Burun (Geniz) Eti Tedavisi
- Sık Sorulan Sorular
- Geniz Eti Ameliyatının Riskleri Nelerdir?
- Geniz Eti Ameliyatı Yapılan Hastaneler?
- Geniz Eti Ameliyatı Horlama Oluşabilir mi?
- Geniz Eti Ameliyatı Edilmeden Tedavi Edilebilir mi?
- Geniz Eti Olan Kişilerde Çene ve Yüz bozuklukları Tedavisi Nasıl Yapılır?
- Geniz Eti Olan Kişilerde Ölüm Riski Doğuran Durumlar Nelerdir?
- Geniz Eti Neden Oluşur?
- Geniz Eti Ameliyat Edildikten Sonra Ne Sıklıkta Tekrar Eder?
- Geniz Eti Tedavisinde Kullanılan Yöntemlerin Yan Etkileri
- Geniz Eti ve Bademcik Ameliyatı Benzer Ameliyatlar mıdır?
- Geniz Eti Ameliyatı Sonrasında Uyku Düzeni Sağlanabilir mi?
- Bebeklerde Geniz Eti Ameliyatı Yapılabilir mi?
- Lazerle Geniz Eti Tedavisi Yapılabilir mi?
- Geniz Eti Ameliyatı Olan Kişiler Spor Yapabilir mi?
- Geniz Ameliyatı Sonrasında Zekâ Geriliği Problemi Çözümlenebilir mi?
- Geniz Eti Ameliyatını Hangi Bölüm Uzmanları Yapar?
- Geniz Eti Tedavisinde Kullanılan İlaçlar Nelerdir?
- Geniz Eti Olan Kişiler Günlük Yaşantısında Sprey Kullanabilir mi?
Geniz eti, çocukların ya da bebeklerin hasta olmaması için genizde bulunan parça olarak bilinir. Tıptaki adı ise adenoidtir. Bu parça belli bir yaşa kadar varlığını korur ve sonrasında kendiliğinden küçülerek kaybolur. Ancak bazı kişilerde geniz eti küçülmek yerine zamanla daha da büyümeye başlar. Burun geniz eti büyümeye başladığında burun tıkanıklığı ya da nefes almada zorluk gibi belli sorunlara yol açar. Horlama, ağız açık şekilde uyuma ya da ağız suyunun akması gibi problemler ise yine burun geniz etinin büyümesinden kaynaklı olarak gelişme gösterir.
Bu durum çocuklarda görülebileceği gibi yetişkinlerde de karşılaşılan durumlar arasında yer alır. Hastaların çoğu tıkalı burun şikâyeti ile uzmanlara başvurur. Halk arasında yoğun bir şekilde rahatsızlık görülebildiğinden dolayı tedavi çeşitleri de şekillenmiştir.
Geniz eti nedeniyle hastaların pek çoğunda ağızda kuruluk, ağız kokusu, burundan konuşma ya da buna benzer şikâyetler oluşabilir. Bu nedenle de hastalık ile ilgili en uygun tedavi yöntemlerinin uzmanlar tarafından belirlenmesi gerekir. Normal boyutlu burun geniz eti herhangi bir semptom göstermez ve herhangi bir soruna yol açmadan ergenlik çağında kaybolur. Ancak, tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonu olan bazı çocuklarda, çocukluk döneminde kalıcı olarak hipertrofiye dönüşerek büyüyebilirler.
Hipertrofiye adenoidler, burun boşluğundan hava geçişini engelleyerek, gürültülü solunum, ağızdan sürekli soluma, uyku apnesi, gece horlaması, burun sesi ve tıkalı bir kulak hissi gibi değişikliklere neden olabilir.
Hipertrofile adenoidler sadece 7 yaşından sonra gerilemeye başlar. Çoğu çocuk 2 veya 3 yıldan beri komplikasyonları olduğundan, bu genellikle en az 4 yıl tekrarlayan enfeksiyonlar, nefes almada zorluk, etkisiz uyku ve yüz anatomisinde değişiklikler anlamına gelebilir.
Burun Geniz Eti Tedavisi Hakkında
Büyük adenoidler için tek tedavi adenoidektomi denen ameliyattır. Adenoidler zamanla kendiliğinden geriledikçe, cerrahi endikasyonlar iyi yapılmalı, cerrahi riskler hava yollarının tıkanmasının neden olduğu komplikasyonlar ile tartılmalıdır. Adenoid uzaklaştırma cerrahisi genellikle hava yollarının ciddi tıkanıklığı olan çocuklarda, özellikle uyku zorluğu olan 3 veya 4 yaşlarında, orta kulak iltihabı veya tekrarlayan sinüzit ile endikedir. Daha hafif vakalarda, krizler sırasında (bademcik iltihabı / adenoidit) antibiyotik ve kortikosteroidler ile tedavi yapılır ve cerrahi endikasyon yoktur. Adenoidlerin çıkarılması için cerrahi prosedür sırasında bademcikler de sıklıkla çıkarılır. Adenoid problemlerinin gelişmesine neden olan faktörler, yani nedenleri tam olarak anlaşılamamıştır. Adenoid hipertrofi hakkında, bilinen bir özellik, çocuğun karakteristik özelliği olmasıdır, bu nedenle bazılarının normal büyümesi ve diğerlerinde ise artacaktır. Çocuk rinit, astım, atopik dermatit veya diğer alerjik veya solunum semptomları olsa bile bu bağımsızdır. Yetişkinlerde hipertrofi, HIV enfeksiyonu gibi diğer sağlık sorunları ile ilgili olabilir. Ayrıca, yetişkinlerde adenoidin artmasıyla birlikte marihuana veya türevlerinin kullanımını ilişkilendiren çalışmalar da vardır. Adenoidit en yaygın nedeni viral bir enfeksiyondur; ancak bazı çocuklar bakteriyel ve tekrar türüne daha yatkındır. Adenoiditin aynı zamanda kulaklara bağlantıları bulunur. Hastalık burun ve boğaz arasındaki konumu, rinit, sinüzit ve hatta kulak enfeksiyonları ile ilgilidir. Solunum güçlükleri gece daha yaygındır, çünkü uyuduğumuzda kaslarımız gevşer, böylece hipertrofile adenoid tarafından solunum yollarının tıkanıklığı artar. Büyük adenoidleri olan çocuklarda sık sık kâbuslar, düzensiz uyku, türbülanslı uyku ve gece apnesi adı verilen kısa süreli solunum durması görülür. Çocuk kötü uyur ve günü rahatsız, yorgun ve uykulu bir şekilde geçirir.
Adenoid hipertrofisi çocukların ağızdan ısrarla nefes almasına neden olur, bu da yüz ve dişlerin anatomisinde değişikliklere neden olur ve adenoid fasiyes denen bir görünüme neden olur. Adenoid faciesi olan çocuklar, karakteristik olarak uzun bir yüze, belirgin büyüklüğe sahip dişlere, kümelenmiş dişlere, kötü gelişmiş çene, kısa üst dudağa, yüksek burun deliğine ve kemerli bir damağa sahiptir.
Burun (Geniz) Eti Tedavisi Türleri
Burun geniz eti dünya genelinde yaygın olarak görülen rahatsızlıklar arasında yer alır. Hastaların çoğu ise horlama adı verilen durum ile karşı karşıya kaldığından dolayı uzmanlara bu şekilde başvurur. Ağızdan nefes alıp verme, burundan nefes alamama ya da horlama gibi şikâyetlerin tamamı burun geniz etinin yeniden büyümesi sebebiyle ortaya çıkar. Hatta yetişkinlerde de görülen yaygın semptomlar arasında bulunur. Bu nedenle de hastalar kulak burun boğaz birimlerinden randevu alarak öncelikle muayenelerini gerçekleştirmelidir. Bu sayede durumun geniz etinden mi yoksa başka bir rahatsızlıktan mı kaynaklandığı da kolaylıkla saptanabilir.
Tedavi türlerinden bahsedildiği zaman ise genellikle hastalar için cerrahi müdahaleler uygulanır ve burun geniz etinin çıkarılması ile sorundan kurtulmak mümkün olur.
Burun geniz eti cerrahisi çocuklara ve yetişkinlere uygulanabilen müdahaleler arasında yer alır. Özellikle 7-8 yaşlarındaki çocuklarda yeniden büyümeye başlayan bu parça, solunum yollarının tıkanmasına ve kalitesiz bir uykuya neden olduğundan dolayı çocukları ve ebeveynleri rahatsız etmeye başlar.
Tedavi sürecinde olumlu yanıt alabilmek için ise kişilerin mutlaka uzman bir hekimden yardım talebinde bulunmaları gerekir.
Halk Yöntemleri
Her şeyden önce, adenoidin, burun boşluklarının arkasındaki bölgede ve ağzın çatısının üstünde bulunan bağışıklık sisteminin bütünleyici bir organından oluştuğu vurgulanmalıdır. Yaygın olarak "süngerimsi et" olarak bilinen bu organ, vücudu virüsler ve bakteriler gibi yabancı maddelerden korumak için antikor üretme misyonuna sahiptir.
Genel olarak, kişinin ağzı açıldığında adenoid görünmez. Yaşamın ilk yıllarında boyutu arttıkça, 6 ile 7 yaş arasında azalmaktadır. Fakat bazı kişilerde bu doku büyümeye devam eder ve nefes alma sorunlarına yol açar. Bu durumun tam olarak nedeni bilinmiyor. Fakat bazı enfeksiyonlar büyümeyi tetikleyebiliyor. Halk arasında yaygın olan geleneksel yöntemler de enfeksiyonların önlenmesi ve çabuk atlatılmasına yöneliktir. Yani zaten büyümüş bir geniz etini bu yöntemler tedavi etmez. Bunun için doktora başvurmak gerekir. Aşağıda bulunan gıdalar aracılığı ile enfeksiyonların iyileşmesi kolaylaştırılabilir.
Çiğ sarımsak yemek: Sarımsak, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkili olan, enfeksiyon süreçlerine karşı mücadelede en güçlü müttefiklerden biridir. Bu nedenle, her gün en az 2 dişi çiğ sarımsak yemek tavsiye edilir, tercihen salatalıklarda limon ve zeytinyağı ile iyice doğranır ve karıştırılır.
Zencefil çayı içmek: Zencefil çayı, boğazın sağlığında ve bağışıklık sisteminin savunmasında mükemmel bir müttefik olarak kabul edilir. Bu nedenle, bu çayın haftada en az 3 kez yutulması veya zencefilin (toz veya taze) yemek hazırlığında karıştırılması tavsiye edilir.
Ayrıca, hastanın durumunun ciddiyetine bağlı olarak, adenoid bademcik çıkarılması için gerekli olan cerrahi bir prosedürdür. Uzmanlara göre, bu ameliyat herhangi bir hasar veya solunum sistemine zarar vermez. Aksine, adenoid ile ilgili sorunlardan mustarip kişinin yaşam kalitesinde iyileşme sağlar.
Burun İçine Damla ve Solüsyonlar
Burun geniz eti tedavisinde bazı spreyler ya da solüsyonlar tedavi için uygulanabilir. Aslında bezde bulunan sümüksü yapıdan kaynaklanan burun tıkanıklıklarının solüsyon ya da damlalar ile ortadan kaldırılabilmesi mümkün olabilmektedir. Tuzlu su ile burun içinin yıkanması ya da temizlenmesi bu durumda kalıcı sonuçlar verebilir.
Aynı zamanda deniz ya da okyanus suyu da burun eti tedavisi için uygun alternatifler arasında yer alır. Hastalar KBB uzmanı tarafından reçete edilen ilaçları kullanarak kısa bir süre içinde tedaviye yanıt verebilir. Özellikle daha koyu kıvamlı burun spreyleri bu noktada etkili rol oynar. Asıl amaç genizde bulunan horlamaya ve tıkanmaya neden olan yapının bozulması ve hastanın rahatlatılması şeklinde işler.
Aslında geniz eti için kullanılan spreyler geniz etinin küçültülmesine değil; rahatsızlığın belirtilerinin tamamen ortadan kaldırılmasına fayda sağlar. Bu nedenle de uzmanlar daha rahat bir uyku ve sosyal hayat için sprey veya solüsyonlar reçete eder.
Oral İlaçlar
Burun geniz eti tedavisinde nefes alma sorunları bir enfeksiyondan, alerjiden veya başka bir hastalıktan kaynaklanıyorsa tedavide ilaçlar kullanılabilir. Bunlar genellikle antibiyotik, ağrı kesici ve ateş düşürücü gibi ilaçlar olur. Fakat nefes yollarını tıkayacak büyüklükte bir geniz eti varsa bunun çözümü ilaçla sağlanamaz. Küçük bir işlemle dokunun çıkarılması gerekir.
İnhalasyon
İnhalasyon, burun geniz eti tedavisi için buhar yöntemi olarak bilinir. Kaynar suyun içine eklenen çözücü maddenin akciğerlere kuvvetli bir şekilde solunması sonucunda inhalasyon işlemi gerçekleştirilmiş olur. Burun geniz eti tedavisi için de bu durumdan sıklıkla söz edilebilir. Uzmanlar hastalara farklı ilaçlar ya da ürünler reçete ederek hastaların rahatlamasını sağlar. Böylece burun geniz eti nedeniyle ortaya çıkabilecek komplikasyonların ve belirtilerin de önüne geçilmiş olur. Burun geniz eti tedavisi için halk arasında sıklıkla kullanılan yöntemler arasında yer alması da bu yöntemin tercih edilmesinde etkili rol oynar.
Nebulizatör Cihaz Yöntemi
İnhalasyon rotası şu anda solunum yolu hastalıklarının tedavisinde ilaçların uygulanması için tercih edilen yol olarak kabul edilmektedir ve özellikle astım ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı gibi kronik patolojisi olan hastaların yaşam kalitesini iyileştirmeye katkıda bulunmuştur ( KOAH).
Solunum hastalarının bireysel ihtiyaçlarına ve özelliklerine göre ayarlanabilen yeni ilaçların ve yeni inhalasyon cihazlarının görünümü, günlük klinik uygulamada reçetelerinin giderek artmasına katkıda bulunur.
İnhalasyon yolu, oral ve parenteral yollarla karşılaştırıldığında, daha az yan etki ile ilişkili olan daha düşük doz terapileri kullanarak daha hızlı ve etkili bir rol oynar.
Burun geniz eti tedavisinde kullanılan bu cihazlar ile süngerimsi yapının küçültülmesi, birtakım ilaçlar ile gerçekleştirilir. Böylece genizde bulunan etin ekarte edilmesi ve hastanın rahatlaması sağlanır.
Plasma Yöntemi
Eskiden burun etinin alınması için kürtaj adı verilen bir teknik kullanılmaktaydı; ancak teknolojinin her geçen gün gelişmesi ile birlikte plasma adı verilen yöntem uygulanmaya başlandı. Plazma enerjisi sayesinde geniz eti konusunda sorun yaşayan kişiler ağrı ya da acı hissetmeden bu ameliyatı olabilmektedir. Tuzlu su ile ortamın hijyeninin sağlanması aracılığı ile uygulanan bu teknik, bademcik ameliyatlarında da rahatlıkla uygulanır. Hastaların geniz eti yumuşatıldıktan sonra vakumla çekme işlemi gerçekleştirilir ve kanamaya mahal vermeden parça rahatlıkla ayrılır. Ameliyat aşamasında en büyük avantaj ise ameliyat mikroskobunun kullanılabilmesi ve alınacak parçanın 10 kat daha fazla büyütülüp görülebilmesidir. Kanama ya da komplikasyon riski ise diğer ameliyat türlerine göre çok daha azdır.
Burun geniz eti tedavisi için uzmanlar kürtaj yerine artık sıklıkla plazma yöntemini tercih eder. Hem uzmanlar daha rahat hareket edebilmekte hem de hastalar olumsuz durumlar ile karşı karşıya kalmamaktadır.
Cerrahi Operasyonlar
Geniz eti tedavisinde eğer hastanın şikâyetleri devam ediyor ve durum ile alakalı bir çözümden bahsedilemiyorsa mutlaka cerrahi müdahaleye başvurulur. Bunun için ise geniz eti ameliyatından bahsedilebilir. Cerrahi müdahalenin tercih edileceği zamanlar ise uyku apnesi, yorgunluk ya da aşırı horlama gibi durumlarda yapılır. Cerrahi müdahalelerin kişiler için herhangi bir riski bulunmaz; ancak ameliyatların mutlaka uzman olan kişiler tarafından yapılması gerekir. Ameliyatlar ise anestezi ile gerçekleştirilir ve hastalar herhangi bir şey hissetmezler.
Geniz Eti Ameliyatının (Adenoidektomi) Gerekli Olduğu Durumlar
Adenoid, immünolojik olarak aktif bir organdır ve tüm üst sindirim yolunun immünitesini artırma işlevine sahiptir. Bu işlev, esas olarak tekrarlayan enfeksiyonlar veya hipertrofiden (adenoidin genişlemesi) dolayı, Adenoidektomi adı verilen bir ameliyat ihtiyacına neden olabilen, tehlikeye girebilir. En yaygın endikasyon horlama ve ağızdan solunum yapan çocuklarda görülür. Bu genellikle artmış adenoidin neden olduğu burun tıkanıklığına bağlıdır, uygun tedavi edilmezse, kraniofasiyal gelişimin kötüleşmesine neden olabilir. Halk arasında horlama ya da aşırı burun tıkanıklığı gibi durumlar ile karşı karşıya kalan kişiler bu ameliyat için uygun olan kişilerdir. Burun geniz eti tedavisinde hastalar için en uygun yöntem olan cerrahi, geniz eti şikâyetlerinin çözülebilmesi için kesin çözümdür.
Uyku Apnesi
Uyku apnesi, uyku bozukluğu olan kişilerde birkaç defa uyanma şeklinde ifade edilebilir. Genellikle nefessiz kalarak uyanma şeklinde seyreder. Obstrüktif uyku apnesi hastalığı olan kişiler, yaşam standartlarında bir değişiklik olduğunu genel olarak anlamamaktadırlar. Dünya genelinde büyük bir kısım uyku apnesi ile mücadele eder; ancak bu durumun farkına bile varmaz.
Uyku apnesinin iki türü bulunmaktadır.
Obstrüktif uyku apnesi: Bu hastalığın en fazla denk gelinen hali olmakla beraber, uyku halinde boğazdaki kas yapısının gevşemesi ile, solunum yolunun daralması ve kapanmasıyla hastada solunum problemleri yaşanmasına neden olmaktadır. Böyle bir durumun oluşması kanda yer alan oksijen seviyesinin düşmesine neden olacaktır. Bunların sonucunda beyin vücutta bazı fonksiyonların yanlış çalıştığını anlamaktadır. Rahat nefes alınmaması sonucunda, hastalar belirli bir süre uyku durumundan uyanacaklardır.Tekrardan nefes alınabilmesi adına solunum yolları açılır ve herşey normale dönmektedir. Bu problemin uyku süreniz boyunca devam ettiğini düşünürseniz, oluşabilecek ciddi riskleri de anlayabiliyorsunuz demektir.
Obstrüktif uyku apnesi sırasında, kişi boğulmaya benzer bir horlaması veya sesi vardır. Günlük yaşantınızda oluşabilecek uyku düzensizliği, kişinin derin uyku durumuna ulaşmasını engeller ve kişinin uyku halinin devamlılığını sağlar.
Merkezi uyku apnesi: Diğer apne türüne göre daha az görülmekle beraber, beyinde yer alan solunum sinyallerinde oluşan kopukluk nedeniyle oluşmaktadır. Bu tip apne problemleri yaşayan kişiler, uyku aşamasında nefes darlığı nedeniyle uykularından uyanma şikayetleri ve kalitesiz uykudan şikayet etmektedirler. Obstrüktif uyku apnesinde de olduğu gibi bu uyku apnesi türünde de hastaların gün içerisinde uyuklama problemleri yaşadıkları gözlemlenebilecektir.
Obstrüktif uyku apnesi için ana neden solunum yolunun tıkanmasıdır. Uyku apnesi oluşmasının en büyük özelliklerinden bir tanesi de obezite ile beraber bademciklerin ve boyun bölümünün genişlemesi gösterilebilmektedir.
Merkezi uyku apnesinin en yaygın nedeni kalp yetmezliği ve daha seyrek olarak inme, travmatik kök yaralanması, opioid kullanımıdır (ağrı kesici ilaç). Burun geniz eti rahatsızlığı yaşayan kişilerde bu durumlara sıklıkla rastlanır.
Uyku apnesi, çocuklarda da görülebilir. Bu hastalığın yanında oluşabilecek risklerde doktorlar taraından hastalara aktarılmaktadır. Bu hastalığa yakalanmak için belli başlı şartlar olmamakla beraber, 50 yaş üzerinde yer alan erkeklerde görülme sıklığı oldukça fazladır. Erkeklerin bu hastalığı yaşama olasılığı, aşırı kilolu kadınlara oranla 2 kat daha fazla olacaktır.
Uyku apnesinin yaygın belirtileri ise şöyledir:
- Hipersomni (aşırı gündüz uyku hali),
- Geceleri ani nefes darlığıyla uyanma,
- Kuru ağız ile uyanma,
- Sabah baş ağrısı,
- Uykusuzluk,
- Dikkat eksikliği,
- Kötü bir gece uykusundan kaynaklanan gün içinde tahriş, sinirlilik ve sabırsızlık,
- Unutkanlık.
Sürekli Burun Tıkanıklığı ve Ağız Solunumu
Burun geniz eti büyümesi olan ve sorunlar yaşayan kişilerde en yaygın problemlerden biri de burun tıkanıklığı ve ağızdan nefes alma yer alır. Hastalar bu tarz şikâyetler ile uzmanlara başvurduklarında genel olarak cerrahi müdahale cevabını alırlar. Geniz etinin alınması sonucunda pek çok semptom ise ortadan kalkar. Burun tıkanıklığı gün içinde yaşanırken gece saatlerinde daha yaygınlaşır. Yatış pozisyonu da burun tıkanması konusunda etkili faktörler arasında yer alır. Hastalar her ne kadar uykuya ağızları kapalı bir şekilde dalsalar da uykunun derinleştiği zamanlarda ağız açılmaya başlar. Ağız kokusu ya da ağız kuruluğu da bu durumun bir belirtisi niteliğini taşır.
Ağız solunumu gece boyunca devam ettiği için kuruluk ya da ağız suyunun dışarı akması gibi durumlardan da söz edilebilir. Özellikle hastalık ile mücadele etmeye çalışan kişiler bu tür durumlar ile sık sık karşı karşıya gelir. Kalitesiz bir uyku da ağız solunumu gerçekleştiren kişilerin başlıca sorunudur.
Kalp Yetmezliği
Kalp yetmezliği de konjestif kalp yetmezliği olarak adlandırılan rahatsızlıklar arasında yer alır. Kalp artık kan pompalama konusunda işlevini yitirdiğinde ortaya çıkar.
Kalp yetmezliği esas olarak iki tipe ayrılabilir:
- Sistolik kalp yetmezliği: Kalp kası düzgün bir şekilde kanı pompalayamadığında veya dışarı çıkaramadığında ortaya çıkar.
- Diyastolik kalp yetmezliği: Kalp kasları sertleşir ve kolayca kanla dolamaz.
Her iki problemde ortak bir şey vardır: Kalp artık vücudun geri kalanına yeterince oksijen bakımından zengin kan pompalayamaz. Kalp yetmezliği kronik ani bir hastalıktır, bazen aniden gelişebilir. Rahatsızlık, sağ kalp yetmezliğine veya sol kalp yetmezliğine bağlı olarak kalbin sadece bir tarafını etkileyebilir. Kalbin sadece bir tarafında gelişse de, her iki taraf da zaman geçtikçe etkilenir.
Kalbin pompalama fonksiyonu tehlikeye girdiğinde, kan, örneğin akciğerlerde, karaciğerde, mide bağırsak sisteminde, kollarda ve bacaklarda biriken vücudun diğer bölgelerine geri dönebilir. Bu nedenle hastalığa verilen diğer isim, konjestif kalp yetmezliği olarak bilinir. Sonuç olarak, kanın biriktiği organlara oksijen ve besinler eksiktir.
Dünyada kalp yetmezliğinin en yaygın nedeni, kalp kasına oksijen taşımaktan sorumlu olan koroner damarların daralmasına ve iskemiye ve enfarktüslere yol açabilecek yağ plaklarının varlığıyla koroner arter hastalığının daraltılmasıdır. Kalp kapaklarındaki değişiklikler, kontrolsüz kan basıncı seviyeleri, kalp kas iltihabı, chagas hastalığı ve diğer nedenler de bu klinik duruma yol açabilir.
Kalp yetmezliğine neden olmak için tek bir risk faktörü yeterli olabilir, ancak doktorlara göre faktörlerin bir kombinasyonu da hastalığın riskini artırabilir:
- Yüksek tansiyon,
- Koroner arter hastalığı,
- Kalp krizi,
- Diyabet ve hastalığı tedavi etmek için bazı ilaçlar,
- Uyku Apnesi,
- Konjenital kalp hastalığı,
- Virüs enfeksiyonu,
- Alkol tüketimi,
- Aritmi gibi düzensiz kalp atımlarıdır.
Gelişim Geriliği
Çocuk beklenenden daha az büyüdüğünde yavaş büyüme anlamına gelir. Yavaş büyümeye eşlik eden belirtiler, değişimin yoğunluğuna bağlı olarak büyük ölçüde değişir. Örneğin kromozomal, endokrin veya kemik malformasyonlarında görülen belirgin değişiklikler erken teşhis edilir.
Genelde, hastalıklar çocuklarda yavaş büyümenin sebebi olabilir. Bunlar arasında şunları listeleyebiliriz:
- Anemi,
- Enfeksiyonlar,
- Kardiyolojik değişiklikler,
- Alerjiler, özellikle yemek,
- Ayrıca genetik, diyet ve diğer yaşam tarzı gibi faktörler çocuklarda yavaş büyümenin sebebi olabilir. Bir diğer önemli ayrıntı ise uyku apnesi olarak bilinir. Kaliteli uyku uyuyamayan çocuklarda gelişim geriliğinden söz edilebilir.
Büyümenin hızı, iki türe ayrılabilen farklı faktörler tarafından tanımlanır:
- Rahim içi faktörler: Gebeliği sırasında, genetik miras, göz rengi, cilt rengi ve aile hastalıkları (atopyalar, kalp hastalıkları, obezite, neoplazi) ile ilgili özellikler gibi sabit karakterleri içerir. Bir aile grubunda insanlar aynı şekilde hastalanırlar. Astımlı bir ailede, astımlı çocuklara ve diğer genetik kalıtım hastalıklarına sahip olma ihtimalimiz daha yüksektir.
- Ek olarak, hamilelik sırasında annenin dinlenmeye, yeterli egzersize, beslenmeye ilişkin olarak ilgilenmesi önemlidir. Önemli olarak alkol tüketmez ve az miktarda yağ tüketir. Bunlar kontrol edilebilir faktörlerdir.
- Fakat bazı intrauterin faktörler, aşağıdaki gibi annenin kontrolünün ötesindedir:
- Fetüsü tehlikeye atan kromozomal sendromlar,
- Endokrin değişiklikler: Hipofiz cüceliği ve kızlarda Turner sendromu (cinsiyet kromozomu kusuru)
- Konjenital sendromlar, örneğin cücelik.
- Bu gibi durumlarda, çocuk kendi potansiyelini geliştirememekte ve kısa boylu bir boyuta götürmektedir.
Ekstrauterin faktörler: Bunlar doğumdan sonra ortaya çıkanlardır ve şunları içerebilir:
- Yeni doğan anoksisi, çocuğun gelişimsel bir gecikme yaşadığı ancak daha geç yaş için normal değerlere ulaştığı prematürite gibi doğum koşulları,
- Emzirmede sorunlar,
- Erken çocukluk döneminde uygun beslenme,
- Fiziksel egzersizlerin yokluğu,
- Mahrumiyetsiz çevre,
- Kronik hastalıklar,
- Kortizon gibi ilaçlar.
Konuşma Bozuklukları
Bu konuşma bozuklukları, kelimeleri açıkça konuşabilme yeteneğini etkiler. Konuşma bozukluğu olan birçok insanın anlama veya akıl yürütme konusunda bir problemi bulunmaz. Bu sorunlar ayrıca tını, kalitesi ve hacmi de dâhil olmak üzere ses bozuklukları ile ilişkili olabilir.
Hastalıkların tanı ve tedavisi, konuşma terapisti tarafından nörolog, çocuk doktoru, fizik tedavi uzmanı, ortodontist, kulak burun boğaz uzmanı, psikolog ve mesleki terapist gibi diğer profesyonellerle birlikte yapılır. Burun geniz eti sonucunda aşırı büyüme oluştuğundan dolayı çocuklarda ya da yetişkinlerde konuşma bozuklukları görülebilir. Bu tür durumlarda konuşmanın düzeltilebilmesi için ise kesin olarak cerrahi müdahaleye başvurulur.
Kronik Geniz Akıntısı
Burun geniz eti nedeniyle hastalarda kronik geniz akıntıları yaşanabilir. Bu durumun temel nedeni ise genizde bulunan sümüksü yapının belli bir süre sonunda akmaya başlaması ve kişilere rahatsızlık vermesidir. Konuşmaya ya da uykuya olumsuz etkisi bulunan bu rahatsızlık zaman içinde daha da ilerlemeye başlar. Bu tür durumlarda ise cerrahi müdahale önerilir. Uzmanlar geniz etini alarak genizdeki akıntıların da önüne geçmeyi başarır. Alanında uzman olan hekimler ile yapılan görüşmeler neticesinde cerrahi müdahaleler yeterli olmaktadır.
Orta Kulak Enfeksiyonu
Farklı kulak enfeksiyonu tipleri olmasına rağmen, en yaygın olarak kulak zarının arkasında bulunan orta kulak iltihaplanması ve enfeksiyonu içeren akut orta kulak iltihabı adı verilir. Daha fazla çocuğu etkileyen virüs veya bakterilerin neden olduğu ağrılı bir enfeksiyondur.
Bir kulak enfeksiyonu, bireyin orta kulağında bulunan bakteri veya virüslerden kaynaklanır. Bu tip iltihapların, influenza veya alerjiler gibi diğer hastalıkların bir belirtisi olarak ortaya çıkması yaygındır; ancak diğer nedenler semptomların başlangıcına yol açabilir.
Bu nedenlerden biri orta kulaktan çıkan ve orta kulak tarafından normal olarak üretilen sıvının drenajından sorumlu olan orta kulaktan çıkan ve boğazın arka kısmına ulaşan işitme tüpünün tıkanmasıdır. Bu tüp tıkanırsa, sıvı birikir, aynı zamanda bölgede bakteriler veya virüsler biriktirir ve böylece enfeksiyona neden olur. Kulak iltihabı bebeklerde ve çocuklarda yaygındır çünkü işitme tüpü kolayca tıkanabilir.
Benzer şekilde, burun geniz etindeki iltihap da akut orta kulak iltihabına neden olabilir. Adenoidler burun arkasına yerleştirilmiş küçük iş parçalarıdır ve işitme tüpüne çok yakındır. Adenoidlerin iltihaplanması veya genişlemesi tubayı tıkayabilir ve sonuç olarak orta kulak iltihabına neden olabilir.
Kulak enfeksiyonu da füzyondan kaynaklanabilir. Orta kulakta sıvı birikmesinin, yalnızca bakteri veya virüs tarafından enfekte edilmeden oluştuğu, ortak iltihaplanmaya tam olarak eşittir. Bu tür iltihaplanma, otitis iyileştikten sonra bile, sıvı birikimi hala devam ederek, bir kez daha enfeksiyona neden olduğu için ortaya çıkabilir.
Bazı risk faktörleri, kişinin kulak iltihabı geliştirme şansını artırabilir. Bunlar:
- Yaş: Altı ay ile iki yaş arasındaki çocuklar bu tip iltihaplara daha duyarlı olma eğilimindedir; çünkü bu yaşta işitme tüpü hala çok küçüktür ve bağışıklık sistemi çok zayıf gelişmiştir.
- Aglomerasyonlar: Pek çok insanın bulunduğu yerler sık sık kulak enfeksiyonları olasılığını artırır; çünkü soğuk algınlığı ve grip yakalama şansı da önemli ölçüde artmaktadır.
- Biberon: Bir şişeden süt içerken süt içen çocuklar, anneleri tarafından emzirilen çocuklardan daha fazla kulak iltihabına sahip olma eğilimindedir.
- Daha hızlı mevsimler: Sonbahar ve kış aylarında, kulak enfeksiyonlarının görülme sıklığı diğer mevsimlere göre artar. Bu soğuk dönemlerde soğuk algınlığı ve grip daha yaygındır.
- Kötü hava kalitesi: sigara dumanına maruz kalmak ve kötü hava kalitesi, çok fazla kirlilikle birlikte, iltihaplanma riskini de artırabilir.
Orta kulak iltihabı semptomları, bireyin yaşına göre değişir. Çocuklarda en yaygın inflamasyon belirtileri şunlardır:
- Kulak ağrısı,
- Kulağı itmek ve çekmek,
- Zor uyku,
- Her zamankinden daha fazla ağlamak,
- Sinirlilik,
- Duyma ve seslere cevap verme zorluğu,
- Denge kaybı,
- Yüksek ateş,
- Sıvıların kulak kanalından drenajı,
- Baş ağrısı,
- İştah kaybı.
Yetişkinlerde ise;
- Kulak ağrısı,
- Sıvıların kulak kanalından drenajı,
- Azalmış işitme.
Orta kulak iltihabı gelişen kişilerde burun geniz eti ile alakalı pek çok şikâyetten bahsedilebilir. Bu tip durumlarda hastalar mutlaka cerrahi müdahale ile kontrol altına alınır.
Tümör Şüphesi
Hastaların beyin ya da farklı bir organ ile alakalı tümör şüphesi bulunuyor ise durumun daha da kritik bir hal almaması için cerrahi müdahaleye başvurulur. Tümör şüphesi, nöroloji uzmanları tarafından değerlendirme altına alınır. Bu sayede hastaların cerrahi müdahaleye dâhil olarak olası semptomlardan kurtulma şansı da bulunur.
Ağız Kokusu
Ağız kokusu, burun geniz eti büyümesi sonucu yaygın olarak görülen sorunlar arasında yer alır. Gece boyunca ağzın kuru kalması ya da ağız suyunun akması nedeniyle sabah ya da gece ağız kokusu oluşur. Bu durum son derece rahatsızlık verici olduğundan dolayı eşler arasındaki ilişkiyi de zedeler. Çocuklarda geniz eti büyümesine bağlı olarak ağız kokusu da oluşabilir. Bu tür durumlarda daha ileri safhalara varılmadan cerrahi müdahale yapılması şart haline gelir. Hastalıkla mücadele eden kişilerin ağız kokusunun sonlandığı ise KBB uzmanları tarafından da sıklıkla belirtilir. Ağız kokusu oluşan kişilerin ise yapması gereken mutlaka bir KBB uzmanına danışmak ve ne tür bir tedavi yöntemi uygulanacağı konusunda danışmak olacaktır.
Çocuklarda Geniz Eti Ameliyatları
Çocuklukta neredeyse klasik olan bir cerrahi prosedür vardır: adenoid ekstraksiyon, yaşamın ikinci ayında ortaya çıkan burun ve boğaz arasında geçiş bölgesinde yer alan lenfatik doku oluşumu anlamına gelir. Burun geniz eti ergenlik döneminde maksimum boyutlarına ulaşır, bu noktada azalmaya başlar. Kronik enfeksiyon çocukluk döneminde ortaya çıkar; ancak ekstraksiyonu (adenoidektomi) sadece kalıcı burun tıkanıklığı ve sık görülen enfeksiyon vakalarında doğrulanır. Yetişkinlerde istisnai bir durum olarak gözlenir.
Adenoidler, burnun arkasında bulunan bademciklere benzer bir doku tarafından oluşturulur. Ağzı incelerken görünmezler; çünkü damağın arkasında gizlidirler. Bademcikler ile birlikte, bulaşıcıdan tümöral süreçlere maruz kalabilirler. En sık görülenler viral veya bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklanan enflamasyonlardır (örneğin bademcik iltihabı).
Bilim adamları, adenoidlerin bağışıklık sisteminin bir parçası olarak çalıştıklarını, vücudu istila etmeye çalışan mikropları filtrelediklerini ve mikropların anti-vücutlarının gelişmesine yardımcı olduklarına inanırlar. Bu, hayatın ilk yıllarında, yıllar içinde daha az önemli hale gelir. Uzmanlar, adenoidlerin ekstraksiyonunun, sadece sürekli burun tıkanıklığı veya tekrarlayan enfeksiyonlarda, sık sık kulak iltihabına veya bir veya her iki kulakta da kalıcı sekresyona neden olduğu konusunda haklıdır. Tanı koymak semptomlara, fizik muayeneye ve radyografik çalışmaya dayanır. Burun geniz eti sorunu ile karşı karşıya kalan çocuklarda sık görülenler:
- Ağızdan solumada yaşanan zorluklar,
- Burun tıkanmış gibi konuşma,
- Yüksek sesle neve alma,
- Uyku sırasında horlama,
- Burunda sürekli mukus bulunan burun akıntısı,
- Gece öksürüğü,
- Özellikle bebeklerde genel yan etkiler ve kilo kaybı,
- Ateş.
Adenoidektomi ağızdan girilen ve burun geniz etinin çıkarılması ile yapılan bir müdahaledir. Bir tıbbi alet yardımı ile yapılır. Hızlı bir müdahale ile yarım saat içinde tamamlanır. Kulakta orta kulak iltihabı gibi sorunların oluşmaması için tüp yerleştirilir. Havalandırma tüpü yerleştirildikten 3 ay ile 1 yıl sonra kendiliğinden dışarı atılır ve genellikle kulak zarı tamamen kapanır. Hastaların ameliyattan 8 saat önce yemeyi bırakmaları gerekir. Ameliyat genel anestezi altında, cerrahi merkezde, bir anestezist gözetiminde ve tüm sabitleri kontrol ederek ve riskleri en aza indirerek yapılır. Cerrah, adenoidleri ağızdan, deride kesi yapmadan çıkarır. Adenoidlerin ekstraksiyonu vücudun savunmasını olumsuz yönde etkilemez. Adenoidlerin işlevi vücudun diğer dokularından sağlanacaktır. Çoğu durumda, hastanede kalış süresi 5 ila 10 saattir. Hasta taburcu olduğunda, kulak burun boğaz uzmanı antibiyotik tedavisi yazacaktır. Ağrı sorunu genellikle yaşanmaz.
Geniz Eti Büyümesine Rağmen Ameliyat Yapılmazsa Oluşacak Riskler
Burun geniz eti büyümesi oluşmuş; ancak herhangi bir tedavi yöntemine başvurulmamış ise hastaların belli sorunlar ile karşı karşıya kalmaları söz konusu olabilir. Özellikle belli semptomların gelişmesi ameliyat sürecinin başlamamasından kaynaklı olarak gelişebilir.
Bu tür sorunlar ile karşı karşıya kalan çocuklar genellikle iştahsızdır. Yemek yemediklerinden dolayı gelişim geriliği gibi sorunlar yaşanabilir. Devamlı olarak ağzın açık olarak uyunması nedeniyle mide problemleri yaşanabilir. Ağzı açık bir biçimde uyuyan kişilerde uyku kalitesi düşer. Bu da gün içinde yorgunluk ya da uykusuzluk gibi sorunların oluşmasına neden olabilir. Yani burun geniz eti tedavisinin uygulanmamış olması, hastaların sosyal hayatlarını da etkisi altına almaya başlar. Çocuk hastalarda bu ameliyatın 7 ya da 8 yaşına kadar yapılması gerekir. Aksi takdirde sinüzit gibi problemler de kalıcı olarak yaşanmaya başlanabilir.
Ameliyat Sonrası Tekrar Geniz Eti Oluşumu
Burun geniz eti ameliyatı sonrasında hastalarda yeniden geniz eti oluşumu görülebilir. Bu durum yüksek olasılıkla uzman bir doktor tarafından yapılmamış ameliyatlarda gözlenir. Geniz etinin bir kısmının bırakılması sonucunda yeniden büyümeler yaşanabilir. Bu tür durumlarda ise genellikle revizyon ameliyatları yapılır. Hastaya zamanında müdahale edilmesi ise çok büyük önem arz eder. Çünkü zaman geçtikçe geniz eti kemikleşmeye başlar. Bu durum neticesinde ise soluk almada güçlük, uyku apnesi, şiddetli horlamalar ya da ağızda kuruluk gibi durumlar artış gösterir. Hastaların mutlak suretle durumlarını göz önünde bulundurmaları ve sonrasında bir hekime yeniden başvurmaları önerilir.
Ameliyat Sonrası Komplikasyonlar
Cerrahi bir süreç olduğu için, hastayı ve diğer tüm ameliyatları etkileyebilecek bazı komplikasyonlar vardır. Sadece adenoidektomiden gelen komplikasyonlar, nadir olarak görülür.
Ateş ya da ağrı: Ateş ve boğaz ağrısı veya kulak cerrahisi sonrası 3 ila 10 gün içinde gelip hekim tarafından belirlenen ilaçlarla tedaviye devam edilir.
Kusma: Bazı durumlarda, kusma epizotları, aynı gün ameliyatta ortaya çıkabilir.
Kanama: Cerrahi işlemin ortaya çıkabileceği en yüksek risk, kanama işlemden 10 gün sonra gerçekleşir; ancak daha sonraki yaşamda ortaya çıkabilir. Normalde hacim küçüktür; ancak genel anestezi altında yeni bir cerrahi müdahale ile sonuçlanan hacimlere ulaşabilir.
Nazal ses ve sıvı reflü: Nadiren oluşur ve genellikle kendiliğinden kaybolur. Nadir vakalarda devam edebilir ve yeni bir ameliyat gerektirir.
Enfeksiyon: Frenksin yaygın bakterilerinin neden olduğu ve antibiyotiklerin yardımı olmadan gerilemeden ameliyat edilen bölgede ortaya çıkmasına ek olarak, nadir durumlarda enfeksiyonun cerrahi drenaj ve antibiyotik tedavisi gerektiren apselere ve sistemik enfeksiyonlara dönüşmesi olasıdır.
İşitme kaybı: Nadir bir durum olmasına rağmen, adenoid bölgede işitme borusu ostiumunu bozan ve enfeksiyon ve işitme kaybı olan orta kulağa yerleştirilen sıvı tutulmasına neden olan iyileşme meydana gelebilir.
Çok nadir olmakla birlikte, çok ciddi alerjik çocuklarda adenoidlerin geri dönüşünün gerçekleşmesi mümkündür. Adenoidektomi hakkında biraz daha bilgi edindikten sonra, bir uzmanla konuşmak ve detay talep etmek de büyük fayda sağlar. Çünkü ameliyat sonrası oluşabilecek komplikasyonlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.
Burun (Geniz) Eti Tedavisi Öncesi
Burun geniz eti tedavisi olacak olan kişiler için uzmanlar tarafından belli tetkikler yapılır. Bu tetkikler neticesinde ise ne tarz bir müdahale yapılacağına dair açıklamalar sağlanır. Hastalarda genellikle cerrahi müdahale için karar verilir; ancak en önemli unsur diğer alternatiflerin de değerlendirilmesi gerektiği yönündedir. Yapılan tetkikler sonrasında ne tür bir tedaviye başlanacağına dair harekete geçiş sağlanır.
Kontrendikasyonlar
Hastalarda ameliyat sonrasında birtakım reaksiyonlar görülmesi olasıdır. Burun bölgesinde yanma ya da ağrı hissi oluşabilir. Uzmanlar hastaların bu aşamada beslenmeleri konusunda belli uyarılarda bulunur. Özellikle kabartma tozu içeren ve asitli gıdalardan mutlaka uzak durulması gerekir. Hastalara tüm bu uyarılar ameliyat sonrası süreçte yapılır ve bu noktalara mutlaka uyum sağlanması gerekir. Aksi takdirde rahatsızlığın komplikasyonlarını en aza indirmek pek mümkün bir hal almaz.
Ameliyat Öncesi Alınmaması Gereken İlaçlar
Hastaların ameliyat öncesinde birtakım ilaçlardan uzak durmaları gerekir. Özelikle aspirin gibi kan sulandırıcı özelliği bulunan ilaçlar bu grup arasında yer alır. Kesi uygulanarak yapılan ameliyat esnasında kanamanın durdurulabilmesi için bu durum büyük önem taşır. Burun geniz eti ameliyatı esnasında hastaların risklerinin en aza indirilmesi uzmanların görevidir. Tüm tetkiklerin ise uzmanlar tarafından tam ve eksiksiz olarak gerçekleştirilmesi gerekir.
Burun (Geniz) Eti Tedavisi Sonrası
Burun geniz eti ameliyatı sonrasında hastaların dikkat etmesi gereken belli hususlar bulunur. Hastalar bu durumlara dikkat ettikleri noktada ameliyat sürecini de başarılı bir şekilde atlatabilir. Özellikle uzun süre boyunca bu hastalık ile baş başa kalan kişilerin tedavi süreci sonrasında ilaç kullanımlarını tam olarak gerçekleştirmeleri ve durumu kontrol altına almaları önerilir.
Geniz Eti Ameliyatı Sonrası Dönem
Burun geniz eti ameliyatı hastalar için zorlu bir süreç gibi görünebilir; ancak tam aksine hastalar ufak bir operasyon ile tüm şikâyetlerinden kurtulabilir. Yaklaşık olarak 2 saat süren ameliyat sonrasında hastalar müşahede altında tutulur ve gerekli gözlemler yapılır. Sonrasında ise belli ilaçlar reçete edilerek hastalar evlerine taburcu edilir. Böylece uzun ve zorlu bir süreç gibi düşünülen bu dönemin sonuna gelinir. Hastaların reçete edilen ilaçları kullanmaları büyük önem arz eder. Böylece ameliyattan dolayı doğabilecek komplikasyonların da önüne geçilmiş olur.
Hastanın Ameliyat Sonrası Taburcu Süreci
Hastaların ameliyattan sonra hastanede kaldıkları süre yaklaşık olarak 2 gündür. Lazer ile yapılan ameliyatlarda ise çoğunlukla hastalar hastanede tutulmaz. Ameliyattan sonra 4-5 saat hastanede gözetim altında tutulan hastalar taburcu edilip evlerine gönderilir.
Geniz Ameliyatı Tekrarlanacağı Durumlar
Eğer hastalar burun geniz eti ameliyatı oldular ve geniz eti yeniden büyümeye başladıysa tekrardan ameliyat olma durumu söz konusu olabilir. Revizyon ameliyatı olarak değerlendirilen bu süreç neticesinde pek çok unsur göz önünde bulundurulur. Özellikle hastanın sağlığını daha da fazla tehdit edecek durumlar ameliyatın tekrarını gerektirir. Bazı zamanlarda ise ameliyatı yapan kişinin yeterli donanıma sahip olmaması gibi durumlardan dolayı ameliyat tekrar edilebilmektedir. Bunun kararı ise uzman hekimler tarafından yapılan analizler sonucunda verilir.
Ameliyat Edilen Hastalarda Oluşabilecek Komplikasyonlar
Burun geniz eti ameliyatı olan kişilerde bazı komplikasyonlar gelişebilir. Bu durumun her hastada aynı olacağına dair bir kaideden bahsetmek de yanlış olur.
- Kanama: Ancak tüm tıbbi tavsiyeler takip edildiğinde azaltılabilir. Bir haftalık bir işlemden sonra bile kanamaya devam ederse, doktorun bilgilendirilmesi gerekir.
- İlk haftada ateş ve boğaz ağrısı,
- Prosedür bölgesinde enfeksiyonlar,
- Erken bayramlarda ses bayılma ve bazı reflü atakları olabilir.
- Prosedür günü kanla kusma,
- İlk haftada ateş ve ağrı,
- İlk iki haftada ağız kokusu.
Sık Sorulan Sorular
Burun geniz eti ameliyatı, hastalığın teşhisi ya da olası komplikasyonlar pek çok hasta tarafından merak edilir. Bu tür durumlar ile karşı karşıya kalan hastalar ise farklı sorular yönelterek hastalık hakkında detaylı bilgi talep edebilir. Aşağıda hastaların yöneltmiş olduğu en yaygın sorular ve cevapları yer alır.
Geniz Eti Ameliyatının Riskleri Nelerdir?
Burun geniz eti ameliyatı sırasında hastalarda birtakım komplikasyonlar gelişebilir. Kanamanın durmaması ya da hastanın anesteziden uyanamaması gibi durumlar risk faktörleri arasında yer alır. Hastaların bu durumda yapması gereken ise mutlaka kullandıkları ilaçları ya da maddeleri uzmanlarına bildirmek şeklinde seyreder. Ameliyattan önce alınan ilaçlar kanamanın durmasına engel olabilir. Bu nedenle kan sulandırıcı ilaçlardan mutlaka uzak durulması gerekir. Alkol kullanımı da hem kılcal damarların zarar görmesi hem de kanın sulanması konusunda risk oluşturur. Bu sebeple de hastaların bu tarz faktörlerden de uzak durmaları önerilir.
Geniz Eti Ameliyatı Yapılan Hastaneler?
Burun geniz eti ameliyatı genellikle tam teşekküllü hastanelerde yapılır. KBB uzmanlarının bulunduğu ve ekipmanların yeterli olduğu hastanelerde gerçekleştirilir. Hastaların başarılı bir operasyon olabilmeleri için mutlaka eğitim ve araştırma hastanelerinden faydalanmaları önerilir. Bu tür hastanelerde kullanılan ekipmanlar ya da aletler de teknolojik olarak ileri safhalarda bulunur.
Geniz Eti Ameliyatı Horlama Oluşabilir mi?
Horlama zaten geniz eti ameliyatı öncesinde var olan bulgular arasında yer alır. Ameliyat sonrasında kısa bir süre için horlama görülebilir. 15 gün gibi bir süre içinde ise bu durum tamamen ortadan kalkar. Hastaların yeniden geniz eti büyümesi gibi durumlar yaşamasında yeniden horlamalar görülebilir. Bunun nedeni ise büyümeden kaynaklı semptomların tekrar ortaya çıkması şeklindedir. Horlama ile birlikte ağız kuruluğu, salya salgılama ya da buna benzer durumlardan söz edilebilir.
Geniz Eti Ameliyatı Edilmeden Tedavi Edilebilir mi?
Burun geniz eti için ameliyattan başka çözümler de bulunur. Alternatif tıp yöntemleri arasında yer alan seçenekler tedavi için değerlendirilebilir. Adenoid burun ve aralarında yetişen dokuda gelişir. Bağışıklık sisteminin bir parçası olup, 6 yaşından önce rinit ve sinüzit gibi bireyi enfeksiyondan koruyan antikorlar üretmektedir. Adenoidler iltihaplandığında adenoidite neden olurlar. Bu iltihaplar genellikle bakteriyel veya viral enfeksiyonlardan kaynaklanır. Bademcikler ve diğer yapılar ile birlikte çocukluktaki mikropları ve antijenik yiyecekleri bastırarak vücut için ilk savunma hattı olarak hareket eder. Adenoidlerin vücut içerisinde oluşan enfeksiyon hastalıklarına karşı antikor üreterek karşı koymasına yardımcı olacaktır.
Geniz Eti Olan Kişilerde Çene ve Yüz bozuklukları Tedavisi Nasıl Yapılır?
Burun geniz eti tedavisinde hastaların yüz ya da çene bozuklukları için estetik müdahaleler gerekir. Bu işlemler ise estetik cerrahlar tarafından uygulanır. Yüzde ya da çenede oluşan bozukluklar, geniz etinin olağan dışı büyümesinden kaynaklı olarak oluşur. Bu gibi durumlar ise uzun vadede değişik sorunların meydana gelmesine neden olur. Uzmanların önerisi ile çağırılacak bir cerrah hastaların görsel bozukluklarının giderilmesinde etkili bir role sahiptir.
Geniz Eti Olan Kişilerde Ölüm Riski Doğuran Durumlar Nelerdir?
Her ameliyatta olduğu gibi burun geniz eti rahatsızlığında da ölüm riski oluşabilir. Bu durumun temel nedeni ise hastaların geçmişleri ile alakalı durumlardır. Yani belli bir hastalığa sahip olan kişilerin ameliyat esnasında durumsal bozukluklarının oluşması nedeniyle ölüm riskinden söz edilebilir. Hastaların ameliyata girmeden önce yönergelere uymaması sonucunda da ölüm riski oluşur. Alkol ya da ilaç kullanımı, madde kullanımı ya da buna benzer unsurlar da riski artıran faktörler arasında yer alır.
Geniz Eti Neden Oluşur?
Burun geniz etinin var olma nedeni çocukluk yaşlarda enfeksiyonların engellenmesi içindir. Yaklaşık 7-8 yaşına kadar büyüyüp belli bir orana gelen geniz eti zamanla küçülmeye başlar; ancak bu durum ne yazık ki bazı kişilerde varlığını sürdürmeye devam eder. Geniz eti büyümeye devam ettiğinde büyük komplikasyonların oluşmasına da aracı olabilir. Burun tıkanıklığı, uyku apnesi ya da işitme kaybı gibi pek çok sorun burun geniz eti ile yakından alakalıdır.
Geniz Eti Ameliyat Edildikten Sonra Ne Sıklıkta Tekrar Eder?
Burun geniz eti ameliyatı gerçekleştikten sonra bazı hastalarda yeniden oluşması söz konusu olabilir. Bu durum her 10 hastada 1 ihtimal olarak görülse de rakamsal değişikliklerden bahsedilebilir. Hastaların genetik öyküsü de ihtimaller arasında mutlaka değerlendirilir. Özellikle çocuk yaşlarda ameliyat olmuş olan kadın ya da erkeklerde ileriki yaşlarda yeniden görülme olasılığı fazladır.
Geniz Eti Tedavisinde Kullanılan Yöntemlerin Yan Etkileri
Burun geniz eti tedavisi için yaygın olarak cerrahi müdahalelerden bahsedilir. Cerrahi müdahalelerde ise genel olarak kanama ya da yanma gibi durumlar söz konusu olur. Hastaların büyük çoğunluğu ise daha çok ağızda yaşanan kuruluklardan şikâyet eder. Aslında pek çok semptom yaygındır; ancak bu semptomlar da kişiden kişiye farklılık gösterebilir.
Geniz Eti ve Bademcik Ameliyatı Benzer Ameliyatlar mıdır?
Geniz eti ve bademcik ameliyatları plasma adı verilen yöntem ile uygulanır. Bu nedenle cerrahi müdahaleler benzerlik gösterir. Eskiden kürtaj yöntemi ile yapılan ameliyatlar günümüzde teknolojinin gelişmesi ile daha kolay bir hal almıştır. Tuzlu su ile cerrahi müdahalenin yapılacağı alanın kontrol altına alınması ve kanama olmadan parçanın ayrılması yönünden de benzerlik taşırlar. Özellikle hastalar uzun vadede ameliyatın rahatlığını yaşayabilir. Çünkü komplikasyonlar son derece azdır ve hastalar eskiye nazaran ameliyattan sonra hastanede çok daha az zaman geçirir.
Geniz Eti Ameliyatı Sonrasında Uyku Düzeni Sağlanabilir mi?
Geniz eti ameliyatlarından kısa bir süre sonra horlamalar devam edebilir. Ancak hastalar 15 günlük bir süreç sonunda yeniden uyku düzenlerini sağlayabilirler. Ameliyatın yan etkisi olarak horlama ya da ağız kuruluğu gibi durumlar kısa bir süreliğine de olsa etkisini gösterir.
Bebeklerde Geniz Eti Ameliyatı Yapılabilir mi?
Burun geniz eti için cerrahi müdahaleler 2 yaşına gelmiş bebekler için uygulanabilir. Özellikle solunum konusunda büyük sorunlar yaşayan bebekler için cerrahi müdahale son derece fayda sağlar.
Lazerle Geniz Eti Tedavisi Yapılabilir mi?
Teknolojinin gelişmesi ile beraber geniz eti operasyonları lazer teknikleri ile de yapılabilmektedir. Bu ameliyat çeşidi son derece ağrısız ve acısız olması nedeniyle sıklıkla tercih edilir. Hastalar ise uzun zaman hastanede yatmak yerine birkaç saat içinde taburcu edilir. Herhangi bir kesi uygulanmaması nedeniyle de son dönemlerde en çok tercih edilen yöntemler arasında yerini almayı başarmıştır.
Geniz Eti Ameliyatı Olan Kişiler Spor Yapabilir mi?
Burun geniz eti ameliyatından sonra hastaların belli bir süre spordan kaçınmaları gerekir. Bu süreler ise tamamen uzmanlar tarafından belirlenir. Hastalar derin nefes alıp vermek durumunda olduklarından dolayı en az 1 ay boyunca spordan uzak kalmalıdır.
Geniz Ameliyatı Sonrasında Zekâ Geriliği Problemi Çözümlenebilir mi?
Zekâ geriliği sorunu sadece geniz eti ile alakalı bir sorun değildir. Bunun için bir nöroloji uzmanının da devreye girerek tetkikleri gerçekleştirmesi gerekir. Yapılan tetkikler neticesinde hastalara farklı birimler tarafından alternatif tedavi yöntemleri de uygulanabilir.
Geniz Eti Ameliyatını Hangi Bölüm Uzmanları Yapar?
Burun geniz eti ameliyatları KBB uzmanları tarafından gerçekleştirilir. Hastaların ameliyat aşamasına gelmeden önce mutlaka alanında uzman olan bir KBB uzmanı ile iletişime geçmeleri önerilir. Uzmanın yönergeleri doğrultusunda ne tarz bir tedavi yöntemi uygulanması gerektiğine karar verilir.
Geniz Eti Tedavisinde Kullanılan İlaçlar Nelerdir?
Geniz eti tedavisi için hastalara ağız yolu ile kullanılan ilaçların yanı sıra nazal spreyler reçete edilebilir. Bu spreyler burun geniz etinin küçülmesine ya da tamamen kaybolmasına fayda sağlar. Ağız yolu ile alınan ilaçların da etkisi oldukça büyüktür. Tüm bunların yanında ameliyat sonrası için antibiyotikler reçete edilir. Antibiyotiklerin temel amacı ise hastalarda oluşabilecek iltihaplanmaların önlenmesi şeklindedir.
Geniz Eti Olan Kişiler Günlük Yaşantısında Sprey Kullanabilir mi?
Burun geniz eti bulunan kişilerin günlük yaşantısında herhangi bir sprey kullanmalarında sakınca görülmez. Ancak kullanılacak olan spreylerin burun geniz etini tetikleyecek özellikte olmamaları gerekir. Uzmanların tavsiyesi dışında herhangi bir spreyin de kesinlikle kullanılması önerilmez. Ameliyat sonrasındaki süreçte ise hastalara genellikle uzmanlar tarafından spreyler ve solüsyonlar reçete edilir. Bu solüsyon ve spreyler ise tamamen burun geniz eti ile endike bir şekilde performans gösterir.