Fıtık
- Sık Sorulan Sorular
- Fıtık Günlük Yaşamı Nasıl Etkiler?
- Fıtık Hangi Yaş Aralığında Görülür?
- Kimler Tedaviye Uygun Değildir?
- Fıtık Genetik Midir?
- Fıtık Tedavi Edilmezse Ne Olur?
- Fıtık Evde Tedavi Edilebilir Mi?
- Tedaviden Sonra Fıtığın Aynı Bölgede Tekrarlama Riski Var Mıdır?
- Fıtık Ameliyatı Ne Kadar Sürer? Ameliyat Zor Mudur?
- Ameliyattan Sonra Hastanın Vücudunda İz Kalır Mı?
- Fıtık Ameliyatının Riskleri Nelerdir?
- Tedaviden Sonra Hastanın Yapması Gerekenler Nelerdir?
- Fıtık Hastaları Araba Kullanabilirler Mi?
- Fıtık Ameliyatı Nasıl Yapılır?
- Fıtık Masajla İyileşir Mi?
- Fıtık Fizik Tedaviyle ve Egzersizle Tedavi Edilebilir Mi?
- Hasta Ameliyattan Hemen Sonra Çalışma Hayatına Dönebilir Mi?
- Fıtık İçin Hangi Bölüme Gidilir?
- Fıtık Kaç Günde İyileşir?
- Fıtık Kaç Çeşittir?
- Fıtık Nasıl Anlaşılır?
- Fıtık Ne Kadar Sürede Oluşur?
- Fıtık Tekrarlar Mı?
Toplumun yaklaşık yüzde 20’i ile yüzde 40’ı fıtık şikâyetleri ile her yıl sağlık kuruluşlarına başvuruyor. Genellikle ağrı şeklinde kendini belli eden fıtığın pek çok çeşidi bulunuyor. Hareket kısıtına ve yaşam kalitesinin düşmesine neden olan fıtık, tedavi edilmez ise ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Herhangi bir organın, içinde bulunduğu noktanın zayıf bir halkasından dışarı çıkması durumuna fıtık denir. Fıtık doğuştan olabileceği gibi sonradan da ortaya çıkabilir. Fıtık oluşumunun ne yazık ki belli bir yaşı bulunmaz. Şiddetli ağrı ve kilitlenme gibi sorunlar meydana getirmesi ile bilinir.
Fıtık Hakkında
İç organların karın duvarını herhangi zayıf bir noktasından dışarıya çıkması durumu fıtığı ifade eder. Genellikle organın dışa çıktığı bölge şişer ve ağrıya neden olur. Birden fazla fıtık çeşidi ve bu fıtıkları tetikleyen etkenler bulunmaktadır. Toplumda çok sık görülen bu rahatsızlık doğumda ya da ileri herhangi bir yaşta görülebilir. Bazı hastalar fıtıkları ile yaşamayı öğrenmişlerdir, hatta dışarıya çıkan iç organlarını kendi çabaları ile yeniden geriye iterler. Ancak fıtık tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Hastanın kendi kendine müdahale etmesi geri dönüşü olmayan riskli sonuçlar doğurabilir. Pek çok fıtık türü ameliyata ihtiyaç duyulmadan giderilebiliyor olsa da bazı fıtıklarda cerrahi müdahale gerekebiliyor. En sık karın zarından çıkan organ bağırsaklardır. Hasta istirahat ettiğinde ağrısı geçebilir ve şişlik inebilir. Bu fıtığın iyileştiği anlamına gelmez. Yalnızca iç organın karın zarına geri döndüğü anlamını taşır.
Fıtık Nedir?
Karın zarı organların tek bir yapıda toplanmasını ve düzenli çalışmasını sağlayan plasentaya benzer. Anca karın zarının da ince olduğu noktalar vardır. iç organların bu ince noktalardan herhangi bir dış etki ya da doğum esnasında dışarıya çıkması fıtık oluşumuna neden olur. Dışarıya çıkan bu iç organ şişlik ve ağrıya neden olur. Hatta bazı durumlarda kişinin hareket etmesini bile kısıtlar. Genel olarak hayati tehlikesi bulunmasa da ilerlemeden tedavi edilmesi şarttır. Fizik tedavi ve cerrahi müdahaleler yolu ile fıtık tedavisi mümkündür.
Görülme Sıklığı
Ülkemizde en sık görülen fıtık türü bel ve boyun fıtığıdır. Vücuttaki su miktarı 25 yaşına kadar yeterli iken, bu yatan sonra yavaş yavaş azalmaya başlar. Bu da kasların ve kemiklerin daha kırılgan bir hale gelmesine neden olur. Dolayısıyla bel ve boyun fıtığı en çok 25 yaşından sonra görülür. 20 yaş altındaki kişilerde yüzde 3,5 bel fıtığı görülmektedir. Toplumda genel olarak fıtık görülme oranı ise yüzde 40’lardadır. Ancak her yıl fıtık görülme oranı bir önceki yıla göre arttığı saptanmıştır. Bunun yeni iş alanlarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Ayrıca düşme, darbe alma, ağırlık kaldırma, sürekli oturma ya da bilgisayar ile çalışma gibi durumlarında bel ve boyun fıtıklarını tetiklediği bilinmektedir.
Fıtık Türleri
Fıtık türleri genel olarak 5 türdür. Bunlar kasık fıtığı, göbek fıtığı, epigastrik bölge fıtığı, boğulmuş fıtık ve kesi yeri fıtığıdır. Kasık fıtığının erkeklerde ve kadınlarda görülme sıklığı en fazla olandır. Ancak bunların yaklaşık yüzde 90’lık kısmı erkeklerde görülmektedir. Genellikle bu fıtık türünde cerrahi müdahaleye başvurulur.
Kasık Fıtığı
Kasık fıtığının en çok gelişmekte olan ülkelerdeki erkeklerde görüldüğü saptanmıştır. Karın duvarında bulunan inceliklerden ve yırtıklardan iç organların çıkmasını ifade eder. Bunun yanında şişme ve aynı zamanda ağrı ile kişiye kendini gösteriyor. Ancak şişlik sürekli kendini göstermeyebilir. Örneğin kişi yattığı ve dinlendiği zamanlarda şişlik kaybolurken ayaklandığında yeniden ortaya çıkabilir. Şişliği yapan ve fıtık kesesinde bulunan iç organlar bağırsakları ifade eder. İlerleyen kasık fıtıklarında şişlik hastayı rahatsız etmeye başlar. Hastalar bazen elleri ile bu şişliği indirmenin yolunu bulur ve fıtık kesesini içeri iter. Bu geçici ve önerilmeyen bir tedavi yöntemidir. Karın duvarındaki delikler, deformasyonlar ve incelikler doğum ya da sonradan herhangi bir sebepten ötürü ortaya çıkabilir. Örneğin hastanın kasık bölgelerinde geçirilmiş herhangi bir ameliyat bu karın zarının incelmesine yol açabilir. İncelen karın zarı eğer kasık bölgesinde ise kasık fıtığının yaşanması kaçınılmazdır. Ayrıca karın basıncını artıran sebeplerde fıtığı tetikler ve şişliği artırır. Örneğin şiddetli öksürük, bağırma, ıkınma ve ani hareketler fıtığı tetikleyerek şişliğin artmasına yol açacaktır. Sezaryen doğum gerçekleştiren kadınların karın zarları gerektiği gibi dikilmediğinde ya da yara tam olarak iyileşmediğinde de kasık fıtıkları görülebilir. Bunun dışında sportif faaliyetlerde karın zarını zorlayan hareketler de yine kasık fıtığını şiddetle tetikler.
Göbek Fıtığı
Göbek fıtığı portakal büyüklüğüne kadar erişebilen şişliklere neden olan fıtıklardır. Göbek çukurunda ya da göbeğin herhangi bir noktasında meydana gelebilen fıtıklardır. Bu fıtık türü de kadınlarda erkeklere nazaran daha sık görülmektedir. En sık da hamilelik dönemlerinde görülmektedir. Göbek çukurunun dışa dönük olması ve gitgide şişmesi göbek fıtığının en belirgin özelliklerindendir. Hamilelik ile birlikte ortaya çıkan göbek fıtıkları hamilelik sonrasında yok olabilir. Ancak hamilelik sonrasında da devam eden göbek fıtıklarının muhakkak tedavi edilmesi gerekmektedir. Ayrıca yeni doğan bebeklerde de göbek fıtığı görülebilmektedir. Göbek bağının düştüğü nokta dışarıya doğru itildiğinde göbek fıtığı ortaya çıkabilir. Fazla kilolar ve çoklu doğumlar da göbek fıtığını tetikleyen diğer durumlardır. Yine geçirilen ameliyatlar ile karın zarının deformasyona uğraması göbek fıtığının en önemli nedenleri arasında yer alır. Şiddetli öksürük, bağırma, çoklu doğum, kabızlık ya da idrarda zorlanma da göbek fıtığını tetikleyip şişliği artıran nedenler arasındadır. Göbekte ağrı ve şişkinlik göbek fıtığının neden olduğu komplikasyonlar arasında yer alır.
Epigastrik Bölge Fıtığı
Diğer bir adı ile karın duvarı fıtıklarıdır. Karın içinde bulunan organların, karın zarının zayıf bir noktasından çıkması Epigastrik Bölge Fıtıklarını ifade eder. Toplumda görülme oranı yüzde 2’dir. Yumurta büyüklüğüne ulaşabilen şişliklere ve ağrılara neden olmaktadır. Genel olarak göbek ile ksifoid kemiği arasında meydana gelirler. Erkeklerde daha fazla görülse de kadınlarda da bu fıtık meydana gelmektedir. İçinde yağ dokusu olan bu fıtıklar aynı anda birden fazla görülebilirler. Cerrahi müdahaleler ile alınabilen bu fıtıklar kolay tedavi edilebilirler. Hem açık, hem de kapalı cerrahi yöntemleri uygulanabilmektedir. Hatta lokal anestezi yöntemleri ile bile bu fıtıktan kurtulmak mümkündür.
Boğulmuş Fıtık
Karın zarında oluşabilecek ne korkulan fıtık türü boğulmuş fıtıktır. Karın içinde bulunan organlar, karın duvarını haddinden fazla zorlayarak dışarıya çıkar. Aynı şekilde normal fıtıklar gibi geriye de girmez. Bu duruma boğulmuş fıtık adı verilmektedir. Örneğin bu boşluktan bağırsağın dışarıya çıkması, bağırsağın işlevini gerektiği gibi yerine getirememesini ve beslenememesini ifade eder. Aynı şekilde bu boşluklardan yağ dokuları da çıkabilir. Dolayısıyla boğulmuş fıtığa acilen müdahale edilmesi gerekmektedir. Aksi halde hayati sonuçlar doğurabilir. Bu fıtık türünde meydana gelen şişlik diğer fıtıklara göre çok daha büyük ve serttir. Ayrıca hasta bu şişliği eli ile itemez. Şişlik hasta dinlense dahi geçmez ve giderek ağrısı şiddetlenir. Hatta enfeksiyonel riskleri de beraberinde getirebilir. Boğulmuş fıtığın görülebilmesi için öncelikle hastanın fıtığının olması gerekmektedir. Karın zarından herhangi bir basınçtan ötürü organların dışarıya çıkması durumudur. Ancak boğulmuş fıtık durumunda karın içindeki organ karın zarını zorlar ve dışarıya çıktıktan sonra geri dönemez. Çocuklarda da meydana gelebilen bu fıtık türü için anne ve babaların dikkatli davranması gerekir. Çünkü çocukta meydana gelen ve tedavi edilmeyen bir kasık fıtığı ilerlediğine boğulmuş fıtığa dönüşebilir. Daha önceden geçen şişlikler boğulmuş fıtıkta hiçbir şekilde geçmez. Hatta şişlik üzerinde kızarma da meydana gelebilir.
Kesi Yeri Fıtığı
Daha önce herhangi bir sebepten ötürü ameliyat olmuş kişinin, ameliyat olduğu noktadan fıtık yaşaması durumudur. Aslında ameliyat nedeni ile yeterince kapatılamayan ya da zayıflayan karın zarından kaynaklanır. Hemen ameliyat sonrasında ortaya çıkabileceği gibi, yıllar sonra da kendini gösterebilir. Genellikle cerrahi müdahalenin sağlıklı yapılamaması ve karın zarının doğru kapatılamamasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca diyabet, kronik kalp rahatsızlıkları, kanser tedavisi, böbrek yetmezliği gibi hastalıkları olan kişilerin yaraları geç kapanacağından, bu kişiler risk grubunda yer alırlar. Teknik anlamda en zor fıtıklar olarak kabul edilen Kesi Yeri Fıtıkları mümkün olduğunca kısa sürede tedavi edilmelidir. Ayrıca bu fıtıkların boyutları diğer fıtıklara göre çok daha büyük olabilmektedir. Örneğin 20 cm ’e kadar ulaşabilen fıtıklar bulunmaktadır. Bu fıtıklar karı zarını çokça açtığı için cerrahi müdahalelerde yama teknikleri kullanılır. Yani karın zarının iki ucu bir araya getirilip dikilemediği için kompozit yamalar uygulanarak tedavi edilir. Bu yamaların bir yüzü bağırsağa yapıştırılırken diğer bir yüzü de karın zarına yapıştırılır. Gelişmiş teknolojik sayesinde artık bu fıtığın da çaresi bulunmuştur.
Tedavisi
Bel ve boyun fıtıklarında son dönemlerde ameliyatsız tedavi yöntemleri uygulanmakta. Ancak bunun için fıtığın patlamamış ve risk teşkil etmiyor olması gerekmekte. Ancak tüm fıtık türlerinde aslında en kalıcı ve sağlıklı yöntem cerrahi müdahalelerdir. Bunun yanında daha az risk teşkil eden fıtıklar için kapalı müdahaleler de uygulanmaktadır. Eskiden yalnızca ameliyat ile tedavi edilebilen fıtıklar artık kapalı cerrahi yöntemler sayesinde de ortadan kaldırabiliyor. Üstelik bu tedavi yönteminde de kesin ve kalıcı tedavi sağlanmış oluyor. Aslında tedavi yöntemi ve şekli tamamen fıtığın durumuna göre değişkenlik gösteren bir durumdur. İleri düzey ve boğulmuş fıtıklarda cerrahi müdahale olmadan tedavi de mümkün olmaz.
Cerrahi
Fıtık ameliyatlarında uygulanan cerrahi yöntemler açık ve kapalı olmak üzere 2 gruba ayrılır. Kasık fıtıklarında ise en çok açık – gerilimsiz – yamalı teknik uygulanır. Bu teknik genellikle lokal anestezi uygulanarak yapılır. Bunun için 6 – 7 cm bir açıklık onarım için yeterli olur. Kapalı tekniğe de laparoskopik adı verilmektedir. Bunun için karın zarından sokulan minimal çubuklar ile tedavi uygulanır. Acı eşiği daha yüksek olacağından hasta genel anestezi altındayken işlem yapılır.
Açık Yöntem
Fıtık karın zarını iç organların delmesi ile meydana gelen bir hastalıktır. Dolayısıyla ameliyat ile amaçlanan fıtığı karın zarı içindeki yerine geri döndürmek ve karın zarını onarmaktır. Ancak her fıtıkta karın zarı sağlamlığını koruyamaz. Örneğin boğulmuş fıtıklarda, kasık ya da göbek fıtıklarında karın zarı deforme olabilir. Açık yöntemler ile fıtık operasyonunun yapılması aslında daha kalıcı çözümler sunabilir. Bu yöntemde fıtığın türüne ve boyutuna göre hastaya anestezi verilir. Genellikle kasık ve göbek fıtıkları lokal anestezi altında yapılır. Hasta cerrahi operasyona hazır olduktan sonra fıtık bölgesine 6 – 7 cm’lik kesiler açılır. Bu kesilerden fıtığa neden olan organ karın zarına, yani olması gerektiği noktaya geri itilir. Ardından karın zarı onarılarak kesi kapatılır. Ancak her durumda karın zarı birleştirilmeye yatkın olmayabilir. Bu tarz durumlarda karın zarına yamalama tekniği uygulanır. Doku ile aynı olan yama malzemesi bağırsak ve zar arasına yerleştirilerek kesiler kapatılır.
Kapalı Yöntem
Kapalı yöntemler son zamanlarda en sık uygulanan cerrahi müdahaleler arasında yer alıyor. Enfeksiyon riski ve ameliyat sonrası ağrı bu yöntemde oldukça az görülüyor. Ayrıca hasta daha kısa sürede rutin yaşantısına dönebiliyor. Ayrıca estetik kaygıya da mahal verilmez. Çünkü kapalı fıtık ameliyatlarında kesiler çok küçüktür ve kısa sürede kapanır. Ancak açık ameliyatlarda kesilerin boyutu 20 cm ’e kadar olabilir. Kapalı fıtık ameliyatlarında kesilerin yerleri dahi zor görülür. Bu teknik özellikle fıtık ameliyatlarında çok sık kullanılır. Çünkü tek bir delikten her iki tarafta yer alan fıtık da onarılabilir. Ayrıca sportif faaliyetlerde bulunan kişiler genellikle iyileşme süresi daha kısa olduğu için bu tekniği tercih ederler. Çünkü açık fıtık ameliyatı gibi komplikasyonları bulunmaz. Kapalı fıtık ameliyatlarında fıtığın olduğu noktalara delikler açılır ve cerrahi amaç ile kullanılan çubuklar bu deliklerden sokulur. Çubuklar ile fıtık yerine geri gönderildikten sonra karın zarının onarımı gerçekleştirilir.
Fıtık Nedenleri
Fıtığın ana nedeni karın zarının herhangi bir noktasından çıkan iç organdır. Karın zarı doğuştan gelen herhangi bir komplikasyon ya da sonrasında yaşanan herhangi bir dış etken kaynaklı incelebilir. Örneğin kışının cerrahi operasyon geçirmesi ve bu operasyonda kullanılan tıbbi teçhizatın uygun olmaması, cerrah hataları ya da yaranın kapanamaması gibi durumlar karın zarında deformasyona neden olabilir. Kanser, diyabet, böbrek ve kalp hastalarının yaraları daha geç kapandığı için bu komplikasyonlar bu hastalarda daha sık görülür. Yağ dokuları ya da bağırsaklar da karın zarındaki bu boşluklardan faydalanarak olması gereken noktadan dışa doğru çıkabilir. Dışa doğru çıkan organ, hasta yattığında ya da dinlendiğinde yeniden içeri girer, harekete geçildiğinde yeniden çıkar. Operasyon ile onarılmadığı sürece bu rutin devam eder. Genellikle karın zarındaki deformasyonlardan oluşan bu rahatsızlıkları alınan darbeler, düşmeler ya da yaralanmalar tetikler. Ayrıca sportif faaliyetlerde bulunan kişilerin haddinden fazla ağırlık taşıması fıtık oluşumuna neden olan diğer bir durumdur. Dolayısıyla kronik öksürük, buna bağlı sigara tüketimi, kilo, hamilelik, karın içinde biriken sıvı fıtığı tetikleyen en önemli faktörlerdir.
İç Organın Boşluğundan Dışarı Taşması
Karın zarının deformasyonundan iç organın dışarıya taşması fıtığı oluşturur. Hasta bunu şişlik ve ağrı ile de görebilir. Fıtığa neden olan doku yağ dokusu ya da bağırsak olabilir. Bazı durumlarda ki buna boğulmuş fıtık adı verilir, doku karın zarındaki boşluğu genişleterek ve zorlayarak dışarı çıkar. Çıkan doku karın zarını sıkıştırır ve geri dönemez. Dolayısıyla her türlü fıtığın tedavi edilmesi şarttır. Her yaşta çıkabilen bu durum çocukların hayatını da tehdit edebilir. Ayrıca fazla kilo insanlarda fıtık oluşumu daha kolaydır. Fıtığı etkileyen diğer bir durum da aniden bağırmak, ıkınmak, öksürmektir. Bu var olan fıtığın şişliğini ve şiddetini artıracaktır. Fıtık ameliyatlarında asıl olan fıtığa neden olan karın zarının onarılmasıdır. Karın zarı dikilerek onarılabileceği gibi yamalama yöntemi ile de eski haline getirilebilir.
Fıtık Belirtileri
Kasıklarda ortak olan belirti şişliktir. Ayrıca şişliği de ağrı takip eder. Bu ağrı fıtık türüne göre gaz ağrısını da andırabilir. Anca bunların dışında fıtık türüne göre değişik belirtiler de ortaya çıkabilir. Örneğin sıkışmış fıtıklarda bulantı, kusma, iştahsızlık, karında şişlik, yüksek nabız, yüksek ateş, fıtıkta morarma ya da kızarma da görülebilir. Ancak en çok görülen komplikasyonlar şişlik ve ağrıdır. Genellikle sıcak kompres, dinlenme ve masaj gibi uygulamalar fıtık ağrısını hafifletebilir ve şişliğin inmesine yardımcı olabilir. Aynı şekilde hasta eliyle şişliğe neden olan fıtığı geri itebilir. Ancak bunlar kesin çözüm değildir. Hasta normal rutin hareketlerine döndükten sonra fıtık yeniden ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla karın zarının onarılması ve fıtığın tamamen ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Fıtığın Olduğu Bölgede Şişkinlik
Fıtığın tüm türlerinde en sık gelişen komplikasyon şişliktir. Bazı fıtık türlerinde, örneğin kasık, bu şişlik belli belirsiz olabilir. El ile muayene yöntemlerinde fark edilebilir. Ancak bazı fıtık türlerinde portakal büyüklüğünde şişlikler görülebilir. İstirahat edildiğinde fıtığın şişliği inebilir ve kaybolabilir. Ancak rutin yaşantıda şişlik yeniden ortaya çıkacaktır. Özellikle karın fıtıklarında şişliklerin daha fazla olduğu gözlemlenmektedir. Şişliğe bağlı ağrılar da artabilir. Kasık fıtığının ilerlemesi şişkinliğin de ilerlemesidir ki, fıtık testislere kadar inebilir. Hatta sıkışma ya da boğulmalar da yaşanabilir. Bu nedenle şişkinlikler önemsenmeli ve fıtık tedavi edilmelidir.
Ağrı
Bazı durumlarda fıtık ağrıları dayanılmaz boyutlara ulaşabilir. Özellikle kasık fıtıkları oldukça ağrılı nöbetler yaşatabilir. Fıtık ağrısı yapması çeşitli ilaçlar ile hafifletilebilse de zaman zaman nüks edecektir. Genellikle fıtık ağrıları yoğun hareket dönemlerinde artar. Dinlenmeye bağlı da hafifleyebilir. Ancak ağrının hafiflemesi hastaya rahatlık vermemelidir. Fıtık muhakkak tedavi edilmelidir.
Fıtık Teşhis ve Tanı Yöntemleri
Fıtığın fiziksel bir çıkıntıya sahip olmasından dolayı ilk ve erken evre tanı belirtiler ve vücutta yarattığı çıkıntıdan dolayı hasta tarafından yapılır. Fıtık bölgesinin veya vücudun diğer bölgelerinin zorlanması halinde fıtığın ortaya çıkardığı belirtiler şiddetlenir; fıtığın fiziksel görüntüsü daha da belirgin hale gelir. Şişlik şeklinde belirti vermeyen fıtıklarda ise tanı, durumun yarattığı belirtiler üzerinden yapılır. Hastanın yürüme, oturup kalkma ve diğer fonksiyonlarında ciddi kayıplar yaşandığı için doktora başvurulması gerekir.
Doktora başvurulduktan sonra fıtığın kesin tanısının konulması için belirli bir süreç işletilir. Bu süreç kısaca şu adımlardan oluşur:
- Hastanın fıtık belirtilerine dair anlatması gerekenlerin hekim tarafından dinlenmesi ve el ile yapılan fiziksel muayene ile ilgili bölgenin tespitinin yapılması.
- Eğer şişlik ve diğer fiziksel belirtiler yoksa ama hasta belirtiler konusunda emin ise ultrasonografi yöntemiyle bölgenin görüntüsünün alınması.
- Ultrasonografinin yetersiz kaldığı durumlarda MR ve BT gibi yöntemlere de başvurulabilir.
Ultrasonografi
Hastanın fıtık belirtileri ve şikayetleriyle doktora başvurmasından sonra yapılan fiziksel muayene sonucunda fiziksel bir olguya rastlanılmadığı durumlarda doğrudan ultrasonografi yöntemine başvurulur. Fıtığın bulunması muhtemel olan bölgenin bu yöntem ile filmi çekilerek teşhis kesinleştirilebilir.
Ultrasonografi cihazı ses dalgaları yardımıyla ilgili bölgedeki görüntünün alınmasını sağlar. Herhangi bir radyasyon olmadığı için hamilelerde ve çocuklarda da rahatça kullanılabilir. Hasta yatar pozisyondayken jel sürülür ve cihazın görüntüleme aygıtı ilgili bölge üzerinde dolaştırılır. Bu sırada ekrandaki görüntüler incelenir. Eğer şüpheli bir durum fark edilirse bir tuşa basarak görüntüyü kaydeder ve daha sonra daha detaylı inceler. Üç boyutlu kesitsel bir görüntüleme tekniği olmasından dolayı oldukça detaylı sonuçlar elde edilebilir.
Ultrasonografinin yetersiz geldiği veya herhangi bir sebepten dolayı yapılamadığı; çok daha detaylı görüntü istediğinin ortaya çıktığı durumlarda ise MR ve BT testleri ile kesin tanı işlemi yapılabilir.
Fıtık Risk Faktörleri
Fıtık her insanda görülebiliyor olsa da bazı kişiler daha riskli grupta yer alırlar. Örneğin sürekli bilgisayar ve masa başında oturan kişi ile hareket halinde olan kişinin fıtık olma riskleri aynı değildir. Hareketsizlik fıtığa neden olabileceği gibi sürekli hareket halinde olmak da fıtığı tetikleyebilir. Ayrıca bazı kişilerin cerrahi operasyonlar geçirmesi de fıtık riskini artırabilir. Bunun nedeni ameliyat sonrasında karın zarının gerektiği gibi kapanmamasıdır. Bu doktor hatası olarak da kabul edilebilir. Ameliyatın sağlıklı gerçekleştirilememesi sonrasında ya da yıllar sonra fıtığı tetikler. Ayrıca hamilelik ya da çoklu doğum da fıtığı tetikleyen diğer etkenlerdendir. Örneğin çoklu gebelik döneminde karın zarı incelecektir. Ağır kaldırmak, aşırı kilo alıp vermek, kronik kabızlık ya da öksürük, prematüre doğmuş olmak, kronik akciğer hastalıkları da fıtığa sebep olan rahatsızlıklardır.
Gebelik Dönemi
Gebelik döneminde bebeğin büyümesi ile birlikte karın zarında incelmeler görülebilir. Özellikle çoklu gebelik süreçlerinde bu daha sık rastlanan bir durumdur. Ayrıca gebeliğin sezaryen ile yapılması da fıtığa neden olan sebepler arasında gösterilebilir. Genellikle sezaryen sonrası açılan karın zarının gerektiği gibi kapatılamaması sonrasında göbek ve kasık fıtıklarını tetikler. Ayrıca kadınlar gebelik döneminde de fıtık ile karşı karşıya kalabilirler. Yani gebelik ağırlaştıkça incelen karın zarından iç organlar çıkarak fıtığa sebep olabilir. Genellikle gebelikte kilo almamaya ve hareket halinde olmaya dikkat edilmelidir.
Ameliyat
Geçirilen bir ameliyat nedeni ile fıtık yaşamak genellikle en sık karşılaşılan durumlardandır. Geçmiş dönemde, teknolojinin gelişmediği düşünülerek yapılan ameliyatlar sonrasında bazı hatalar fıtığa neden olur. Örneğin karın zarının yeterli onarılamaması sonraki dönemlerde bu zardan iç organların çıkmasına neden olur. Bu sezaryen süreçleri için de geçerlidir. Yumurtalıklarından operasyon geçirmiş bir kişi, eğer karın zarı yeterli onarılmadı ise sonrasında göbek fıtığı yaşama riski çok yüksektir. Fıtık operasyondan hemen sonra gelişebileceği gibi, yıllar sonra da ortaya çıkabilir.
Hareketsizlik
Vücudun sürekli hareketsiz kalması da fıtığa neden olan sebepler arasında sayılır. Hareket etmeyen bir kişide duruş bozukluğu söz konusu olmaktadır. Bu da ilerleyen dönemlerde fıtığı tetikleyen bir durumdur. Özellikle bel fıtığı, sürekli oturmaktan kaynaklı olarak ilerleyen yaşlarda çok fazla görülen bir rahatsızlıktır. Bu nedenle masa başında çalışan kişiler bel fıtığı konusunda risk altındadır. Bu kişilerin rutin çalışma hayatlarına hareket katması beklenir. Örneğin gün içinde kısa yürüyüşler yapılabilir ya da iş sonrasında egzersizler yer verilebilir.
Obezite
Obezitenin kalp rahatsızlıklarından böbrek yetmezliğine kadar pek çok hastalığı tetiklediği biliniyor. Bedenin fazla ağır olması kas ve iskelet sistemini olumsuz etkiliyor. Bu da yüksek fıtık riskini beraberinde getiriyor. Ayrıca buna bir de hareketsiz yaşam tarzı eklendiğinde bel ve kasık fıtıkları kaçınılmaz olabiliyor. Mümkün olduğunda kilo almaktan kaçınılmalı ve egzersizlere yer verilmelidir.
Sigara
Sigara belde bulunan disk sistemini deforme eden bir alışkanlıktır. Bu diskler aşındıkça fıtık riski de katlanarak artmaktadır. Ayrıca kas sisteminin zayıflamasına ve kemiklerin yeterince sıvı taşımamasına neden olan sigara doğrudan fıtık riskini tetikleyici bir unsurdur.
Bazı Meslekler
Banka çalışanları, inşaat işçileri, tekstil işçileri, şoförler, aşçılar ve temizlik işçileri en sık fıtık yaşayan meslekler grubunda olanlardır. Özellikle banka görevlileri sürekli olarak bilgisayar ve masa başında çalıştıkları için hareketten yoksundur. Aynı şekilde şoförler de oturarak, hareketsiz bir yaşam sürdürürler. Diğer meslek gruplarında yer alan insanlar hareket edebiliyor olsalar dahi ağır işlerde çalıştıklarından dolayı fıtık riskini yakından tanıyacaklardır. Bu mesleklerde bulunan kişilerin, yüzme, yürüyüş, koşu gibi sporlar ile ilgilenmesi gerekmektedir.
Bazı Pozisyonlar ve Hareketler
Aslında kişinin mesleği olsun ya da olması bazı pozisyonlar ve hareketler fıtık riskini artırır. Örneğin bir temizlik görevlisinin beli sürekli bükük olduğu için bel fıtığı riski artar. Bunun dışında sportif faaliyetlerde bulunan kişiler, vücutlarını hazırlamadan ağır egzersizler yaptığında fıtık olabilirler. Örneğin ağırlık kaldırmak, yüksekten atlamak, dakikalarda ip atlamak, aniden hızla koşmaya başlamak fıtığı tetikleyen durumlardandır. Kadınların pilatese olan tutkuları da bazı fıtıklarda artışın olmasına neden olmuştur. Plates yapılmadan önce yapılacak birkaç egzersiz ile vücut ağır hareketlere hazırlanmalıdır.
Fıtık Komplikasyonları
Fıtığın aslında pek çok komplikasyonu bulunmaktadır. Ancak sıkışmış fıtık ve cinsel problemler bunların başında gelir. Örneğin boğulmuş fıtıklarda daha sık görülen bağırsak tıkanıklığı aslında çok ciddi bir komplikasyondur. Fıtık hafif görülebilir. Hatta ağrı da rutini etkilemiyor olabilir. Ancak fıtığı her türlüsü muhakkak tedavi edilmelidir. Aksi halde akla dahi gelmeyecek durumlar söz konusu olabilir.
Sıkışmış Fıtık
Sıkışmış, yani boğulmuş fıtık, fıtık hastaları için en tehlikeli durumlardandır. Fıtık her yaşta görülebileceği gibi, sıkışmış fıtık da her yaşta karşılaşılabilir. Hatta sıkışmış fıtık durumu çocuklarda hayati önem taşır. Sıkışmış fıtık aslında bağırsağın karın zarını zorlayarak çıkması durumudur. Bu bir yağ kütlesi de olabilir. Karın zarında bulunan deforme bölge bağırsak ya da yağ kütlesi tarafından zorlanır ve bağırsak ya da yağ kütlesi karın zarından çıkar. Ancak normal fıtıklarda çıkıntı geriye girebilirken, bu fıtıklarda giremez. Dolayısıyla en büyük riski bağırsağın beslenememesi ve görevini yerine getirememesidir. Fıtık olan bölgede büyük şişlikler, kızarıklık ya da morarmalar ve şiddetli ağrılar görülür. Bu durum asla hafife alınmamalıdır. Çünkü tedavi edilmeyen sıkışmış fıtıklar kangrene bile neden olabilir. Kan dolaşımının bozulmasına bağlı lökosit yükselmesi görülür. Daha ileri evrelerde de ölümler meydana gelmektedir.
Cinsel Problemler
Cinsel problemlere en sık neden olan fıtık türü, kasık fıtığıdır. Kasık fıtığı hangi cinste bulunuyor olursa olsun, ilişki sırasında ciddi ağrılara neden olabiliyor. Ayrıca kasık fıtığı tedavi edilmediğinde testisleri olumsuz etkiliyor ve döllenmeyi de engelliyor.
Fıtık Nasıl Önlenir?
Artık fıtık problemi genç yaşlarda da sık sık görülmeye başladı. Bunun nedeni ağırlaşan yaşam koşulları ve buna bağlı değişen iş olanaklarıdır. Öncelikle sigara kullanımının bel fıtığını artırdığı bilinen bir gerçek. Çünkü sigara bel bölgesinde diskleri olumsuz etkiliyor ve fıtık riski iki kat artıyor. Fıtığı önlemek için çok ağır taşımamak da önemli bir önlemdir. Özellikle ağırlık kaldırılması gereken meslek gruplarında daha fazla fıtık sorunu görüldüğü saptanmıştır. Ayrıca çok sık öne eğilmemek ve bu şekilde çalışmamak gerekmektedir. Örneğin bahçe ve tarlalarda geçirilen zamanların yarısından fazlası, bu pozisyonu gerektirir. Ancak bu pozisyon bel fıtığı riskini tetikler. Egzersiz yaparak da fıtık riskini minimize etmek mümkündür. Çünkü gevşememiş ve uzun süre hareketsiz kalmış vücutlar bir anda hareket ile karşılaştıklarında fıtık nüks edebiliyor. Oysa egzersiz ile alıştırılmış bir vücutta bu risk daha az görülüyor. Ayrıca kilolu kişilerin fıtıktan korunabilmesi için muhakkak kilo vermesi ve ideal kiloya ulaşması şarttır. Çünkü kilolu kişilerin kas yapısına fazla yük bindiği için fıtık tetiklenir.
Doğru Egzersiz
Doğru egzersiz, bir anda vücudu afallatmayacak şekilde yapılan ve kas sistemini güçlendiren egzersizdir. Günümüzde pek çok insan spordan uzak bir yaşam sürdürüyor. Vücudun harekete alışık olmaması ve hamlaması, en ufak bir harekette tepki vermesine yol açıyor. Egzersizin fıtık da dahil olmak üzere pek çok hastalıktan korunmak için hayatımızda olması şarttır. Ancak yanlış yapılan ağır egzersizler çok daha kötü sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle vücut kitle endeksine bağlı kalınarak ve uzmanlar eşliğinde en uygun egzersiz programı yapılmalıdır. Örneğin yüzme ve yürüyüş fıtığa iyi gelen en önemli egzersizler arasındadır.
Fazla Kilolardan Kurtulma
Özellikle hamilelik sonrasında kalan bel ve karın kiloları o bölgedeki kaslara fazla yük bindirir ve yorar. Ayrıca vücuttaki fazla yağ kas ve eklemlerin hareketsiz kalmasına neden olur. Aslında fazla kilo fıtığı tetikleyen en önemli faktörlerden biridir. Ayrıca fazla kilolu kişilerde fıtığın nüksetme ihtimali diğer kişilere göre çok daha fazladır. Bu nedenle fazla kilolardan kurtulmak fıtığı önlemede ilk adım olacaktır. Yapılacak küçük diyet ve egzersizler ile ideal kiloya ulaşmak mümkündür. Fazla kiloların en sık neden olduğu fıtık bel ve karın fıtığıdır.
Sigara ve Alkol Kullanmama
Sigara ve alkol kemiklerde dolaşan sıvıyı azaltır, kas sisteminin dolaşımını ve beslenmesini bozar. Bu da fıtık tetikleyici bir durumdur. Ayrıca sigara ağrı eşiğini düşürücü bir etki oluşturur. Bu da fıtık ağrısını çok daha yoğun yaşamanıza neden olacaktır. Fıtıktan uzak durmak ve kaliteli bir yaşam sürebilmek için sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıklara son vermek gerekmektedir.
Sık Sorulan Sorular
Fıtık konusunda aslında yanlış bilinen pek çok konu bulunuyor. Hatta fıtığı çeşitli alternatif tıp yöntemleri ile tedavi ettirmeye çalışanlar da bulunuyor. Oysa fıtık karın zarından çıkan organdan kaynaklanır ve çözümü o organı yeniden karın zarına sokmak ve zarı onarmaktan geçer. Ancak çekme ya da vurma gibi tekniklerin fıtıkları onarabileceğine dair yanlış bir kanı bulunmaktadır. Bu durum fıtığın organları daha fazla etkilemesinden başka bir çare sunmaz. Fıtığın tedavi edilmesi ve operasyon ile onarılması gerekmektedir. Fıtık konusunda ilerleyen teknoloji kapalı ameliyat seçeneklerini de sunmaya başlamıştır. Kapalı ameliyat sayesinde hastalar çok daha rahat ve kalıcı fıtık tedavisi olabiliyor. Ayrıca ameliyat izleri birkaç hafta içinde tamamen kayboluyor. İşte fıtık hakkında sık sorulan sorular ve yanıtları.
Fıtık Günlük Yaşamı Nasıl Etkiler?
Fıtık birden fazla türü ile insan hayatını olumsuz etkileyen hastalıklardan bir tanesidir. Üstelik tedavi edilmediğinde ciddi sonuçlar ortaya çıkarabilir. Fıtık her yaşta görülse de genellikle ağır ve hareketsiz işlerde çalışan kişileri daha fazla etkiliyor. Fıtık hastası olan bir bireyin yaşam kalitesi oldukça düşüyor. Her şeyden önce fıtığın neden olduğu ağrı dayanılmaz boyutlara ulaşabiliyor. Hatta kişiler rutin yaşantılarında kolaylıkla yapabildikleri pek çok şeyi fıtık söz konusu olduğunda rahat yapamıyor. Örneğin işte rahat oturmak ve çalışmak çoğu zaman mümkün olmuyor. Her zaman yapılan egzersizler yapılamıyor hatta ev hanımları günlük ev işlerini dahi yapamayabiliyor. Bu nedenle her fıtığın sıkışmadan tedavi edilmesi ve hastanın sağlığına kavuşması gerekiyor.
Fıtık Hangi Yaş Aralığında Görülür?
Fıtık aslında her yaşta görülebilen bir rahatsızlıktır. Ancak kasların eskisi gibi yenilenmediği ve kemiklerdeki sıvının azaldığı yaşlarda fıtık daha sık görülür. 30 yaşından sonra kişinin fıtık olma riski 2 kat artar. Ancak günümüz şartlarında zor iş koşulları fıtık yaşını çok daha fazla düşürmüş durumda. Artık 20’li yaşlarda da ne yazık ki fıtık vakaları artarak görülmeye devam ediyor. Hatta dünya üzerinde 10’lu yaşlarda da fıtık görülen vakalar bulunuyor. Genellikle kasık fıtığı küçük yaşlardaki erkekleri daha fazla etkisi altına alıyor. Doğum yapmış genç kadınlar ise göbek fıtıkları ile olan mücadelesine devam ediyor.
Kimler Tedaviye Uygun Değildir?
Aslında çoğu fıtık türünde ameliyat olmadan da çareye kavuşmak mümkün. uygulanan fizik tedavi yöntemleri fıtığı operasyonsuz geçirebiliyor. Ancak fıtığın nasıl bir tedaviye gerek duyduğu uzman doktorlar tarafından karar verilmelidir. Tedaviye kişinin uygun olmaması için farklı bir komplikasyon içinde daha olması gerekmektedir. Örneğin hamile kişiler, gebelik sürecinde fıtık yaşayabilirler. Bu durumda fıtığın seviyesine göre onarım gebeliğin sonuna ertelenir. Ayrıca anne adayı eğer fıtık ile mücadele ediyor ise, öncelikle fıtık tedavisi yapılmalı ve sonrasında hamile kalmalıdır. Yani hamilelik dönemindeki bir kadın fıtık operasyonu çok zorunda olmadıkça geçiremez. Aynı şekilde kalp,, kanser, diyabet hastaları için de fıtık tedavisi en uygun zamanda yapılmalıdır. Kanser hastalarının ışın tedavisi gördüğü dönemlerde fıtık operasyonu geçirmesi önerilmez. Elbette tüm bunlar sıkışmış fıtık için geçerli değildir. Sıkışmış fıtık hayati önem taşıdığı için öncelikle tedavi edilmesi gereken komplikasyonlardır.
Fıtık Genetik Midir?
Fıtık türlerine göre genetik araştırmalar yapılmaya devam ediyor. Şimdiye kadar yapılan araştırmalar doğrultusunda bel ve göbek fıtığının genetik olmadığı saptanmıştır. Bunun yanında kasık fıtığının da genetik olabileceği yönünde fikirler bulunmaktadır. Bel fıtığı tamamen kişinin duruş bozukluklarından kaynaklanmaktadır. Yani kişi ofiste çalışıyor ve egzersize önem vermiyor ise bel fıtığı riskini yakından tanır. Ancak ebeveynlerinde bel fıtığı olan bir kişi düzenli egzersiz yapıyor ve harekete önem veriyor ise bel fıtığı yaşamaz. Kalıtsal yollar ile bel fıtığı riski gelecek nesillere taşınmaz. Aynı şekilde göbek, yani karın fıtığı da genetik değildir. Tamamen doğumsal ya da dış kaynaklı etkenlerin karın zarını inceltmesinden kaynaklanmaktadır. Örneğin bir anne sağlıklı bir doğum gerçekleştiremediği için göbek fıtığı yaşayabilir. Ancak bu durum kızında da yaşanacak diye bir şey söylemek mümkün değildir. Bu tamamen kişinin yaşam standardına göre değişiklik gösteren bir durumdur. Ancak kasık fıtığına ilişkin yapılan çalışmalarda, hastalığın genetik olabileceğine yönelik saptamalarda bulunulmuştur. Ancak ebeveynlerinde ya da kardeşlerinde kasık fıtığı bulunmuş bir kişinin de illa kasık fıtığı geçireceği söylenemez.
Fıtık Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Fıtık tedavi edilmedikçe büyür. Bu her fıtık türünde geçerlidir. Zaten hastalar daha önce elleri ile itebildikleri fıtığı artık yok edemediklerini zamanla görebilirler. Ne yazık ki fıtık konusunda tedaviye sıcak bakmayan insanların sayısı çok fazla. Halbuki fıtığa neden olan organ karın zarını her geçen gün biraz daha büyütür ve her geçen gün biraz daha çıkar. Bu da boğulmuş fıtık dediğimiz duruma yol açar ki hasta için hayati bir önem taşır. Boğulmuş fıtığın neden olduğu kangren sebebi ile her geçen gün dünya üzerinde yüzlerce insan yaşamını yitirmektedir. Fıtık tedavisi eskisi gibi ağrılı ve uzun süreli değildir. Hastaların fıtık ameliyatlarından korkmasına gerek bulunmuyor. Hatta fıtık için kapalı ameliyat seçenekleri de bulunuyor. Hastalar birkaç gün içinde normal yaşantılarına bu operasyonlar sayesinde geri dönebiliyor. Üstelik ağrı da açık ameliyatlara göre çok daha az oluyor. Tedavi edilmeyen fıtıklar her geçen gün hastanın hareket kabiliyetini biraz daha sınırlar ve dayanılmaz boyutlarda ağrılara neden olurlar.
Fıtık Evde Tedavi Edilebilir Mi?
Fizik tedavi yöntemleri ile tedavi edilebilecek kadar küçük boyutta olan ve tehlike arz etmeyen fıtıklar için evde uygulanabilecek egzersizler bulunmaktadır. Ancak evde tedavi edilip edilmeyeceği kesinlikle doktor takdirindedir. Yani hasta kendi başına buna karar veremez. Öncelikle doktor kontrolünden geçilmeli ve bazı egzersizler üzerinde karar kılınmalıdır. Fıtık üzerinde fizik tedavinin büyük etkileri bulunmaktadır. Bu tedavilerin bir kısmını evde uygulamak da mümkün. Ayrıca fıtık operasyonu geçirmiş bir bireyin de bu tedavi yöntemlerini yine doktor kontrolünde uygulaması şarttır.
Tedaviden Sonra Fıtığın Aynı Bölgede Tekrarlama Riski Var Mıdır?
Fıtıkların yeniden aynı bölgede nüksetmesi olasıdır. Hatta fıtıklar genellikle onarımdan sonraki 2 yıl içinde nüks edebilir. Bu tekrarlama riski anatomik onarımlarda çok daha yüksektir. Fıtığın nüks etmesinde önemli etkenler bulunmaktadır. Bunlar, Fıtık onarımı yapılan bölge fazla gergin ise, Fıtık onarımı yapılan bölgede yeterli kas dokusu bulunmuyor ise, Kronik öksürük ya da kabızlık var ise, Hasta yeterli istirahati sağlamadan gereğinden fazla hareketlenir ya da ağırlık taşır ise, Karın içi basınç var ise, Yama uygunsuz ya da yetersiz yerleştirilmiş ise, Hasta sağlığına kavuşmadan hamile kalır ise, Bu tarz durumlar fıtığın 2 yıl içinde yeniden nüks etmesine sebep olacaktır. Görüleceği üzere fıtığın sağlıklı bir şekilde iyileşmesi için hastaya düşen bazı görevler de bulunmaktadır. Tekrarlamış olan fıtıklar yeni bir operasyon ile düzeltilmelidir.
Fıtık Ameliyatı Ne Kadar Sürer? Ameliyat Zor Mudur?
Fıtık ameliyatlar yaklaşık 1 saat sürer. Bu operasyon açık ya da kapalı yapılsa da süre değişmez. Ancak hastanın uyanması ve yatağına taşınması 1,5 – 2 saati bulabilir. Hastanın yatağa tam olarak uyanmış şekilde taşınır. Ayrıca ameliyat sonrasında hastanın çok ağrısı olmaması beklense de, ağrı kesici takviyesi uygulanabilir. Genellikle basit operasyonlar olarak değerlendirilir. Ancak sıkışmış fıtıklar da durum ve süreç değişkenlik gösterecektir. Yani sıkışmış fıtığı operasyon süreci diğer fıtıklara göre daha uzun ve sancılı olabilir.
Ameliyattan Sonra Hastanın Vücudunda İz Kalır Mı?
Fıtık ameliyatı açık ve kapalı olmak üzere 2 farklı yöntemle gerçekleştirilir. Genellikle estetik dikişlerin kullanılıyor olması ciddi bir ize yol açmaz. Açık operasyonlarda kesilerin izleri çok hafif da olsa belli olabilir. Ancak kapalı operasyonlarda kesi söz konusu olmayacağından iz de kalmayacaktır. Hatta ameliyattan hemen sonra bile hasta bu delikleri çok nadir fark eder. Genellikle estetik kaygısı olan kişilerin kapalı fıtık operasyonu geçirmesi önerilir.
Fıtık Ameliyatının Riskleri Nelerdir?
Fıtık ameliyatında bilinen herhangi bir risk komplikasyonu yoktur. Özellikle bel fıtığının felce neden olduğu düşüncesi tamamen yanlıştır. Tam aksine bel fıtığı onarılmaz ise böyle bir komplikasyon oluşabilir. Üstelik her geçen gün biraz daha gelişen teknoloji fıtık ameliyatlarını çok daha kolay bir hale getirmiştir. Ancak sıkışmış fıtıklarda risk bulunabilir. Özellikle bağırsağın boğuluş noktadan kurtarılması hayati risk taşımaktadır. Bu nedenle fıtık ilerlemeden çok basit bir operasyon ile tedavi edilmelidir.
Tedaviden Sonra Hastanın Yapması Gerekenler Nelerdir?
Fıtık tedavisi sonrasında hastaya düşen bazı sorumluluklar vardır. Bunlar düzenli egzersizlerdir. Hasta durağan yaşantısına devam etmemeli, ağır yükler taşımamaya özen göstermeli ve bir anda ağır sporlar yapmamalıdır. Ameliyattan sonra belli bir süre dinlenmek ve normal yaşantıya iyileştikten sonra dönmek gerekir ayrıca sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıklar da sonlandırılmalıdır.
Fıtık Hastaları Araba Kullanabilirler Mi?
Fıtık ameliyatından sonra en az 1 ay araç kullanılmamalıdır. Özellikle bel fıtığı hastaları asla bu süreçte şoför koltuğuna oturmamalıdır. Hatta bu süreçten sonra da şehir içi kısa mesafelerde araç kullanılmalıdır. Tedavi edilmemiş her türlü fıtıkta araç kullanan kişi riski göze almalıdır. Çünkü araç kullanmak fıtığı ilerletebilen önemli risk faktörleri arasında yer almaktadır.
Fıtık Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Fıtık ameliyatı açık ve kapalı şekilde yapılmaktadır. Açık şekilde yapılan fıtık ameliyatlarında kesiler ile fıtık olan bölgeye ulaşılır. Bu bölgede dışarıya çıkan organ zar içerisinde geri yerleştirilir. Ardından zar onarılır. Kapalı yöntemde ise hastanın karın zarı üzerinden delikler açılır. Bu deliklerden sokulan cerrahi çubuklar ile fıtık zar altına geri itilir. Daha sonra karın zarı onarılır ve kapatılır. Her iki durumda da karın zarı fazla gergin ise yama tekniği kullanılır.
Fıtık Masajla İyileşir Mi?
Fıtık masajla iyileşmez. Masaj yalnızca fıtığın belli bir süre şişliğinin inmesine yardımcı olur. Ayrıca fıtığın neden olduğu ağrılardan bir süreliğine masaj ile kurtulmak mümkündür. Ancak ne karın zarındaki açıklık, ne de dışarıya çıkan organ masaj ile düzelmeyecektir. Bazı ameliyat gerektirmeyen fıtık türlerinde çeşitli egzersizler ve masajlar hastanın yaşam kalitesini yükseltmek için kullanılabilmektedir.
Fıtık Fizik Tedaviyle ve Egzersizle Tedavi Edilebilir Mi?
Fizik tedavi ve egzersizler fıtık riskini düşürür, fıtık sonrası yeniden tekrarlama riskini minimize eder. Yani fıtık üzerinde her iki durumunda onarıcı bir etkisi yoktur. Daha çok önleyici ve iyileşmeye yardımcı bir etkileri bulunur. Ayrıca egzersizler fıtık riskini neredeyse ortadan kaldırır. Ancak bazı fıtıklar ameliyat gerektirmeyebilir. Bu fıtıklar üzerinde fizik tedavi uygulanarak ağrı hafifletilebilir ve hastanın yaşam kalitesi yükseltilebilir. Bu tamamen doktor takdirinde olan bir durumdur.
Hasta Ameliyattan Hemen Sonra Çalışma Hayatına Dönebilir Mi?
Hasta fıtık ameliyatı sonrasında belli bir süre istirahat etmelidir. Kapalı fıtık ameliyatları açık fıtık ameliyatlarına göre hastayı daha çabuk ayağa kaldırır. Kapalı yöntem ile fıtık tedavisi olmuş bir kişi 3 – 5 gün içinde iş yaşantısına geri dönebilir. Açık fıtık ameliyatlarında ise bu süre birkaç haftayı bulabilir. Tabi işin de hangi sektörde olduğu bu dönüş sürecinin belirlenmesinde oldukça etkili bir faktördür. Örneğin temizlik, işçilik, ağır taşımayı gerektiren işlerde mümkünse çalışılmamalı, eğer çalışılacak ise de istirahat süresi uzatılmalıdır. Ancak ofis gibi bir ortamda çalışılıyor ise işe geri dönüş süreci kısalacaktır.
Fıtık İçin Hangi Bölüme Gidilir?
Fıtığın ortaya çıkardığı belirtiler kas ya da organ ağrısı – acısı ile oldukça benzeştiğinden dolayı fıtık hastaları genelde ilk önce ortopedi bölümüne başvurmaktadır. Burada yapılan incelemenin ardından tedavi süreci genel cerrahi uzmanları ya da beyin, sinir ve omurilik cerrahisi uzmanlarınca yapılmaktadır. Ayrıca ameliyat gerektirmeyen fıtıkların tedavisi de fizik tedavi bölümünde gerçekleştirilmektedir.
Fıtık Kaç Günde İyileşir?
Fıtıkların çok büyük bir bölümü cerrahiye müdahale ihtiyaç duymaz. Hayat tarzının değiştirilmesi ve dikkatli olunması ile kendiliğinden iyileşebilir. Kişiden kişiye ve fıtıktan fıtığa göre değişmekle birlikte kendiliğinden iyileşme süreci genelde bir yılı bulabilmektedir. Cerrahi müdahaleden sonra ameliyata bağlı sorunların ortadan kalkması bir ayı; fıtığa bağlı sorunların ise ortadan kalkması ise dört – altı ayı bulabilmektedir.
Fıtık Kaç Çeşittir?
Esasen fıtıklar alt türlere ayrılmaz. Görüldükleri bölgelere göre adlandırılırlar. Temel mantık hep iki kas dokusu arasından farklı bir dokunun taşmasıdır. Karın bölgesinde görülen fıtıklara bağırsak ya da karın fıtığı; boyun bölgesinde görülenlere boyun fıtığı ve bel bölgesinde görülenlere de bel fıtığı ismi verilir. On – on iki kadar alt türden bahsetmek mümkündür. Bazı fıtık çeşitleri ile sık karşılaşılırken bazıları ile çok nadiren karşılaşılmaktadır.
Fıtık Nasıl Anlaşılır?
Fıtıklar görüldükleri bölgelere göre çeşitli belirtiler verirler. Fıtığın boyutuna ve gelişim türüne göre de belirtilerin şiddeti artar veya azalır. Genelde ilgili bölgedeki ve devamındaki kaslarda uyuşma – ağrı; bölgede sürekli acı ve ani hareketlerde yırtılma benzeri hisler ortaya çıkar. Boyun ve bel fıtıkları hareket kapasitesini büyük oranda kısıtlar. Kasık ve bağırsak fıtıkları ise sindirim sistemini büyük oranda tahrip edebilir. İlgili şüphelerle doktora başvurulması sonrasında kesin tanı görüntüleme teknikleri kullanılarak yapılır.
Fıtık Ne Kadar Sürede Oluşur?
Fıtıkların oluşumunda iki farklı süreçten bahsetmek mümkündür: Aniden gelişen ve ciddi sorunlara yol açan fıtıklar ve yavaş yavaş gelişen, ortaya çıktığında da öncesiyle benzer belirtileri veren fıtıklar olarak. Aniden gelişen fıtıkların temel sebebi ani bir hareket veya yük kaldırılması iken diğerlerinin gelişim sebebi doku zayıflamalarıdır. Yaş, cinsiyet, iş ve hareket kabiliyeti gibi unsurlar fıtık oluşum süresi üzerinde belirleyici unsurlardır.
Fıtık Tekrarlar Mı?
Fıtık, fıtığa sebep olan faktörler hayat tarzından çıkarıldığında tekrarlamaz. Tekrarlayan fıtıklar da genelde tam olarak aynı noktadan değil, daha önceden fıtık geçirilen noktaya çok yakın bir noktadan gelişirler. Fıtığı bir kez geçirmiş olmak risk grubu içerisinde yer alındığının kanıtıdır. Bu sebepten ötürü de tekrar riskini azaltmak için hayat tarzında çok ciddi değişiklikler yapılmalıdır.