Astım Hastalığı
- Sık Sorulan Sorular
- Astım Hastalığında Balgamdan Kan Gelir mi?
- Astım Atağı Nedir?
- Astım Hastaları Askere Gidebilir mi?
- Astım Hastaları Spor Yapabilir mi?
- Astım Hastaları Denize Girebilir mi?
- Astım Hastalığının Tedavisi Var mı?
- Astım Hastalarının Yaşam Alanı Nasıl Olmalıdır?
- Astım Hastaları Hangi İlaçları Kullanır?
- Astım Hastalığının Tedavi Süresi Ne Kadardır?
- Astım Hastalığı Bulaşıcı mı?
- Astım Hastalığı Tedavi Edilmezse Kansere Sebep Olur mu?
- Astım Hastaları Nasıl Beslenmelidir?
- Astım Hastalarının Yaşam Süresi Ne Kadardır?
- Astım Hastalığı Evde Tedavi Edilebilir mi?
- Astım Hastalığının Aşamaları Nelerdir?
- Astım Hastalığı İlerlerse Ne Olur?
- Astım Hastalığı Cinselliği Etkiler mi?
- Astım Hastaları Malulen Emekli Olabilir mi?
- Astım Hastalığı Agresiflik Yapar mı?
- Astım Hastalığı Nasıl Bir Hastalıktır?
- Astım Hastalığı İçin Hangi Bölüme Gidilir?
- Astım Hastalığı Tekrarlar Mı?
- Astım Hastası Olan Ölür Mü?
- Astım Hastalığı Hangi Organları Etkiler?
- Astım Hastalığı Kaç Yaşında Görülür?
- Astım Hastalığı Nelere Sebep Olur?
Astım hastalığı, dış ortamda bulunan maddelerden etkilenen ve kendini kronik bir hastalık olarak gösteren akciğer sorunudur.
Astım Hastalığı Hakkında
Astım, soluduğumuz havayı akciğerlerimizdeki hava keseciklerine (alveoller) götüren hava havayollarının duyarlılığın artmasıyla meydana gelen kronik bir hastalıktır. Çeşitli uyarıcıların meydana getirdiği yanıt olarak bronşların kasılıp daralması, balgam gibi yapışkan vücut sıvılarının solunum yollarını tıkaması solunum güçlüğüne yol açar. Astım çok karmaşık bileşenler içeren klinik bir sendrom olarak kabul edilir. Tekrarlı öksürükler ve akciğerlerde hırıltı belirgin semptomlarıdır. Zaman zaman solunum yollarında mikrobik olmayan iltihaplar ortaya çıkar. Bu süreçte hava yollarında aşırı duyarlılık, hücre birikimi, kasılmalar ve mukus sıkça görülür. Tüm bu faktörler neticesinde nefes alıp verirken zorlanmaya başlarız. Astım hastalığı ile ilgili yapılan çalışmalara baktığımızda dünyada hemen hemen 300 milyon astım hastası olduğu kanaatine varılmıştır. Hiç şüphesiz astım hastalığının en çok görüldüğü yaş aralıkları ne yazık ki çocuklarda olduğu kanaatine varılmıştır. Çocuklarda görülen bu hastalık ne yazık ki kronik hastalıklardan biridir. Türkiye’de çocuklarda görülme sıklığı %10 civarlarındadır, yani 10 çocuktan biri Astım hastasıdır. Yetişkinlerde görülme oranı daha düşüktür. Astım hastalığı her geçen gün artmaktadır. Tıpkı diğer alerjik rahatsızlıklar gibi bu hastalığın da nedeni ve nasıl geliştiği bilinmemektedir. Günümüz tıp camiası alerjik hastalıklarla ilgili “hijyen hipotezi” ortaya koymakta ve bu hipotezi kabul etmektedir. Bu hipotez astım ile birlikte diğer alerjik rahatsızlıkların artışını dünyanın sosyo-ekonomik durumun iyileşmesiyle paralel gittiğini savunur. Astım, birtakım alerjenlerle ortaya çıktığı gibi egzersiz sonralarında da rastlanabilir. Spor yapmanın tetiklediği bu astım türünün adı Bronkokonstrüksiyon (EIB) olarak tanımlanır. Ayrıca birtakım meslek gruplarında da işine özgü alerjenler sebebiyle “mesleksel astım” gözlenebilir. Astım bulguları 5 yaş altı çocuklarda çok sık görülür. Teşhis konulduktan sonra tamamen tedavi söz konusu olmasa da doktorunuzun yönlendirmeleriyle hastalık kontrol altına alınabilir ve yaşam şartları iyileştirilebilir.
Astım Nedir?
Astım hastalığı her yaşta görülebilen, tedavi ile mümkün olabildiğince kontrol altına alınmadığında hastaların günlük aktivitelerini kısıtlayabilen kronik bir solunum yolları hastalığıdır. Sigara dumanı, soğuk havaya maruz kalma, birtakım alerjenlere oluşan duyarlılık gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Hava yollarında meydana gelen tıkanmalarla birlikte seyreden, ataklar halinde belirti gösterir. Hastaların solunum yollarında mikrobik olmayan iltihaplar (yangısal) gözlenir. Bu iltihaplar solunum yollarında ödem, şişme gibi komplikasyonlar yaratarak akciğer ile birlikte tüm solunum sisteminin hassaslaşmasına ve dışarıdan gelen havaya aşırı duyarlı hale gelmesine yol açar. Astım hastalarında geçirdiği ataklar sırasında öksürük, göğüs bilgesinde baskı hissiyatı, nefes darlığı, hırıltı gibi semptomlar gözlenir. Bu belirtilere tüm solunum fonksiyonlarında yavaşlamalar ve aksaklıklar eşlik eder. Tüm bu şikayetler kendi kendine düzelebilir, git gide şiddetini arttırabilir veya ilaçla tedavi edildiğinde tamamen ortadan kalkabilir. Hastalığın oluşumunda kalıtsal ve çevresel unsurlar etkilidir. En ciddi genetik risk unsuru alerji (atopi) olarak tanımlanır.
Alerjik Astım
Toplumun yaklaşık olarak %20-25’inde görülen alerjik rinit daha çok kadınlarda rastlanır. Çoğunlukla bahar aylarında görülür. Tedavi edilmediği zaman alerjik astıma dönüşebilir. Alerji olarak adlandırılan durum havada olan küçük partiküllere karşı burnun geliştirdiği normal olmayan yanıttır. Bu alerjiler kimi insanlarda solunum organlarında yarattığı etkiyle alerjik astımı doğurabilir. Bazı insanlarda da gözlerde sulanma ve kızarma gibi alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Bunda hiç şüphesiz hastayı yakından ilgilendiren genetik ve çevresel faktörler her zaman ön plandadır. Alerjik astım ise daha çok kalıtsal olarak alerjiye yatkın insanlarda görülür. Fakat hastalığın ortaya çıkışında çevresel unsurların da rolü büyüktür. Astımda solunum yollarının normalden çok daha duyarlı olduğunu göz önüne alırsak, alerjiyi tetikleyen tüm unsurların alerjik astımı da tetiklediğini fark ederiz. Özellikle baharda havada uçuşan polenler, tozlar, rutubet ve her çeşit çiçek kokusu alerjik insanlara birtakım sıkıntılar yaşatır. Stres, duman, hava kirliliği de alerjik astımın tetikleyicileri arasında sayılabilir. Gözlerde kaşıntı, kızarıklık, art arda gelen hapşırıklar, havayollarının hassaslığıyla gelişen nefes darlığı alerjik astım hastalarının başlıca şikayetleridir. Alerjinin kendini gösterdiği organa göre semptomlar değişebilir. Cildi, gözleri, solunum yollarını ve akciğeri etkileyebilen alerji zaman içerisinde şekil de değiştirebilir. Alerjik astımın belirtilerine gelecek olursak karşımızda önce geçmeyen kuru öksürük şikayetini görürüz. Kuru öksürüğün yanında sigara dumanına aşırı duyarlılık, göğüste hırıltı, ağır kokuya karşı gelişen öksürük, uzun süre iyileşmeyen soğuk algınlığı, bahar aylarında burun akıntısı ve hapşırıklar da alerjik astımın başlıca belirtileridir. Astımın alerjik olup olmadığı deride yapılan alerji testleri veya kan testlerine göre belirlenir.
Alerjik Olmayan Astım
Alerjik etkenlerden meydana gelmeyen Astım türüdür. Bulguları hemen hemen alerjik astım ile aynıdır. Hastalığın kesin nedeni bilinmemekle birlikte hastalığın ortaya çıkışında genetik faktörlerin etkisi göz ardı edilemeyecek boyuttadır. Göğüs bölgesinde hırıltı, akciğerlerde ve soluk borusunda tıkanıklık hissi, harekete bağlı nefes darlığı, kokulara aşırı duyarlılık ile seyreder. Semptomlar artarsa astım atakları geçirilebilir. Soğuk algınlığı ve gripler normalden ağır geçirilir, bu dönemlerde nefes darlığı şikayetleri artar. Astımda solunum yollarında mikrobik olmayan iltihap söz konusudur. Bu sebepten ötürü solunum yolları ödemli ve şiştir. Solunum yollarının şiş ve ödemli olması akciğerlerin uyaranlara karşı her zamankinden farklı reaksiyon göstermesine sebep olur. Tüm ağır kokular, duman, toz, boya, çeşitli kimyasallar gibi etmenler akciğerleri rahatsız ettiğinden göğüste baskı hissi yaratır ve nefes darlığı gözlenir. Bu etmenlerin yoğunluğuna bağlı olarak kişi astım atakları geçirebilir. Tam olarak tedavi edilemez ancak ilaçlar yardımıyla hastanın yaşam kalitesi iyileştirilebilir.
Aspirin İle Tetiklenen Astım
Astım hastalarında aspirin ya da nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlarının alımıyla astım alevlenmeleriyle birlikte rinit atakları gözlenebilir. Bu durum hastaların aspirin duyarlılığıyla ilgilidir. Ülkemizdeki astım hastalarının yaklaşık 13.5’inde aspirin duyarlılığı mevcuttur. Hastalar soğuk algınlığı şikayetleriyle aspirin aldıkları zaman göğüs hırıltısı ve solunum güçlüğüne varan semptomlarla astımları alevlenir. Bu komplikasyonların gelişmesinin nedeni hastaların aspirine olan duyarlılığıdır. Tedavide aspirine karşı duyarlılığı azaltacak (desensitizasyon) yollar önerilmektedir.
Egzersizle Tetiklenen Astım
Yapılan egzersizler sonucu meydana gelen solunum yollarında daralma olarak adlandırılır. Astım hastaları için astım krizini tetikleyen etmenlerden birisi şüphesiz ki egzersizdir. Fakat egzersiz astımı olarak tanımladığımız astım türü egzersiz ile birlikte gelişen semptomlarla ortaya konur. Bu şekilde teşhis edilen astım, hastalığın diğer belirtilerini göstermeden sadece yapılan sporla tetiklenerek meydana gelir. Bu egzersizlerle bu hastalık nasıl oluşuyor diye baktığımızda soğuk havalarda yapıldığından dolayı olduğu bilinmektedir. Herhangi bir egzersizle kişide nefes darlığı, göğüste sıkışma ve öksürük baş gösterebilir. Krizlerin nedeni çoğu zaman yapılan egzersiz esnasında nefesin burundan değil ağızdan alınmasıdır. Burun havayı ısıtır ve nemlendirir. Ağızdan alınan hava ısınıp nemlenmeden akciğerlere giderken solunum yollarının daralmasına sebep olan mekanizmaları aktifleştirir. Ayrıca gülerken ve ağlarken de nefes genelde ağız yoluyla alındığı için egzersiz astımı hastaları bu aktiviteleri gerçekleştirirken de astım krizine girebilir. Belirtiler egzersize ara verdikten 5-10 dakikada en şiddetlidir halindedir. Tanı hastanın egzersiz öncesi ve egzersiz sonrasında yapılan nefes ölçüm testleri ile belirlenir. Tedavi olarak yapılacak aktiviteden 15 dakika önce inhaler (nefes açıcı) önerilir. Yapılan egzersizle öksürük ve nefes darlığı yaşayan hastalar bir müddet dinlendikten sonra tekrar egzersize başlar ise belirtiler çok daha az olabilir. Bu sebeple spora başlamadan önce mutlaka ısınılmalıdır. Soğuk ve kuru havalarda yapılan egzersizler astımı tetikler. Ayrıca havanın çok kirli olduğu zamanlarda spor yapılmamalıdır. Hastaların bronşları normalden çok daha duyarlı olduğu için ani ısı ve nem değişimlerine anormal reaksiyonlar gösterebilir.
Öksürük İle Seyreden Astım
Geçmeyen öksürüklerin yaklaşık üçte birinin sorumlusunun astım olduğu saptanmıştır. Astımın varyant formudur. Bu astım türünde hastalarda genel olarak tipik astım bulgularına rastlanmaz. Nefes darlığı, solunum zorluğu, göğüste hırıltı olmaksızın sadece kuru öksürük ile seyreder. Solunum fonksiyon testleri ve fiziki muayene bulguları normal değerlerdedir. Hastalığın tanısı bronş provokasyon testlerinde bronşların aşırı duyarlılığı ile ortaya konur. Tedavi klasik astım gibi inhaler (nefes açıcı) ilaçlarla sağlanır. Ancak bu nefes açıcı ilaçların düzenli kullanılması çok önemlidir.
Mesleki Astım
Mesleki astım, astım hastalığına sebep olan faktörlerin hastanın çalıştığı ortamdan kaynaklanması sebebiyle bu adı almıştır. Hastalar çalışmadıkları günlerde şikayetlerin azaldığını fark ederler. Solunum sistemini tahriş edici etkenler sebebiyle ortaya çıkar. Tipik astım belirtileri gösteren bu hastalığın tanısında bulgular kadar öykü de önemlidir. Mesleki astım şüphesiyle yaklaşılan hastaların işlerinin özellikleri, maruz kaldığı kimyasallar, endüstri alanı gibi öyküleri takip edilir. Kadın kuaförleri, fırıncılar, oto ve mobilya boyacıları, marangozlar, ipek işletmesi çalışanları, mandıracılar, deterjan üreticileri, plastik endüstrisi çalışanları başlıca risk gruplarıdır. Her endüstri alanının kendine has tetikleyicileri vardır. Patlamalar, yangınlar, klor, organik kimyasallar (izosiyanat, asitler, aldehitler, pestisidler), inorganik gaz ve dumanlar (HCL, SO2, NO2, NH3, H2s), un, lateks, odun tozu, metaller başlıca ajanlardır. Ayrıca ev akarlarıyla tetiklenen astımda genellikle ev kadınlarında görülür. İş yerlerinde bu tür sağlık problemlerinin varlığı hem çalışanları hem de verim düşüklüğü nedeniyle iş yerlerini etkilemektedir. Bu sebeple iş yerlerinin denetlenmesi son derece önemlidir.
Noktürnal Astım
Noktürnal astımın şikayetleri genelde geceleri ortaya çıktığı için gece astımı ismini de alır. Nedeni tam olarak bilinmemektedir. Gece yarısı ve sabah 8-9 arası noktürnal astım meydana gelir. Evdeki toz ve diğer alerjenler ile tetiklenir. Hasta öksürerek veya nefes darlığı yaşayarak uykusundan kalkar. Astım hastalarının yaklaşık %75’i haftada en az bir gece uykusunun kalitesini bozan şikayetler yaşamaktadır. Noktürnal astım gündüz belirti vermeden de ortaya çıkabilir. Gündüz belirtisi göstermediği için hastalığın bu tipinin teşhisi de oldukça zor olacaktır. Hastalık teşhis edildikten sonra geniz akıntısı vb. gibi medikal bulgular ortaya çıkmışsa bunların tedavisi hastayı rahatlatacaktır. Bunun yanında evdeki alerjenlerin ortadan kaldırılması da alınacak tedbirler arasında olmalıdır.
Astım Hastalığının Nedenleri
Astım hastalığının nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak ortaya çıkışını tetikleyen birçok etmen saptanmıştır. Bunlar hava kirliliği, mesleki şartlar gibi etmenlerdir. Ayrıca stres, sigara dumanı, rutubetli ortam ve obezite de astım için risk faktörleridir. Ailesinde astım geçmişi olan kişilerin astım hastası olma ihtimali daha yüksektir. Ama şu özellikle bilinmelidir ki astım hastalığının etkileyen yani oluşmasına sebep olan hiç şüphesiz alerjenlerdir.
Alerji Gelişimine Eğilimli Olma
Tüm astım hastalarının solunum yollarında mikrobik olmayan kronik iltihaplar bulunur. Bu iltihaplar çeşitli etmenlerle tetiklenince hava yollarında daralmayı meydana getirir. Hastaların solunum yolları tetikleyicisi farklılık gösterse de çoğu hasta alerjiye eğilimden dolayı solunum güçlüğü yaşarlar. Daralmayı tetikleyen başlıca etmenin alerjenler olduğu kabul edilir. Hemen hemen tüm astım hastalarının alerjileri vardır. Alerjik tepkiler vücudumuzun dışarıdan gelen işgallere gösterdiği reaksiyonlardır. Havadan alınan antijenlere karşı kandaki antikorlar alerjileri tetikler ve solunum yollarında anormal reaksiyonlar başlar. Kedi ve köpek alerjenleri, akarlar, hamam böcekleri ve özellikle bahar aylarında görülen polenler önemli alerjenlerdir. Polenler oradan oraya kilometrelerce uçarak riniti ve astımı tetikler. Alerjiye eğilim astım da diğer tiplerde olduğu gibi nefes darlığı, göğüste hırıltı, hapşırık ve öksürüklerle seyrediyor.
Astımı Olan Aile Bireyleri
Astım hastalığına neden olan tek bir genin işlevi söz konusu değildir. Astımla ilgili yaklaşık olarak 100 genin varlığı saptanmıştır. Bu genler birbirleriyle ve çevreyle etkileşimde bulunarak hastalığı meydana getirir. Astımla tanımlanan genler iltihabi durumları yönetme ve bağışıklık sisteminde doğrudan görev alır. Çoğu hastalık gibi astım da kalıtsal nedenlerden kaynaklanabilir. Özellikle aile içerisinde, anne veya babada eğer ki astım hastalığı var ise astımın çocuklarında da oluşma ihtimali çok yüksektir. Genetik olarak yatkınlığı bulunan kişilerde solunum yollarının çeşitli etmenlerin tetiklemesiyle astım çıkabilir. Fakat birçok kalıtımsal özellik kuralları astımda geçerli değildir. Genetik astımın ortaya çıkmasında etkili olan nedenlerden sadece biridir. Aile geçmişinde astım bulunmayan pek çok insan da astım hastası olabilir. Ailesinde astım hastalığı olanlarda, ayrıca saman nezlesi veya egzama olanlarda daha sık görüldüğü su götürmez bir gerçektir. İki ebeveyninde de astım görülen bireylerde ortaya çıkma olasılığı yaklaşık %60-70, ebeveynlerinden birinde astım hastalığı olan bireylerde %20-25 iken aile geçmişinde astım görülmeyen bireylerde yaklaşık olarak %6 oranında astım saptanmaktadır. İkizlerde ise bu oran; tek yumurta ikizlerinde aşağı yukarı %50-60, çift yumurta ikizlerinde de yaklaşık %25 civarlarındadır. Aile geçmişinden dolayı ne kadar risk olursa olsun astımla ilişkili genler çevre etkileşimleriyle aktifleşir ve hastalık oluşturur. MÖ. 400 yılında Hipokrat astım hastalığının genetik olduğu fikrini ortaya atmıştır. 20.Yüzyıldan günümüze kadar yapılan bilimsel çalışmalar 2400 sene sonra Hipokrat’ı haklı çıkarmıştır.
Geçirilen Solunum Yolu Enfeksiyonları
Özellikle alt solunum yollarında tedavi edilmeyen enfeksiyonlar astıma neden olabilmektedir. Alt solunum yollarını oluşturan organ ve dokular, gırtlak, soluk borusu ve akciğerlerdir. Alt solunum yolu enfeksiyonları olarak adlandırılan hastalıklar akut bronşit, kronik bronşit, koah, zatürre ve veremdir. Hava yollarının akut ödemine akut bronşit denir. En sık görülen alt solunum yolu hastalıklarındandır. Alt solunum yolları enfeksiyonları bakteri ve virüs kaynaklıdır. Ayrıca akciğerlerdeki iltihapların derecesine bağlı olarak zatürre ortaya çıkar. Bu enfeksiyonlar tüm alt solunum yolları ve organları için bir tehdittir. Enfeksiyonlar hava yollarında tahriş ve tahribe sebep olarak tıkanıklara yol açabilir. Tedavi edilmez ise tablolar ağırlaşır ve hasta astım ile karşı karşıya kalabilir.
Viral Enfeksiyonlar
Viral enfeksiyonlar özellikle bahar aylarında artış gösterirler. Bunun nedeni havanın çok çabuk ısınıp soğumasından kaynaklanır. Viral enfeksiyon ajanları tedavi edilmediği zaman şiddetli klinik astım tabloları ortaya koyabilir. Şikayetler hafife alınmamalı ve ihmal edilmemelidir. Üst solunum yollarında başlayan hafif gripler zatürreye kadar gidebilir. Sıkça burun akıntısı, boğazda yanma ve kaşıntı, halsizlik, çeşitli ağrılar ve öksürük ile kendini gösteren influenza (grip) virüsler sebebiyle ortaya çıkar. Farenjit, larenjit, sinüzit hastalıkları, solunum yolları hastalığı olmalarından ötürü akciğer ile birlikte tüm solunum sistemini zorlar. Tam anlamıyla tedavi edilmediklerinde solunum yollarını tahrip ederek astım şikayetlerinin başlamasına neden olabilir.
Hijyen Hipotezi
Kalıtsal ve çevresel etkenler birleşerek astım ve alerjik hastalıkları ortaya çıkarır. Bu hastalıkların son zamanlardaki artışını bilim insanları “hijyen hipotezi” ile açıklarlar. Değişen ve gelişen yaşam şartları, mikroplarla karşılaşma sıklığını azalması bu hipotezin temelini oluşturur. Hipotez özellikle kent yaşamındaki insanların otoimmün yani bağışıklık sisteminin zayıf olmasının alerji ve diğer hastalıkların sebebi olduğunu savunur. Brigham and Women’s Hospital (BWH) araştırma görevlileri normal bir çevre ve mikropsuz bir çevrede yaşatılan fareleri karşılaştırdı. Sonuç olarak mikropsuz ortamda hayatını sürdüren farede astım hastalığı saptandı. Bu hastalıklara neden olarak eşsiz bir T hücre sınıfının aşırı çalışması gösterildi. Yani doğal olan vücudun birtakım mikroorganizmalar ile aynı ortamda bulunmanın bağışıklık sistemine katkı sağlamasıdır.
Astım Hastalığının Belirtileri
Astımın birçok nedeni olabildiği gibi bu nedenlere paralel belirtileri de mevcuttur. Nefes darlığı, kuru öksürük, göğüste sıkışma hissi, hırıltılı solunum başlıca belirtileridir. Solunum yollarının tıkanmasına bağlı olarak astım atakları geçirilebilir. Bu belirtiler ile astım tanısı konulması için semptomları tekrarlayıcı olmasıdır. Gece veya sabaha karşı ortaya çıkmaları ayırıcı bir astım özelliğidir. Tanı hasta öyküsü ve incelenen bulgularla konur.
Öksürük
Kuru, inatçı ve uzun süreli öksürükler astım hastalığının başlıca belirtisidir. Kişiye oldukça rahatsızlık verir. Gece ve sabaha karşı daha sık görülür.
Hırıltılı Solunum
Astımdan başka, bronşektazi, bronşiolit, bronşit, amfizem gibi pek çok solunum yolları hastalığında da hırıltı gözlenebilir. Hırıltılı solunum bronşların, yani akciğer içindeki hava yollarının daralmış olduğunun göstergesidir. Daha çok nefes verirken duyulur. Bunun sebebi havayollarının nefes verirken daha çok daralmasıdır. Kişiler bu hırıltıyı kimi zaman hırıltı ve hışıltı olarak da duyduklarını belirtirler. Hastalar çıkardıkları hırıltıları kendileri duyabilir veya bu hırıltılar özellikle geceleri çevresindeki insanlar tarafından duyulabilir. Solunum yollarının çok ileri derece daralmış olduğu durumlarda ise hırıltı doyulmaz. Bu iyiye işaret değildir. Hırıltı duyulmaması solunum yollarının yapışkan ve koyu salgılarla tıkanmış olduğunu gösterir. Böyle bir durum var ise hasta muhtemelen atak anındadır.
Göğüste Tıkanıklık
Astım hastalığında tüm solunum yolu gibi akciğerler de mikrobik olmayan iltihaplanmalar yaşar. Bu iltihaplanmalar akciğeri şişirir ve tıkar. Ödem oluşturur, hava geçişine izin vermez. Bu durum hastada çeşitli şikayetler ortaya çıkartır. Bunların başında göğüste geçmeyen tıkanıklık ve sıkışma hissi gelir.
Soluk Alıp Vermede Islık Sesi
Islıklı solunum, solunum yollarının daralmasıyla ilişkilendirilen bir durumdur. Islık sesi nedenine göre ağır ya da hafif olabilir. Bu ıslık sesinin sebebi akciğerlerdeki havanın giriş ve çıkışında kullanılan yolların tıkalı olmasıdır. Bu tıkanıklıklar akciğer ve solunum yollarının aşırı mukus kaplanmasından kaynaklanabilir.
Nefes Darlığı
Astımı tanımlarken “nefes darlığı” kelimelerini kullansak yanılmış sayılmayız. Çünkü astım genel itibariyle solunum yollarında meydana gelen birtakım tıkanıklar sebebiyle nefes darlığı çekilmesi durumudur. Solunan hava akciğerlere ulaşana kadar tıkanmış solunum yollarından geçer. Bu geçiş vücudu zorlar. İstenilen kapasitede hava akciğere ulaşmayınca hasta nefes almakta güçlük çeker.
Astım Hastalığının Tanı ve Teşhis Yöntemleri
Astım belirtileri gösteren hastalarda birtakım testler yapılarak hastalık teşhis edilir.
Ailede Astım Öyküsü
Astım hastalığında kalıtımsal faktörler azımsanamayacak kadar fazladır. Kişiye mutlaka ailede özellikle anne ve babasında astım olup olmadığı sorulur.
Akciğer Fonksiyonu Ölçümü
Akciğer fonksiyon ölçümü spirometre adlı cihazla yapılır. Spirometre, bronş daralmasını ölçer. Muayenede hastaya derin nefes alıp vermesi söylenir. Böylelikle şüpheli bronş daralmasının ölçümü yapılarak teşhis konulur.
Metakolin Bronşiyal
Eğer spirometre ile yeteri veri elde edilemez ise doktor bu testi önerir. Metakolin astımı tetikleyici bir maddedir. Hastanın maddeyi soluması sağlanır ve verilen reaksiyona göre teşhis konulur.
Astım Hastalığının Risk Faktörleri
Gebelikte tüketilen sigaralar, ailenin astım geçmişi, rutubetli ortamlarda yaşam, hava kirliliğine çok maruz kalma, mesleki ortam, alerji duyarlılığı gibi faktörler astım oluşumda oldukça etkilidir.
Aile Öyküsünde Astım Hastalığı Olanlar
Astım hastalığı genetik olarak incelendiğinde aile geçmişinde astım hastası olan bireyler hastalık daha sık görülür. Anne ve babasının astım hastası olması kişiyi risk grubuna sokar. Kalıtımımızda yaklaşık olarak 100 adet astıma ait gen bulunmuştur. Genetiğimiz ve çevresel etmenler birleştiğinde astımı meydana getirir. Aile öyküsü incelendiğinde astımlı bireylerin varlığı kişileri risk grubuna sokabilir.
Bazı Meslekler
Bazı meslekler, çalışılan ortamlar ve çalışılan maddelere bağlı olarak astım hastalığını ortaya çıkarabilir. Ortamda bulunan partiküller, maddeler ve alerjenler astımın tetiklenmesine yol açabilir. Astımın bu tipine “mesleki astım” denir. Mesleki astımda risk grubu altındaki çalışma yerleri fırınlar, kadın kuaförleri, boyacılar, madenler, fabrikalar, marangozlar, petrol ve plastiğin işlendiği iş yerleridir.
Bebeklik Döneminde Geçirilen Hastalıklar
Bebeklik döneminde geçirilen bazı hastalıklar kalıcı hasarlar ortaya koymaktadır. Vücut henüz çok genç ve gelişmekte olduğu için bu dönemde yaşanılan hastalıklar vücuda birtakım zararlar vermektedir. Bebekken geçirilen enfeksiyonlar, solunum yollarında meydana gelen birtakım hastalıklar, ileride bireylerin karşısına astım hastalığı olarak çıkabilmektedir.
Sigara ve Tütün Kullanıcıları
Sigara başta olmak üzere bütün tütün ürünleri tüm vücuda zarar verdiği gibi solunum sistemine de kalıcı hasarlar vermektedir. Sigara ve diğer tütün ürünleri içlerindeki zift, kurşun, nikotin, karbonmonoksit gibi zehirli maddeler ile damarları tıkar, solunum yollarında madde birikmesine sebep olur. Bu madde birikimleri solunum yollarını tıkar. Akciğere ulaşan sigaranın içindeki zararlı kimyasallar, akciğerin işlevini etkiler. Solunum yollarındaki tıkanıklıklar kişide nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi yaratır. Zamanla bu tıkanmalar kronik hale gelerek astımı oluşturur.
Gebelikte Sigara İçen Anneler
Gebelikte sigara ve tütün ürünlerinin kullanılması çok ama çok tehlikelidir. Sigarada bulunan zift, kurşun, nikotin, karbonmonoksit gibi zehirli maddeler solunum yollarına, akciğerlere, kana ve tüm vücutla birlikte fetüse geçer. Gebe sigara içerse belirtiler kısa zamanda kendini gösterir. Gebelik döneminde sigara kullanan anne adaylarının bebekleri doğuştan veya sonradan kalp hastası olabilir. Ayrıca solunum sistemini de doğrudan etkilediği için bebekte astım hastalığı riski çok yüksektir. Gelişim geriliği ve zekâ geriliği de bu bebeklerde sıkça rastlanan durumlardır. Gebe bir adet sigara içse bile bunun fetüse hem kısa hem uzun vadede çok büyük zararları olacaktır.
Bebeğin Düşük Tartılı Doğması
Erken doğması halinde bebek tam gelişim sağlayamamış olabilir. Bebek, organ ve sistem gelişimlerini tam olarak tamamlamadığından diğer birçok hastalık gibi astım hastalığı için de risk grubundadır. Prematüre bebeklerde düşük kilolar sık görülür. Ancak erken doğum olmaksızın düşük tartılı doğan bebekler de bazen gelişimsel eksikler ve buna bağlı olarak çeşitli hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Solunum sistemi gelişimi tamamlanamadığında bebekte kısa veya uzun vadede astım hastalığı görülme riski çok fazladır.
Astım Hastalığının Komplikasyonları
Astım hastalığı esnasında veya sonrasında çeşitli komplikasyonlar görülebilir.
Uykusuzluk
Astım özellikle geceleri nefes darlığı ve öksürük gibi şikâyetler gösterir. Astım hastaları bu şikayetler ile birlikte uykularından atak geçirerek uyanabilirler. Yaşadıkları tıkanıklık solunum yollarındaki mikrobik olmayan iltihapların yolları daraltmasından kaynaklanır. Semptomlar kendilerini gündüze göre daha sık gösterebilir. Göğüslerindeki hırıltılar hem kendilerini hem de çevrelerini rahatsız edebilir. Tüm bu bulgular kişide uykusuzluklara neden olur.
Fiziksel Aktivite Kaybı
Astım hastalarının solunum yollarında meydana gelen daralmalar onların fiziksel aktivitelerini de etkileyebilir. Fazla efor sarf etmek solunum sistemini yoracağı için hasta olan organ ve dokulara zarar verir ve dokular farklı reaksiyonlar gösterir. Hızlı merdiven inip-çıkmak, koşmak gibi fazla hareketli aktiviteler astım hastaları için dikkat edilmesi gereken durumlardır. Hastalar yeterince oksijen alamadığından kendilerini sürekli yorgun hissedebilirler. Bu da fiziksel aktivite kaybına yol açar. Ağır astım tablolarında daha fazla fiziksel aktivite kaybı gözlenir.
Ölüm
Hava kanallarının tıkalı olması her açıdan tehlikeli bir durumdur. Astım hastalarında bayılma eğilimi, kalp hızı yüksekliği, ritim bozuklukları, oksijen yetersizliğine bağlı bilinç kaybı, arter basıncındaki fonksiyon bozuklukları, ilaç tedavisine bağlı olarak mide ülseri, şiddetli böbrek yetmezliği ve kalp krizi geçirme riski azımsanmayacak derecede gözlenir. Tüm bu komplikasyonlar sonucunda hasta ex olabilir. Astım hastaları ataklar geçirirken de solunum güçlüğünden yaşamlarını yitirebilirler. Ancak tedavisi sağlanan hastaların yaşam kalitesi olabildiğince iyileştirilebiliyor.
Astım Hastalığı Nasıl Önlenir
Astımı önlemenin pek çok yolu vardır. Alerjenlerden kaçınma, bulunulan ortamı filtrasyon yöntemiyle arıtma, bağışıklık sistemi tedavisi ve ilaçlar başlıca tedbirlerden sayılabilir.
Tetikleyicilerden Kaçınma
Astım hastalığının ortaya çıkışında genetik faktörlerin yanında çevresel faktörler de rol oynar. Bu çevresel faktörlerden olabildiğince kaçınarak astım önlenebilir. Çeşitli alerjenler, sigara dumanı, hava kirliliği, stres, duyarlılığı bulunan ilaçlar astım hastalığının meydana gelmesinde etkili olur. Hasta risk grubu altında olsa bile hastalığı tetikleyici faktörlerden kaçınırsa astım hastalığına yakalanmayabilir.
Hava Filtrasyon Sistemi
Dumanları, buharları, tozları ve astım hastalarına zararlı her türlü ajanı, havayı filtre ederek bireyleri koruyabiliriz. Bu filtrasyonu çeşitli cihazla yardımıyla yapabiliriz. Havayı ne kadar tetikleyicilerden arındırır isek bireylerin astıma yakalanma oranlarını o kadar düşürebiliriz.
İmmünoterapi
İmmunoterapi alerjik astım hastalığı tetikleyen alerjenleri baskılayarak semptomları azaltan tedavi türüdür. İla. Kullanımlarına rağmen kontrol altına alınamayan alerjiler için önerilir. Özgül IgE salgılanmasına yol açan alerjenler bir alerjinin olduğu belirlenip, hastaların o alerjenle karşılaşmalarında klinik semptomlar gösterdiğinden emin olunduktan sonra yapılmalı ve hastanın klinik semptomlarının o alerjene maruz kalındığında arttığı ispatlanmalıdır.
Önleyici İlaçlar Kullanmak
Çoğu hastalık gibi astım hastalığının da önleyici ilaçları mevcuttur. Nefes darlığı, solunum güçlüğü için inhaler (nefes açıcı) kullanılabilir. Alerjiye bağlı astımlarda da doktorun önerdiği alerji baskılayıcı ilaçları kullanarak semptomları en aza indirmek mümkündür.
Sık Sorulan Sorular
Bu bölümde astım hastalığı hakkında sık sorulan sorulara yanıt vereceğiz.
Astım Hastalığında Balgamdan Kan Gelir mi?
Astım hastalığı solunum sistemini tutan nefes darlığıyla seyreden bir hastalıktır. Solunum yollarında olan mikrobik olmayan iltihaplar tıkanmalara, tıkanmalar da solunum güçlüğüne neden olur. Zaman zaman astım hastalarında görülen öksürükler hava yollarını tahriş ve tahrip eder. Bu tahriş sonucu solunum sisteminin herhangi bir dokusu zarar görüp kanamaya sebep olabilir. Balgamla birlikte görülen kan için fazla endişelenilmemeli ancak yine de hekimle paylaşılmalıdır.
Astım Atağı Nedir?
Yeterli tedaviyi görmeyen ve herhangi bir tetikleyici etkenle karşılaşan bir astım hastası öksürükleri nefes darlığı ve göğüste sıkışma hissi gibi semptomlar gösterebilir. Bu semptomlar sebebiyle ihtiyacı olan havayı sağlayamayan akciğerlerinde fonksiyon bozuklukları ortaya çıkar. Bunlara astım atağı adı verilir. Astım atağı stres ve üzüntüye bağlı olarak da kendini gösterebilir.
Astım Hastaları Askere Gidebilir mi?
Astım hastaları askerlik için muayeneden geçtiklerinde sağlıklarını tehdit edecek boyutta olmadığı sürece asker olabilirler. Hastanın askere gidip gitmeyeceği kullanılan ilaçlar, efor ve nefes testleri sonucunda hekim tarafından karar verilir.
Astım Hastaları Spor Yapabilir mi?
Astım hastaları, klinik tablolarının durum ve ehemmiyetine göre spor yapabilirler. Astım tam tedavisi mümkün olmasa da ilaçlarla kontrol alındığında hayati tehlike oluşturan bir hastalık değildir. Aşırı efor sarf edecek aktivitelerden yine de kaçınmayı öneren hekimler hastalara belli başlı sporları tavsiye edebilir. Özellikle yüzme akciğerlere çok iyi gelen, akciğer aktivitesini geliştiren bir spordur. Fakat futbol gibi aşırı efor sarf edilebilecek sporlarda dikkatli olunmalıdır.
Astım Hastaları Denize Girebilir mi?
Astım hastalarının denize girmesini engelleyecek başlıca bir neden yoktur. Aksine yüzmek akciğer fonksiyonlarının gelişmesini sağlayabilir. Çok yorulmamak şartıyla astım hastaları da denize girip yüzebilirler.
Astım Hastalığının Tedavisi Var mı?
Astım hastalığının bilinen kesin bir tedavisi yoktur. Tetikleyicilerden kaçınmak ve düzenli ilaç kullanımıyla kontrol altına alınabilir. Hastalık tam tedavi edilmese bile hastaların yaşam kaliteleri arttırılabilir.
Astım Hastalarının Yaşam Alanı Nasıl Olmalıdır?
Astım hastalığının birçok tipi vardır. Her tipin kendine has tetikleyici mevcuttur. Alerjik astımlı hastalar alerjenlerden kaçınmalıdır. Bahar aylarında uçuşan polenlerden ve ev akarlarından uzak durmalıdırlar. Mesleki astım hastaları için iş yerlerinin ortamının iyileştirilmesi gerekmektedir. Bunların dışında tüm astım tipleri için önerilen yaşam alanları hava kirliliğinden uzak ve rutubetsiz yerlerdir.
Astım Hastaları Hangi İlaçları Kullanır?
Astım ilaçları hastalığın tipine göre değişkenlik göstermektedir. İlaçlar kontrol edici ve rahatlatıcı olarak ikiye ayrılırlar. Avanys, Airfix, Prednol, Ventolin, Ventofor ilk akla gelen astım ilaçlarındandır. Notta, Reapaır, Oneait, Alecast, Sın-mont, Aırmol, Clast, Alıento, Ventılar, Selezen haplar şeklindedir. Flutikazon, Hidrokortizon, Betemetaz, Fludrokortizon, Prednizon, Budesonid, Deksametazon, Triamsinonlon sık kullanılan kortizonlu astım ilaçlarındandır. Acil kullanım gerektiren durumlarda ise Salbutamol, Terbutalin ya da İpratropyum tarzı ilaçlar kullanılır.
Astım Hastalığının Tedavi Süresi Ne Kadardır?
Astım hastalığının tedavi süresi klinik tablolara bağlıdır. Kişiden kişiye farklılık gösterir. Durumu ağır olan hastaların tedavileri daha uzun sürerken, hafif semptomlu hastalarda tedavi süresi çok daha kısadır. Tetikleyicilerden kaçınıldığı sürece tedavi daha hızlı ilerleyecektir.
Astım Hastalığı Bulaşıcı mı?
Astım hastalığı solunum yollarında mikrobik olmayan iltihaplar sonucu meydana gelen tıkanmalar sebebiyle oluşan bir hastalıktır ve bulaşıcı değildir.
Astım Hastalığı Tedavi Edilmezse Kansere Sebep Olur mu?
Yapılan araştırmalar sonucu daha önce meydana gelmiş solunum hastalığı yaşayan kişilerde akciğer kanseri görülme riski daha fazla olduğu söylenmektedir. Kronik bronşit gibi hastalıklar ile akciğer kanserinin bağlantılı olduğu tahmin ediliyor. Ancak tüberküloz ve astım geçiren kronik bronşitli hastalarda kanser sebebinin astım olmadığı öne sürülmektedir. Bilinen kadarıyla astım kansere sebep olmuyor. Fakat çalışmalar ve araştırmalar halen devam etmektedir.
Astım Hastaları Nasıl Beslenmelidir?
Astım hastalarının bağışıklık sistemi güçlendirici gıdalarla beslenmesi önerilir. Avokado, muz, kivi, brokoli, keten tohumu bitkilerinin astıma iyi geldiği düşünülmektedir. Sarımsak özellikle önerilmektedir çünkü antienflamatuar özelliklere sahiptir. Bitki çaylarının da astım hastalığının şikayetlerini azaltıcı etkisi olduğu varsayılmaktadır.
Astım Hastalarının Yaşam Süresi Ne Kadardır?
Astım hastaları, hastalıkları kontrol altına alındığı sürece sağlıklı insanların ortalama ömrüne sahiptir.
Astım Hastalığı Evde Tedavi Edilebilir mi?
Astım şikayetlerini azaltacak birçok alternatif yöntem bilinmektedir. Ancak ne olursa olsun hastalar hekim tarafından muayene ve tedavi edilmelidir. Klinik tablolara göre hastaneye yatış nadir görülür. Tablolar ağırlaştıkça hastane ortamına ihtiyaç duyulabilir. Ancak çoğu astım hastası ayakta tedavi olmaktadır.
Astım Hastalığının Aşamaları Nelerdir?
Astım hastalığı her hastada farklı seyreden bulgular gösterir. Bu bulgulara bağlı olarak hastalığın evreleri de farklılık gösterir.
Astım Hastalığı İlerlerse Ne Olur?
Astım hastalığı ilerler ise birçok farklı sağlık sorunu oluşturabilir. Tedavi ile kontrol altına alınmadığında ilerler, ataklar ve nefes güçlüğü artar. Bunlara bağlı olarak oksijen yetersizliğinden bayılmalar, kalp ve böbrek yetmezlikleri gibi ciddi sonuçlar doğurabilir.
Astım Hastalığı Cinselliği Etkiler mi?
Amerika’da gerçekleştirilen bazı çalışmalara göre her 100 astım hastasının 58 inin cinsel birlikteliklerinde problem yaşadığını ve ilişki esnasında astım belirtilerini yaşadıkları belirlenmiştir. Astım hastalarının cinsel hayatı, dikkat edilmesi gereken bazı unsurlar haricinde normal insanlardan farksızdır. Odanın havasının temizliğine, parfüm ve çeşitli alerjenlerin varlığına, alkol oranına dikkat edilmelidir. İlişki öncesi rahatlamak amacıyla doktor önerisiyle nefes açıcı sprey kullanılabilir.
Astım Hastaları Malulen Emekli Olabilir mi?
Yeni düzenlemeler ile birlikte maluliyete yeni düzenlemeler getirildi. Her hastalık için belli şartlar konuldu. Astım hastalığı için birer hafta aralıklarla yapılan 3 spirometre ölçümü ile kalıcı ağır fonksiyonel bozukluğun gösterilmesi şarttır. (FEV1/FVC <%55, FEV1<%40) Bunun yanında hastanın malul sayılabilmesi için senede 6 kez astım atağı ile acil servis polikliniğine başvurmuş olması şartı aranıyor. Arteriyel kan gazlarında ise hipoksemi bulunması gerekiyor.
Astım Hastalığı Agresiflik Yapar mı?
Astım hastalığının bilinen bir agresiflik yan etkisi yoktur. Fakat ataklar sebebiyle çekilen uykusuzluk, hastalığın yaratmış olduğu stres bazı hastalarda agresiflik ortaya çıkarabilir.
Astım Hastalığı Nasıl Bir Hastalıktır?
Solunum fonksiyonunun gerçekleştirilmesinde en önemli bölgelerden birisi hava yollarıdır. Küçük ve büyük olarak ikiye ayrılabilecek bu hava yolları dış uyaranların alınan havanın içerisine karışmasıyla beraber daralır. Daralan kanallardan çok daha az oksijen geçebildiği için de akciğerin fonksiyonunda hızlanma görülür. Ataklar şeklinde gerçekleşen bu hastalık oldukça tehlikelidir.
Astım Hastalığı İçin Hangi Bölüme Gidilir?
Astım hastalığı, akciğer hastalıkları arasında incelenmektedir. Genelde küçük yaşlarda teşhis edilmesinden dolayı tedavi için çocuk hastalıkları uzmanlarına başvurulmalıdır. Eğer erişkin astımı söz konusu ise takip ve tedavi göğüs hastalıkları polikliniği tarafından gerçekleştirilir. Bazı özel durumlarda tedavi sürecine alerji uzmanlarının da katılması mümkündür.
Astım Hastalığı Tekrarlar Mı?
Astım hastalığı ataklar şeklinde ortaya çıkar. Bronşların iltihaplanmasına ve solunum yolunun daralmasına sebep olan temel faktör genelde alerjik reaksiyondur. Alerjik reaksiyonların da tamamen ortadan kaldırılması söz konusu olmadığı için, astım hastalığının sürekli olarak ortaya çıkabileceğini söylemek mümkündür.
Astım Hastası Olan Ölür Mü?
Astım hastalığı ölüme sebep olabilmektedir. Bu ölüm iki şekilde gerçekleşebilir: kriz başladıktan sonra, acil olarak müdahale gerçekleştirilmediği takdirde solunum yolu tamamen tıkanır ve hasta kaybedilir. İkinci durum ise astımın çok uzun süreler varlığını sürdürmesinden, çok fazla atağa sebep olmasından dolayı akciğerlerde ve solunum yollarında ortaya çıkan; diğer organlarda da izleri hissedilen tahribatlardır. Ölüm riski olduğu için astım hastaları sürekli olarak takip edilir.
Astım Hastalığı Hangi Organları Etkiler?
Astımın etki mekanizması en çok akciğerler üzerinde etkilidir. Solunum yolundaki en ufak daralma dahi akciğerlerde ciddi tahribatlara yol açabilir. Solunum yolunun daralmasından, akciğerlerin de fonksiyonel açıdan yavaşlamasından dolayı diğer organlar da astım hastalığından dolaylı olarak etkilenir. Kalp, böbrek ve karaciğer başlıca tahribat noktalarıdır. Tahribatın akciğerlerden bu organlara sıçraması için belirli bir zamanın geçmesi gerekmektedir.
Astım Hastalığı Kaç Yaşında Görülür?
Astım hastalığı her yaş aralığında görülebilir ancak tüm vakaların yüzde altmışı çocukluk çağında keşfedilmektedir. Temel sebebi de astıma sebep olan faktörlerin doğuştan geliyor olmasıdır. Çocuk, en ufak ani hareketinde ya da tozlu bir ortama girmesinde astım krizi geçirir. Başlangıç aşamasında ölümcül olmadığından ötürü de hastalık ilgili yaşta keşfedilir. Çok daha sonraları, altmış yaşın üstünde de teşhis edilen hafif astım hastalıkları bulunmaktadır.
Astım Hastalığı Nelere Sebep Olur?
Astım hastalığının en net iki belirtisi öksürük ve nefes almada güçlüktür. Bu belirtilere bağlı olarak hayat konforunda ciddi düşmeler olur. Kişi tam olarak nefes alamadığından ötürü kendini sürekli yorgun ve uykulu hisseder. Sosyal yaşamında ve iş yaşamında sorunlar çekmeye başlar. Baş ağrıları ve eklem ağrıları standart hale gelir. Tozlu, dumanlı ya da partiküllü ortamlara girmek imkansız hale gelir. İleri seviyede ise organ hasarları ortaya çıkar.