Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Dil Bağı (Ankiloglossi) Hastalığı

Dil Bağı Hastalığı Hakkında
Dil Bağı Hastalığı Nedenleri
Dil Bağı Hastalığı Belirtileri
Dil Bağı Hastalığı Tanı Ve Teşhis Yöntemleri
Dil Bağı Hastalığı Risk Faktörleri
Dil Bağı Hastalığı Komplikasyonları
Dil Bağı Hastalığı Nasıl Önlenir?
Sık Sorulan Sorular

Tıpta ankiloglossi olarak tanımlanan bil bağı hastalığı çocukların konuşmaya başladığı yaşlarda belli harf ve kelimeleri söylemekte zorlanmasıyla kendini gösterir. Genellikle bebeklik çağında emme problemleri yaşayan, beslenme bozukluğu olan, 3 yaşından itibaren yutma sorunu yaşayan ve “D, L, R, S, T, Z” harflerini söylemekte zorluk çeken çocuklar bu hastalıktan etkilenmiş olabilir. Bu hastalığın en erken dönemde teşhis edilmesi, ilerleyen yaşlarda yaşanabilecek ciddi sorunların önlenmesini sağlar. Dil bağı hastalığının tek tedavi yöntemi ameliyat olsa da ameliyatın sonuçları yüz güldürücüdür.

İnceleyen ve Onaylayan : Op. Dr. Eda Aydın

Dil Bağı Hastalığı Hakkında

Tat alma, emme, yutma, çiğneme, besinlerin yemek borusuna yönlendirilmesi, ağız içinin temizlenmesi, telaffuz gibi önemli fonksiyonları üstlenmiş olan dil en önemli organlar arasındadır. Bu organın doğuştan olan ya da sonradan gelişebilen bazı rahatsızlıkları olabilir. Dil bağı hastalığı doğuştan olan rahatsızlıklardan en fazla bilinenler arasındadır.

Bebeğin anne karnında gelişimi sırasında dilin altında bulunan ve ağız içindeki oluşumların gelişmesinde etkisi olan frenulum denilen bağın, olması gerekenden kısa ya da kalın olması doğumdan sonra dil hareketlerinde kısıtlamaya neden olabilir. Dil bağı hastalığı olarak tanımlanan ankiloglossi, dilin ağız tabanıyla birleşmesini sağlayan frenulum denilen bağın normal olmayan şekilde kısa ya da kalın olmasından kaynaklanır. Doğuştan olan bu hastalığın yol açtığı sorunlarda değişken olur. Bebeklerin bir kısmında herhangi bir yakınmaya neden olmaz iken, bazı bebeklerde dil hareketlerinin kısıtlanmasından dolayı yutma, emme sorunlarına, çocuklarda konuşma ve beslenme bozukluklarına neden olabilir.

Emzirme döneminde meme emerken zorluk çeken bebeklerde bu hastalığın teşhisi erken aşamada yapılabilir. Hafif derecedeki olgularda ise, bebek konuşma çağına gelinceye kadar fark edilmeyebilir. Dil bağı hastalığı kız çocuklarında rastlandığından daha çok erkek çocuklarda rastlanmaktadır. Çocuk büyüdükçe dili ağız tabanına birleştiren frenulum bağı küçüldüğünden, hastalığın neden olduğu sorunlarda azalabilir. Ancak bu her zaman böyle olmayabilir. Çocuklarda çene gelişiminin bozulmasına kadar giden bir süreç yaşanabilir.

Dil bağı hastalığının tek tedavi yöntemi olan ameliyat oldukça kolay yapılır. Operasyon sırasında anestezi altında dil bağı kesilerek işlem yapılır. Hastaların iyileşme süreci de oldukça kısadır. Birkaç saat içinde hastalar normal yaşamına dönebilir. Ancak bir süre ağız içi hijyenine dikkat edilmeli, dil bağının yeniden tekrarlamaması için önerilen dil bağı masajı ve dil bağı egzersizlerinin yapılması önerilir.

Dil Nedir?

Anne karnında gelişimini tamamlayan, doğumdan itibaren çeşitli fonksiyonları üstlenen dil ağız içinde yer alan bir organdır. Emme, tat alma, besinlerin yemek borusuna iletimi, yutkunma, besinleri çiğneme, ağzın içini temizleme, alınan nefesin ısıtılması, çiğneme, artikülasyon ve konuşma gibi pek çok yaşamsal fonksiyon dil tarafından gerçekleştirilir.

Vücutta yer alan diğer organlar gibi dilin de doğuştan ya da sonradan gelişen bazı hastalıkları bulunmaktadır. Bunlar arasında en fazla görüleni doğumsal olan ve ebeveynlerin daha rahat fark ettiği dil bağı hastalığı yani ankiloglossi hastalığıdır. Dil iletişimde olduğu kadar beslenmede ve ağız yapısında da önemli etkileri olan bir organdır. Bu nedenle dili etkileyebilecek her türlü sorun, hastalık zamanında tedavi edilmelidir.

Dil Bağı Nedir?

Dilin ön kısmının büyük bir bölümü anne karnındaki embriyonik gelişim döneminde gerçekleşmektedir. Başlangıçta 3 adet dil tomurcuğu belirir ve uç tarafta olanlar solda ve sağda büyür. Daha sonra büyüyen tomurcuklar orta hatta birleşir. Dil bu aşamada ağız tabanından ayrılmamış haldedir. Daha sonraki haftalarda ağzı tabanından ayrılan ve serbest kalan dil, hareketlenmeye başlar. Bu aşamada sadece frenulum denilen bağ yardımıyla ağız tabanına bağlı kalır.

Dil bağı hastalığı bu aşamada ortaya çıkabilir. Dilin gelişiminde ortaya çıkan bir bozukluk nedeniyle frenulum denilen bağ tam olarak serbestleşemez veya hücre çoğalması nedeniyle kalınlaşarak dilin serbest kalmasına engel olur. Bu sorun dil bağı hastalığı olarak tanımlanır. Hastalık mümkün olduğu kadar erken aşamada teşhis edilerek tedavi edilmelidir.

Bebeklerde ve çocuklarda dil bağı hastalığının belirtileri aileler tarafından iyi takip edilmelidir. Cerrahi müdahale ile tedavi edilebilen dil bağı hastalığı çocuk büyüdükçe pek çok olumsuzluğa neden olabilir.

Dil Bağı Hastalıkları

Dil bağı hastalıkları farklı türlerde olabilir. Ancak dil bağı hastalıklarının ortak özelliği ağız yapısını olumsuz etkilemeleridir. Bebeklik çağında erken teşhis edilen dil bağının zaman kaybedilmeden tedavi edilmesinde yarar vardır. Kolay bir operasyonla dil bağı normal şekline kavuşturulabilir. Dil bağı hastalıklarına müdahale edilmediğinde, çocuklarda konuşma bozukluğuna yol açabilir, ağız ve diş, çene bozukluklarına sorunlarına neden olabilir. Hastalıkların gelişimi dört farklı şekilde olabilir.

Tip 1 Dil Bağı: Bu dil bağı hastalığı en riskli olan türlerden biridir. Daha fazla sorun yaratabilir. Dil bağının bu türünde frenulum bağı dil ucuna kadar etkili olur. Hastanın dili bağ nedeniyle ağız tabanına tamamen bağlı olur. Reflü, salya akması, nefes almada ve vermede zorluk çekme gibi sorunlar daha etkili olabilir. Ayrıca bu hasta grubunda dil hareketlerinde kısıtlanma daha fazladır. Hastaların zaman kaybetmeden tedaviye alınması gerekir. Bu tür dil bağı hastalığı olan bebeklerde beslenme bozukluğu da daha belirgin olur. Dolayısıyla bebeklerde gelişimsel sorunlar ortaya çıkabilir.

Tip 2 Dil Bağı: Bu tür dil bağı hastalığı Tip 1 dil bağına göre daha az zararlıdır. Fakat tedavisinin ihmal edilmemesi gerekir. Hastalarda dil yukarıya kaldırıldığında dilin ön tarafında çukur bir görünüm ortaya çıkar. Dil bağı dilin yaklaşık olarak yarısını ağız tabanına yaklaştırır. Bu tür dil bağı fiziksel muayenede anlaşılabilir. Hasta ağzını açtığında dilini belli oranda dışarıya çıkarabilir. Tedavide cerrahi müdahale yapılması gerekir. Küçük bir operasyonla dil bağının kesilmesi gerekir.

Tip 3 Dil Bağı: Bu türde hastaların dilinin ucunda çatallanma oluşmaz. Tip 1 ve Tip 2 dil bağı hastalığına nazaran daha hafif bir türdür. Dil bağı daha geride olur ve gözle görülebilecek konumdadır. Ancak erken yaşlarda teşhisi zor olan bir türdür. Çünkü dilin en fazla üçte birlik kısmı ağız tabanına yakın olur. Tanı sırasında elle muayene yapılması gerekir. Tanı konulduğunda tedavisinin ihmal edilmemesi gerekir. Çünkü ilerleyen yaşlarda hastalarda ağız hastalıklarına ve konuşma bozukluklarına neden olabilir.

Eyfel Kulesi Tipi Dil Bağı: Bu yapıdaki dil bağının önden görünümü Eyfel Kulesini andırır. İsmini de bundan almıştır. Dil bağı dilin belirli bir kısmını ağız tabanına yaklaştırır. Muayene sırasında rahatlıkla teşhis edilebilir. Bu türde dil bağının da tedavisinin ihmal edilmemesi ve dil bağı ameliyatı yapılması önerilir.

Ankiloglossi

Ankiloglossi anne karnında gelişen dil bağı hastalığının tıbbi terimidir. Bu hastalık genetik kökenli olup, önlenemez bir sorundur. Dilin ağız tabanıyla ilişkisini sağlayan frenulum bağının anormal şekilde gelişmesiyle ortaya çıkar. Bağın normalden kısa gelişmesi ya da geniş ve kalın olması hastalığa neden olur.

Hipertrofik Frenilum Linguale

Dil vücudumuzda çeşitli görevleri üstlenmiş bir organdır. Doğumla birlikte emme, ilerleyen dönemde yutkunma, tat alma, besinlerin yemek borusuna ulaştırılması, çiğneme, ağız içinin temizlenmesi gibi bazı işlevleri yerine getirir. Hipertrofik frenilum linguale ya da ankiloglossi denilen hastalık anne karnında gelişen ve dilin işlevlerini engelleyen bir rahatsızlıktır. Dilin doğumsal hastalıklarından en sık görüleni budur.

Kısa Frenulum

Dilin anne karnında gelişimi sırasında ağız tabanıyla bağını sağlayan frenulum bağının kısa kalması ya da normalden geniş ve kalın olması nedeniyle oluşan dil bağı hastalığına tıpta kısa frenulum adı verilir. Bu sorun ne kadar erken yaşta teşhis edilirse, hastalar için faydalı olur.

Dil Bağına Bağlı Oluşabilecek Sorunlar

Konuşmaya yeni başlayan çocuklarda bazı harflerin ya da kelimelerin tam telaffuz edilememesi normalde aileler tarafından pek yadırganmaz. Hatta bu durum çoğu kişiye eğlenceli bir durum gibi gelir. Çocukların hatalı telaffuz ettiği kelimeler düzeltilmez, genellikle yetişkinlerin çocukları taklit etme eğilimine girdiği görülür. Bu durum çocukların çoğunda geçici olur. Fakat çocuk 3 yaşına geldikten sonra “D, R, N, T, S, Z” seslerini söylemekte zorlanır ya da bu sesleri çıkaramazsa, dil bağı hastalığından şüphe edilmesi gerekir.

Dili ağız tabanıyla buluşturan, dilin geriye kaçmasına engel olan bağın kısa olması, bebeklerde emme ve yutma sorunlarına, beslenme bozukluğuna, çocuklarda ise başlangıçta konuşma bozukluğuna, ilerleyen dönemde ise çocuğun gelişiminde çeşitli sorunlara neden olabilir. Dil bağına bağlı oluşabilecek sorunların iyi takip edilmesi ve zamanında müdahale edilmesi gerekir. Erken dönemde teşhis edilerek, cerrahi müdahale ile sorun giderilmelidir.

Bebeklik çağında emme sorunları, terleme, kilo alamama, gaz, hava yutma, ağızdan salya akması, kolik sancısı ve gelişim sorunları gözlenebilir. Dil bağı hastalığı çocuklarda ağız yapısının bozulmasına neden olabilir. Bu hastalığın yarattığı en önemli sorun ağız kokusudur. Çocukların yaşı büyüdükçe ağız kokusuna, diş çürükleri, reflü, yutma koordinasyon bozuklukları da eşlik edebilir. Daha sonraki aşamada orta kulak iltihabı, ön dişlerde ayrılma, dil, diş, ağız ve çene bozukluğu ortaya çıkabilir. Ağızda oluşan estetik olmayan görünümde bireyin psikolojisinde olumsuz etkiler yapabilir. Bu yüzden dil bağına bağlı olarak bazı harflerin söylenememesi ya da ağız kokusu ya da dişlerde geçmeyen inatçı çürüklerin olması halinde müdahalede geç kalınmamalıdır.

Konuşma Bozukluğu

Dil bağından kaynaklanan en önemli sorunlardan biri konuşma bozukluğudur. Konuşma çağının başladığı 3 yaşından sonra çocuklarda dilin ön kısmıyla çıkarılabilen bazı seslerin telaffuzunda sorun yaşanır. Dil bağı hastalığının teşhisinde bu önemli bir belirtidir.

Diş Çürümeleri

Dil bağı hastalığı olan kişilerde dilin fonksiyonları da olumsuz etkilenir. Besinlerin ağızda dolaştırılması, çiğnenmesi zorlaşır. Ağızda kalan besin artıkları dil tarafında kolay temizlenemez. Bu yüzden ağızda kalan besin artıkları zamanla diş çürüklerine neden olabilir.

Ağız Kokusu

Besin artıklarının dil tarafından temizlenmemesi nedeniyle diş aralarında birikmesi çürüklere neden olur. Biriken besin artıkları bakteri üreterek hastalarda kötü ağız kokusu oluşmasında etkili olur. Dil bağı hastalığına bağlı oluşan bu sorun hastalığın en önemli belirtileri arasındadır.

Kilo Kaybı

Dil bağı hastalığı nedeniyle bebeklerde görülen emme sorunu beslenme bozukluğuna da yol açar. Yetersiz beslenme nedeniyle bebeklerde kilo kaybı ortaya çıkabilir. Aniden fazla miktarda kilo kaybı yaşayan bebeklerin, çocukların bir kulak burun boğaz uzmanına götürülmesinde yarar vardır. Dil bağının zamanında teşhis edilmesi olası sorunlara engel olacaktır.

Dil Bağı Olan Çocuklar Ne Zaman Ameliyat Edilmelidir?

Dili bağlı olan çocukların tedavi planlaması doğru yapılırsa, düzgün konuşabilirler. Beslenmesi normal olan bebeklerin dil bağı hafif derecede olursa tedavi uygulamaya gerek kalmayabilir. Bu yüzden yeni doğan bebeklerde dil bağının sorun yaratıp yaratmadığı tespit edilinceye kadar ameliyat yapılmayabilir.

Dil bağı sorun çıkaran çocuklarda ise, tedavi cerrahi dışı bir yöntemle yapılamaz. Ameliyat çocuklardaki konuşma ve beslenme bozukluklarına, ortaya çıkan sosyal sorunların seviyesine göre her zaman yapılabilir.

3 yaş altı çocuklarda dil bağı hastalığının belirti vermemesi yüzünden bazı uzmanlar fikir ayrılığına düşebilir. Bazıları ameliyata gerek olmadığı, bazıları da konuşma ve emme sorunlarının yaşanmaması için en kısa zamanda ameliyat yapılmasını önerebilirler. Ancak uzmanların fikir birliğine vardıkları konu dil bağı olan çocukların her yaşta ameliyat edilebileceğidir.

Dil bağı ameliyatı öncesinde hastanın genel sağlık durumu değerlendirilerek, kan tetkikleri yapılır. Ameliyata olumsuz etki yapabilecek sorunlar değerlendirilir. Operasyonun anestezi altında yapılması nedeniyle, hastanın anestezi vereceği reaksiyon belirlenir. Duruma göre ameliyatta lokal ya da genel anestezi kullanılabilir. Hastaların fiziksel ve zihinsel olarak ameliyata hazırlanması, operasyonun başarısına etki edecektir.

Dil bağı ameliyatında ağrı, kanama, enfeksiyon gibi komplikasyonların yaşanması beklenmez. Operasyon ortalama 10-15 dakika sürer. Müdahale edilen bölgenin iyileşmesi ise, 2 saat kadar sürer. Ameliyatta küçük bir makas ya da bisturi yardımıyla sorunlu dil bağı kesilir. Dil bağı geniş ve büyük olan hastalarda ise, dikişte yapılabilir.

Yeni doğan bebeklerde klinik koşullarında lokal anestezi altında yapılan ameliyat, yaşça büyük olanlarda ya da ameliyattan korkan, çekinen çocuklarda ise, ameliyathane ortamında genel anestezi altında yapılabilir. Lokal anestezi kullanılan operasyonlardan sonra hastalar kısa sürede yemek yemeye ve su içmeye başlayabilirler. Kolay bir ameliyat olmasına rağmen, çocuğun konuşmasını düzelterek, kendine olan özgüvenini kazandıran önemli bir operasyon olarak kabul edilir.

Çocuklarında konuşamama ya da geç konuşma sorunu olan aileler bunu dil bağından kaynaklanan bir sorun olarak görebilir.

Genellikle dil bağı kesildikten sonra çocuğun konuşmaya başlayacağını ya da bozuk olan konuşmasının düzelebileceğini düşünürler. Ancak dil bağı hastalığı nedeniyle ortaya çıkan konuşma bozukluğu bazı harflerin telaffuz edilememesinden ileri gitmez.

Dil Bağı Hastalığı Nedenleri

Dil bağı hastalığı nedenleri kişinin genetik özelliklerinden kaynaklanır. Doğuştan gelen bir hastalıktır. Anne karnındaki bebeğin gelişimi sırasında frenulum denilen bağın kısa veya kalın kalmasıyla ortaya çıkar. Toplumda her 100 çocuğun 2-3 kadarında görülebilir. Dil bağı denilen yapısal bozukluk kolaylıkla teşhis edilebilir. Gerek verdiği belirtilerden, gerekse fiziki muayene ile tespit edilebilir. Zamanında tedavi edilen dil bağı hastalığı istenmeyen sorunlara yol açmaz.

Dil Gelişiminde Doğumsal Bozukluklar

Dil gelişiminde doğumsal bozukluklar arasında en fazla görüleni dil bağı hastalığı olarak bilinen ankiloglossi rahatsızlığıdır. Anne karnındaki fetusun gelişimi sırasında dilin ağzı tabanıyla bağlantısını sağlayan frenulum adlı bağın normalden kalın ya da kısa kalması nedeniyle ortaya çıkan hastalık, bebeklik çağında emme sorunlarına, konuşma çağında beslenme ve konuşma bozukluğu gibi sorunlara neden olur. Bu hastalığın ruhsal ve sosyal problemlere, ağız, diş rahatsızlıklarına yol açmaması için cerrahi olarak tedavi edilmelidir.

Çocuklarda dil bağı hastalıkları varsa dilin fonksiyonları olumsuz şekilde etkilenir. Artikülasyon bozukluğu yani konuşma seslerinin hatalı ya da eksik üretilmesi, konuşma bozukluğu, emme, yutma ve yeme bozuklukları, dil şeklinin bozulması, dilin ağız içini temizleyememesi nedeniyle ağız hijyeninin bozulması ve kötü koku oluşması gibi sorunlar yaşanabilir. Bu yüzden diş çürükleri, ülser, orta kulak iltihabı gibi rahatsızlıklar oluşabilir. Dilin genel görünümünde yapısal problemler olabilir. Bunları yaşayan çocuklarda sosyal ve psikolojik sorunlarda ortaya çıkabilir.

Dil gelişiminde doğumsal bozukluklar nedeniyle doktora götürülen hastalar konuşamayan çocuklardan ve yeni doğan bebeklerden oluşur. Yeni doğan bebeklerde dil bağı hastalığı konuşma sorunlarından ziyade emme bozukluklarından anlaşılabilir. Emme sorunu olan bebeklerde gelişme geriliği ve kilo alamama sorunu ortaya çıkabilir.

Çocuklarda konuşamama sorunu varsa bunu dil bağı hastalığına bağlamak yanlış olur. Çünkü dil bağı hastalığı sadece konuşma ve artikülasyon bozukluğuna neden olur. Konuşamayan çocuklarda dil bağı hastalığı olsa da, konuşamamasına neden olan bu rahatsızlık değildir. Bu hasta grubunda dil bağı dışında başka nedenler araştırılmalıdır.

Dil Bağı Hastalığı Belirtileri

Doğuştan gelen bir rahatsızlık olan dil bağı hastalığı bebeklerde ve çocuklarda çeşitli belirtilere neden olabilir. Bebekler anne sütü emerken veya biberonla beslenme sırasında emme eylemini yapmakta zorlanabilir. Emmeyi istemez ya da sertçe emme yapar ya da emme yerine çiğneme refleksi yapabilir. Bu yüzden anne sütü emenlerde meme başında tahriş ve ağrı ortaya çıkabilir. Bebek biraz daha büyüdüğünde besinleri ağzında diliyle yönlendiremez. Ayrıca yutma güçlüğü çeker. Bu durumlar zaman içerisinde bebeklerin ağzında farklı sorunlar doğurabilir. Ağız içinde kalan besin artıkları nedeniyle diş çürükleri gelişebilir, kötü ağız kokusu ortaya çıkabilir.

Yaşça büyük olan çocuklarda ağızlarındaki yiyecek artıklarını temizlemekte zorluk çekebilir. Bu sorunda hem ağız kokusuna, hem de diş çürüklerine yol açabilir. Bazı çocuklarda diş gelişiminde sorun yaşanabilir, diş eti iltihapları meydana gelebilir.

Dil bağı hastalığı belirtileri arasında en önemlisi dil ucuyla çıkarılan harflerin ya da kelimelerin telaffuzunda zorluk çekilmesidir. Ancak bu hastalık çocuklarda konuşmayı engellenemez ya da konuşmanın gecikmesine neden olmaz. Çocuklarda dil bağı sorunu olursa, başka çocukların diliyle yaptıklarını yaparken zorlanabilir. Bunların arasında dondurma yalama, flüt çalma gibi eylemler vardır. Dil bağının normal karşılanmayan bir görünümü de olabilir. Bu hem dil yapısını bozar, hem de ağızda estetik görünümü etkiler. Bu etken çocukların sosyal yaşamında sıkıntılara neden olabilir.

Dili ağız tabanına bağlayan frenulum çeneden yüksek olursa, alt çenenin öne doğru gelmesine neden olabilir. Bu yüzden alt damakta bulunan dişlerin arası açılabilir. Üst çenede de yer değişimi olursa, çocuklarda çene kapanma sorunu yaşanabilir. Çocuklar 9-10 yaşlarına geldiğinde bu tür estetik problemler eskisine göre daha dikkat çekici hale gelir.

Dil bağı nedeniyle beslenme sorunu yaşayan hastalarda nefes alıp vermede de sorun yaşanabilir. Hasta daha çabuk yorulur, aşırı hareket ettiğinde terleme sorunu yaşayabilir. Dil bağı ağız anatomisini tamamıyla etkileyebilecek bir sorundur.

Dolayısıyla vücudun geneli de bundan etkilenebilir. Bu nedenle dil bağı vakit kaybetmeden tedavi edilmelidir.

Dil bağı yetersiz beslenmeyle birlikte kilo kaybına da neden olabilir. Bu bebeklerde ve çocuklarda ciddi sıkıntılara yol açabilir. Aşırı kilo kaybı hastalarda fiziksel ve zihinsel rahatsızlıkların oluşmasına neden olabilir. Ailelerin bu tür belirtileri yakından takip etmesi ve doktorla iletişimde olması gerekir.

Dil yapısında farklılaşma olması da dil bağı hastalığı belirtileri arasındadır. Dil bağı dil yapısını da olumsuz etkileyebilir. Dilde şekil bozukluğuna yol açabilir. Böyle bir sorun hastalarda psikolojik problemlere de neden olabilir.

Yeni Doğan Bebeklerde Emme Problemleri

Yeni doğan bebeklerde emme problemleri çoğu zaman dil bağı hastalığından kaynaklanır. Doğuştan gelen genetik bir sorun olan dil bağı bebeğin anne sütü emmesini ve biberonla emmeyi zora sokar. Bebek emme yerine memeyi, biberonu sertçe ısırma, çiğneme hareketi yapmaya başlayabilir. Bu yüzden yeterince beslenemeyeceği için, gelişimsel sorunlar ortaya çıkabilir. Dil bağı hastalığının erken aşamada teşhis edilmesinin en önemli belirtisi bebeklerde emme problemleri olmasıdır.

Anne sütü ile beslenen bebeklerde normalde memenin doğru emilmesi için, bebeğin memenin kahverengi kısmını dudaklarıyla ağız içine alması ve emme refleksini yapması gerekir. Bebeğin doğru şekilde memeye kapanması için dudakların çalışması normal olmadır. Herhangi bir kısıtlama olmamalıdır. Ayrıca dilini kullanarak emmeyi güçlü bir şekilde yapabilmelidir. Dil bağı nedeniyle dil hareketleri kısıtlanan bebeklerde emme problemleri görülür. Bebek anne sütünü ememez hale gelebilir. Sertçe yaptığı hareketler nedeniyle annenin memesinde tahrişe yol açabilir. Özellikle arka dil bağı olan bebeklerde görünürde dil bağı teşhis edilemediğinden, beslenme yetersizliği daha fazla etkili olur.

Konuşma Fonksiyon Bozuklukları

Çocuklarda konuşma çağında başlayan konuşma fonksiyon bozuklukları dil bağı hastalığına işaret eder. Bu hastalığı olan çocuklarda daha çok “D, L, R, T, S, Z” harflerini çıkarmada zorluk oluşur. Çocuklar bu harfleri ve bunlardan oluşan kelimeleri söylemede sıkıntı yaşar. Çünkü dil frenulum bağı nedeniyle ağız içinde normal hareketlerini yapamaz hale gelir. Dil bağı hastalığının en önemli belirtilerinden olan konuşma fonksiyon bozuklukları hastalığın tedavi edilmesiyle ortadan kalkar. Tedavide cerrahi müdahale yapılması gerekir. Operasyonda dil bağı kesilerek açılır. İyileşme süreci birkaç saati bulan bu ameliyatı yaptırarak, çocuğunuzun konuşma bozukluğunun düzelmesini sağlayabilirsiniz.

Dil Şeklinde Bozukluk

Dil normal gelişiminde ağız tabanıyla belli oranda ilişki halindedir. Ancak anne karnında tamamlanan dil gelişiminde bazı gelişimsel sorunlar olabilir. Bunların arasında en fazla rastlananı dil bağı hastalığıdır. Dilin ağız tabanıyla bağlantısını sağlayan frenulum adlı bağın kısa gelişmesi ya da geniş ve kalın kalması zamanla dil şeklinde bozukluk sorununa neden olabilir. Bu hastalığı bulunan çocukların dilinin görünümü “V” şeklinde olur. Bu sorun basit bir ağız muayenesi sırasında görülebilir.

Kötü Ağız Hijyeni

Dil bağı hastalığı olan çocuklarda dilin işlevleri de engellenmiş olur. Dil bağı nedeniyle dil besinleri yutağa gönderemez, besin artıklarını ağızdan temizleyemez. Bu etken zaman içinde ağızda kötü kokuya neden olabilir. Çocuklarda kötü ağız hijyeni sorunu tedavi edilmemiş dil bağı hastalığı yüzünden kaynaklanabilir. Zamanında önlem alınmadığı takdirde, bu sorun diş çürüklerinin, diş eti iltihaplarının oluşmasına da neden olur.

Dil Bağı Hastalığı Tanı ve Teşhis Yöntemleri

Genetik özelliklerden kaynaklanan, doğuştan gelen bir sorun olan dil bağı hastalığının teşhisi oldukça kolaydır. Bu konuda ailelere de çok iş düşmektedir. Hastalığın belirtilerini takip ederek, çocuklarını bir doktora götürmeleri tanı konulmasına yardımcı olur. Yapılan fiziki muayenede dil bağı hastalığı olan çocuğun dilinin “V” şeklinde olduğu görülür.

Yeni doğan bebeklerde henüz konuşma sorunları olmadığı için, fiziki muayene teşhise yardımcı olur. Bebeklerde emme sorunu olması, beslenme bozukluğu yaşanması da hastalığın teşhisine yardımcı olur. Söyleneni anlayan ve konuşabilen çocuklarda ise, muayenede ağzı açık olduğu zaman dilini damağına değdirmesi istenir. Eğer dil bağı hastalığı varsa, çocuklar bu hareketi yapamaz. Dil bağının kısa olması çocuklarda konuşmayı engellemez. Bunun etkisi sadece düzgün konuşmayı engellemesidir. Ayrıca çocukların konuşma kalitesini de bozar.

Dil bağı hastalığı tanı ve teşhis yöntemleri arasında konuşma testi de vardır. Çocukların muayenesi sırasında bazı sesleri çıkarması da istenebilir. 3 yaşından itibaren dil ucuyla çıkarılabilen “T, Z, S, D, R, L” gibi harfleri düzgün söyleyemeyen çocuklarda, fiziki muayene sonrasında dil bağı hastalığı teşhisi konulabilir. Frenulum bağının yumuşaklığını ve ne kadar uzun olduğunu değerlendirebilmek içinde, muayenede çocuğun dilini dışarıya çıkarması istenebilir.

Dil Muayenesi

Dil bağı hastalığı olanlarda yapılacak dil muayenesi sırasında dilin yapısal sorunları rahatlıkla belirlenebilir. Hastanın ağzı açıkken dilini yukarıya doğru kaldırması dil bağı olduğunu görmeye yeterli olur. Hastanın dil hareketlerinden dil bağı anlaşılabilir. Eğer hasta dil hareketlerini kısıtlama olmadan yapabiliyorsa, dil bağı sorunu olmadığı belirlenebilir. Dil normalde dışarıya çıkarıldığında alt dişlerin önüne doğru ve üst dişlerin üstüne kadar uzanabilir. Dil bağı olan hastalar dilleriyle bu kısımlara uzanamaz ya da belirli oranda ulaşabilir. Diş çürüğü olan, dil hareketlerinde kısıtlanma olan hastalara dil bağı hastalığı tanısı konulabilir.

Hastalarda dil muayenesi sırasında ön dil bağı ve arka dil bağı muayenesi de yapılması faydalı olur. Çünkü ön dil bağı normal fiziki muayenede teşhis edilebilir. Arka dil bağı teşhisi için elle muayene yapılması gerekir. Bunu dışarıdan bakarak anlamak mümkün değildir. Doktor iki elinin işaret parmağıyla dili alt orta kısmından kavrayarak yukarıya kaldırır. Yapılan muayenede alt dil bağı olup olmadığı anlaşılabilir. Bu hasta grubunda beslenme yetersizliği daha fazla görülür. Bu tipte dil bağı çoğu zaman gözden kaçar. Bu yüzden dil muayenesi sırasında alt dil bağı muayenesi ihmal edilmemelidir.

Dil ve Ağız Yapısının Değerlendirilmesi

Konuşma problemlerine neden olan dil bağı hastanın dil ve ağız yapısının değerlendirilmesi sonucunda teşhis edilebilir. Dil bağı hastaların hiç konuşmamasına ya da konuşmanın gecikmesine neden olmaz. Bu sorun dilin ön kısmının kullanılmasını gerektiren sesleri etkiler. Hastalar bu sesleri, harfleri içeren kelimeleri düzgün söyleyemez. Dil bağı teşhisi bebeklerde dil ve ağız yapısı değerlendirilmesi yapılarak konur. Yaşça büyük çocuklarda bu değerlendirmeye ilave olarak hastanın dil hareketleri de kontrol edilir. Bu hastalarda ağızdaki diş çürükleri, kötü koku gibi unsurlarda değerlendirmeye alınır.

Dil Bağı Hastalığı Risk Faktörleri

Dil bağı hastalığı kalıtsal özelliklerden dolayı ortaya çıkmaktadır. Bu hastalığın doğuştan olması yüzünden aileden gelen bir hastalık olduğu düşünülür. Bu hastalığın gelişimi anne karnında olur. Tek tedavi seçeneği dil bağının ameliyat edilerek kesilmesidir. Hastalığın ameliyat öncesi ve sonrası bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Bunları aşmak için doktorun önerilerine dikkat edilmelidir.

Genetik Faktörler

Genetik olarak ailesinde dil bağı hastalığı olan kişilerde dil bağı görülme riski daha yüksek olur. Ancak bu sorun anne karnında oluştuğu için, dil bağı oluşmasına engel olunamaz. Sadece tedavisi yapılabilir. Erken dönemde teşhis edilirse, dil bağı nedeniyle oluşabilecek sorunlar ortadan kaldırılabilir. Konuşma bozukluğu ile başlayan sorunlara ağız ve diş problemleri de eklenir.

Dil Bağı Hastalığı Komplikasyonları

Dil bağı hastalığı komplikasyonları ameliyat sonrası gündeme gelebilir. Hastalarda baş ağrısı, ağız ve dil bölgesinde ağrı oluşabilir. Ayrıca geçici olarak konuşmada zorluk çekilmesi, yemek yerken zorlanma, kanama ve bölgede şişlik oluşması gibi yan etkiler oluşabilir. Bunlar normal karşılanan komplikasyonlardır. Yara yerinde enfeksiyon oluşması, dil altında ülser, dil ve ağız içinde hasar ise beklenmeyen komplikasyonlardır. Ağız içi hijyenine dikkat edilmemesi, antibiyotik tedavisine uyulmaması gibi etkenler bunların yaşanmasına neden olabilir.

Dil Altında Ülser

Dil altında ülser oluşması dil bağı ameliyatının komplikasyonları arasındadır. Hastalarda kalıcı bir sorun olarak ortaya çıkabilir. Operasyonda kesilen dil bağının ülserleşmesi oldukça rahatsız edici bir sorundur. Bu yüzden hastaların doktor kontrollerini ihmal etmemesi, ameliyat sonrasında ağız içi hijyenine dikkat etmesi gerekir.

Enfeksiyon

Dil bağı hastalığı nedeniyle ameliyat olan hastalarda en fazla görülen komplikasyonlardan biri enfeksiyon oluşmasıdır. Operasyon sırasında frenulum bağı kesildiği için yara yerinde enfeksiyon gelişebilir. Buna gecikmeden müdahale edilmelidir. Ameliyat sonrası hastalara enfeksiyon riskine karşı antibiyotik tedavisi yapılır. Ancak hastaların antibiyotikli ilacı düzenli olarak kullanmaması enfeksiyona neden olabilir.

Dilde Hasar Oluşumu

Ameliyat sonrasında dilde hasar oluşumu dil bağı komplikasyonları arasında yer alır. Bu geçici bir sorun olarak kabul edilir. Dil kendini hızlı bir şekilde onarabilen bir organdır. Ancak ameliyattan sonra yara yeri bakımının bilinçli şekilde yapılması gerekir.

Dil Bağı Hastalığı Nasıl Önlenir?

Dil bağı hastalığı genetik özelliklerden dolayı anne karnında gelişen bir rahatsızlıktır. Bu yüzden hastalığın gelişmesine engel olmak mümkün değildir. Doğumdan sonra fark edilebilen dil bağı cerrahi müdahale ile kesilerek tedavi edilir. Bu aşamada hastalığın tekrarlamaması için iyileşme sürecinde dil bağı egzersizleri ile dil bağı masajının yapılması tavsiye edilir. Buna uyulmadığında dil bağı yeniden oluşabilir.

Egzersiz Tedavilerinin Uygulanması

Dil bağı ameliyatında kesilen dil bağının yeniden yapışmaması için egzersiz tedavilerinin uygulanması gerekir. Dil bağının yatay düzlemde iyileşmesi için, dil bağı egzersizleri, dil bağı masajı doktorun önerdiği şekilde yapılmalıdır. Bebeklerde dil bağı kesildikten sonra, 3-4 gün bebeğin sıkça emzirilmesi ve anne sütü ile yara yerine masaj yapılması önerilir.

Sık Sorulan Sorular

Bu bölümde dil bağı hastalığı hakkında en fazla sorulan soruların yanıtlarını bulabilirsiniz.

Dil bağı hastalıkları tedavi edilmezse ne olur?

Dil bağı hastalıkları tedavi edilmediğinde kişide konuşma bozukluğu devam eder. Bunun yanında beslenme bozuklukları yaşanır. Reflü bu hastaların en fazla yakındığı problemler arasındadır. Uyku apnesi, nefes alma sorunları, ağızdan salya akması, diş çürükleri, ön dişlerde ayrıklık, çene sorunları gibi ciddi yakınmalar oluşabilir. Hastanın ağız ve dil yapısında değişimler olabilir. Bütün bu sorunlar hastanın ruhsal durumunu olumsuz etkileyebilir.

Dil bağı sonradan oluşur mu?

Dil bağı sonradan oluşan bir hastalık değildir. Dilin anne karnında gelişimi sırasında frenulum bağının olması gereken uzunlukta ve kalınlıkta olmaması halinde meydana gelir. Dil bağı genetik özelliklerden kaynaklanan, doğuştan olan bir sorundur. Bu yüzden sonradan oluşmaz.

Dil bağı rahatsızlıkları çocukların psikolojilerini olumsuz etkiler mi?

Dil bağı rahatsızlıkları hem konuşma bozukluğuna neden olur, hem de dış görünümü olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden çocukların psikolojilerini etkilemesi de mümkündür. Dil bağı hastalığının fark edildiği zaman tedavi ettirilmesi önerilir.

Dil bağı hastalığı için hangi bölüme muayene olmak gerekir?

Dil bağı hastalığı ilk olarak ebeveynler tarafından fark edilebilir. Ebeveynler bu hastalığı fark etmese bile bebekte emme sorunu, beslenme bozukluğu olduğunda, çocuklarda konuşma bozukluğu olduğunda, hastanelerin kulak burun boğaz bölümüne başvurmaları gerekir. Kulak burun boğaz uzmanı çocuklardaki belirtilere göre muayenede dil bağı hastalığı teşhisini yapabilir.

Dil bağı ameliyatı tad kaybına sebep olur mu?

Dil bağı ameliyatı olan hastalarda bazı komplikasyonlar gelişebilir. Acak bunlar arasında dil bağı ameliyatının tad alma kaybına yol açması yoktur. Hastalar bir süre yemek yemede zorlanabilir. Ancak bu geçici bir durumdur. Aksine dil bağı tedavi edilmediğinde dilin fonksiyonlarını dolayısıyla tad alma duyusunu olumsuz etkileyebilir.

Dil bağı ameliyatı riskli mi?

Dil bağı ameliyatın herhangi bir riski bulunmamaktadır. Yeni dünyaya gelmiş olan çocuklarda bu ameliyat lokal anestezi ile yapılıyor. Ameliyat sırasında duramayacak ya da ameliyattan korkan çocuklarda genel anestezi kullanılabilir. Yetişkinlerde de bu ameliyat genel anestezi ile daha rahat yapılmaktadır. Ameliyatın süresi 10-15 dakika sürer. Operasyon sırasında dil bağı ufak bir bisturi ya da makas yardımıyla kesilerek sorun giderilir. Genel anestezi kullanılmadığı sürece ameliyattan sonra hastalarda yeme içme sorunu yaşanmaz. Hastalar hemen beslenmeye başlayabilir. Bölgenin iyileşmesi bile birkaç saatte olur. Ancak sonradan ağız hijyenine dikkat edilmeli, dil bağının yeniden oluşmaması için doktorun önerdiği gibi dil bağı masajı, dil bağı egzersizlerinin yapılması gerekir.

Çocukların hiç konuşmaması dil bağından mı kaynaklanır?

Dil bağı sanıldığının aksine çocukların hiç konuşmamasına ya da geç konuşmasına neden olmaz. Dil bağı dilin ön tarafıyla çıkarılan bazı sesleri telaffuz etmekte zorlanmaya neden olur. Eğer çocuğunuzda konuşamama sorunu varsa bunun için uzman bir doktordan destek almalısınız.

Dil bağı yutkunma ve yeme sorunu oluşturur mu?

Dil bağı dilin hemen altında yer alır. Yapısı normalden kısa ya da uzun olduğunda kişinin konuşma zorluğu çekmesi, yutkunma ve yeme sorunları yaşaması kaçınılmazdır. Bu yüzden hastaların önemli bir kısmında beslenme bozuklukları ve gelişimsel sorunlar yaşanabilir. Dil bağı olan kişilerin zaman kaybedilmeden tedavi edilmesi gerekir.

İleri yaşlarda dil bağı ameliyatı olmak zor mu?

Dil bağı ameliyatı kolay bir operasyondur. Uzmanlar ameliyatın mümkün olan en erken dönemde yapılmasını önerir. Ancak ileri yaşlarda yapılan dil bağı ameliyatı da genel anestezi altında pratik bir şekilde yapılabilir. Kanama, ağrı gibi etkileri oldukça minimaldir. Gazlı bez yardımıyla kanama kontrol altına alınabilir. İyileşme süresi de oldukça kısa olur. Yetişkinlerde yapılan dil bağı ameliyatında yapılan tetkiklere ve değerlendirmelere ilave olarak, hastaların sigara ve alkol gibi alışkanlıklarını operasyondan 10 gün önce bırakması telkin edilir. Ayrıca kişinin sürekli kullandığı ilaçlarda değerlendirilerek, ameliyata olumsuz etkisi olabilecekler kesilir.

Dil bağı ameliyatsız tedavi edilebilir mi?

Dil bağı tedavisi cerrahi müdahale ile olur. Bu hastalığın ilaçla tedavisi bulunmamaktadır. Gelişimi kısa olan dili ağız tabanına bağlayan frenulum bağının kesilmesiyle yapılan operasyon son derece kolaydır. Ancak olumlu etkileri fazla olduğundan, dil bağı sorunu olan hastalar için tavsiye edilir.

İlgili Bölümler
İlgili Ameliyatlar