Peygamber Sünneti (Hipospadias)
- Sık Sorulan Sorular
- Hipospadias Önlenebilir Mi?
- Hipospadias Yalnızca Bebeklerde mi Görülür?
- Hipospadias Tedavi Edilmezse Ne Olur?
- Hipospadiasın Kesin Çözümü Var Mı?
- Ameliyat Sonrası Bakım Nasıl Olmalı?
- Tedavi Ne Zaman Uygulanmalı?
- Ameliyattan Sonra Çocuğun Penisi Ne Zaman Normal Görülmeye Başlar?
- Hipospadias’ı Olan Bir Çocuk Sünnet Olabilir Mi? Ne Zaman?
- Hipospadias Kısırlığa Sebep Olur Mu?
- Hipospadias Ağrıya Sebep Olur Mu?
- Ameliyatın Riskleri Nelerdir?
- Hipospadias Tedavisini Kim Uygular?
- Tedavi Olan Hasta Gelecekte Cinsellikle İlgili Problem Yaşar Mı?
- Hipospadias ameliyatı kaç yaşında yapılır?
- Hipospadias kaç günde iyileşir?
- Hipospadias genetik mi?
- Hipospadias tekrarlar mı?
Hipospadias, dünya üzerinde oldukça yaygın olarak görülen bir hastalıktır. Doğuştan gelen bir problem olmakla beraber, dünya üzerinde birçok kişinin bu problemi yaşadığını söylemek mümkündür. Hastalık erkek çocuklarında doğuştan gelen ve bir deformenin söz konusu olduğu bir tiptir. Erkek çocuklarda ayakta işemenin mümkün olmaması, buna bağlı olarak oturarak işeme süreci söz konusu olduğundan, hastalık Türkiye’de ‘Peygamber Sünneti’ adı ile adlandırılmaktadır. Üretra adı verilen idrarın dışarı atımını sağlayan unsurun, penis üzerinde olmaması, penisin orta ya da alt kısımlarında olması, bu hastalığın başlıca unsurları arasında yer almaktadır. Genetik yatkınlıkların bu hastalık üzerinde etkisi olduğu bilinmekle beraber, aile üyelerinde bu hastalığın görülmesinin doğrudan çocuk üzerinde etkisi olduğu, hatta ailede bu hastalığın bulunması durumunda, bu durumun görülme oranının %20 olduğu bilgisi bulunmaktadır. Peygamber sünneti, birçok çocukta görülmekle beraber, eski dönemlere kıyasla tedavinin daha kolay olduğu, sorunu düzeltmek için ameliyatın şart olduğu hastalıklar arasında yer almaktadır. Dokuların genellikle deforme olmuş olduğu bu hastalık sırasında görülen detaylar arasında yer almaktadır. Halen ortaya çıkış nedeni ile ilgili kesin bir bilgi bulunmasa da çeşitli mutasyonların bu hastalık üzerinde etkisi olabileceği düşünülmektedir.
Bu hastalık ile ilgili en önemli faktör, hastada idrar yolunun oluşmamış; nadiren de oluştuğu durumlarda bu yolun gelişmemiş olmasıdır. Hipospadias bu konuda yapılan araştırmalar gözlemlendiğinde, ortalama olarak 250 erkek bebekten birinde görülmektedir. Bu durum, aslında hastalığın yaygın olarak görüldüğünü gözler önüne sermektedir.
Ülkemizde de pek çok erkek bebek Peygamber Sünneti hastalığından mustarip olmakla beraber, bu hastalığın tedavisi bulunur ve tedavi yaygın bir biçimde yapılmaktadır. Bu hastalığa sahip olan birçok bebekte, hastalığın ortaya çıkış sebebinin tek gen anomalisi olduğu düşünülmektedir. Olası mutasyonlar bu durumun ortaya çıkmasında etkisi olabilir.
DNA dizilimi sırasında da bir sorun meydana gelmesi halinde de Hipospadiasın görülebileceği bilgisi bulunmaktadır. Bu hastalığın cinsel sağlığı etkileyebildiğinde dair pek çok bilgi bulunmaktadır. Hastalık tıp dilinde konjenital üretral anomali olarak bilinir. Yaygın olarak görülmemekle beraber, bu anomali pek çok kişiyi doğrudan etkileyebilir. Hastalık, üretradan başlayarak perine tabakası boyunca görülebilir. Bu hastalık ile ilgili olarak uzun yıllardır çalışmalar sürmektedir. Hastalığa ilişkin ilk ameliyatların 1900’lü yılların başından bu yana uygulandığı düşüncesi hakimdir. Bir uzman yardımı ile genellikle tek bir ameliyat sonrasında bu hastalığın tedavi edilebildiği ve penisin eski görüntüsüne kavuşabildiği öngörülmüştür. Bu hastalık sonradan meydana gelmez ve ameliyat sırasında veya sonrasında hastada çeşitli komplikasyonların görülebildiği bilinir. Tedavi esasında hasta için fonksiyonel nitelikli yeni bir üretra oluşturma çalışmaları yapılır. Gelişmeyen idrar kanalı üzerinde çalışmak ve normal görünen bir üreme organı oluşturmak tedavinin başlıca amaçları arasında yer almaktadır.
Hastalık üreme kanalı ile ilgili bir sorun teşkil etmiş olduğu gibi, hastanın penis derisi üzerinde çeşitli anomaliler de beraberinde söz konusu olabilir.
Peygamber Sünneti (Hipospadias) Hakkında
Doğuştan gelen bir anomali olarak bilinen Hipospadias, doğuştan gelen yarım sünnet derisi sebebi ile Peygamber sünneti adı ile anılmaktadır. Anomali, penis ucunda açık bir şekilde görülebilir. Her 300 erkek doğan birinde görülebilen, yani aslında oldukça sık görülen bir hastalık olan Peygamber Sünneti, penis ucunda idrar deliğinin oluşmamış olması, ya da oluşan deliğin kör nitelikli olması durumunda görülmektedir. Penis üzerinde gelişmesini tamamlayamamış bir idrar kanalı bulunmakta, bebek idrarını buradan yapmaktadır. Sağlıklı bir erkek bebeğin glans üzerinde bulunan idrar deliği, Hipospadias anomalisine sahip olan bebeklerde penis üzerinde herhangi bir noktada meydana gelebilir. Hastalık, belirli tipler halinde karşımıza çıkmaktadır. Hastalığın oldukça ciddi olan bazı tiplerinde idrar deliğinin perin adı verilen testis altı tabakasında olduğu da gözlemlenebilir. Bu oldukça ciddi bir durumdur. Hastalık erkek bebek üzerinde doğrudan ağrı ya da sancı yaşatmamakla beraber, bu hastalığın tedavi edilebilir nitelikli olması oldukça elzemdir. İlerleyen dönemlerde yetişkin üzerinde ciddi sorunların meydana gelebildiği bir anomali tipi olan Hipospadias, cinsel karakterli hastalıklar üzerinde etkilidir. Bu hastalığa sebep olan birçok unsur olabilir. Çoğu zaman prematüre doğumlarda çocukta böyle bir anomali olduğu gözlemlenebilir. Hipospadias hastalarının birçoğu beraberinde çeşitli hastalıklar ile de karşılaşabilmektedir. Böbrek problemleri genellikle Hipospadias hastalarının karşılaşabileceği önemli sorunlar arasında yer almaktadır. Dünya üzerinde milyonlarca erkek bebeğin bu hastalık ile karşı karşıya olduğu düşünülmektedir. Bu anomali, nitelikli plastik cerrahlar tarafından cerrahi operasyonlar ile tedavi edilebilmektedir. Ameliyatsız tedavi mümkün değildir. Bununla beraber, operasyonun başarısız olduğu nadir de olsa bazı durumlar olduğunu söylemek mümkün.
Hastalığın tedavi edilebilmesi için mutlaka doğru bir teşhisin yapılabilmesi, ardından da tanının konulabilmesinin önemi büyük. Hastalık bebek doğduğu andan itibaren muayene edilmesi sırasında kolay bir şekilde ortaya çıkarılabilmektedir. Bununla beraber, hastalık genellikle bebeklik döneminde ailenin bebeği gözlemlemesi sonucunda da ortaya çıkabilmektedir. Tedavi edildiğinde penisin normal bir penis görüntüsüne ulaşabileceği bir hastalık olan Peygamber sünneti, tedavi edilmediği durumlarda kısırlığa dahi ilerleyebilen bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır. Ameliyatın, bebeğin en az zarar göreceği ve psikolojik olarak da kötü etkilenmeyeceği bir dönemde yapılması oldukça büyük bir önem taşımaktadır. Bu sebepten ötürü uzman görüşleri ile operasyonun genellikle ilk 2 yıl içerisinde yapılması öngörülmektedir. Bu süreçten sonra yapılan operasyonların çocuk üzerinde psikolojik olarak olumsuz bir etki bırakacağı konuşulan detaylar arasında yer almaktadır. Bu durum ile ilgili bir önlem almak isteyen ebeveynler çocukları için uygun ameliyat yaşının 2 yaş ve altı olmasına özen göstermelidir. Kişinin bu süreçte ameliyat olmaması halinde büyüdükçe beraberinde bazı problemlerin ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır. Yarım sünnet hastalığından mustarip olan erkek bebeklerin çiş yaparken genellikle bacaklarına yaptıklarının gözlemlenmesi böyle bir sorunun varlığı hususunda en önemli etkenler arasında yer alabilmektedir. Böyle bir durum ile karşı karşıya kalındığında derhal bir uzmana gidilmeli ve bu konuda yardım alınmalıdır. Bu sorunun varlığı ilerde yetişkin erkeğin çeşitli sertleşme sorunları ile karşı karşıya kalmasına ve hatta olası kısırlık problemleri yaşamasına neden olabilir. Peygamber sünneti, fiziksel olarak kişileri derinden etkileyen bir sorun olmasa da erkekler üzerinde psikolojik etkileri oldukça büyük olan hastalıklar arasında yer almalıdır. Böyle bir sorun ile karşı karşıya kalmamak adına, sorun gözlemlendiği anda, ebeveynin derhal doktor kontrolüne başvurması büyük bir önem taşımaktadır.
Hipospadias Nedir?
Hipospadias, dünya üzerinde oldukça yaygın görülen bir anomali olmakla beraber erkek bebeklerde görülmektedir. Ürolojik kökenli bir hastalık olduğu için doğumdan sonra tedavi aşamasından sonra tespit edilmesi durumunda çeşitli tehlikeler yaratabilmektedir. Hipospadias tedavi edilebilen bir anomali olması sebebi ile diğer birçok anomaliden ayrılmaktadır. Niteliği itibari ile penis üzerinde idrar deliğinin olması gereken yerde olmaması olarak yorumlanabilmektedir. Ciddi nitelikli bir sorun olmakla beraber, bu sorunun ortadan kaldırılabilmesi için mutlaka uzman ve estetik cerrahi ehliyeti olan biri tarafından operasyonun yapılması şarttır. Hipospadias’ın neden kaynaklandığı henüz kesin olarak bilinmemekle beraber, bazı durumların bu hastalığın oluşumuna sebebiyet verdiği görülmektedir. Dünya üzerinde yapılan ve birçok uzmanı şaşırtan bir diğer raporlama da bu hastalığa yakalanan erkek bebeklerin annelerinin genel olarak vegan yaşam tarzını benimsemiş olmalarıdır. Vegan yaşam tarzını benimseyen annelerde bebeklerin Hipospadias hastalığına yakalanma oranlarının, beslenme tarzı itibari ile heterotrof olan annelerin bebeklerine göre çok daha yüksek olduğunu söylemek mümkündür. Bu sorunun ortadan kaldırılması hususunda en önemli faktör mutlaka ameliyattır. Ameliyat söz konusu olmaksızın hastalığın önlenebilir olması mümkün değildir. Aynı şekilde ilaç tedavisi de bu hastalığı düzeltebilmek için yeterli olmamaktadır. Bebekte böyle bir anomali fark edildiğinde zaman kaybedilmeden bu konuda deneyimli bir uzman ile çalışılmalı ve söz konusu sorunun ortadan kaldırılması ile ilgili tedavi aşamalarına geçilmesi gerekmektedir.
Bu hastalık, tedavi edilebilir nitelikli bir hastalıktır ve tedavinin başarılı bir şekilde sonuçlandığı durumlarda hasta normal bir hayat sürebilir, cinsel ilişkilerinde herhangi bir sorun ile karşılaşmaz ve çocuk sahibi olabilir. Bunun için mutlaka başarılı bir ürologdan yardım alınması esastır. Hastalık idrar deliğinin penis üzerindeki konumuna bağlı olarak farklı şekilde adlandırılabilmektedir. Hastalığın farklı tipleri bulunmakla beraber, bu tiplerden bazıları diğerine göre çok daha tehlikeli olabilmektedir. Cerrahi işlem çoğu zaman tek aşamalı olarak bitebileceği gibi, hastalığın tipine yani idrar deliğinin konuma bağlı olarak oldukça uzun sürebilir. Ortalama olarak cerrahi işlemin 4 saate kadar sürebileceği, bazı durumlarda daha kısa sürebileceği bilgisi bulunmaktadır. Ameliyat bu sorunun çözümü için yegâne yollardan birisidir. Tedavi aşamasının başarısız olması, hastanın ikinci bir ameliyata ihtiyaç duyması anlamına gelebilir. Bu durum doktorun hasta hakkındaki görüşüne bağlı olarak meydana gelebilmektedir. Hastalığın teşhisinin yapılmadığı tanısının konulmadığı ve hastalık ile ilgili herhangi bir tedavi yönteminin meydana gelmediği durumlarda hastanın çeşitli idrar problemleri yaşaması söz konusu olabiliyor, hasta bu durumun ömür boyunca meydana geldiği biliniyor. Bu hastalık ile ilgili olarak mutlaka değinilmesi gereken diğer bir faktör de hastalığın yarattığı psikolojik etkiler. Özellikle gelişmemiş toplumlarda sorunun çözülmediği durumlarda hasta cinsel hayatı ile ilgili çok ciddi problemler yaşayabiliyor. İdrar sorunları ile beraber meydana gelen üreme organlarının gelişmemişlik sorunu, hastanın sertleşme sorunu ile karşı karşıya kalmasına neden olabiliyor, hatta bu sorun oldukça büyüyerek kısırlık problemine dahi ilerleyebiliyor. Bu açıdan bakıldığında, hastalık ile ilgili bir önlem alınmasının gerekliliği net bir biçimde görülebilmektedir.
Hastalığın tedavisi için cerrahi operasyon gereklidir. Ancak bu operasyonun ne zaman yapılması gerektiğine dair pek çok görüş bulunmaktadır. Hastalık hastayı fiziksel olarak değil, özellikle yetişkinlik dönemlerinde psikolojik olarak etkilediğinden ötürü, bu konuda psikologların görüşleri oldukça büyük bir önem taşımaktadır. Psikologlar bu konuda genellikle fikir birliği içerisinde olmakla beraber, bu durum için uygun ameliyat yaşının en geç 2 olması gerektiğine işaret ederler. Bu durumun en büyük nedeni, bu süre zarfında çocuğun artık kimliğinin oluşmaya başlaması ve bu yaşta yaşanabilecek bir ameliyatın olumsuz etki doğurması sonucunda çocukta çeşitli travmalar olarak ortaya çıkacak olması olarak açıklanabilmektedir.
Hastalık anne karnında oluşmaktadır. Bu konudaki araştırmalar incelendiğinde sorunun kökeninin genellikle fetüsün ilk 3 ay içerisinde gösterdiği gelişme olarak ifade edilebilmektedir. Prematüre doğum bu hastalığın oluşması hususundaki en önemli etkenler arasında yer almaktadır. Bu hastalığın varlığı genellikle doğum sonrası muayene aşamalarında ortaya çıkmakla beraber, tıbbi görüntüleme yöntemleri özellikle son yıllarda oldukça gelişmiş olmakla beraber çeşitli metotlar ile anne karnında böyle bir sorunun varlığına dair tanı koymak mümkündür. Ultrason bu noktada tercih edilen ve tedavi edilen yöntemlerden birisi olabilmektedir. Genetik faktörlerin bu konuda oldukça etkili olmakla beraber, bu konuda %20 oranında etkisi olduğu bilinmektedir. Bu sorun, idrar konusunda ciddi sorunlar yaratabilir, penis üzerinde bir deformasyonun meydana gelmesinin başlıca nedenleri arasında yer alabilir. Bu sorunun tedavisi için mutlaka alanında uzman hekimlerin incelemelerine başvurmanın önemi oldukça büyüktür.
Üreme organları ile ilgili meydana gelen bu sorun, hastanın cinsel yaşantısını da olumsuz etkileyebilmektedir. İncelemelere göre, bu hastalar idrar delikleri aşağıda olduğundan ötürü genellikle idrarı ayaklarına yapmaktadırlar. Hastalığın tedavi edilmediği durumlarda hasta hayatı boyunca oturarak işemek zorunda kalacağından bu durum psikolojisi üzerinde son derece olumsuz bir etki yaratacaktır. Böyle bir durum ile karşı karşıya kalmamak için çocuğun klinik olarak detaylı bir şekilde incelenmesi ve daha sonra söz konusu sorun ile ilgili önlem almak amacı ile üroloji bölümüne gidilmesi gerekmektedir.
Görülme Sıklığı
Görülme sıklığı itibari ile bu hastalık oldukça yaygındır. Her 300 çocuktan bir tanesinde bu hastalığın görüldüğü bilinmektedir. Afrika ve Güney Amerika’da bu anomalinin daha sık olarak görüldüğü bilinir. Bu durumun en önemli sebepleri arasında yetersiz beslenme ve buna bağlı olarak prematüre doğumların söz konusu olmasıdır. Hipospadias, düşünüldüğünün aksine ölüm tehlikesi olan bir durum değildir, doğrudan infertilite sorunu yaşatan bir hastalık olarak düşünülmekle beraber, bu durumun da asılsız olduğunu belirtmekte fayda bulunmaktadır. Oldukça sık görülen bir hastalık olmakla beraber, kısırlık sorunu ile bir araya gelmediği müddetçe bu sorunun doğrudan hastada kısırlık sorunu yaratacak bir hastalık olmadığını söylemek mümkündür. Ancak çok çeşitli idrar sorunları yaşatabilir, ilerlediği durumlarda hastanın ayakta işemesine imkân sağlamayan ve zaman zaman da sancılı olabilen bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu hastalığın ortaya çıkış nedeni henüz kesin olarak bilinmemekle beraber, sorunun temelinin anne karnında olduğu bilgisi bulunmaktadır. Genellikle ilk 3 ay içerisinde üreme organları gelişirken böyle bir sorunun ortaya çıktığı düşünülmekte, eğer yeterli inceleme yapılması durumunda bu durumda anne karnındayken tespit edilebilecek nitelikli bulunduğu bilinmektedir. Sorun oldukça önemli olmakla beraber, çözüme kavuşturulması için mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir. Tedavi olmaksızın bu hastalığın yok olması tek başına mümkün değildir. Tedavi söz konusu olmazsa hastalık kendi kendine ilerlemektedir. Genellikle yeni doğan bebekte yapılan klinik incelemeler sonucunda böyle bir sorun ile karşı karşıya kalındığı sonucuna ulaşılabilmektedir. Ancak klinik incelemelerde böyle bir sorunun var olduğu anlaşılmazsa hastanın idrar problemi açığa çıktığında, belirli bir sorunun varlığı ailesi tarafından kolaylıkla adlandırılabilmektedir. İdrar deliği penis üzerinde bir yerde bulunmakla beraber, bu delik, perine adı verilen testis altına kadar uzanabilmektedir. İdrar deliğinin bulunduğu noktaya bağlı olarak tedavi aşaması oldukça sancılı olabilmektedir. Mutlaka bebeğin doğumu sırasında klinik incelemenin net ve sorunsuz olarak yapılması esastır. Ancak anne ve babanın da çocuğunu doğum sırasında muayene etmesi hususu büyüktür. Bu hastalık ile ilgili en çok merak edilen ve en çok hataya düşülen konuların başında ‘sünnet’ yer almaktadır. Pek çok kişi, böyle bir sorunun varlığından habersiz olarak çocuğunu sünnet ettirebilmektedir. Bu oldukça önemli bir sorun olmakla beraber genellikle tedavinin başarısız olunmasının en önemli sebepleri arasında hastanın sünnet edilmesi yer almaktadır. Hastanın tedavi edilmesi oldukça önemlidir. Zira tedavi söz konusu olmazsa hastalık ilerleyebilir ve hasta için oldukça ciddi sorunlar meydana gelebilir. Bununla beraber, hastanın daha önce sünnet edilmiş olması uzmanlar için tedavi sürecini olumsuz olarak sonuçlandırabilmektedir. Zira tedavi aşamaları sırasında bu deri kullanılmakta ve yeni bir idrar kanalının oluşturulması sırasında kullanılmaktadır. Tedavi sırasında mutlaka dikkat edilmesi gereken birkaç unsur bulunmaktadır. Bu unsurlar arasında ilk sırada mutlaka hastayı tedavi edecek olan doktorun niteliği bulunmaktadır. Nitelikli ve bu konuda tecrübeli bir doktor ile çalışmalı, böylece sorunun hızlı şekilde çözülmesini sağlamalısınız. Ameliyat nadiren de olsa belirli komplikasyonlar yaratabilmektedir. Bu komplikasyonlar hasta açısından oldukça önemli bir süreci ifade etmektedir. Oldukça uzun sürebilen ve son derece sancılı olabilen bu süreç, hekimin bu noktada verdiği ilaçlar kullanılarak ve hekim tavsiyeleri dinlenerek bir şekilde aşılabilmektedir. Bebekler üzerinde uygulanan bir ameliyat olduğundan ötürü, süreç konusunda daha hassas olunmalı, tedavi teknikleri bebeklere göre uygulanmaktadır. Ameliyat sonrasında penisin normal şeklini alması ve iyileşmesi oldukça uzun bir zaman dilimi alabilmektedir. Bu süreçte sabırlı olunması ebeveynler açısından son derece önemlidir.
Hipospadias Çeşitleri
Hipospadias çok farklı çeşitlerde karşımıza çıkabilmektedir. Burada hastalığın adının belirlenmesi hususundaki en önemli kavram hiç kuşkusuz ki idrar deliğinin nerede olduğunun belirlenmesidir. İdrar deliğinin penis üzerinde bulunduğu noktaya göre, hastalığın ismi değişebilmektedir. Hastalığın çeşidine göre birbirinden farklı tedavi yöntemleri benimsenebilmektedir. Bu süreçte hastalığın çeşidinin doğru olarak belirlenebilmesi buna bağlı olarak da hasta için doğru bir tedavi hususu uygulanabilmesi, son derece önemli hususlar arasında yer almaktadır. Hastalığın birkaç çeşidi bulunmakla beraber, genellikle hasta açısından en tehlikeli olarak adlandırılabilecek olan türü, idrar deliğinin testislere en yakın olduğu durumdur. Bu hastalık idrar deliğinin konumuna göre farklı şekillerde adlandırılmaktadır. Birkaç çeşidi bulunan hastalık, tedavi edilmesi gereken hastalıklar arasındadır. Tedavi hastalığın çeşidine göre farklı şekillerde belirlenebilmektedir.
Glanüler Hipospadias
Hipospadias, ülke genelinde oldukça sık görülen hastalıklar arasında yer almaktadır. Glanüler hipospadias, bu hastalık şüphesi ile hastaneye başvuran pek çok kişide görülen problemler arasına yer almaktadır. Hastalığın bu tipi, oldukça basit olmakla beraber aslında boşaltım sisteminin oldukça gelişim gösterdiği, ancak bu gelişimini tamamlayamadığı olarak açıklanabilir. Hastalığın bu tipinde, idrar kanalı penis üzerinde değil, penis altında yer almaktadır. Hasta bu tipte genellikle ayakta işeyebilir, bununla beraber idrar kanalı çok gelişmiş olmadığından ötürü, ilerleyen dönemlerde cinsel hayatla ilgili sıkıntılar yaşanabilir, penis eğriliği sorunu ortaya çıkabilir. Bu durumu önlemek açısından mutlaka bir uzman desteğine başvurmak gerekmektedir. Glanüler penis, genellikle yapılan klinik incelemeler sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bu durumun hastanede tespit edilemediği durumlarda, aile çocuğu detaylı bir şekilde inceleyerek böyle bir sorunun var olup olmadığı konusunda fikir sahibi olabilir. İşeme sırasında penis eğriliği gözlemlenmesi, idrarın normal şekilde penisten çıkmıyor oluşu, bu durumun en önemli sebepleri arasında yer almaktadır. Genellikle glanüler hipospadias en çok görülen tipler arasında bulunmaktadır. Sorunun çözümü için cerrahi operasyon yapılmalıdır. Penis ucuna yakın tipte oluşan bu peygamber sünneti, genellikle cerrahi aşamaları kolay bir biçimde yapılabilen unsurlar arasında yer almaktadır. Dış idrar kanalının yeterince gelişim gösteremediği, bununla beraber idrar kanalının penis ucuna ilerleyemediği bu tip, chordee adı verilen bir yapının görüldüğü düşünülmektedir. Bu tipte yaşın ilerlemesi ile beraber, penisin torbalara doğru bükülebildiği görülmektedir. Hastaya doğru tedaviler uygulandığında, bu tip hastalığa sahip olan bebekler ilerleyen yaşlarda çocuk sahibi olabilirler. Ancak idrar kanalı tam olarak oluşmadığı için meninin yanlış yerden atılıyor olması sebebi ile doğru tedavilerin uygulanmadığı durumlarda genellikle çocuk sahibi olmaları zor olabilir. Bebeğin rahimde gösterdiği gelişime bağlı olarak böyle bir sorun meydana gelebileceği gibi, çeşitli mutasyonlara bağlı olarak da böyle bir sorunun oluşturduğu gözlemlenebilmektedir. Takip altında tutulması gereken ve bebeğin ebeveynleri tarafından da doğru takip edilmesi gereken bir süreçtir.
Koronal Hipospadias
Koronal hipospadias, idrar deliğinin penis başı ile gövdesi arasındaki bir bölgede görülüyor olmasına verilen isimdir. Bu durum, glanular peygamber sünneti kadar yaygın olmasa da sık görülen sorunlar arasında yer almaktadır. Bu durumun da tespit edildikten sonra kısa bir süre zarfı içerisinde tedavi edilmesi gerekmektedir. İdrar deliği, olması gereken yerde olmadığından bu durumu kolay bir şekilde fark edebilmek son derece mümkündür. Özellikle doğum sonrasında bebeğe yapılan müdahaleler sırasında kolay bir şekilde bu durumun olduğu anlaşılabilmektedir. Koronal tipte hipospadias görülen hastalarda genelde penis başında da bir delik olduğu, ancak bu deliğin kör nokta olduğu görülmektedir. Bu sebepten ötürü ebeveynler çoğu zaman böyle bir sorunun varlığını adlandıramaz durumda olabilirler. Hızlı şekilde sorunu çözmek ve penisin eski haline getirilmesini sağlayabilmek adına hastanın hızlı şekilde tedavi edilmesi gerekmektedir. Hastalığın bu tipinde de sorun büyük değildir ve tedavi sırasında uzmanlar genelde zorlanmazlar. Hastalığın yaygın olarak görülen tipleri arasında yer almakla beraber, idrar kanalının gelişim gösterdiği, bununla beraber yeterince iyi seviyede olmadığı anlamına gelmektedir. Orta derecede hipospadias olarak yorumlanan bu hastalık, mutlaka çözüme ulaştırılması gereken anomaliler arasında bulunmaktadır. Hasta ciddi idrar sorunları ile karşı karşıya kalabilmektedir. Özellikle kordi durumdayken, penis üzerinde ciddi bir eğriliğin görülmesi, bu sorunun başlıca nedenleri arasında yer alabilmektedir.
Subkoronal Hipospadias
Koronal hipospadiastan daha az sıklıkla görülen ve tedavi gerektiren hastalıkların başında gelmektedir. Uygun tedavi yönteminin belirlenmesi ve doğru şekilde uygulanması durumunda oldukça kolay bir şekilde tedavi edilen hastalıklar arasında yer almaktadır. Subkoronal hipospadias genellikle doktor incelemesi sırasında çok kolay bir şekilde tespit edilebilir ve daha sonra hastalığın tedavi aşamasına geçilebilir. Tedavinin doğru şekilde yapıldığı durumlarda, hasta sağlıklı bir şekilde yaşamına devam edebilmekte, ilerleyen yaşamlarında da hiçbir sorunu bulunmayan bir birey haline gelebilirler. Özellikle bu noktadan sonra hastanın ciddi cinsel sorunları olduğu görülebilmektedir. Bu noktada dikkatli olunması, son derece önemli unsurlar arasında yer almaktadır.
Midşaft Hipospadias
Midşaft hipospadias artık sorunun ciddileşmeye başladığı bir tür olarak yorumlanabilmektedir. Orta dereceli bir sorun olmakla beraber, penis başının eğrileşmeye başladığı ve özellikle kordi durumunda sorunun oldukça fazla büyüyebileceğini söylemek mümkündür. Bu sorun tespit edildiğinde derhal sorunun çözümü ile ilgili olarak bir uzmana danışılmalı ve tedavi aşamasına geçilmektedir. Glanüler peygamber sünnetine göre durum artık ciddileşmiştir ve bu durumu idrar faaliyetleri sırasında tespit etmemek mümkün değildir. Artık idrarın penis başından değil de penis gövdesinden geldiğini kolay bir şekilde görebilmek mümkündür. Bu durumun en önemli nedeni hiç kuşkusuz ki idrar kanalının yeterince ilerleyememesi, buna bağlı olarak da idrar deliğinin penis ortasında kalması durumudur. Tedavi mutlaka yapılmalıdır, penise doğrudan müdahale edilmesi gerekmektedir. Böyle bir durum söz konusu olduğu takdirde kişinin doğrudan bir uzmana gitmesi ve söz konusu durum ile ilgili tedavi olması gerekmektedir.
Penoskrotal Hipospadias
Durumun artık gittikçe ilerlemeye başladığı, idrar deliğinin penis gövdesinin altına indiği durumlardan birisi olan Penoskrotal, ameliyat aşamasında genellikle iki tedavinin bir arada yapıldığı türler arasında yer almaktadır. Durum ciddileşmiştir ve peniste bir şekil bozukluğu görülmesi son derece doğaldır. Bu durum ile ilgili bir önlem alınması gerektiğinde, doğrudan üroloğa gidilmesi ve durum ile ilgili muayenenin söz konusu olması gerekmektedir. Penis gövdesinin altında olan bu tipte, hastanın idrarı düz değil kavisli şekilde yaptığı görülmektedir. Ayakta işemek mümkün değildir ve kişi idrar eylemini gerçekleştirebilmek için oturmak durumundadır. Oldukça önemli problemlerden birisi olan bu türde, kişinin ameliyat edilmesi uygun görülmektedir. Ameliyat genellikle tek bir operasyon ile bitmediğinden ötürü, hasta ikinci bir operasyona ihtiyaç duyabilir. Doğru şekilde yapılması durumunda, hasta genellikle ameliyattan başarılı şekilde sonuç almaktadır. Ancak ameliyatın tecrübesiz kişiler tarafından yapıldığı durumlarda, bu durum oldukça ciddi sonuçlara yer açabilmektedir. Kısırlık sorunu ya da hayatı boyunca cinsel ilişkiye girememe sorunu, bu tip hipospadiasta görülebilmektedir. Bununla beraber yaygın olarak görülmediği için çok sık karşılaşılan durumlar arasında yer almamaktadır.
Skrotal Hipospadias
Skrotum adı verilen idrar torbaları penis gövdesinin hemen altında bulunur. Sağlıklı bir üreme organına sahip olan erkekte, idrar deliği penis başında yer almaktadır. Ancak skrotal nitelikli bir peygamber sünneti bulunan kişilerde bu delik artık torbalarda yer almaktadır. Testislerde yer alan bu delik, kişinin ayakta işemesinin imkânsız olduğu, artık sorunun ciddileştiği ve gözle görülür bir biçimde şekil bozukluğunun olduğu bir anomali tipidir. Doğar doğmaz fark edilmesinin hususu büyüktür. Bu tip fark edildikten sonra, hormon iğnesi ile olaya müdahale edilmekte, hasta bebeklik aşamasını geçtiğinde ve artık ameliyat edilebilecek seviyeye geldiğinde de ameliyat edilmektedir. Ameliyat bu sorunun çözümü için şarttır ve mutlaka bu konuda önlem alınması esastır. Genellikle tek aşamalı olarak ameliyat bitmemektedir.
Hastalığın çözüme kavuşturulabilmesi için mutlaka tedavi edilmesi şarttır. Ameliyatsız tedavi mümkün değildir. Cerrahi operasyon bu süreçte son derece önemli olmakla beraber, idrar deliğinin torbalara yaklaştığı durumlarda sorunun büyüdüğü anlamına gelmektedir. Böyle bir durumda derhal uzmana gidip bu konuda destek alınması şarttır. Aksi halde erkek bebeğin hayatının ilerleyen dönemlerinde de ciddi şekilde sorunlar yaşaması kaçınılmaz olacaktır.
Perineal Hipospadias
Perineal tipte hipospadias, sorunun artık testislerin de altına indiğine, perin adı verilen tabakaya ulaştığına işarettir. En az görülen tip olmakla beraber, bu tipte hipospadias hastalığına sahip olan kişilerin hastalığın tedavi edilmediği durumlarda kısırlık problemi ile karşı karşıya kaldıklarını söyleyebilmek mümkündür. Bu durumun oluşmasını engellemek ve bebeği geleceğe hazırlayabilmek için cerrahi operasyon yapılmalıdır. Kimi zaman iki, gerekli görülmesi durumlarında da hastaya üç operasyon uygulanabilir. En az karşılaşılan ve idrar kanalının en az geliştiği tiplerden birisi olarak perineal peygamber sünneti bilinmektedir.
Hipospadias Tedavisi
Hipospadias tedavisi, yalnızca cerrahi operasyon gözetilerek yapılandır. Kendi kendine düzelen bir hastalık değildir. Bu sebepten ötürü durum ile ilgili cerraha danışılmalı ve bu konuda bilgi alınması gerekmektedir. İlaçla tedavi mümkün değildir, ilaç ancak yardımcı tedavi olarak kullanılabilmektedir. Hekimin hasta üzerindeki kanaatine bağlı olarak birden çok ameliyat yolu belirlenebilmektedir. Tedavinin amacı, hastanın sağlıklı bir penis görüntüsüne kavuşturulması, idrar konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamaması ve gelecekte çocuk sahibi olabilmesidir. Çok aşamalı olarak yapılabilen peygamber sünneti tedavisinde genellikle belirli başlı birkaç yol izlenmektedir. Bu yollar arasında tek tercih edilen yöntem, söz konusu durum ile ilgili bir önlem almak ve cerrahi operasyonu belirlemektir. Tek aşamalı cerrahi operasyon söz konusu olabileceği gibi, idrar deliğinin konumuna, yani boşaltım sisteminin ne kadar geliştiğine bağlı olarak farklı şekillerde ameliyatlar belirlenebilir. Ameliyat öncesinde çocuğa hormon tedavisi uygulanması gerekmektedir. Böylelikle söz konusu hastalıktan en az şekilde etkilenmesi sağlanmaktadır. Tedavi acısızdır ancak ameliyat sonrasında çeşitli komplikasyonlar gelişebilmektedir. Bu konuda dikkatli olunması ve uygulamanın yeni doğan hassasiyetini gözeterek yapılması esastır.
Cerrahi Tedavi
Peygamber sünneti hastalığının tedavi edilmesi gereken gerekli olan unsurların başında cerrahi tedavi gelmektedir. Uzmanın bu konudaki görüşlerine bağlı olarak iki aşamalı cerrahi teknik tercih edilebilir. Bununla beraber, cerrahi tedavi, söz konusu operasyonun başarılı bir şekilde gerçekleşmesi için mutlaka gerekli olan unsurlar arasında yer almaktadır. Hastalık kendi kendine düzelmeyeceğinden ötürü, bu alanda tecrübeli bir hekim ile çalışılarak hastaya tedavi uygulanması esas alınmaktadır. Son derece aktif olarak kullanılan ve dünya üzerinde başarıya kavuşturan yöntemlerden birisi olarak cerrahi tedavi, hastanın yaşamını arzu ettiği biçimde ve sağlıklı olarak sürmesine imkân sağlayan yöntemlerden birisi olan cerrahi tedavi yöntemi, hastalığın şekline bağlı olarak oldukça işlevsel olabilmektedir.
Snodgros Ameliyatı
Snodgros ameliyatı, tüm dünya üzerinde Peygamber sünneti hastalığının tedavisi hususunda tercih edilen ve bu tedavinin başarılı bir şekilde sonuç almasına imkân sağlayan ameliyat türleri arasında yer almaktadır. Hastanın penisinin sağlıklı bir penis görüntüsüne kavuşmasını sağlayabilmek için gerekli materyallerin kullanıldığı, hastanın penis eğriliğinin giderildiği ve yeni bir idrar kanalının açıldığı bu yöntemde, penis başında idrar deliğinin olması gereken bölümden penis deliğine kadar yukarı yönlü bir yarma işlemi uygulanmaktadır. Bu esnada hastaya sünnet işleminin yapılmamış olmasının önemi büyüktür. Zira aslında yarım nitelikli sünnet derisi, ameliyatın yapılması ve başarılı bir şekilde sonuç alınması için son derece önemli unsurlar arasında bulunmaktadır. Mutlaka uzmanların uygulaması gerektiği, dünya üzerinde oldukça yaygın bir şekilde uygulanan, nitelikleri itibari ile bir ya da iki aşamalı olarak kolay bir şekilde sorunun çözülebileceği bir ameliyat olan Snodgros yöntemi, uzman görüşüne bağlı olarak hastaya uygulanabilmektedir. Bu konuda bilgi almak, hastanın Snodgros yöntemine uygunluğunun belirlenebilmesi için mutlaka ebeveynlerin bu konuda bilgili olması gerekmektedir.Tekniklerin doğru şekilde uygulandığı durumlarda hasta iyileşebilir ve yaşamına kaldığı yerden dönebilir.
MAGPI Ameliyatı
Hipospadias hastalarının önemli bir kısmında uygulanan tedavi yöntemlerinin başında MAGPI ameliyatı gözlemlenmektedir. Son derece profesyonel bir teknik ile uygulanan, uzmanların yer aldığı bu yöntemin en büyük avantajları arasında ameliyat sonrasında herhangi bir komplikasyonun görülmediği bilinmektedir. Özellikle yapılan ameliyatlar sonrasında deformeler ya da meydana gelebilecek komplikasyonlar incelendiğinde MAGPI yönteminin diğer yöntemlere göre çok daha işlevsel olduğu, hastada herhangi bir fistül sorunu meydana getirmediğini söylemek mümkündür. Özellikle distal yerleşimli bir peygamber sünneti hastalığında böyle bir uygulama yapılması uygun olmakla beraber, birçok kişinin bu yöntemi tercih ettiğini ve uygulamada başarılı sonuçlar aldığını söylemek mümkündür. Operasyonun uygulanış biçimi hekim ve hasta mutabıklığına bağlı olarak yapılıyor. Hastanın operasyon sonrasında herhangi bir problem ile karşı karşıya kalmayacak olması, bu yöntemin ameliyat sonrası etkileri en aza indirmesi, uygulamanın tercih edilebilirliği açısından oldukça önemli unsurlar arasında yer almaktadır.
Peygamber Sünneti (Hipospadias) Hastalığının Nedenleri
Bu hastalığın nedenleri halen bilinmemekle beraber, belirli risk faktörlerine bağlı olarak böyle bir sorunun meydana gelebileceği bilinmektedir. Hastalık anne karnında meydana gelmekle beraber, genellikle yaşanması konusundaki en önemli etkenin genetik faktörler olduğu bilinmektedir. Genetik faktörler, ailede böyle bir hastalığın bulunuyor olması, çocukta da böyle bir problem yaratabilmektedir. Önemli bir hastalık olan peygamber sünnetinin prematüre doğumlarda da görülebileceği uzman raporları ile birçok kez kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bu hastalığın en önemli nedeni arasında, idrar kanalının gelişmemiş olması, boşaltım sisteminin yeterince aktif olmamasıdır. Bu durum da idrar deliğinin penis başı üzerinde değil, penis üzerinde herhangi bir bölgede olmasına neden olmaktadır. Tedavi edilebilir bir hastalıktır.
İdrar Deliğinin Penisin Altında Olması
Bu sorunun yaşanması konusundaki en önemli etken, idrar deliğinin penisin altında olmasıdır. Delik, penis üzerinde herhangi bir noktada meydana gelebilmektedir. Meydana geldiği noktaya bağlı olarak hastalık farklı bir isimle anılır ve buna uygun bir tedavi yöntemi belirlenir. Glanular tip en çok karşılaşılan tiplerden birisi olmakla beraber, perine tabakası üzerinde görülen tipteki peygamber sünneti hastalığı ve tedavisi en zor olan hem de en nadir olarak görülen tipler arasında yer almaktadır. Bu noktada mutlaka bir uzman desteği alınarak kişi incelemeden geçmekte, tanı aşamaları yapıldıktan sonra, hasta için nitelikli bir tedavi planı ortaya konulmalıdır.
Peygamber Sünneti (Hipospadias) Hastalığının Belirtileri
Bu hastalığın belirtileri arasında idrar deliğinin penis başında değil, penis altında ya da penis üzerinde herhangi bir noktada olması olarak açıklanabilir. Tek ve gözle görülebilen belirtisi penis üzerinde gelişmediği bilinen bir idrar deliği olmasıdır. Hastalığın adı idrar deliğinin penis üzerindeki konumuna bağlı olarak belirlenmektedir. Bunun yanında, gözle müdahale yapılmasına karşın halen söz konusu durum ile ilgili bir sonuç alınamadıysa, oturarak işeme eğilimi görülmesi de hastalığın belirtileri arasında yer alabilmektedir.
Oturarak İşeme Eğilimi
İdrar deliği penis başı üzerinde değil, penis üzerinde herhangi bir noktada bulunduğundan ötürü, kişilerin ayakta işemeleri çoğu zaman mümkün değildir. Ayakta işeme gerçekleştiğinde, kişinin genellikle bu konuda başarısız olduğu ve ayaklarında doğru işediği görülmektedir. Dolayısı ile bu durum, ebeveyni çocukta bir problem olduğunu düşünmeye itebilir. Ayakta işemenin mümkün olmadığı durumlarda oturarak işeme eğilimi görülmektedir. Hastalığın ilerleyen türlerinde, tedavi söz konusu olmazsa, kişi hayat boyunca oturarak işeme eğilimi gösterebilir ve beraberinde birçok sorun ile karşı karşıya kalabilir. Özellikle yetişkin çağlarında olup tedavi olmayan bireylerde oturarak işeme eğiliminin görülmesi, kişinin son derece olumsuz bir psikoloji içerisine girmesine neden olabilir ve bu durum kişinin hayatını olumsuz etkileyebilir.
Sünnet Derisinin Penisin Arka Bölümünde Yer Alması
Hipospadias hastalığının başlıca belirtileri arasında sünnet derisi problemi yer almaktadır. İdrar sistemi yeterince gelişmediğinden ve idrar deliği penisin üzerinde olması gereken yerden farklı bir konumda olduğundan ötürü, yarım sünnet derisi görülmektedir. Yarım sünnet derisi, bu hastalığın Peygamber sünneti olarak adlandırılması hususundaki en önemli etkenler arasında yer almaktadır. Doğum sonrası bebeğe yapılan rutin incelemede kolaylıkla tespit edilebilir ya da ebeveynler tarafından tuvalet ya da banyo sırasında kolaylıkla fark edilebilir.
Peygamber Sünneti (Hipospadias) Tanı ve Teşhis Yöntemleri
Teşhisin mutlaka alanında uzman bir ürolog tarafından yapılmış olması esastır. Gözle görülen basit bir inceleme sonrasında, hastada böyle bir sorunun varlığı ile ilgili tanı ve ardından teşhis konulabilir. Bunun yanı sıra tıbbi görüntüleme tekniklerinin ilerlemesi ile beraber, artık anne karnında da basit bir inceleme ile hastada hipospadias olup olmadığı ile ilgili bir fikir sahibi olunabilir.
Ürolojik Muayene
Ürolojik muayene, doğum sonrasında yapılan incelemelerde herhangi bir sorunu bulunduğu düşünülen hastanın ürolog kontrolüne alınması ve buna bağlı olarak da ürolojik muayene süreçlerini ifade etmektedir. Bu noktada başarılı bir ürolog yardımı ile çok basit bir biçimde söz konusu hastalık hakkında bilgi sahibi olunabilir ve tedavi aşamasına geçilebilir.
Peygamber Sünneti (Hipospadias) Risk Faktörleri
Peygamber sünneti, günümüzde erkek çocuklarında doğumdan itibaren yaygın olarak görülen sorunlardan birisi olmakla beraber, bazı şartların bu durumu etkilediği hususunda ürologlar tarafından bir görüş birliğine varılmıştır. Bu durum ‘risk faktörleri’ olarak ifade edilmekle beraber, bazı durumlarda çocuğun diğer durumlara kıyasla peygamber sünneti hastalığına yakalanma oranının daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durumlar birkaç tanedir.
Genetik
Dünya üzerinde meydana gelen neredeyse her hastalıkta olduğu gibi, peygamber sünneti hastalığının temelinde de genetik yatmaktadır. Yapılan incelemeler, aile içerisinde böyle bir hastalığın var olması durumunda doğacak erkek çocuklarında da bu hastalığın meydana gelme oranının %20 civarlarında olduğu ortaya koymuştur. Bunun yanı sıra, beslenme tarzına bağlı olarak anneye kodlanan bazı özelliklerin, özellikle annenin vegan olması durumunda, çocuğun diğer annelerin çocuklarına kıyasla yaklaşık 5 kat daha fazla risk altında olduğunu ortaya koymuştur. Özellikle peygamber sünneti hastalığından mustarip babaların çocuklarında da aynı sorunların meydana gelme ihtimali oldukça yüksektir. Genetik faktörler halen araştırılmakla beraber, bu hastalığın alt kuşaklara taşınabileceği bilgisi bilim dünyasında hâkim görüş olarak nitelendirilebilmektedir.
Prematüre
Prematüre doğum, yapılan araştırmalara göre peygamber sünneti hastalığına yakalanma oranını ciddi şekilde artıran unsurlar arasında yer alıyor. Bunun en büyük sebebi, idrar yolu olarak nitelendirilen ve boşaltımın bir parçası olan sistemin, erken doğuma bağlı olarak yeterince gelişememesi. Buna bağlı olarak da idrar yolu penis üzerinde herhangi bir noktada olabiliyor. Bebeğin prematüre doğmuş olmasının bu konuda önemi oldukça büyük. Zira, erken doğumlarda bu durumun görülme sıklığının normal doğumlara göre çok daha fazla olduğu bilinmektedir. Genetik sebepler ile birleştiğinde, özellikle perine tabakasında görülen peygamberin sünnetinin görülme sıklığının oldukça yükseldiğini söylemek mümkündür. İlk 3 ayda geliştiği düşünülen boşaltım sistemi hastalıklarında, tıbbi görüntüleme yöntemleri kullanılarak basit bir biçimde böyle bir durumun olup olmadığı sonucuna ulaşılabilmektedir.
Düşük Doğum Ağırlığı
Düşük doğum ağırlığı, bir bebek için oldukça önemli sorunlar arasında yer almakla beraber, bebek doğduğunda kilosunun düşük olması, bu duruma sebebiyet veren en önemli hususlar arasında yer almaktadır. Bu konuda yapılan incelemeler ve raporlanan araştırmalar incelendiğinde, düşük doğum ağırlığının beraberinde birçok soruna yol açtığını, bu sorunlardan bir tanesinin de peygamber sünneti hastalığı olabileceğini ortaya koymaktadır. Yetersiz beslenme, beraberinde birçok hastalığı getirebilmektedir. Plasenta kaynaklı bazı sorunlar, annenin bu konuda yetersiz bir beslenme tarzı belirlemesi, çocuğu doğrudan etkileyen faktörler arasında yer almaktadır.
Annenin Hamilelik Sırasında Bazı Bileşiklere Maruz Kalması
Annenin hamilelik sırasında bazı bileşiklere maruz kalması, son derece önemli hususlar arasında yer almaktadır. Bu bileşiklerin niteliği, çocukta çok ciddi sorunları tetikleyebilmektedir. Hamilelik sırasında görülen çeşitli mutasyonlar çocukta peygamber sünneti hastalığının yaşanmasına sebebiyet verebilir. Genelde nedeni belli olmayan ve ani şekilde ortaya çıkan bu hastalık için önemli risk faktörleri arasında annenin hamilelik döneminde radyasyona maruz kalması ya da çeşitli kimyasallara maruz bırakılmasıdır. Bu durum çocukta çok ciddi sorunlara sebebiyet vermekle beraber, hipospadias bunlardan yalnızca bir tanesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle hamilelik dönemlerinde yasak olmasına ve mutlaka doktor kontrolü altında alınmış olması gereken çeşitli ilaçlar, radyasyonlu ortamlarda bulunulması ve içeriğinde kimyasal bulunan bazı maddelerin vücuda sokulması, çocukta bir hastalığı tetikleyebilecek unsurlar arasında yer almaktadır.
Peygamber Sünneti (Hipospadias) Komplikasyonlar
Hipospadias tedavi edilmesi için mutlaka ameliyatın şart olduğu hastalıklar arasında yer almaktadır. Ameliyatta uygulanan tekniğe göre hastada bazı komplikasyonların görülebilmesi mümkündür. Kordi ya da çeşitli fistül sorunları sıklıkla görülebilen önemli sorunlar arasında yer almaktadır. Özellikle hastada fistül probleminin görülmesi durumunda, hastaya müdahale etmek için 6 aylık bir süre zarfı beklemek gerekmektedir. 6 ay sonrasında uygulanan basit bir yöntem ile hastaya müdahale edilebilir, söz konusu sorun çözülebilmektedir. Bunun dışında ameliyat sonrasında dikişlerin atması ya da ağrı problemleri de yaşanabilecek bazı problemler arasında yer almaktadır.
Kordi
Kordi, hastanın peygamber sünneti hastalığına bağlı olarak zaman içerisinde sahip olduğu bir sorundur. Penis eğriliğine yol açan kordi, bir bant olarak düşünülebilir. Fibrotik nitelikli bir bant olan kordi, hasta ameliyat edilirken uzman tarafından temizlenmektedir. Penis eğriliği genelde orta ölçüde peygamber sünneti sorununda meydana gelen, önemli problemler arasında yer almaktadır. Penis eğriliği sorunu özellikle ilerleyen dönemlerde hastanın karşısına çıkabilir ve cinsel hayatının başarısız olmasına neden olabilir. Kordi, ameliyat ile kolaylıkla düzeltilebilen problemler arasında yer almaktadır.
Sık Sorulan Sorular
Hipospadias insidansı yaklaşık 3,3 olarak belirlenen hastalıklar arasındadır. Bu hastalık ile ilgili olarak birçok soru ve cevabı merak edilebilir. Aşağıda bu hastalık ile ilgili sorulan genel sorulara ve cevaplarına ulaşabilirsiniz.
Hipospadias Önlenebilir Mi?
Hipospadias, doğuştan gelen, penis üzerinde ciddi sorunlara neden olabilir, özellikle cinsellik kalitesini büyük ölçüde düşüren unsurlar arasında yer almaktadır. Bu anomali, hastanın boşaltım faaliyetlerinde birtakım sorunlar yaşanmasına neden olur. Önlenebilir nitelikli bir anomali olan Hipospadias, yaygın olarak görülebilecek, sorunlar arasındadır. Ameliyat ve çeşitli estetik metotlar ile bu hastalığın önüne geçilebilir, uygun bir tedavi yöntemi ile hastanın penisinin normal bir penis görüntüsüne kavuşması, Snosgrod adı verilen tedavi yöntemi ile sağlanabilir. Hipospadias önlenebilir hastalıklar arasında yer almaktadır.
Hipospadias Yalnızca Bebeklerde mi Görülür?
Hipospadias, doğuştan gelen bir anomali olmakla beraber, tedavinin söz konusu olmadığı durumlarda ölene kadar devam eder. Bu hastalık çevresel faktörlere ya da çeşitli mutasyonlara bağlı olarak sonradan oluşmaz. Anne karnında erkek bebeğinin üreme organları oluşurken, idrar kanalının yeterince gelişemediği ve üretranın penisin olması gereken üst bölümünde olmadığı durumlarda, bu hastalığa Hipospadias adı verilmektedir. Bebeklerde görülen ve sorunun çözülmesi, hastanın ileride bir psikolojik rahatsızlık çekmemesi adına, genelde ilk 2 yıl içerisinde tedavisinin yapılması uygun görülür. Tedavinin yapılmadığı durumlarda, hastalık yetişkinlerde de görülebilir, hatta bu durum beraberinde çeşitli cinsel problemlerin meydana gelmesine neden olabilir.
Hipospadias Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Hipospadias, görülme sıklığı oldukça fazla olan hastalıklar arasında yer almaktadır. Bu hastalık tedavi edilmezse, kişi boşaltım faaliyetleri sırasında, genellikle oturmak durumunda kalır. Bu durum özellikle erkeklerde çok ciddi bir psikolojik bunalıma neden olabilmekte, kişi oldukça büyük bir karamsarlık yaşayabilmektedir. Ürologlar tarafından yapılan bir diğer incelemede, bu sorunun özellikle yetişkinlik dönemlerinde bir sertleşme sorununa meydana gelebileceği, bu durumun da cinsel ilişki sırasında hastaya sorun çıkarabileceği anlamına gelmektedir. Hastalık genellikle doğuştan sonra, uzmanlar tarafından fark edilmektedir. Ancak, hastalığın fark edilmesi, zaman içerisinde aile incelemesine bağlı olarak da fark edilebilir. Kişinin daha sonra karşılaşacağı problemleri en aza indirmek adına, Hipospadias hastalığının tedavi edilmesi gerekmektedir.
Hipospadiasın Kesin Çözümü Var Mı?
Hipospadias, kesin çözümü olan anomaliler arasında yer almaktadır. Bu hastalığın kesin çözüme ulaşması için hastanın kesinlikle ameliyat olması gerekmektedir. Ameliyat, hastanın anomalisinin bulunduğu yere bağlı olarak iki ya da üç aşamalı olarak meydana gelebilir. Bununla beraber, hipospadias, bazı durumlarda tek seferde de biten bir problemdir. Bu hastalığın çözüme ulaşması için mutlaka deneyimli bir uzman tarafından mevcut sorunun çözülmesi gerekmektedir. Hastalık, çeşitli tedaviler sonucunda iyileşmektedir. Cerrahi uygulama, bu durumun çözümleri arasında yer almaktadır. Uygulama sırasında, üretranın penis üzerindeki konumuna bağlı olarak farklı bir tedavi tekniği uygulanabilmektedir. Hastalık, ameliyat sonrasında da uzun bir tedavi yöntemi gerektiren, mutlaka dikkat edilmesi gereken unsurlar arasında yer almaktadır. Çözümü olan bu hastalık, uzman bir doktor yardımı ile ortadan kaldırılabilir.
Ameliyat Sonrası Bakım Nasıl Olmalı?
Peygamber sünneti sorununun çözümü için ameliyat, kesin öneriler arasında yer almaktadır. Penise normal şeklini verecek ve estetik açıdan sıradan bir penis görüntüsünün verilmesini sağlayabilecek bu yöntem sonrasında, çeşitli komplikasyonlar meydana gelebileceğinden ötürü, ameliyat sonrası bakım son derece önemli unsurlar arasında yer almaktadır. Ameliyat sonrası, penisin iyileşebilmesi ve normal bir üreme organı görüntüsüne kavuşabilmesi için, belirli bir sürenin geçmesi gerekmektedir. Bu süre zarfında doktor önerilerinin hepsine uyulması gerekmekte, doktorun önermesi durumunda dikişlerin iyileşebilmesi için verilen ilaçların hepsinin tam ve zamanında kullanılması gerekmektedir. Ameliyat, aşama aşama ilerleyebileceği gibi, bazı durumlarda tek seferde de işlemden sonuç alınabilmektedir. Bu, Hipospadiasın hangi tipte bağlı olduğuna bağlı olarak farklı bir yöntem ile karşımıza çıkabilmektedir. Ameliyat sonrasında bakıma dikkat edilmeli ve olası bir enfeksiyondan kaçınılmasına özen göstermek gerekmektedir. Ameliyat özellikle bebeklik döneminde uygulandığından ötürü, zaten yeterince hassas olan bebeğe dikkat edilmeli, doktor kontrollerinde zamanında getirilmesine özen gösterilmelidir.
Tedavi Ne Zaman Uygulanmalı?
Hipospadias doğuştan gelen bir hastalık olmakla beraber, doğum sonrası muayene aşamasında doktorlar ve sağlık ekipleri tarafından fark edilebilir. Ancak zaman zaman bunun mümkün olmadığı durumlarda, bebeğin üreme organında bir anomali olduğu aile tarafından anlaşılmakta ve bebek bu durum ile ilgili olarak kontrole getirilmektedir. Peygamber sünneti adı verilen bu anomali, ciddi bir hastalık olarak değerlendirilemese de bebeğin sonraki hayatındaki yaşam kalitesi açısından bu sorunun tedavi edilmesi önerilmektedir. Tedavinin nasıl yapılacağı ise, bebeğin içerisinde bulunan durum ve anomalinin şekline bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Çünkü idrar deliği, penis üzerinde olmayacağı gibi, testislerin altında yer alan Perine tabakasına dahi uzanabilmektedir. Deliğin tahmin edilenden de aşağıda olması, tedavi aşamasında uzmanlar için daha uğraştırıcı bir hal alabilmektedir.
Hem ürologlar hem de psikologlar, bu konuda uzman görüşte olmakla beraber, Peygamber sünneti hastalığı ile ilgili bir tedavi uygulanacaksa, cerrahi operasyonun genellikle ilk 2 yıl içerisinde yapılması tavsiye edilir. Zira bu aşamada çocuğun kimlik oluşumu söz konusu değildir ve ameliyat çocuğa herhangi bir durum fark ettirilmeden bebeklik aşamasında yapılabilir ve penis normal görüntüsüne kavuşturulabilir. Bu tedavi, ilerleyen yaşlara bırakıldığında, erkeklerde sertleşme ve buna bağlı olarak cinsel ilişki yaşayamama sorunlarına kadar evrilebilmektedir.
Ameliyattan Sonra Çocuğun Penisi Ne Zaman Normal Görülmeye Başlar?
Ameliyat süreci çocuğun hipospadiasına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu konuda uygulanan tedavi yöntemine göre, ameliyat sonrası penisin iyileşme süreci ortalama olarak 1 ile 2 ayı bulabilir. Bu ameliyat gerçekten ciddi bir ameliyattır ve tedavi sırasında amaç, idrar kanalını oluşturmak, idrar deliğinin penis başına gelmesini sağlamaktır. Anatomide ciddi bir değişiklik yaratacak olan bu ameliyat, mutlaka deneyimli kişiler tarafından uygulanmalıdır. Ameliyat sonrası çeşitli komplikasyonlar gelişebilir, bakımın bu süreçte oldukça iyi yapılması gerekmektedir. Ameliyat sonrasında, ortalama 1 ile 2 aylık bir zaman dilimi içerisinde penis normal bir penis görüntüsüne gelmekte, çocuk artık ayakta işeme yetisine kavuşmuş bir durumdadır. Cerrahi operasyon aslında somut bir uygulama olduğundan, çocuğun penisinin normal bir penis görüntüsüne getirilmesini sağlamak amacı ile doğru bir teknik uygulanması esastır. Dikişler ve söz konusu şişlikler sebebi ile penisin ameliyattan hemen sonra, normal bir penis gibi görünmesi oldukça zor bir ihtimaldir. İyileşme süreci sonrasında, dikişlerin alınması ve idrar kanalının artık aktif bir şekilde çalışabilmesi, çocuğun penisinin normal bir penis gibi görünmesine olanak sağlar.
Hipospadias’ı Olan Bir Çocuk Sünnet Olabilir Mi? Ne Zaman?
Hipospadias, halk arasında Peygamber sünneti ya da yarım sünnet ismi ile bilinen, çocuğun yarım genelde yarım sünnet derisi ile doğduğu, idrar deliğinin penisin çeşitli bölümlerinde olabileceği hastalıklar arasında yer almaktadır. Uzmanlara göre 2 yıl içerisinde tedavi edilmesi gereken bu hastalık, hastanın asla sünnet olmaması gereken hastalıklar arasındadır. Hipospadias bazı durumlarda geç fark edilmektedir. Bu durumun en önemli nedeni penis üzerinde idrar deliğinin bulunuyor gibi gözükmesi, ancak bu delik kör olduğundan ötürü, çocuğun idrarını yapış biçiminin anlaşılamamasıdır. Ancak detaylı bir analiz sonrasında bu konu ile ilgili bilgi sahibi olunabilir. Çocuklarında hipospadias olduğunu bilmeyen aileler, özellikle son yıllarda oldukça popüler olan ‘doğum sonrası sünnet’ yöntemini tercih edebilmekte, ya da çocuk ilk 2 yıl içerisinde sünnet ettirilmektedir. Uzmanların bu konuda araştırmaları göz önünde bulundurulduğunda, Peygamber sünneti hastalığından mustarip olan erkek çocuklarının kesinlikle sünnet ettirilmemeleri gerekmektedir. Yarım sünnet derisi, bu hastalıkta çocuğun penisi üzerinde yer almakta ve idrar yolunun geliştirilip penisin eski haline kavuşturulması için bu deri ameliyat sırasında kullanılmaktadır. Oldukça işlevsel olan derinin sünnet edilerek alınması, operasyonun daha zorlaşmasına ve komplike bir hale gelmesine neden olur. Bu sebepten ötürü, Hipospadias hastası çocuğun sünnet edilmeden tedavi edilmek üzere uzmana götürülmesi gerekmektedir. Ameliyat sırasında sünnet derisi bölgeden alınarak, penisin normal şekline ulaşması hususunda bu deri kullanacağı için, çocuk sünnet edilmiş olur. Ebeveynlerin bu konuda bilinçli olması ve bu hastalık ile doğan çocukları sünnet ettirmemeleri gerekmektedir.
Hipospadias Kısırlığa Sebep Olur Mu?
Hipospadias, oldukça önemli kabul edilebilecek anomalilerden birisi olmakla beraber, dünya üzerinde düşünülenden daha yaygın olarak görülmektedir. Bu hastalık hakkında sayıca fazla spekülasyon bulunmakla beraber, kısırlığa sebep olup olmayacağı merak edilen konular arasında yer almaktadır. Bu hastalık, peniste eğriliğe sebep olabileceği gibi, özellikle ilerleyen yaşlarda ereksiyon problemleri ile de karşılaşılması oldukça doğaldır. Yanlış şekilde tedavi edilirse ve eğrilik düzeltilmezse, Hipospadias hastalarının çocuk sahibi olamamaları muhtemeldir. Bu durumun en önemli sebepleri arasında idrar deliğinin penis başında değil, penisin herhangi bir bölümünde olması, bu durumun da meni çıkışını büyük ölçüde engelliyor olmasıdır. Kısırlık sorunu ile karşı karşıya kalan birçok Peygamber sünneti hastası olmakla beraber, doğru bir tedavi yöntemi ile beraber hastalar kolay bir şekilde çocuk sahibi olabilirler.
Hipospadias Ağrıya Sebep Olur Mu?
Hipospadias, doğuştan gelen bir bozukluk olmakla beraber, genellikle ağrıya sebep olmaz. Ancak bununla beraber, sonradan oluşabilecek birçok bozukluğun temeli bu anomaliye dayanmaktadır. Çocuk sahibi olabilmek ve peniste meydana gelen eğriliğin düzeltilmesini sağlamak amacı ile bu hastalığın tedavisinin yapılması mutlaka gerekmektedir. Ameliyat, tedavi için tek bir kesin çözüm yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu hastalıktan mustarip olan kişiler, bozukluğa sahip oldukları süre boyunca genelde ağrı çekmezler. Ancak bu sorunun ortadan kaldırılması için cerrahi bir yöntem tercih edilirse, iyileşme süreci oldukça ağrılı olabilir. Bu süreçte bebeğe, mutlaka doktora danışarak ağrı kesici verilebilir ve iyileşme sürecinin daha hafif geçirilmesi sağlanabilir.
Ameliyatın Riskleri Nelerdir?
Peygamber sünneti anomalisi, cerrahi uygulamalar ile tedavi edilebilecek bir sorundur. Bu sorun ile ilgili bir çözüme ulaşmak için cerrahi operasyonun mutlaka uzman biri tarafından yapılması esastır. Hipospadias ameliyatı, idrar kanalının anatomik şekline döndürülmesi ve penisin normal şekline ulaştırılmasıdır. Ameliyat olmayan yani anomalisi süren yetişkin erkek, zaman içerisinde penis eğriliği yaşayabilir hatta cinsel ilişkide problem yaşayabilir ve bu sorun çocuk sahibi olamamaya kadar ilerleyebilir. Ameliyat, bu sorunun çözümü için mutlaka önemli unsurlar arasında yer almaktadır. Ancak bu durum ameliyatın da bazı riskleri olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Ameliyatın tecrübesiz biri tarafından yapılması, söz konusu anomalinin ilerlemesine ve beraberinde birçok sorun yaratmasına neden olmaktadır. Bunun dışına ameliyat sonrasında da çeşitli komplikasyonlar görülebilmektedir. Bu komplikasyonlar son derece tehlikeli olabilir. En çok görülen komplikasyonlar arasında fistüller yer almaktadır. Ameliyatın uygulanış şekline bağlı olarak çeşitli fistüller görülebilmektedir. Ancak bunlara müdahale edilmesi için en az 6 aylık bir süre zarfı gerekmektedir. Daha sonra basit bir operasyon ile bu fistüller yok edilebilmektedir. Bunun dışında karşılaşılabilecek sorunlar arasında dikişlerin atması sorunu yer almaktadır. Pek çok operasyona bağlı olarak, dikiş atması sorunu görülebilir. Bu da doktorun acilen müdahale etmesi gereken problemler arasında yer alır. Zira aşırı kan kaybı görülmesi söz konusudur. Ameliyat, aslında peniste eğrilik sorunun giderilmesi üzerine uygulanıyor olsa da bu sorun gittikçe büyüyebilmektedir. Soruna müdahale edilmesi gerekmektedir.
Hipospadias Tedavisini Kim Uygular?
Hipospadias tedavisi, üzerinde oldukça fazla branşın çalıştığı alanlar arasında yer almaktadır. Üroloji birimi, Hipospadias tanısı konulan birimdir. Böyle bir sorunun varlığından şüphe edildiği durumlarda derhal bir üroloji doktoruna danışılması ve konu ile ilgili bilgi alınması gerekmektedir. Teşhisin konulduğu ve ameliyat aşamasına geçilmesi durumunda ise burada farklı birimlerin bulunduğu ve ameliyatın başarılı olabilmesi için cerrahinin 3 ana dalının aktif olarak çalışması gerektiğini söylemek mümkündür. Plastik cerrahi yöntemleri ile idrar kanalının oluşturulması ve penisin normal şekline kavuşturulması, bu hususta son derece önemli unsurlar arasında yer almaktadır. Estetik ve plastik cerrahisinin oldukça küçük detayları bu ameliyat sırasında uygulanmakta ve hastanın penisinin normal bir penis şekline getirilmesi amaçlanmaktadır. Doğru uzmanlar tarafından doğru teknikler ile uygulanıldığında tedavi genellikle başarılı sonuç vermektedir. Ülkemizde Hipospadias tedavisi ile pek çok hastanın mağdur durumda kalabileceği uzmanların bu konuda vermiş oldukları rapor sonuçları incelendiğinde açık bir şekilde görülebilmektedir. Bu konuda son derece dikkatli olunmalı ve doğru bir tedavi yöntemi belirlenmelidir.
Tedavi Olan Hasta Gelecekte Cinsellikle İlgili Problem Yaşar Mı?
Bu tedavinin doğru bir şekilde yapılmış olması durumunda, hasta gelecekte cinsellik ile ilgili herhangi bir problem yaşamaz. Ancak bu noktada belirli detaylar oldukça önemlidir. Tedavinin kim tarafından yapıldığı ve tedavi sırasında hangi tekniklerin kullanıldığı oldukça önemlidir. Birçok hastanın yanlış teknik altında cerrahi operasyona alındığı görülmüş ve bu durum hastalarda geri dönüşü olmayan sorunları meydana getirebilmektedir. Hipospadias özellikle ciddi tiplerden birisi olması durumunda, gelecekte cinsellik sırasında peniste sertleşme meydana gelmeyeceğinden ötürü, cinsellik ile ilgili sorunların yaşanması kaçınılmaz boyutlarda olabilir. Bununla beraber, doğru teknikler ile cerrahi operasyon yapılması durumunda, hasta çocuk sahibi olabilir, cinsellik ile ilgili herhangi bir problem ile karşılaşmaz.
Hipospadias ameliyatı kaç yaşında yapılır?
Erkek bebeklerde ortaya çıkan genital bölge problemlerinin tam olarak gözlenebilmesi amacıyla en azından altı ay kadar beklenmelidir. Altı ay ile on sekiz ay arasında ise uygun görülen zamanda ameliyat gerçekleştirilmelidir. Yaklaşık on iki aylık aralıkta tarihi belirleyen temel unsur ise bebeğin genel anesteziye vereceği tepkilerdir. Gelişimsel problemler yaratmamak için oldukça dikkatli olunmalıdır. Bir üst sınır olmasının temel sebebi ise bebeğin bilinçaltına ameliyatla ilgili bilgi kaydedilmemesi gerekliliğidir.
Hipospadias kaç günde iyileşir?
Penis ucunun ortaya çıkarılması amacıyla gerçekleştirilen operasyon oldukça uzun sürmektedir. Çok dikkatli yapılması gereken operasyondan sonra iyileşme süresi de en az ameliyat kadar özeldir. Tavsiye edilen bebeğin üç gün kadar hastanede yatırılmasıdır. İlaç kullanımına dikkat edildiği, pansumanlar özenle yapıldığı ve hijyen kurallarına dikkat edildiği müddetçe iyileşme yaklaşık olarak bir – iki ayda tamamlanır.
Hipospadias genetik mi?
Hipospadias hem çevresel faktörlerden beslenen hem de genetik olarak gelişebilen bir doğum anomalisidir. Her bin bebekten üçünde görülmektedir. Penisin tamamen yanlış yerde olduğu ya da yarı sünnetli bir görünümün olduğu vakalarla karşılaşılmaktadır. Gebeliğin onuncu haftasında kapanması gereken kanalların kapanmamasından ötürü gelişen bu durum, detaylıca incelendiğinde altında genetik faktörlerin yattığı görülecektir.
Hipospadias tekrarlar mı?
Hipospadias doğum sırasında gerçekleşen bir anomalidir ve geliştikten sonra tedavisi cerrahi olarak gerçekleştirilir. Penis başının doğru yere taşınmasından sonra herhangi bir şekilde penis başının eski yerine dönmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Yani hipospadias tekrarlayıcı bir sorun değildir. Ancak, hastalığın temelinde genetik faktörlerin etkisinin büyük olmasından dolayı ikinci bebekte de aynı problem ile karşılaşılabilecektir.
İlgili Alan