Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Kabızlık

Kabızlık Hakkında
Kabızlık Belirtileri
Kabızlık Nedenleri
Kabızlık Tanı Ve Teşhis Yöntemleri
Kabızlık Risk Faktörleri
Kabızlık Komplikasyonları
Kabızlık Nasıl Önlenir?
Sık Sorulan Sorular

Kabızlık herkesin dönemsel olarak başına gelebilecek dışkılama zorluğu, dışkılayamama sorunudur. Bu sorun bazı hallerde ciddi hastalıkların belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Karındaki gerginlik ve şişkinlik kabızlığın genel belirtileri arasından kabul edilir. Bunların dışında seyrek dışkılama olması da temel belirtiler arasında kabul edilir.

Sağlıklı kişilerin gün içinde üç defa dışkılama yapması ya da hafta boyunca üç defa dışkılama yapması normal kabul edilir. Dışkılama sayısının kişinin aldığı sıvı miktarına, beslenme şekline ve aldığı kalori miktarına, gündelik aktivitelerine göre değişmesi normaldir. Kabızlık seyrek dışkılama eşliğinde zor, sert ve ağrılı dışkılama şeklinde ortaya çıkabilir. Genellikle kabızlıktan yakınan kişilerin günlük yaşam tarzını değiştirmesi sorunun giderilmesine, kabızlığın önlenmesine yardımcı olur.

Bir günde ince bağırsaklara gelen sıvı miktarı yaklaşık 10 litre kadardır. Bu sıvı mide, safra, pankreas, bağırsak salgılarından oluşur. İnce bağırsaklarda sıvının % 90 kadarı emilir. Kalan % 10 luk kısmı da kalın bağırsaklara geçiş yapar. Kalın bağırsakta ilerleyen içerik % 90 oranında emilir. Yaklaşık olarak günde 100 ml içerik kalın bağırsağın son kısmı olan rektuma ulaşır. Rektuma bu kadar miktar içerik geldiğinde ise tuvalet hissi oluşur. Vücutta istemli şekilde anüste kaslar gevşetilerek tuvalete çıkılır.

Tuvalete gelme hissinin ertelenmesi halinde rektumda dışkının daha uzun süre kalması söz konusu olur. Bekleme süresinde dışkı içeriğindeki fazla sıvı çekilir ve dışkı hacmi azalır. Dışkı sertleştikçe dışkılama sorunları ortaya çıkar. Bu durumda mekanizma sekteye uğrar ve kısır döngü başlar. Bazı durumlarda bağırsak hareketleri de azaldığında dışkı bağırsaklarda daha uzun süre kaldığı için içerisindeki sıvı eksilir. Dolayısıyla rektuma ulaşan dışkı miktarının hacmi azalır ve tuvalet hissi ortaya çıkmaz. Dışkılamanın başlaması için en önemli etken dışkının yapısal özellikleridir. Dışkı içerisinde sıvı ve lif bulunmuyorsa ya da bağırsak hareketlerinin azalması durumunda dışkılama olumsuz etkilenme ve kabızlık sorunu ortaya çıkmaktadır.

Kabızlığın başlıca nedenleri arasında diyet listesinde yeterince lifli besinin bulunmaması ve yeterince sıvı alınmaması gelir. Kişinin hareketsiz yaşam tarzının olması, tuvalet hissini devamlı şekilde ertelemesi de kabızlık nedenleri arasındadır. Stresli bir yaşam sürmek, anksiyete gibi ruhsal sorunlar, kullanılan bazı ilaçlar, bağırsakları ve başka organları etkileyen hastalıklarda kabızlık çekilmesine neden olabilir. Ayrıca yolculuğa çıkma, hamilelik gibi kişinin yaşam tarzını değiştiren unsurlar da kabızlığa yol açabilir.

Kabızlık bazı durumlarda hastalıkların bir belirtisi olarak ta ortaya çıkabilir. Bu hastalıklar arasında diyabet, hipotiroidizm gibi metabolik ve endokrin hastalıklar, sindirim sistemini etkileyen bağırsak yapışıklığı, kanser gibi hastalıklar, MS multipl skleroz, parkinson, inme gibi nörolojik rahatsızlıklar, anksiyete, depresyon, yeme bozuklukları gibi ruhsal hastalıklar, kadınları etkileyen yumurtalık kanseri gibi hastalıklar, makattaki kasların çalışma bozuklukları sayılabilir. Ayrıca demir hapları ve antidepresanların kullanımı, bağırsakları yumuşatan bitkisel çayların tüketilmesi de kabızlık yapabilir.

Kabızlık tedavisi için öncelikle hastanın yaşam tarzı, bağırsak hareketleri, beslenmesi, kullandığı ilaçlar değerlendirilir. Yapılan tetkiklerden sonra kabızlığa yol açabilecek bir hastalık belirlenmez ise alınacak bazı tedbirlerle dışkılamanın normale dönmesi sağlanabilir. Bazı hastalarda ilaç tedavisi uygulanabilir. Özellikle lif içeren, dışkının yumuşamasını sağlayan ilaç grupları kabızlık tedavisi sırasında oldukça faydalı olur.

Kabızlıktan genel olarak korunmak amacıyla kişilerin çocukluk döneminden itibaren tuvalete çıkma hissini ertelememeyi öğrenmesi gerekir. Bu amaçla tuvalete çıkmayı erteletebilecek aktivitelerin yapılmaması, bunu düşündürecek düşüncelerden sıyrılmak gerekir. Beslenmede lif içeriği yüksek besinlerin tüketilmesi, sıvı alımının arttırılması, egzersiz yapılması, ilaç kullanımına dikkat edilmesi, stresten mümkün olduğu kadar uzak durulması gerekir. Ayrıca günlük yaşam tarzına etki edebilecek yolculuklarda, gebelik gibi durumlarda daha özenli olunması gerekir.

Kabızlık çoğu zaman fazla önemli değildir. Ancak bazı hallerde mutlaka bir doktora gidilmesi gerekir. Özellikle nedeni bilinmeyen kabızlıkta, uygun diyet yapılmasına rağmen kabızlığın sona ermemesi, bağırsak hareketlerinin alışkın olmadı şekilde değişmesi, dışkıda kan görülmesi, kabızlık eşliğinde gaz çıkaramama sorununun yaşanması halinde mutlaka doktora gidilmelidir.

Kabızlık için bitkisel önerilerden destek alınabilir. Sabahları aç karnına akşamdan suyun içinde bekletilen kuru mürdüm ya da kuru kayısı suyu ile birlikte içilebilir. Dövülen keten tohumu yoğurt ile karıştırılarak tüketilebilir. Pirinçsiz pişirilen pırasa yemeği, sinameki gibi bitkilerle hazırlanan bitkisel çaylar da kabızlık için iyi gelen önerilerdir. Ancak bitkisel tariflerin doktora danışılmadan kullanılmaması gerekir.

İnceleyen ve Onaylayan : Op. Dr. Mehmet Toprak

Kabızlık Hakkında

Kişiden kişiye farklılık gösteren kabızlık kişiye özel bir yakınmadır. Çünkü herkesin dışkılama alışkanlığı farklıdır. Bazı kişiler her gün dışkılama yaptıkları için birkaç günlük dışkılayamama sorunu kabızlık olarak değerlendirilirken, bazılarında bu süreç daha uzun olabilir. Tıbben kabızlık devamlı şekilde sert dışkılama olması, dışkılama sırasında ıkınma ihtiyacının fazla olması, dışkılama sonrasında boşalma ihtiyacının yeterince olmadığının hissedilmesi, 3-4 günde bir dışkılamanın olması şeklinde tanımlanır. Bunların kabızlık olarak değerlendirilmesi sürekli olmalarına bağlıdır. Kabızlık kadınlarda, yaşı ilerleyen kişilerde, bebeklerde ve çocuklarda sık görülse de her yaştan kişi bu sorundan etkilenebilir.

Kabızlık genel olarak kronik ve akut olarak iki türde görülebilir. Kronik kabızlık toplumda en fazla yaşı ilerlemiş kişilerde görülebilir. Kabızlık süresinin uzun sürmesi karakteristik özelliktedir. Özellikle bağırsakların etkilendiği bir hastalığın olması, kullanılan ilaçlar kronik kabızlık nedeni olabilir. Akut kabızlık halinde kabızlığın nedeni kesin olarak bilinmez. Bağırsak tıkanıklığına yol açan etkenler, bazı hastalıklar, tüketilen besinler akut kabızlığa neden olabilir.

Kabızlığın neden kaynaklandığının belirlenmesi kabızlık tedavisinde önemlidir. Bunun nedeni hastalıklardan kaynaklanan kabızlığın ve beslenmeden kaynaklı kabızlığın tedavisinin farklı şekilde yapılmasıdır. Kabızlık bir hastalık nedeniyle oluşur ise hastalığın tedavi edilmesi kabızlığı giderecektir. Tedavide kişinin kabızlık çekip çekmediği mutlaka sorgulanmalıdır. Bazen her gün dışkılama yapmayanlar da bunu kabızlığa bağlayabilir. Kabızlığın süresi, zamanı tedavide önemli etkenlerdir. Bunun dışında kabızlık nedeniyle gelişebilecek halsizlik, zayıflama, karın ağrısı, kanama gibi yakınmalarda sorgulanmalıdır.

Kabızlık tanısı için hastanın önce öyküsü dinlenir. Daha sonra makat bölgesi muayenesi yapılarak, bölgede apse, çatlak, basur gibi sorunların olup olmadığı araştırılır. Gerekirse bağırsakların içine bakmak için kolonoskopi yapılabilir. Bağırsakların nasıl çalıştığına dair ileri tetkikler de yapılabilir. Kabızlık çeken kişilerin pek çoğuna bu tür sorgulamalar yapılabilir.

Kabızlık muayenesinde herhangi bir neden belirlenirse tedavi bu nedene yönelik uygulanır. Eğer sebep belirlenemez ise hastanın beslenmesinde lif oranı yüksek yiyeceklere ağırlık verilir. Sebze meyve oranı ve sıvı miktarı arttırılır. Özellikle diyette lifli ve bol posalı besinlerin tüketilmesinde yarar vardır. Bunun yanı sıra kişinin daha fazla hareket etmesi, özellikle düzenli yürüyüş yapması önerilir. Bunlar kabızlığın giderilmesinde etkili olmadığı takdirde ilaç tedavisine başlanır.

Hamilelikte, yatalak hastalarda, ameliyat olanlarda, çocuklarda gelişen kabızlığın kendine has özellikleri vardır. Çocuklarda yeni gıdalara geçiş sürecinde kabızlık gelişebilir. Bu tür kabızlık bazı ilaçların kullanımı ile düzeltilebilir. Çocuklar özellikle makat çatlağı varlığında dışkılamadan kaçınma eğilimi gösterirler. Hamilelik döneminde de bebeğin büyümesiyle birlikte bağırsaklardaki sıkışma kabızlığa neden olabilir. Hamile kadının doğru beslenmesi, gerekirse doktorun önerdiği ilaçları kullanması sorunu giderebilir. Yatalak hastaların hareket etme olanağı bulunmadığından, dışkı yumuşatıcıların kullanılması ve lif oranı yüksek yiyeceklerin tüketilmesi gerekir.

Kabızlık tedavi edilmediği takdirde aşırı ıkınmadan kaynaklı bazı sorunlar yaşanabilir. Ikınma sonucunda makat sarkması, makatta çatlak, hemoroit gibi sorunlar görülebilir. Dışkının sertleşmesi durumunda ise bağırsakta tıkanma ve bağırsak delinmesi gibi ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Bu nedenle kabızlık tedavisi ihmal edilmemelidir.

Kabızlık Nedir?

Kabızlık dışkılama zorluğu olarak bilinen bir sorundur. Bağırsak hareketlerinin haftada iki ve daha az olmasıyla seyreden ya da bağırsak hareketliliğinin dörtte bir oranında azalmasıyla ortaya çıkan dışkılama zorluğu kabızlık göstergesidir. Toplumda kabızlık görülme sıklığı % 2-10 oranındadır.

Kabızlıkta genel olarak dışkının sertliği, dışkının az olması, dışkının zorlama ile çıkması ve dışkılama sıklığının azalması sorunları yaşanır. Eğer kişi tuvalete girme sayısında haftada 3 kez’in altına düşüyor ise bu duruma kabızlık adı verilir. Posasız besinlerin tüketilmesi, hareketsiz yaşam sürmek, bağırsakları etkileyen hastalıklar, yaşın ilerlemesi, dışkılamayı ertelemek gibi nedenler kabızlığın oluşmasında etkilidir.

Kabızlık Nasıl Tedavi Edilir?

Kabızlık tedavisi nedenlerine bağlı olarak yapılır. Bu yüzden kabızlığın nedenleri doğru teşhis edilmelidir. Nedenlerin sınıflandırılması ve kabızlığa yol açabilecek ek patolojilerin doğru belirlenmesi gerekir. Yaşam tarzından dolayı oluşan kabızlıkta diyet uygulamaları ve egzersiz yapılması, bağırsak alışkanlıklarının düzeltilmesi gerekir.

Bağırsak fıtığı gibi sorunların kadınlarda kabızlığa neden olması yüzünden bunun belirlenmesi tedavi açısından son derece önemlidir. Ayrıca hastalardaki hatalı ıkınma ya da dışkılama tarzındaki işlevsel bozuklukların belirlenmesi tedaviyi kolaylaştıracaktır. Bağırsakta boşalma yönündeki kasılmanın az olması yüzünden oluşan kabızlık sorununda bağırsak geçiş zamanının ölçülmesi, sakral sinirlerin elektromanyetik şekilde uyarılması tedavinin yapılmasında etkilidir. İleri yaşlarda kalın bağırsakta oluşan mukoza fıtığı yüzünden gelişen kabızlıkta tedavi diyet, ilaç kullanımı ve cerrahi seçeneklerin bir arada kullanılması ile yapılabilir.

Sağlıklı Dışkılama Nasıl Değerlendirilir?

Sağlıklı dışkılama sağlıklı olmanın ön koşulları arasındadır. Herkes için dışkılama sıklığı farklı olsa da boşaltım sisteminin çalışma düzeni sağlıklı olmanın başlangıcı olarak kabul edilir. Kişinin tuvalete gitme sıklığı, dışkının kokusu, şekli, rengi hakkında bir standart belirlenmesi mümkün değildir. Bu her bireyde farklı olabilir. Bazıları için günde bir kez tuvalet çıkmak sağlıklı dışkılama olarak değerlendirilebilir. Ancak bazıları için 2-3 günde bir dışkılama sağlıklı kabul edilebilir. Bu durum kişinin sağlıklı olmadığını ve sağlıklı dışkılamadığını göstermez. Kişinin beslenme tarzını değiştirmediği sürece dışkılamada farklılık göstermez. Beklenmeyen bir değişim sağlıklı dışkılamanın olmadığına yorumlanabilir.

Aşırı Şeker Tüketimi Kabızlığa Neden Olur mu?

Yüksek oranda şekerli yiyeceklerin tüketilmesi kabızlığı tetikleyebilir. Ayrıca kabızlık çekildiği dönemlerde de aşırı şeker tüketiminden kaçınılmalıdır. Beslenme düzeni kabızlığın en önemli nedenleri arasındadır. Aşırı yağlı, şekerli besinler kabızlığın oluşmasına uygun zemin hazırlayabilir.

Kabızlık Belirtileri

Kabızlık belirtileri pek çok kişide aynı şekilde kendini gösterir. Tuvalette kuru, sert ve topaklı dışkılamanın olması, dışkılama sırasında zorlanma, karında ağrı ve şişkinlik, bağırsak hareketi nedeniyle dışkılama ihtiyacının hissedilmesi, bağırsakta tıkanma hissinin olması, iştah kaybı, halsizlik, uykusuzluk gibi belirtiler kabızlığa yorumlanabilir. Vücutta sıkışan atıklar vücut tarafından kendiliğinden absorbe edilemez. Bunlar sağlık açısından ciddi bir tehlikedir. Kabızlık bu nedenle kişiye rahatsızlık veren bir sağlık sorunu olarak kabul edilebilir.

Özellikle kronik kabızlık çekilmesi halinde anüs çevresinde yara, basur, rektal prolapsus denilen rektumun bir bölümünün anüsten çıkması gibi ciddi sorunlar yaşanabilir. Kronik kabızlık durumunda rahatsızlık birkaç hafta ya da daha uzun süre etkili olabilir. Kronik kabızlık belirtileri arasında sert dışkılama, dışkılamada çok zorlanma, bağırsak hareketliliğinin iyice azalması, dışkılama sonrası yeniden dışkılama isteğinin olması rektumda tıkanıklık olduğunu hissetmek, dışkılama için karına baskı uygulama hissi gibi belirtiler oluşabilir. Bu belirtilerin en az ikisini yaşamak kabızlığı düşündürmelidir.

İştah Kaybı

Kabızlık belirtileri arasında görülen iştah kaybı hastaların dışkılama sıklığının azalması ve dışkılamada zorlanma nedenle yemekten kaçınması yüzünden yaşanabilir. Kabızlığın neden olduğu belirtilerin azaltılması amacıyla kişiler yemek yemeyi istemez, yemekten kaçınabilirler.

Karında Ağrı Ve Şişkinlik

Karında ağrı ve şişkinlik kabızlığın temel belirtileri arasındadır. Bağırsakta biriken dışkının atılamaması nedeniyle karında şişkinlik ve ağrı meydana gelir. Kişi az da olsa dışkılama ihtiyacını giderdiği zaman bu sorunlar biraz hafifler. Ancak kabızlık giderilmedikçe ya da tedavi edilmedikçe sorunlar artarak devam eder.

Halsizlik ve Yorgunluk

Kabızlık çeken kişilerin kendilerini halsiz ve yorgun hissetmesi yaygın görülen belirtiler arasındadır. Vücudun atıktan kurtulabilmesi için düzenli olarak dışkılama ihtiyacını gidermesi gerekir. Kişinin alışkın olduğu dışkılama sıklığı değiştiğinde bundan olumsuz şekilde etkilenecektir.

Dışkılamada Zorlanma ve Tıkanıklık Hissi

Kabızlık sorununda dışkı bağırsağın son kısmı olan rektumda birikim yapacağı için kişilerde dışkılamada zorlanma ve tıkanıklık hissi ortaya çıkar. Dışkının bu alanda beklemesi içerisindeki suyun iyice azalmasına neden olur. Bağırsakta tıkanıklık hissi kabızlık sorunu olan herkesi etkiler.

Sürekli Dışkılama İhtiyacı ve Dışkıda Sertlik

Kabızlık sorununda kişiler yeteri sıklıkta dışkılama yapamadıkları için sürekli dışkılama ihtiyacı duyar. Ayrıca dışkıda sertlik meydana gelir. Bunun nedeni dışkının içerisindeki suyun bağırsakta emilmesidir. Dışkının rektumda bekleme süresi uzadıkça sertliği de artar. Bu durumda gecikmeden kabızlık nedeni belirlenerek, kabızlık tedavisine başlanması gerekir.

Kabızlık Nedenleri

Kabızlığın nedenleri farklı olsa da hastalarda ortaya çıkan karın ağrısı ve karında şişlik gibi olumsuzluklar aynıdır. Hareketsiz yaşam sürülmesi, yeteri kadar su içilmemesi, fazla kafein alımı, beslenmenin protein ağırlıklı olması, bazı ilaçların kullanımı, stres, metabolik sorunlar gibi etkenler kabızlık nedenleri arasında olabilir. Kabızlık bağırsak hareketlerinin zorlaşması ve azalması nedeniyle ortaya çıkar. Tuvalete her gün çıkmamak bilinenin aksine kabızlık anlamına gelmez. Haftada ikiden daha az dışkılama olması halinde kabızlık sorunu gündeme gelmelidir. Kişilerdeki yapısal sorunlardan ziyade bağırsaklardaki işleyişin değişmesi kabızlığa neden olur.

Kabızlık nedenleri arasında pek çok etken sayılabilir. Beslenme alışkanlıkları dışında vücut işleyişinde yavaşlamaya neden olabilen depresyon kabızlığa neden olabilir. Depresyon huzursuz bağırsak sendromuna da yol açabilir. Bu rahatsızlığı olan kişiler kabızlığa daha yatkın olurlar. Ayrıca depresyon tedavisinde kullanılan antidepresan ilaçlarda yan etki olarak kabızlık yapabilir.

Nörolojik kökenli parkinson, MS gibi hastalıklar da sindirim sistemini etkileyebilir. Bu hasta grubunda kabızlık en fazla görülen yakınmalar arasındadır. Diyabet hastaları da kabızlıktan en çok yakınan hasta grubudur. Uzun süreli kabızlığı olan kişilerin kan şekeri kontrolü yaptırmaları önerilir.

Hamilelik süreci de hormonal değişimlerden ve bağırsakların baskı altında olup sıkışması nedeniyle kabızlığın çok görüldüğü özel dönemlerden biridir. Kabızlık kadının doğum yapmasından sonra da devam edebilir. Karın kasların yavaş işlemesi ya da bazı ilaçlar kabızlığa neden olabilir. Perianal ağrıları olan kadınlar dışkılamayı tercih edebilirler.

Hareketsizlik

Kişinin hareketsiz bir yaşam sürmesi bağırsak hareketlerinin de yavaşlamasına neden olacaktır. Bu durum kabızlığa neden olabilir. Hastalık nedeniyle ya da herhangi bir kaza sonucunda uzun süre yatalak kalan kişilerde kabızlık çok görülür. Kişinin fiziksel aktiviteleri ne kadar az olursa kabızlığın ortaya çıkma riski artar. Sindirimin en önemli yardımcısı düzenli yapılan egzersizlerdir. Bu yüzden kabızlığa yatkın kişilerin düzenli olarak hareket etmesi önerilir.

Yoğun Stres

Kişilerin stres altında olması halinde sağlıklarına gereken özeni göstermediği bilinen bir gerçektir. Yoğun stresli zamanlarda yemeklerini bile sağlıksız şekilde seçerler. Vücutlarında stres hormonlarının salınımı ve sinir sistemindeki etkileşim nedeniyle olumsuz sorunlar yaşanabilir. Bunlar kabızlığın oluşmasına yeterli etkenlerdir. Bu yüzden stresli kişilerde kabızlık daha yoğun görülür.

Metabolik Sorunlar

Metabolizma vücudumuza gereken enerji için alınan besinlerin sindirilme sürecidir. Başta genetik olmak üzere metabolizmayı olumsuz etkileyebilecek pek çok neden bulunmaktadır. Enzimlerin sentezinde yaşanan sorunlar, besin maddelerinin fazla tüketilmesi, yetersiz beslenme gibi nedenler metabolizmanın bozulmasına neden olabilir. En fazla görülen metabolik sorunlar hipotiroidi, diyabet, gut hastalığı ve obezite rahatsızlıklarıdır. Hipotiroidi tiroid bezinin yeterince hormon üretmediği durumlarda ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Bu yüzden metabolizmada yavaşlama oluşur. Çünkü tiroid hormonlarının metabolizmanın düzgün çalışmasında önemli bir rol oynamasıdır. Hipotiroidi hastalarının hepsinde kabızlık sorunu olmayabilir. Fakat kabızlık yaşayan bir kişide bu sorunun olup olmadığına da bakılmalıdır. Aynı şekilde diyabet hastaları da kabızlığa en fazla maruz kalan hasta grupları arasındadır. Bu yüzden metabolik sorunlar kabızlık durumunda mutlaka değerlendirilmelidir.

Bağırsak Hareketlerinin Azalması

Bağırsak hareketlerinin azalmasına neden olabilecek etkenler kabızlığın en önemli nedenleri arasındadır. Bağırsak hareketlerinin azalması hastalıklar nedeniyle olabileceği gibi dışkılamanın ertelenmesi, hareket azlığı gibi nedenlerle de oluşabilir. Dışkılamayı ertelemek vücudun alışık olduğu bir düzenden çıkması ve başka bir duruma adapte olmasına yol açar. Bu yüzden bağırsak hareketlerinde de azalma ortaya çıkar.

Elektrolit Dengesindeki Bozukluklar

Elektrolit dengesinin korunmasında böbreklerin önemli bir rolü bulunmaktadır. Sağlıklı bir yaşam sürebilmek için elektrolit dengesi mutlaka korunmalıdır. Yanlış diyetlerin yapılması, sıcak havalarda terleme nedeniyle kaybedilen sıvının yerine konmaması gibi etkenler bu dengenin bozulmasına neden olabilir. Vücuttaki yetersiz ya da aşırı elektrolit seviyesi tehlikeli boyutlara, hatta ölüme bile neden olabilir. Bu sorun kabızlığın nedeni de olabilir. Bu nedenle özellikle sıvı ağırlıklı diyetler ve düşük kalorili diyetler ciddi şekilde takip edilmelidir.

Pelvik Tabandaki Değişiklikler ve Hastalıklar

Pelvik taban leğen kemiği denilen pelvisin içini örten, idrar torbası, yumurtalık, rahim, kalın bağırsağın son kısmı rektumun işlevini yapmasını sağlayan kas tabakasıdır. Yani pelvik taban pelvis tabanını oluşturur. Destekleyici özelliğe sahip olan pelvik tabandaki değişiklikler ve hastalıklar kabızlığın nedeni olabilir. Normalde istemli kontrol altında olan bu kasların istediğimizde sıkmamız ve gevşetmemiz gerekir. Pelvik taban kasların işleyişinde bozulma söz konusu olduğunda kasların fonksiyonu da bozulur. Dışkılama sırasında sürekli olarak kasılı halde kalırlar. Kasların gevşemesi gereken yerde gevşememesi nedeniyle kişide idrar ve dışkılama zorluğu ortaya çıkabilir.

Bazı İlaçlar

Kullanılan bazı ilaçlar da kabızlığın nedenleri arasında görülür. Kabızlık sırasında kullanılan laksatif ilaçların da etkisi iki şekilde olur. Bazı ilaçlar dışkıyı yumuşatma, bazıları da bağırsak hareketlerini arttırarak kabızlığı önlemede etkilidir. Bu ilaçların uzun süre kullanılması bağımlılık etkisi yapabilir ve bağırsakların tembelleşmesine neden olabilir. Bu yüzden laksatif ilaçlar sadece doktorun önerdiği dozda ve sürede kullanılmalıdır. Ayrıca güçlü ağrı kesici ilaçlar, antidepresan ilaçlar, demir hapları da kabızlığa neden olabilir. Alerji ilaçları, yüksek tansiyon ilaçları, idrar söktürücü ilaçlarda kabızlığa yol açabilir.

Beslenme Alışkanlıkları

Altında yatan herhangi bir hastalık bulunmuyor ise kabızlığın en önemli nedeni beslenme alışkanlıklarıdır. Beslenmenin lif bakımından düşük yiyeceklerle olması, et ve yumurta gibi besinlerin olmaması, yağ oranı yüksek besinlerin tüketilmesi sindirimi yavaşlatır. Bu besinlerin yanında brokoli, havuç, domates, bezelye gibi lif oranı yüksek besinlerin de tüketilmesi gerekir.

Beslenme düzeninin bozulması da kabızlığa neden olabilir. Vücudun alışık olmadığı gibi beslenmesi kabızlık yaratabilir. Uzun yolculuklarda bu sorun sıkça yaşanır. Kabızlık, şişkinlik ve gaz problemi uzun yolculuklarda görülebilir. Yemek saatlerinin değişmesi, hazır gıdaların tüketilmesi sindirim sisteminin alışık olmadığı durumlara maruz kalmasına neden olabilir. Bu da kabızlık için uygun ortam hazırlar.

Kabızlık Tanı ve Teşhis Yöntemleri

Kabızlık tanı ve teşhis yöntemleri kişinin yaşı, belirtiler ve kişisel özellikleri değerlendirilerek belirlenir. Her hastada muayene ve teşhis yöntemlerinin kullanılmasına gerek kalmayabilir. Kabızlık tanısında öncelikle hastanın öyküsü dinlenerek, fiziki muayenesi yapılır. Hastanın durumuna ve bulgulara göre daha ileri tetkikler yapılabilir.

Fiziki Muayene

Kabızlık tanısında hastaya yapılan fiziki muayene sırasında rektum bölgesi değerlendirilir. Hastadaki bulgulara göre yapılan muayenede bölgedeki kitle varlığına, anal fissür, basur, fistül, kanser, çatlak gibi oluşumlar değerlendirmeye alınır. Dijital rektal muayene sırasında önemli bilgilere ulaşılabilir. Pelvik taban bozukluğundan kaynaklanan kabızlık sorununun nedeni bu şekilde daha kolay belirlenebilir.

Tetkikler

Kabızlığın tanısı için yapılması gereken tetkikler sırasında tiroid hormonları, kalsiyum, potasyum, sodyum gibi elektrolitler incelenir. Bunun için bazı laboratuvarda kan tahlilleri yapılır. Belirlenen değerlerin normal aralıkta çıkması, Anamnez sırasında kuşku duyulacak bir bulguya rastlanmaması, kişinin elli yaşını geçmemesi gibi durumlarda fonksiyonel kabızlık tedavisi yapılmasına karar verilebilir. Kronik kabızlık tanısında daha ayrıntılı tetkikleri yapılır. Kalın bağırsağın etkilendiği hastalıklardan şüphe edilirse kolonoskopi yani kalın bağırsağın görüntülenmesi tercih edilebilir.

Anamnez

Kabızlığa tanı koymak için doktorun hastanın öyküsünü değerlendirdiği bir aşamadır. Kabızlığın süresi, dışkılama sıklığı, dışkılamanın sertliği gibi unsurlar bu şekilde değerlendirmeye alınır. Anamnez çoğu zaman kabızlık hakkında fiziki muayeneden daha fazla bilgi verir. Kişinin normal dışkılama alışkanlığı durumuyla değerlendirildiğinde kabızlık çekip çekmediği daha net belirlenebilir.

Sonografi

Sonografi kabızlık tanısı sırasında kullanılabilen bir tanı yöntemidir. Ultrason muayenesi olarak ta tanımlanan bu tetkikte görüntü alabilmek için yüksek frekanslı ultrasonik dalgalar kullanılmaktadır. Bilgisayara gönderilen ve alınan sinyallerdeki zaman farkı sonucunda ultrasonik resim oluşturulur. Işın yaymayan, kontrast madde alınmasına gerek kalmayan ve acı vermeyen bir teşhis yöntemidir. Kabızlık tanısında karın bölgesinin muayene edilmesinde oldukça faydalı bir yöntemdir.

BT Görüntüleme

Kabızlık tanı yöntemleri arasında kullanılan BT görüntüleme daha önce yapılan tetkikler sırasında hastada kalın bağırsak kanseri şüphesi olursa kullanılabilir. Kanser şüphesini bertaraf etmek amacıyla bu tanı yöntemine başvurulabilir.

Kolon Geçiş Süresinin Belirlenmesi

Kabızlık organik bir nedene bağlı oluşmadığında, kolon geçir süresinin belirlenmesi gerekebilir. Dışkının bağırsaktan geçiş zamanını değerlendirebilmek amacıyla bu test yapılır. Test kolon motilitesinin yeterliliği hakkında doğrudan, dışkılama hakkında da dolaylı bilgi verir. Bu testin yan etkisi olmadığından, ucuz ve kolay olduğundan kabızlık tanısında sıkça kullanılır.

Testte kullanılan kapsülün içinde 20 halka vardır. Halkalar kalın bağırsaktan geçerken atılımı normal sürede gerçekleşmelidir. Beşinci günde çekilen filmde halkaların sayısının en az % 20 ve altı varsa kolon geçiş süresinin normal olduğu kabul edilir. Bundan fazlası bağırsak tembelliğine işaret eder. Halkalar bağırsağın rektum kısmında toplanırsa kolon motilitesi normal kabul edilir. Fakat çıkımda sorun olduğu anlaşılır. Dışkı atılımının geciktiği belirlenir. Bu durumda hastaya fonksiyonel kabızlık tanısı konularak tedaviye başlanır.

Anorektal Fonksiyon Testleri

Anorektal fonksiyon testleri kalın bağırsağın sonu olan rektum ile dışarıya açılan kısmı anal kanalın yani makatın hastalıklarında tanı ve tedavi için kullanılan yöntemlerdir. Testlerin bir kısmı makat bölgesi fonksiyonlarını değerlendirmek için bir kısmı da bölgeyi görüntülemek için kullanılır. Anal manometri, izotonik sıvı perfüzyon testi, balon atılım testi, kolonik transit çalışmaları, EMG Anorektal elektromiyografi, defekografi, Anorektal ultrasonografi bu testler arasındadır. Poliklinik koşullarında yapılan testler hastalar açısından herhangi bir yan etkiye neden olmazlar. Ayrıca 10-15 dakika gibi kısa sürelerde yapılabilirler.

Kabızlık Risk Faktörleri

Kabızlık oluşumu bakımından bazı risk faktörleri de bulunmaktadır. Bunlar arasında en yaygın olanları yatağa bağımlı yaşamak, yeteri kadar sıvı almamak, kemoterapi tedavisi olmak ve hareketsiz yaşam tarzını benimsemek sayılabilir. Risk faktörlerini taşıyan kişilerin kabızlıktan uzak durması için bunlara önlem alması gerekir.

Kemoterapi Tedavisi Almak

Kemoterapi tedavisi almak hastalarda yan etki olarak kabızlığa neden olabilir. Kabızlık nedeniyle kullanılan ilaçlar da bu yan etkiye neden olabilir. Ancak sadece kabızlığı kemoterapi tedavisi olmaya bağlamamak gerekir. Hareketsiz yaşam sürmek, beslenmede liften yoksun besinleri yemek gibi unsurların olması da tedavi sırasında kabızlığı tetikleyebilir.

Yeterli Sıvı Almamak

Günlük ihtiyacı karşılayacak şekilde sıvı alımı önemlidir. Yeterli sıvı almamak kabızlık açısından risk oluşturur. Sindirim sırasında parçalanan besinlerdeki su bağırsaklarda emilir ve posası kalır. Suyun yeterince alınmaması halinde kabızlık ortaya çıkabilir. Susuz kalmamak için bol miktarda su içilmelidir. Sıvı olarak kafein ve alkol içermeyen sıvıların tüketilmesi gerekir. Bu bağırsaklardaki ve dışkıdaki suyu arttıracağından dışkılama zorluğu giderilir.

Yatağa Bağımlı Hastalar

Yatağa bağımlı hastalarda hareketli bir yaşam sürmek olanaksızdır. Bu yüzden kabızlık açısından riski azaltmak için hastaların beslenmesine özen gösterilmelidir. Beslenmesi lif bakımından zengin yiyeceklerden oluşmalı, gün içinde yeterince sıvı almaları sağlanmalıdır.

Hareketsiz Yaşam Tarzı

Hareketsiz yaşam tarzı kabızlık açısından risk faktörleri arasında görülür. Bu bağırsak hareketlerinin azalmasına ve kabızlığın ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu yüzden düzenli olarak yürüyüş yapılması, egzersiz yapılması tavsiye edilir. Özellikle sıkça kabızlık çeken kişilerin buna dikkat etmesi gerekir.

Kabızlık Komplikasyonları

Kabızlık komplikasyonları arasında uzun süreli kronik hale gelen kabızlık, rektal prolapsus, anal fissür, dışkı impaksiyonu, basur gibi sağlık sorunları yer almaktadır. Bunların oluşmasının önlenmesi için kabızlığın mutlaka tedavi edilmesi gerekir.

Kronik Kabızlık

Kronik kabızlık yaklaşık 3-4 hafta devam eden kabızlık durumudur. En fazla yaşı ilerlemiş kişileri etkiler. Bu tür kabızlığın altında bağırsak hastalığı gibi ciddi rahatsızlıklar olabileceğinden kronik hale gelmiş kabızlığın tedavisi önemsenmelidir.

Anal Fissür

Anal fissür anüs içinde ağrıya, kaşıntıya ya da kanamaya neden olabilecek makat çatlakları şeklinde ortaya çıkar. Kabızlığın komplikasyonları arasında en sık rastlanan sorunlardan biridir. Hastanın fiziki muayenesi sırasında anal fissür rahatlıkla teşhis edilebilir.

Dışkı İmpaksiyonu

Dışkı impaksiyonu denilen komplikasyon dışkının normal bağırsak hareketleri ile atılamayacak derecede sertleşmesi ve bu yüzden bağırsaklarda ve son kısımda yani rektumda sıkışması sorunudur. Bu en fazla çocukları ve yaşlı kişileri etkisi altına alır.

Rektal Prolapsus

Rektal prolapsus esnemiş rektumun makatın dışına sarkması ile oluşur. Kabızlık komplikasyonu olarak gelişebilen bu sorun anüsten mukus sızmasına yol açabilir. Özellikle kabızlık sorunu olan yaşlı kişilerde buna sık rastlanır. Kadınlarda daha çok postmenopozal dönemde erkeklere oranla daha fazla görülür.

Kabızlık Nasıl Önlenir?

Kabızlığı önlemek için yaşam tarzı değişiklikleri yapılmalı, yeterince sıvı tüketilmeli, beslenmede lifli gıdalara ağırlık verilmeli ve düzenli olarak egzersiz yapılmalıdır. Kabızlık boşalma sisteminde en sık görülen sorunlardan biridir. Dışkılama sıklığının azalması ile ortaya çıkar. Kişilere oldukça rahatsızlık veren, ciddi komplikasyonlara neden olan kabızlığın alınacak önlemlerle oluşumu engellenebilir.

Sıvı Tüketmek

Sıvı tüketiminin yeterli olması sağlığımız için olduğu kadar sindirim sisteminin düzenli çalışması için de önemlidir. Sıvı tüketimi yeterli olmadığı takdirde dışkılamada sorunlar yaşanabilir. Bu nedenle kabızlığın önlenmesi için yeterli sıvı alınmalıdır.

Lifli Gıdalarla Beslenmek

Lifli gıdalarla beslenmek kabızlığı önlemede oldukça etkilidir. Bu yüzden lif oranı yüksek olan sebze ve meyve tüketimine ağırlık verilmelidir. Gıdalardaki lif oranı ne kadar düşük olursa kişinin kabızlık çekme riski de artar.

Egzersiz ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Kişinin hareketsiz yaşam sürmesi kabızlığa uygun zemin hazırlar. Bu bağırsak hareketliliğinin azalmasına neden olabilir. Bu yüzden düzenli egzersiz yapılması, yaşam tarzı değişiklikleri kabızlıktan korunmada etkili önlemlerdir.

Sık Sorulan Sorular

Kabızlık konusunda yazımızdan genel bilgilere ulaşabilirsiniz. Kabızlığın nedenleri, belirtileri, risk faktörleri, tanı ve tedavisi hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Kabızlık hakkında merak edilen soruların yanıtlarını da bu bölümde bulabilirsiniz.

Sağlıklı dışkı günde kaç kez olmalıdır?

Sağlıklı dışkı herkes için farklı sayıda olabilir. Bazıları için günde üç defa dışkılama normal görülür iken bazıları için haftada üç defa dışkılama normal sayılır. Ancak tıbbi olarak haftada iki defadan az dışkılama olması kabızlık olarak değerlendirilebilir. Doğru dışkılama sayısı için kişinin ruhsal, sosyal, biyolojik açıdan uygun koşullara sahip olması gerekir. Bunların eksikliği dışkılamayı doğrudan etkiler. Dışkılama ihtiyacı olduğunda tuvalete gidilerek fazla ıkınma yapılmadan ihtiyaç giderilmelidir. Her gün belirli saatlerde tuvalete gidilmesi de dışkılamayı kolaylaştırır.

Hamilelik kabızlık sorununda bir etken mi?

Hamilelik dönemi hormonal dengenin değiştiği bir süreçtir. Ayrıca hamilelik ilerledikçe büyüyen rahmin bağırsaklara baskı yapması, bağırsaklarda sıkışmaya neden olabilir. Bu durumda kabızlık sorunu yaşanabilir. Bunu önlemek amacıyla beslenmeye ve egzersize önem verilmelidir.

Kabızlığa hangi yiyecekler iyi gelir?

Kabızlığa iyi gelen yiyecekler lif bakımından zengin olanlardır. Bezelye, havuç, elma, incir, erik, kayısı, lahana, yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller iyi bir lif kaynağıdır.

Antidepresan ilaçları kabızlığa neden olur mu?

Antidepresan ilaçlar depresyon tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak bu ilaçların yan etkisi olarak kabızlık görülebilir.

Kabızlık farklı hastalıklara yol açar mı?

Kabızlık hemoroit, anal fissür, rektal prolapsus gibi farklı hastalıklara neden olabilir. Bu yüzden kabızlık tedavisinin ihmal edilmemesi gerekir. Özellikle kronik kabızlık çeken kişilerin doktora giderek tedavi olmaları gerekir.

Kabızlık için hangi bölüme muayene olmak gerekir?

Kabızlık sorunu olan kişilerin hastanelerde iç hastalıkları yani dâhiliye bölümüne giderek muayene olması gerekir.

Kötü kokulu ve siyah dışkının sebebi nedir?

Dışkının kötü kokulu ve siyah renkte olması ilk anda dışkıda kan olduğunu düşündürür. Bu dışkı özelliği daha çok oniki parmak bağırsağı ya da mide gibi üst sindirim sisteminde olan kanamalarda söz konusu olabilir. Dışkı katran gibi koyu renkte ve kötü kokulu olur. Ayrıca ıspanak, meyan kökü gibi yiyeceklerin tüketilmesi, demir haplarının alınması, demir içeren vitamin haplarının kullanımı, mide kanaması gibi etkenler de dışkının bu özelliklerde olmasına neden olabilir.

Seyahatte Oluşan Kabızlık İçin Hangi Önlemler Alınabilir?

Seyahatte oluşana kabızlık için bazı önlemler alınabilir. Uzun süren seyahatlerde yenilen besinlere dikkat edilmesi, kısa aralıklarla mola verilmesi, lifli yiyeceklerin tüketilmesi ve bol su içilmesi faydalı olabilir.

Kabızlıkta dışkıda kan olması tehlikeli midir?

Kabızlıkta dışkıda kan olması çeşitli sebeplerden kaynaklanabilir. Anal fissür sorununda, basur sorunu bulunanlarda dışkıda kan olması mümkündür. Ayrıca dışkının sert olması, ıkınmanın şiddeti de makatta zorlanmaya neden olacağından kanamaya neden olabilir.

Kronik kabızlık kansere neden olur mu?

Kronik kabızlık genel olarak kanser neden olmaz. Ancak kolon kanseri hastalarda kronik kabızlığa neden olabilir. Bu yüzden kronik kabızlık sorunu olan hastaların detaylı olarak değerlendirilmesi, bağırsak kanseri açısından incelenmesi gerekir. Ayrıca tedavi edilmeyen kronik kabızlık beraberinde karın kramplarına, bulantı ve kusma yakınmalarına, ağrıya neden oluyorsa mutlaka kanser açısından bir değerlendirme yapılmalıdır.

Huzursuz bağırsak sendromu nedir?

Huzursuz bağırsak sendromu diğer adıyla irritabl bağırsak sendromu kabızlık bakımından risk faktörü olarak görülmektedir. Bu hasta grubunda kabızlığa sık rastlanmakla beraber, henüz sebebinin ve kaynağının ne olduğu ile ilgili net veriler bulunmamaktadır. Hastaların yaşadığı depresyon, stres, kaygı gibi etkenler kabızlığın oluşmasına uygun ortam hazırlamaktadır. Bu hastalarda kabızlık dışında ishal sorunu da sık görülmektedir.

Alkol kullanımı kabızlığa neden olur mu?

Alkol kullanımı vücuttaki sıvı miktarının azalmasına neden olur. Özellikle kabızlık sorunu olan kişiler daha fazla sıvı tüketmeli ve alkol kullanımını da sınırlandırmalıdır. Alkol kullanımı nedeniyle vücuttaki sıvı azalırsa dışkı normal özelliklerini kaybeder ve kabızlık sorunu yaşanabilir.

Kabızlık hangi hastalığın habercisidir?

Kabızlık çoğu zaman akut nadiren de kroniktir. Kronik olmasının altında ise genelde sindirim sistemi hastalıkları yatmaktadır. Bağırsakların sıvıyı süzmesini belirleyen onlarca farklı faktör; bu faktörlerin de etkilendiği onlarca farklı hastalık olabilir. İstatistiksel olarak kabızlığa en fazla sebep olan hastalıklar şunlardır: Bağırsak dokularının iltihaplanmasına sebep olan bakteriyel hastalıklar, sindirim sistemini yavaşlatan metabolizma hastalıkları, bağırsak polipleri, hormon hastalıkları.

Kabızlık hangi vitaminlerin eksikliğinden olur?

Bağırsak fonksiyonları hormonlar, hormonların miktarını da vitaminler belirler. Özellikle vitamin D, üstlendiği görevlerden dolayı sindirim sistemi üzerinde oldukça etkilidir. Günümüzün yaşam koşulları içerisinde D vitamini sentezinin zorlaşması insanların sürekli olarak D vitamininden yoksun gezmesine sebep olmaktadır. Kabızlık vakalarının yüzde altmış kadarı D vitamini eksikliğinden kaynaklanır. Çoğu zaman ilk sebep olmasa da ikinci sebep vitamin eksikliğidir.

Kabızlık kaç gün sürer?

Kabızlık, kabızlığı ortaya çıkaran faktöre göre değişen sürelerde devam eder. Kabızlığın şiddeti, hastanın kabızlığa karşı uyguladığı yöntemler de süreyi belirleyen diğer unsurlardır. Genelde bir hafta kadar kabızlığın devam etmesi normal kabul edilir. İki – üç hafta süren kabızlık vakalarında ise tedavi mecburidir. İleri seviyede sindirim sistemi problemi yaşayan hastalarda ise kabızlığın süresi üç ayı bulabilir.

Bebeklerde kabızlık kaç günden sonra tehlikeli olur?

Bebeklerin yaşamı üzerinde sindirim sistemi hastalıklarının etkisi büyüktür. Bebekler genelde ishal olmaya meyilli olsa da bazen sürekli kabızlık geçiren bebeklerle de karşılaşılır. Temel sebep bağırsak fonksiyonlarının normalden çok daha yavaş çalışmasıdır. Bebeklerde kabızlığın maksimum iki – üç gün sürmesi beklenir. Bu sürenin içerisinde ve sonrasında bebek oldukça huzursuzlaşır. Üç günden fazla süren kabızlıklarda ise acilen doktora başvurulmalıdır.

İshalden sonra kabızlık normal mi?

Normal koşullar altında iki farklı uçtaki bağırsak fonksiyonu problemlerinin birbirini takip etmesi beklenmez. Dengenin sağlanması sırasında ishali takiben kabızlık ortaya çıksa da genelde bu durum iltihaplı bağırsak hastalıklarının bir belirtisi olarak kabul edilir. İltihaplar öylesine fonksiyon bozucu hale gelir ki önce kabızlık sonra ishal ve sonra yine kabızlık şeklinde bir döngü ortaya çıkar. Döngüler haftalık ya da aylık şekilde gerçekleşebilir.

Kabızlık neyin belirtisidir?

İnsan vücudunun ikinci beyni olarak kabul edilen bağırsakları etkileyen onlarca ve hatta yüzlerce farklı nedenden bahsetmek mümkündür. Kabızlık da en çok görülen dışkılama problemlerinden birisi olduğu için onlarca sebep sayılabilir. Kabızlığın tanısında eleme yönteminden yararlanılır. Kabızlık şu sorunların belirtisi olabilmektedir: Günlük olarak normalden az sıvı tüketildiğinin, Beslenme alışkanlıklarının liften yoksun olduğunun, İltihaplı bağırsak hastalıklarının, Hormon hastalıklarının belirtisidir.