Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Fibroadenom

Fibroadenomlar, genellikle 15 ile 35 yaş arası kadınlarda görülen iyi huylu tümörler olarak ifade edilir. İçi sert olan bu dokular zararsızdır ve kansere dönüşme ihtimali bulunmaz. Bu tümörler, küçük kitleler olarak adlandırılır. Boyutları 1 cm kadar olabilir ve elle hissedilebilir. Sayıları bir adet olabileceği gibi birden fazla da olabilir. Dışarıdan kolaylıkla hissedilebilen bu kistlerin takip altına alınması gerekir. Genellikle cerrahi müdahaleye gerek yoktur. Menopoz döneminde, kendiliğinden kaybolabilir. Büyüyen ve sayıları artan kistler ise ilaçla kontrol altına alınabilir ya da cerrahi yollar ile alınabilir.

İnceleyen ve Onaylayan : Op. Dr. Mehmet Toprak

Fibroadenom Hakkında

Fibroadenomlar her yaştan kadında görülme ihtimali olan kistlerdir. Bu kistler, kadınların %10’unda görülür. Meme kısmında oluşan bu iyi huylu kistlerin görüldüğü kadınların %20’sinde birden fazla kiste rastlanır. Genel olarak 15 ile 40 yaş arasındaki kadınlarda ortaya çıktığı bilinmektedir. Muayene sırasında kolayca ele gelen bu kistler, sert yapıdadır. Yuvarlak ya da fasulye şeklinde olabilir. Elle muayene sırasında çevredeki dokulardan bağımsız olması, elin altından kayabilmesi ve yüzeyinin düzgün yapıda olması nedeniyle kolayca hissedilebilir. Bu kistler kendi başlarına kanser riski taşımazlar ve çoğu zaman tedavi edilmeye gerek duyulmazlar. Ancak fibroadenomları taklit eden kanser dokuları bulunduğu için bu yapıların 3 yıl kadar süre ile takip edilmesi gerekir.

Fibroadenom bulunan kadınların takibe alınması, kanser riskinin olup olmadığının kesin bir şekilde tespit edilmesini sağlar. Takip altına alınmayan kistler ise iğne biyopsisi ile tahlil edilebilir ve kanser olup olmadığına yönelik kesin tespit yapılabilir.

Fibroadenomların meme kanseri ile ilişkisi olup olmadığı uzun yıllar boyunca araştırılmıştır ve bu kistlerin kanser riski taşımadığı ortaya çıkmıştır. Bu kistler, meme kanseri için bir risk faktörü olarak görülmez. Memede yer alan bu kistlerin uzun yıllar boyunca bu bölgede kalmasında bir sakınca görülmez.

Fibroadenom Nedir?

Fibroadenomlar memenin iyi huylu tümörleri olarak adlandırılır. Nedeni tam olarak bilinmeyen bu kitlelerin östrojen hormonu ile alakası olduğu bilinmektedir. Genellikle östrojen hormonunun yoğun seviyede görüldüğü 15-35 yaşları arasında ortaya çıkarlar ve menopoz döneminde küçülerek yok olabilirler. Bu kistler özellikle hamilelik, emzirme ve hormonal tedavi alındığı dönemlerde büyüme göstermektedir. Tek ya da çok sayıda olabilen bu kistler, bağ sokusu ve salgı bezlerinden oluşur. Elle muayene sırasında hareketli oldukları için bu kistlere meme faresi adı da verilir.

Basit Fibroadenom

Basit fibroadenomlar genellikle pürüzsüz, yuvarlak ve belirgin bir yapıya sahiptir. Yüzeye yakın olan bu kistler kolayca hareket edebilir ve elle hissedilebilir. Nadir olarak rahatsızlık hissi veren ve ağrıya neden olan bu dokular, adet dönemlerinde ya da hormonal değişiklikler olması durumunda belirgin değişiklikler gösterebilir. İlerleyen dönemlerde kanser riski taşımayan bu kistler, çoğunlukla 1-3 cm boyutlarında görünür. Ultrasonla bakıldığında bu kistlerin hepsi aynı boyuttadır.

Kompleks Fibroadenom

Yapıları düz olmayan, ultrasonla bakıldığında farklı şekillerde görülebilen ve boyutları genellikle büyük olan fibroadenomlardır. Bu tür kistlerin, ilerleyen zamanlarda çok az da olsa kanser riski taşıdığı bilinmektedir.

Fibroadenom Ağrı Yapar mı?

Fibroadenom tek başına ağrı yapmaz. Memede fibrokistik bir hastalık bulunuyorsa ağrı yapabilir. Boyutları küçük olan kistlerin ağrı yapma ihtimali yok denecek kadar azdır. Ancak boyutu büyüyen ve az da olsa ağrı yapan kistleriniz varsa doktorunuzla görüşerek ağrı kesici kullanabilirsiniz. Uzmanlar, fibroadenomu olan hastaların psikolojik olarak da ağrı hissettiği yönünde düşünmektedir. Kendinizi ne kadar rahat hissederseniz, ağrı olması ihtimali de o kadar azalacaktır.

Fibroadenom Görülme Sıklığı Nedir?

Fibroadenomlar, her yaştan kadınların tamamının %10’unda görülmektedir. Ama ortalama olarak bir 15-40 arasındaki yaş grubunda görülür. Bu kistleri taşıyan kadınların %20’inde ise birden fazla kist oluşumuna rastlanır.

Fibroadenom Hangi Dönemlerde Görülür?

Bu kistler genel olarak hamilelik, emzirme gibi hormonal değişimlerin fazla olduğu dönemlerde görülür. Östrojen seviyesi ile ilişkilendirilen bu kistler, ergenlik döneminden itibaren büyümeye başlayabilir ve menopoz dönemi ile birlikte östrojen seviyesinin azalması sonucunda, kendiliğinden küçülebilir.

Fibroadenom Nedenleri

Fibroadenomların nedeni henüz belirlenmemiştir. Uzmanlar, pek çok faktörün bu kistlerin oluşumunu tetiklediğini düşünmektedir. Hormon tedavileri, emzirme, doğum kontrol hapı kullanımı, çocuk olmaması, az sayıda çocuk olması, hamilelik dönemi, koyu tenli olmak, düşük vücut kitle endeksine sahip olmak gibi etkenler, fibroadenomları tetikler.

Östrojen Hormonu Seviyesi

Fibroadenomlar genellikle 15-35 yaşları arasında ortaya çıkar. Bunun nedeni ise östrojen hormonuna bağlıdır. Östrojen hormonun yüksek olduğu dönemlerde ortaya çıkan ve sayıları artabilen bu kistler, menopoz döneminde östrojen hormonunun azalması ile birlikte küçülebilir, kaybolabilir.

Fibroadenom Belirtileri

Genellikle ağrısız olan bu kistler, pek belirti vermezler. Dokunulduğunda elle hissedilebilen bir yapıya sahiptirler.

Adet Döneminde Hassasiyetin Artması

Adet dönemlerinde meme hassasiyetinin artması ile birlikte fibroadenomlar da hissedilebilir. Bu dönemde, elle dokunulduğunda göğüs ağrısı ile birlikte, bu tümörler daha fazla hissedilebilir.

Memede Kitle Hissedilmesi

Fibroadenomlar elle dokunulduğunda bağımsız ve kaygan olarak hissedilebilir. Elin altında kayıp giden bu tümörler yumru halinde olduğu için 1 cm olsa bile elle hissedilmesi mümkündür.

Sert ve Ağrısız Meme Büyümesi

Bu tümörlerin bir başka belirtisi de göğüslerde büyüme olmasıdır. Sert yapıda olan bu tümörler, zaman içinde büyüyebilir ve memelerde büyümeye neden olabilir.

Fibroadenom Tanı ve Teşhis Yöntemleri

Memenizdeki kitlenin fibroadenom olduğunun tespit edilmesi için bazı testlerin yapılması gerekir. Bu testlerin yapılması aşamasında birkaç ay süre ile doktorunuzu ziyaret etmeniz gerekebilir.

Fiziki Muayene

Fibroadenomların ilk tespiti elle yani fiziki muayene ile yapılır. Göğüs bölgesinde yer alan kistler elle muayene edildikten sonra, bunların fibroadenom tespiti koyulabilir. Ancak bunların iyi huylu olup olmadıklarını belirlemek için birtakım testlerin yapılması da istenebilir.

Tetkikler

Fibroadenom tespiti için teknolojiden yararlanılır. Yapılacak olan testler sonucunda, memede bulunan kistler hakkında kesin tespit yapılabilir.

Mamografi

Mamografi, memenin röntgeninin çekilmesini sağlayan bir tanı yöntemidir. Meme, iki ucundan sıkıştırılır ve bu sayede net görüntü alınması sağlanır. Biraz acı ve rahatsızlık hisse verebilen bu yöntem ile fibroadenomların hangi bölgede yer aldığı kolayca tespit edilebilir.

Ultrason

Ağrı ve rahatsızlık hissi vermeyen ultrason, memede fark edilen kitlenin içini sıvı dolup olmadığının kontrol edilmesi için istenebilir. Mamografiden sonra kitle tespit edilmişse ve bunların yerlerinin tam olarak tespit edilmesi istenmişse, ultrason çekilebilir. Göğüs ultrasonunun çekilmesi için ses dalgaları kullanılır.

Perkütan İğne Biyopsi

Perkütan iğne biyopsisi ince iğne biyopsisi olarak da ifade edilir. Ultrason ve mamografi testlerinden sonra göğüslerde kitle belirlendiyse, bu kitlenin iyi huylu olup olmadığını belirleyebilmek için iğne biyopsisi istenebilir. Çok ince bir iğnenin kitleye yerleştirilmesi ve kitleden kolayca sıvı alınması şeklinde yapılır. Bu işlem sırasında ağrı ve rahatsızlık hissi oldukça azdır.

Fibroadenom Risk Faktörleri

Kesin olarak nedeni bilinmeyen fibroadenomların bazı durumlar ile ilişkilendirildiği bilinir. 50 yaşın altında olan kadınlar, ergenlik çağındaki kızlar, iyi huylu meme yumrusu bulunanlar, 20’li yaşlarda ağır fiziksel aktivite yaşayan kızlar ve bol kafeinli gıdalar tüketilmesi gibi durumlar, fibroadenom için risk faktörüdür.

Emzirme Dönemindeki Kadınlar

Emzirme döneminde olan kadınların hormon seviyeleri farklılaşır. Bu durum, fibroadenomların oluşmasının nedeni olarak görülür. Göğüs kanallarının tıkanması, kanallardan az süt gelmesi ve hamilelik döneminde bebeğin az süre emzirilmesi gibi durumlar, fibroadenomların oluşması için risk faktörüdür.

Hormon Tedavileri

Fibroadenomların oluşması için östrojen ve progesteron adı verilen kadınlık hormonlarının seviyeleri de önemlidir. Hormon tedavisi gören kadınlarda, bu hormonların seviyesi değişeceği için fibroadenom görülme ihtimali fazladır.

Fibroadenom Komplikasyonları

Fibroadenomlar cerrahi olarak tedavi edildiğinde ya da bu oluşumlara müdahale edilmediğinde bazı sorunlar meydana getirebilir.

Memede Şekil Bozukluğu

Fibroadenomların ilerleyen zamanlarda büyümesi ve karmaşık yapıda olması, memede şekil bozuklukları meydana getirir. Meme, kozmetik bir organ olarak tanımlanır. Fibroadenomların cerrahi olarak tedavi edilmesinin sonucunda da memede yara izi kalabilir ve şekil bozuklukları meydana gelebilir.

Kanser

Bazı kanser türleri, memede fibroadenomlar ile benzer yapıya sahip olabilir. İlk olarak bu yapılar fibroadenom gibi düşünülür ve tedavi yapılmaz. Ancak bu yapılar zaman içerisinde ilerleyebilir ve kansere dönüşebilir. Ama şunu da söylemekte fayda var fibroadenomların kansere dönüşmesi çok düşük ihtimaldir.

Fibroadenom Nasıl Önlenir?

İyi huylu tümörler olan fibroadenomlar beslenme düzenine dikkat edilerek önlenebilir. Bunun yanında sürekli olarak göğüs muayenesi yapılabilir ve ilk oluşumlarında tespit edilerek gerekli önlemlerin alınması sağlanabilir.

Sağlıklı Beslenme

  • Taze meyve ve sebze tüketimi kanser oluşumu ile birlikte fibroadenomların oluşmasını ve büyümesini de engelleyebilir. Bu besinlerin yanında düzenli egzersiz yapılması, büyük ölçüde kistlerin oluşumunu engeller.
  • Yaban mersini; içerisinde bulunan C ve K vitaminlerin yanında kanserli hücrelerin parçalanmasını sağlayan fitokimyasallar da içerir. Beslenme planlarınıza yaban mersini ekleyerek ve her gün bir avuç tüketerek, kanseri ve fibroadenomları önemli ölçüde engelleyebilirsiniz.
  • Keten tohumları; içerisinde buluna ligna adı verilen madde sayesinde meme kanseri riskini azaltır. Ayrıca memede oluşabilecek yabancı dokuların engellenmesini sağlar. Yüksek kalitesi olan bir keten tohumunu ezerek toz haline getirin. Bu tozu yulafa serperek tüketebilir ya da salatalarınıza ekleyebilirsiniz.
  • Yeşil çay; içeriğinde bulunan polifenolik bileşik sayesinde göğüs sağlığını koruyucu ve östrojen seviyesini düzenleyici etkiye sahiptir. Yüksek antioksidanlı etkiye sahip olması ise pek hastalığın önlenmesine yardımcı olur. Fibroadenomların önlenebilmesi için günde 3-4 fincan yeşil çay tüketilmesi gerekir.
  • Yeşil yapraklı sebzeler ve turplar; içerisinde bulundurdukları karotenoid adı verilen madde sayesinde meme kanseri riskini azaltırlar ve fibroadenom oluşumunu önleyebilirler. Bu sebzelerin gün içerisinde bol miktarda tüketilmesi gerekir.
  • Beta karoten içeren gıdalar; yapılan araştırmalar sonucunda, özellikle sigara içen kadınlarda meme kanseri olma riskini azaltılmıştır. Balkabağı, tatlı patates, havuç, kış kabağı, mangos gibi gıdaların tüketilmesi, memede var olan iyi huylu kitlelerin bile kansere dönüşmesi ihtimalini azaltmaktadır. Fibroadenom oluşmasını önlemek için zengin turuncu ya da sarı olan meyvelerden ya da sebzelerden tüketmeniz tavsiye edilir.
  • Nar; östrojene bağlı olarak gelişen kanserlerle savaşabilen en iyi besinlerden biridir. Fibroadenomların önlenebilmesi için günde 2 adet nar tüketilmesi tavsiye edilir. Ancak tansiyon ilaçları, kan sulandırıcılar ve statin kullananların, nar kullanmaması önerilir.
  • D vitamini; meme kanseri ile birlikte akciğer ve mesane kanseri gibi hastalıkların da önüne geçebilir. Her gün en az 20 dakika boyunca, filtrelenmiş güneş ışığında kalarak fibroadenomları önleyebilirsiniz. Kış aylarında D vitamini kapsülleri kullanabilirsiniz.
  • Zerdeçal; içince bulunan corcomin adı verilen madde sayesinde tümörlerle savaşma ve meme kanserini önleme özelliğine sahiptir. Günde en az 2000 miligram zerdeçal kullanılması tavsiye edilir.
  • Ceviz; beyin yapısı ile küçük çocukların gelişimi için önemli bir besindir. Yapılan araştırmalar kilo kaybı için de iyi bir alternatif olduğunu ortaya çıkarmıştır. Omega-3 yağları bakımından zengin olan cevizler, meme kanserinin büyümesini yavaşlatma özelliğine de sahiptir. Aynı zamanda memede oluşabilecek iyi huylu tümörleri de önleyebilir. Günde en az 3 adet ceviz tüketmeniz önerilir.
  • Aslanın yunus mantarı; kolon ve göğüs kanseri için antikanser özelliği göstermektedir. Genellikle Asya pazarlarında bulunabileceğiniz bu mantar farklı görüntüsünün yanında fibroadenomların büyümesini engelleyici özelliğe de sahiptir.
  • Çuha çiçeği yağı; memede bulunan kistler nedeniyle, adet dönemlerinde yaşanan ağrıların azalmasında etkilidir. Hormon dalgalanmalarını düzenleyen bu yağın düzenli kullanılması, hormonlar nedeniyle meydana gelen fibroadenomların önlenmesinde etki sağlar.

Evde Düzenli Göğüs Muayenesi

Evde düzenli göğüs muayenesi yapılarak fibroadenomların erken tespit edilmesi sağlanabilir. Genellikle müdahale edilmeyen bu kistler dondurma ve yakma gibi basit yöntemler ile de tedavi edilebilir. Erken tespit edilmesi halinde takibe alınan bu kistlerin büyümesi ve ilerlemesi engellenir. Kolların kaldırılarak göğüs bölgesinin kontrol edilmesi şeklinde yapılan bu muayene sırasında, küçük olan fibroadenomlar bile elle hissedilebilir. Eliniz altında kayan, yumru şeklinde hissedilen ve pürüzsüz bir yapı varsa, hemen doktora gitmeniz tavsiye edilir.

Sık Sorulan Sorular

Fibroadenomlar her ne kadar tehlikeli olmasa da takip altına alınması gerekir. Doktorlar bu kistleri, 2-3 yıl boyunca takip eder. Kistlerde büyüme ve yapılarında değişme olması durumunda ise çeşitli tedaviler uygulanabilir. Fibroadenomlar hakkında ne kadar çok detaylı bilgiye sahip olursanız kendinizi o kadar rahat hissedersiniz. Bu sayede erken tespitini ve tedavisini sağlayabilir ve rahatsız edici boyutlara gelmesini engelleyebilirsiniz.

Memede Fibroadenom Hangi Boyuta Kadar Büyüyebilir?

Fibroadenomlar genellikle 1-2 cm civarında olurlar ancak nadiren de olsa 15 cm boyutuna kadar büyüyebilirler. Bu kistlerin büyümesinin nedeni hamilelikte ya da ergenlik de artan hormon seviyeleridir ve menopoz dönemine girilmesi ile birlikte, boyutları küçülerek kaybolabilir.

Fibroadenomlar Ne Zaman Kansere Dönüşür?

Yapılan pek çok araştırmada fibroadenomların kansere dönüşme ihtimali olduğu saptanmamıştır. Buna rağmen çok az da olsa ihtimal bulunduğu düşünülmektedir. Basit fibroadenomlarda kansere dönüşme ihtimali çok nadirken, karmaşık yapıda olanlarda biraz daha fazladır. Fibroadenomlar, kanserle karıştırılabilir ve bu durumda tehlikeli olabilir. Kanserle karıştırılmaması için biyopsi gibi yöntemler ile kesin tanının konulması ve takip altına alınması gerekir.

Fibroadenomlar İlaçla Tedavi Edilebilir Mi?

Memede fark edilen fibroadenomların ilaçla tedavisi yoktur. Tanısı kesin olarak koyulduysa, boyutlarında büyüme olmuyorsa, ağrı olmuyorsa ve takip edildiklerinde büyümeye rastlanmamışsa, tedavi edilmesi gerekmez. Genellikle bu yapıların takibi 6 ay ara ile 3-4 defa ultrason çekilerek yapılır. Büyüme varsa ya da şüpheli bir durum tespit edilirse ilaçla değil, BLES, hayfu, vakum biyopsisi ya da kriyoablasyon gibi yöntemlerle tedavi edilir.

Fibroadenomlar Hangi Yaş Aralığında Görülür?

Fibroadenomlar östrojen hormonunuzdaki artışla ilişkilendirildiği için genellikle 15-35 yaşları arasında görülür. Bu yaşlarda ergenlik ve adet dönemleri ile birlikte hormon seviyeleri değiştiği için fibroadenom oluşma ihtimali fazladır.

Fibroadenom Erkeklerde De Görülebilir Mi?

Hormon artışına bağlı olarak östrojen hormonunun seviyesi yüksek olan erkeklerde de fibroadenom görülme ihtimali bulunur. Genellikle genç yaştaki erkeklerde görülür ve görülme sıklığı %2’dir.

Fibroadenom Tedavi Edilmediğinde Kendiliğinden İyileşebilir Mi?

Biyopsi ile kesin tanısı konulan, takipler sırasında büyümediği fark edilen ve herhangi bir ağrıya neden olamayan fibroadenomlar, menopoz döneminde kendiliğinden yok olabilir. Bu özellikleri taşıyan kistlere müdahale edilmez ve tedavi yapılmaz. Uzun bir süre takip altına alınır. Menopoz döneminde östrojen hormonunda azalma olması ile birlikte, bu kistlerin de eriyerek yok olduğu kanıtlanmıştır.

Fibroadenomun Meme Kanserinden Farkı Nedir?

Fibroadenomlar iyi huylu tümörlerdir ve etraflarına yayılma göstermezler. Yapıları pürüzlüdür ve çevrelerinde kapsül vardır. Bu kapsüller nedeniyle yayılmazlar. Ancak meme kanseri daha pürüzlü bir yapıdadır ve etraflarına kısa süre içinde yayılabilirler. Elle muayene sırasında memede hissedilen kitlelerin %90’ı kanser değildir. Bu kitleleri kanser olup olmadığının tespit edilmesi için mutlaka mamografi ve biyopsi gibi tetkiklerin yapılması gerekir.

Fibroadenomun Ne Zaman Tedavi Edilmesi Gerekir?

Fibroadenomlar biyopsi yapıldığında şüpheli görünmüyorsa, ağrı yapmıyorsa ve yapılan takiplerde büyüme göstermiyorsa tedaviye gerek yoktur. Ancak büyüyen, ağrı yapan ve biyopsi sırasında şüpheli olduğu düşünülen kistlerin varlığında, tedavi edilmesi gerekir. Kadınlar, meme yapılarının bozulmasından ve kötü görüntüden dolayı kozmetik olarak bu kistleri aldırmak isteyebilirler. Ancak cerrahi tedavi iz bırakacağı için genellikle tavsiye edilmez.

Elle Göğüs Muayenesi Nasıl Yapılır?

Elle göğüs muayenesi, göğüs bölgesinin tüm dokularının elle muayene edilmesi ve gözlemlenmesidir. Bu muayene her ay yapılmalıdır. Elle muayene için memenin hassas olmadığı zamanlar tercih edilmelidir. Bu zamanlar adet döneminin başlangıcından sonraki 6.-8. günlerdir. Menopoz dönemindeki kadınlar ise her ayın belirli bir günün seçerek, bu günlerde kontrol yapılmalıdır. Elle göğüs muayenesi için;

Bir aynının karşısına geçilmelidir. Memede akıntı, çekinti, çukurlaşma ya da buruşma gibi anormal durumların varlığına bakılmalıdır.

Eller başın arkasına konularak birleştirilmeli ve başın öne doğru itilerek kasların gerilmesi sağlanmalıdır. Bu gerilme sırasında memede değişme olup olmadığı gözlenmelidir.

Sonraki adımda eller bel bölgesine kuvvetlice bastırılmalıdır. Öne doğru hafifçe eğildikten sonra omuz ve dirsekler öne doğru itilmelidir. Bu hareketler göğüs kaslarının gerilmesini sağlar. Bu gerilme sırasında göğüslerde, herhangi bir değişiklik olup olmadığı gözlenmelidir.

Sonraki adımda sol omuz kaldırılır ve sağ elin üçüncü ve dördüncü parmakları kullanılarak memenin her tarafı kontrol edilir. Bu kontrol sırasında parmaklar bastırılır ve meme üzerinde hafif daireler yapılır. Aynı işlemler diğer meme için de uygulanır.

Meme başı nazik bir şekilde sıkılır ve bir sıvı gelip gelmediği kontrol edilir. Aynı işlem diğer meme başı için de uygulanır.

Sırt üstü yattıktan sonra sol kol başın üzerine getirilir ve koltuk altına havlu ya da ufak bir yastık konulur. Bu işlem, memenin daha rahat muayene edilmesini sağlar. Sağ elin üçüncü ve dördüncü parmakları yine meme bölgesinde, bastırılarak ve dairesel hareketler ile gezdirilir. Aynı işlem diğer kol için de tekrarlanır.

Bu kontroller sonrasında ele gelen ufak bir doku dahi tespit edildiyse, vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.

Fibroadenom Tekrarlar Mı?

Memenin içerisinde oluşan bu yapılar memenin bütünlüğünü ve şeklini bozmadığı ya da belirli bir büyüklüğün üzerine çıkmadığı sürece alınmaz. Alınmaları, fibroadenom oluşumunun önüne geçmez. Adenomların oluşmasına sebep olan faktörler ortadan kaldırılmadığı müddetçe önceden oluşmuş adenomlar alınsa bile tekrar oluşma ihtimalleri vardır. Bu sebepten ötürü, meme sağlığını korumak amacıyla fibroadenom ameliyatı olanlar düzenli kontrollere tabi tutulur.

Fibroadenom Nedir?

Fibroadenomlar yirmi ile kırklı yaşlar arasındaki her on kadından bir tanesinde rastlanan içi katı yapılı ve iyi huylu, memede görülen tümörlerdir. Genelde birden fazla olacak şekilde belirli bir bölgede yuvalanırlar. Basit bir fiziki meme kontrolü ile ya da ultrason ile tespit edilebilirler. Alınmaları için belirli bir büyüklüğü geçmeleri ya da memenin şekline zarar vermeleri gerekir. Kötü huylu olmadıkları için genelde alınmak yerine takip altında tutulurlar.

İlgili Bölümler
İlgili Ameliyatlar
İlgili Tedaviler