Kemik Erimesi (Osteoporoz)
- Sık Sorulan Sorular
- Kemik erimesi tedavisi nasıl yapılır?
- Kemik erimesi hastalığı sadece yaşlılarda mı görülür?
- Kronik ishal kemik erimesine neden olur mu?
- Kemik erimesi şiddetli ağrı yapar mı?
- Kemik erimesi için hangi doktora gitmek gerekiyor?
- Kemik erimesi hastalığı ölüme yol açar mı?
- Kemik erimesi hastalığı hastaların yaşam kalitesi nasıl etkiler?
- Kemik erimesini önlemek için hangi gıdalar tüketilmelidir?
- Kemik erimesi sakatlanmalara yol açar mı?
- Kemik erimesi olan hastalar engelli raporu alabilir mi?
- Kemik erimesi hangi tahlillerle belli olur?
- Kemik erimesi kaç yaşında başlar?
- Kemik erimesi kadınlarda neden çok görülür?
- Kemik erimesi kilo kaybına neden olur mu?
- Kemik erimesi askere engel mi?
- Kemik erimesi ilerlerse ne olur?
Kemik erimesi (Osteoporoz) kemik gücünden kaynaklanan kırılma ya da çatlama riskinin artmasına uygun zemin hazırlayan bir kemik hastalığıdır. Kemik gücü ise kemik yoğunluğu ve kemik içeriğinin entegrasyonunu göstermektedir. Yani kemik erimesi kemiğin mimarisine, kemik yoğunluğunun mineral içeriğine, kemiğin zayıflamasına ve hasarlanma yöntemine göre de kemik niteliğine bağlı gelişir.
Kemik yoğunluğu insanlarda 20-30 yaş aralığında en yüksek değerine ulaşmaktadır. Bu aşamadan sonra yaşla birlikte kemik yoğunluğu da azalmaya başlar. Hormon düzeylerindeki değişim ve menopoz yoğunluğun azalmasını hızlandırır. Bu etkenlere bağlı kemik erimesi tanısı bölgesel kemik yoğunluğunun yaşa bağlı değerlerle karşılaştırılmasıyla konur. Kemik mineral yoğunluğu ölçümü günümüzde daha çok omurga ya da kalça uyluk kemiğinden ölçülmektedir. Kemik mineral yoğunluğu genç erişkinlere nazaran 2,5 standart sapma ya da bundan düşük olması halinde kişiye kemik erimesi yani osteoporoz tanısı konulmaktadır.
Belirlenen bu katsayı T skoru olarak adlandırılır. Kemik erimesinde temel risk faktörü kemiğin kırılmasıdır. Azalan kemik yoğunluğundan kemikte kaynaklanan kırıklar ile alakalı pek çok bilimsel çalışma yapılmaktadır. Kemiğin hasarlanmasının engellenebilir ya da yavaşlatılabilir olması kişilerin kemik kırıklarından korunmasına yardımcı olabilir.
D vitamini ve kalsiyum içeren yiyeceklerden oluşan bir diyet programı ya da bunları içeren destek ürünleri yardımıyla kemik erimesi riskinin azaltılması mümkündür. Bunun yanı sıra düzenli yapılan egzersizlerde kemik yapımının uyarılmasına yardımcı olur. Düzenli egzersiz ve kalsiyum alımı belli oranda kemik erimesini azaltsa da T skoru düşük hasta grubunda kemik bozumunun azaltılması amacıyla ilaç kullanımı da gerekecektir.
Kemik erimesi tanı yöntemlerinin amacı en uygun tedavi yönteminin belirlenmesi için kaybedilen kemik miktarının belirlenmesini sağlamaktır. Hastalara her zaman D vitamini ve kalsiyum desteği önerilmektedir. Yapılması gereken egzersizlerin yoğunluğu ve tipi hastadaki kemik bozunma derecesine göre değişebilir. Hastalara reçete edilecek ilaçlar da tanıya göre farklılık gösterebilir.
Kemik erimesi (Osteoporoz) tanısı hastalarda kemik yoğunluğunun ölçümü ile başlamaktadır. Ancak kemik erimesine neden olan kemik bozunması karmaşık bir süreç olduğundan kemik mikro mimarisini etkilemektedir. Kemik erimesi tanımına göre sadece kemik yoğunluğunun ölçülmesi yeterli olmaz. Buna kemik mikro mimari değişkenlerinin de eklenmesi gerekir.
Kemik heterojen bir yapıda olup, biyomekanik açıdan karmaşık yapısal özelliklere sahiptir. Kemik erimesinden oluşan kırık ve çatlaklar genellikle dış kısmı sert kemik dokusuyla kaplı olan kabuk içindeki omurga, topuk kemiği, femur başı gibi süngerimsi yapıdaki dokularda olur. Bu türde dokularda kemiğin dayanma kapasitesine her iki yapı etki eder. Kemik erimesi ile oluşan doku kaybı kemikteki kortikal kabukta ve süngerimsi dokuda incelmeye neden olur.
Yapılan bilimsel çalışmalarda omurga sertliği ve gücünün büyük oranda süngerimsi dokudan kaynaklandığı, kabuk ağırlığının bundaki rolünün az olduğunu ortaya koymuştur. Buna göre süngerimsi dokudaki kayıpların kemik çatlak ve kırıklarının oluşmasında daha etkili olduğu söylenebilir. Kemik erimesi bazı hastalarda bütün vücudu değil sadece tek bir bölgeyi etkileyebilir. Tek bölgede kemik erimesi gelişme riski vücutta hareketsiz kalan bir bölgenin olması, kırılan bir kemiğin olması, sinir hasar olan bölgedeki kemiklerde, bağların koptuğu kemiklerde, felç yüzünden hareketsiz kalan kemiklerde olabilir.
Kemik Erimesi Hakkında
Vücuttaki kemiklerinin sertlik oranının azalmasına ve kemik kalitesinin bozulmasına bağlı olarak zayıflamasına ve daha kırılgan hale gelmesinden dolayı tüm iskeleti etkileyen rahatsızlığa kemik erimesi adı verilmektedir. Toplumda her geçen gün insan yaşam süresinin uzaması ve yaşlı insan sayısındaki artış nedeniyle kemik erimesi en fazla görülen hastalıkların arasında girmiştir. Araştırmalar 50 yaş üzeri her beş erkekten birinin, her üç kadından birinin yaşamının bir döneminde kemik kırığı ile karşılaştığını ortaya koymaktadır. Kemik erimesi günümüzde toplum sağlığını tehdit eden boyutlara gelmiştir. Gözenekli yapıya dönüşen kemiğin erimesi sonucunda meydana gelen kemik erimesinde kemiklerin yoğunluğu azalmakta ve direnci düşmektedir. Ayrıca kemiklerdeki protein ağı da kötüleşmeye başlar. Bu rahatsızlık kadınlarda menopoz döneminde daha fazla görülmektedir.
Kemik erimesi günümüzde görülen kemik hastalıkları içinde ilk sırada yer almaktadır. Yaşam süresinin artması nedeniyle kemik erimesi ve buna bağlı oluşan kırık ve çatlaklar da artmaktadır. Toplumun ekonomik ve sosyal sorunları arasında yer alan kemik erimesi önlenebilen ve tedavisi olan bir rahatsızlıktır.
Kemik erimesi olan ya da kemik yoğunluğu az olan hastaların pek çoğu bunun farkında olmaz. El bileği, kalça, omur gibi alanlarda oluşan çok sayıda kırık bu rahatsızlık nedeniyle meydana gelmektedir. Araştırmalara göre kalça kırığı olanların ortalama %20 kadarı bir yıl içinde yaşamını yitirmekte, %30 kadarı da sakatlık yaşamaktadır.
Kemik erimesi rahatsızlığından en fazla kadınlar etkilense de erkekler açısından da bu hastalığın bir risk olduğu söylenebilir. Yaşlılık bu hastalığın en önemli risk faktörüdür. Tıp alanındaki gelişmeler tüm hastalıkların tedavisinde büyük rol oynamaktadır. Dolayısıyla insan ömrü her geçen gün uzamaktadır. Kemik erimesi gibi yaşlanma ile görülme sıklığı artan hastalıkların da tedavisi daha erken aşamada alınan önlemlerle azaltılmaktadır. Buna rağmen kanser ve kalp hastalıklarının ardından insanların yaşamını kaybetmesine neden olan üçüncü hastalık kemik erimesidir. Bu nedenle toplumdaki her birey, kadın olsun erkek olsun zamanında kemik erimesinden korunmak için önlem almalıdır. Kemik yoğunluğu ölçümü tedbir olarak 45-50 yaşlarında mutlaka yapılmalıdır. Ayrıca kemik erimesi risk faktörlerini taşıyan ya da kemik çatlağı, kırığı ile karşılaşanlar da bir taramadan geçmelidir.
Kemikler canlı dokular olduğundan yıkım ve yapım faaliyetleri de kemiğin içinde gerçekleşir. 30 yaşına kadar bu süreç düzenli olarak devam eder. Ancak bu yaştan sonra dengeye bağlı olarak yıkım işlemleri daha fazla olur. Kadınlarda 30 yaşından itibaren yıllık olarak %0,5 kadar geri dönüşümsüz şekilde kemik yoğunluğu azalır. Menopoz döneminden itibaren de kemik yoğunluğunun azalması hızlanmaya başlamaktadır. İlerleyen süreçte kemik kırıklarına daha fazla rastlanmaktadır. Kemik erimesi en fazla vücuttaki yükü taşıyan omurlarda etkili olmaktadır. Yapılan araştırmalarda omurlarda %47 oranında kemik erimesi olduğunu, bileklerde %13, kalçada %20, diğer kemik alanlarında ise %20 oranında etkili olduğu belirlenmiştir. Omurları etkileyen kemik erimesi nedeniyle çökme kırıklarının olması ve yaşın ilerlemesiyle birlikte boy kısalması sorunlarının yaşanması olasıdır. Ayrıca kalça ve diğer alanlarda da ölümcül sonuçları olan kırıklar da oluşabilir.
Kemik erimesi açısından pek çok risk faktörü vardır. Yaş, ırk ve genetik özellikler değiştirilemeyecek risk faktörleri arasındadır. Ancak sedanter yaşam tarzı, sigara alışkanlığı, beslenme gibi risk faktörleri değiştirilebilir faktörlerdir. Gelişme ve büyüme çağında yeterince kalsiyum alınması, ileri yaşlarda kemik yoğunluğunun korunmasında etkili olacaktır. Yetersiz vitamin ve mineral alınması, alkol ve sigara alışkanlığı, fazla oranda potasyum ve sodyum alımı kemik erimesi açısından risk kabul edilir. Kemik yoğunluğunu arttırmak için düzenli egzersiz yapılması da önerilir.
Açık tenli kişiler, küçük kemikli kadınlar, böbrek ve karaciğer hastalıkları, diyabet, tiroit sorunları, kortizon, antiasit, idrar söktürücü ve epilepsi ilaçlarının kullanımı, alkol ve sigara alışkanlığı kemik erimesinin genel risk faktörleri arasında kabul edilir. Ayrıca yeterince güneş ışığı almamak ta kemik yoğunluğuna olumsuz etki yapar.
Kemik erimesi tanısında ilk aşama kemik mineral yoğunluğunun ölçümüdür. Kemik mineral yoğunluğuna göre değerlendirme üç kategoriye göre yapılmaktadır. Kemik yoğunluğu normal olanlar, kemik yoğunluğu düşük olanlar (osteopeni) ile osteoporoz olarak sınıflandırma yapılır. Osteopeni durumunda yani kemik yoğunluğunun az olması halinde kemiklerde kırık olma olasılığı artar. Bu hasta grubunda kırık gelişme riski üç kat artmaktadır.
Kemik erimesinden korunmak için çocukluktan hatta anne karnından başlayarak yaşam boyunca sürecek tedbirler alınmalıdır. Düzenli egzersiz yapmak, yeterince kalsiyum almak, erkeklerde testosteron, kadınlarda östrojen hormonu seviyelerini korumak bu tedbirler arasındadır. Çocukluk çağında, adolesan ve erişkinlik döneminde güçlü kemiklerin olması, ilerleyen yaşlarda kemik erimesinden korunmayı destekler. Düzenli egzersiz yapılması kemiklerin mukavemetini arttıran en önemli faktördür.
Kemik erimesi olan hastalarda kronik sırt ağrısı, akşamları bacak krampları, diş kayıpları, dişeti sorunları yaşanabilir. Ayrıca omurlar etkilendiğinde yaşla birlikte boyda kısalma meydana gelebilir.
Menopoz döneminde hızlanan kemik erimesi için de bazı önlemler alınabilir. Bu süreçte menopoz bulgularını azaltmak için uygulanan hormon replasman tedavisi kemik erimesi tedavisinde kullanılmasa da kişileri kemik erimesinden korumaya destek olur. Menopoz döneminde kalsiyum ve kalsitonin hormonunun alınması, günlük 400 IU vitamin D, 1500 mg Ca alınması, bifosfonat türevi ilaçların kullanılması, sigaranın bırakılması, sağlıklı bir diyet yapılması, egzersizlerin ihmal edilmemesi ve uzun yürüyüşlerin yapılması kemik erimesine karşı da olumlu etkiler yapacaktır.
Kemik Erimesi Nedir?
Bütün iskeleti etkileyen ve kemik özünün azalmasına neden olan kemik erimesi en sık rastlanan kemik hastalıkları arasındadır. Bu rahatsızlıkta kemik kütlesi normal yaş ve cinsiyete göre büyük oranda kaybedilmektedir. Bu sayede kemiğin esnekliği ve sağlamlığı azalmakta ve daha kırılgan hale gelmektedir. Hastalığın ilerleyen aşamasında kemik kırıklarına, kemik deformasyonuna daha fazla rastlanmaktadır. Kemik erimesinin en fazla etkilediği vücut alanları omurga ve üst kalça boynudur. Örneğin baldır boynu kemik yoğunluğu yaşam boyunca kadınlarda %69 oranında, erkeklerde de %40 oranında kaybedilmektedir. Kadınlarda kemik özü kaybı nedeniyle oluşan kemik erimesi en fazla menopoz döneminde etkili olmaktadır. Kemikleri olumsuz etkileyen bu rahatsızlık ileri aşamada hasta tarafından fark edildiği için herkesin zamanında kemik erimesine karşı tedbir alması önemlidir.
İskeletteki kemik yapı çocukluk çağında genellikle yapım ağırlıklı bir aşamadan geçer. Genç erişkinlik döneminde ise kemik doku güçlü bir hale gelir. Kemik zayıfladığında yıkıcı hücrelerin yıkımına uğrar. Bir anlamda erişkinlik döneminde kemik önce yıkılmakta, ardından yerine yeni kemik yapılmaktadır. Bu süreç yaklaşık 3-12 ay arası devam eder. Yaşın ilerlemesiyle birlikte kemik yıkımı belirginleşir, kemik yapımı yavaşlar ve kemik kitlesi de azalır.
Kemik erimesi hastalığında görülen kemik kitlesindeki azalmanın daha düşük seviyelerde olması için kemik kütlesinin sağlam olması gerekir. Kemik kütlesinin arttırılması da en fazla 35 yaşına kadar mümkündür. Kemik kütlesi menopozda âdetin kesilmesiyle, hormonal hastalıklar, kronik hastalıklar, kalsiyum alımının az olması, sigara alışkanlığı, hareketsizlik gibi nedenlerle azalır, egzersiz ve büyüme hormonları ile artar.
Kişinin zayıf olması da kemik yoğunluğunun azalmasına neden olabilir. Kilo fazlalığı kemiklerin sürekli uyarılmasına ve sağlamlığının devamına yardımcı olur. Kadınlardaki yağ dokusunun östrojen üretmesi de kemik yoğunluğunun devamını destekler. Erken menopoza giren kadınlarda östrojen hormonunun daha önceki gibi üretilememesi nedeniyle kemik erimesi riskiyle karşı karşıya kalırlar. Bu nedenle menopozdan önce sağlam kemik yapısının oluşturulması gerekmektedir.
Kemik Yapımı Nasıl Gerçekleşir?
Kemikler kemik iliği, kemik doku ile bunların etrafındaki damarlı bağ dokusu ve sinirlerle donatılmıştır. Kemikler hem vücudu destekleyen ve koruyan hem de hareketini sağlayan iskeletin bir bileşenidir. Kan oluşumunda rol oynayan kemik iliği gibi dokuların korunmasında ve üretiminde etkili olur. Vücutta bulunan kalsiyumun yaklaşık %99 kadarı kemiklerde depo edilir. Günlük ihtiyaç duyulan kalsiyum kemiklerden karşılanır. Kemiklerin yapısı doğal kompozit bir malzemeden oluşmaktadır. Kemikler mineralize ve sert bir dokudur. Ancak içeriğinde çeşitli canlı hücreler ve kan damarları da bulunan canlı bir dokudur. Kemik yapımında ve tekrar düzenlenmesinde etkili olan çeşitli hücre tipleri vardır. Böylelikle kemik sürekli yapılır, yıkılır ve kendini zamanla yeniler. Bu aşamalar kemik hücreleri yardımıyla gerçekleşir. Kemik hücrelerini olumsuz şekilde etkileyen faktörler büyümeyi sağlayan bazı maddeler, iltihap yapıcı ve iltihabı engelleyici maddeler, kalsiyum düzeyi, tiroit ve üreme hormonlarıdır.
Kemik dokusu olmada şartlanan hücreler osteoprogenitör hücrelerdir. Bunlar mitoz bölünme ile farklılaşır ve osteoblastlara dönüşürler. Kemikteki kırıkların iyileşmesinde, büyüme sürecinde de mezenkimal hücrelerden osteoblastlara dönüşürler ve kemik matriksini salgılar. Osteoblastlar ise kemik yüzeyindeki hücrelerin %4-6 kadarını oluşturur. Bunlar kemiğin oluşmasına yardımcı olan hücre özelliğine sahiptir.
Osteosit hücreler ise kemik dokusundaki hücrelerin %90-95 kadarını oluşturmaktadır. Ortalama 25 yıl ömrü olan bu hücrelerin kemik oluşmasındaki rolü daha önceden tanımlanmıştır. Osteoklast hücreler ise kemik dokusunun yıkımına neden olan büyük hücrelerdir. Kandan gelen monositlerin birleşiminden oluştukları için kemik yapımı sırasında açığa çıkarlar. Kemikler son halini aldığı zaman da yok olurlar.
Menopoz Döneminin Kemik Yapısına Etkileri Nelerdir?
Kadınların yaklaşık olarak yaşamlarının üçte biri menopoz döneminde geçmektedir. Menopoz döneminde kemik erimesinin etkileri daha hızlı olur. Bunun başlıca nedeni bu dönemdeki östrojen eksikliğinden kaynaklanır. Östrojen hormonunun menopozla azalması kemik yapımı ve kemik yıkımı arasındaki dengenin bozulmasına neden olur. Bu etki kemik yıkımı lehine, kemik yapımı aleyhine olur. Bu nedenle menopoz döneminde hatta daha öncesinde kemik erimesine karşı önlem alınmalıdır.
Menopoza giren kadınların pek çoğunda kemik erimesi ile sonuçlanan kemik kaybı gelişebilir. Kemiğin sağlıklı olması yoğunluğuna, güçlü olmasına ve basınca karşı dayanıklılığına bağlıdır. Fakat kemik erimesi geliştiğinde kemiklerde incelme ve kırılgan artar. Bu kemiklerin kırılma riskini arttırır. Özellikle kalsiyum gibi kemiğe direncini veren maddelerin kemikten uzaklaşması osteoporoz gelişimine neden olur.
Menopoz döneminde östrojen hormonun azalması kemik kaybının hızlanmasına yol açar. Menopozal dönemde bu nedenle osteoporoz meydana gelir. Bu dönemde hormon replasman tedavisi olana kadınlarda kemik erimesi daha azdır. Ancak menopozda ateş basması, terleme gibi yakınmaları olmayan kadınların hormon tedavisi almaları da önerilmez. Erken aşamada kemik erimesi dışarıdan fark edilebilecek fazla fiziksel belirti vermez. Fakat ilerlemeye başladıkça el bilekleri, kalça kemikleri ve omurgada küçük travmalarda bile kırıklar oluşmaya başlar. Kemik kaybının olması başta kırıklardan kaynaklanan ağrı olmak üzere hareket kısıtlılığı, boy kısalması, omurga eğriliği gibi sorunlara neden olabilir.
Kemik Erimesi Nedenleri
Kemik erimesi çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bu etkenler vücuttaki bütün kemiklerin mineral yoğunluğunun azalmasına neden olurlar. Bu tür etkilere karşı genç yaşlardan itibaren önlem alınması ve kemik yoğunluğunun arttırılması gerekir.
Hormonal Nedenler
Kanda bulunan prolaktin, kortizol, paratiroid hormonlarının yüksekliği kemik erimesine sebep olan hormonal nedenler arasındadır. Ayrıca kadınlarda menopoz döneminde östrojen hormonunun azlığı da kemik erimesine neden olabilir. Erkeklerde bu etkiyi testosteron hormonu azlığı yapmaktadır.
Mide Bağırsak Sistemi Hastalıkları
Mide bağırsak sistemi hastalıkları kemik erimesinden korunmak için çok önemli olan kalsiyum kayıplarına neden olur. Kalsiyumun depolanmasına engel olduğu için bu hastalıkların mutlaka tedavi edilmesi gerekir.
Kan Hastalıkları
Kan hastalıkları da kemik erimesi nedenleri arasındadır. Kemikler kan yapımında rol oynayan kemik iliği gibi etkenlerin korunmasında ve üretiminde etkili olurlar. Kandaki plazma hücrelerinden salgılanan bazı maddeler nedeniyle kan hastalığı olanlarda hareketle artan kemik ağrısı ve kemik kırıkları meydana gelebilir.
Romatizmal Hastalıklar
Romatizmal hastalıklar da kemik erimesine neden olabilir. Eklemleri ve kemikleri etkileyen bu rahatsızlıkların tedavisi ihmal edilmemelidir.
Hareketsizlik
Hareketsizlik en fazla rastlanan kemik erimesi nedenidir. Düzenli yapılan egzersizler, aktiviteler kemik yapımında etkili olan hücrelerin uyarılmasını sağlar. Bu egzersizle çalıştırılan kasların desteği ile olur.
Aşırı Egzersiz
Hareketsizlik gibi aşırı egzersiz yapılması da kemik erimesine, kemik kırıklarına neden olabilir. Kişilerin doktora danışarak en uygun egzersiz programı ile kemik erimesine karşı önlem alması gerekir.
D Vitamini ve Kalsiyum Eksikliği
D vitamini ve kalsiyum eksikliği kemik erimesinin en yaygın nedenidir. Bu yüzden beslenmede D vitamini ve kalsiyum içeren besinlere ağırlık verilmelidir. Gerekirse bunlar doktor kontrolünde dışarıdan takviye olarak alınmalıdır. Kalsiyum eksikliği kemiklerdeki kırılganlığı arttıran önemli bir etkendir. D vitamini ise vücuttaki kalsiyumun etkin bir şekilde kullanılmasını sağlar.
Ailesel Yatkınlık
Ailesel yatkınlık kemik erimesine neden olabilir. Kemiklerin yapısının büyük çoğunluğu genetik etkenlerle belirlenir. Ailesinde kemik erimesi öyküsü olan kişiler yaşamları boyunca kemik sağlığına özen göstermeli, her türlü önlemi almalıdır.
Gebeliğe Bağlı Geçici Osteoporoz
Gebeliğe bağlı geçici osteoporoz yani kemik erimesi için bir tedavi uygulanmasına gerek yoktur. Gebeliğe bağlı gelişen bu sorun doğumdan sonra yaklaşık altı ay içinde etkisini kaybeder. Bu aşamada gerekirse düzenli egzersiz yapılması, sigara ve alkolden uzak durulması, beslenmede D vitamini ve kalsiyum alınması gibi önlemler alınabilir.
Kemik Erimesi Belirtileri
Kemik erimesi kişileri otuzlu yaşlardan itibaren etkilemeye başlar. Ancak bu hastalığın seyri oldukça yavaştır. Kemik mineral yoğunluğu belli oranda azalmadıkça fazla belirti vermeyebilir. Kemik erimesi belirtileri genellikle hastalığın iyice ilerlediği yani kemik yoğunluğunun azaldığı ileri yaşlarda ortaya çıkabilir. Başlangıçta sırt ve bel ağrısı, boy kısalması, omurgadaki çökme kırıkları, sırtta kamburlaşma ortaya çıkabilir. Kaburga, el bilekleri, kalça kemiklerinde kırık gelişebilir.
Sırt, Bel ve Boyunda Ağrı
Kemik erimesi vücuttaki her kemiği etkileyebilir. Ancak vücudun yükünü taşıyan bazı bölgelerde daha etkili olur. Bu bölgeler genellikle sırt, bel, boyun, omurga gibi alanlardır. Hastalarda kemik mineral yoğunluğu azaldıkça, kemik kalitesi düştükçe sırt, bel ve boyunda ağrı meydana gelebilir. Bu ağrının nedeni bölgelerde oluşan ufak kırıklar olabilir.
Kambur Vücut Duruşu
Kemik erimesinin etkisi arttıkça hastalarda kambur vücut duruşu ortaya çıkabilir. Omurganın etkilendiği durumlarda hastalarda sırtta kamburluk, boyda kısalma gibi etkiler oluşmaya başlar.
Kemik Kırıkları
Kemiklerdeki mineral yoğunluğunun azalmaya başlamasıyla kemikler daha kırılgan bir yapıya sahip olurlar. En küçük bir darbe ile düşme sonucunda kemik kırıkları ile karşılaşılabilir. Yaşlılarda böyle düşme sonucu olan kalça kırıkları gibi sorunların tedavisi de oldukça güç olur.
Ağrılara Bağlı Hareketsizlik
Kemik erimesi genellikle hastalarda ağrıya neden olmaz. Ancak hastalığın ilerlemiş olması nedeniyle kemiklerde meydana gelen küçük kırıklar şekil bozukluklarına yol açar. Bu durumda hastalarda kemik ağrısı ortaya çıkabilir. Dolayısıyla hastalarda ağrılara bağlı hareketsizlik eğilimi meydana gelir. Eğer kemik ağrısından dolayı hareket etmekten kaçınıyorsanız mutlaka bir fizik tedavi uzmanına muayene olmalısınız.
Kemik Erimesi Tanı ve Teşhis Yöntemleri
Kemik erimesi tanı ve teşhis yöntemleri kişilerdeki kemik yoğunluğunun azalması ile seyreden bu rahatsızlığın belirlenmesinde kullanılır. Hastanın kas iskelet sisteminde uzmanlaşmış bir doktor tarafından risk faktörleri bakımından sorgulanması, hastalıkla ilgili öyküsünün dinlenmesi ve fiziki muayenenin ardından omurga röntgeni çekilmesi, kemik yoğunluğu ölçümü, kan ve idrar tetkiki gibi değerlendirmelerden sonra hastanın kemik erimesi riski ortaya konulabilir. Kan ve idrar tahlilleri hastalarda kemik erimesine yol açabilecek başka bir hastalığın teşhisine yardımcı olacaktır. Ayrıca kemik erimesi hakkında daha hızlı bilgi edinmek ve tedavinin etkinliğinin değerlendirilmesinde faydalı olacaktır. Tek başına kemik yoğunluğu ölçümü tanı koymaya yeterli değildir. Kişilerin 50 yaşından itibaren her yıl kemik kontrolünden geçmesi gerekir.
Fizik Muayene
Kemik erimesi tanısında hastaların fiziki muayeneden geçmesi gerekmektedir. Bu muayene sırasında etkilenen kemiklerin bir değerlendirmesi yapılır. Omurga, kalça, bilekler gibi kemik erimesinin en yaygın görüldüğü alanlar değerlendirilir. Hastanın kemik erimesinden kaynaklı kırıklar nedeniyle boyunda kısalma olabileceğinden boy takibi de yapılmalıdır. Ayrıca muayenede dişlerin sağlığına, vücut kitle indeksine göre kilolu olup olmadığına, kas güçlerine, yürüyüşüne, hareket kabiliyetine de bakılmalıdır.
Duruş muayenesi yapılarak kamburluk, bel çukuru değerlendirmesi yapılmalıdır. Bunun dışında hastada olabilecek guatr hastalığı da sorgulanmalıdır. Röntgen tetkiki hastalarda %30 kemik kaybı oluşana kadar fazla bulgu vermemesi nedeniyle her aşamada yeterli olmaz. Fakat kemik erimesinden kaynaklanan kırıkların belirlenmesinde, bel ve sırt ağrısına neden olabilecek diğer hastalıkların elenmesinde röntgen tetkiki yapılması faydalı olacaktır. Muayene sırasında kan idrar tahlillerinin yapılması da uygun ilaç tercihinde ve kemik yıkım hızının belirlenmesinde önemli bilgiler verecektir.
Kemik Dansitometresi
Kemik erimesi tanısında kullanılan kemik dansitometresi önerilen standart bir inceleme yöntemidir. (Dual Enerji X Işını Absorbsiyometri) DEXA denilen bu yöntemde ön kol, kalça, omurga gibi tüm vücutta kemik mineral ölçümleri yapılabilmektedir. Kemik erimesi kemiklerin incelmesine, kırılgan hale gelmesine yol açan, aşama aşama kalsiyum kaybı ile seyreden bir rahatsızlıktır. Kemik dansitometresi aynı zamanda kemiklerdeki kırılma riskini de belirlemeye yardımcı olur. Tetkik sonucunda kemik yoğunluğu düşük çıkarsa kemik kırıklarından korunma tedavisi de uygulanmalıdır. Bu tetkik hem tanı için hem de uygulanan tedaviye verilen yanıtın değerlendirilmesinde kullanılabilir. Ayrıca kemik erimesi risk faktörleri olan kişilere de yapılabilir.
Kemik dansitometrisi tetkikinin yapılacağı gün hastaların normal beslenmesi, tetkikten önceki 24 saat içinde kalsiyum içeren ilaç takviyesi almaması gerekmektedir. Ayrıca yakında baryumlu mide bağırsak grafisi çekildiyse, sintigrafik tetkik ya da bilgisayarlı tomografi için kontrast madde enjeksiyonu yapıldı ise mutlaka doktora bilgi verilmelidir. Kadınların da gebelik riski göz önüne alınmalıdır.
Kemik dansitometresi tetkikinde kemiğin içinden geçen iki farklı enerji piki şeklindeki görünmez ve ince olan düşük dozda X ışını gönderilir. Bu enerji piklerinin biri kemik diğeri de yumuşak dokular tarafından emilir. Yumuşak dokuların emdiği miktardan kalan tutar hastanın kemik mineral yoğunluğunu gösterir. Bu şekilde hastaya kesin tanı konulabilir. Hastalar bu tetkikte çok az radyasyona maruz kalmaktadır. Bu oran akciğer röntgeni ile kıyaslandığında yaklaşık bunun onda biri kadardır.
Kemik Erimesi Risk Faktörleri
Kemik erimesi risk faktörleri değiştirilemez ve değiştirilebilir faktörler olarak değerlendirilebilir. Kişide bu rahatsızlık için risk faktörlerinin bulunması halinde en azından değiştirilebilir olanlara karşı zamanında tedbir alınmalıdır. Özellikle erken menopoz riski olanlar, ameliyat sonrasında erken menopoza girebilecek olanlarda kemik mineral yoğunluğu ölçümü düzenli olarak yapılmalıdır. Bu kişilerin düzenli olarak takip edilmesi gerekir. Ancak en önemli etken hastaların bu konuda bilinçlendirilmesidir. Diyet ve egzersizin kemik erimesindeki faydaları hakkında hastaların bilgi sahibi olması sağlanmalıdır.
Kadın Olmak
Kadın olmak kemik erimesi bakımından en önemli değiştirilemeyen risk faktörüdür. Bunun başlıca nedeni kemik erimesine maruz kalan hastaların yaklaşık %80 kadarının kadın olmasıdır. Kadınlarda 50 yaşından sonra kemik erimesine bağlı kırık oluşma riski %40 oranındadır. Ayrıca omur kırıklarının olduğu her yedi hastanın altısının kadın birinin erkek olması, kalça kırıklarına maruz kalan hastaların yarısının kadın olması da bu risk faktörünün önemli olduğunu göstermektedir.
Alkol ve Sigara Kullanımı
Kemik erimesinin en önemli nedenlerinden biri vücuttaki kalsiyum azalmasıdır. Alkol bağırsaklardaki kalsiyum emilimini azaltarak böbreklerden de kalsiyum emilimini arttırdığı için kemik erimesi açısından risk oluşturmaktadır. Ayrıca alkol alışkanlığı bireylerdeki kötü beslenmenin bir nedenidir.
İçilen sigara zaman içerisinde kişide kemik yoğunluğuna sebep olarak çok ciddi olumsuz vakalara yol açabiliyor. Bunun yanında kemiklerin özellikle kalsiyum kullanmasına D vitamininin katkısı çok fazladır. Ancak sigara alışkanlığı bu süreci bozar. Bu sayede D vitamininin vücut tarafından kullanımı olumsuz etkilenir ve kemiklerin kalsiyum kullanımı azalır. Az kalsiyum vücuttaki zayıf kemiklerin en önemli nedenidir. Ayrıca sigara kullanımı kemiklerin kırılma riskini de arttırır.
Genç yaşlarda sigara içen kişilerde kemik yoğunluğu da azalır. Bu ilerleyen yaşlarda daha hızlı gerçekleşir. Kadın ve erkeklerde kemik erimesi görülmesinde sigaranın da önemli bir payı vardır. Uzmanlar pasif içicilerin bile bu riski taşıdığını belirtmektedir. Sigara kullananlarda kemik erimesi nedeniyle kırık gelişme riski kullanmayanlara oranla 2-4 kat daha fazladır.
Genetik Yatkınlık
Genetik özellikler kemik mineral yoğunluğuna %75-80 oranında etki etmektedir. Ayrıca kemik dokusunun mimari yapısında, kalça kemiğinin aks uzunluğunda da genetik özellikler etkili olmaktadır. Ailesinde kemik erimesine karşı genetik yatkınlık olan kişiler bu nedenle kemiklerine daha dikkat etmelidir. Ailede kemik erimesi nedeniyle kırık olan kişilerde kırık görülme riski üç kat daha fazladır. Bu genetik geçiş oranı anne tarafındaki kırıklarda daha yüksektir. Gebelik sürecinde annenin beslenmesi de ileri yaşlarda kemik erimesi gelişme riskini etkilemektedir. Çocukların anne karnından itibaren iki yaşına kadar beslenmesi bu açıdan oldukça önemlidir.
Guatr Hastaları
Guatr hastaları özellikle toksik guatrı olan hastalarda kemik erimesi riski daha yüksektir. Hastaların kullandıkları tiroit ilaçları da tiroit hormon değerlerini yükseltmektedir. Bu da kemiklerin erime riskiyle karşı karşıya kalmasına neden olabilir. Bu hastaların yakından takip edilmesi gerekmektedir.
Açık Renk Ten Sahibi Olanlar
Kemik erimesi siyah tenli olanlara nazaran açık renk ten sahibi olanlar da ve Asyalı kadınlarda daha fazla görülmektedir. Bu nedenle ırk özelliklerinin osteoporoz gelişiminde değiştirilemeyen risk faktörü olduğu söylenebilir.
Bazı İlaçlar
Kemik erimesi risk faktörleri arasında kullanılan bazı ilaçlar da bulunmaktadır. Kişilerin tiroit ilaçları, antiasit ilaçları, kortizonlu ilaçlar, sara ilaçları, kan sulandırıcı ilaçlarını kullanması kemik yoğunluğuna olumsuz etki edebilir. Kemik erimesine neden olabilecek ilaçları kullanmak durumunda olan kişilere beraberinde kemik erimesi tedavisi de uygulanmalıdır. Özellikle kortizon ilaçlarının üç aydan fazla kullanılması ya da yüksek dozda kullanılması durumunda hastaya kemik erimesini önleyen ilaç tedavisi de uygulanmalıdır.
Tiroit Hormonu
Tiroit bezinden aşırı miktarda tiroit hormonu üretilmesi kemiklerde yıkımı arttıran bir etkendir. Bu hormonlar kemiklerdeki kalsiyum kaybının artmasına ve içinin boşalmasında etkili olur. Bu yüzden tiroit hormonu kemik erimesi bakımından risk faktörü olarak kabul edilir.
Kemik Erimesi Komplikasyonları
Kemik erimesi zamanında önlem alınmadığı takdirde ve kişide risk faktörlerinin bulunması durumunda bazı komplikasyonlara neden olabilir.
Kemiklerin Kırılması
Kemiklerinin kırılması kemik yoğunluğunun azalması ile yaşanan bir sorundur. Yaşlanma ile artış gösteren kemik erimesine karşı düzenli olarak kemik mineral yoğunluğu ölçümü yapılmalıdır. Bu tetkikle hem kemik erimesi hem de kemiklerin kırılganlık durumu belirlenebilir. Kemik erimesine zamanında önlem alınmadığı takdirde kemiklerde kırılma sorunu gelişebilir.
Kemik Erimesi Nasıl Önlenir?
Kemik erimesinden korunma anne karnından itibaren yaşam boyunca uygulanması gereken bazı yaklaşımları içermektedir. Kemik kütlesinin maksimum düzeye çıkarılması ve bunun devamını sağlamak için bireylerde beslenmenin düzenlenmesi, risk faktörlerinden korunması ve fiziksel aktivite egzersiz yapılması önemlidir. Menopoz dönemiyle birlikte hızlanan, yaşın ilerlemesiyle orantılı şekilde devam eden kemik kaybının azaltılması amacıyla korunma tedbirlerinin yanında ilaç tedavisinin de uygulanması gerekebilir. Kişilerin düzenli şekilde kemik mineral yoğunluğu ölçümü yaptırması ve gerekirse tedaviye de başlaması gerekmektedir.
Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Kemik erimesini önleyebilmek için yaşam tarzı değişikliklerinin yapılması gerekir. Sağlıklı bir yaşam tarzı, sorumluluk üstlenme bu konuda başarılı olmayı sağlayacaktır. Kişilerin düzenli şekilde hareket etmesi, kalsiyum ve D vitamini alması gerekir.
Kalsiyum ve D Vitamini Desteği
Kalsiyum ve D vitamini desteği kemik erimesinden korunmanın önemli bir aşamasıdır. Bu etken aynı zamanda hastalığın tedavi aşamasında da faydalı etkiler yapar. Kalsiyum özellikle vücudun kemik kütlesi yapımında ihtiyaç duyduğu bir mineraldir. Kemiğin yapı taşı kalsiyum denilebilir. Fosfat gibi bazı minerallerle birlikte kemiğin direncinin ve sağlamlığından sorumludur. Yetişkinlerde günlük kalsiyum alımı 1.200 mg, yaşlılarda da günlük 1.500 mgr olarak önerilir. Kalsiyum alımında üst limit ise 2.500 mgr olarak gösterilmektedir. Kalsiyum alımının en önemli yan etkisi kabızlık yaşanmasıdır. Kemik erimesi bakımından risk taşımayan kişilerde doğal yoldan kalsiyum alımı önerilir. Günlük olarak bir dilim sert peynir tüketilmesi bile temel ihtiyacın üçte birlik kısmını karşılayabilir.
Vücut kalsiyum alımında yeteri kadar D vitaminine de gereksinim duymaktadır. Süt ve süt ürünleri hem kalsiyum kaynağı hem de D vitamini kaynağıdır. D vitamini vücuttaki kalsiyum ve fosfor metabolizmasının düzenlenmesinde, kemik yapımı ve kemik sağlamlığını destekleyen bir vitamindir.
Güneşin yardımıyla vücut D vitaminini kendisi yapmaktadır. Ancak yaş ilerledikçe cildin D vitamini sentezleme yeteneği de azalmaya başlar. Kış aylarında da güneş ışınları bu konuda yetersiz kalır. Bu nedenle D vitamini üretiminin arttırılması için kişinin açık havada bulunmaya daha fazla ihtiyacı olur. Yeterince D vitamini almak bağırsaklardaki kalsiyum emiliminin artmasına, böbreklerden atılan kalsiyumun azalmasına neden olur.
Solaryuma girmek güneşin etkilerinin yerine geçmez. Beslenmede D vitamini içeren besinlere yer verilmelidir. Uskumru, ciğer, ton balığı, somon, yumurta, mantar, peynir, tereyağı gibi besinler iyi bir D vitamini kaynağıdır. Haftada 1-2 defa balık tüketmek, temiz havada dolaşmak bu açıdan oldukça faydalı olacaktır. Bunun yanında K vitamini desteği alarak kemiklerinizin gelişmesine ve kırılma riskinin azaltılmasına yardımcı olabilirsiniz.
Egzersiz
Egzersiz yapılması yani vücutsal aktivitenin kemik metabolizması üzerine olumlu etkileri vardır. Az hareket etmek her yaşta kemik kütlesini azaltan bir etkendir. Çünkü hareket yapılırken bölgedeki kaslar kemikleri uyarır. Kemik metabolizması aktifleşir, kemi özü yeniden yapılandırılmaya başlar. Vücudun hareketli olması kasları ve eklemleri de güçlendirir. Egzersize başlamak için en iyi dönem çocukluk ve ergenlik sürecidir. Ortalama 35 yaşına kadar kemik yapının güçlenmesi devam ettiğinden bu sürece kadar düzenli egzersiz programı ile sağlıklı bir kemik yapısına sahip olmak mümkündür. Ayrıca bu dönemden başlayarak düzenli egzersiz yapılması kas yapısını ve dayanıklılığı arttıracaktır.
Kemik erimesini önlemek için bisiklet ve yürüyüş yapmak, merdiven çıkmak, dayanıklılığı arttıran idmanlar yapmak, yüzmek, dans etmek, kas yapılandıran çalışmalar, voleybol gibi sportif aktiviteler faydalıdır. Bu aktiviteler vücudun denge duyusunun çalışmasını sağlar, düşme ve kemik kırılma riskini de azaltır. Egzersizlere yavaş başlamak, ilerleyen süreçte hızı arttırmak uygun olacaktır.
Sık Sorulan Sorular
Kemik erimesi yani osteoporoz hakkında genel bilgileri makalemizde bulabilirsiniz. Kemik erimesi nedenleri, belirtileri, risk faktörleri hakkında bilgi edinebilirsiniz. Bu bölümde ise kemik erimesi hakkında merak edilen soruların yanıtlarını bulabilirsiniz.
Kemik erimesi tedavisi nasıl yapılır?
Kemik erimesi tedavisi kemik kırılmalarını önleyecek şekilde planlanır. Hastadaki kemik kaybının durdurulması ve kemik yapımının teşvik edilmesini sağlayacak bir tedavi planı uygulanır. Tedavide kullanılan ilaçların hastaya özgü hareket programı ile desteklenmesi daha başarılı sonuçlar alınmasına yardımcı olur. Hareketli bir yaşam tarzı kemiklerde maksimum derecede kemik özünün artmasını sağlar. Kemik erimesi tedavisinde ilaçlarla birlikte kişiye özel hazırlanmış hareket ve beslenme programı ile desteklemek gerekir. Menopoz dönemindeki östrojen eksikliğini tamamlamak için de hormon tedavisi uygulanmalıdır.
Tedavi programının iç hastalıkları uzmanı, ortopedist, fizik tedavi uzmanı, jinekolog gibi farklı alanlardaki uzman doktorlar ile planlanması ve yürütülmesi gerekir. Sağlam kemik yapısı için dengeli beslenme ve yeterli hareket yaşam tarzı haline getirilmelidir. Kemik erimesi tedavisi sırasında D vitamini ve kalsiyum preparatları, kemik yapısını destekleyen ilaçlar, kemik kaybını önleyen ilaçlar kullanılır. Ayrıca hastalara fizik tedavi uygulamaları da uzman gözetiminde uygulanır. Bu kapsamda karın kaslarını ve sırt kaslarını güçlendiren egzersizler, denge egzersizleri, kol ve bacak kaslarını güçlendiren egzersizler yapılabilir. Tedavide omurganın desteklenmesi amacıyla tıbbi korse kullanımı da söz konusu olabilir. Bu aynı zamanda kemik erimesine bağlı gelişen kamburluk sorunu için de faydalı olacaktır.
Kemik erimesi hastalığı sadece yaşlılarda mı görülür?
Evet bu durum kişilerde yaşlılık hastalığı ve belirtileri olarak görülmektedir. Ancak kemik erimesi kişilerde otuz yaşından itibaren etkili olmaya başlar. Kişi bu etkileri hemen fark etmez. Kemik yoğunluğu azaldıkça, kemiklerin kırılganlığı arttıkça bunu fark edebilir. Bu da ileri yaşlarda olduğundan kemik erimesi hastalığının sadece yaşlılarda görüldüğü düşüncesi oluşur. Yaşlılarda bazı nedenlerden dolayı kemik erimesi gelişmesi kolay olur.
Yaşlıların daha az dışarıya çıkması nedeniyle güneş ışığından daha az faydalanması ve D vitamini sentezinin azalması, bu yaşlarda kemik yapımının azalması, bağırsaklardaki kalsiyum emiliminin azalması, bu yaşlarda büyüme hormonu salınımının az olması, hareketliliğin azalması nedeniyle kemik yapan hücrelerin daha az çalışması bu nedenler arasında sayılabilir.
Kronik ishal kemik erimesine neden olur mu?
Kronik ishal önlem alınmadığı takdirde çeşitli eklemlerde ağrılara neden olabilir. Hastalarda vitamin ve mineral kaybı, özellikle kalsiyum kaybının fazla olması kemik yoğunluğuna olumsuz etki edebilir. Bunun için kronik ishal hastalarının tedavisi ihmal edilmemeli ve kemik sağlığı için önlemler alınmalıdır.
Kemik erimesi şiddetli ağrı yapar mı?
Kemik erimesi genellikle ağrı gibi şikâyetlere neden olmaz. Ancak ileri safhadaki kemik erimesinde bel, boyun ve sırt bölgesinde ağrı oluşabilir. Bu tür ağrıların başlıca nedeni kemiklerde oluşan küçük kırıklardır. Kırıklar nedeniyle kemiklerde şekil değişimi meydana gelir. Dolayısıyla vücutta duruş bozuklukları, şekil değişimleri meydana gelir. Kalça ve omuz yapısı yuvarlaklaşır, sırt kamburlaşmaya başlar. Duruş bozukluğu kasların gerilmesine ve ağrıya neden olabilir. Omurga kırıklarında ise sinirlere baskı olursa ağrının etkisi bacaklara kadar uzanabilir.
Ağrılar daha çok ayağa kalkarken, yatarken uzanırken, eğilme ve doğrulma sırasında etkili olur. Kişi egzersiz yaptığında ağrıların etkisi de azalır. Ağrının karakteristik özelliği şiddetli olabileceği gibi hafif sızlama şeklinde ve künt tarzda da olabilir. Uzun süre oturma durumunda ağrının arttığı da gözlenebilir. Kemik erimesinde oluşan ağrılar sadece kemiklerdeki deformasyondan kaynaklanır. Kemiklerin eklem yerlerindeki ağrılar ise kemik erimesi nedeniyle oluşmaz. Örneğin diz ekleminde, dirsekte oluşan ağrılar kemik erimesi ağrısı değildir. Bunlar başka bir hastalık ya da daha çok kireçlenmeden kaynaklanan ağrılardır.
Kemik erimesi için hangi doktora gitmek gerekiyor?
Kemik erimesi için bir fizik tedavi uzmanına gitmek gerekir. Kemik erimesi tanısı konulan hastalar fizik tedavi uzmanı, dâhiliye doktoru, jinekolog, diyetisyen gibi uzmanların kontrolünde bir tedavi programına alınırlar.
Kemik erimesi hastalığı ölüme yol açar mı?
Kemik erimesi yavaş seyirli bir rahatsızlıktır. Bu nedenle yaşı ilerlemiş olan kişileri ileri derecede etkileyebilir. Hastalığın ilerleyen döneminde kemiklerde kırılganlık fazla olduğundan hastaların buna bağlı ölüm riski de artar. Özellikle kalça kırıklarından dolayı ölüm oranı oldukça yüksektir.
Kemik erimesi hastalığı hastaların yaşam kalitesi nasıl etkiler?
Kemik erimesi hastalığı olanlarda kemiklerin yoğunluğu azaldığı gibi kemik kalitesi de bozulur. Hastalığın seyri sessiz olduğundan genellikle kemik kırıkları oluncaya kadar tanı konulması mümkün olmaz. Kemik erimesinden en fazla etkilenen üst kol kemiği, el bileği, omurga, kalça ve omuza yakın alanlarda hafif bir çarpma ya da düşme ile kırıklar oluşmaktadır. Omurlarda oluşan çökme kırıkları da şiddetli sırt ağrısına ve boy kısalığına neden olmaktadır. Kalça kırığı en ciddi kemik erimesi etkisidir. Hastalarda ortaya çıkan duruş bozuklukları, sırt ağrısı, kırıklar yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, hastaların yaşam sürelerine etki eden, aynı zamanda ciddi sağlık harcamalarına yol açan etkenlerdir.
Kemik erimesini önlemek için hangi gıdalar tüketilmelidir?
Kemik erimesini önlemek için yeteri kadar kalsiyum, D vitamini ve K vitamini içeren besinlerin tüketilmesi gerekir. Süt ve süt ürünleri bu bakımından en önemli gıdalardır. Frenk üzümü, böğürtlen, ahududu gibi meyveler ile karnabahar, brokoli, rezene gibi sebzelerde kalsiyum bakımından zengindir. Kalsiyum bakımından zengin olan maden suyu da içilebilir. Kalsiyum içeren besinlerin günlük öğünlere yayılarak alınması gerekir. Bu şekilde geceleri kemik kaybı sürecini de azaltabilirsiniz. Gün içinde içtiğiniz kafeinli içecekler dört fincanı geçmemelidir. Çünkü kafein böbreklerde kalsiyum ayrışmasını arttıran bir etkendir. Yeşil sebzeleri düzenli tüketmeye özen göstermelisiniz.
Kemik erimesi sakatlanmalara yol açar mı?
Kemik erimesi ileri yaşlarda daha etkili olduğundan hastalarda düşme riskini de arttırmaktadır. Kemiklerin kırılganlık özelliği arttığı için düşme sonucunda hastaların sakat kalma olasılığı da yükselmektedir.
Kemik erimesi olan hastalar engelli raporu alabilir mi?
Kemik erimesi için engelli raporu alınabilmesi için hastalığın ileri derecede olması gerekir. Hastalarda kemiklerde şekil bozukluğuna, spontane kırıklara neden olan kemik erimesi için %50 engelli raporu alınabilir. Ayrıca kemik erimesi için uygulanan tıbbi tedaviye yanıt vermeyen hastalarda da %50 oranında engelli raporu alınması mümkündür.
Kemik erimesi hangi tahlillerle belli olur?
Kemik erimesine dair testler gelişen tanı teknolojisi sayesinde çeşitlenmiş durumdadır. Eskiden tek başına kullanılan kemik yoğunluk ölçümü testinin yanında günümüzde kemik yapım – yıkım ajanlarına dair testler de uygulanmaktadır. Basit kan ve idrar testleri yapılması ile bu ajanların sayısı kolayca tespit edilebilmektedir. Bu, kemik yoğunluğunu azaltan unsurların teşhisinde oldukça önemlidir. Kemik yapım ajanlarına kanda; yıkım ajanlarına ise idrarda bakılır. Sırasıyla: Kemik yoğunluk testi, Tam kan sayımı, İdrar testi yapılmaktadır. Tanı aşamasında uygulanan testlerde dikkat edilmesi gereken en temel unsur ise kalibrasyonun ırksal özelliklere göre yapılmasıdır. Ülkemizdeki ortalama kemik yoğunluğu diğer birçok ülkeden oldukça farklıdır.
Kemik erimesi kaç yaşında başlar?
Kemik erimesinin ortaya çıkmasına sebep olan faktörlerin birçoğu kırklı ve ellili yaşlardan sonra ortaya çıkmaktadır. Doğal olarak kemik erimesinin risk grubunu da elli yaş ve sonrası şeklinde oluşturmak mümkündür. Ancak birçok risk faktörünün genç yaşlarda da görülmesi mümkündür. Romatizma ve bağırsak hastalıkları bu faktörlerden bazılarıdır. Günümüzde hareketsiz yaşamın da etkisiyle kemik erimesi vakalarının yaşlarında azalma görülmektedir.
Kemik erimesi kadınlarda neden çok görülür?
Kemik erimesini ortaya çıkaran faktörlerin bir kısmı kadınları daha çok etkilemektedir. Ayrıca sadece kadınlarda ortaya çıkabilecek risk faktörleri de bulunmaktadır. Cinsiyete bağlı bu sebepler de kadın – erkek arasındaki kemik erimesi dağılımını etkilemektedir. Etkilenmenin en büyük sebebi rahim ve rahim hastalıklarıdır. Hormon dengesi üzerinde etkili olan menopoz da kemik erimesi riskini artıran faktörler arasındadır.
Kemik erimesi kilo kaybına neden olur mu?
Kemik erimesine sebep olan faktörlerin bir kısmı sindirim sistemini de ciddi biçimde etkilemektedir. Eğer bu sebeplerden kaynaklanan bir kemik erimesi söz konusu ise zaman içerisinde ideal kilonun çok altında düşülmesi gibi bir sorunla karşılaşılmaktadır. Eğer kemik erimesi başka sebeplerden kaynaklanıyorsa kemikler zayıfladığı ve baskı altında kaldığı için vücut otomatik olarak kilo verme eğilimine girmektedir. Kilo kaybı esasen vücudun kendini koruma mekanizmasıdır.
Kemik erimesi askere engel mi?
Her kemik erimesi hastasının askerlikten muaf olması gibi bir durum söz konusu değildir. Askerlikten muaftır raporu verilmeden önce hastanın mevcut durumu, askerliğin hasta üzerindeki etkisi ve uzun süreli vizyon çalışması yapılmaktadır. Eğer askerlik hizmetinin hastanın sağlık seviyesi üzerinde geçici veya kalıcı etki oluşturacağı düşünülürse rapor verilmektedir. Eğer hasta basit bir tedavi sürecinde ise geçici muafiyet de verilebilmektedir.
Kemik erimesi ilerlerse ne olur?
Kemik erimesi ilerlemeci karaktere sahip bir hastalıktır. Hastalığın ilk belirtileri sürekli sırt, kol ve bacak ağrılarıdır. Zaman içerisinde kemikler kendini yenileyemez hale gelir. Taşıması gereken yük sabit iken kemiklerin zayıflaması kırılma riskini artırır. Hastalık tedavi edilmezse kalça, kol, omuz ve omurga kırıkları ile karşılaşılır. Hareket kabiliyeti büyük oranda azalır ve hasta yatağa bağımlı hale gelebilir.