Parkinson Hastalığı
- Sık Sorulan Sorular
- Parkinson hastalığı sadece yaşlılarda mı görülür?
- Parkinson hastalığı hafıza kayıplarına neden olur mu?
- Parkinson hastalarının yaşam alanı nasıl olmalıdır?
- Parkinson hastalığı ölüm riski taşır mı?
- Parkinson hastalığı tedavi edilebilir mi?
- Parkinson hastaları çalışabilir mi?
- Parkinson hastalarının yaşam süresi ne kadardır?
- Parkinson hastalığının cerrahi tedavisi var mı?
- Parkinson hastalığı çocuklarda görülebilir mi?
- Parkinson hastalığı belirtisi olan kişiler hangi bölüme gitmelidir?
- Parkinson hastalığı için toplum sağlığı kuruluşları bulunuyor mu?
- Parkinson Hastalığı İstatistikleri Nasıldır?
- Parkinson hastalığı en çok kimlerde görülür?
- Parkinson hastaları egzersiz yapabilir mi?
- Parkinson hastaları evde tedavi edilebilir mi?
- Parkinson hastalarına beyin pili takılır mı?
- Parkinson hastalığı cinsel sorunlara yol açar mı?
- Parkinson hastalığı hangi hastalıkları tetikler?
- Parkinson hastalığına hangi yiyecekler iyi gelir?
- Parkinson hastalığı nasıl teşhis edilir?
- Parkinson hastalığı ne kadar sürede iyileşir?
- Parkinson hastalığı bulaşır mı?
- Parkinson hastalığı zayıflatır mı?
- Parkinson hastalığı unutkanlık yapar mı?
- Parkinson hastalığı tedavi edilmez ise ne olur?
Parkinson hastalığı, motor sistem hastalığı adı verilen gruba ait olan ve dopamin üreten beyin hücrelerinin vücutta azalması sonucunda ortaya çıkan bir rahatsızlık olarak bilinir. Kademeli ilerlemesi ile bilinen Parkinson hastalığı; yol açtığı belirtilerin gittikçe kötüleşmesiyle ilerler.
Parkinson Hastalığı Hakkında
Parkinson hastalığı “motor sistem hastalıklar” grubundadır. Parkinson hastalığı dopamin meydana getiren beyin hücrelerinin zarar görmesiyle oluşan bir hastalıktır. Beyinde substansiya nigra ve diğer bölgeler arasında mesaj ileten kimyasal “mutluluk hormonu” olarak da bilinen dopamindir. Dopamin insanların hareketlerinin uyumunu kontrol eder. Dopamini üreten hücreler %60-80 kayba uğradığı zaman yeterli miktarda dopamin üretilemez. Hücresel etkilenmeler sonucu hastalarda birtakım bulgular ortaya çıkar. Hastalar, parkinson hastalığının motor belirtilerini göstermeye başlar. Ortaya çıkan bu bulgular hastaların yaşam kalitesini düşürebilmektedir. Bu nörodejeneratif hastalık oldukça yavaş ve kademeli olarak ilerler. Hastalık belirtileri genelde 50 yaşından sonra görülür. Parkinson hastalığının tipik belirtileri uzuvlarda titreme, kaslarda sertlik, denge bozukluğu ve hareketlerde gözle görülür yavaşlık olarak kabul edilir. Hastalığın belirtileri arasında depresyon da göze çarpar. Ayrıca bu belirtilerin görüldüğü ancak farklı sebepler ile ortaya çıkan hastalıklar “parkinsonizm” başlığı altında incelenir. Parkinson hastalığı ve parkinsonizm birbirinden farklıdır. Parkinson hastalığı parkinsonizmin bir türüdür. Nöroloji uzmanı Parkinson ve Parkinsonizmi hasta öyküsü ve gerekli muayene ile birlikte ayırt edebilir. Bu hastalık ile ilgili ilk bulgular 1817 yılında Dr. James Parkinson tarafından bulunmuştur. Günümüzde Parkinson hastalığının felç ile ilgisi olmadığı bilinir. Hastalık onu tanımlayan hekimin ismiyle anılır. En sık karşılaşılan parkinsonizm türüdür. Bu hastalık kadınlara nazaran erkeklerde daha fazla meydana gelmektedir. Parkinson hastalığının neden erkeklerde daha çok görüldüğü nedeniyle ilgili çeşitli araştırmalar devam etse elimizde net bir veri bulunmamaktadır. Dünyanın her yerinde görülme sıklığı sosyo ekonomik durumlara bağlı olarak değişkenlik gösterir. Toplumda 65 yaş üzerinde yapılan araştırmada 100 kişiden birinde Parkinson hastalığı görülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti’nde bu oranlar göz önüne alındığında yaklaşık olarak 70000-100000 parkinson hastası olduğu düşünülmektedir. Nadiren gençlerde de görülebilir. 50 yaş altı hastaların neredeyse tamamının aile öyküsünde Parkinson hastalığı saptanmıştır. Bu da hastalığın genetik etmenlerle oluşabileceğini ortaya koyan gerçekler arasındadır. Günümüzde parkinson hastalığı ile ilişkili 20 farklı gen mutasyonu tanımlanmıştır. Parkinson hastalığının saptanan diğer belirtileri ise küçük hızlı adımlarla ve eğik bir duruşla yürümek, yutma-çiğnemede zorluk, el yazısında gözle görülür ufalma, kabızlık, uyku problemleri, idrar problemleri, ciltte yağlanma ve kısık sesle konuşmaktır. Hastalığın semptomlarını azaltıcı birçok ilaç kullanılsa da parkinsonun tedavisi yoktur. Hastalığa neden olan dopamin eksikliğinin dopamin takviyesiyle giderilmeye çalışılması hastayı rahatlatsa da tam iyileşme sağlanamaz. Hastalığın derecesine ve türüne göre uzmanlar cerrahi müdahale önerebilir. Genç yaşlarda çok az olasılıkla görülebilse de bugüne kadar çocuklarda tanımlanmış bir parkinson vakası bulunmamaktadır. Hastalık ana belirtilerinin yanında birtakım sorunlara da sebep olabilir. Bu sorunlar duyu kayıpları, uyku bozuklukları, psikolojik halde ani dalgalanmalardır. Ayrıca kullanılan ilaçların sebep olduğu komplikasyon da mevcuttur. Bunlardan en çok göze çarpan komplikasyon hastanın istemsiz olan davranışlarıdır.
Parkinson Hastalığı Nedir?
Parkinson hastalığı beyin hücrelerindeki kayıp ile seyreden (nörodejeneratif) bir beyin hastalığıdır. Beyinde dopamin sentezleyen substansiya nigra (siyah cisim) adı verilen bölgedeki hücrelerin hasarı sonucu meydana gelir. Meydana gelen bu hasar zamanla dopaminin senteziyle birlikte salınımınada oldukça zarar verebiliyor. Dopamin sentezi ve salınımı fonksiyonları zarar gördüğü için hasta önceden yapmakta olduğu birçok günlük aktiviteyi yapmakta zorlanır. Hastalığın oluşmasında etkili olan faktörlerden birisi de kalıtsallıktır. Aile geçmişinde parkinson hastalığı bulunan bireylerde daha sık ortaya çıkar. Kademeli şekilde ilerler ve genelde ileri yaş grubunda daha çok erkek cinsiyetinde görülen hareket bozukluklarıyla seyreden sinir sistemi hastalığıdır. Birçok semptomu bulunsa da en tipik kabul edilen belirtisi titremedir. Titreme ile birlikte ani kas kasılmaları ve kas sertliği de görülen belirtiler arasındadır. Parkinson tedavi edilebilen bir hastalık değildir. Yapılan tedaviler semptomları gidermek ve hastalığı yavaşlatmak adına uygulanır.
Parkinson Hastalığının İlerleme Süreci
Parkinson hastalığı süreklidir, semptomlar tedavi süresince bile zamanla şiddetlenebilir. Şiddetlenen semptomlar hastadan hastaya farklılık gösterir. Kimi hasta bakıma muhtaç hale gelirken kimi hasta ise hafif belirtilerle hayatına devam etmektedir. Hangi hastanın hangi vücut fonksiyonunun hangi hızla bozulacağını önceden saptamak mümkün değildir. Parkinson hastalığı kademeli olarak seyreden (progresif) bir hastalık türüdür. Sebep olduğu el, kol, bacak, yüz ve çenenin titremesi zamanla kötüleşir. Hastalık ilerledikçe hasta yürüme, konuşma güçlüğü çekebilir ve günlük ihtiyaçlarını kendi başına yerine getiremeyecek duruma girebilir. Bu hastalığa yakalanan hastaların genel olarak hepsinde karşılaşılan belirtilere baktığımızda hastaların bedenlerinin yarısında başladığı görülmektedir. Daha sonraları ağır ağır diğer yarıda da belirtiler görülmeye başlar. Parkinson hastalığının ilerleme hızı ve şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bazı hastalarda sadece tek elde titreme görülürken bazı hastalarda sadece istirahat halindeyken titreme oluşur. Bazı hastalarda ise bu belirtiler birlikte görülür. Titreme belirtilerine genelde hareketlerde gözle görülen yavaşlama eşlik eder. Yıllar içinde mimik hareketlerinde de azalma görülebilir bu durum hastanın donuk bir ifadeye sahip olmasına yol açabilir. Hastalık seyrederken hastanın kaslarında da sertlik oluşacağı için kol ve bacaklarda ağrılar meydana gelebilir. Hatta hasta kaslarda oluşan bu sertlik sebebiyle hareket halindeyken veya istirahatteyken kaskatı kesilebilir. Hastalığı temel olarak 5 evreye ayırabiliriz. Parkinsonun 1. evresinde bariz bir etki gözlenmez, hasta günlük işlerini kolaylıkla yapabilir. Oluşan değişimler vücudun tek bir bölgesiyle sınırlıdır. Hastanın yakınları yavaş yavaş farklılıkları sezmeye başlar. Yürüyüş ve yüz hareketlerinde ufak değişimler gözlenir. Parkinson hastalığının 2. evresinde belirtiler şiddetini arttırmıştır. Hastada kolay fark edilen titremeler meydana gelir. Yüz ifadesi yavaş yavaş donuklaşır ve hasta ara ara dengesini yitirebilir. Konuşma anormalileri görülmeye başlar. Kasları aniden sertleşir ve bu sertleşmeyle seyreden kramplar sancılara sebep olur. Sırt ve boyun bölgelerinde hissettiği rahatsızlık sebebiyle hastanın duruşu eğimli hale gelebilir. Bu evrede teşhis 1. evreye göre daha kolaydır. Parkinsonun 3. evresinde hastanın denge problemleri artar. Gözleri kapalıyken hareket etmekte zorlanır. Yürürken ya da dönerken bir anda kasları kaskatı kesilir ve hareket kontrolünü yitirebilir. 2. Evrede görülen belirtiler şiddetlenerek devam eder. Bu evrede reflekslerde kayıplar görülür. Hasta, hareket kapasitesinde azalmalar olsa bile günlük işlerini zorlansa da kendisi yapabilir. Hastalığın 4. Evresinde parkinson iyice ilerlemiştir. Hasta hareketlerini kontrol etmekte güçlük çekmektedir. Dengeli yürümek zorlaşsa da kendi kendine yürüyebilir. Günlük ihtiyaçlarını gidermek için zaman zaman başkalarından yardım almaya başlar. Hastanın artık bağımsız yaşamı son bulmuş sayılabilir. Artık tek başına yaşaması onun için tehlikeli hale gelmiştir. Refleksleri ve hareketleri çok yavaşlamış durumdadır ve ara ara kasılmalar sebebiyle hareket edemeyebilir. Parkinson hastalığının 5. ve son evresi hasta günlük işlerini yapacak durumda değildir. Kendi başına yürüyemez, yatıp kalkamaz. Titremeler çoğalmıştır. Konuşması anlaşılmaz hale gelir. Denge sorunları artmıştır. Kasları aniden kasılıp gevşediği için dayanılmaz ağrıları vardır. Hareket esnasında birden donup kalabilir. Refleksleri çok yavaşlamıştır. Parkinsonun son evresindeki hastalar arasında tekerleksi sandalye kullanımı yaygındır. Hastalar bu evrede halüsinasyonlar görebilirler. Yapılan araştırmalar sonucu parkinson hastalarının %30’u kuruntularla ve kafa karışıklıklarıyla mücadele etmektedir. Hafıza kayıpları sıkça görülen belirtilerdir. Hasta en yakınlarını bile tanıyamayabilir.
Parkinson Hastalığı Nedenleri
Parkinson hastalığının nedeni genel olarak beyin sapındaki özel birtakım sinir hücresinin, henüz kesin nedenini bilinmemekle birlikte bir süreç sonucunda kaybına bağlı dopamin maddesindeki eksilmeden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Hücre tahribatına yol açan fonksiyonel bölgeler birden çok olduğu için hastalığın kökenine dair bir tedavi bulunmamaktadır. Dopamin kimyasalındaki eksilme ile birlikte birtakım toksinler ve az da olsa genetik nedenler hastalığa neden olan unsurlardır. Genetik ve çevresel faktörlerin kombinasyonu ile risk artmaktadır. Yaşlılık parkinson oluşumunda etkilidir. İleri yaş gruplarında sıkça görülür. Bunun nedeni vücut yaşlandıkça beyin fonksiyonlarında meydana gelen yavaşlıktır. Dopamin üretimi, ileri yaş grubu için zorlayıcı bir işlev olabilir. Lewy cisimleri Parkinson hastalarının beyin sapında bulunan anormal protein yığınları olarak bilinir. Bu protein yığınlarında var olan proteinleri vücut hücreleri kıramaz. Lewy cisimleri beyindeki hücrelerin çevrelerini sarar ve çalışmasında problemler meydana getirirler. Zamanla beyin yapısında hasar oluşturan lewy cisimleri sonuç olarak hastalarda motor koordinasyon sorunlarına yol açmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucu parkinson hastalığına neden olan unsurlardan birinin de yeterince su ve manganez tüketmemek olduğu varsayımı olduğu bilinmektedir. Bazı meslek gruplarında parkinson riskinin daha fazla olabildiği de gözlenmiştir. Tarım ve endüstri alanları çalışanları maruz kaldığı toksinlerden dolayı parkinson hastası olabilme riskine sahiptir.
Genetik Nedenler
Parkinson hastalığına dair yapılan bazı çalışmalar Parkinson hastalığının gelişiminde genetik unsurların da rol oynadığını ortaya koymaktadır. Parkinson hastalarının aile geçmişlerine baktığımız zaman %15’inde parkinson olgusuna rastlarız. Ebeveynlerde ya da kardeşlerde parkinson varlığında, o bireyde parkinson hastalığının oluşum ve gelişim riski toplumdaki diğer bireylere oranla daha yüksek olabilir. Özellikle anne babada parkinson olgusu var ise kişinin ilerleyen yaşlarda parkinson hastalığına yakalanma riski fazladır. Parkinson hastalığının genetik faktörünün olası sebebi dopaminin sentezi ve birtakım beyin işlevleri için gerekli proteinlerin üretilmesinde görevli olan genlerin mutasyona uğraması sorunsalıdır. Ebeveynlerde ya da kardeşlerde parkinson varlığında, o bireyde parkinson hastalığının oluşum ve gelişim riski toplumdaki diğer bireylere oranla daha yüksek olabilir. Özellikle 2012’den itibaren moleküler genetik alanında yapılan yeni çalışmalar gösteriyor ki parkinsonu meydana getiren baskın veya çekinik özelliklerde geçişler gözlenen 20 farklı gen mutasyonu bulunmakta. Bu bağlamda saptanan ilk gen mutasyonu baskın genlerde kalıtsal geçiş gözlenen “sinüklein” genidir. Bu gen ile ilgili üç farklı nokta mutasyonu, üçlü ve çift tekrarları saptanmıştır. En sık rastlanan kalıtsal parkinson çekinik haldeki parkin gen mutasyonu ile meydana gelmektedir. Son yıllarda keşfedilen bazı mutasyonlar ise UCHL-1, PINK-1, dardarin (LRRK2) ve DJ-1’dir. Baskın geçişli kalıtsal parkinson hastalığı nedeni olarak da lLRRK2 mutasyonu bildirilmiştir. Baskın veya çekinik bu mutasyonlar beyin içindeki enzim ve protein işlevlerini bozmaktadır. Genetik yatkınlıkla meydana gelen parkinson hastalığında kişiler çok daha genç yaşta belirti göstermeye başlar. Genç hastalar tüm parkinson hastalarının yaklaşık olarak %5’ini oluşturmaktadır.
Toksinler
Genetik faktörlerinin yanı sıra bazı çevresel faktörlerin parkinson hastalığının oluşumunda rol oynayabileceğine dair birtakım deliller bulunmaktadır. Bazı kimyasallara maruz kalmanın hastalıkla bağlantılı olabileceği düşünülmektedir. Özellikle böcek öldürücü, fungisit ve herbisite maruz kalmanın parkinson hastalığının ortaya çıkışını tetiklediği saptanmıştır. Elbette ki bu kimyasallara maruz kalan herkes parkinson hastası olmaz. Bu kimyasalların neden olduğu tahribat, mutasyona uğrayan genler ile birleşince hastalığa yakalanma riski oldukça yükselir. Ayrıca uyuşturucu kimyasal kullanan kişilerde daha çok görüldüğü saptanmıştır. 1982 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya eyaletinde sentetik eroin kullanan bireylerde parkinson belirtileri ortaya çıkmıştır. Eroin içerisinde bulunan bazı etken maddelerin beyinde yer alan hücrelere direkt olarak zarar verdiği ve mitokondri yapısını bozduğu anlaşılmıştır. MPTP yapısı mitokondrilere toksik etki yaparak dopamin hücrelerini yok eder. MPTP yapısında olduğu düşünülen bazı madde ya da gıdalar olduğu görüşü halen kanıtlanmamıştır ve bu konudaki çalışmalar uzmanlarca devam ettirilmektedir. Bilinmeyen bir toksinin de beyindeki hücreleri hasara uğrattığı varsayımlar arasındadır.
Dopamin Maddesinde Eksilme
Üst beyin sapı bölgesinde yer alan substansiya nigrada dopamini üreten hücreler bulunmaktadır. Bu hücreler ayrıca dopaminin depolamaktadır ve beynin derinliğinde yer alan “çizgili cisim” denilen yapıların vücuttaki sinir hücreleriyle kurduğu bağlantılarda kimyasal iletici olarak görev yapar. Çizgili cisim adı verilen bu yapı beyin kabuğundan gelen uyarılara ilişkin gelen verileri işler ve bu veriler tekrar neyin kabuğu, beyin sapı ve omurilik aracılığıyla kaslara iletilir. Bu aktiviteler sonucu vücut hareketleri ritmik ve ahenkli olur. Adı geçen kimyasal iletken dengenin sağlanmasına kasların birbiriyle uyumlu çalışmasında rol oynar. Substantiya nigradaki hücrelerin %80’i bir nedenden dolayı hasar görürse, kimyasal ileticilerin akson uçlarının bağlandığı çizgili cisimdeki dopamin depoları zarara uğrar. Bu dopamin eksikliği durumunda vücudun yarısında hareket bozuklukları baş gösterir ve parkinson belirtileri meydana gelir. Hastalık boyunca dopamini üreten hücreler de yavaş yavaş azalır. Parkinson hastalığına neden olan bu hücre hasarlarının nedeni kesin olarak bilinmemektir.
Parkinson Hastalığı Belirtileri
Parkinson hastalığının ilk belirtileri olarak hastaların yaklaşık %70’inde istirahat halindeyken ortaya çıkan özellikle el parmaklarında ve kolda titremeler gözlenir. Bazı durumlar da ayakta ve hareket halinde iken de titremeler meydana gelebilir. Hastaların geri kalan %30’u kadarındaysa hareketlerde genel bir yavaşlık ve kol bacakta tutukluk oluşmaktadır. Sinsi bir hastalıktır ve belirtilerini göstermesi yıllar alabilir. Genellikle ileri yaş grubunda ortaya çıktığı için hasta yakınları, gözle görülen parkinson belirtilerinin yaşlılıktan kaynaklandığını ve doğal olduğunu düşünebilir. Hastalar belirtilerin farkına varıp muayene olduktan ve teşhis konulduktan sonra aslında 3-4 senedir parkinson ile birlikte yaşadıklarını fark edebilirler. Geçmiş yıllara ve şimdiye ait fotoğraflarında öncekine göre eğik duruşları göze çarpabilir. Eski kaydedilmiş videolarda bazı hareket bozukluklarının olmaması da dikkat çeker. Hasta yakınlarının fark ettiği ilk belirti stres anlarında geçici olabilen titremelerdir. Seyrek olarak ayak ve bacaklarda da titreme gözlenebilir. Bazı hastaların ise yazı yazarken harfleri küçük yazdığı veya imza atarken tutukluk yaşadığı fark edilir. Mimik yoksunluğu ve donuk ifadeler de parkinsonun başlıca fark edilen belirtileri arasındadır. Kalıtsal sebeplerden ötürü genç yaşta parkinson olan bireylerde ise ilk belirti istem dışı ayakların içe dönük kasılması veya ayak parmaklarının aşağıya doğru kıvrılması adı verilen “distoni” durumlarıdır. Bu hastalığa yakalanan hastaların genel olarak hepsinde karşılaşılan belirtilere baktığımızda hastaların bedenlerinin yarısında problem başlar. Zamanla hafif olarak diğer beden yarısında da kendini gösteren belirtiler meydana gelir. Parkinson hastalığının şiddeti ve ilerleme hızı hastadan hastaya farklılık göstermektedir. Temek belirtiler arasında titremenin yanı sıra uzuvların sertliği ve denge bozuklukları da göze çarpar. Parkinson hastalığının teşhisi için hareket yavaşlığı ve azlığı da bulunması gerekmektedir. Dinlenme halindeki titreme yüksek olasılık ile parkinson tanısı için yeterlidir. Ayrıca yutmada güçlük, ağızda salya birikimi, tansiyon düşmesi, uykusuzluk, depresyon, ayaklarda şişme, kabızlık, idrar yapmada zorluk, cinsel işlev bozuklukları, görme bozuklukları, gözlerde kızarıklık, aşırı terleme, ciltte yağlanma, unutkanlık ve gündüz uyuklaması de belirtiler arasındadır. Uykuda hareketlilik de (REM uykusu davranış bozukluğu) parkinson hastalarının yakındığı rahatsızlıklardan biridir.
Titreme
Tremor (titreme) parkinson hastalığının en temel belirtileri arasındadır. En dikkat çeken belirti olmasının yanı sıra hastanın doktora başvurmasının en bilinen nedenidir. Parkinson hastalığına yakalanan hastaların hemen hemen %70’inde titreme meydana gelmektedir. Titreme bazen elde bazen ayak ve bacakta görülebilir. Tek bir el veya tek bir ayakta görülmesi olasıdır. Titreme tek bir parmağı etkileyebildiği gibi dili, dudakları ya da çeneyi etkileyebilir. Titremeler vücuttaki diğer bölgelere de geçebilir. Bacaktaki titremeler pedala basma şeklinde görülebilir. Sinirlilik ve stres hali titremeyi tetikleyebilir. Titremeler sebebiyle hasta toplum içinde sıkıntılı hallere girebilir. Titremeler uykuda kaybolur ve uyku yüzeysel boyutlara gelince tekrar meydana gelebilir. Ayrıca titreyen uzuv istemli hareketlerde kaybolabilir. Her titreme parkinson hastalığı belirtisi değildir. Sağlıklı insanlarda da heyecana ve strese bağlı olarak titreme ortaya çıkabilir. Her yaş grubunda görülebilen “esansiyel tremor” parkinsondan bağımsız bir titremedir. Kollar öne uzatıldığında görülebilir ve tedavisi parkinson hastalığından farklıdır. Esansiyel tremorda ses titremesi ve baş titremesi de gözlenir.
Hareketlerin Yavaşlaması (Bradikinezi)
Parkinson hastalığı tanısı için öncelikli olarak hareket yavaşlığı (bradikinezi) gözlenmelidir. Fiziksel aktivitesi belli oranda yavaşlayan hastada titreme görülmeyebilir. Hareketlerde yavaşlama her hastada farklı şiddette gözlenir. Hasta günlük işlerini yaparken gözle görülür yavaşlığı fark edecektir. En basit şekilde düğme ilikleme, kravat bağlama ve çatal-kaşık kullanma gibi ek koordinasyon isteyen işlerde yavaşlıklar ortaya çıkar. Öncelikle belirtiler hafifken, şiddeti zamanla artar. Zamanla yemekleri çiğnemede de zorluklar görülür. Otomobile binerken, koltuğa oturup kalkar iken zorlanmalar sık gözlenen belirtiler arasındadır. Kıyafetlerindeki katlanmaları düzeltemeyecek duruma gelebilirler. Gün içinde otomatik olarak yaptığımız birçok aktiviteyi yaparken yavaşlıklar gözlenebilir. Parkinson hastalığında hareketler yavaş olmasına rağmen kas gücü yerindedir. Buna rağmen hastanın yakınmaları genel olarak kaslarında meydana gelen ağrılar sebebiyle oluşan yorgunluk durumudur. Bazı hastalarda tam hareketsizlik söz konusu olabilir. Hastalığın 3. Evresinden itibaren hareketlerdeki söz konusu yavaşlık hastaları başka bireylere bağımlı hale getirebilmektedir. Yüz ifadesindeki donukluklar (hipomimi) bradikinezideki alt başlıklardan biridir. Göz kırpma gibi yüz hareketlerini yapmak hastalar için zor hale gelebilir. Hastanın yüz hareketlerindeki yavaşlık ve mimik kullanamama hastada donuk bir surat ifadesine neden olur. Hasta bu durumdan yakınmaz ancak hastanın çevresindeki insanlar tarafından fark edilebilen bir belirtidir.
El Yazısının Küçülmesi
El yazısındaki küçülme (mikrografi) de parkinson hastalığının kısa sürede fark edilen belirtilerinden biridir. Kalemi kaydırmakta ve hareket ettirmekte zorlanma hastaların ilk yakındıkları belirtilerdendir. Bu sebeple istemsiz bir şekilde el yazısının ve imzanın küçülmesi gözlenebilir. Yazılar okunaklı ancak küçüktür. Ancak titremeyle seyreden hastalıkta zaman zaman tremor sebebiyle harfler okunaksız yazılabilir.
Konuşmada Değişimler
Konuşma bozukluğu ender olarak hastalığın ilk evresinde ortaya çıkar. Daha çok hastalık uzun süreden beri gözlense bile konuşma zorluğu belirtisi parkinson hastalarının yarısında görülmez. Bazı parkinson hastalarında ise kişinin konuşması zaman içinde değişime uğrar. Konuşmaları değişime uğrayan hastalar genelde soluk alma kapasiteleri düşmüş olan hastalardır. Konuşmalar öncelikle yumuşak vaziyettedir. Konuşmada kullanılan sözcüklerdeki her heceyi aynı tonlayarak konuşma dikkat çeker. Bazı hastalarda ise kelimeler arasında bilindik aralar yoktur ve hızlı konuşmalar gözlenir. Hatta konuşma sözcükler iç içe girmiş gibi duyulabilir. Hızlı konuşmaların yanında bazı hastaların da konuşmalar fazlaca yavaşlar. Her hastada belirtiler ve belirtilerin şiddeti farklıdır. Bazı durumlarda cümlenin son sözcüğü birkaç kez tekrarlanır. Konuşma esnasında yapılan jest ve mimikler de yavaşladığı için iletişimde tam verim sağlanmayabilir. Bu konuşma özellikleri parkinson hastalığı için oldukça tipiktir. Konuşma yetisini mesleğinde çok kullanan öğretmenler, spikerler, avukatlar, muhabirler, oyuncular diğer meslek gruplarına göre hastalıklarını daha erken fark edebilir.
Koku Alma Yetisinde Azalma
Parkinson hastalığının hareket bozuklukları belirtilerinin ortaya çıkmasından çok önce koku duyusunda da fark edilir azalmalar gözlenir. Öyle ki bazı hastalarda tam duyu kaybı bile saptanmıştır. Koku alma yetisindeki azalmalar direkt olarak parkinson tanısı için yeterli değildir.
Parkinson Hastalığının Teşhis ve Tanı Yöntemleri
Parkinson hastalığının tanısı klinik muayene olgularına dayanılarak konulur. Klinisyen hastanın tıbbi geçmişine, aile öyküsüne ve görülen belirtilere bakarak teşhis koyar. Parkinsonu doğrudan teşhis eden bir laboratuvar testi şu an için mevcut değildir. Semptomların devamlılığı parkinson hastalığı için teyit niteliğindedir. Parkinson hastalığı nöroloji kliniği alanına girer ve nöroloji uzmanları tarafından teşhis edilebilir.
Parkinson Hastalığı Risk Faktörleri
Toplumda parkinson hastalığına yakalanma riski kişiden kişiye değişkenlik göstermektedir. Çünkü hastalığın çevresel ve genetik olmak üzere çeşitli faktörleri bulunmaktadır. Kimyasallarla etkileşim halinde olan meslek gruplarında, ailelerinde parkinson bulunanlarda daha sık görülmektedir. Ayrıca kafa travması geçirenlerde de görülme olasılığı fazladır. Parkinson sıklıkla 50-60 yaş üstünde gözlenen bir sinir sistemi hastalığıdır.
Birinci Dereceden Yakınlarında Parkinson Hastalığı Bulunanlar
Anne babasında ve kardeşlerinde parkinson hastalığı görülen bireyler risk grubundadır. Hastalığın genetik etmenlerden de kaynaklandığı bilinmektedir.
İleri Yaş
Toplumda 100 kişiden birinde görülen parkinson hastalığı sıklıkla 50-60 yaş üstü bireylerde ortaya çıkmaktadır. Yaşlılığın vücuttaki her fonksiyonu yavaşlattığı gibi dopamin üretimini de yavaşlattığı bilinmektedir. Dopamin eksikliği hastalığa neden olan etmenler sıralamasında başı çekmektedir.
Kafa Travması Geçirenler
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki daha önceden kafa travması geçiren bireylerde parkinson hastalığının görülme olasılığı diğer bireylere oranla daha yüksektir. Bunun nedeni travma esnasında dopamin üretilmesinde sorumlu bölgelerin hasar görmesi olarak gösterilebilir.
Genetik Yatkınlık
Günümüzde parkinson hastalığına sebep olduğu bilinen çekinik ve baskın geçişli olmak üzere 20 farklı gen mutasyonu tespit edilmiştir. Bu gen mutasyonlarından baskın olanlar kendini her nesilde gösterebildiği gibi, çekinik olanlar nesil atlayarak hastalık gösterebilir. Ailesinde parkinson hastalığı bulunanların parkinson risk grubunda oldukları bilinen bir gerçektir.
Tarım İlaçları ile Yakın Temasta Olanlar
Bazı kimyasalların özellikle böcek öldürmek amaçlı kullanılan ilaçların parkinson hastalığını tetiklediği düşünülmektedir. Fungisit ve herbisit gibi kimyasallar beyinde dopamin üretimden mesul olan bölgeleri tahrip edebilir ve hastalığı tetikleyebilir. Bu sebeple tarım ilaçları ile yakın temasta bulunan bireyler risk grubundadır. Çiftçilik gibi meslek grupları ilaçlarla temastan kaçınmalı ve ilaçları kullanırken önlem almalıdır.
Parkinson Hastalığı Komplikasyonları
Çoğu hastalık gibi parkinson hastalığının da birçok komplikasyonu bulunmaktadır. Tedavilerde kullanılan birtakım ilaçlar hastalarda komplikasyona neden olmaktadır
Davranışsal Bozukluklar
Parkinson hastalığının tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar hastalarda davranışsal bozukluklara sebep olmaktadır. Duygu dalgalanmalarına bağlı birtakım davranış bozuklukları hastaların yakınları tarafından fark edilen komplikasyonlar arasındadır.
İstemsiz Hareketler
Tedavi süresince alınan ilaçlar nadir olarak bazı hastalıklarda istem dışı davranışların oluşmasını sağlayabilir.
Aşırı Haz Duyulan Durumlara Yönelim
Kullanılan ilaçlara bağlı olarak gelişen komplikasyonlardan biri de hastanın yapmaktan aşırı zevk aldığı aktivitelere ilgisinin her zamankinden yoğun olmasıdır. Bu durumlar alışveriş, çok hoşlandığı yemekleri aşırı tüketmek gibi davranışlardır.
Parkinson Hastalığı Nasıl Önlenir
Parkinson hastalığını da önceden önlemek bazı durumlarda mümkün olabilir.
Spor Yapmak
Egzersizler vücut sağlığı için çok önemli aktivitelerdir. Düzenli egzersiz yapan bireylerde çoğu hastalık gibi parkinson hastalığının da görülmesi diğer bireylere oranla çok daha azdır. Düzenli spor yaparak parkinsondan korunmak mümkündür.
Kimyasal Maddelerden Uzak Durmak
Kimyasal maddeler vücudumuzda birçok geçici ve kalıcı hasara yol açmaktadır. Zararlı alışkanlıklar pek çok hastalığın ortaya çıkışını tetiklemektedir. Sigara, alkol, uyuşturucu veya diğer kimyasal içeren ürünlerin kullanımı parkinson hastalığına sebep olan dopamin eksilmelerini hızlandırır. Kimyasal maddelerden uzak durmak çoğu hastalığın önlenmesi için gerekli bir davranış olarak kabul edilir.
Doğal ve Sağlıklı Beslenmek
Doğal ve sağlıklı beslenmek birçok sağlık probleminin önlenmesine yardımcı olan bir alışkanlıktır. Ne kadar doğal ve kimyasallardan uzak bir yaşam sürülürse parkinson hastalığına yakalanma riski de o kadar azalacaktır. Özellikle küçük yaştan itibaren haftada en az bir öğün balık tüketmek beyin gelişimi için çok yararlı olacaktır.
Sık Sorulan Sorular
Bu bölümde; Parkinson hastalığı ile ilgili sık sorulan sorulara yanıt vereceğiz.
Parkinson hastalığı sadece yaşlılarda mı görülür?
Parkinson hastalığının 50-60 yaş ve üzeri ileri yaşlarda görülme sıklığı daha fazladır. Bunun nedeni yaşlılıkla birlikte vücudun diğer fonksiyonlarıyla birlikte dopamin üretme fonksiyonunda da yavaşlama görülmesidir. Dopamin eksikliği parkin hastalığına neden olmaktadır. Ancak parkinson hastalığı sadece yaşlılarda görülmez. Özellikle kalıtsal nedenlerle oluşan parkinson genç yaşlarda da görülebilir. Ayrıca kimyasallara maruz kalan meslek gruplarında da parkinson hastalığı görülme riski vardır.
Parkinson hastalığı hafıza kayıplarına neden olur mu?
Parkinson hastalığı bazı bilişsel yetilere zarar vermektedir. Hastalarda zaman zaman unutkanlık yapsa da tam bir hafıza kaybı hastalığın son evresine kadar gözlenen bir durum değildir. Geçici unutkanlıklar olsa da uzun vadede hafıza kusurları çoğu zaman gözlenen bir hadise değildir.
Parkinson hastalarının yaşam alanı nasıl olmalıdır?
Parkinson hastalarının yaşam alanlarının çok farklı olmasına gerek yoktur. Parkinson hastaları denge bozuklukları yaşadıkları için yaşam alanları onların ihtiyaçlarına ulaşmayı kolaylaştıracak şekilde düzenlenmelidir. İlerleyen evrelerinde kendi rahatlığı açısından eşyalarının ona yakınlığı önem teşkil etmektedir. Ayrıca hastalar yürümesini kolaylaştıracak ortopedik ayakkabılar tercih etmelidir. Yürüme eyleminde sorunları olan parkinson hastaları evlerinin duvarlarına yürürken tutunacakları çeşitli gereçler monte edebilirler. Bu tür düzenlemeler parkinson hastasının hayatını kolaylaştırır.
Parkinson hastalığı ölüm riski taşır mı?
Parkinson hastalığı, hastadan hastaya farklı şekillerde ve farklı şiddette ilerleyen bir sinir sistemi hastalığıdır. Parkinson son evresinde hastayı yatağa bağımlı hale getirebilir. Vücudun ve özellikle beynin birçok fonksiyonunu bozabilir ama parkinsonda doğrudan ölüm riski çok düşüktür.
Parkinson hastalığı tedavi edilebilir mi?
Parkinson hastalığının henüz kesin bir tedavisi bulunmamış olsa da tedavisinde genel olarak ilaçlar tercih edilmektedir. Levodopa, KOMT inhibitörleri, MAO-B inhibitörleri, Dopamin reseptör agonistleri, Antikolinerjik ilaçlar, Amantadin gibi ilaçlar hastalığı farklı yollardan tedavi etmek amacıyla kullanılır. Beyne takılan “beyin pili” parkinsonu değil parkinsonun sebep olduğu titremeyi geçirmek amacıyla tedavide kullanılır. Ayrıca tedaviyi destekleyen birtakım takviyeler ve uygulamalar mevcuttur. Bunlar yoga-meditasyon, akupunktur, profesyonel masaj ve Koenzim Q10 takviyesidir.
Parkinson hastaları çalışabilir mi?
Parkinson hastalığı genelde emeklilik yaşından sonra ortaya çıkan bir hastalıktır. Son evrelerinde olmadığı sürece tedavi altına alındığında bireyin çalışmasına mâni olmaz. Ancak hastalık titreme ve konuşmada bozukluklara sebep olduğu için konuşma yetisinin belirgin olarak gerektiği bazı meslek gruplarında çalışma hayatı riske girebilir.
Parkinson hastalarının yaşam süresi ne kadardır?
Parkinson hastalığının ömrü kısalttığı konusunda bir kesinleşmiş bir çalışma sonucu bulunmamaktadır. Parkinson hastalarının yaşamları onlar kadar kolay olmasa da sağlıklı insanların yaşam süreleri kadar yaşayabildikleri bilinir.
Parkinson hastalığının cerrahi tedavisi var mı?
Parkinson hastalığının kanıtlanmış bir ilaç ya da cerrahi tedavisi mevcut değildir. Alınan ilaçlar semptomların azaltılmasını sağlamak içindir. Yapılan cerrahi müdahale de beyne pil takılmasıdır. Beyne takılan bu pil hastalığın semptomu olan titremeyi önlemek amacıyla kullanılır.
Parkinson hastalığı çocuklarda görülebilir mi?
Parkinson hastalığı sıklıkla ileri yaş grubunda görülse de nadir olarak genç yaşlarda da görülebilir. Çeşitli sebeplerle özellikle kalıtsal varyasyonlarla ortaya çıkan parkinsonun çocuklarda görülme riski de mevcut değildir. Dünyada şimdiye kadar çocuk parkinson vakası tespit edilmemiştir.
Parkinson hastalığı belirtisi olan kişiler hangi bölüme gitmelidir?
Parkinson beyin sapında dopamin üreten bir bölgenin hasarı sonucu dopamin üretmemesinden kaynaklı gelişen bir sinir sistemi hastalığıdır. Parkinson hastalığının belirtilerini gösteren bireyler hastanede nöroloji kliniklerine muayene olmalıdır.
Parkinson hastalığı için toplum sağlığı kuruluşları bulunuyor mu?
Parkinson hastalığının tedavisi için nöroloji kliniğine sahip olan tüm hastaneler hizmet vermektedir. Ayrıca parkinson hastalığıyla ilgili yardımlaşma amacıyla kurulan dernekler de mevcuttur. Devletin sorumlusu olduğu bazı bakımevleri parkinson ve alzheimer hastalarına hizmet verirler. Ancak bu bakımevlerin sayısı çok yetersizdir.
Parkinson Hastalığı İstatistikleri Nasıldır?
Parkinson Hastalığı en yaygın nörolojik bozukluklardandır. 2004 yılında tüm dünyada yaklaşık 5,2 milyon erkek ve kadın parkinson hastası bulunmaktadır. Her sene 100.000 kişiden 4 ve 20 arası yeni vaka görülmektedir. Özellikle 50 yaş üstü bireylerde görülür.
Parkinson hastalığı en çok kimlerde görülür?
Parkinson hastalığı en çok parkinsona karşı kalıtsal yatkınlığı bulunan kişilerde, mesleki kimyasallara maruz kalanlarda ve genel olarak 50-60 yaş üzerinde görülen nörolojik bir hastalıktır.
Parkinson hastaları egzersiz yapabilir mi?
İlerleyen parkinson hastalığı evrelerinde egzersiz yapmak mümkün olmayabilir. Hastalık kasları doğrudan etkilediği için hareket kapasitesini oldukça kısıtlar. Ancak fizik tedavi ve rehabilitasyon, geri döndürülemez denilen birçok hareket kısıtlığını sona erdiren bir tedavi yöntemidir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon tedavisi uygulanan bazı parkinson hastalarının hareket becerisini korudukları kayıtlara geçmiştir.
Parkinson hastaları evde tedavi edilebilir mi?
Parkinson kesin tedavisi olmayan bir nörolojik hastalıktır. Evde doğal yöntemlerle tedavi edilebilecek bir hastalık değildir. Mutlaka biz nöroloji uzmanı kontrolünde tedavi olunmalıdır. Hastalığı ortadan kaldıracak kesin bir tedavi bulunmamakla birlikte semptomları azaltmak adına uygulanan tedaviler genelde ilaçla sağlanır. Hastalar, hastanede kalacak kadar kötü durumda değildirler. Kendi evlerinde tedavi olmaları mümkündür.
Parkinson hastalarına beyin pili takılır mı?
Parkinson hastalığı el ve diğer uzuvlarda titremeye sebep olan nörolojik bir hastalıktır. Hastanın özellikle ellerinde görülen titremeler bacak, ayak ve yüzde de görülebilir. Semptomları azaltmak için uygulanan tedavi yöntemlerinden biri de cerrahi müdahale ile beyne bir çeşit takmaktır. Takılan bu pil tremoru azaltmaktadır. Takılan bu pille hastanın titremelerinin azalmasıyla günlük hayatının kolaylaştırılması amaçlanmaktadır.
Parkinson hastalığı cinsel sorunlara yol açar mı?
Parkinson hastalığı bireylerde birçok cinsel probleme yol açabilir. Erkeklerde cinsel organların ve cinsel özelliklerin gelişmesinde gerilik, cinsel isteksizlik, hiperseksüalite (cinsel arzuda artış, ereksiyon problemi ve erken boşalmadır. Kadınlarda görülen sorunlar ise cinsel isteksizlik, hiperseksüalite, cinsel uyarım eksikliği, orgazm olamama ve vajinal boşlukta daralmayla birlikte oluşan ağrılardır. Her hastada belirtiler ve belirtilerin şiddeti farklılık göstermektedir.
Parkinson hastalığı hangi hastalıkları tetikler?
Parkinson hastalığı beraberinde kas ve iskelet sistemi hastalıklarını da getirebilir. Kas ve iskelet hastalıkları, Parkinson hastalığına bağlı nörolojik fonksiyon kayıplarından dolayı ortaya çıkma eğilimindedirler. Duruş bozuklukları, yürüyüş bozuklukları, denge bozukluğu, oturmaya ve yatmaya bağlı yaralanmalar da Parkinson hastalığına bağlı gelişen diğer bazı sorunlardır. Koku duyusunun kısmen ya da tamamen kaybedilmesi, sindirim sistemi hastalıkları, uyku düzeninde bozulma da diğer bazı sorunlardır.
Parkinson hastalığına hangi yiyecekler iyi gelir?
Parkinson hastalığının belirtilerinin ortaya çıkmasına sebep olan hormon dengesinin beslenme alışkanlıkları ile bir nebze de olsa ortadan kaldırılması mümkündür. Uzun gelişime sahip bir hastalık olmasından dolayı Parkinson hastaları uzun süreli diyetleri uygulamak zorundadır. Karbonhidrat, yağ ve protein arasındaki denge beşte bir karbonhidrat lehine bozulmalıdır. Kabızlığı önlemek için sıvı alımı artırılmalı ve mümkünse püre gıdalar tüketilmelidir. Kuru baklagiller, sebze – meyve tüketimi artırılmalıdır. Siyah renkli meyveler ise özellikle tüketilmelidir.
Parkinson hastalığı nasıl teşhis edilir?
Parkinson hastalığının erken dönem belirtileri kas – iskelet hastalıkları ile sıkça karıştırılmaktadır. Doğrudan doğruya Parkinson hastalığını teşhis etmek için bir test yoktur. Yapılan testlerin neredeyse tamamı diğer olası hastalıkları elemek için uygulanmaktadır. Hastanın ilgili şikayetlerle nöroloji uzmanına başvurmasından sonra ailesinin tıbbi öyküsü ve kendisinin tıbbi öyküsü detaylıca alınır. Sonrasında ise fiziksel muayene ile tanı büyük oranda kesinleştirilir. Takip aşamasında bazı görüntüleme tekniklerinden de yararlanılabilir.
Parkinson hastalığı ne kadar sürede iyileşir?
Parkinson tedavisinin temel amacı hastalığın tamamen iyileştirilmesi değildir. Amaç, Parkinson hastalığının ortaya çıkardığı belirtilerin hafifletilmesi ve gelişiminin yavaşlatılmasıdır. Üçüncü ve dördüncü evredeki ağır belirtilerin ortaya çıkmasının engellenmesi ancak kapsamlı bir tedavi ile mümkündür. Parkinson hastalığı genel itibariyle tedaviye iyi yanıt verdiği için tamamen iyileşme olduğu zannedilebilir ancak durum hiçbir zaman tersine dönmez. Kısacası Parkinson hastalığı hiçbir zaman iyileşmez.
Parkinson hastalığı bulaşır mı?
Parkinson hastalığının ortaya çıkmasındaki etkili faktörler virüsler, bakteriler ya da mantarlar değildir. Doğal olarak, organizma kaynaklı bir hastalık olmamasından dolayı Parkinson hastalığı bulaşıcı değildir. Genetik yatkınlık oldukça önemlidir. Ayrıca çocukluktan itibaren kimyasal ilaçlara maruz kalınması, kötü su içilmesi, kötü beslenilmesi de başlıca Parkinson sebepleridir. Aralarında hiçbir genetik bağ olmayan ancak aynı ortamlarda yetişmiş insanların beraber Parkinson oldukları gözlemlenmiştir. Bu, insan – insan bulaşmasından ziyade aynı kaynaktan bulaşma şeklindedir.
Parkinson hastalığı zayıflatır mı?
Parkinson hastalığının yarattığı hormon etkisi beraberinde zayıflamayı da getirebilir. Özellikle ikinci ve üçüncü evreden itibaren hasta ideal kilosunun altına hızla inebilir. Ancak bu durum sağlıklı bir diyetle kolayca ortadan kaldırılmaktadır. Parkinson hastalığındaki kilo kaybının ana sebebi ise hastalık döneminde içerisine girilen olumsuz psikolojik etkilerdir.
Parkinson hastalığı unutkanlık yapar mı?
Parkinson hastalığının bilindik anlamda unutkanlık ile bağlantısı yoktur. Parkinson hastalarının yeni bilgileri öğrenmekte ve bu bilgileri doğru şekilde depolamakta herhangi bir sıkıntısı yoktur. Hastalığın üçüncü ve dördüncü evrelerinde bu işlemlerin gerçekleştirildiği merkezlere doğru yayılma olduğundan dolayı bilgiye ulaşma noktasında sıkıntılar çekilir. Bilginin hatırlanmasına yardımcı olacak birkaç anahtar daha verildiğinde Parkinson hastası kolayca daha önce öğrendiği bilgileri hatırlayabilir. Bir anda ortaya çıkan ve nerede olduğunu dahi unuttuğu unutkanlık vakaları ile karşılaşılmaz.
Parkinson hastalığı tedavi edilmez ise ne olur?
Parkinson hastalığının tedavi edilmesindeki temel amaç hastalığın ikinci evreyi geçmemesini sağlamaktır. Eğer geçecekse de ortaya çıkacak belirtilerin minimum seviyede olması amaçlanmaktadır. Eğer tedavi gerçekleştirilmezse oldukça ilerleyici bir hastalık olan Parkinson hormon yapısını toptan bozacağı için ileri seviyeli belirtiler ortaya çıkacaktır: Denge ileri seviyede bozulur. Eğer hala yürünebiliyorsa sık sık yere düşülür. Hastanın neredeyse tüm vücudu titrer. Yürümek inanılmaz zorlu bir faaliyet haline gelir. Daha da ileri seviyede ise hasta yatağa bağımlı hale gelir.