Safra Kesesi Taşı
- Sık Sorulan Sorular
- Safra kesesi taşı oluşması tehlikeli mi?
- Safra kesesi taşı tedavi edilmeli mi?
- Safra kesesi taşı ameliyatında yalnızca taşlar değil, safra kesesinin tümü mü alınır?
- Safra kesesi taşı tedavisi ilaçlarla yapılamaz mı?
- Safra kesesi taşı tedavisi ne kadar sürer?
- Safra kesesi taşı düşer mi?
- Safra kesesi taşının ultrasonda görülmeme ihtimali var mı?
- Safra kesesi taşı olan kişinin hamile kalmasının bir sakıncası var mı?
- Safra kesesi taşı olan kişilerin alkol ve sigara kullanmasının bir sakıncası var mı?
- Safra kesesi taşı patlar mı?
- Safra kesesi taşı ameliyatı zor mu?
- Safra kesesi taşı ağrısı nasıl geçer?
- Safra kesesi taşı ameliyatı pahalı mı?
- Safra kesesi taşı gebeliğe engel mi?
- Safra kesesi ameliyatı öncesi beslenme nasıl olmalı?
- Safra kesesi taşı kaç mm olursa tehlikelidir?
- Safra kesesi taşı bulantı yapar mı?
- Safra kesesi taşı neden şişkinlik yapar?
- Safra kesesi taşı olanlara nelere dikkat etmelidir?
- Safra kesesi taşı kansere neden olur mu?
- Safra kesesi taşı ne kadar sürede oluşur?
- Safra kesesi taşı genetik midir?
- Safra kesesi taşı kendiliğinden yok olur mu?
- Safra kesesi taşı belirtileri nelerdir?
Safra kesesi taşı, safra kesesinde sertleşmiş sindirim sıvılarının birikmesi nedeniyle oluşur. Safra kesesindeki kolesterol kristalleri ve pigmentlerin yapışması safra kesesi taşlarının oluşmasının başlıca nedenidir. Taşların içeriğinde kolesterol, kalsiyum, demir, karbonhidrat, protein, fosfor gibi besin maddeleri ve pigmentler bulunur.
Safra kesesi karaciğerin altında karnın sağ tarafında armut biçiminde küçük bir organdır. Safra kesesi içinde ince bağırsağa salınan safra denilen sindirim sıvısı tutulur. Bu organda oluşan safra taşlarının büyüklüğü kum tanesinden golf topu büyüklüğüne kadar değişebilir. Bazen bu kesesinin içinde bir tane safra kesesi taşı, bazen de çok sayıda taş gelişebilir.
Safra kesesi taşı belirtileri bulunan kişilerin genellikle ameliyat olması gerekir. Ancak herhangi bir belirtiye, yakınmaya neden olmayan taşlar için tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Safra kesesi taşının bir kanala yerleşerek tıkanıklığa neden olması halinde bazı bulgular ortaya çıkabilir. Bunlar arasında karnın sağ üst kısmında aniden başlayan ve gittikçe yoğunlaşan ağrı, omuz bıçakları arasına yansıyan sırt ağrısı, göğüs kemiğinin altında karnın merkezinde oluşan yoğun ağrı, sağ omuz ağrısı, mide bulantısı ve kusma sayılabilir. Ağrı kısa süreli ya da saatlerce devam edebilir.
Bazı hastalarda ciddi derecede safra kesesi taşı komplikasyonları görülebilir. Hastalarda yoğun karın ağrısı eşliğinde oturmada zorluk çekme, titreme eşliğinde ateş yükselmesi, ciltte ve göz aklarında sararma gibi bulgular olursa acilen doktora gidilmelidir.
Safra kesesi taşlarının en etkin tedavi şekli taşlarla birlikte safra kesesinin çıkarıldığı cerrahi girişimdir. Fakat ameliyatın riskli olabileceği hastalarda cerrahi dışı tedavi yöntemlerine başvurulabilir. Safra kesesi taşlarını eritmek için ilaç tedavisi uygulanabilir. Hastalarda uzun süre ursodeoksikolik asit içeren ilaçlarla tedavi uygulanabilir. Yaşlı olanlarda ya da ciddi hastalıkları olan yüksek riskli kişilerde de ameliyatın kısa sürede sonlandırılması amacıyla tedavide sadece safra taşlarının alınması yoluna gidilebilir.
Safra Kesesi Taşı Hakkında
Safra kesesi karnın sağ tarafında karaciğerin altında bulunan armuda benzer bir organdır. İçeriğinde ince bağırsağa gidecek olan safra adındaki sindirim sıvısı bulunur. Safra kesesi taşı bu sindirim sıvısının katı halinden oluşur. Taşlar kum tanesinden, buğday tanesi ya da golf topu büyüklüğüne kadar olabilir. Her hastada sayı olarak ta değişken şekilde oluşabilirler. Safra kesesi taşı yakınmaları olan hastaların ameliyat edilmesi ve safra kesesinin alınması gerekebilir. Ameliyat olamayacak durumda olan hastalarda tercih edilen ilaç tedavisi ise oldukça uzun sürer. İlaç tedavisinin hedefi taşları eritmektir.
Safra kesesi taşlarının en yaygın belirtisi ağrıdır. Ağrı farklı bölgelerde hissedilir ve hastaları rahatsız edici seviyededir. Safra kanalını tıkayan taşlar aniden başlayan şiddeti gittikçe artan karnın üst tarafında ağrıya neden olur. Ağrılar karnın merkezine, göğüs kemiğinin alt kısmına, kürek kemiğine, sırta kadar yayılır. Bazı hastalarda saatlerce etkili olabilir.
Sindirime yardımcı olan safranın içinde belirli oranlarda bulunan maddeler bu sindirim sıvısının eriyik halde kalmasına yardımcı olur. Safra kesesinin sıvıyı konsantre etme aşamasında bu maddelerin dengesi bozulursa, safra kesesi içinde pigment birikintileri, kolesterol kristalleri gibi çökelekler oluşmaya başlar. Çökeleklerin büyümesi taşların oluşmasına neden olur. Safra kesesinde en fazla görülen taş türleri kolesterol taşlarıdır. Bu taşların içeriğinde çözünmemiş kolesterol ve diğer bileşenler bulunur. Bu tür taşların rengi genellikle sarı olur. Renkleri koyu kahverengi ya da siyah olan taşlar ise pigment taşlarıdır. Bu tür taşlar safranın içeriğinde bulunan bilirubin oranının fazla olması nedeniyle oluşur.
Safra kesesi taşı toplumda yaygın olarak görülen bir sağlık sorunudur. Kadınlar erkeklere nazaran taş oluşumunda üç kat daha fazla risk taşırlar. Ayrıca 40 yaşın üzerindeki kişiler, fazla sayıda gebelik yaşayan ve hormonal dengesizlik sorunu oluşan kadınlar, midesinin bir bölümü alınmış olanlar, siroz hastaları, fazla kilolu ve obez olanlar, sindirim sistemi hastalığı olanlar, lifli besinleri yeterince tüketmeyenler, hamile olanlar, fazla yağlı ve kolesterollü besinleri aşırı tüketenlerde de risk oranı yüksektir. Bunun dışında diyabet hastaları, ailesinde safra kesesi taşı olanlar, kısa sürede fazla kilo verenler, östrojen alan ve kolesterol hapı kullanan kişiler de risk grubunda yer alırlar.
Safra kesesi taşı ile ilgili belirtiler var ise bunların ihmal edilmeden kontrol edilmesi şarttır. Mutlaka bir doktora gidilmeli ve tedavi edilmelidir. Tedavisi ihmal edilen safra kesesi taşı bazı komplikasyonlara neden olabilir. Bu komplikasyonlar arasında safra kesesi iltihaplanması, safra kesesi kanseri, pankreas kanalı tıkanıklığı, safra kanalı iltihabı sayılabilir. Safra kesesi taşı ameliyatı olanlarda genellikle taşlarla birlikte safra kesesi de alınır. Safra kesesinin alınması hastalarda sindirim sorunlarına yol açmaz. Aksine safra kesesi taşı nedeniyle oluşan rahatsızlık ortadan kalkar ve kişinin sağlığına kavuşmasına yardımcı olur. Bu nedenle yemekten sonra hazımsızlık, baş ağrısı, ağız kokusu, bulantı ve kusma, şiddetli karın ağrısı, ağızda acı tat, cilt ve göz beyazında sararma gibi taş belirtileri olan hastaların tedavi olması önerilir.
Safra Salgısı
Karaciğer hücreleri tarafından hazırlanan safra salgısı özel safra kanallarından geçer ve safra kesesinde depolanır. Safra kesesi içinde depolanan safra salgısı miktarı 50-70 ml kadardır. Miktarın bu kadar az olması safra salgısı içeriğindeki mineral tuzların ve suyun emilmesi ve salgının yoğunlaştırılması sayesinde olur. Bu şekilde safra 10-20 kat yoğunlaştırılabilir. Safra salgısının rengi genellikle berrak, kahverengimsi sarı ya da altın sarısı, bazen zeytin yeşiline çalan tonda olabilir. Alkali reaksiyon veren salgının tadı acıdır.
Sindirim başladığında safra kesesi kasılarak kaledok kanalı aracılığıyla safra salgısı ince bağırsağa boşaltılır. Safra kesesinin kasılması hormonal, besinsel ve sinirsel kontrol altında gerçekleşir. Sinirsel kontrol sırasında safra kesesinin kas ipliklerinin az kısmı kontraksiyon yapar ve oddi sfinkteri kendiliğinden açılır. Hormonal kontrol sekterin benzeri yağ ve protein sindiriminde etkili olan peptid hormon kolesistokinin safra kesesini uyarmasıyla gerçekleşir. Somatostatin denilen büyüme faktörü safra kesesinin kasılmasını engeller. Yağlı besinler ise safra salgısının boşaltımında hormondan daha etkili bir uyarıcısıdır.
Safra salgısının içeriğinde safra tuzları, safra asitleri, lesitin, ester kolesterol, müsin, bilirubin, su, potasyum, esterleşmiş ya da serbest yağ asitleri, sodyum, bazı inorganik tuzlar, magnezyum ve klorür bulunmaktadır. Vücudumuzda karaciğerden günde ortalama 1-2 litre kadar devamlı şekilde safra salgısı salgılanır. Sekretin, safra tuzları gibi koleretik maddeler safra salgılanmasını arttırır.
Safra kesesinde depolanan safra ile karaciğerdeki safra içeriği bazı farklılıklar gösterir. Safra kesesindeki salgı % 85 su içerirken, karaciğerdeki safra % 97-98 oranında su içerir. Karaciğer safrası Ph değeri 8,0-8,6, safra kesesindeki safra 6-8 arasında Ph değerine sahiptir. Katı maddelerin oranı karaciğerdeki salgıda % 2-3, safra kesesindeki salgıda % 10-15 kadardır. Ayrıca karaciğerdeki safra salgısı sarı, kesedeki safra yeşil renkte olur.
Safra salgısının önemli fizyolojik etkileri vardır. İçeriğindeki safra tuzları bağırsaklarda yağ emilimini kolaylaştırır. Yağ sindiriminde ortaya çıkan son ürünlerle birlikte yağda çözünen A, E, D, K vitaminlerinin emilimine yardımcı olur. Kanın içeriğinde bulunan yıkım ürünlerinin atılmasında rol oynar. Safra salgısı bağırsaktaki mide asidi nedeniyle asidik özelliğe kavuşur. Bu sayede besin karışımını nötralize etme işlevini yerine getirebilir. Ayrıca antiseptik olması nedeniyle bakterilerin yok edilmesini sağlar.
İnce bağırsakta safra salgısı ve diğer enzimlerin yardımıyla yağlar, karbonhidratlar ve proteinlerin sindirimi gerçekleşir. Eğer safra salgısı yetersiz olursa tam anlamıyla sindirim yapılamaz. İnce bağırsakta yaşamımız ve sağlığımız için önemli bir yeri bulunan yağ asitleri, bazı vitamin ve mineraller emilemez. Beslenme düzeninde yeterince sağlıklı yağlara yer verilmez ise safra salgısı görevini yerine getiremez ve safra kesesinde bekler. Bu bekleme süreci uzadıkça kesedeki safra yoğunlaşarak sertleşmeye başlar. Bunun devamında safra kesesi tembelliği ve safra kesesi taşı oluşumu ortaya çıkar.
Safra salgısının içeriğinde bozukluk olması, miktarının yetersiz olması bağırsaklardaki faydalı bakterilere de olumsuz etkiler yapar. Bağırsaklardaki candida mantarının, zararlı bakterilerin artmasına neden olur. Bağırsak hareketi azalır, bağırsak içindeki kokuşma artar ve kabızlık sorunu ortaya çıkar. Safra salgısının içeriğini hareketsizlik, aşırı şekerli besinler tüketmek, diyet yapılması, karışık ve protein ağırlıklı beslenme, ağır yemekler, geç saatlerde yenilen yemekler, sağlıksız yağları tüketmek olumsuz yönde etkileyebilir.
Safra Kesesi Taşı Oluşumu
Safra kesesi taşı oluşumunda birden fazla faktör etkili olabilir. Bunların arasında en önemlileri safra yoğunluğunun artması, safra kanalında tıkanma, bazı kan hastalıkları, kandaki bazı maddelerin yükselmesi sayılabilir. Safra kesesi taşı oluşumunda bazı risk faktörleri de etkili olur. Yaşın ilerlemesi, kilo fazlalığı, kolesterol düzeyinin artması da taş oluşma riskini arttırmaktadır. Kadın olmak ta safra kesesi taşı oluşumunda risk kabul edilir. Özellikle fazla doğum yapan, beyaz tenli olan, sarışın ve fazla kilolu kadınlarda safra taşına daha fazla rastlanır. Ailede safra kesesi taşı öyküsü olan kişilerde de taş oluşma riski fazladır. Besinlerin taş oluşumuna direkt etkisi olmaz. Ancak yağlı besinler, yumurta, alkol, kabuklu bakliyatlar gibi bazı yiyecekler safra kesesi taşının ağrı yapmasına neden olabilir.
Safra kesesi taşı safra salgısının yapısındaki kimyasal dengesizlikler nedeniyle oluşur. Bu dengesizlikler arasında safranın fazla miktarda kolesterol içermesi en fazla görülenler arasındadır. Bu nedenle safra kesesi taşlarının çoğunluğu kolesterol taşlarından oluşur. Safra salgısı normalde karaciğerden gelen kolesterolü çözündürecek miktarda kimyasal içeriğe sahiptir. Fakat karaciğer fazla miktarda kolesterol gönderirse safra bunların hepsini çözemez. Bu durumda önce kristaller oluşur, daha sonra bunlar safra taşlarına dönüşür.
Safra salgısının fazla miktarda bilirubin içermesi de taş oluşumunda etkilidir. Kırmızı kan hücrelerinin parçalanmasıyla ortaya çıkan bir kimyasal olan bilirubin, bazı hallerde karaciğerde fazla miktarda üretilebilir. Kan testlerinde ortaya çıkabilecek bilirubin’in vücutta fazla bir oranda bulunmasından dolayı safra kesesinde taş oluşumları artabilmektedir. Safra kesesinin düzgün boşalmaması da taşların oluşumunda etkili olabilir. Kesenin sıkça ya da yeterince boşalmaması halinde safra salgısı yoğunlaşır ve safra kesesi taşı oluşabilir. Safranın yoğunlaşması sağlıklı yağların tüketilmemesi, safra salgısının karaciğerden yeterince salgılanmaması gibi etkenlerden kaynaklanabilir.
Safra Kesesi Taşı Oluşumu Görülme Sıklığı
Toplumda safra kesesi oluşumu görülme sıklığı her 8-10 kişiden birisinde etkili olur. Ailede birinci derece yakınlarında safra kesesi taşı olanlarda risk 2 kat artar. Kadınlar ise bu risk 3 kat daha fazladır. Taş oluşumu riski aynı zamanda yaşla birlikte artış gösterir. Erkeklerde 60 yaşından sonra % 10-15 oranında, kadınlarda ise % 30-40 oranında safra kesesi taşı görülmektedir. Safra kesesi taşı olan kişilerin % 60 kadarında herhangi bir yakınma gözlenmez. Yakınmalara neden olan safra taşlarının mutlak tedavi edilmesi gerekir.
Safra Kesesi Taşı Türleri
Safra kesesi taşı türleri farklı olabilir. Genellikle yetişkinlerde görülenler kolesterol taşları, çocuklarda ve genç yaştaki kişilerde ise pigment taşları görülür. Pigment taşları bilirubin yani safra salgısına rengini veren maddeden oluşur. Kendi içinde de kahverengi ve siyah pigment taşları olarak ikiye ayrılır. Siyah pigment taşları genellikle bazı kan hastalıkları nedeniyle oluşur. Kahverengi pigment taşları ise hijyenin kötü olduğu az gelişmiş toplumlarda daha fazla görülür. Beslenme alışkanlıklarına göre kolesterol taşları ise toplumda en yaygın görülen safra taşlarıdır. Toplumda görülen safra kesesi taşlarının % 90 kadarı kolesterol taşlarından kalan kısmı da pigment taşlarından oluşur. Safra kesesi taşları normalde düz röntgen filmlerinde genellikle görülmez. Ancak taşların içeriğindeki kalsiyum miktarının artmasıyla düz röntgen filminde görülme olasılığı yükselir.
Kolesterol Taşları
Safra kesesinde görülen safra taşlarının en yaygın olanı kolesterol taşlarıdır. Bu taşlar genellikle sarı renkte olur. Ayrıca taşların içeriği genellikle çözünmemiş kolesterolden meydana gelir. Ancak taşların içeriğinde başka bileşenlerde bulunabilir. Genellikle yetişkinlerde oluşan taşlar kolesterol taşlarıdır.
Pigment Taşları
Pigment taşları en fazla çocuklarda ve gençlerde görülür. Bu taşların içeriğinde kırmızı kan hücrelerinin parçalanması sonucunda açığa çıkan bilirubin denilen kimyasal madde vardır. Karaciğerde fazla miktarda bilirubin üretilirse safra kesesinde bu türde taş oluşumuna neden olabilir. Taşların rengi koyu kahverengi ile siyah olur.
Safra Kesesi Taşı Tedavisi
Safra kesesi taşı kişilerde herhangi bir şikayete neden olmuyorsa tedaviye gerek duyulmaz. Bu nedenle safra kesesi taşı tedavisi hastadaki yakınmalara ve tanı sonuçlarının değerlendirilmesiyle planlanır. Tedavide cerrahi ve cerrahi dışı yöntemler kullanılabilir. Ancak safra kesesi taşlarının en etkin ve kesin tedavisi cerrahi girişimle yapılabilir.
Safra kesesi taşı için yapılan kolesistektomi denilen ameliyatta taşlarla birlikte safra kesesi de alınır. Ameliyatla safra kesesi alındıktan sonra karaciğerde üretilen safra salgısı direkt olarak ince bağırsağa iletilir. Yaşamın devamı için safra kesesinin olmasına gerek yoktur. Safra kesesinin yiyecekleri özümlemeye katkı sağlamaz. Ameliyat olan hastalarda sadece geçici olarak ishal sorunu yaşanabilir.
Safra kesesi tedavisi için ameliyat olmasında sakınca olan kişilerde ilaç tedavisi tercih edilebilir. Safra kesesi taşlarından kurtulmak için doktorların ağızdan verecekleri ilaçların mutlaka yararı olmaktadır. Ancak bu uzun bir süreç gerektirir. Tedavi yarıda bırakılırsa safra taşları yeniden oluşmaya başlar. Bazı hastalarda ilaç tedavisi başarısız da olabilir. Bu nedenle sadece ameliyat edilemeyen hastalarda ilaç tedavisi kullanımı tercih edilir.
Diyet
Safra kesesi tedavisi olan hastalarda olası komplikasyonların önlenmesi için beslenmeye dikkat edilmeli, özel bir diyet uygulanmalıdır. Ayrıca safra taşları olan hastalarda uygulanan ilaç tedavisi sırasında da diyet uygulanması taşların oluşumuna engel olur. Diyetisyen tarafından hazırlanan diyet programı hastalardaki beslenme yetersizliğini de önler.
Ameliyat olan hastalarda bulantı ve kusma gibi sindirim sistemi yakınmaları oluşabilir. Hastalarda beslenme ve mineral yetersizliğinin ortaya çıkmaması amacıyla oral beslenme yoluna başvurulabilir. Ameliyattan sonra bağırsakların düzene girmesi ve hastanın gaz çıkarmasına kadar ağız yoluyla beslenme önerilmez. Safra kesesi ameliyat yöntemleri ile alınmış olan hastalarda, ameliyat sonrasında beslenme süreci büyük önem taşımakla beraber, beslenmede kademeli yöntemler denenir. Hastaların ameliyattan sonraki ilk aşamada bazı besinlerden uzak durması, özellikle yağlı yiyecekleri tüketmemesi gerekir.
Safra kesesi alınmış olan hastalar ameliyattan sonra 3 nolu ülser diyeti denilen beslenme düzenini uygulayabilir. Daha sonra safra diyetine geçerek yağlı besinler yavaş yavaş beslenmeye eklenebilir. Ameliyattan sonra ishali önleyebilmek için de lifli besinler tüketmeye özen gösterilmelidir. Posalı oldukları için sebze ve meyveler tüketilebilir. Hastanın cinsiyetine, yaşına, ağırlık ve boyuna uygun şekilde diyetisyen tarafından hazırlanan safra diyeti yaşam kalitesinin iyileştirilmesi açısından önemlidir.
Safra kesesi tedavisi olan hastaların yağlı peynir çeşitleri, yağda pişirilen yumurta, sakatat, tavuk derisi, yağlı kuruyemişler, kızartma, kavurma, hamur işleri, krema, kaymak, çikolata, cips, bisküvi, tahin helvası, karabiber gibi baharatlar, tahin, hazır çorbalar ve gaz yapan sebzelerden uzak durması gerekir. Ayrıca nescafe, koyu demli çay, alkollü içecekler, kakaolu süt, hazır meyve suları, asitli içeceklerden de uzak durulmalıdır.
Safra kesesi ameliyatı olan hastaların yağsız peynir, yoğurt, süt, ayran, açık çay, adaçayı, ıhlamur, salep, beyaz ekmek, makarna, pirinç, nane, tarçın, kekik gibi baharatlar, kayısı, şeftali, muz, çekirdeksiz üzüm, elma gibi meyveler, sütlaç, bal, pekmez, muhallebi, pütürlü olmayan çorbaları tüketmesinde sakınca olmaz.
Ameliyat olan hastaların uygulayacakları diyet konusunda hasta yakınlarının da bilgilendirilmesi gerekir. Besinlerin hazırlanma yöntemleri ve yasaklı besinler hakkında bilgiler verilmelidir. Uygulanan diyetin bir amacı da hastanın ideal kilosuna dönmesidir. Bunun için metabolizmanın çalışmasını olumsuz etkilemeyecek beslenme düzeni kurulur. Alınan kalorilerin % 15 kadarı proteinlerden, % 55 kadarı karbonhidratlardan kalanı da yağlardan oluşur. Hastalar diyet sırasında belirli aralıklarda diyetisyen kontrolünden geçmelidir.
Cerrahi
Safra kesesi taşı tedavisinde cerrahi girişim en etkili yöntemdir. Ameliyat için en fazla tercih edilen cerrahi yöntem laparoskopik ameliyattır. Açık cerrahi girişim ameliyatların sadece % 5 kadarını oluşturur. Açık cerrahi yönteminin kullanılmasında en önemli etken hastalarda daha önceden geçirilen karın ameliyatları nedeniyle karın içi yapışıklıklarının olmasıdır. Açık yöntemle yapılan kolesistektomi ameliyatı genel anestezi altında uygulanır. Karın duvarında açılan cerrahi kesiden karın boşluğuna girilir. Buradan safra kesesi taşlarla birlikte dışarıya çıkarılır. Hastaların açık cerrahi ameliyatından sonra iyileşme süreci yaklaşık iki ayı bulur.
Kapalı yöntemle yapılan kolesistektomi ameliyatı günümüzde safra kesesi taşı tedavisinde kullanılan ilk tercihtir. Bu operasyonda karın duvarında büyük cerrahi kesi yapılmasına gerek kalmaz. Bunun yerine karından 3-5 tane delik mahiyetinde küçük kesi açılarak safra kesesi taşlarla birlikte dışarıya alınır. Bu ameliyattan sonra hastaların iyileşme süreci daha konforlu ve kısa sürer. Hastalar bir gün sonra hastaneden taburcu olarak evlerine dönebilir. Bu ameliyat yöntemi hastaların karınları gazla şişirildiği için kalp hastalığı gibi hastalıkları olan kişilerde ve daha önceden geçirdiği karın ameliyatları nedeniyle karnında yapışıklıklar olan kişilerde uygulanamaz. Safra kesesi taşı ameliyatlarının bazıları kapalı yöntemle başlasa bile ameliyat yapılırken açık tekniğe dönülebilir.
İltihaplanma Durumu
Safra kesesi taşı olan hastalarda iltihaplanma durumu varsa yani hastada kolesistit denilen safra kesesi iltihabı oluşmuş demektir. Bunun nedeni safra taşlarının safra kesesinin tıkamasıdır. Kesenin içindeki çamur ya da taşlar safra kesesi kanalının ağzını tıkayarak kesenin boşalmasını engeller. Bu hastalarda safra kesesi şişer ve kesenin duvarında oluşan ödem dolaşım bozukluğuna neden olur. Bu etkiler safra kesesinin çürümesine ve delinmesine kadar gidebilir. Safra kesesinde iltihaplanma olursa hastalarda karın ağrısı ortaya çıkabilir. Ağrı karnın üst kısmında oluşur, buradan sağ omuza, sağ kürek kemiğine, bele kadar yayılabilir. Özellikle aşırı yağlı besinlerin tüketilmesinden sonra ağrı ortaya çıkabilir. Kronik hale gelen iltihaplanma durumunda karnın sağ üst kısmındaki ağrı 1-6 saat devam edebilir.
Safra kesesi iltihabı olan hastalar muayene edildikten sonra, ultrason ve röntgen tetkikleri yapılır. Bu değerlendirmeler safra kesesi taşları hakkında önemli bilgiler verir. Ani gelişen iltihaplanma bir süre sonra kendiliğinden düzelebilir. Fakat hastaların doktor kontrolünde olması gerekir. Çünkü safra kesesi iltihaplanması hastalarda kan zehirlenmesine neden olabilir.
Tıkanıklığa neden olan safra kesesi taşları cerrahi girişimle alınabilir. Fakat hastalarda yeniden taş oluşma riski vardır. İlaç tedavisi hastalarda iltihabın olumsuz etkilerini ortadan kaldırabilir. Ancak iltihabı tamamen geçirmez. Bunun tek çözüm yolu safra kesesi ameliyatı yani kolesistektomi ameliyatı yapılmasıdır. Ameliyatla safra kesesi taşlarıyla birlikte kese çıkarılır.
Safra Kesesi Taşı Nedenleri
Safra kesesi taşı nedenleri arasında safra kesesinde depolanan safra salgısının kimyasal yapısında dengesizlik meydana gelmesi vardır. Karaciğerde yağ sindiriminde kullanılmak üzere üretilen safra salgısının kimyasal dengesinin bozulmasına neden olan bazı etkenler vardır.
Safra salgısı fazla miktarda kolesterol içerir ise kimyasal yapısı bozulur. Safra kesesinde oluşan taşların 4/5 kadarı kolesterol taşlarından meydana gelir. Safra salgısının en önemli özelliği karaciğerden gelen kolesterolü çözdürecek yapıya sahip olmasıdır. Ancak karaciğerden gelen kolesterol fazla olursa, zamanla safra kesesinde birikme yapar, kristalleşir ve taşların oluşmasına neden olur.
Safra salgısının içinde fazla miktarda bilirubin maddesi varsa safra taşı oluşumuna neden olabilir. Bir kimyasal madde olan bilirubin kırmızı kan hücrelerinin parçalanmasıyla üretilir. Fakat bazı hallerde karaciğerde bilirubin üretimi fazla olur. Bu etken de safra taşına neden olabilir. Safra kesesinin tam boşalmaması ya da yeterli boşalmaması halinde de safra salgısının akışkanlığı bozulur. Bu durumda da kesede yoğunlaşan safra salgısı nedeniyle safra kesesi taşı oluşabilir.
Safra Salgısının Akışkanlığında Bozulma
Safra kesesi karaciğerden gelen safra salgısının bir kısmını depolar, bir kısmını da yağ sindirimi için ince bağırsağa gönderir. Bu döngü bozulursa yani safra kesesi içeriği yeterince boşalmaz ya da tam olarak boşalmaz ise safra salgısı akışkanlığında bozulma olur. Kesenin içinde yoğunluğu artan safra salgısı kesede taş oluşmasına neden olur.
Safra Kesesi Taşı Belirtileri
Safra kesesi taşı bazı hastalarda herhangi bir belirtiye neden olmaz. Belirtilerin görüldüğü hastalarda ortaya çıkan en önemli bulgu ise ağrıdır. Karnın sağ üst kadranında etkili olan ağrı çoğu hastada şiddetli bir şekilde başlar ve birkaç saat etkisini devam ettirir. Ağrının sağ omuza, sırta yayılması da mümkündür. Çoğu zaman ağır bir yemekten sonra ortaya çıkan ağrıya bulantı ve kusma yakınmaları da eşlik eder. Bu belirtiler bazı hastalarda kendiliğinden, bazılarında da ilaç tedavisi ile geçer. Ancak ağrının 24 saat geçmemesi halinde safra kesesinde tıkanıklık olduğu olasılığı ağır basar. Bu hastaların acilen bir sağlık kuruluşuna gitmesi önerilir.
Safra kesesi olan kişilerde geçmeyen ağrı olması safra kesesi girişinin taş nedeniyle tıkandığını gösterir. Bu hastalarda akut kolesistit hastalığı yani safra kesesi iltihabı meydana gelir. İltihabın % 95 nedeni safra kesesi taşlarıdır. Hastalarda karnın sağ üst kadranında orta derecede, bazen şiddetli olan kalıcı bir ağrı ortaya çıkar. Muayene sırasında ağrı bariz şekilde görülebilir. Hastaların bir kısmında iştahsızlık ve hafif ateş görülebilir. Hareketle birlikte artan ağrının şiddeti gittikçe artar. Ancak bu belirtiler apandisit, kalp krizi, mide fıtığı, hepatit, pankreatit, bağırsak hastalıkları, ülser gibi rahatsızlıklarda da görülebileceği için hastalarda ayırıcı tanı konması önemlidir.
Şiddetli Karın Ağrısı
Safra kesesi taşı belirtileri arasında en önemli bulgu şiddetli karın ağrısıdır. Karnın sağ üst kadranında oluşan ağrı omuzlara ve sırta kadar yayılabilir. Hastalarda mide bulantısı ve kusma da görülebilir. Daha çok yemeklerden sonra safra kesesinin kasılmasıyla ortaya çıkar. Safra kesesi kasıldığında taş safra boynuna kayar ve burada sıkışır. Küçük taşlar ise safra yollarına da ilerleyebilir. Bunlar şiddetli karın ağrısına neden olur.
Hastalarda ağrıyla birlikte idrar ve dışkı renginde değişiklikler izlenebilir. Dışkı rengi açılır, idrar rengi koyulaşabilir. Eğer iltihap meydana geldiyse hastalarda titreme, yüksek ateş, üşüme gibi belirtiler de görülebilir. Yaşlı hastalarda belirtiler daha hafif seyirlidir. Ayrıca safra kesesi taşlarının safra kanalını tıkamasıyla birlikte pankreas kanalını da tıkaması halinde karnın orta ve üst kısımlarında, yanlara yayılan kuşak şeklinde ağrı da görülebilir. Pankreatit denilen bu durum tedavi edilmediğinde hastaların yaşamı tehlikeye girebilir.
Aşırı Terleme
Safra kesesi taşı olanlarda ağrıyla birlikte aşırı terleme ortaya çıkarsa safra kesesinde iltihap olduğu düşünülür. Taşların safra kesesi ağzını ya da safra kanallarını tıkamasıyla gelişen iltihaplanma durumu acilen tedaviyi gerektirir.
Kusma
Safra kesesi taşı olan hastalarda safra kesesinin kasılmasıyla ortaya çıkan ağrıyla birlikte bulantı ve kusma görülebilir. Bunlar safra taşlarının en fazla görülen belirtileri arasındadır. Ağrı eşliğinde bulantı ve kusma olması safra kesesi taşı semptomları arasındadır.
Titreme
Safra kesesi taşı belirtileri arasında titreme olması safra kesesinde iltihap olduğunu gösterir. Hastalarda üşüme, titreme, ateş yükselmesi görülüyorsa iltihap gelişmiş olabilir. Safra taşların tıkanıklığa neden olması iltihabın gelişmesine yol açar.
Sindirim Sorunları
Safra kesesi taşı olan kişilerde bazı sindirim sorunlarına da rastlanabilir. Özellikle ağır kızartmaları, sosları, karnabahar, lahana, turp gibi gaz yapan yiyecekleri, tavuk ve hindi derisini yemekten kaçınan kişilerde safra kesesi taşından şüphe edilmelidir. Bununla birlikte bulantı ve kusma, hazımsızlık, şişkinlik gibi sorunlar da yaşanıyorsa mutlaka doktora gidilmelidir.
Sarılık
Safra kesesi taşlarının safra yollarına inmesi safra salgısı akışını engeller. Bu cildin ve göz aklarının sararmasına yani sarılığın gelişmesine neden olur. Sarılık görülen hastalarda idrarda koyulaşma, dışkı renginde de açılma olur. Safra salgısı dışkı rengini belirleyen bir etkendir. Tıkanma sarılığı olarak tanımlanan bu sorun safra salgısı içindeki bilirubin maddesinin kana karışmasıyla gelişir.
İdrar Renginde Değişme
Safra kesesi taşı bulunan hastalarda safra kesesi iltihabının ya da tıkanma sarılığının gelişmesi halinde idrar renginde değişme izlenir. İdrar rengi koyulaşmaya başlar. Hastalarda diğer belirtilerin de olması halinde acilen bir doktora gidilmeli ve tedaviye başlanmalıdır.
Safra Kesesi Taşı Tanı ve Teşhis Yöntemleri
Safra kesesi taşı tanı ve teşhis yöntemleri arasında bazı testler ve prosedürler bulunmaktadır. Hastaların fiziki muayenesi yapıldıktan sonra safra kesesinin incelenmesi için bilgisayarlı tomografi ve abdominal ultrason taramaları yapılabilir. Bu şekilde elde edilen görüntüler safra kesesi bulguları hakkında net bilgiler verebilir.
Tanı sırasında yapılan testler, MRI manyetik rezonans görüntüleme, HID hepatobiliyer iminodiasetik asit taraması ya da ERCP endoskopik retrograd kolanjiopankreatografi tetkiklerini de içerebilir. Bazı hastalarda ERCP yardımıyla işlem sırasında belirlenen safra kesesi taşları çıkarılabilir. Hastalara yapılan kan tahlilleri safra yolları nedeniyle oluşan pankreatit, sarılık gibi enfeksiyonların teşhisine yardımcı olur.
Fiziki Muayene
Hastaların fiziki muayenesi sırasında aile geçmişi ve öyküsü değerlendirilir. Ayrıca safra kesesi nedeniyle ortaya çıkan belirtiler dikkate alınır. Safra taşları nedeniyle oluşan ağrının mahiyeti, şiddeti, yeri değerlendirmeye alınır. İltihaplanma riskine karşı bulantı, kusma, terleme, üşüme, ateş gibi bulgular araştırılır. Hastalarda safra kesesi taşı olduğuna dair önemli bulgular elde edilirse, kesin tanı için diğer tetkikler yapılır.
Tanı ve Tetkikler
Safra kesesi taşı olan hastaların fiziki muayenesi sonucunda taş olduğuna dair bulgulara rastlanırsa görüntüleme tetkikleri yapılır. Tanı ve tetkikler safra taşlarının belirlenmesinde önemlidir. Çünkü safra kesesi taşı belirtileri başka hastalıklarla ortak semptomlara neden olabilir. Bu ayrımın yapılması doğru tanı koyulması için tetkikler mutlaka yapılmalıdır.
Safra Kesesi Taşı Risk Faktörleri
Safra kesesi taşı toplumda yaygın olarak görülmektedir. Safra kesesi taşı oluşumunu arttıran bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Bunların en önemlileri arasında kadın olmak, aşırı kilolu ya da obez olmak, 40 yaş ve üzerinde olmak, hamile olmak ve hareketsiz bir yaşam sürmek sayılabilir. Ayrıca aşırı yağlı beslenme, liften düşük beslenme, kolesterolü yüksek besinlerin tüketilmesi, hızlı kilo vermek, ailede safra kesesi taşı olan bireylerin olması, karaciğer hastalığı, hormon ilaçları ya da oral kontraseptifler kullanmak ta risk faktörleri arasındadır.
Cinsiyet
Safra kesesinde taş oluşumu erkeklere göre kadınlarda daha sık rastlanıldığı bilinmektedir. Bu nedenle cinsiyet safra taşlarında risk faktörleri arasında kabul edilmektedir. Kadınların hamilelik ve menopoz döneminde olması, yaşının ilerlemesi bu riski artıran etkenler arasındadır.
Yaş
Safra kesesinde taş oluşumunun yaş ile doğru orantısı olduğu görülür. Yaş arttıkça safrada taş oluşumunun arttığı izlenir. Özellikle 40 yaş ve üzerinde olan kişilerde safra kesesi taşına daha fazla rastlanır. Buna diğer risk faktörlerinin de eklenmesi taş oluşma riskini arttırır.
Kilo
Kilo safra kesesi taşı oluşumunda risk faktörü arasında görülür. Obez derecesinde kilolu olanlarda, aşırı kilosu olanlarda safra taşlarına daha fazla rastlanır. Aşırı kilo problemi beraberinde hormon dengesini de bozmaktadır. Bu etki safra kesesi taşı oluşmasına uygun zemin hazırlar. Özellikle bel bölgesindeki aşırı yağlanma safra üzerindeki baskının artmasına neden olur. Ayrıca hızlı bir şekilde kilo veren kişilerde de taş oluşma riski fazladır. Bunun yerine uzun sürede dengeli bir şekilde kilo verilmelidir. Çünkü sağlıksız beslenme düzeni safra taşlarının oluşmasını hızlandırabilir.
Beslenme
Beslenme direkt olarak safra kesesi taşı oluşumuna neden olmasa da diğer risk faktörleriyle birlikte taş oluşumuna yol açabilir. Aşırı yağlı beslenme, yiyeceklerin lif bakımından fakir olması, beslenmede sağlıklı yağların yeterince tüketilmemesi, kolesterol oranı yüksek besinlerin tüketilmesi safra kesesi taşı oluşumunu tetikleyebilir. Ayrıca düzensiz beslenme var olan safra kesesi taşlarında belirtilerin artmasına neden olabilir.
Doğurganlık
Safra kesesi taşı oluşumunda kadın cinsiyet hormonları risk faktörü arasında kabul edilir. Her yaş grubundaki kadınlarda erkeklere göre safra taşı oluşma riski daha yüksektir. Bu risk doğurganlık döneminde en yüksek orandadır. Bunun nedeni östrojen tedavisi, çok sayıda doğum yapma ve oral kontraseptif kullanımıdır. Kadın cinsiyet hormonları safra kesesi yapısını ve safra salgısını olumsuz yönde etkiler.
Açık Ten
Safra kesesi taşı oluşumu bakımından açık tenli, sarışın, kumral kişilerde risk oranı yüksektir. Bu kişilerde özellikle kolesterol taşları daha fazla görülür.
Safra Kesesi Taşı Komplikasyonlar
Safra kesesi taşı komplikasyonlara da neden olabilir.Safra kesesinde oluşabilecek iltihaplanma durumunda, pankresın da iltihaplanması gibi sonuçları doğurarak ciddi hastalıklar meydana getirebilmektedir. Bu komplikasyonlar hastalarda karnın sağ üst kadranında ağrıya, ağrının yanlara, sırta ve omuzlara yayılmasına, bulantı ve kusma gibi sorunlara neden olabilir. Eğer iltihaplanma meydana gelirse titreme, üşüme, ateş gibi belirtiler de görülebilir.
Safra kesesi taşlarının neden olduğu başka bir komplikasyon ise safra kesesindeki büyük bir taşın kesenin duvarını delmesi ve ince bağırsakta mekanik tıkanmaya neden olmasıdır. Safra taşları normal olarak sürekli büyümeye devam eder ve sayıları da artar. Bu safra kesesinin iç duvarını tahriş ettiğinden hastalarda kronik iltihap gelişebilir. Tedavi edilmediğinde hastalarda kanser riski ortaya çıkabilir. Özellikle ebadı 2-3 cm ve üzerindeki taşlarda kanser riski daha fazladır.
Safra Kesesiyle İlgili Problemler
Safra kesesiyle ilgili problemler bu organın işlevini yerine getirmesine engel olur. Bu problemlerin başında safra kesesi taşları gelir. Bunun dışında safra kesesi iltihabı, safra reflüsü, safra kesesi kanseri gibi ciddi problemler yaşanabilir. Bu rahatsızlıkların zamanında tedavi edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekir.
Kalp Rahatsızlığı
Safra kesesinin büzülmesine ve işlevini görmesine neden olan iltihaplanma genellikle safra kesesi taşları nedeniyle oluşur. Beslenme düzeninde yapılan hatalar, romatizma, karaciğer rahatsızlıkları ve kalp rahatsızlığı safra kesesi iltihabına uygun zemin hazırlayan etkenlerdir.
Kanserleşme Riski
Safra kesesi içinde oluşan büyük boylardaki taşlar kesenin iç duvarında tahrişe neden olur. Safra kesesi taşlarının normal döngüsünde büyüdüğü bilinmektedir. Safra kesesi taşlarının tedavi edilmemesinden kaynaklı olarak vücutta oluşabilecek hasarların geriye dönük tedavisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir.
Reflü
Karaciğer tarafından üretilen safra salgısı özellikle yiyeceklerle alınan kompleks yağların sindiriminde yağ çözücü gibi işlev görür. Vücutta aralıksız olarak üretilir ve safra kesesinde depolanır. Yemek sırasında ise bağırsağa geçer. Safra kesesi bu döngüyü sağlayan önemli bir organdır. Fakat pek çok kişinin safra kesesi taşı nedeniyle safra kesesi ameliyat ile alınmaktadır. Bu durumda safra salgısı karaciğerde üretilerek safra yoluyla bağırsağa akar. Bu aşamada bazı kişilerde safra reflüsü denilen rahatsızlık ortaya çıkabilir. Hastalardaki yakınmalar genellikle safra kesesinin alınmasından sonra başlar. Safra reflüsü bulunan hastaların hemen hemen yarısı safra kesesi ameliyatı geçirmiştir.
Safra Kesesi Taşı Nasıl Önlenir?
Safra kesesi taşı oluşumunu önlemek için beslenme düzenine dikkat edilmeli ve ideal kiloya inilmelidir. Beslenmede yağ oranı ve kolesterol düzeyi yüksek olan hayvansal gıdalardan uzak durulmalıdır. Diyet listesinde lif oranı yüksek olan taze sebze ve meyveler, tam tahıllı gıdalar ağırlıkta olmalıdır. Ayrıca fazla kilosu olan kişiler düzenli olarak egzersiz yapmalıdır. Ancak kilo vermek için düşük kalorili diyetlerden kaçınılmalıdır. Hızlı verilen kilolar karaciğerdeki kolesterol salgısını arttırır. Bu yüzden safra salgısının kimyasal bileşimi değişir. Bu durum safrada taş oluşumunun artmasını sağlar. Safra kesesi taşı oluşumunu önlemek için sağlıklı bir şekilde kilo verilmelidir.
Beslenme
Safra kesesi taşlarının oluşumuna engel olmak için beslenmeye dikkat edilmelidir. Bu sebeplerden dolayı risk grubunda bulunan kişilerin yağlı besinlerden uzak durması gerekecektir. Özellikle hayvansal yağların tüketimi sınırlandırılmalıdır. Diyette lifli besinlere ağırlık verilmelidir. Düzenli olarak her gün 35-40 gram lif alınması safra kesesi taşı oluşma riskini azaltacaktır. Bunun için taze sebze ve meyveler, kuruyemişler, filizli baklalar tüketilmelidir.
Vitamin Takviyesi
Safra kesesi taşı oluşumunu önlemek için vitamin takviyesi alınabilir. Özellikle C vitamini takviyesi bağışıklık sistemini güçlendirdiği gibi safra kesesindeki kristalleşmeye de engel olur. Bu yüzden safra taşlarının oluşması önlenebilir.
Egzersiz
Fazla kilolu olmak safra kesesi taşı oluşumu için risk faktörü kabul edilir. Bu nedenle sağlıklı bir diyet uygulayarak, egzersiz yaparak fazla kilolardan kurtulmak gerekir. Egzersiz yapmak hormon dengesi üzerinde de olumlu etkiler yapar. Fazla kilolardan kurtulmak için şok diyetler yerine egzersiz ve düzenli beslenme tercih edilmelidir.
Sık Sorulan Sorular
Safra kesesi taşı oluşumu, tedavisi gibi konularda genel bilgiler verdik. Bu bölümde safra kesesi taşı hakkında merak ettiğiniz soruların yanıtlarını bulabilirsiniz.
Safra kesesi taşı oluşması tehlikeli mi?
Safra kesesi taşı her hastada belirti vermez. Bu hastalarda safra taşların tedavisine ihtiyaç duyulmaz. Genel olarak safra kesesi taşı oluşması tehlikeli olarak görülmez. Ancak bazı hastalarda taşlar safra kesesi çıkışını ya da safra kanallarını tıkayabilir. Bu durumda hastalarda safra kesesi iltihabı gelişebilir. Hastalarda şiddetli karın ağrısı, ateş, titreme gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu yüzden taşların tedavisi ihmal edilmemelidir.
Safra kesesi taşı tedavi edilmeli mi?
Safra kesesindeki taşlar vücuttaki yüksek kolesterol ve kalsiyum tuzlarından oluşan koyu renkli top cismine benzeyen kitlelerdir. Taşların oluşumu kişilerde ağrıya, safra kanalında tıkanıklığa neden olabilir. Safra taşlarından dolayı oluşan yakınmaların bir kısmı tedavi ile kontrol altına alınabilir. Ancak bazı durumlarda safra kesesi taşları için acilen ameliyat yapılması gerekebilir. Hastalarda başka hastalıklar olduğunda daha ağır ataklar ortaya çıkacağından cerrahi müdahale yapılması kaçınılmaz olur. Çünkü ataklar safra kesesine ve diğer dokulara farklı seviyelerde hasar verebilir. Bu nedenle yakınmalara neden olan safra kesesi taşı mutlak tedavi edilmelidir.
Safra kesesi taşı ameliyatında yalnızca taşlar değil, safra kesesinin tümü mü alınır?
Safra kesesi taşı ameliyatında genellikle safra kesesi taşları ile birlikte safra kesesi de alınır. Ancak hastaların ileri yaşta olması, sistematik bir hastalığı olması gibi nedenlerle sadece safra kesesi taşları da alınabilir. Safra kesesinin alınması genel sağlığa olumsuz bir etki yapmaz. Hastalarda sadece kısa bir süre ishal görülür. Karaciğer ürettiği safra salgısını doğrudan ince bağırsağa akıtır.
Safra kesesi taşı tedavisi ilaçlarla yapılamaz mı?
Safra kesesi taşı için tek tedavi seçeneği ameliyattır. Ancak bazı hastaların ameliyat edilmesinde sakınca olabilir. Bu durumda hastalara safra kesesi taşını eritmek için ilaç tedavisi uygulanabilir. Oral yolla alınan bu ilaçlarla yapılan tedavi bazı hastalarda yıllarca sürebilir. Bazı hastalarda ise tedavi olumlu sonuçlanmaz. Ayrıca tedavi kesildiğinde safra kesesi taşları yeniden oluşabilir. Bu yüzden ameliyat safra taşları için en güvenli tedavi yöntemidir. Sadece ameliyat olmasında sakınca olan hastalara ilaç tedavisi uygulanabilir.
Safra kesesi taşı tedavisi ne kadar sürer?
Safra kesesi taşı tedavisi için cerrahi girişim yapıldığı zaman aynı gün içinde tedavi tamamlanır. Ameliyatta genellikle kapalı yöntem tercih edilir. 1-2 saat süren ameliyattan sonra hastalar bir gün içinde taburcu olabilirler. Tedavide ilaç kullanıldığında süreç çok uzun olabilir. İlaçlar safra kesesi taşını eritmek için kullanılır. Bu tedavi bazı hastalarda yıllar boyu devam edebilir.
Safra kesesi taşı düşer mi?
Safra kesesi taşı kendiliğinden düşmez. Genellikle safra kesesi ameliyatı yapılarak taşlar safra kesesi ile birlikte alınır. Ancak her safra kesesi taşının ameliyat ile alınmasına gerek kalmaz. Bazı hastalarda safra taşlarını eritecek ilaçlar kullanılır. Özellikle kahverengi pigment taşları yapı itibarıyla yumuşak olduğundan ilaçlarla kolay erir. Endoskopik teknikle bu taşlar parçalanarak alınabilir.
Safra kesesi taşının ultrasonda görülmeme ihtimali var mı?
Safra kesesi taşı ultrasonda görülmeme olasılığı pek yoktur. Hastalarda genellikle sekiz saatlik açlıktan sonra yapılan tetkik safra kesesi hakkında net bilgiler alınmasını sağlar. Eğer acil bir durum olursa açlık şartı aranmadan tetkik yapılabilir. Nadiren ultrason sonucunda netlik olmaz ise MR, sintigrafi, bilgisayarlı tomografi gibi tetkikler yapılabilir.
Safra kesesi taşı olan kişinin hamile kalmasının bir sakıncası var mı?
Safra kesesi taşı olan kişinin hamile kalmasında bir sakınca olmaz. Ancak safra kesesi taşı hamilelikte sorun çıkarabilir. Bu durumda genellikle ilaç tedavisi uygulanması tercih edilir. Ameliyat yapılması gereken durumlarda aciliyet varsa hamileliğin ikinci trimesteri beklenir. Bunun dışında safra kesesi ameliyatı doğumdan sonraki bir tarihe ertelenir.
Safra kesesi taşı olan kişilerin alkol ve sigara kullanmasının bir sakıncası var mı?
Alkol ve sigara kişinin bağışıklık sistemini olumsuz etkiler. Ayrıca safra kesesi taşı olan kişilere alkollü içecekler önerilmez. Sigara ve alkol günümüzde pek çok hastalığın nedenleri arasında kabul edilmektedir. Bu yüzden safra kesesi taşı olan kişilerin bunlardan uzak durması önerilir.
Safra kesesi taşı patlar mı?
Safra kesesi taşının patlama riski bulunmamaktadır. Safra kesesi içinde oluşan taşlar gerekirse ilaç tedavisi ile eritilebilir ya da ameliyat yapılarak safra kesesi ile birlikte alınabilir.
Safra kesesi taşı ameliyatı zor mu?
Safra kesesi taşı ameliyatı genellikle laparoskopik yöntemle yapılmaktadır. Açık yöntem ile yapılan ameliyatlar daha azdır. Hastalarda karın içi yapışıklıkları ve bazı sistematik hastalıklar bulunmuyorsa kapalı yöntemle ameliyat yapılabilir. Bu ameliyat oldukça konforlu bir şekilde tamamlanır. Hastaların iyileşme süreci de kısa sürer.
Safra kesesi taşı ağrısı nasıl geçer?
Safra kesesi taşı ağrısı daha çok yemeklerden sonra başlar. Ağrının şiddeti ve süresi her hastada farklı olur. Ağrının geçmesi için yatarak dinlenmek faydalıdır. Bunun dışında elma sirkesi, limon, karbonat, pancar, karahindiba gibi doğal ürünlerle hazırlanan kürlerden de faydalanılabilir. Ancak bunları kullanmak için doktorunuza danışmanızda yarar vardır.
Safra kesesi taşı ameliyatı pahalı mı?
Safra kesesi taşı ameliyatı hangi tekniğin kullanıldığına göre farklı fiyatlarda olabilir. Açık cerrahi ve laparoskopik yöntemle yapılan ameliyatların fiyatları farklıdır. Ayrıca ameliyatın yapıldığı hastanenin tıbbi donanımı, ameliyatı yapan cerrahın deneyimi gibi etkenlerde fiyatları etkiler. Ancak ameliyatın fiyatları çok pahalı olmaz.
Safra kesesi taşı gebeliğe engel mi?
Safra kesesi taşı gebeliğe engel teşkil etmez. Ancak gebelik sürecinde safra kesesi taşı nedeniyle ağrı, bulantı ve kusma gibi yakınmalar oluşabilir. Hastaların tedavisi genellikle ilaçlarla yapılır. Ancak acilen ameliyat yapılması gerekirse gebeliğin ikinci üç aylık dönemi tercih edilir. Bunun dışında gebeliğin bitmesi beklenir.
Safra kesesi ameliyatı öncesi beslenme nasıl olmalı?
Safra kesesi taşı olan hastaların tek tedavi seçeneği ameliyattır. Hastaların safra kesesi ameliyatı öncesinde ve sonrasında beslenmesine dikkat etmesi gerekir. Ameliyattan önce sindirimi zor olduğundan yağlı yiyecekleri yememeleri gerekir. Özellikle gaz sorunu olan hastalar için fazla yağlı olmayan besinlerden oluşan bir diyet uygulamalıdır. Gaz sancıları şiddetli olan hastaların gaz yapıcı kuru baklagillerden, sebze ve meyvelerden, bulgur gibi besinlerden uzak durması gerekir. Bunun dışında hastaların ağır soslar ve kızartma tarzı yiyecekleri tüketmemesi önerilir. Aile geçmişinde safra kesesi hastalığı bulunan kişilerin kolesterolü düşük olan ve az yağ içeren besinleri tercih etmesi gerekir.
Safra kesesi taşı kaç mm olursa tehlikelidir?
Safra kesesi taşlarının tamamı tehlike oluşturmaz. Ameliyat gerektiren safra taşlarına karar verilirken boyut önemli bir faktördür çünkü taşın safra kanalını tıkama ihtimali göz önünde tutulmaktadır. Ortalama değerlere sahip bir insanda üç milimetreden küçük ve yedi milimetreden büyük taşlar kanalı tıkayamaz. Bu sebepten ötürü de en büyük tehlike üç – yedi milimetre arasındaki taşlar için geçerlidir. Yedi milimetrenin üzerindeki taşlar da belirtileri kuvvetlendirdiği ve ciddi belirtiler verdiği için tehlikeli olabilmektedir.
Safra kesesi taşı bulantı yapar mı?
Safra kesesinin temel görevi safra sıvısının bağırsaklara aktarılmasıdır. Taş olmayan bir safra bu işlevini sağlıklı şekilde yerine getirir ve bağırsakların yağı kolayca sindirmesini sağlar. Safra kesesinde taş olduğunda ise safranın sağlıklı şekilde bağırsaklara aktarılması engellenir. Doğal olarak bağırsaklar tarafından sindirilemeyen yağ bulantı hissinin ortaya çıkmasına sebep olur. Eğer yağlı yemekler tüketildikten hemen sonra mide bulantısı oluyorsa safra kesesi taşından şüphelenilmelidir.
Safra kesesi taşı neden şişkinlik yapar?
Besin tüketiminden sonra şişkinlik oluşuyor olmasının temel sebebi bazı besinlerin ya da besin türlerinin sindiriminde sıkıntı çıkmasıdır. Yağın sağlıklı bir şekilde sindirilebilmesi için safra sıvısının yeterli miktarda aktarılması gerekmektedir. Safra kesesi taşının varlığı durumunda safra sıvısının aktarımı zorlaştığı için yemekten sonraki bir – iki saat için şişkinlik ve hazımsızlık hissi oluşması oldukça normaldir.
Safra kesesi taşı olanlara nelere dikkat etmelidir?
Safra kesesi taşının takibi sırasında ve tedaviden sonra dikkat edilmesi gereken çeşitli hususlar bulunmaktadır. Yağ tüketimi sıfırlanmamalı ancak olabildiğince azaltılmalıdır. Gün içerisindeki öğün sayısı beş – altı adete çıkarılmalı; öğün başına düşen kalori miktarı ise azaltılmalıdır. Böylece safra sıvısının yeterli düzeyde bağırsaklara aktarılmasına olanak tanınacaktır. Sarımsak ve yumurta tüketimi de sınırlandırılmalıdır.
Safra kesesi taşı kansere neden olur mu?
Safra kesesi taşlarının safra kesesi kanserlerini ortaya çıkardığına dair herhangi bir tıbbi olgu yoktur. Ancak safra kesesi kanseri teşhisi konulan hastaların neredeyse tamamında, değişen boyutlarda safra kesesi taşı standarttır. Safra kesesinde taş olan vakaların da yaklaşık olarak yüzde onu safra kesesi kanserine sahiptir. Yani iki hastalık arasında bağıntı olmakla birlikte bu ciddi seviyeli değildir. İki hastalığın da farklı prosedürler ile değerlendirilmesi daha faydalı olacaktır.
Safra kesesi taşı ne kadar sürede oluşur?
Safra kesesi taşlarının oluşum süresi, safra kesesi taşının içeriğini oluşturan maddelerin bölgede birikme gösterme sürecinin oldukça uzun olmasından dolayı yıllarla ve hatta on yıllarla ifade edilmektedir. Kan yağları ve kalsiyum tuzlarının safra içerisinde birikmesi oldukça güçtür çünkü safra sıvısı oldukça etkili bir çözücüdür. Hem kalsiyum ve yağların bölgeye ulaşmasının zor olmasından hem de ulaşanların çözülmesinden dolayı safra kesesi taşı oluşumuna sebep olacak minerallerin ve yağların kristalleşmesi oldukça güçtür.
Safra kesesi taşı genetik midir?
Safra kesesi taşının oluşumunda bazı genetik faktörler de bulunur. Özellikle safra sıvısının sürekli olarak yüksek seyrettiği hastalarda taş oluşma ihtimali çok daha yüksektir. Kan yağlarının yüksek olmasına sebep olabilecek metabolizma hastalıklarına yatkınlık, kalsiyum tuzlarının kanda yüksek miktarda seyretmesi, bağırsak fonksiyonları ile ilgili genetik problemler de safra kesesi taşlarının oluşumunu destekleyebilmektedir. Yine de asıl sebebin beslenme alışkanlıkları olduğu söylenebilir.
Safra kesesi taşı kendiliğinden yok olur mu?
Safra kesesi taşlarının yüzde doksan kadarına cerrahi müdahale yapılması gerekmez. Özellikle üç milimetreden daha küçük olan safra kesesi taşlarının kendi kendine yok olması ihtimali vardır. Bunu yapmak için de safra sıvısının etkisinin artırılmasına yardımcı olan ilaçlar kullanılabilir. Safra kesesi taşı bazen safra kanalını izleyerek bağırsaktan vücudu terk edebilir. Üç milimetreyi aşan taşların ise kendi kendine yok olması oldukça güçtür.
Safra kesesi taşı belirtileri nelerdir?
Safra kesesinde oluşan taşlar safra sıvısının akımına ciddi manada etki oluşturmadıkları müddetçe pek belirti vermezler. Eğer sıvının akması yavaşlıyor ya da tamamen kesiliyorsa şu belirtiler ortaya çıkar: Özellikle besin tüketiminden sonra karında şiddetli ağrı. Mide ile bağırsağın birleştiği noktada, karnın tam ortasında ciddi kramplar. Sürekli mide bulantısı ve zaman zaman kusma. Ağıza kötü tat gelmesi ve ağzın kokması. Yağlı yiyeceklere karşı mide bulantısı.