Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Kasık Fıtığı Ameliyatı (İzsiz)

Ameliyat Özeti
Anestezi Türü: Lokal Anestezi
Ameliyat Süresi: 1 - 2 Saat
Hastanede Kalma Süresi: 1 Gün
İşe Dönme Süresi: 3 - 4 Gün

Ameliyat ve tedavi süreçleri, kişiden kişiye farklılık arz edebilir. Ameliyat.com tedavi ve ameliyat özetlerinde, ortalama değer niteliği taşıyabilecek örnek tablolardan yararlanılmıştır.

Kasık Fıtığı Ameliyatı (İzsiz) Hakkında
Kasık Fıtığı Ameliyatı (İzsiz) Öncesi
Kasık Fıtığı Ameliyatı (İzsiz) Sonrası
Sık Sorulan Sorular

Kasık fıtığı ameliyatı, kasık bölgesinde ortaya çıkan fıtıkların tedavi edilmesi amacıyla uygulanan cerrahi yöntemi tarif eder. Cerrahi yöntemi her yönüyle açıklamadan önce kasık bölgesinin neresi olduğu ile fıtığın nasıl bir hastalık olduğunun kısaca açıklanması gerekir. Bilindiği üzere hastalıklar bir anda vücudun herhangi bir bölgesinde ortaya çıkmazlar. Birçok sebebe ek olarak hayat tarzı, yaş, genetik faktörler gibi etmenler hastalıkların ortaya çıkış zamanı ve ortaya çıktığı yer üzerinde etkilidir. Kasık, karın bölgesi ile uyluk kemiği arasında kalan dar bölgenin ismidir. Daha net anlaşılabilmesi için karın ile cinsel organ arasında kalan bölge olduğunu söylemek mümkündür. Kasık bölgesi hem erkek hem de kadın için aynı bölgeyi tarif eder. Tıp literatüründe ise kasık bölgesinin adı pelvis şeklinde geçer. Tıp literatüründe her ne kadar pelvis olarak geçse de makalenin kalan kısmında bu bölge kasık olarak adlandırılmaya devam edecektir.

Kasık bölgesinin net olarak tarif edilmesini mütekabilen fıtık hastalığının da net olarak açıklanması gerekir. Toplumun yaklaşık olarak yüzde beşlik kesimini etkisi altına alan bu hastalık vücudun çeşitli bölgelerinde gözlemlenebilir. En sık görüldüğü bölge kasık bölgesi olmakla birlikte göbek, karın orta bölgesi, karın yan bölgesi gibi bölgelerde de gözlemlenebilir. En kısa tanımıyla bir iç organın bulduğu zayıf noktadan dışarıya taşması ve taştığı bölgede dışarıdan da görülebilecek düzeyde çıkıntı oluşturmasıdır.

Her fıtık türünde olduğu gibi kasık fıtıklarında da tedavi yöntemi cerrahi uygulamadır. Korse gibi uygulamalar erken evre fıtıklarda rahatlatıcı etki göstermekten öteye gidemez. Fıtığın hayat tarzı, iş temposu ve spor egzersizleri veya iç basıncı artırıcı diğer sebeplerle ağırlaşması durumunda korse gibi rahatlatıcı uygulamaların hiçbir etkinliği kalmaz. Kasık fıtıklarının cerrahi tedavisi iki yöntem ile icra edilir. Her yöntemin kendine göre avantaj ve dezavantajlarıyla birlikte uzman cerrah tarafından seçilmesi için çeşitli sebepleri vardır.

Bu konunun omurgasını oluşturan izsiz kasık fıtığı ameliyatı ise laparoskopik yani kapalı ameliyat yönteminin avantajları arasında yer alır. Ancak çeşitli sebeplerden bu yöntemin uygulanamadığı hastalar için bütün bir resmin çizilmesi için hastalığın tüm sebep ve sonuçları ile birlikte tedavi yöntemleriyle de incelenilmesi gerektiğinden ötürü makale içerisinde açık kasık fıtığı ameliyatında da söz edilecektir.

İnceleyen ve Onaylayan : Op. Dr. Mehmet Toprak

Kasık Fıtığı Ameliyatı (İzsiz) Hakkında

Kasık fıtıkları, diğer tüm fıtık türlerinde olduğu gibi iç organın zayıf bulduğu noktadan ideal bölgesinin dışına çıkması ve genelde vücut dışından da görülebilecek şekilde çıkıntı oluşturması şeklinde tariflenir. İç organ (genelde bağırsak) karın duvarında bulunan yırtık veya delikten bölgesinin dışına çıkmaya başlar. Genelde kasık fıtığı çeşitli evrelere ayrılsa da evrelerin oluşturulmasındaki etmen iç organın karın duvarından ne kadar sarktığıdır. Sarkmanın oldukça artması durumunda acil müdahale gerektiren durumların ortaya çıkması neredeyse kaçınılmazdır.

Tedavi yöntemi olarak korse gibi rahatlatıcı uygulamalar kesinlikle kullanılamaz. Daha önce de belirtildiği üzere korse uygulamaları tamamen hastayı rahatlatmak amacıyla kullanılabilecek geçici uygulamalardan birisidir. Kasık fıtığının kesin çözümü cerrahi yöntemle sağlanır. Günümüzde sık kullanılan yöntem makalenin de omurgasını oluşturan kapalı ameliyat yöntemidir. Bu yöntemin kendine has birçok avantajı bulunmakla birlikte bu yönteme uygun olmayan hastalar için ise birçok dezavantaj barındırabilmektedir. Bu yüzden açık ameliyat klasik yöntem olarak tarif edilse ve modası geçmiş gibi gösterilse de günümüzde laparoskopik yöntem için uygun olmayan hastaların tamamına uygulanmaktadır. Açık ameliyat yöntemi tıp dünyasında tamamen göz ardı edilmediğinden dolayı makalemizde de tüm detaylarıyla anlatılacak ve kapalı yöntem ile derin bir karşılaştırması yapılacaktır. Ancak önceden şunu belirtmekte fayda var ki tedavi yöntemine bağnazlık seviyesinde bağlılık modern tıp dünyasında mümkün değildir. Uygun hastaya uygun tedavi yöntemi ile başarı oranı maksimize edilerek risk, komplikasyon ve nüks oranı yüzdesel olarak düşürülmeye çalışılmaktadır.

Kasık Fıtığı Nedir?

Kasık fıtığı, kasık bölgesinde görülen fıtıkların genel adıdır. Kendi içerisinde görüldüğü yaşa, bölgeye ve ulaşabileceği noktalara göre üç alt kategoriye ayrılır. Kasık bölgesindeki bir delikten veya yarıktan bağırsağın dışarıya doğru taşması ve hastanın hayati fonksiyonları üzerinde bu çıkıntının tehdit oluşturması, tedavi edilmesi gereken bir hastalığın ortaya çıkmasını sağlar. İnsan vücudunda görülen tüm fıtıkların dörtte üçünü kasık fıtıkları oluşturur ve göbek fıtıklarının aksine kasık fıtıklarının erkeklerde görülme sıklığı oldukça fazladır. Genelde kasık fıtığının görüldüğü her bir kadına karşılık yirmi beş erkek bu hastalığa yakalanır. Bu durumda risk grubu içerisinde erkek cinsiyetini önemli bir kalem olarak ortaya çıkarır. Kasık fıtığının tüm tipleri cerrahi yöntem ile ortadan kaldırılır. Cerrahi yöntemin hangi şekilde uygulanacağı tamamen hasta özelinde belirlenir. Eğer kalp hastası veya ileri yaşta bir hasta bu durumdan şikayetçi ise ameliyat yöntemi büyük ihtimalle açık ameliyat şeklinde olacaktır. Tam tersine kalp hastalığı olmayan ve genç yaşta bir hasta için ise kapalı ameliyat yöntemi tercih edilecektir.

Kasık fıtığının indirek, direk, femoral, nokta, scrotal ve boğulmuş olmak üzere altı tipi bulunur. Daha önce de belirtildiği üzere tüm bu fıtıkların tedavisinde kesin sonuç almak için cerrahi yönteme başvurulur. Bu tiplerin belirlenmesinde görüldüğü yaş, cinsiyet, boyut, ortaya çıkardığı sonuçlar gibi birçok etmen etkili olmuştur. Sırasıyla bu kasık fıtığı tiplerinin incelenmesi gerekir ise:

  • İndirek Kasık Fıtıkları: İndirek kasık fıtıklarının ortaya çıkmasındaki ana sebep kasık kanalının kapanmaması veya bir süre sonra yeniden açılmasıdır. Fıtığın ortaya çıktığı bölge kasık kanalının kapanmaması veya kapandıktan bir süre sonra açılması olduğundan dolayı genelde çocuklarda ve genç yaştaki erkeklerde gözlemlenir. Standart bir gelişim sürecinde kasık kanallarının testisler testis torbasına indikten sonra kapanması gerekir. Ancak çevresel, genetik ve doğumsal problemlerden dolayı nadiren de olsa bu kanal kapanmaz. İç basıncın artmasıyla birlikte bağırsak, kasık kanalındaki delikten aşağı yani testislere doğru inmeye başlar. Tüm kasık kanalını doldurana veya sıkışana kadar çıkıntı yapmaya devam eder.

  • Direk Kasık Fıtıkları: Direk kasık fıtıklarının sebebi adeleler üzerinde meydana gelen yırtılmalar ve yırtılma bölgelerinden iç organların çıkıntı yapmaya başlamasıdır. Adelelerde yırtılmanın ortaya çıkması için ya çok zorlanması ya da yaşla birlikte zayıflaması gerekir. Bu şarttan ötürü direk kasık fıtıkları genelde sporcularda ve yaşlı insanlarda gözlemlenir. Sporcular özelinde konuşmak gerekirse sürekli olarak zorlanan adele yapısı zamanla zayıflar ve yırtılır. Yaşlılarda ise zaten zayıflamış olan adele yapısı ani bir şoktan ötürü yırtılabilir. Her iki durumda da iç organ adaledeki yırtıktan geçer ve vücut dışından da gözlemlenebilecek oranda çıkıntı yapmaya başlar. Ayrıca adele yapısının zayıflaması sonrası ani kilo kaybı, şiddetli öksürük ve dışkı yaparken ıkınma gibi sebeplerden ötürü de yırtılma meydana gelebilir.

  • Femoral Kasık Fıtıkları: Femoral kasık fıtığının bir tip olarak tanımlanmasında kadınlarda görülüyor olması etkili olmuştur. Femoral kanalların olması gerekenden daha geniş olması, iç organın genişleyebileceği bir alanın ortaya çıkmasını sağlar. Oluştuğu bölgeden dolayı diğer kasık fıtığı türlerinin konumsal olarak daha aşağısında yer alır. Boyut olarak da küçük olduklarından dolayı kasık fıtıklarının genel belirtilerini vermeyerek ameliyat sırasında gözden kaçabilirler. Nüks etme ihtimali en yüksek olan kasık fıtığı tiplerinden birisi olarak istatistiklerde yer bulur.

  • Nokta Kasık Fıtıkları: Esasen bir kasık fıtığı tipi olmamakla birlikte bir evreyi ifade etmesine rağmen tıp literatüründe böyle tasnif edildiğinden dolayı açıklamakta fayda var. Nokta kasık fıtığı olarak adlandırılan durumlarda iç organ (genelde bağırsak) henüz delikten veya yarıktan çıkış yapmamış yani kasık kanalının üst halkasını henüz geçmemiş haldedir. Tespiti el veya göz ile oldukça zor olduğundan genelde şüphe halinde görüntüleme yöntemleri sayesinde tespit edilir. Bu evrede nokta kasık fıtıklarının hafif ve geçen ağrı ile hafif şişlik; ilerleyen evrelerinde ise şiddetli ağrı ve geçmeyen büyük şişlik gibi belirtiler vermesi söz konusudur.

  • Scrotal Kasık Fıtıkları: Günümüzün gelişen tespit cihazları sayesinde görülme sıklığı neredeyse sıfıra düşen dev fıtıklar olarak adlandırılabilir. Kasık kanalını dolduran bağırsaklar aynı zamanda testis torbalarını da doldurur. Ayrıca uzun süreli gelişim evresi gerektirdiğinden ötürü bu süreç içerisinde cilde yapışık bir hal alır. Tedavisi ve temizlenmesi oldukça büyük uzmanlık gerektirir. Tedavi yöntemi olarak doğrudan açık ameliyat tercih edilir. Bu yöntem sayesinde yapışık doku ancak temizlenebilir.

  • Boğulmuş Kasık Fıtıkları: Nokta kasık fıtıklarında olduğu gibi, boğulmuş kasık fıtıklarında da oluşum yönünden bir farklılığa dikkat çekmek mümkün değildir. Boğulmuş kasık fıtıkları diğer tüm kasık fıtıklarının içerisinde barındırdığı belli bir riski ifade eder. Kasık kanalını bir delikten veya yarıktan doldurmaya başlayan bağırsak dokusunun sıkışarak boğulması ve ortaya hayatı da tehlikeye atan komplikasyonlar çıkarması durumunu. Boğulmuş kasık fıtıkları acilen cerrahi müdahale gerektiren fıtık türleridir. Yarıktan veya delikten taşarak kasık kanalını doldurmaya başlayan bağırsak yapısı çeşitli sebeplerden ötürü katlanır. Bu katlanmanın sonucunda bağırsağın standart faaliyeti işlemez hale gelir. Bölgenin kangren olması ve kan akışının bozulmasıyla birlikte hayati tehlike ortaya çıkar. Boğulmuş kasık fıtığı dört evrede incelenir. Birinci evrede normalde yatıldığında veya oturulduğunda kaybolan ve fıtıktan dolayı ortaya çıkan şişlik kaybolmamaya başlar. Hareket edildikçe şiddetlenen bir ağrı gözlenir. Gaz çıkarma ve dışkılama bağırsak yolu kesildiğinden dolayı imkânsız hale gelir. Ağrı üç – dört saat içerisinde kramp şeklinde tüm vücudu sarar. İkinci evrede kangren ortaya çıkar. Kan dolaşımı bozulmaya, vücuttaki lökosit sayısı artmaya başlar. Ayrıca zaten tüm vücudu saran ağrı daha da şiddetlenir. Kalıcı sonuçlar ortaya çıkmadan doktora gidilebilecek son evre ikinci evredir. Üçüncü evrede kangren olan bölgeden bağırsak delinir. Kan akışı tamamen bozulur. Kanamadan dolayı birçok komplikasyon ortaya çıkar. Yüksek şiddetli ağrıya ek olarak yüksek ateş de gözlenir. Dördüncü evrede ise cerrahi müdahale dahi hastanın hayatta kalmasına yeterli olamayabilir. Gelişen tanı ve ulaşım imkanları sayesinde bu evreye günümüzde rastlanmaz.

Kasık Fıtığının Sebepleri

Daha önce de anlatıldığı üzere fıtıkların genel tanımı, iç organların olmaması gereken bölgelere delikler veya yarıklar üzerinden taşmasıdır. Kasık fıtıklarının ortaya çıkmasındaki temel sebep de iç basıncın karın veya kasık duvarını devamlı baskı altında tutması sonucu yarılmaya veya delinmeye sebep olmasıdır. Vücudumuz iç organların fonksiyonlarını yerine getirebilmesi amacıyla iç basıncını sürekli olarak kontrol eder. Tansiyon olarak ölçülendirilen bu olgu vücut tarafından ayarlanırken dış etmenler, adele zayıflıkları, doğumsal ve genetik faktörler göz ardı edilir. Ayrıca öksürük ve benzeri ani şoklar da hesap dışı tutulur. Örneğin bazı hastalarda kasık kanalının doğumdan ve testislerin testis torbasına yerleştikten sonra kapanması gerekirken çeşitli sebeplerden ötürü kapanmaz. Bu sebeplerin varlığı kasık kanalının açık kalmasına veya kapansa dahi açılmasına sebep olduğundan dolayı kasık fıtığının oluşmasını sağlar. Ayrıca spor yapan bireylerin ve yaşlı insanların anılan bölgedeki kas dokularında zayıflamalar meydana geleceğinden dolayı öksürme, ıkınma ve aşırı kilo kaybı gibi durumlarda yırtılmalar ortaya çıkabilir. Her durumda da basınç sonucu yırtılmanın ortaya çıkması durumu kasık fıtığının oluşmasındaki temel sebeptir. Ayrıca kasık fıtıklarının oluşumunda cinsiyet ile doğru orantı bulunur. Erkek bireylerde kasık fıtıklarının görülme sıklığı kadınlara göre bire yirmi beş oranında daha fazladır.

Kasık Fıtığının Belirtileri

Kasık fıtığı ortaya çıktıktan sonra hasta tarafından gözlemlenebilen en net belirtisi bölgede meydana gelen şişlik olur. Bu şişlik gözle görülebilir, el ile hissedilebilir. Ayrıca kasık bölgesindeki tokluk hissiyle de anlaşılabilir. Vücut tamamen düz konuma getirildiğinde şişlik en net halini alır. Erken evre kasık fıtıklarında hasta oturduğu taktirde dışarı doğru taşan organ parçası içeri kaçar ve şişlik kaybolur. Ayrıca karın bölgesindeki basıncın artmasına sebep olan hastalıklar ile öksürme, ıkınma gibi faaliyetler sırasında da şişlik daha net bir hal alır. Tedavi edilmeyip ilerleyen kasık fıtıklarında ise şişlik sürekli hale gelir. Yani oturulsa dahi şişlik ortadan kalkmaz.

Femoral kasık fıtıkları küçük ölçekli fıtıklar olduğundan dolayı en net belirti olan şişliği vermeyebilirler. Ayrıca diğer bazı kasık fıtığı tipleri de bu belirtiden yoksun olabilir. Şişlik gibi net ve görülebilir bir belirti yerine ilk evrelerinde hafif, ilerleyen evrelerinde daha şiddetli olmak üzere geçmeyen ve tekrarlayan ağrı; kasık bölgesinde aşırı hassasiyet ve kasık bölgesinde çekilme hissi gibi belirtiler verebilir.

En net belirti olarak adlandırılan şişliği vermeyen fıtık tiplerinin saptanması amacıyla modern görüntüleme teknikleri olan ultrason ve MR yöntemlerinden faydalanılır. Femoral kasık fıtıkları ise neredeyse tamamen bu yöntemler ile saptanırlar. Boğulmuş kasık fıtıklarında ise şişlik fark edilemediğinden ötürü yine acil cerrahi müdahaleden önce görüntüleme tekniklerinden yararlanılır. Boğulmuş kasık fıtıkları da gaz ve dışkı çıkaramama, çok şiddetli ağrı, yüksek ateş ve tüm vücutta kramp gibi belirtiler verir.

Kasık Fıtığı Ameliyatı Nedir ve Nasıl Yapılır

Kasık fıtığının tipi ne olursa olsun kesin tedavisi ancak cerrahi yöntem ile yapılır. İlk evre kasık fıtıklarında hastalar genelde doktora gitmekten imtina ettikleri için korse gibi organın içeride kalmasını ve ağrı gibi belirtileri ortaya çıkarmaması sağlayan yardımcıları kullanırlar. Ancak bu yardımcı malzeme kullanımı kesin sonuçların ortadan kaldırılması için yeterli değil tam tersine yardımcıdır. İç organın çıkıntı yaptıktan sona boğularak hayati tehlikelere dahi sebep olması konusunda korsenin sağladığı sıkılık oldukça önemli bir etmendir. Kasık fıtığının belirtileri hasta tarafından fark edildiği anda mutlaka uzman doktora başvurulması gerekir.

Doktora başvurulmasıyla birlikte kasık fıtığının boyutunun ve tam bölgesinin görüntüleme teknikleri yardımıyla saptanması gerekir. Bu saptamanın ardından kasık fıtığı ameliyatına hazırlık süreci başlar. Eğer acil bir durum yok ise bu süreç bir haftayı bulabilir. Ameliyat tamamen uzman hekimler tarafından gerçekleştirilir. Ameliyata konu olan hastalığa yönelik oldukça fazla deneyim olduğundan dolayı hem cerrah hem de hasta açısından oldukça risksiz olduğunu söylemek mümkündür. Laparoskopik yani kapalı ve bir diğer adıyla da izsiz yöntem tıp teknolojisinin hastalara ve cerrahlara sunduğu en büyük imkanlardan birisi olarak karşımıza çıkıyor. Bu yöntem ortaya çıkmadan önce büyük kesilerle icra edilen operasyonlar günümüzde neredeyse mikroskobik kesiler açılarak icra gerçekleştiriliyor. Kapalı ameliyat yönteminin daha modern olması, açık ameliyat yönteminin tamamen göz ardı edildiği anlamını da taşımıyor. Kalp rahatsızlığı olanlar, ileri yaştaki hastalar ve bazı anestezi yöntemine karşı hassas olan hastalarda hala açık ameliyat yöntemi tercih ediliyor. Ayrıca scrotal kasık fıtıklarının tedavisi için de açık ameliyat yöntemi kullanılıyor.

Hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın yönteminin omurgasını biyo-sentetik yamalar oluşturuyor. İlkel olarak adlandırabileceğimiz kasık fıtığı ameliyatlarında dikiş yöntemi kullanılıyordu. Bu yöntemde yırtığın veya deliğin olduğu doku kapatılmak yerine dikilerek ve gerdirilerek ortadan kaldırılıyordu ancak böyle olunca iç basınç ameliyat bölgesi üzerinde tekrar yarığın veya deliğin oluşmasına sebep oluyordu. Bu dönemlerde mevcut bulunan yama teknolojisi de oldukça ilkel olduğundan dolayı ancak dört – beş kere nüks eden kasık fıtıklarını takip eden süreçte bir hasta üzerinde yama işlemi uygulanıyordu.

Günümüzde ise gelişen biyo-sentetik yamalar sayesinde ilk tercih olarak dikiş yerine yama kullanılıyor. Kaliteli yama ve işinin ehli bir cerrah sayesinde kasık fıtıklarının nüks etme ihtimali oldukça düşük yüzdelere çekiliyor. Ayrıca ameliyat sonrası ortaya çıkması muhtemel risk ve komplikasyonlar da minimize edilmiş oluyor. Kullanılan yamanın hastanın ihtiyacına göre şekillendirilip katranlandırılabiliyor olması ameliyatın başarılarını garanti altına almak için önemli bir araç. Yarığı veya deliği kapatırken yerleştirildikleri bölgeye göre isim alan bu yamalar temelde üç çeşittir. Onlay, sublay ve inlay olmak üzere kategorilendirilirler.

  • Onlay Yamalar: Yarığın bulunduğu adelenin üst bölgesine yerleştirilirler. Bu yerleşim iç basınca karşı direnci en üst noktaya taşır.
  • Sublay Yamalar: Yarığın bulunduğu adelenin arka bölgesine yerleştirilen yama çeşidi olarak karşımıza çıkar. Basıncın önüne geçmek için ideal yerleşim olmasa dahi bazı hastalardaki özel durumlara bağlı olarak tercih edilebilirler.
  • Inlay Yamalar: Yarığın veya deliğin karın bölgesinde bulunması halinde inlay yamalar kullanılır.

Modern kasık fıtığı ameliyatlarının icrasındaki felsefi nokta hasta konforunun maksimize edilmesi ve hasta hayatını tehlikeye sokabilecek durumların minimize edilmesi şeklinde tanımlanabilir. Nüks ihtimalinin oldukça düşük seviyelere çekilmesi, iyileşme süresinin hızlandırılması, ağrı ve acı ihtimalinin ortadan kaldırılması tamamen bu felsefenin sonucu olan durumlardır.

Kasık Fıtığı Ameliyatında Kullanılan Yöntemler

Kasık fıtığının tedavi edilmesi amacıyla iki yöntem kullanılır. Bunlardan klasik olanı açık ameliyat yani lichenstein; diğeri ise kapalı ameliyat yani laparoskopik yöntem. Kapalı yöntemin henüz ortaya çıkmadığı zamanlarda da başarıyla uygulanan açık ameliyat yöntemi hala bazı hastalarda tercih edilmesine rağmen günümüzde yerini kapalı ameliyat yöntemine bırakmıştır. İki yöntemin de kendine ve hastaya göre avantaj ve dezavantajları bulunur. Yöntemin seçimi tamamen hastanın tıbbi geçmişine, hassasiyetlerine ve kasık fıtığının ortaya çıkardığı zorunluluklara göre belirlenir. Hiçbir uzman doktor fanatiklik seviyesinde belli bir yöntemi savunmaz. En başarılı uygulama için ideal yöntemi seçer. Yöntemin seçilmesinden sonra eğer aciliyet yok ise belirli bir hazırlık süreci geçirilir. Hasta mental ve fiziksel olarak ameliyata hazırlanır.

Lichenstein (Açık) Ameliyat Yöntemi

Açık ameliyat yöntemi, kasık fıtıklarının tedavisi amacıyla çok uzun sürelerdir kullanılır. Kullanım süresinin oldukça uzun olması ve kasık fıtıklarının oldukça sık görülmesine bağlı olarak gelişen icra etme imkânı da düşünüldüğünde hekimler tarafından uzmanlaşma noktasında büyük bir artı sağladığını söyleyebiliriz. Ameliyat genelde belirli anestezi türlerine karşı hassasiyeti olan hastalara uygulanır. Bunun temel sebebi tüm anestezi türleriyle icra edilebiliyor oluşudur. Ayrıca kalp hastalarına ve yaşlı hastalara da bu yöntem ile müdahale edilir. Operasyonun icra edilmesi amacıyla fıtığın bulunduğu bölgeye sekiz ile on santimetre arasında değişen bir kesi açılır. Açılan kesiden fıtığa yani çıkıntıya sebep olan organ parçaları standart olarak bulunması gereken noktalara itilir. Fıtığa sebep olan yarığın ortaya çıkmasıyla yama işlemine geçilir. Yarığın yerine ve boyuna göre özel olarak şekillendirilen biyo-sentetik yama adelenin üstüne yerleştirilir. Titanyum vidalar yardımıyla bölgeye sabitlenir. Yerleştirme ve sabitleme işi iç basıncın etkisini kıracak şekilde yapılır. Sonrasında ise açılan kesi kapatılır. Eğer hastanın çift taraflı fıtığı, kalp hastalığı veya ileri yaşı mevcut değilse ameliyattan bir gün sonra taburcu edilir. Bu durumlara sahip olanlar ise bir gün daha müşade altında tutulur. Operasyonun tamamı eğer fıtık tek taraflı ise bir saat; çift taraflı ise iki saat sürer. Ameliyat genel anestezi altında yapıldığı için ameliyatta hastanın acı veya ağrı hissi yaşaması mümkün değildir. Operasyondan sonra da ağrı kesiciler ile bu durumların önüne geçilir. Ancak bazı vakalarda hafif ağrı şikâyeti olabilir. Bu durum tamamen geçicidir. Hastaların işe ve sosyal yaşamlarına dönme süresi on gün; spor egzersizlerine dönme süresi ise kırk beş gündür. Açık ameliyat yönteminin tercih ediliyor olmasının bir diğer sebebi de kullanılan ameliyat malzemelerinin oldukça standart ve neredeyse tüm hastanelerde bulunuyor olmasıdır. Ayrıca hekimlerin sık yaptıkları ameliyatların başında da fıtık ameliyatları geldiğinden dolayı uzman hekim sıkıntısı da yaşanmamaktadır. Kullanılan malzemelerin standart, uzman hekiminde sık olmasından dolayı maliyet noktasında laparoskopik yöntemin neredeyse yarısına mâl olan fiyatlar ortaya çıkmaktadır. Laparoskopik (Kapalı) Ameliyat Yöntemi Laporoskopik yani kapalı ameliyat yöntemi sadece kasık fıtıklarının veya fıtıkların tedavisi için değil birçok hastalığın ve sorunun tedavisi için kullanılan oldukça gelişmiş bir yöntemdir. Kullanım alanı, ortaya çıktığı günden beri gittikçe artmakla birlikte nadiren de olsa bazı hastalarda kullanılamamaktadır. Bazı istisnaları dışında oldukça fazla tercih edilen bir yöntemdir. Ayrıca bu yöntem makalemizin ana konusunu oluşturan izsiz kasık fıtık ameliyatının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Kapalı ameliyatlar kalp hastası olanlar, ileri yaşa sahip olanlar ve bazı anestezi yöntemlerine karşı hassasiyeti olanlar dışında herkese uygulanabilir. Uygulama kasık fıtığının olduğu bölgede çapı yaklaşık bir buçuk santimetre olan bir kesinin açılması ve açılan bu kesiden içeriye CO2 gazının ardından kamera gönderilmesiyle başlar. CO2 gazının etkisiyle açılan bölge kamerayla yardımıyla tamamen görüntülenir. Görüntülemenin tamamlanmasını mütekabilen uygun bölgelerden çapı yarım santimetreyi geçmeyen iki adet kesi daha açılır. Bu iki kesi noktasından ameliyat aletleri gönderilerek kamera görüntülemesi yardımıyla fıtığa sebep olan organ parçaları standart olarak bulunmaları gereken bölgeye gönderilir. Sonrasında ise özel olarak imâl edilen yama fıtığa sebep olan yarığa kapatılır. Aynı açık ameliyat yönteminde olduğu gibi yine titanyum vidalar yardımıyla yama adaleye tutturulur. Ayrıca çift taraflı fıtığı olan hastalar için uygulanması en ideal yöntem kapalı yani laparoskopik yöntemdir. Fıtığa sebep olan yarığın ardından açılan kesilerde kapatılarak ameliyat sonlandırılır. Genelde yarım saat ile kırk beş dakika arasında süren bu ameliyat sonrasında hasta iki – üç saat gözlem altında tutularak taburcu edilir. Hastanın iyileşme süresi oldukça konforlu ve kısa sürer. Ağrı hissi çoğu zaman oluşmaz. Hastanın iş ve sosyal yaşamına dönmesi bir haftayı; spor egzersizlerine dönmesi ise bir ayı bulur. Laparoskopik yöntem özel bir uzmanlık ve ekstra malzeme kullanımı gerektirdiğinden dolayı açık ameliyat yöntemine göre daha masraflıdır. Genelde iş ve sosyal yaşam konusunda kaygıları olan hastalar tarafından tercih edilir. İyileşme konforu ve süresinin oldukça kısa olması ve açık ameliyat kadar büyük kesiler açılmaması oldukça büyük bir avantajdır. Yöntem ile yapılan ameliyatlar tamamen izsiz olarak adlandırılır. Açık ameliyat yönteminde olduğu gibi net ve kalıcı izler görülmez. Yani operasyon sonrasında ayrıca bir estetik operasyona gerek duyulmaz.

Kasık Fıtığı Ameliyatının Yapılacağı Hastane Şartları

Kasık fıtığı ameliyatları çok uzun yıllardır açık yöntemle; son yıllarda ise genelde kapalı yöntemle icra ediliyor. Açık ameliyatlar için gereklilikler minimum düzeyde. Kapalı ameliyatlar için ise ekstra bazı malzemelerin gerekliliği söz konusu olabiliyor. Ayrıca ameliyat oldukça sık uygulanmasına, risk ve komplikasyon açısından minimize edilmesine rağmen ortaya çıkabilecek durumlara karşı kurumun maksimum düzeyde önlem alması gerekiyor. Açık ya da kapalı tüm ameliyat yöntemlerinin en büyük gerekliliği hastanede görev yapan uzman doktorlar. Sonrasında ise uzman bir ekip ve hijyen şartları geliyor. Operasyondan önce veya sonra gerekmesi durumunda yoğun bakım ünitelerinin kalitesi de hastane seçiminde önemli etmenlerden birisi olarak karşımıza çıkıyor.

Yoğun Bakımın Gerekliliği

Kasık fıtığı ameliyatlarında eğer boğulmuş kasık fıtığı ameliyatı yapılmıyor ise riskler oldukça düşük. Ayrıca hekimlerin kasık fıtığı ameliyatlarını oldukça fazla yapıyor olmalarından dolayı kazandıkları tecrübe ve olumsuz durumlara karşı olan hazırlıkları da değerlendirildiğinde yoğun bakım ünitesinin mevcudiyeti gereksiz gibi görünebilir. Ancak yapılan her ameliyat hem cerrah hem de ekibi açısından yeni bir macera olarak görüldüğünden dolayı, her zaman beklenmedik bir durumun ortaya çıkma riski mevcuttur. Böyle bir riskin ameliyat öncesinde veya sonrasında ortaya çıkması halinde hastanın o riskin veya komplikasyonun oluşturduğu özel şartlara göre hijyenik şartlar altında tedavi edilmesi gerekir. Bu tedavi ihtiyacını sağlayabilmenin yolu da kaliteli bir yoğun bakım ünitesinden geçer.

Refakatçinin Gerekliliği

Kasık fıtığı ameliyatı olan hastalar eğer ilk evrelerde bu ameliyatı oluyorlar ise hastaneye yatış aşamasından sonra birçok ihtiyaçlarını kendileri görebilmektedir. Göremedikleri ihtiyaçları için mutlaka bir aile yakını veya bu işi profesyonel olarak yapan birisinin hastanın yanında refakatçi olarak bulunması gerekir. Operasyon eğer standart bir kasık fıtığı ameliyatı olarak geçmiş ise açık yöntemde ilk üç gün, kapalı yöntemde ise ilk iki gün refakatçiye ihtiyaç olabilmektedir. Bu refakatçi hastanın kendisini psikolojik olarak iyi hissetmesi de dahil birçok fonksiyonu yerine getirmekte; evrak işlerinin halledilmesinden başlayıp hastanın tuvalet ihtiyacının giderilmesine kadar birçok farklı konuyla ilgilenmektedir. Yani oldukça basit olan kasık fıtığı ameliyatlarında da refakatçi gereklidir. Özellikle kalp hastaları, çocuklar ve yaşlı hastalar için refakatçinin gerekliliği tartışılmaz bir gerçektir.

Kullanılacak Cihazlar

Ameliyattan önce ve ameliyat esnasında hastanın kalp ve vücut fonksiyonlarını ölçmek için çeşitli cihazlar kullanılır. Ayrıca ameliyatın gerçekleştirilmesi için açık ameliyat yönteminde standart cerrahi aletler; kapalı ameliyat yönteminde ise özel olarak geliştirilmiş alet ve kameralar kullanılır.

Kasık Fıtığı Ameliyatı Hangi Uzmanlık Alanına Girer

Fıtık operasyonları, cerrahlar açısından oldukça sık uygulama fırsatı bulunan hastalık türlerindendir. Kasık bölgesinde şişlik, kronik ağrı, kramp, gaz ve dışkı yapmada problem gibi belirtilerle hastaneye başvurulduğunda bununla genel cerrahi ilgilenir. Gözle görülebilir, el ile dokunulabilir teşhis yöntemlerine ek olarak ultrason ve gerektiğinde MR gibi modern görüntüleme teknikleri ile tanı kesinleştirilerek ameliyat aşamasına geçilir. Hastanın aciliyet durumuna göre ameliyat tarihi aynı gün veya ilerleyen günler olarak belirlenebilir. Ameliyat gününün belirlenmesinde kasık fıtığının hangi evrede bulunduğu oldukça önemli bir etmendir.

Kasık Fıtığı Ameliyatını Kimler Olabilir

Hastaların kasık fıtığı ameliyatı olması için herhangi bir engel bulunmaz. İster çocuk ister genç ister yaşlı ister kadın ister erkek olun kasık fıtığı ameliyatı olmanız için herhangi bir engel bulunmaz. Bunun sebebi kasık fıtığının tedavi edilmediği taktirde beklenmedik ve hayatı tehlikeye atabilecek sonuçlarla geri dönüş yapabilme ihtimali ve hastalığın tedavi edilmesi için kullanılan tek yöntemin cerrahi olmasıdır. Hâl böyle olunca operasyonu olma ya da olmama noktasında değil de kullanılan yöntem açısından bir seçim imkânı bulunmaktadır. İleri yaştakiler, kalp hastaları ve belirli bir anestezi türüne karşı hassasiyeti bulunanlar dışında herkes kapalı ameliyat yöntemiyle; bu gibi engellere sahip olanlar ise açık ameliyat yöntemiyle tedavi edilmektedir.

Kasık Fıtığı Ameliyatının Fiyatları

Kasık fıtığı ameliyatları hakkında net bir rakam söylemek hastanın ve hastanenin koşullarını bilmeden ne yazık ki mümkün değildir. Ancak genel olarak uygulama sıklığının fazla olması ve standart malzemeler dışında malzeme gerektirmemesi yönünden kasık fıtığı ameliyatlarının oldukça ucuz olduğunu söylemek mümkündür. Ayrıca doğrudan hayatı tehlike atma ihtimali olduğundan dolayı SGK tarafından karşılanan kasık fıtığı ameliyatları devlet hastanelerinde de oldukça başarılı şekilde icra edilebilmektedir. Kapalı ameliyat yöntemi, gerektirdiği ek malzemeler ve hekimin uzmanlık derecesi bakımından açık yönteme göre yüzde otuz ile yüzde kırk arasında daha pahalı olabilmektedir. Hastaların eğer iş ve sosyal yaşam açısından aciliyetleri mevcut ise kapalı; maddi yönden kısıtları mevcut ise açık yöntemi tercih etmeleri tavsiye edilir.

Kasık Fıtığı Ameliyatı (İzsiz) Öncesi

Kasık fıtıkları ilk evrelerinde tespit edildiklerinde oldukça kolay tedavi edilebilen hastalıklardır. İlk evrelerinde tedavi edilmeleri ne kadar kolay ise tespit edilmeleri de bir o kadar zordur. Kasık fıtıklarının genelde en net belirtisi şişlik olmakla beraber bazı tiplerinde şişliği vücut dışına taşıracak bir büyüklük olmadığından dolayı bu belirti üzerinden tespit imkânsız hale gelmektedir. Hastanın bu gibi durumlarda kasık bölgesinde kronik ağrı, yüksek ateş, gaz ve dışkı konusunda sıkıntılar gibi yan belirtilere dikkat etmesi gerekir. Bu veya benzer belirtilerin mevcudiyeti durumunda kesin tanının konulabilmesi için hastanelerin hariciye polikliniğe başvurması gerekir. Doktorun uzmanlık içeren muayenesini takiben çeşitli tetkikler yapılır. Tüm tetkiklerin sonucunun incelenmesiyle kesin tanı konulur ve hastalığın tedavisine geçilir. Hastalığın tedavi aşamasına gelmesiyle birlikte eğer vakada bir aciliyet yoksa ameliyat günü ileri bir tarihe verilir. Bu süreç içerisinde de hastanın dikkat etmesi gereken bazı noktalar vardır. Bu noktalara dikkat edilmesi operasyonun başarılı geçme ihtimalini artırıp; nüks etme ihtimalini düşürmektedir. Hastalığın ileri evre ve hayatı tehlike altına alan bir konuma gelmiş olması halinde ise acil ameliyat yöntemine başvurulur. Ameliyat aşamasına geçilmeden önce de çeşitli bilgilerin doktorla paylaşılması gerekmektedir. Kısacası operasyonun öncesinde süreç kişinin kendini muayene etmesi, doktor tarafından muayene edilmesi, modern tanı tekniklerinin kullanılması, ameliyat tarihinin belirlenmesi ve hastaya dair özel bilgilerin (ameliyatın icrasını veya sonucunu etkileyebilecek türde olanlar) doktor ile paylaşılması şeklinde ilerlemektedir.

Tetkikler

Elle muayene ve doktor muayenesi ile kasık fıtıklarının birçoğu sorunsuzca tespit edilebilir. Tespit kesin olsa dahi çeşitli tetkiklerin hastaya uygulanması operasyon öncesinde şarttır. Bu tetkikler sayesinde kasık fıtığının bulunduğu nokta, büyüklüğü ve tipi belirlenebilir. Ayrıca hastanın özellikleri de bu tetkikler sayesinde belirlenir. Tüm sonuçlar ışığında ameliyat tarihi ve yöntemi belirlenerek takvim netleştirilmiş olur.

MR

MR günümüzde geliştirilmiş en iyi görüntüleme tekniklerinden bir tanesidir. Kasık fıtıklarının teşhis edilip sınıflandırılmasında da oldukça önemli bir araçtır. Doktorlar yaptıkları muayene sonrasında bulgularını doğrulamak ve cerraha yol göstermek amacıyla MR testi isteyebilir. Ultrason ile beraber kullanılan MR yöntemi sayesinde kasık fıtığının tipi, büyüklüğü, evresi ve bulunduğu bölge milimetrik olarak saptanabilmektedir.

Tomografi

Bilgisayarlı görüntüleme teknikleri arasında oldukça gelişmişlerden bir tanesi olarak kabul edilen BT sayesinde kasık fıtıkları yüksek hassasiyet ile tespit edilebiliyor. Doktor muayenesinin ardından istenen testlerin başında da MR’a ek olarak BT geliyor. İki yöntemin sonuçları karşılaştırılarak kasık fıtığının tipi, büyüklüğü, evresi ve bulunduğu bölge konusunda kesin sonuçlara varılabiliyor.

Anestezi Kontrolü

Anestezinin birçok çeşidi mevcut. Bu yöntemlerin hepsinin kullanıldığı tek yöntem açık ameliyat yöntemi. Bu yüzden anestezinin belirli bir tipine karşı hassasiyeti olan hastalara açık ameliyat yöntemi uygulanıyor. Hastanın hangi anestezi türüne hassasiyetinin tespiti, hangi dozda ideal seviyeye ulaştığı gibi bilgilerin elde edilebilmesi amacıyla da hastalara anestezi testi uygulanıyor. Bu testin en temel amacı da hastanın hangi yöntem ile ameliyat edileceğinin tespitine yardımcı olmak.

Kan Tahlili

İster kapalı ister açık ameliyat olsun hastanın ameliyata hazır hale getirilmesi aşamasının en önemli basamaklarından bir tanesi kan değerlerinin ölçümü. Sadece kasık fıtığı ameliyatlarında değil, tüm ameliyatlarda kan değerleri, operasyonun başarısı açısından oldukça büyük önem taşıyor. Bağırsakların karın veya kasık kanallarına taşmış olması sindirim ve boşaltım sistemini doğrudan etkilediğinden dolayı bu etkiden dolayı kan değerlerinde ortaya çıkan değerlerin gözlemlenmesi gerekiyor. Operasyona girecek hastalara ister acil olsun ister uzun bekleme süreli bir ameliyat olsun kan tahlili uygulanıyor. Ameliyat günü ileri bir tarihe verilmiş hastalara ise bu tahlil düzenli aralıklarla uygulanıyor.

İdrar Tahlili

Kan değerleri kadar önemli olan bir başka değer de idrar değerleri. Boşaltım sisteminin vücut üzerinde bıraktığı etkilerin saptanması ve bu etkilerin ameliyat stratejisini belirlemesi noktasında oldukça önemli bilgiler sunan idrar testleri kasık fıtığı ameliyatlarının teşhisi ve ameliyat öncesi döneminde hastalara uygulanıyor.

Genel Sağlık Taraması

Tüm tahlil sonuçlarının toplanması sonrasında hastada mevcut olan diğer problemlerin değerlendirilmesi ve ameliyat üzerindeki etkilerinin tartışılması gerekir. Tüm girdilerin değerlendirilerek kasık fıtığı ameliyatının stratejisinin belirlenmesi hem fıtığın sorunsuzca tedavi edilmesi hem de sonrasında ortaya çıkabilecek risk ve komplikasyonların minimize edilmesi noktasında oldukça faydalı olmaktadır. Ayrıca kasık fıtıkları doğru yöntemle tedavi edilmediklerinde nüks etme ihtimali bulunan yapılar olduğundan dolayı tetkik sonuçlarıyla harmanlanan bir ameliyat stratejisinin belirlenmesi ayrıca bir önem kazanmaktadır.

Ameliyat Öncesi Sigara ve Alkol Tüketimi

Sigara, içerdiği maddeler bakımından vücuda oldukça fazla zarar verir. Normal bir insanın sağlıklıyken dahi kullanmaması gereken bir madde, basit olarak dahi adlandırılsa cerrahi bir operasyon öncesinde kesinlikle kullanılmamalıdır. Akciğer fonksiyonlarının normale dönebilmesi için sigaranın ameliyattan en az üç hafta önce mutlaka bırakılması gerekir. Ayrıca vücut dengesinin sağlanabilmesi amacıyla da ameliyattan sonra kullanılması tavsiye edilmez. Alkol ise içerdiği sindirilemeyen ve kan değerlerini etkileyen maddeler dolayısıyla operasyondan en az bir hafta önce mutlaka bırakılmalıdır. Operasyondan sonra ise en az bir ay tüketilmemesi tavsiye edilir.

Kullanılan İlaçların Hekim ile Paylaşılması

Hastanın devam eden kronik bir hastalığıyla ilgili kullandığı ilaçları cerrahı ile paylaşması, operasyonun başarılı yürütülmesi açısından oldukça önemlidir. Bazı ilaçlar kan değerleri, bilinç seviyesi ve vücut fonksiyonları açısından kritik işlevlere sahip olduğundan dolayı cerrah tarafından değerlendirilmeli, onun tavsiyesiyle ya tamamen bırakılmalı ya da dozu tekrar ayarlanmalıdır. Operasyondan önce kanı sulandırma ihtimali bulunan her ilaç (özellikle aspirin) derhal bırakılmalıdır.

Hastanın Tedavi Geçmişinin İncelenmesi

Hastanın geçmişinde geçirdiği kimi hastalıklar kasık fıtığı ameliyatının icrasını ve başarını oranını etkileyebilir. Kayıtlarda olmasa dahi eğer geçirilmiş bir hastalık ve bu hastalığa yönelik tedavi mevcut ise operasyonun standart ölçülerde geçmesi veya kalibre edilmesi için bu bilginin uzman cerrahla paylaşılması gerekir. Burada hastalığın veya tedavinin ölçüsünün bir öneminin olmadığının vurgulanması gerekir.

Bulgular Neticesinde Ameliyat Yönteminin Belirlenmesi

Bilindiği üzere kasık fıtığı ameliyatlarında uygulanan iki ameliyat yöntemi bulunur. Bunlardan ilki ve klasik olarak adlandırılanı açık ameliyat; ikincisi ve modern olarak adlandırılanı ise kapalı ameliyattır. Daha modern bir teknik çıkmasına rağmen klasik yöntemin ortadan kalkmamasının temel sebebi, ameliyat yönteminin hastanın özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre değişiyor olmasıdır. Tüm tetkikler, tedavi geçmişi, kullanılan ilaçlar ve kasık fıtığının türü, cinsi, boyutu ve bölgesine bağlı olarak ameliyat yöntemi hasta – doktor mutabakatı içerisinde bu aşamada seçilmektedir. Seçilen yöntemin ameliyatın başarısı üzerinde doğrudan etkisi bulunur. Nüks etme ile diğer risk ve komplikasyonlar da ameliyat yöntemiyle doğrudan alakalıdır.

Ameliyat Planının Hazırlanması

Seçilen ameliyat türüne göre operasyonun icrası değiştiği için özel olarak planlama gerekmektedir. Ayrıca burada hastanın günlük yaşamındaki programı, doktorun uzmanlık alanı ve günlük yaşamındaki programı gibi faktörler etkili olmaktadır. Hastanın ne zaman ameliyat olacağından başlayıp tam iyileşmenin ne zaman gerçekleşeceğine kadarki tüm süreç bu aşamada planlanmakta ve hasta ile mutabakat sağlanmaktadır. Hasta psikolojisinin olumlu olarak korunabilmesi için tüm planının detaylarıyla anlatılması ayrıca önem kazanmaktadır.

Ameliyat Öncesi Beslenme

Ameliyat öncesindeki gece hastanın yeme ve içmeyi tamamen kesmiş olması gerekir. Bu kural ancak cerrah tavsiyesiyle bozulabilir. Yeme ve içmenin kesilmesi kan değerlerinin ideal ölçülerde tutulabilmesi için oldukça önemlidir. Ayrıca E vitamini içeren ve kanı sulandırabilecek yiyeceklerin de operasyondan en az bir hafta önce bırakılmış olması gerekir. Yeme ve içmenin ameliyattan bir gece önce bırakılmasının sebebi bağırsak fonksiyonlarının artmasını engellemektir. Operasyon kasık bölgesiyle olduğu kadar bağırsaklarla da alakalı olduğundan dolayı böyle bir önlem şarttır.

Kasık Fıtığı Ameliyatı (İzsiz) Sonrası

Kasık fıtığı ameliyatları buldukları sık uygulamalardan dolayı hem tıp teknolojisi açısından hem de cerrah uzmanlığı açısından oldukça önemli ameliyatlardır. Günümüzde gelişen teknikler sayesinde hasta konforu maksimize edilip iyileşme süresi düşürülürken aynı zamanda operasyon sonucu oluşabilecek risk ve komplikasyonlar da neredeyse ortadan kaldırılmış durumdadır. Böyle bir durumun ortaya çıkmasında cerrahların kasık fıtığı ameliyatları konusunda oldukça uzmanlaşmış olması gösterilebilir. Kasık fıtığı ameliyatı olduktan sonra hastalar oldukça geniş kapsamlı bir iyileşme süreci içerisine girmiş olacaklardır. Bu sürecin nasıl geçirileceği hastanın hastalığına ve ameliyat tekniğine bağlıdır. Ayrıca operasyonu yapan hekimin operasyon konusundaki tecrübesi de hastanın operasyon sonrasındaki sürecine etki edebilmektedir. Kısaca açıklamak gerekirse kasık fıtığı ameliyatları günümüzün en basit ameliyatları arasında yer alırlar. Bu sebepten ötürü operasyondan kısa süre sonra sosyal ve iş yaşamına dönme imkânı mevcuttur. Bu dönüş süresi açık ameliyatlarda kapalı ameliyatlara göre biraz daha fazladır. Ayrıca hareket kabiliyeti açısından yine kapalı ameliyatların avantajlı olduğunu söylemek mümkündür. Uzman cerrahlar eğer herhangi fiziksel veya maddi bir kısıt yok ise açık ameliyat yerine kapalı ameliyatı önermektedir.

Ameliyat Günü

Tüm tetkiklerin yapılması, hastanın hazır hale getirilmesi operasyon öncesinde dikkat edilmesi gereken hususlara riayet edilip edilmediğinin tespitinin ardından gelen süreç operasyon günüdür. Operasyon gününde hastanın moralinin yüksek tutulması gerekir. Her ne kadar basit bir ameliyat olsa da başarılı bir operasyon ve operasyon sonrası için hastanın operasyon günündeki morali önemli bir etmendir. Kasık fıtığı ameliyatları eğer tek taraflı ise kapalı ameliyat ile otuz dakikada, açık ameliyatla bir saatte; çift taraflı ise kapalı ameliyatla bir saatte, açık ameliyat ile iki saatte tedavi edilmektedir. Genelde hastalar genel anestezi tercih etse de lokal anestezi tercih eden hastalar da mevcuttur. Anestezik ilaçların etkisinin geçmesiyle hasta bakım odasına alınır.

Ağrı

Operasyon sırasında herhangi bir ağrı hissetmek söz konusu değildir. Bunun sebebi hastaya verilen oldukça etkili anestezik ilaçlardır. Anestezik ilaçların etkisinin geçmesi verilen doza göre ameliyattan sonraki bir saat içerisinde gerçekleşir. Ağrı ve acı hissinin oluşmaması için anestezik ilaçların etkisi geçmeden cerrahlar tarafından ağrı kesiciler verilir. Yani operasyondan sonra ağrı hissi oluşmaz. Çeşitli açık ameliyat deneyimlerinden sonra çok hafif ve geçici ağrının oluştuğu gözlemlenmiştir. Kapalı ameliyatlarda ise bu gibi bir durum söz konusu dahi değildir. Bunun temel sebebi açık ameliyatın aksine kapalı ameliyat yönteminde kesilerin çok küçük olmasıdır.

Hareket Kabiliyeti

Yine yönteme göre değişen bir durum mevcuttur. Kapalı ameliyat tekniğiyle ameliyat olan hastalar uyandıktan yaklaşık üç saat sonra temel hareketleri yapabilmekte; tuvalet ihtiyaçlarını dahi sorunsuz giderebilmektedirler. Açık ameliyat yönteminde ise hastalar uyandıktan yaklaşık on saat sonra temel hareketleri yapar hale gelmekle birlikte genelde doktor ilk gün tamamen istirahat etmeyi önermektedir. Atılan dikişlerin atmaması için hastanın dikişler alınana kadar oldukça dikkat olması gerekmektedir. Kapalı ameliyat yöntemiyle ameliyat olan hastalar ilk üç günden sonra işlerine dahi dönebilmektedir.

Ayağa Kalkma

Kapalı ameliyat yöntemiyle ameliyat olan hastaların ayağa kalkma süresi yaklaşık olarak üç saattir. Açık kasık fıtığı ameliyatı olan hasta yaklaşık olarak 10 saat boyunca ameliyatta kalabilir. Bunun sebebi açık kasık fıtığı ameliyatı sırasında açılan sekiz – on santimetrelik kesinin kapatılması için atılan dikişlerdir.

Beslenme ve Diyet

Eğer kasık fıtığına acil olarak müdahale edilmediyse bağırsakların açılan delikten – yarıktan içeriye sokulması dışında bağırsaklara herhangi bir müdahale olmadığından dolayı sindirim sisteminin aşırı bir kontrol altında tutulmasına gerek yoktur. Yani hastalar operasyondan sonraki günden itibaren katı yiyecekler tüketebilirler. Ancak boğulmuş kasık fıtığının ileri evreleri sonucu kasık fıtığına ve beraberinde boğulan bağırsak bölgesine müdahale edilmişse hastaların tamamen doktor tavsiyesine göre beslenmesi ve katı yiyecek tüketiminden mümkün mertebe kaçınması gerekir.

İlaç Kullanımı

Ameliyat öncesinde olduğu gibi ameliyat sonrasında da kullanılacak ilaçların doktor tavsiyesiyle kullanılması ve dozunun ayarlanması önemlidir. Operasyon ile elde edilen başarılı sonuçların korunması noktasında cerrah ile bilgi paylaşımının devam ettirilmesi, ilaç tüketiminin kontrol altında tutulması önem kazanmaktadır.

Pansuman ve Doktor Kontrolü

Kapalı ameliyat yönteminde çok az dikiş atıldığından ve çok az kanama olduğundan dolayı kişi kendi pansumanını oldukça rahat şekilde yapabilir. Açık ameliyat yönteminde ise bölgenin temiz tutulması, enfeksiyon riskinin ortaya çıkmaması için pansumanın hemşire tarafından yapılması gerekir. Genelde günlük pansumanlar söz konusudur. Operasyonunun sonuçlarının takip edilebilmesi için üçüncü gün, yedinci gün ve on dördüncü gün düzenli doktor kontrolleri söz konusudur. Ayrıca olağan dışı bir durum ya da kanamanın fark edilmesi durumunda da acilen doktora başvurulması gerekmektedir.

Dren Kullanımı

Dren genelde açık ameliyat yönteminde kullanılır. Kapalı ameliyatlarda ameliyat bölgesine kan ve doku sıvısı akmadığı için kullanımına gerek kalmaz. Açık ameliyatlarda ise kan ve doku sıvısının ameliyat bölgesine hücum etmesi söz konusudur. Bu sıvıların tahliye edilebilmesi için kapalı drenaj sistemleri uygulaması yapılır. Operasyondan sonra da bu sistemlerin sökülmesi için belli bir sürenin geçmesi beklenir. Genelde günlük gelen sıvı miktarı otuz milimetrenin biraz altına düştüğünde operasyon sonrasında takılan bu kapalı drenaj sistemi tamamen çıkartılır.

Riskler, Yan Etkiler ve Komplikasyonlar

Her hastalıkta ve her hastalığın tedavisinde olduğu gibi kasık fıtığında ve kasık fıtığının ameliyatında da bazı riskler, yan etkiler ve komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Modern tıp biliminin aşmak istediği noktaların başında da bu durumlar gelir. Hiçbir risk, yan etki ve komplikasyon tamamen ortadan kalkmasa da ortaya çıkma ihtimalleri oldukça düşük yüzdelere sabitlenmiş ve hatta daha da düşürülmüş durumdadır. Kasık fıtığı ameliyatı bağırsak gibi kritik bir organı etkilemesinden dolayı sayılan etkilere daha açık bir bölge olarak gösterilebilir. Kullanılan tekniklerin gelişmesi, uygulama imkanının artması ve hekim tecrübesinin muazzam ölçülere gelmesi sayesinde günümüzde olası görülen birçok risk, yan etki, komplikasyon dahi gözlemlenememektedir. Bu düşük yüzdeli ihtimallerin oldukça azalmış olması hastanın operasyon sonrası iyileşme konforunu da maksimize etmiş durumdadır.

Geçici Felç

Kasık fıtığı ameliyatı ile müdahale edilen bölge bel bölgesinden farklı bir alanı kapsadığı için geçici ya da kalıcı felç riski bulunmaz. Geçici ya da kalıcı felç riskinin düşük de olsa bulunduğu fıtık türü bel fıtıklarıdır. Tüm fıtıklar içerisinde görülme sıklığı beşte bir olarak bilinen bel fıtıklarına müdahale, bölgenin hassaslığından dolayı beyin cerrahları tarafından yapılmakta; mevcut olan düşük felç riski tamamen sıfırlanmaktadır.

Anestezi Komplikasyonları

Her hastanın çeşitli anestezi türlerine karşı hassasiyet oluşturması söz konusu olabilir. Bu durum oldukça doğal olduğundan dolayı çoğu operasyondan önce hastanın uygulanacak olan anestezi türüne hassasiyetinin olup olmadığının anlaşılması için testler uygulanmaktadır. Bu testlerin sonucuna rağmen operasyon anında veya sonrasında ortaya bir risk çıkması söz konusu dahi değildir.

Enfeksiyon

Özellikle açık ameliyat yönteminde olmak üzere kasık fıtığı ameliyatlarının neredeyse tamamında bu risk mevcuttur. Doğrudan operasyonla ve operasyonu yapan ekiple alakalı değil; ortamla ve kişinin hijyeniyle alakalı bir durumdur. Hastaların enfeksiyon kapmamak için kişisel temizliklerine ek olarak ameliyatlı bölgenin temizliğine azami özen göstermeleri gerekir. Ayrıca doktor tarafından verilen antibiyotikleri de aksatmadan kullanmaları gerekir. Tüm dikkate rağmen enfeksiyon kapılması halinde ise enfeksiyonu yok eden ilaçlar sayesinde bu sorundan oldukça kolay kurtulabilmektedir hastalar.

Bulantı ve Kusma

Operasyondan sonra yan etki olarak bulantı ve kusmanın görülmesi oldukça nadirdir. Bu yan etkiye maruz kalan hastaların geneli doğrudan kasık fıtığı ameliyatıyla alakalı değil de operasyona olan psikolojik hassasiyetlerinden dolayı bulantı ve kusma ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Oldukça basit ve geçici bir yan etkidir.

Ateş

Operasyondan sonra yüksek ateş görülmesi ancak enfeksiyonla doğru orantılı olarak gerçekleşeceğinden dolayı hastanın enfeksiyon açısından değerlendirilmesi gerekir. Yani yüksek ateş doğrudan kasık fıtığı ameliyatının değil de enfeksiyonun yan etkisidir. Eğer hastada enfeksiyon oluşmuş ise antibiyotikler yardımıyla kolayca enfeksiyondan ve doğal olarak da yüksek ateş probleminden hasta kurtulacaktır.

Ağrılar

Operasyon anında verilen anestezik ilaçların etkisinden dolayı hastanın ağrı hissetmesi söz konusu değildir. Operasyondan sonra da hastaya yüksek etkili ağrı kesiciler verildiğinden ötürü hasta ağrı hissetmez. Ancak ağrı kesicinin dozunun yetersiz geldiği açık ameliyatlar sonrasında hastanın hafif şiddetli ağrı hissetmesi söz konusu olabilir. Geçici bir durumdur. Bu gibi bir durumun ortaya çıkması halinde hastanın doktoruna başvurarak şikayetini dile getirmesi ve gerekirse ağrı kesicisinin dozunu artırması gerekir.

Morarma

Operasyonun icra edildiği bölgede kesiler açılması söz konusudur. Bu kesilerin dikişlerle kapatılması sonrasında etrafındaki ufak bir bölgede morarma gibi bir problem ortaya çıkabilir. Birkaç günlük bu durum tamamen geçici olmakla beraber herhangi bir iz bırakması söz konusu dahi değildir. Muhtemelen dikişler sökülmeden önce tamamen kaybolacaklardır.

Şişlikler

Operasyon bölgesini kapsayan ufak bir alanda morluklara ek olarak ufak şişliklerde gözlemlenebilir. Bu şişliklerin sebebi kasık fıtığı değil, ameliyat sırasında kesi açılan bölgedeki dokulara verilen zararlardır. Şişlikler de morluklar kadar geçici bir yan etki olarak ortaya çıkarlar. Muhtemelen dikişlerin sökülme zamanı gelmeden ortadan kalkacaklardır.

Ödem

Ameliyat sonrasında operasyon bölgesinin su toplayarak ödem oluşturma ihtimali bulunur. Ancak yerleştirilen kapalı drenaj sistemi sayesinde bu yan etki minimalize edilir. Eğer bu önleme rağmen ödem oluşumu söz konusu ise operasyondan sonraki iki gün içerisinde tamamen ortadan kalkacaktır.

Hissizlik

Hissizlik de geçici veya kalıcı felç gibi bel fıtığı sonrası ortaya çıkma ihtimali bulunan komplikasyonlar arasında bulunur. Kasık fıtıklarında müdahale edilen bölge omurilikten tamamen bağımsız olduğundan dolayı hissizlik gibi bir yan etkinin ortaya çıkma ihtimali bulunmamaktadır.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kasık fıtığı ameliyatları erken evrede tespit edildiklerinde oldukça kolay ameliyatlardır. Her ne kadar kolay ameliyatlar olarak sınıflandırılsalar dahi operasyondan sonra operasyon ile elde edilen başarının korunabilmesi için hastaların bazı noktalara oldukça dikkat etmesi gerekir. Genelde dikkat edilmesi gereken noktaların temelini vücudun iç basıncını kontrol etmek, ani hareketlerden kaçınmak ve operasyon ile müdahale edilen bölgenin hijyenini sağlamak oluşturur. Ayrıca operasyon ile atılan dikişleri sağlam tutmak için de dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır.

Duş Alma

Operasyondan sonra hastalar ilk gün evrelerine taburcu edilirler. İster kapalı ister açık ameliyat olsun ilk üç gün boyunca hastanın evinde dinlenmesi gerekir. Açık ameliyat yöntemi ile icra edilen operasyonlarda kesi bölgesi oldukça büyük iken; kapalı ameliyat yöntemi ile icra edilen operasyonlarda kesi bölgesi oldukça küçüktür. Kesi bölgesinin küçük – büyük oluşu iyileşme süresini de doğrudan etkiler. Hastaların operasyon bölgesine su değdirmemesi kritik önem taşır. Dikişler alınana kadar hastalar duş almamalı sonrasında ise aşırı sıcak – aşırı soğuk uygulamalardan kaçınmalıdırlar. Bölgenin enfekte olmaması için ilk bir hafta duş alımının yasak olduğunu söyleyebiliriz. Vücudun diğer bölgeleriyle alakalı hijyen problemini çözmek isteyen hastalar ıslak mendil ile vücutlarını silebilirler.

Ağır Kaldırma

Fıtık probleminin başlangıçta ortaya çıkma sebeplerinin başında ağır kaldırma gibi bölgedeki adeleleri zedeleyen durumlar gelir. Operasyondan sonra adeleler iç basınca karşı korunmuş olsa da mevcut dikişlerin atmaması ve yama uygulamasının tam olarak oturması için hastaların ağır kaldırmaması tavsiye edilir. Bu dikkat süreci belli bir gün sayısı ile sınırlı değildir. Fıtık ameliyatı olan hastaların kalan ömürleri boyunca ağır yük kaldırmaktan uzak durması önem arz eder.

Cinsel İlişki

Kasık fıtığı ameliyatından sonraki süreçte en azından dikişler alınana kadar hastanın cinsel ilişkiye girmemesi gerekir. Dikişlerin alınmasıyla birlikte efor konusunda vücudu çok zorlamadan cinsel ilişkiye girilmesinde ise herhangi bir problem yoktur.

İlaç Kullanımı

Operasyon öncesi ve operasyondan hemen sonraki süreçte olduğu gibi yaklaşık iki aylık süreçte de ilaçların kullanımı ve dozu için cerrah tavsiyesinin alınmasında fayda vardır. İki ayı aşan süreçlerde ise hasta isterse doktor tavsiyesiyle ilaçlarını kullanmaya devam edebilir.

Hareket Kabiliyeti

Açık ameliyat yöntemi ile kasık fıtığı ameliyatı olanların hareket kabiliyetlerini tamamen kazanmaları yaklaşık olarak bir buçuk – iki ayı bulabilir. Bu süreç içerisinde hastalar sağlıklarını korumak, dikişleri patlatmamak ve yama uygulamasının sonuçlarını garantilemek için hareketlerine ve bu hareketleri yaparken harcadıkları efora azami özen göstermelidir. Kapalı ameliyat yöntemi ile tedavi olan hastalar ise yine benzer bir özeni daha kısa süreler için göstermelidir.

Seyahat

Açık ameliyat yöntemiyle tedavi olan hastaların yaklaşık olarak bir ay boyunca uzun yolculuklara çıkmaması tavsiye olunur. Yine ameliyattan sonraki süreçte dikişler alınana kadar uçak yolculuğuna çıkılmamalıdır. Bunun temel sebebi basınç farkının, vücut iç basıncı üzerindeki etkisinin kasık fıtığının nüks ihtimalini artırıyor oluşudur. Kapalı ameliyat ile tedavi olan hastalar ise benzer bir özeni daha kısa süreler için göstermek zorundadır.

Otomobil Kullanımı

Açık ameliyat yöntemi ile tedavi olan hastaların ağrı kesici ve dikişler ile daha uzun süre muhatap olacağını bildiğimizden dolayı en azından dikişler alınana ve kuvvetli ağrı kesiciler bırakılana kadar otomobil kullanması tavsiye edilmez. Kapalı ameliyat yöntemi ile tedavi olan hastalar ise daha kısa sürelerde araç kullanmaya başlayabilir.

Uyku Pozisyonu

Operasyon ile elde edilen sonuçların oturması ve dikişlerin zarar görmemesi için hastaların sırt üstü yatması tavsiye edilir. Ancak uzun süreli sırt üstü yatım söz konusu olamayacağından ötürü kısa süreli sağ ve sol kol üzerine yatım da tavsiye edilebilir. Dikkat edilmesi gereken nokta hastaların kesinlikle yüz üstü yatmaması gerektiğidir. Ameliyat bölgesini ağır baskı altında bırakmak hem yapılan yama uygulamasının hem de dikişlerin tehlikeye girmesi anlamına gelebilir.

Dikişler

Açık ameliyat yöntemiyle atılan dikişlerin alınması bir hafta ile on günü bulabilmekle beraber günümüzde kendiliğinden kaybolan dikişler sıkça kullanıldığından dolayı dikişlerle ilgili hassasiyetin en az on gün sürdürülmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Hastalar bu süreç içerisinde dikişlerin patlamasına sebep olabilecek her türlü faaliyetten uzak durmalıdır.

Solaryum

Solaryum yapay ışıkların insan vücuduna bir alan içerisinde temas ederek yakması ve bronzlaşma etkisinin yapay olarak sağlanmasını amaçlayan bir alettir. Tamamen sağlıklı ve ameliyat olmamış kişilerin dahi girmesi tavsiye edilmeyen umumi bir ortama hem hijyen açısından hem de diğer sebeplerden kasık fıtığı olmuş hastaların girmesi tavsiye edilmez.

Buhar Banyosu

Buhar banyosuna giren hastanın tüm vücudu nemleneceği için mikroplar açısından ve mikropların üremesi açısından oldukça cazip olacaktır. Ameliyattan yeni çıkmış ve dikişleri henüz kapanmamış hastaların enfeksiyon riskini minimize etmek için kesinlikle buhar banyosundan kaçınması gerekmektedir.

Güneşlenme

Vücut sıcaklığının korunabilmesi ve umumi ortamlardan hijyenin sağlanabilmesi amacıyla olabildiğince uzak durulması tavsiye edilir. Ancak güneşlenmenin, abartılmadığı sürece zararı yoktur. Hastalar dikişleri alındıktan sonra oldukça rahat bir şekilde güneşlenebilirler.

Spor ve Egzersizler

Kasık fıtıklarının ortaya çıkış sebeplerini incelerken düzenli ve vücudu daha doğrusu adeleleri zorlayıcı hareketlerin sebeplerden bir tanesi olduğunu söylemiştik. Kasık bölgesindeki adelelerin zorlanması ve ani bir hareket sonucu yırtılması sonucu bağırsakların bu bölgeden çıkıntı yaptığını açıklamıştık. Yırtılmanın gerçekleştiği bölge genelde adele yapısı içerisinde en zayıf olarak gösterilen noktadır. Operasyonla birlikte bu zayıf bölge biyo-sentetik yama ile kapatıldığından dolayı tekrar patlama yani fıtığın nüks etme ihtimali oldukça düşüktür. Ancak dikişlerin korunması ve sonrasında yama uygulaması ile elde edilen sonucun tamamen oturabilmesi için kişilerin spor egzersizleri yaparken oldukça dikkatli olması gerekir. Dikişlerin patlamaması için ilk bir ay kesinlikle spor egzersizleri icra edilmemeli; sonrasında ise kontrollü olarak yapılmalıdır. Ameliyat öncesine yakın bir performans ile spor yapmak için ise yaklaşık olarak iki ay beklenilmelidir.

Yüzme

Yüzme oldukça fazla efor gerektiren, vücudun neredeyse tüm kaslarını çalıştıran ve ekstrem derecede zorlayan bir spor dalı olduğundan dolayı hasta ameliyattan sonra en az iki ay beklemelidir. Ayrıca bölgenin suyla teması ve umumi ortamın barındırdığı hijyenik olmayan koşullar da düşünüldüğünde hastanın verilen süreye riayet etmesi gerekmektedir.

Fitness

Fitness ile vücudun belli bölgeleri oldukça zorlanmaktadır. Tekrar bir yırtılmaya mahal vermemek için hastaların ameliyattan sonra en az iki ay boyunca ağır fitness hareketlerinden kaçınmaları gerekir. Dikişlerin alınmasından sonra ise çok hafif fitness hareketleri uygulayarak vücudun kondisyonunun tamamını kaybetmesinin önüne geçebilirler.

Hafif Sporlar

Dikişlerin alınmasını takip eden süreçte özellikle kasık bölgesini zorlamaktan uzak hafif sporlarla ilgilenilmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Eğilip kalkma ve ani vücut içi basınç artışına sebep olacak hareketler dışında çoğu hareket hafiften başlayıp artırarak kolayca icra edilebilir. Hastaların kondisyonlarını korumaları için oldukça önemli olan hafif spor egzersizleri yirminci günden sonra sorunsuz olarak icra edilebilir.

Ağır Sporlar

Oluşum aşaması da düşünüldüğünde kasık fıtıklarının ortaya çıkmasındaki temel sebeplerin başında ağır spor hareketleri gelir. Kasık bölgesindeki adele yapılarının fazlaca ve düzenli olarak zorlanması sonucu en zayıf bölgeden meydana gelen yırtılmalardan sarkan bağırsaklar fıtığa sebep olur. Kasık fıtığı ameliyatlarını takip eden iki – üç aylık süreçte ağır spor egzersizleri yapılmaması tavsiye edilir. Sonrasındaki süreçte ise mutlaka doktor tavsiyesine başvurulması ve iyileşme durumuna göre artan – azalan ivmelerle spora devam edilmesi gerekmektedir.

Fizik Tedavi

Kasık fıtığı ameliyatından sonra yama yapılan adelelerin ideal sağlığına kavuşturulması elzemdir. Bu amaçla genelde hafif spor egzersizleri tavsiye edilse de bazı durumlarda fizik tedavinin başlangıç programlarına da başvurulabilir. Ancak fizik tedavinin asıl ilgilendiği konu bel fıtığı ameliyatları sonrası ortaya çıkan komplikasyonların tedavisi noktasındadır. Kasık fıtığı tedavisi sonrası fizik tedaviye ihtiyacı olan hasta sayısı bir elin parmaklarını geçmez.

Korse ve Benzeri Yardımcı Materyal Kullanımı

Başlangıç evresinde ve ameliyat edilmemiş kasık fıtıkları için korse kullanımı rahatlatıcı bir etki yapmakla beraber oluşturduğu sıkılaştırma etkisi vücut iç basıncını yükselterek ileriki süreç için oldukça olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Ameliyat sonrasında ise düzelmiş olan iç basınç ve kapatılmış olan yırtıktan dolayı oldukça ideal durumda olan hastanın korse gibi iç basıncı yükseltme ihtimali bulunan yardımcı materyalleri kullanmasına gerek yoktur. Operasyon öncesindeki kullanımın amacı delikten veya yarıktan dışarı çıkan organ parçasının tekrar içeri sokularak dışarıdan uygulanan basınç sayesinde dengelenmesi oluğundan ve ameliyatla mevcut bu delik kapatıldığından dolayı korse kullanımının operasyon sonrası için hiçbir anlamı kalmamaktadır.

Ameliyat Sonrası Kontroller

Ameliyatla elde edilen başarıların korunması, izlenmesi ve gerektiğinde müdahale edilmesi için hastaların kasık fıtığı operasyonundan sonra düzenli olarak kontrole gitmesi gerekir. Düzenli kontrollerin maksimum süresi iki ayı bulmakla beraber sonrasındaki süreçte nüks ile alakalı bir şikâyetin olması halinde tekrar izleme ve tedavi süreci başlatılabilir. Hastalar operasyondan çıktıktan sonra üçüncü günde, birinci haftada, ikinci hafta, birinci ayda ve ikinci ayda kontrollere gidebilirler. Bu takvimin tamamen doktor ve hastaya göre belirlendiğinden dolayı genel olduğu söylenebilir.

Beslenme ve Diyet

Operasyondan sonra hastaların beslenme alışkanlıklarında kalıcı olarak değiştirmesi gereken bir durum bulunmaz. Ancak operasyonla bağırsak gibi hassas bir organa da müdahale edildiğinden dolayı operasyondan sonraki ilk günlerde katı yiyecek tüketimine dikkat edilerek sindirim sisteminin kontrol altına alınması gerekmektedir. Bunun dışında dikişlerin de alınmasından sonra hastanın ekstra bir çaba içine girmesi gerek yoktur.

İyileşme Süreci

İyileşme süreci operasyondan çıktıktan sonraki an ile hastanın sosyal ve iş yaşamına tamamen döndüğü an arasını kapsar. Ayrıca nüks tehlikesinin de tamamen ortadan kalkmasıyla süreç tamamlanır. Süreç, gelişen tıbbi teknikler ve yöntemler sayesinde hem doktor hem de hasta açısından oldukça konforludur. Hastanın iş ve sosyal yaşamına tam anlamıyla dönmesi açık ameliyat yönteminde bir ay; kapalı ameliyat yönteminde ise yirmi günü bulur. Bu süreç yukarıda sayılan maddelere dikkat edildiği taktirde oldukça kolay ve sancısız geçer.

Sık Sorulan Sorular

Konunun tüm detaylarıyla anlatılmasından sonra hastaların kafalarındaki soru işaretlerinin ortadan kaldırılması ve bazı kritik soruların cevaplandırılması gerekmektedir. Soruların cevaplarının büyük bir bölümü makale içerisinde olmakla beraber sebep – sonuç ilişkisini anlayabilmek için makalenin tamamının okunması gerekmektedir.

Ameliyatsız Tedavi Mümkün Mü?

Kasık fıtıklarının tedavisinde, diğer tüm kasık fıtıklarının tedavisinde olduğu gibi cerrahi yöntem kullanılır. Genelde hastaların, hastalığın ilk evrelerinde kullandıkları korse gibi rahatlatıcı uygulamalar ne yazık ki kesin tedavi için yeterli yöntemler olarak kullanılamazlar. Böyle yöntemler tamamen hastanın anlık rahatlamasını sağlamak amacıyla uygulanır. Uygulamanın yetersiz kalmaya başladığı noktalarda hastanın şikayetleri katlanarak artar, fıtık büyümeye ve hastayı ileri derecede rahatsız etmeye başlar. Esasında ilk aşamadan itibaren ameliyatlık olan bir hastalık bu aşamadan sonra acil olarak ameliyat edilmesi gereken hastalıklar sınıfına girer.

Kasık Fıtığı Ameliyatı Zor Mudur?

Kasık fıtığı ameliyatı çok ileri evrelerine geçmediği sürece ve dev kasık fıtığı olarak tasniflenmediği sürece oldukça kolaydır. Bunun temel sebebi kasık fıtıklarının oldukça sık görülüyor olması ve sık görülen bu kasık fıtıklarını ameliyat eden cerrahların büyük deneyim kazanıyor olmasıdır. Boğulmuş kasık fıtığı ameliyatları, kasık fıtığı ameliyatlarının aksine oldukça zor ve hayati risk barındıran ameliyatlar olmalarından dolayı ciddi derecede uzmanlık gerektirirler.

Ameliyat Ağrılı Mı? Ağrılar Ne Zaman Geçer?

Ameliyat verilen anestezik ilaçların etkisinden dolayı oldukça ağrısız geçer. Eğer ameliyat yöntemi olarak laparoskopik yani kapalı yöntem seçilmiş ise ameliyattan sonra da hafif ağrı kesicilerle süreç tamamen ağrısız olarak atlatılabilir. Ancak açık ameliyat yönteminde ameliyat sonrasında hafif ağrı gözlenebilir. Bu ağrı geçici ve hafif şiddetlidir. Sebebi ise kapalı ameliyata göre daha büyük bir kesinin açılmasıdır.

Ameliyat Kaç Saat Sürer?

Ameliyatın süresi hastaya, hekime ve fıtığa göre değişebilir. Genel olarak söylemek gerekirse tek taraflı fıtıklarda kapalı ameliyat yarım saat; açık ameliyat bir saat sürer. Çift taraflı fıtıklarda ise kapalı ameliyat bir saat; açık ameliyat yarım saat sürer. Bu süre daha önce de belirtildiği üzere hastaya ve doktora göre değişebilir.

Ameliyat Yöntemi Neye Göre Belirlenir?

Ameliyat yöntemi hastanın durumuna ve fıtığın durumuna göre özel olarak belirlenir. Kalp hastası, yaşı ileri olan hastalar ve spesifik bir anestezi yöntemine hassasiyeti olan hastalar için açık ameliyat; bunun dışında kalan durumlar için ise kapalı ameliyat yöntemi tercih edilir. Ayrıca belirli tip fıtıkların sadece açık ameliyat yöntemi ile tedavisi mümkün olduğundan dolayı, açık ameliyat ve kapalı ameliyatın değişik verilere göre tercih edildiğini söyleyebiliriz.

Ameliyat Sonrası Ne Zaman İşe Dönebilirim?

Kapalı ameliyat yöntemiyle ameliyat olan hastaların eğer fiziksel değil de masa başı bir işleri mevcut ise işe dönmeleri üç gün sürer. Fiziksel bir iş söz konusu ise duruma göre on ile yirmi gün arasında bir sürenin geçmesi beklenir. Açık ameliyat yönteminde ise bu süreler otomatik olarak iki katına çıkar. Yani fiziksel bir işte çalışan hastanın işine tam olarak dönebilmesi için gereken süre otuz ile kırk gün arasındadır.

İstirahat Raporu Verilir Mi?

Kasık fıtığı ameliyatlarından sonra yaklaşık olarak hastanın durumuna göre değişmekle birlikte yedi ile on gün arasında istirahat süresi verilir. Bu süre zarfında maaşınızı almaya devam edebilirsiniz. Ayrıca gerektiği durumlarda istirahat süresi uzatılabilir.

Ameliyatta Yaş Sınırı Var Mı?

Bazı fıtık tipleri çocuklarda da görülebildiğinden ve fıtıkların tek tedavisi cerrahi olduğundan, tedavi edilmedikleri taktirde hayatı dahi riske atabilecek komplikasyonlar oluşturduklarından dolayı ameliyatlarda yaş sınırının olmadığını söylemek mümkündür.

Ameliyat Sonucu Kişiden Kişiye Göre Değişir Mi?

Kasık fıtıkları tüm fıtık türleri içerisinde en çok gözlemlenen ve cerrahların en çok uygulama yapma imkânı buldukları fıtık ameliyatı türü olduklarından dolayı sonuçlar çok büyük oranda standart hale getirilmiştir. Ekstrem durumlar olmadığı sürece her hastada sonuç neredeyse aynıdır, kişiden kişiye göre değişmez.

Ameliyat Sonrası İz Kalır Mı?

Operasyon laparoskopi yani kapalı ameliyat yöntemi ile icra edilmiş ise herhangi bir iz kalması söz konusu değildir. Operasyondan hemen sonra belirli olan izler zamanla belli – belirsiz bir hale sonrasında ise tamamen belirsiz bir hale gelecektir. Açık ameliyat yönteminde ise açılan kesinin oldukça büyük olmasından dolayı iz kalması söz konusudur. Operasyondan makul bir süre sonra estetik operasyon ile bu izlerin ortadan kaldırılması mümkündür.

Doktor Kontrolleri Ne Sıklıkla Yapılır?

Doktor kontrolleri hastada ekstrem bir durumun olmaması halinde üçüncü gün, birinci hafta, ikinci hafta, birinci ay ve ikinci ayda yapılır. Sonrasında ise hastanın olağan dışı bir durum hissetmesi halinde olağan olmayan kontroller yapılabilir.

Tekrar Fıtık Oluşumu İhtimali Var Mı?

Tekrar fıtık oluşumunun ortaya çıkabilmesi için adelenin ya farklı bir bölgeden yırtılması ya da aynı bölgeden yırtılması gerekir. Her iki ameliyat yönteminde de yerleştirilen yamalar oldukça sağlam olduğundan dolayı nüks ihtimali oldukça düşüktür. Ancak her ne kadar düşük olsa da tamamen olmadığını söylemek yanlış olacaktır. Yani, evet. Kasık fıtığı operasyonlarından sonra fıtığın tekrar ortaya çıkma ihtimali mevcuttur. Ancak bu ihtimalleri minimize etmek için hastaların yapabileceği şeyler mevcuttur. Ağır kaldırmama, ağır spor yapmama, vücut iç basıncını dengede tutma gibi...

En İyi Doktor Diye Bir Şey Var Mı?

Kasık fıtığı ameliyatları oldukça sık icra edilen basit operasyonlar olduklarından dolayı en iyi doktor diye bir şeyi aramak gereksiz olacaktır. Hastaların araması gereken şey ideal hastane koşulları ve belirli bir uzmanlık seviyesidir.

Devlet Hastanesinde Mi Özel Hastanede Mi Ameliyat Olmalıyım?

Kasık fıtığı ameliyatlarının yapılma sıklığı düşünüldüğünde iki türdeki hastanede de doktorların bu konuda oldukça uzmanlaşmış olduğunu düşünebiliriz. Eğer maddi durumunuz el veriyorsa özel hastanede ameliyat olmanızda bir sakınca yoktur ancak devlet hastaneleri de bu konuda oldukça iyidir.

Ameliyat Fiyatları Neye Göre Belirleniyor?

Ameliyat fiyatlarının belirlenmesinde ameliyat esnasında kullanılan malzemeler, hastanın durumu, doktorun uzmanlık derecesi ve iş yoğunluğu ve genel olarak tıbbi malzeme fiyatlarının durumu etkili olmaktadır. Operasyonun yöntemi de ameliyat fiyatının belirlenmesinde önemli bir etmendir. Kapalı ameliyatlar açık ameliyatlara göre yüzde otuz ile yüzde kırk arasında daha pahalı olmaktadır.

Gebelik Döneminde Fıtık Ameliyatı Olabilir Miyim?

Gebelik doğrudan fıtık üzerinde etkili olmasa dahi normal doğum esnasında yapılan ıkınmanın kasık fıtığını iyice kötü duruma getireceği düşünüldüğünde kasık fıtığının mutlaka denetim altına alınması gerekir. İlk tercih doğumun sezaryen ile olması; ikinci tercih ise annenin hamileliğinin ikinci yarısında ameliyat edilmesidir. Her iki yöntem de başarılı şekilde uygulanmaktadır.

Emzirme Döneminde Fıtık Ameliyatı Olabilir Miyim?

Annenin emzirme döneminde fıtık ameliyatı olmasında herhangi bir sıkıntı yoktur. Öncesinde sağılan birkaç günlük süt sayesinde bebek, annesi ameliyattayken ve ilk iyileşme sürecindeyken karnını oldukça rahat bir şekilde doyuracaktır. Anne ise üçüncü günden itibaren çocuğuna bakmak konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamayacaktır.

Fıtık Ameliyatı Olanlar ile Konuşmalı Mıyım?

Fıtık ameliyatlarının neredeyse tamamı başarılı geçtiğinden dolayı fıtık ameliyatı olanlarla konuşmanızda herhangi bir sıkıntı yoktur. Ancak söylenenlerin sizin psikolojinizi olumsuz yönde etkilemesine izin vermemeniz gerekir. Ameliyatın başarılı geçmesi ve sonrasında sonuçların başarılı olarak korunabilmesi için moral oldukça önemlidir.

Ameliyat Ertelenebilir veya İptal Edilebilir Mi?

Kasık fıtıklarının tek tedavi yöntemi cerrahi yöntemdir. Kasık fıtıkları tedavi edilmedikleri taktirde oldukça büyük sorunlar ortaya çıkarabilirler. Tam da bu sebepten dolayı kasık fıtığı ameliyatlarının iptal edilmesi söz konusu değildir. Ancak boğulmuş kasık fıtığı mevcut değil ise ameliyatların durumun önemine göre ertelenmesi söz konusu olabilmektedir.

Fıtık Ameliyatı Caiz Mi?

Fıtık ameliyatı doğrudan sağlığı korumak amacı güttüğü için caizdir. Kasık fıtığı olan hastaların ameliyat olmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.

Kasık Fıtığı Ameliyatı Sonrası Ne Zaman Cinsel İlişkiye Girilir?

Kasık fıtığı ameliyatı kasık bölgesinden icra ediliyor olmasına rağmen belki de tüm ameliyatlar içinde cinsel yaşama en az etki eden operasyondur. Operasyon kapalı teknik ile icra edilirse operasyondan bir – iki gün sonra cinsel ilişkiye girilebilir. Açık yöntemde ise en az bir hafta beklenmelidir. Ayrıca açık ya da kapalı yöntem fark etmeksizin cinsel ilişki sırasında fiziki sınırlar zorlanmamalıdır.

Kasık Fıtığı Ameliyatı Sonrası Ne Zaman Banyo Yapılır?

Banyo yapılabilecek zaman kullanılan ameliyat yöntemine göre değişir. Modern yöntem olarak adlandırılan kapalı teknikte operasyondan sonraki gün bölge kimyasal ürünlerde korunarak banyo yapılabilir. Açık ameliyat yönteminde ise dikişlerin alınması beklenmelidir. Bu da yedi – on günlük bir sürece tekabül eder.

Kasık Fıtığı Ameliyatı Kısırlık Yapar Mı?

Fiziki durum haricinde kısırlığın en büyük sebebi testislerdeki ısı değişimi daha doğrusu ani ısı değişimidir. Fıtık tedavi edilmezse ısı dengesini bozduğundan dolayı kısırlık yapabilir. Kasık fıtığı ameliyatı ile fıtığın gelişimi ortadan kaldırıldığı için kısırlık riski ortadan kaldırılır. Özel olarak ameliyatın kısırlık yapması gibi bir durum ise söz konusu değildir.

Kasık Fıtığı Ameliyatı Sonrası Öksürük Ne Kadar Sürer?

Kastık fıtığı öksürüğe sebep olmaz. Aynı şekilde kasık fıtığı ameliyatı da öksürüğe sebep olmaz. Esasen kasık fıtığını ortaya çıkaran temel faktörlerden birisi öksürüktür. Ameliyat ile beraber öksürüğün kaynağına müdahale gerçekleştirilmediğinden dolayı eğer var ise operasyondan sonra da öksürük devam eder. Kronik hale gelen öksürüğün tekrar fıtığı tetiklememesi için tedavi olunmalıdır.

Kasık Fıtığı Ameliyatında Ölüm Riski Var Mıdır?

Her cerrahi operasyon belirli oranda ölüm riski içerir. Ancak kasık fıtığı ameliyatları oldukça basit ameliyatlardır. Bu sebepten ötürü de ölüm riskinin çok çok az olduğunu söylemek mümkündür. Günümüzdeki uygulama sıklığının bir sonucu olarak ölüm harici riskler de oldukça düşüktür.

Kasık Fıtığı Ameliyatı Nereden Yapılır?

Kasık fıtığının tedavisinde en çok kullanılan yöntem kapalı ameliyat tekniğidir. Bu teknikte cinsel organın üstünden başlayan ve göbeğe doğru sıralanan üç – dört adet delik açılır. Bu deliklerden cerrahi cihazlar sarkıtılarak operasyon gerçekleştirilir. Açık ameliyat tekniğinde ise yine aynı çizgiye daha geniş bir dik kesi açılır.

Kasık Fıtığı Ameliyatı Sonrası Ödem – Şişlik Oluşur Mu?

Kasık fıtığı ameliyatından sonra giriş noktalarında ödem oluşması muhtemeldir. Oluşan ödemler orta boyutlu olmakla birlikte ömürleri genelde üç gündür. Üçüncü günün ardından yavaş yavaş çözünerek tahliye edilirler. Birinci haftadan sonra da varlığını sürdüren ödemler için mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Kasık Fıtığı Ameliyatı Açık Mı Yoksa Kapalı (Laparoskopik) Mıdır?

Hasta konforunu inanılmaz derecede artırdığı, iyileşme sürecini de bir o kadar kısalttığı için kasık fıtığı ameliyatlarında en çok kapalı yani laparoskopik ameliyat tekniği tercih edilmektedir. Ancak, çeşitli sebeplerden ötürü kapalı tekniği icra etmek mümkün olmazsa açık ameliyat tekniği tercih edilmektedir. Açık ameliyat tekniğinin tercih edilmesindeki sebep cerraha daha geniş görüş ve müdahale imkanı tanımasıdır.

İlgili Bölümler
İlgili Hastalıklar