkaları, kapakçık, karın boşluğunda tedavi ve penis implantasyondur.
Transüretral İğne Ablasyonu (TUNA)
Radyo frekans tedavisi olarak da bilinen bu işlem, ürüner problemleri tedavi etmek için ayaktan uygulanan bir yöntemdir. TUNA, radyo dalgalarını kullanarak prostatın idrar kanalını engelleyen kısmını tahrip eder. TUNA işlemi sırasında sistoskop adı verilen alet ile prostatın içine iğneler koyulur. İğnelerin yerleştirilmesinden sonra radyo dalgaları, prostatın fazladan hücrelerini ısıtarak tahrip etmeye başlar. TUNA işlemi de TUMP gibi prostat büyümesinde kullanılan birçok alternatiften biridir.
Sıklıkla idrara çıkma ihtiyacı, geceleri artan idrara çıkma sıklığı, zayıf idrar akışı ve durup başlayan bir akış, mesanenin tamamen boşaltılamaması gibi üriner semptomları ortadan kaldırmak için uygulanan bir yöntemdir. Bu yöntem üretranın hafif ve orta düzeyde tıkanıklık gösterdiği durumlarda daha iyi sonuç verir. Bu tedavi çok büyük prostatlarda ya da tıkanıklığın prostatın merkezinden kaynaklı olduğu büyümelerde ve mesaneye yaklaştığı durumlarda işe yaramaz.
Yöntemin avantajları şunlardır; Omurilik anestezisi ve genel anestezi gerektirmemesi, invaziv müdahalelerinde az kanama riskine sahip olması ve bir hasta başka sağlık sorunlarından dolayı ameliyat olamıyorsa bu yöntemi güvenli bir şekilde kullanabiliyor olmasıdır. TUNA tedavisinin riskleri ise; idrar yapmakta zorlanma, idrar yolu enfeksiyonu ve tekrar tedavi ihtiyacının doğmasıdır.
TUNA işleminin de bazı yan etkileri bulunmaktadır. Transüretral İğne Ablasyonu’nun da yaygın olarak görülen yan etkiler şunlardır; idrardan kan gelmesi (hematüri), rahatsız edici üriner semptomlar ve prostattır.
Prostat Stentleri
Üretra alanının açık tutulması amacıyla prostat stentleri yerleştirilmektedir. Ayrıca idrar akımını arttırmak da kullanılan bir yöntemdir. Stentler cerrahi müdahale için uygun olmayan fakat mesanesini boşaltabilen hastalar için tavsiye edilir. Şu an ki koşullara göre stentler, kalıcı tedavi yöntemi için tavsiye edilmez.
Prostat Büyümesi Tedavi Öncesi
Hastalığın tanısının belirlenmesi için öncelikle hastanın şikayetleri sorgulanır. Sonrasında hastanın idrar sistemini incelemek için ultrason, aile içinde genetik herhangi bir kanser vakası olup olmadığını araştırmak için PSA kan testi, idrar akımı hızını ölçen uroflowmetri testi, mesane içinde artık bir idrarın olup olmadığının tespiti, idrar mikroskopisi testi ve prostat fizik muayenesi uygulama kararı verilir.
İşeme testleri, muayene ve sorgulamalardan sonra şüphe duyuluyorsa, ileri testler uygulanmaya başlar. Bütün bu yapılan işlemler idrar yolununun açılması için yapılır.
Hasta tedavi öncesi her türlü tedbiri almalı ve doktoruyla birlikte hareket etmelidir. Tedaviye gecikmemeli günlük hayatındaki alışkanlıklarını tedavi sürecine göre yönlendirmelidir.
Fizik Muayene
Fiziki muayene aşamasında hastalığın anlaşılması amacıyla en etkili tanı yöntemi makattan parmak muayenesi yapılmasıdır. Hekim hasta olan kişiye uygun pozisyon verdikten sonra eldiven takıp, parmağına kaygan bir madde sürer. Daha sonra makat yoluyla prostat muayenesine başlar. Yapılan bu fizik muayenesinde prostatın büyüklüğü, kitle içerip içermediği ve kıvrımı olup olmadığı kontrol edilir.
PSA Testi
Prostat Spesifik Antijen (PSA) meninin sıvılaşmasını sağlayan ve prostatta salgılanan bir enzimdir. PSA, yıllardır prostat kanserinin tanısı için kullanılmış bir kan testidir. Hekimler bu testi, prostat kanseri bakımından risk taşıyan bireyleri belirlemek için kullanmışlardır. Kanımızda bulunan PSA (Prostat Spesifik Antijen) testi ile prostat iltihabının bulunup bulunmadığı, prostatın büyüyüp büyümediği ve prostatın zedelenip zedelenmediği anlaşılabilmektedir. Fakat Prostat Spesifik Antijen, prostat kanserinde normal seviyenin üstündedir. Asıl önemi de budur. PSA, prostat kanserinin erken teşhis edilmesinde ve birtakım tümörlerin belirlenmesinde kullanılır. Bu test 1990’lı yıllardan itibaren kullanılmış olsa da günümüze kadar sık sık değişikliklere uğramıştır.
Dünyada farklı farklı konularda kılavuzu yayınlanmıştır. Oluşturulan bu kılavuzlar güncel bilgilere ve tıbbi kaynaklara dayandırılır. Uygulama konusunda öneriler sağlar. Bilgiler yenilendikçe içeriği de değişir. 2012 senesinde Prostat Spesifik Antijen (PSA) derecesinin erkeklerde oluşan prostat kanserinin erken tanısı için bir test olarak kullanılmama fikri ortaya atılmıştır. Bu fikrin en önemli sebebi testin yararlarından çok zararlarının olduğu düşüncesidir. Yalnızca prostat kanserinde yükselmeyen PSA için diğer erkeklere gereksiz yere biyopsi yapılması durumu fazlaca endişe yaratan bir olaydı. Bir başka endişe yaratan olay ise, bireye hiçbir şekilde zarar vermeyecek kanserlerin teşhis edilmesi ve gereksiz tedavilerin uygulanmasına maruz kalınmasıdır.
Kan Testi
Prostat hastalıklarının tanısında bir diğer önemli aşama Prostat Spesifik Antijen (PSA)’in kan düzeyinin belirlenmesidir. Sadece prostata bağlı olmamakla beraber, birçok durumda kanda PSA değerleri normalden yüksek olacaktır. Ancak kanda bulunan PSA seviyesindeki artış, kişinin kanser olup olmadığını belirlememektedir. PSA’da ki bu değişiklik doktora hastanın kanser olma riskinin incelenmesi gerektiği hususunda yol gösterir.
İdrar Kültürü
İdrar kültürü testi, idrar enfeksiyonuna neden olan bakterileri tespit etmek için uygulanan bir test türüdür. Normal şartlarda idrar kesesinde bulunan idrar mikropsuzdur. Bakterilerin idrar kanallarına girmesiyle idrar yollarında enfeksiyonlar meydana gelir. İdrar kültüründe hastadan alınan idrar örneğine laboratuvar koşullarında mikropların fazlalaşmasını destekleyen madde ilave edilir. Hiçbir şekilde mikrop üretimi yoksa kültür negatif yöndedir. Bunun anlamı ise idrar temizdir. Mikropların ürediği gözlemleniyor ise kültür pozitife işaret eder. İdrarın pozitif olması enfeksiyona neden olan bakterilerin varlığına işarettir.
PMR Testi
İdrar yapıldıktan sonra mesane içinde kalan idrarın ölçülmesi, mesanenin tam boşalıp boşalmadığını anlamak için yapılan bir testtir. Artmış PMR, mesanenin olması gereken fonksiyonu yerine getirmediğini ve üretranın tıkanık olduğunu gösterir. Bu olaylar idrar yolundaki enfeksiyon olasılığını arttırır.
Prostat Ultrasonu
Prostat problemlerini tespit edebilmek için kullanılan bir yöntemdir. Bu uygulamada ses dalgaları kullanılır ve bu ses dalgalarıyla prostatın resmi çekilir. Bu olaya ‘transrektal prostat ultrasonu denir. Oldukça güvenilir bir yöntemdir. Çünkü hasta acı vermez ve radyasyon kullanılmaz. Prostat ultrasonu, prostat içindeki tuhaflıkları ve bezin büyümelerini gözlemleyebilir. Prostat bezesi rektumun önünde bulunduğu için ultrason ancak makattan sokulabilir. Böylelikle ultrason prostatın hemen yakınından görüntü alabilir. Ultrasondan önce bağırsakların boşaltılması gerekir. Bu yüzden öncesinde lavman yapılır.
Prostat ultrasonu 15-20 dakika sürer. Prostatın iyi huylu ya da kötü huylu olup olmadığını tespit etmek için kullanılan ultrasonografik işlemi, karının ön duvarından yapılırsa Transabdominal Ultrason (TAUS), makattan içeriye sokularak yapılırsa Transrektal Ultrason (TRUS) olur.
Prostat Büyümesi Tedavi Sonrası
Hastanın tedavisi tamamlandıktan sonra düzenli aralıklarla ürolog kontrolü yapılmalıdır. Tedaviyi uygulayan ürolog, hastasına uygun bir izlem takvimi oluşturmalıdır. Prostat tedavisi sonrasında dahi hastaların mutlaka izlenmesi gerekmekte olup, düzenli doktor kontrollerine gitmesi gerekmektedir. Bu kontroller neticesinde hastanın prostat büyümesinin tekrar oluşup oluşmadığı izlenip, en kısa sürede tedaviye alınması sağlanacaktır. Ayrıca tedavi sırasında gerçekleşebilecek yan etkileri değerlendirmek ve buna yönelik tedavi planının yapılmasıdır.
Bu izlemde fizik muayene başta olmak üzere kan ve idrar tahlilleri, görüntüleme yöntemleri kullanılabilir.
İyileşme Süreci
Prostat ameliyatı geçiren hastaların, ameliyat sonrasında ne kadar gözetim altında kalacağı takılan sondanın ne zaman çıkarılacağı ve iyileşmenin ne kadar sürede olacağı yapılan cerrahi müdahalelere göre değişiklik göstermektedir. Özel kateter sonda idrar kanalının içinden mesane bölgesine yerleştirilir. Sondanın bir ucundan mesaneye serum verilir ve mesane yıkanır. Hastalara hastanede kaldıkları müddetçe antibiyotik tedavisi uygulanır. Çoğu doktor enfeksiyonu önlemek için cerrahi müdahaleden önce ve sonra antibiyotik tedavisi uygular. Bazı doktorlar sonuçlara göre bu tedaviyi şekillendirir.
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Prostat hastalıklarına yakalanmamak için çeşitli aralıklarla üroloji uzmanına gözükmek gerekir. Doktorun istediği bütün testler yapılmalıdır. Bunun yanında beslenmeye dikkat edilmelidir. Bol su içilmelidir. Kırmızı et ve yağ gibi besinler az tüketilmeli. Sebze ve meyve daha çok tüketilmelidir. Soyalı yiyeceklerden ziyade pişirilmiş domatesi, greyfurt ve karpuz gibi besinler bolca yenmelidir. Baharatlı gıdalardan uzak durulmalıdır. Yeşil çayın prostat hastalıklarının riskini azalttığını da unutmamak gerekir. Kafeinli, gazlı ve mayalı içeceklerden uzak durulmalıdır. Alkol ve sigara tüketiminden kaçınılmalıdır. Acı, turşu ve ekşili yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Prostat büyümesine sahip olan hastalar 2 saatten fazla hareketsiz kalmaktan kaçınmalıdırlar. İdrar yapımın da zorlanan kişiler sıcak uygulamalara yer verebilirler (sıcak su torbası, sıcak duş alımı gibi). Herhangi bir cerrahi ya da ilaç tedavisinden sonra kontroller aksatılmamalı ve doktorun dediklerine uyulmalıdır. Fiziksel aktiviteler gerçekleştirilmelidir. Dar pantolon tercih edilmemelidir.
Cinsel Hayat
İyi huylu prostat rahatsızlığında, bulguların derecesi arttıkça cinsel hayatın işlevselliği de olumsuz yönde etkilenir. Hasta, yaşadığı sorunlardan dolayı cinselliği düşünemez duruma gelir. Hastalığın tedavisi yapıldıkça, buna bağlı olarak cinsel fonksiyon da zamanla eski haline doğru iyileşme gösterir. Aynı zamanda ilaç tedavileri ve geçirilen ameliyatlar cinselliği etkileyen faktörler arasındadır. Fakat bu durum sertleşmeyi çok fazla etkilemez (%1’in altında). İlaç kullanımından dolayı %10-%30’un da meni dışarı atılamaz. Bu olay orgazm olmayı ve sertleşmeyi etkilememektedir. Yalnızca meni dışarı atılmak da zorlanır. Ameliyatlarda prostatın tıkanmış kısmı alındığından dolayı sertleşmeyi etkilemez. Çünkü burada bulunan damar ve sinirlere dokunulmaz ve sertleşme işlevi gerçekleşir. Fakat bu durumun olumsuz tarafı meni dışarı atılamaz ve %30-%70’i idrar kesesine sızar.
Sık Sorulan Sorular
Prostat büyümesi sık rastlanan bir hastalık olduğu için çok fazla soru sorulmasına neden olur. Birçok erkek bu rahatsızlığa yakalanmamak için ya da hastalığın ilerlememesi için çeşitli sorulara cevap aramaktadır. Bu sorular gündelik hayatta uygulanabilir bilgiler ve tıbbi destek bilgileri içerir. Bazı sorular da prostat büyümesine olumsuz etki eden, günlük hayatımızda ki alışkanlıklarımızla ilgili olabilir.
Prostat Büyümesi Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Hastalığın tedavisinde erken teşhisin konulmaması iyi huylu prostatı daha ileri boyutlara taşıyabilir. Mesane tıkanmasından dolayı iç basıncın artmasıyla idrar çıkışı oldukça zorlaşır. Neredeyse imkânsız hale gelir. Mesane kaslarının kalınlaşmasıyla idrar, böbreklere doğru çıkar. Bundan dolayı böbrek yetmezliği ile karşı karşıya kalınır.
Mesane kasları zaman için de hastalıktan dolayı zayıflar ve Postvoiding Rezidü (PVR) diye adlandırılan artık idrarın mesane içinde kalmasına sebep olur. Mesane içinde kalan bu artık idrar, mesaneden idrar yoluyla taşındıktan sonra böbreklere kadar ulaşır. Oluşan bu olay hasta için potansiyel bir tehlikedir.
İyi huylu prostat büyümesi yaşayan bireyler de semptomların ağırlaşması ve ameliyat için gecikilmesi durumlarında, mesanenin iç bölümünde ve idrar kanallarında ciddi tahribatlar oluşur.
İyi huylu prostat büyümesinin tedavisi yapılmazsa çeşitli rahatsızlıklar da beraberinde gelir. Bu rahatsızlıklar; ani idrar tıkanması, böbrek yetmezliği, idrar kesesi bozuklukları ve idrar yolu iltihabı olarak karşımıza çıkmaktadır.
İyi huylu prostat ve prostat kanserinin tedavisi, gelişen teknoloji ile çok daha başarılı ve etkili olmaktadır. Kullanılan çeşitli yöntemlerle bu hastalığa sahip olan bireyler kısa sürede probleminden kurtulabilir.
Prostat Büyümesi İdrar Yolları Enfeksiyonuna Yol Açar Mı?
Prostat büyümesi çeşitli idrar enfeksiyonlarına yol açar. Bunlardan biri idrar yolu enfeksiyonudur. Büyüme idrar kanallarında bir enfeksiyon oluştur. Prostatın, idrar yollarında bir enfeksiyon oluşmaması için bir direnç gösterdiği düşünülür. Prostat dokusunda yüksek dozda bulunan çinko, kadınlara göre erkeklerin idrar enfeksiyonu konusunda daha dirençli olmasını sağlar.
Prostat Büyümesi İdrar Kesesinde Hangi Sorunlara Yol Açar?
Prostatın büyümesi ile idrar yollarında oluşan tıkanıklığın uzun sürmesi durumunda, mesanede bozulmalar başlar. İdrarı dışarı boşaltabilmek için oradaki kaslar kasılmaya başlar. Fakat tıkanıklığın giderilmemesi ve mesanede devam eden kasılmaların uzun sürmesi kasların işlevsiz hale gelmesine neden olur. Kaslar kasılma özelliğini kaybeder. Cerrahi müdahaleden sonra hastaların idrarlarını tutamamasının bir nedeni de budur. Kısacası prostattaki büyüme idrar kesesindeki kasları dolaylı olarak etkiler ve mesane sorunlarını ortaya çıkartır.
Prostat Büyümesi Böbrek Yetmezliğine Neden Olur Mu?
Prostat büyümesi tedavi edilmediği sürece ileri aşamalara taşınır ve birtakım sonuçlara varabilir. Bu sonuçlar içinde en önemli hastalıklardan biri kuşkusuz böbrek yetmezliğidir. Prostat büyüyerek idrar kanallarını tıkadığı için idrar yapılması zorlaşır ve biriken idrar dışarıya çıkamaz. İçeride kalan idrar geriye doğru ilerler ve böbreklere kadar ulaşır. Böbrekler idrarın birikmesiyle görevini yapamaz hale gelir ve böbrek yetmezliği sorunu doğar. Bu nedenle prostat büyümesi tedavisi geciktirilmemelidir.
Prostat Büyümesinde En Çok Tercih Edilen Tedavi Yöntemi Nedir?
Günümüzde prostat büyümesi tedavisine birden çok yöntem kullanılmaktadır. Açık ameliyatlar nadiren kullanılsa da en çok kapalı yani penisten içeri girerek yapılan prostat ameliyatıdır. Bu yöntemler arasında prostat kabuğunu bırakacak şekilde kazınarak yapılan TUR tekniği de sık kullanılan yöntemler arasındadır. Tedavi yöntemleri arasında seçim yapılırken hastanın kişisel özellikleri göz önünde bulundurulup ona göre tercih yapılır. Operasyonlar ortalama olarak 1 ile 1,5 saat sürmektedir. Genellikle 2 ile 3 gün hastanede yatış verilir ve 1 ile 2 arasında da sondalı bir dönem yaşanabilir. Aynı zamanda prostat büyümesi tedavisinde lazer tekniği de oldukça sık tercih edilen bir yöntemdir. Lazer tedavisi kanamasız olduğu için daha çok cazip hale geliyor.
Prostat Büyümesi Hastalığı Sadece Yaşlılarda Mı Görülüyor?
Hastalık genç yaştaki erkeklerde çok nadir görülür. En çok 40 ve üzeri yaş grubunda görülür. 40 yaşından itibaren yaş ilerledikçe büyüme oranı artar ve sürekli artış seyrindedir. Genç yaştaki erkeklerde prostat büyüklüğü, kestane büyüklüğü kadardır. 40 yaşına ulaştıkları zaman büyüme başlar. İyi huylu prostat büyümesi, sadece prostatta ki hücrenin büyümesinden kaynaklanmayabilir. Hücre sayısı normal artıştan kaynaklandığından dolayı, büyüme yaşam sonuna kadar farklı hızlarda devam eder. 50 yaşın üzerinde bulunan erkekler de büyüme oranı %50 iken bu sayı 60-70 yaşlarda %65’lere ve 80 yaş ve üzerinde %90’lara ulaşmaktadır.
Prostat Büyümesi Sertleşme Sorununa Yol Açar Mı?
Erkeklerin en sık sorduğu ve sıkıntı yaşadığı sorunlardan biridir. Araştırmalara göre prostat büyümesi cinsel hayatı etkilemiyor. Kapalı ameliyat olan ve ilaç tedavisi gören bireylerde sertleşme sorunu olmamaktadır. Yalnızca prostat kanseri tanısı konulmuş bireylerde ve prostatın tamamının alındığı bir ameliyat yapılmışsa nadiren de olsa sertleşme sorunu gözlemlenebilir. Fakat bunu orana vurduğumuz zaman bu oran normalin çok altında kalıyor.
Prostat Büyümesi Kısırlığa Neden Olur Mu?
Prostat büyümesiyle meni dışarıya akıtılamadığı için erkeklerde cinsel gücün bittiği kanısı oluşabiliyor. Prostatı alınan kişilerde meni idrarda birikiyor. Bu gibi durumlarda meni cerrahi ya da başka bir yolla dışarıya çıkarılıyor. Dışarı çıkarılan meni çeşitli işlemlerden geçiyor ve bireyler tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olabiliyor. Meninin içe akması cinsel isteği veya cinsel gücü bitirmiyor.
Alkol ve Sigara Kullanımı Prostat Büyümesine Neden Olur Mu?
Prostat büyümesi iyi huylu kötü huylu olarak seyretmektedir. İyi huylu prostat tanısı konulduktan sonra sigara ve alkol kullanımı kesilmelidir. Alkol ve sigara, iyi huylu prostat büyümesini kötü huylu prostat büyümesine çevirme oranını arttırmaktadır. Yapılan araştırmalara göre alkol ve sigara kullanan bireylerin kullanmayanlara göre prostat kanseri olma oranı daha fazladır. Alkol ve sigara kullanımı büyümeyi destekler niteliktedir. Bu nedenle bireylere prostat büyümesi sorununa yakalanmamaları için alkol ve sigara tüketmemeleri önerilir.
Prostat Büyümesi Önlenebilir Mi?
Prostat büyümesi önlenemese de yaşam tarzındaki değişikliklerle tedavi edilebilir. Özellikle erken teşhis çok önemlidir. Çünkü büyümenin devam etmesiyle ortaya çıkacak sorunlar önceden önlenebilir. Erken teşhis ile ilaç tedavisi, cerrahi tedavi ve doğal yöntemler kullanılarak hastalık tedavi edilebilir.
Prostat Büyümesi Ağrı Yapar Mı?
Prostat büyümesi iki türlü olduğu için her ikisinde de ağrı farklı boyutlarda izlenir. İyi huylu prostat büyümesinde ağrıdan çok yanma ve idrar yapamama problemleri öne çıkarken kötü huylu olan prostat büyümesinde (prostat kanseri) kasık ve karın bölgelerinde şiddetli ağrılar meydana gelebilir. Her iki büyümede de ağrılı idrar boşaltımı gözlenmiştir.
Prostat Büyümesine İyi Gelen Besinler Nelerdir?
Sağlık sorunlarının birçoğunda beslenme ve sıvı tüketimi, rahatsızlığı dengelemek açısından önemli bir yere sahiptir. Öncelikle beslenme alışkanlıklarının ve sıvı alımının iyi huylu prostat büyümesi hastalığı için dengelenmesi gerekmektedir. Böbrek fonksiyonlarına zarar vermemesi ve idrar yolu enfeksiyonlarının yaşanmaması için günlük 1.5-2 litre sıvı tüketilmesi gerekir. Fakat alınan sıvının yatmadan 2 saat öncesinde kesilmesi gerekir. Prostat büyümesi olan kişiler kafeinli içeceklerden mutlaka uzak durmalıdır. Çay, kahve gibi içecekler idrarın dışarıya atımını hızlandırdığından dolayı uzak durulmalıdır.
Dengeli ve yeterli beslenmek önemlidir. Bu rahatsızlığa sahip olan bireylerin idrar yolu enfeksiyonu geçirme olasılığı yüksek olduğundan dolayı dengeli beslenerek bağışıklık sistemlerini kuvvetlendirmeleri gerekir. Sebze ve meyve başta olmak üzere süt ürünleri, et ürünleri ve tahıl ürünleri her gün tüketilmelidir. Beslenme programında mutlaka gün içerisinde 1 avuç fındık, badem ya da ceviz tüketilmesi önerilir. Posa alımı bağırsak sağlığı üzerinde etkili olduğundan dolayı rafine tahıllar (beyaz ekmek, beyaz pirinç vb.) yerine tam tahıllı ürünler (tam buğday ekmeği, çavdar ekmeği, integral makarna, kepekli pirinç vb.) tercih edilmelidir. Gün içerisinde 4 ile 9 porsiyon meyve ya da sebze tüketimi önemlidir. Çeşitli salatalar, taze sıkılmış meyve suları ya da kuru meyveler günlük besin programında mutlaka yer alması gerekir. Domates, içinde kanser riskini azaltan laykopen maddesini bulundurduğundan dolayı prostat büyümesi yaşayan bireyler için önemli bir besin kaynağıdır. Bundan dolayı gün içinde 5 ile 8 adet domates ya da bir su bardağı domates suyu tüketilmesi gerekir. Laykopenin vücut içinde daha kolay kullanılması için domates pişirilebilir. Bilimsel çalışmalarda soya ürünlerinin prostat büyümesi olan bireyler için önemli olduğu tespit edilmiştir. Soya ürünlerinin içinde fitoöstrojenler bulunduğundan dolayı idrar çıkışını kolaylaştırır ve idrar kesesinde kalan idrar oranını azaltmaktadır. Bu nedenden dolayı prostat büyümesi olan kişilerin gün içinde 100 gram soya fasulyesi ve soya filizi tüketmeleri gerekir.
Prostat Büyümesi Tedavisi Nasıl Olur?
Prostat büyümesi tedavisinde prostatın büyüme seviyesine göre çeşitli tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Tedaviye başlamadan önce yapılan tetkiklerle süreç belirlenir ve sürdürülür.
- Hayat tarzı değişiklikleri hafif seviyeli prostat büyümelerinde tedavi yöntemi olarak kullanılır. Prostat büyümesini durdurmak ve geriletmek için alkol, kafein, gazlı içecekler bırakılmalı; doktor tarafından tavsiye edilen sıvıların tüketimi ise artırılmalıdır.
- Eğer olması gerekenden ya da beklenenden çok daha fazla prostat büyümesi var ise farmakolojik tedaviye geçilir. Kullanılan ilaçlar prostat büyümesinin belirtilerini ortadan kaldırmak konusunda oldukça başarılıdır. Ömür boyu, reçete edilen dozda ve zamanda kullanılmalıdırlar.
- İlk iki tedavi yönteminin işe yaramadığı ve hatta prostat büyümesini şiddetlendirdiği durumlarda ise cerrahi tedavi uygulanır. Açık, kapalı ya da lazerli yöntemle bu ameliyatlar gerçekleştirilebilir.