Çocuklarda Şeker Hastalığı Tedavisi
- Sık Sorulan Sorular
- Çocuklarda Şeker Hastalığını Destekleyici Toplum Kuruluşları Bulunuyor mu?
- Çocuklarda Şeker Hastalığı Kaç Yaşında Başlar?
- Çocuklarda Şeker Hastalığı Ömür Boyu Devam Eder mi?
- Çocukların İnsülin İlacı Nasıl Uygulanır?
- Çocukları Spor Alışkanlığı Edindirmek Şeker Hastalığında Faydalımıdır?
- Şeker Hastası Çocuklar Tedavi Edilmezse Ölüm Riski Oluşur mu?
- Diyabetik Ketoasidoz Nedir?
- Çocuklarda Asabiyet Şeker Hastalığı İşareti Olabilir mi?
- Diyabet Hastası Çocuklar Odaklanma Güçlüğü Çeker mi?
- Şeker Hastası Çocuklarda Şeker Seviyesi Nasıl Kontrol Edilir?
- Diyabet Hastası Çocuklar Nasıl Bilinçlendirilir?
- Şeker Hastası Çocukların Ebeveynleri Nelere Dikkat Etmelidir?
18 yaş altında olan çocuklarda şeker hastalığının görülebiliyor olması, beraberinde tedavi zorunluluğunu da ortaya çıkarır. Genel olarak toplamda 20 bine yakın çocukta görüldüğü rapor edilen şeker hastalığı, tedavi edilmediği takdirde sağlık açısından tehdit unsurunu oluşturur. Çocukluk çağından başlayarak hayatın farklı dönemlerinde de etkisini yüksek derecede gösterebilmesi mümkün olduğundan dolayı, çocuklarda şeker hastalığı tedavisinin önemi büyüktür. Tedavi edilmediği durumlarda; böbrek yetmezliği, kalp-damar hastalıkları, sinir hücresi zedelenmeleri ve görme kaybı yaşanabilmesi muhtemel durumlar arasında yer alır. Çocuklarda şeker hastalığının tedavisine, teşhisin konulmasının hemen ardından başlanması kaçınılmazdır. Farklı yaş gruplarında ortaya çıkabilen bir sağlık sorunu olduğu gibi hayata etkileri açısından da olumsuz durumların oluşmasına zemin hazırlayabilecek bir hastalıktır. Tedavi uygulamalarıyla birlikte kontrol altında tutulması, yaşanabilecek farklı hastalık durumlarının önüne geçilmesinde etkili olur.
Şeker Hastalığı Tedavi Hakkında
Çocuklarda şeker hastalığının bir kez başlamasıyla beraber, ömür boyu devam eden bir hastalık olarak kalıyor olması nedeniyle tedavide amaç olabildiğince hastalığı kontrol altında tutarak başka olumsuz sonuçların oluşumunu engellemek ve kan şekerini düzenlemektir. Günümüzde uygulanan farklı tipte tedavilerin bulunuyor olmasıyla beraber çocuklarda şeker yani diyabet hastalığının belirli oranlarda tamamen kontrol altına alınabilmesi olasılığı bulunur. Tedaviler her geçen gün gelişen teknolojiyle paralel olarak oldukça fark yaratan sonuçların alınabilmesine olanak sağlar. Hangi tedavi uygulamasının yapılacağının belirlenmesinden önce çocuklar için şeker durumunun ne olduğunun öğrenilmesi adına gerekli olan kontroller gerçekleştirilir. Hastalığın seviyesine göre özel olarak tedavi seçilerek, uygulama başlar.
Çocuklarda Şeker Hastalığı Görülme Oranı Nedir?
Yetişkin insanlarda görülme oranı %8.7 olmakla beraber çocuklarda şeker hastalığı görülme oranı ise %3 seviyesinde rapor edilir. Yaş grupları dağılımına bakıldığındaysa, 2-4 yaş aralığıyla birlikte 6-8 ve 10-12 yaşlarda en çok görülme oranı bulunur. Yaş grubunun küçük yaşlar için farklı şekilde dağılım gösteriyor olmasıyla beraber, görülme oranının ilerleyen yıllarda artış göstereceği tahmin edilmektedir. Dünya çapında olduğu gibi Türkiye’de de aynı şekilde daha fazla sayıda çocukta görülebileceği tehdidinin bulunuyor olmasıyla beraber, mevcut oranın 2-3 katı kadar daha yüksek seviyede şeker hastalığının oluşabilmesi muhtemel olarak kabul görür. Çocuklarda şeker hastalığı görülme oranı yetişkin bireylere göre daha az olsa da, alt yaş gruplarından başlayarak artış gösteren oranlar nedeniyle gelecek nesiller için yetişkinlerde de şeker hastalığının sayısı yükseliş gösterecektir.
Tip 1 Diyabet Belirtileri Nelerdir?
Tip 1 diyabet yani şeker hastalığı, belli başlı belirtilere sahiptir. Belirtilerin aynı anda birden fazlasının görülmesiyle beraber teşhis kolaylıkla sağlanır. Her sağlık sorununda olduğu gibi kendine özgün belirtilerin görülüyor olmasıyla beraber çocuklar için hayatın her anında zorlayıcı etkilerinin ön plana çıkması muhtemel durumlar arasında bulunur. Hayatı zorlaştıran düzeydeki belirtileri nedeniyle, yaşanan sağlık sorununa eşlik eden farklı bulgulara rastlanır. Tip 1 çocuklarda görüldüğünde, belirtiler gözden kaçırılmayacak seviyede olur. Yetişkinlerde olduğu gibi tip 1 diyabetin belirtileri yaş fark etmeksizin aynı şekilde görülebilmesi muhtemel belirtilerdir. Genellikle okul yaşında olan çocuklarda belirtilerle kendini gösterir. Diyabet nedeniyle derslere karşı olan performansta azalma ve devamsızlık yaşanabilmesi durumları muhtemel olduğundan dolayı, öğretmenlerin de bu konuda hassasiyet göstermesi çocuk açısından önemlidir. Çocuklarda Tip 1 diyabet belirtileri genel olarak; sık idrara çıkma, çok su içme isteği, gece idrar kaçırma, halsizlik yorgunluk hissi, bulanık görme, ağız kokusu, karın ağrısı, mide bulantısı, yaraların geç iyileşmesi, ellerde-ayaklarda uyuşma hissi, ciltte kaşıntı, tansiyon düşüklüğü, genital bölgede mantar enfeksiyonu, aşırı yemek yeme isteği ve hızlı nefes alıp verme olarak şekillenir. Bazı çocuklar için sadece tek bir belirti yaşanırken diğer bulguların ön plana çıkmaması nedeniyle hastaneye şeker şüphesinden çok her zaman yaşanabilecek sağlık sorunlarından biri olarak gidilebilir. Tanının kesin olarak konulabilmesinde uzman doktor görev alır.
Sık Sık İdrara Çıkma
Şeker hastalığının en çok görülen belirtisi sık sık idrara çıkmadır. Normal bir çocukta gün içerisinde idrara çıkma belirli zaman dilimlerini kapsıyor olmakla beraber, şeker hastalığının bulgusu olarak görüldüğündeyse alışılagelmiş sıklığın dışına çıkarak belirginleşir. Dikkat çekici sıklıkta tuvalete giden çocuklar gün içerisinde olduğu gibi aynı zamanda gün sonunda da idrar isteğine sahip olurlar. Normal şartlarda idrar nedeniyle uykularından kalkmayan çocuklarda uykudan uyanmalar veya gece alt ıslatmaları görülür. Küçük yaş grubunda olan çocuklar için ebeveynler sıkça bez değiştirme zorunluluğuna sahip olmalarıyla durumu fark ederler. Sık sık idrara çıkan çocukların yüksek yüzdeli kısmı şeker hastalığına sahiptir. Ebeveynlerin, idrara çıkmada gözlemledikleri çoğalmalar nedeniyle vakit kaybetmeden doktor kontrolüne başvurmaları önem kazanır.
Çok Su İçme İsteği
Normal şartlarda belirli seviyede su tüketen çocuklarda, şeker hastalığının belirtisi olarak su içme isteğinin yoğun olarak arttığı görülür. Normal zamanlarda tüketilen miktarın 2-3 katı daha fazla su tüketiminin görüldüğü bir hastalık olmasıyla beraber su içme isteğinde yaşanan artış dikkat çekicidir. Vücudun susuz kalması nedeniyle otomatik olarak gelişen bir istek olması, çocuklarda su tüketimini normalden daha yukarı noktaya çeker. Hem evde hem de dışarıda aynı şekilde yaşanıyor olmasıyla beraber sürekli su ihtiyacının ön plana çıkmasına yol açar. Gözle görülür şekilde yaşanan su içme isteğinde artışla birlikte şeker hastalığının yaşanabileceğine dair bilgi sahibi olunması önemlidir.
Gece İdrar Kaçırma
İdrara sık çıkmanın yanı sıra küçük çocuklarda özellikle gece idrar kaçırma durumunun görülebilmesi olasıdır. Şeker hastalığı nedeniyle oluşan bu durum, genellikle daha önceleri yoktur. Hastalığın ortaya çıkmasının ardından gece idrar kaçırmayan çocuklarda idrar kaçırmanın görülebiliyor olması farklı sıklıklarda gözlenebilir. Belirli bir sürenin ardından her gece idrar sorununun yaşanabilmesi muhtemel durumlar arasında yer alabileceğinden dolayı, geceler bir sorun haline dönüşebilir. İdrar kaçırma probleminin özellikle gece yarılarında olması nedeniyle çocukların uykusu bölünebilmesi muhtemeldir. Ebeveynler, çocukların gece kontrollerini gerçekleştirdiklerinde sıklıkla idrar kaçırmanın oluştuğunu gözlemlemeleri durumunda şeker hastalığının belirtisi olarak görülebileceğini bilmedirler. Özellikle gün içerisinde de yaşanan idrara çıkma isteği artışına eşlik eden gece idrar kaçırma sorunu, çocuklarda tip 1 diyabet işaretçisi olur.
Halsizlik Yorgunluk Hissi
Halsizlik ve yorgunluk, genellikle belirgin bir bulgu olmaz. Çocuklar, yaşlarının küçük olması nedeniyle enerjik yapıda olmalarıyla beraber gün içerisinde oldukça hareketli yapıya sahiptirler. Ani olarak başlangıç gösteren halsizlik, yorgunluk durumu çoğunlukla farklı hastalıklarla karıştırılır. Bazı çocuklarda şeker hastalığının belirtisi kendisini sadece bu durumla gösteriyor olması nedeniyle bariz bir şekilde hastalık yaşandığına dair teşhisin koyulabilmesi mümkün değildir. Sadece halsizlik yorgunluk hissi yaşayan çocuklarda akla en son gelen hastalık durumları arasında şeker hastalığı yer alır. Bu sorun tek başına yaşanabileceği gibi aynı zamanda diğer belirtilerle de kendisini eş zamanlı olarak gösterebilme özelliğine sahiptir. Pik yaparak görülen devam eden halsizlik yorgunluk hissi yaşanması durumunda gerekli kontrollerin yapılabilmesi için vakit kaybetmeden doktor tarafından gerekli olan incelemelerin yapılması yüksek derecede önem taşır.
Bulanık Görme
Şeker hastalığı, kan şekerinin kontrol edilememesine neden olduğundan dolayı çocuklarda bulanık görme belirtisinin gözlemlenebilmesi muhtemel durumlar arasında yer alır. Göz sinirlerine karşı hassasiyet geliştirmesi dolayısıyla öncelikli olarak bulanık görme ardından görme kaybına kadar uzanabilen sonuçların hastalıkta ön plana çıkıyor olması nedeniyle, kan şekerinin kontrol altına alınması gerekir. Bulanık görme şeker hastalığına yönelik olarak oluşabilecek en ciddi belirtiler arasında yer alıyor olması nedeniyle ciddi derecede sorun yaşanmasına neden olabilir. Çocuklar için görmede aralıklı ve ani başlangıçlı bulanıklıklar olabileceği gibi aynı zamanda uzun süreli olarak da görmeyle alakalı sorun yaşanabilmesi muhtemel belirtiler arasında bulunur. Bulanık görme durumunda vakit kaybetmeden doktora görünmek yaşanabilecek ileri seviyede olumsuz sonuçların önüne geçer.
Ağız Kokusu
Ağız kokusu çoğu zaman pek çok farklı sebebe bağlı olarak ortaya çıkıyor olduğundan dolayı, sebebi şeker hastalığıyla ilişkilendirilmez. Çocuklarda mevcut olan tip 1 diyabet nedeniyle ağız kokusu sürekliliğini korur. Dişler fırçalanmasına rağmen belirgin şekilde yaşanabilecek bir sorun olmasıyla beraber şekerin belirtileri arasında en sık rastlanan durumlardan birisi olur. Her çocukta yaşanabilmesi oldukça normal karşılanan ağız kokusu, şeker hastalığına bağlı olarak devam ettirilmesinin ayrımının yapılabilmesi için doktor görüşü alınmalıdır. Genellikle dişleri sağlıklı olan çocuklarda kısa süre içerisinde ağız kokusunun farklı bir neden sebebiyle oluştuğunun ayırt edilebilmesi mümkün olur. Şeker hastalığı yaşayan her çocukta görülmeyeceğinden dolayı özellikle eşlik eden farklı belirtilerle beraber kendisini gösteriyor olması durumunda çocuklarda şeker hastalığının teşhisinin başarılı şekilde yapılabilmesi mümkündür.
Karın Ağrısı Mide Bulantısı
Karın ağrısı ve mide bulantısı, tip 1 diyabet yani şeker hastalığının belirtileri arasında bulunan sağlık sorunları arasında sıralanır. Çocuklarda oluşumu genellikle abur cubur yemeye ya da üşütmeye bağlı olarak yaşandığı ön planda tutuluyor olsa da karın ağrısıyla birlikte mide bulantısı şeker hastalığı için bir belirti olarak ön plana çıkabilir. Genellikle tek başına görülmüyor olsa da, bazı çocuklarda şeker hastalığı belirtisi olarak yalnızca karın ağrısı, mide bulantısının görülebilmesi olasılığı bulunur. Doktor tarafından yapılan kontroller ve aynı zamanda gerekli olan testlerle birlikten şeker hastalığı dolayısıyla yaşanıp yaşanmadığına dair bilgi edinilebilmesi mümkündür. Çoğunlukla ebeveynler tarafından geçici bir sağlık sorunu olarak görülüyor olsa da karın ağrısı ve mide bulantısının şeker hastalığı nedeniyle çocuklarda görülebileceğinin gözden kaçırılmaması önem taşır.
Yaraların Geç İyileşmesi
İnsan vücudu, kendini yenileme konusunda oldukça başarılıdır. Özellikle yaşı küçük olan çocuklarda yaraların iyileşme süresi son derece kısadır. 1-2 hafta içerisinde iyileşerek kapanabilme özelliğinin bulunuyor olmasıyla birlikte, şeker hastalığı mevcut olduğundaysa yaraların geç iyileşmesi muhtemel durumlardan birisi olur. Bir belirti olarak ön plana çıkan durumlar arasında sıralanan yaraların geç iyileşmesi durumu her çocukta bariz bir şekilde görülebilir. Normalde iyileşme süresi oldukça kısa olan yaralarda, iyileşme süresinin şeker hastalığına bağlı olarak 6-8 haftaya kadar uzayabilmesi muhtemel durumlar arasında bulunur. Kısa süre içerisinde iyileşme gösteren yaralarda sürenin normalin üzerine çıkması dolayısıyla belirti belirginlik kazanır. Çocuklarda geç iyileşen yaralar şeker hastalığının habercisi olmasıyla beraber dikkate alınması gerekir.
Ellerde ve Ayaklarda Uyuşma Hissi
Yetişkinlerde, özellikle ileri yaşlarda ellerde ve ayaklarda uyuşma hissi yaşanmasını tetikleyecek pek çok sorun bulunur. Çocuklarda ise ellerde ve ayaklarda uyuşma, direkt olarak şeker hastalığıyla ilişkilendirilebilir. Hafif seviyede görülebileceği gibi aynı zamanda oldukça da şiddetli seviyede görülen bir durum olması nedeniyle kısa süre içerisinde fark edilmesi muhtemel durumlar arasında bulunur. Hayatın her anında ortaya çıkabilecek durumlar arasında sınıflandırılıyor olması sebebiyle uyuşma hissinin tam anlamıyla yüksek derecede yaşanıyor olması, en önemli ayırt edici faktör olarak ön plana çıkar. Ellerde ve ayaklarda uyuşma hissi hızlı bir şekilde geçebileceği gibi saatlik süreyle de devam edebilmesi muhtemel sorunlardan biridir. Şeker hastalığının işaretçisi olmasının yanı sıra çocukların gün içerisinde yaşamaları durumunda, psikolojik açıdan da etkilenmeleri muhtemeldir. Kan şekerinde yaşanan bozulmalara bağlı olarak ön plana çıkıyor olması dolayısıyla son derece olumsuz etkileri bulunur.
Ciltte Kaşıntı
Cilt kaşıntısı yaşanması durumunda çocuklarda ilk akla gelen durum, alerjik reaksiyonlardır. Şeker hastalığı, ciltte kaşınmaya sebebiyet verebilecek bir hastalık olarak ön plana çıkar. Cildin farklı bölgelerinde mevcut olan kaşıntının başlangıçta hafif düzeyde olmasıyla beraber ileride cildin soyulabilmesine kadar uzanabilen şiddete ulaşabilmesi söz konusudur. Ciltte kaşıntı sorununun yaşanması, şeker hastalığının belirtisi olarak var olduğunda genellikle kalıcı olacak şekilde devam eder. Alerji durumuyla alakası olmaması nedeniyle krem ve benzeri gibi etken içeriğe sahip ürünlerle sorunun giderilebilmesi mümkün olmaz. Çocuklarda şeker hastalığı belirtisi olarak ön plana çıkan ciltte kaşıntı durumunun 3 günlük süreden fazla devam etmesi durumunda mutlaka doktora görünmek gerekir. Uzman doktorun genel değerlendirmesinin ardından şeker hastalığına dair bu belirtinin kaynağı görülür.
Tansiyon Düşüklüğü
Şeker hastalığının belirtileri birbirinden farklı şekilde sınıflandırılıyor olmasıyla beraber, en çok ön plana çıkan kriterlerden birisi tansiyon düşüklüğü yaşanmasıdır. Çocuklarda genel olarak tansiyonun düşmesi beklenen bir durum olmadığından dolayı bir hastalığın göstergesi olarak ön plana çıkar. Kan şekeri dengesinin şeker hastalarında sağlanamıyor olmasıyla beraber, tansiyona direkt olarak etki gösterebilmesi muhtemeldir. Çocuklar için tansiyon düşüklüğü yaşanması durumu şeker hastalığı belirtileri arasında sınıflandırılıyor olmakla beraber bir veya birden fazla kez yaşanabilmesi olasılığı bulunur. En fazla görülen belirtiler arasında değerlendiriliyor olmasıyla beraber %50-%60 oranında ortaya çıkar. Düşen tansiyon sebebiyle çocukların gözlerinde kararma yaşanabilmesi, baş dönmesi ve aynı zamanda kötü hissetme gibi durumlara sıklıkla rastlanır. Özellikle birden fazla kez tansiyon düşüklüğü yaşayan çocuklarda, bu durumun gelişimi şeker hastalığına bağlı olarak görülebilir. Bu nedenle ebeveynlerin her zaman çocuklar için doktora başvuru yapmaları önem arz eder.
Genital Bölgede Mantar Enfeksiyonu
Genital bölgede mantar enfeksiyonu yaşanmasını tetikleyici özelliğe sahip olan çocuklarda şeker hastalığı, belirtisini bu şekilde de gösterebilir. Vücudun farklı bölgelerinde sorun yaşanabilmesine olanak sağlayabileceği gibi genital bölgede hem erkek hem de kız çocukları için mantar enfeksiyonu oluşum riskine sahiptir. Hijyen şartları dolayısıyla oluşmadığı durumda genel itibariyle şeker yani tip 1 diyabet hastalığı kaynaklı ortaya çıktığının görülebilmesi muhtemeldir. Mantar enfeksiyonu, genital bölgede farklı yaş gruplarındaki çocuklarda özellikle en önemli belirti olarak görülür. Çocuklarda hijyen kurallarına özen gösteren ebeveynler, genital bölgede mantar enfeksiyonu oluştuğunu gördükleri andan itibaren sorunun kaynağının öğrenilebilmesi adına doktor kontrollerinden geçmelidirler. Aksi takdirde sorunun yaşandığı bölgenin kapsamı artış gösterebilir ve daha ciddi hale gelebilir. Aynı zamanda şeker hastalığının belirtisi olması durumunda çocukların tedavi süreci de bu sayede kısa süre içerisinde başlatılabilme avantajını beraberinde getirir.
Aşırı Yemek Yeme İsteği
Çocuklarda aşırı yemek yeme isteğinin oluşumuna neden olabilecek temel durumlardan birisi şeker hastalığıdır. Hastalık belirtileri arasında, genelde yeme düzenleri normal olan çocukların yemek yeme isteklerinin arttığı görülür. Özellikle kalorisi yüksek olan yiyeceklere karşı yüksek derecede isteğin oluşması muhtemel durumlardan biridir. Aşırı yemek yeme isteği başlayan çocuklarda, şeker hastalığının tespit edilebilmesi söz konusu olur. Kan şekerinde stabil bir değerin bulunmuyor olması, sürekli dalgalanma yaşanmasını tetikleyeceğinden dolayı aşırı yemek yeme isteğinin başlangıcı oluşur. Çocuklar yeterli yemek yeseler bile belirli sürelerin ardından tekrar yeme isteğine sahip olurlar. Fark edilir derecede yemek yemenin artmasına bağlı olarak şeker hastalığı kendisini belirgin seviyede ön plana çıkarabilir.
Hızlı Nefes Alıp Verme
Çocuklarda hızlı nefes alıp verme tip 1 diyabetle doğrudan ilişkilidir. Yağların enerji üretmesiyle keton isminde asit yapıdaki maddelerin açığa çıktığı görülür. Vücutta mevcut olan bu asit maddelerinin atılabilmesi için hızlı nefes alıp verme başlar. Şeker hastalığı dolayısıyla çocukların nefeslerinde gözle görülür derecede yaşanan değişkenlikler sebebiyle ritimde bozulmaların yaşanması olasıdır. Nefes alışlarında mevcut olan değişiklikler hareket halinde olunmadığı durumlarda da fark edilebilir derecede görülür. Hızlı nefes alıp verme yaşanması durumunda çocuklar için normalden farklı şekilde düzenin değişiyor olması, zorlayıcı bir faktör haline gelebilir. Nefes alışverişlerinin şeker hastalığına bağlı olarak hızlanması durumu, kan şekerinin tedavi edilerek kontrol altına alınamadığı süre içerisinde devam eder.
Çocuklarda Şeker Hastalığı Nedenleri Nelerdir?
Şeker hastalığının görülmesi çocuklarda farklı sebeplere bağlı olarak oluşabilir. Genellikle Tip 1 diyabet kategorisinde sınıflandırılan tipteki şeker hastalığının çocuklarda görülüyor olmasının nedenleri birbirinden ayrıldığından dolayı, nedenleri farklı kategorilerde sınıflandırılabilir. Net şekilde kaynağının tespit edilebilmesi ancak hastane ortamında uzman tarafından gerçekleştirilebilir. Tıpkı belirtilerde olduğu gibi hastalığın hikâyesine bağlı olarak nedenlerin farklılık göstermesi söz konusu olur. Her çocukta kendisine özgü sebeplerle ortaya çıkabilen bir sağlık sorunu olmasıyla beraber mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Çocuklar için şeker hastalığının tespitinin yapılmasında kullanılan testler yetişkinlerden farklılık göstermez. Aynı şekilde yapılan kontroller ve uzman değerlendirmesinin ardından hastalığın oluşum nedeninin bulunabilmesi mümkün olur.
Kalıtım
Tip 2 olarak kategorize edilen şeker hastalığında kalıtım belirgin seviyede ön plana çıkar. Çocuklarda genel itibariyle Tip 1 şeker hastalığına sahip olmalarıyla beraber kalıtımın etkisi, Tip 2’ye göre daha az olarak belirlenmiştir. Kalıtım yani genetik miras sonucunda, şeker hastalığının oluşabilmesi söz konusudur. Ailesinde birinci dereceden akrabalarında şeker hastalığı yaşayan çocuklarda özellikle görülme ihtimali yüksektir. Kalıtımla beraber aktarılan hastalıklar arasında sınıflandırılıyor olduğundan dolayı, hastalığın hikâyesi dinlenirken bu detaya da oldukça yüksek seviyede önem verilir. Her çocukta mutlaka kalıtım yoluyla görülemeyeceği gibi aynı zamanda hastalığın oluşmasına zemin hazırlayan sebepler arasında bulunur. Kalıtım, çocuklarda yaşanan Tip 1 diyabet için genelde ilk ön plana çıkan sebeplerden biri olmaz.
Çevresel Nedenler
Her sağlık sorununda olduğu gibi çocuklarda görülen şeker hastalığında da çevresel nedenlerin belirli seviyede etkisi bulunur. Özellikle genetik yatkınlığı bulunan çocuklarda çevresel nedenler kaynaklı olarak şeker hastalığını oluşma riski daha yüksektir.
Viral Enfeksiyonu
Viral enfeksiyonu dolayısıyla şeker hastalığının ortaya çıkabilmesi söz konusudur. Çocuklarda şeker hastalığının ortaya çıkmasında etkili bir durum olması nedeniyle viral enfeksiyonu ani başlangıca sahip olduğu gibi aynı zamanda yüksek derecede etkisiyle beraber şeker hastalığının oluşumunda direkt olarak görev alır. Çeşitli farklı tipte virüsten kaynaklı olarak görülebiliyor olması nedeniyle viral enfeksiyonların yoğun olarak görülmesi durumunda özellikle çocuklarda şeker hastalığının yaşanması muhtemeldir. Oluşma nedenleri arasında sonradan vücuda giriş yapacak şekilde görülebilmesi olasılığında tetikleyici unsur olarak ön plana çıkan bu durum sebebiyle şeker hastalığının oluşması, virüslerin vücudun ilgili bölgesine hücum etmesiyle başlar. Çok kısa süre içerisinde viral enfeksiyon virüslerinin dağılım gösterebiliyor olmasının yanı sıra aynı zamanda etkileri bakımından da yüksek seviyededirler. Ani olarak başlangıca sahip şeker hastalıklarında çocuklar için risk faktörleri arasında bulunur.
İnek Sütü Tüketimi
İnek sütü, farklı inek türlerinden alınan sütlerle tüketimlerinin faydalı olduğu düşüncesinin yoğun olarak görüldüğü bir besindir. Yapılan araştırmalarda çocuklarda şeker hastalığı ve inek sütü tüketimi arasında bir bağlantı saptamış olmaları dolayısıyla, özellikle günlük olarak sıklıkla tüketilmesinin olumsuz sonuçları ortaya çıkardığı görülür. İnek sütü tüketiminin çocuklarda şeker hastalığı nedeni olarak ön plana çıkması oldukça az bir yüzdeyi kapsar. Genellikle genetik yapının sahip olduğu etki nedeniyle inek sütü tüketimi dolayısıyla şeker hastalığının yaşanabilmesi olasılığı yükseliş gösterir. Her çocukta aynı etkiyi göstermiyor olmasıyla beraber, inek sütünden olup olmadığının belirlenmesi ancak uzman doktor tarafından yapılan kontrollerin sonrasında anlaşılabilir. Bu durumda inek sütü tüketimi devam ediyorsa, hemen sonlandırılarak tedavi başlar.
Hareketsiz Yaşam
Hareketsiz yaşamın sebep olduğu pek çok sağlık sorunu bulunuyor olmasıyla beraber çocuklarda şeker hastalığı oluşumunda da bir neden olarak görülmesi söz konusudur. Genellikle sürekli olarak bilgisayar başında oturan veya asosyal olarak tanımlanan çocuklarda hareketsiz yaşamın görülebilmesi söz konusudur. Şeker hastalığının oluşum nedenlerinin birbirlerinden ayrılıyor olmasıyla beraber hareketsiz yaşamın en önemli tetikleyiciler arasında sınıflandırılması ön planda tutulmalıdır. Çocukların sahip oldukları yaşam şeklinin kötü olmasına ek diğer faktörlerin de eşlik etmesiyle beraber küçük yaşlarda şeker hastalığının ortaya çıkabilmesi olasılığı artar.
Obezite
Günümüzde obezite oranı çocuklar arasında daha da yaygın hale gelmeye başlamış olmasıyla beraber son derece sağlıksız bir durumdur. Sürekli olarak yemek yeme ve bu yemeklerin kalori oranlarının yüksek olması dolayısıyla obezite adım adım ortaya çıkar. Beslenme düzeni sağlıklı olmayan çocuklarda görülebilecek bir hastalık olarak tanımlandığı gibi beraberinde farklı hastalıkları da getirir. Obezite, çocuklarda tip 1 diyabet için en önemli sebeplerin başında bulunur. Vücudun kan şekerinde meydana gelen bozulmalar dolayısıyla şeker hastalığı, obeziteye bağlı olarak gelişebileceği gibi aynı zamanda normal kilolu çocuklardan çok daha fazla sağlık riskinin ortaya çıkabilmesi olasılığının olduğu bilinir. Hayatın gidişatını olumsuz yönde etkiliyor olduğu gibi şeker hastalığına eşlik eden obezitenin, tedavi sürecinde ayrı olarak ele alınarak değerlendirilmesi gerekir.
Şeker Hastalığı Tedavi Türleri
Çocuklarda şeker hastalığı tedavi türleri, yapılan uygulamalara göre şekillenir. Her çocukta farklı nedenlere bağlı olarak oluşabilmesi olasılığı bulunduğu gibi aynı zamanda tedavinin planlanması da gerekli değerlendirmelerin sonrasında gerçekleştirilebilir. Tedavi türleri değişken olduğu gibi aynı zamanda şeker hastalığına bağlı olarak kan şekeri dalgalanmalarının kontrol altında tutulabilmesine yöneliktir. Şeker hastalığının tedavi uygulamaları başlatılmadığı durumda çocuklar için ciddi derecede sağlık sorununun yaşanabilmesi olasılığı ortaya çıkar. Her tedavi türünün kendi özelinde farklı bir yapıya sahip olması nedeniyle, çocuklarda yaşanan tip 1 diyabet nedenine ve hangi seviyede belirti gösterdiğine göre tedavi uygulaması yapılır. Aynı zamanda şeker hastalığına eşlik eden herhangi bir farklı hastalığın olup olmadığının değerlendirilmesinin gerçekleştirilmesi de yüksek derecede öneme sahiptir. Tedavisi sadece kontrol altında tutulabilecek şekilde gerçekleşir. Bir kez ortaya çıktığı andan itibaren ömür boyu devam eden bir hastalık olmasıyla birlikte ön plandadır. Şeker hastalığı tedavisinin temel amacında, otomatik olarak vücudun ayarlayamadığı kan şekerinin ayarlanabilmesini sağlamaktır. Tamamen iyileştirilebilmesi mümkün olmadığından dolayı gün içerisinde gerekli olan ölçümler yapılarak yeterli dozda insülin alınması gerekir.
Çocuklarda Tip 1 Diyabet Tedavisi
Çocuklarda tip 1 diyabet tanısının konulmasının ardından tedavi süreci başlatılması söz konusudur. Ömür boyunca devam eden bir sağlık sorunu olarak devam ediyor olmasıyla beraber, tedavi uygulamalarının etkili şekilde sağlanması sayesinde kan şekeri belirli bir seviyeye kadar kontrol altında tutulabilir. Tip 1 diyabetin henüz kesin olarak çözümünün bulunmuyor olması nedeniyle, önerilen şekilde tedavi uygulamalarının gerçekleştirilmesiyle en iyi sonuçların alınabilmesi olanağı bulunur. Kalıcı olarak her ne kadar uzun süreli tedavi uygulanırsa uygulansın ortadan kaldırılamaz olması nedeniyle, tip 1 diyabetin en iyi sağlık şartlarına sahip olarak kontrolünün sağlanması önem taşıyan faktördür. Çocuklar için tedavi uygulamalarında doktor tarafından öneriler doğrultusunda hareket edilmesi önemlidir. Tedavinin çok katmanlı olarak gerçekleştiriliyor olmasıyla beraber, hayatın her anında kan şekeri seviyesinin normal olması temel hedeftir.
Erken Teşhis
Sağlık sorunlarının genel olarak erken teşhis edilmesi, daha ileri seviyede hastalıkların oluşumunu engelleyen en önemli konuların başında gelir. Çocuklarda şeker hastalığı için erken teşhisin konulmasında, hastalığın ortaya çıkardığı belirtileri etkili olur. Kendisini belirgin şekilde gösteren bulgulara sahip olması nedeniyle, yaşanan sorunlar için doktora başvurulmasıyla beraber erken teşhisin koyulabilmesi mümkündür. Şeker hastalığı için ne kadar erken teşhis yapılırsa o kadar kısa süre içerisinde tip 1 diyabet ilerleme göstermeden ve sağlığa olumsuz açıdan etki etmeden gerekli tedavi uygulamaları sayesinde kontrol altında tutulabilir. Bu yüzden çocuklarda görülen şeker hastalığı ne kadar erken teşhis edilirse ve müdahale edilirse bu hastalıktan çocuklar ona göre çok iyi sonuçlar alabilir. Çocuklar için erken teşhis yapılması durumunda, hayatın herhangi bir anında şeker hastalığına bağlı olarak ani yaşanabilecek sağlık sorunlarının önüne geçilir. Teşhis ne kadar erkense, tedaviye başlayabilmenin olasılığı o kadar yüksek olacağından dolayı hayati derecede risk faktörlerine karşı korumanın elde edilebilmesi noktasında başarı sağlanır. Tip 1 diyabet, bir kez ortaya çıktığı andan itibaren sürekli olarak devam eden bir sağlık sorunu olduğundan dolayı erken teşhisin kesin olarak iyileşme olanağını beraberinde getirdiği söylenemez. Ancak her hastalıkta olduğu gibi ne kadar erken tedaviye başlanırsa hayat standartları o kadar artar.
Kan Şekeri Gözlemi
Kan şekeri düzeyinin ne durumda olduğunun gözlenmesi sayesinde şeker hastalığında en önemli noktalardan birisi olur. Sürekli olarak dalgalanma yaşanabilmesinin muhtemel olması nedeniyle doğru bir gözlem yapılması önem arz eder. Sağlıklı çocuklarda kan şekeri düzeyinin belirli bir seviyede kalıyor olması, tip 1 diyabet yaşayan çocuklarda farklılık gösterir. Kan şekerinde sürekli olarak yaşanan dalgalanmalar nedeniyle kan şekeri düzeyinin gözlemi tedavi uygulamada etkilidir.
Devamlı Glikoz Gözlemi
Glikoz gözlemi, çocuklarda yaşanan şeker hastalığının tedavi edilebilmesinde etkili rol oynar. Devamlı olarak yapılacak glikoz gözlem ve değerlendirilmesiyle beraber tedavi için en iyi sonuçların elde edilebilmesi olanağı bulunur. Etkili bir tedavi için çocukların glikoz değerlerini devamlı olarak kontrol etmeleri alınacak olan insülin ve diğer ilaçların dozunu belirlemede etkili olacaktır. Stabil bir glikoz değerinin olması şeker hastalığı tedavisinde yüksek derecede önem taşıyan kilit noktalardan biridir. Hayata sağlıklı şekilde devam edebilmek için devamlı olarak yapılacak glikoz gözlemi, tedavinin temel noktalarından birini oluşturuyor olmasıyla ön plana çıkar.
İnsülin ve Diğer İlaçlar
Şeker hastalığını yaşayan çocuklarda tedavinin etkili şekilde gerçekleştirilebilmesinde belirli ilaçlar görev yapar. İnsülin, kan şekerini belirli bir seviyede tutmaya yardımcı olan ilaç olarak değerlendirilebilir özellikte olmasıyla beraber aynı zamanda tip 1 diyabet teşhisinin konulduğu andan itibaren tedavi için uzman doktor tarafından kullanılması önerilir. İnsülin kullanımı günde birden fazla dozda olacak şekilde kullanılabilir olduğu gibi aynı zamanda her kullanımda kan şekerini düzenleyici etki yaratır. Şeker hastalığının kontrol altında tutulabilmesi için sürekli olarak kullanımı gerekli olur. İnsülinin yanında kan şekerinin dengelenebilmesi için yanına destekleyici olarak diğer ilaçların da eklenmesi söz konusudur. Hayatın her anında çok daha sağlıklı bir şekilde çocukların hayatlarına devam edebilmeleri adında geliştirilmiş özel formüle sahip olmalarıyla beraber, kan şekerinin değerinin sabit kalabilmesinde etkili olur. Hem insülinin hem de diğer ilaçların kullanımının günlük olarak gerçekleştirilmesi gerekliliği bulunduğu gibi, yaşanan şeker hastalığı dolayısıyla ortaya çıkabilecek diğer hastalıkların da önlenmesi beklenir. Tip 1 diyabete sahip olan çocuklar için hangi dozlarda ilaçların alınacağının bilinmesi ve buna göre doz alımlarının aksatılmadan yapılması gerekir. İnsülin özelinde, etki sürelerinin farklılık göstermesi söz konusu olan çeşitler bulunur. Uygulandıkları andan itibaren her çeşit kendi özelliğine göre vücuda etki sağlar.
Hızlı Etki Gösteren İnsülin
Etkisini hızlı şekilde gösteren insülin, en kısa süre içerisinde etki etmesine yönelik olarak geliştirilmiş formüle sahiptir. Berrak görünüme sahip olmasıyla beraber etki süresi belirli bir sürede biter. 15 dakika içerisinde etkisini göstermeye başlar. Vücuda girdiği andan itibaren 3 saat ile 5 saat aralığında gösterdiği etkiyi devam ettirir. Hızlı etkiye sahip olmasıyla beraber insülin iğnesinin kullanılmasının hemen ardından kan şekerinde düzenleme gerçekleştirilir ve normal düzeyde tutulması sağlanır.
Normal İnsülin
Normal insülin, deri altına enjeksiyonun gerçekleştirilmesinin ardından 30 dakikayla 60 dakika süresi içerisinde etkisini gösteren insülin olarak tanımlanır. Herhangi bir ekstra etki seçeneğinin bulunmuyor olmasıyla beraber 5-8 saat arasında etkisini sürdürebildiği görülmüştür. Çocuklar için şeker hastalığında uzmanlar tarafından genellikle normal insülin önerilen insülin çeşidi olur.
Uzun Süre Etki Gösteren İnsülin
Uzun süre etki gösteren insülin, vücudun içerisinde kalma süresiyle beraber en oldukça uzun bir süreyi kapsar özelliktedir. Enjeksiyonun yapılmasının ardından 1-2 saatlik süre içerisinde etkisini göstermeye başlar. Etkisi başladığı süreden itibaren, vücutta sürekli olarak aynı seviyede kalmasıyla özel olarak geliştirilmiş yapıya sahiptir. 24 saatlik süre boyunca aynı şekilde etkisinin korunabilmesi mümkün olduğundan dolayı kan şekerini düşürmede son derece etkilidir.
Orta Seviyeli Etki Gösteren İnsülin
Bulanık bir süt rengine sahip olan orta seviyeli etki gösteren insülin, enjeksiyonun gerçekleştirilmesinin ardından 2 saatlik sürenin sonunda etkisini göstermeye başlayan bir insülin tipi olarak ön plana çıkar. 6-12 saatlik sürede vücutta gösterdiği etki düzeyi en yüksek seviyesine çıkıyor olmasıyla beraber bu sürenin geçmesinin ardından yavaş yavaş gösterdiği etkide azalma olur. 18 saat ile 24 saat arasında etkisinin tamamen ortadan kalktığı gözlenmiştir. Etkisinin geçmesinin ardından kan şekeri seviyesinde yine değişimlerin yaşanabilmesi söz konusu olur.
Araştırılan Tedavi Yöntemleri
Çocuklarda şeker hastalığı tedavi yöntemleri içerisinde bulunan seçeneklerin yanı sıra araştırılan tedavi yöntemleri de bulunur. Mevcut olan tedavi seçeneklerinde kalıcılık söz konusu olmadığından dolayı, geçici süreyle etkinin görülebilmesi mümkündür. Ancak araştırılan yöntemler içerisinde bulunan seçeneklerle, şeker hastalığının tamamen ortadan kaldırılabilmesine yönelik olarak geliştirmelerin yapıldığının gözleniyor olması etki seviyesi açısından en iyi sonuçları kapsar. Çeşitli yöntemler üzerinde oldukça yoğun bir şekilde çalışılıyor ve uyumluluk gibi denemelerin gerçekleştiriliyor olmasıyla beraber, araştırılan tedavi yöntemlerinin gerçeğe dönüştürülmesi noktasında büyük bir beklenti söz konusudur. Modern tıbbın getirileri arasında gösterilen araştırılan tedavi yöntemleri sayesinde çok daha farklı seviyede gelişmelerin yaşanabilmesi olanağı bulunur. Araştırılan tedavi yöntemlerinde kesin sonuçların alınmaya başlamasının ardından aktif olarak kullanılabilecekleri rapor edilmiştir.
Pankreas Nakli
Pankreas nakli, günümüzde şeker hastalığı için gerçekleştirilebilir bir nakil olarak tanımlanır. Bazı durumlarda zorunlu olacak şekilde naklin gerçekleştirilmesi söz konusudur. Organlara hasar verebilen bir hastalık olması nedeniyle, yaşamsal faaliyetlerin olumsuz etki altında olması nedeniyle pankreas nakli yapılır. Kadavradan insana olacak şekilde gerçekleştirilen bir nakil olduğu gibi aynı zamanda zor bir nakil olarak kabul edilir. Hem cerrahi aşamada hem de cerrahi aşamadan sonra görülen komplikasyonlar nedeniyle tekrar tekrar cerrahi müdahale gerçekleştirilmesi gerekebilir. Çocuklarda uygulanabilmesi için geliştirmeler devam eder. 18-65 yaş aralığında gerçekleştirilen bir nakil yöntemi olmasıyla beraber, pankreasın uyum sağlaması durumunda şeker hastalığından tamamen kurtulabilmek söz konusu olur.
İslet Hücre Nakli
Pankreasın temel olarak salgı görevlerini yerine getirebilmesinde etkili olan islet hücre, şeker hastalığına sahip olanların hastalığına son verilebilmesi adına araştırılan tedavi yöntemleri arasında yer alır. Umut verici bir çalışma olarak tanımlanıyor olsa da günümüzde hala deneysel bir prosedür halindedir. Üzerinde yapılan araştırmaların aktif olarak devam ediyor olmasıyla birlikte islet hücre nakli sayesinde, pankreas görevlerinin yerine getirilebilmesi hedef alınır. Seçilmiş hastalarda uygulanıyor olmasıyla beraber halen deney aşamasında olması nedeniyle aktif olarak kullanılabilir özellikte değildir. İslet hücre naklinin aktif olarak uygulanabilir duruma getirilebilmesi için yapılan çalışmalarda başarılı sonuçların alınması beklentisi son derece yüksek olduğu gibi aynı zamanda etkisi üzerinde hala araştırmalar devam eder. İslet hücre nakli, şeker hastalığının temelini oluşturan pankreas salgı işlev bozukluklarını giderebilmeye yönelik olarak son derece gelişmiş bir metot olmasıyla beraber, geleceğin en önemli nakil tedavileri arasında gösterilir.
Şeker Hastalığı Tedavi Öncesi
Çocuklarda oluşan şeker hastalığının tedavi öncesinde, tedaviye başlamaya yönelik olarak belirli bir plan yapılarak en iyi sonuçların elde edilebilmesinin sağlanması hedef alınır. Her çocukta etkisinin farklı şekilde görülebiliyor olması nedeniyle tedavi öncesi de en az tedavi aşaması kadar yüksek derecede öneme sahiptir. Tip 1 diyabet tedavisinin başlatılmadan önceki aşaması olarak değerlendirilen tedavi öncesi, her çocukta özel olarak ön plana çıkan bir zaman dilimidir. Tedavinin öncesinde belirli bilgilerin edinilmesi ve aynı zamanda uygulanacak olan yönteme dair en iyi sonuçların alınabilmesinin desteklenmesi büyük bir öneme sahip olur.
Muayene
Doktor tarafından hastane ortamında gerçekleştirilen muayene işlemi, çocuklarda şeker hastalığının tedavi öncesi ilk aşaması olur. Detaylı olarak gerçekleştirilen muayeneyle beraber, çocuklar için kan şekerinin analiz edilebilmesine yönelik olarak belirli testlerin yapılması gerekir.
Glikolize Hemoglobin Testi
Glikolize Hemoglobin Testi, çocuklarda tip 1 diyabetin tanısında son derece önemli bir konumda bulunur. Testin gerçekleştirilmesi, ölçümün yapılmasından önceki 3 aylık süre içerisindeki ortalama kan glikoz değerinin görülebilmesinde etkili olur. Kandaki glikoz miktarıyla Glikolize Hemoglobin arasında bağlantının kurulabilmesi olanağının test yapılması yardımıyla doğru veriler elde edilir. Çocuklarda şeker hastalığının komplikasyonlarının önlenebilmesinde de tedavi öncesinde gerçekleştirilen bu test büyük bir önem taşır. Testin en önemli avantajları arasında; gün içerisinde çocuklardan herhangi bir zaman diliminde alınan kan üzerinden test yapılabilir, ölçümde açlık gerekmemesi ve belirli bir standartta gerçekleştirilebiliyor olması ön plana çıkar. Glikolize Hemoglobin Testi yapılması, tedaviye başlangıç öncesinde olmazsa olmaz verilerin objektif şekilde görülebilmesinde önem taşır.
Açlık Kan Şekerinin Ölçülmesi
Açlık kan testi, çocuklarda şeker hastalığının tedavisine başlanmasından önceki aşamada gerekli olan test olarak kabul edilir. Ölçümün gerçekleştirilebilmesi aşamasına kadar geçen süre içerisinde hiçbir şey yenmemesi büyük bir öneme sahiptir. Aç olunması durumunda kan şekeri seviyesinin ne durumda olduğunun görülebilmesine yönelik olarak gerçekleştirilen önemli bir test olarak ön plana çıkar. Çocuklarda test yapılmadan önce 8 saat süreyle aç kalınması gerekliliği bulunduğu gibi aynı zamanda bununla birlikte çıkan sonuçta 126 mg/dl ve üzerinde sonucun alınıp alınmadığına göre değerlendirme yapılır. Bu değerden daha düşük değer çıkması durumundaysa çocuklarda ikinci kez açlık kan şekeri ölçümüne başvurulur.
Tedavinin Belirlenmesi
Çocuklarda şeker hastalığı için tedavinin belirlenmesi, en iyi sonuçların alınabilmesinde en önemli noktaların başında gelir. Tedaviye başlamanın öncesinde gerekli olan muayene ve testlerin gerçekleştirilmesinin ardından, hangi tedavinin aktif olarak uygulanacağının belirlenmesi ön plana çıkar. Her çocuk için kaçınılmaz şekilde yapılması gereken belli başlı noktaların bulunuyor olmasıyla beraber tedavinin etkili sonuçlar vermesinin sağlanması hedef alınır. Belirlenecek olan yönteme göre şeker hastalığına yönelik olarak belirli seviyede önlem alınabilmesi mümkündür.
Tedavi Sonrası
Tedaviden sonraki dönem çocukların sağlıklı şekilde hayatlarına devam edebilmelerini sağlama noktasında yüksek önem taşır. Sadece tedavinin gerçekleştirilmesi sağlık şartlarını iyileştirebilmede yeterli gelemeyebileceği gibi, tedaviden sonra dikkat edilmesi gerekenlere özen gösterilmesi çocuklarda şeker hastalığının tam anlamıyla ortadan kaldırılabilmesine etki eder.
Sağlıklı Beslenme
Beslenme şeklinin, çocuklarda şeker hastalığının aktif olarak tedavisinin gerçekleştirilmesinde taşıdığı önemi yüksek seviyede olur. İhtiyaçlara uygun olacak şekilde planlanan sağlıklı beslenme sayesinde çocuklarda kan şekeri düzeyinde dalgalanmaların kontrol altında tutulabilmesi mümkün olur. Çocuklarda sağlıklı beslenmenin gerçekleştirilebilmesi tedavinin en önemli adımlarından birisidir. Abur cuburlardan kesinlikle uzak durulması gerekliliği bulunduğu gibi aynı zamanda doktor ve diyetisyen danışmanlığı alınarak sağlıklı beslenme programının belirlenebilmesi mümkündür. Şeker hastalığına sahip olan çocuklarda beslenmede; doyum yağ içeren, kolesterol içeriği düşük ve yüksek lif oranına sahip tam tahıllı gıdalar beslenme için tercih edilmelidir. Karbonhidratlar, kan şekeri seviyesine etki eden besin grubu olmalarıyla beraber tüketimlerinin kontrollü olacak şekilde yapılması öneme taşır. Sağlıklı beslenmeyle birlikte anlık olarak kan şekeri dalgalanmalarının yaşanmaması sağlandığı gibi etkili seviyede sonuçların görülebilmesi olasılığı bulunur.
Fiziksel Aktivite
Fiziksel aktivite, tip 1 diyabet için tedavinin uygulanması noktasında en iyi seçeneklerden birisi olarak kabul edilir. Sağlıklı beslenmeyle desteklenen bir egzersiz programı sayesinde çocuklarda şeker hastalığının etkileri en az seviyeye indirgenebilir. Yürüyüş, koşu, yüzme ve bisiklet gibi çocukların efor sar edebileceği sporlar fiziksel aktivite olarak gerçekleştirilmeye uygundur. Kandaki glikozun, hücrelerin içerisinde girebilmesine doğrudan etki eden özelliğe sahip olan fiziksel aktivite aynı zamanda hücrelerin insüline karşı duyarlılıklarında artış yaşanmasında da etkili olur. Çocuklarda egzersiz uygulamalarında yoğunluğun belirlenmesi için profesyonel danışmanın alınması önemlidir. Fiziksel açıdan yoğunluğu sağlayacak olan aktivitelerin düzenli bir programa oturtularak devam ettirilmesi sayesinde tedavinin başarılı bir şekilde sürdürülebilmesi mümkündür. Önerilen fiziksel aktivite haricinde, çocukların ilgi duyduğu spor alanlarına yönlendirilmeleri de şeker hastalığının tedavisinin en iyi seviyede gerçekleştirilebilmesi olanağını beraberinde getiren sonuçları sağlar. Her zaman pozitif anlamda çocuklara katkı sağlayan fiziksel aktivitelerin sürekli olarak devam ettirilmesiyle beraber sağlık standartları en üst seviyeye gelir.
Okul ve Diyabet
Çocuklarda yaşanan şeker hastalığının, okul döneminde olumsuz anlamda etki etmemesi için öncelikli olarak rehber öğretmenle karşılıklı olarak değerlendirmenin yapılması önem taşır. Okul ve diyabet arasında başarılı bir köprü kurulması sayesinde çocuklarda görülebilecek olan benlik saygısı yitirme, asosyallik ve depresif ruh halinin oluşumunun önüne geçilir. Diyabeti bulunan çocukların durumları hakkında okulla işbirliği içerisinde olmak yüksek derecede öneme sahiptir. Çocukların günlük olarak ortalama 7 saatini okulda geçirecekleri düşünülecek olduğunda, bu konuda hassas davranılması hem fiziksel açıdan sağlık durumunu etkileyen pozitif sonuçların alınabilmesinde hem de psikolojik açıdan en iyi sonuçların alınabilmesinde doğrudan etkilidir. Okul ve diyabet iyi bir şekilde yürütülmediği durumda çocuklar için belli başlı sorunların oluştuğunun gözlenebilmesi ön plana çıkar. Bu gibi durumlarla karşı karşıya kalmamak için okul ve ebeveynler arasında olan bilgi akışının iyi şekilde sağlanması önemlidir.
Sık Sorulan Sorular
Tip 1 diyabetin çocuklarda görülmesi noktasında sık sorulan sorular, akıllarda yer edinen sorulardan oluşur. En çok merak edilen bilgilerin öğrenilebilmesi olanağınız sık sorulan sorulardaki yanıtlarda mevcut.
Çocuklarda Şeker Hastalığını Destekleyici Toplum Kuruluşları Bulunuyor mu?
Şeker hastalığı bulunanlar için destekleyici toplum kuruluşu olarak Türk Diyabet Cemiyeti ön plana çıkar. Yetişkin bireylerde olduğu gibi çocuklarda da şeker hastalığının desteklenebilmesi anlamında cemiyet özelinde çalışmaların gerçekleştirilmesi söz konusudur. Toplum kuruluşu olarak varlığını sürdürüyor olmasıyla beraber tüm şeker hastaları için destekleyici olarak ön plana çıkar. Destekleyici toplum kuruluşu olarak tanıma sahip olmasa da, okul döneminde çocukların desteklenebilmesi için MEB tarafından yürütülen Okullarda Diyabet Programı bulunur.
Çocuklarda Şeker Hastalığı Kaç Yaşında Başlar?
Farklı sebepler dolayısıyla oluşan şeker hastalığı, çocuklarda başlangıç yaşı olarak farklılık gösterir. 0-5 yaş grubu aralığında şeker hastalığı nadiren görülüyor olmasıyla beraber genellikle 6-14 yaş aralığında başladığı gözlemlenmiştir. Şeker hastalığının başlangıcı için net bir yaşın bulunmuyor olmamasıyla beraber, hangi sebepler dolayısıyla oluştuğuna bağlı olarak değişimlerin incelenebilmesi söz konusudur. Çocuklar için başlangıç yaşı farklı olsa da, şeker hastalığının etkilerini göstererek kendisini belli ettiği fark edilir.
Çocuklarda Şeker Hastalığı Ömür Boyu Devam Eder mi?
Tip 1 diyabet yani şeker hastalığı, kronik bir hastalık olarak ömür boyu devam eder. İnsülin ve ilaçlarla desteklenerek hastalığın sadece kontrol altında tutulabilmesine yönelik olarak iyileştirmeler gerçekleştirilir. Çocuklarda görüldüğü andan itibaren ömür boyu aynı şekilde devam edebilecek bir sağlık sorunu olarak görülüyor olmakla beraber, tedavisinin kalıcı olarak gerçekleştirilebilmesi için sadece nakil yönteminin uygulanabilmesi mümkündür. Naklin gerçekleştirilmesinde başarı oranı yüzdesi farklılık gösterdiği gibi çocuklar için uygun değildir. Belirli bir yaşın ardından gerçekleştirilebilir.
Çocukların İnsülin İlacı Nasıl Uygulanır?
Şeker hastalığı yaşayan çocuklar için insülin ilacının kullanılması kan şekerinin düzenlenmesinde etkili olur. Doğru şekilde uygulamanın gerçekleştirilmesi çok büyük öneme sahip olduğundan dolayı, insülin için etkinin gösterilebilmesinde doğrudan etkili olur. Çocuklar için uygulama aşamasında bir kat olacak şekilde deri hafifçe kıstırılarak, şırınga kalem gibi tutularak deriye 90 derecelik açı ayarlanır. Yaşı küçük olan çocuklardaysa 45 derecelik açıyla uygulanması daha kolay şekilde uygulamanın gerçekleştirilebilmesinde etkili olur.
Çocukları Spor Alışkanlığı Edindirmek Şeker Hastalığında Faydalımıdır?
Her yaş grubunda olan çocuk için spor alışkanlığının edinilmesi sağlıklı yaşam standartlarına sahip olabilmeyi beraberinde getirir. Şeker hastalığı için de etkisi bariz bir şekilde fark edilebilen derecede olan spor alışkanları sayesinde çok daha iyi bir sağlık durumuna sahip olabilmek mümkündür. Çocukların spor alışkanlığı edinmelerini sağlamak son derece etkili sonuçları beraberinde getirecek uygulamalar bütünü olarak ön plana çıkar. Şeker hastalığında son derece faydalı olması nedeniyle en sağlıklı sonuçların alınabilmesine de doğrudan etki eder. Ebeveynler tarafından kesinlikle çocukların sevdiği spor alışkanlıklarına yönlendirilmeleri ve bununla birlikte teşvik edilmeleri önem kazanır. Şeker hastalığında hareket halinde olmak, kan şekeri seviyesine pozitif anlamda katkı sağlar.
Şeker Hastası Çocuklar Tedavi Edilmezse Ölüm Riski Oluşur mu?
Şeker hastası çocuklarda tedaviye başlanmaması durumunda ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkabilmesi muhtemeldir. Kan şekeri seviyesinin risk taşıyan seviyeye gelmesi durumunda ölüm riski görülür. Mevcut olan kan şekeri değerinin yükselmesi demek, vücudun alınan besinleri işleyememesi demek olduğundan dolayı ölüm riski şeker yüksekliği komasıyla beraber oluşabilir. Çocuklarda tedavinin gerçekleştirilmesi ve düzenli olarak insülin dozlarının alınması bu açıdan öneme sahiptir.
Diyabetik Ketoasidoz Nedir?
Vücudun enerji kazanımı için yağ hücrelerini parçalaması durumunda ketonlar ortaya çıkar. Yeteri kadar insülin alınmadığı durumda, vücudun enerji elde edebilmek için şeker kullanmak yerine yağ kullanmaya başlamasıyla beraber Diyabetik Ketoasidoz meydana gelir. Yağın enerjiye dönüştürülmesi için yakılması durumunda keton cisimleri öncelikli olarak kanda görülmeye başlayarak ardından idrarda görülmeye başlar. Vücudun hassas kimyasını bozan bir durum olarak ön plana çıkan Diyabetik Ketoasidoz tehlikeli bir durum oluşturur. DKA’nın ortaya çıktığını gösteren belirtiler şu şekildedir:
- Aşırı susama
- İdrar yapmaya bağlı sıvı kaybı yaşanması
- Bulantı
- Kusma
- Nefeste koku
Kandaki ya da idrardaki keton düzeyinin kontrolden geçirilmesiyle tespit edilebilir.
Çocuklarda Asabiyet Şeker Hastalığı İşareti Olabilir mi?
Asabiyet, pek çok farklı nedene bağlı olarak çocuklarda ortaya çıkabilen bir durumdur. Şeker hastalığı işaretçisi olarak değerlendirilebileceği durumlar, genel itibariyle kan şekeri seviyesindeki dalgalanmalarla doğrudan ilişkilidir. Ani şekilde değişimlerin oluşması dolayısıyla çocuklarda asabiyet şeker hastalığı işaretçisi olarak tanımlanabilir. Ancak belirtileri arasında asabiyet en sonda yer alan seçenekler arasında bulunur. Bir gösterge olarak desteklenmesi çocuklarda şeker hastalığı durumunda sık rastlanan diğer belirtilere eşlik edecek şekilde olabilir.
Diyabet Hastası Çocuklar Odaklanma Güçlüğü Çeker mi?
Tip 1 diyabet hastası olan çocuklar pek çok açıdan olumsuz anlamda etkilenebilme durumuna sahiptirler. Odaklanma güçlüğü, yaşanabilecek olan önemli sorunlardan birisi olarak değerlendirilmelidir. Özellikle okul döneminde olan çocukların odaklanmaların sorun olması durumunda derslerde gösterdikleri başarıda düşüş yaşanabilmesi olasılığı ortaya çıkar. Bu noktada çocukların odaklanmalarını artırabilmeleri adına psikiyatrik destek alınabilir. Aynı zamanda diyabete bağlı olarak odaklanma sorununun yaşanmaması adına doktor tarafından yapılan tedavi planlamasına her zaman bağlı kalınması yüksek öneme sahip olarak ön plana çıkar. İnsülin alımının yeterli seviyede gerçekleştirilmesinin yanı sıra doğru ilaçların kullanılması da en önemli faktörlerden birisidir. Doğru tedavi uygulamaları gerçekleştirildiğinde odaklanmayla alakalı yaşanabilecek olumsuz durumların önüne geçilebilir.
Şeker Hastası Çocuklarda Şeker Seviyesi Nasıl Kontrol Edilir?
Şeker seviyesinin kontrol edilebilmesi için parmak ucundan ve koldan kan alan cihazlar bulunur. Pratik bir şekilde kandan gerçekleştirilen kanalımı sayesinde şeker seviyesinin ne durumda olduğunun görülebilmesi ve bununla birlikte doz ayarlamasının yapılabilmesi mümkündür.
Diyabet Hastası Çocuklar Nasıl Bilinçlendirilir?
Çocuklara diyabet hastalığı özelinde yaklaşım psikolojik açıdan en önemli noktadır. Yaş itibariyle küçük olmaları sebebiyle yaklaşım daha dikkatli ve bilgilendirici şekilde gerçekleştirilerek bilinçlendirme sağlanır. Diyabet hastalığı teşhisi konulan çocuklara öncelikli olarak nasıl bir hastalık olduğunu ardından nasıl beslenilmesi ve neler yapılması gerektiğine dair bilgi sağlanmalıdır. Çocuklara karşı her zaman doğru bilgilerin verilmesi sayesinde şeker hastalığının başarılı şekilde tedavisinin yürütülebilmesi mümkün olur. Bilinçlendirme konusunda zorluk yaşanacağı düşünüldüğü takdirde, doktor ve psikolog yardımıyla uzmanlarla hareket edilebilmesi işleri kolaylaştırabilir.
Şeker Hastası Çocukların Ebeveynleri Nelere Dikkat Etmelidir?
Ebeveynler, şeker hastası çocuklara yaklaşımlarında her zaman dikkatli olmalıdırlar. Okul döneminde sağlanan destekle beraber aynı zamanda çocukların beslenmelerini düzenlemeli ve aynı zamanda spor aktivitelerine katılmalarını sağlamalıdırlar. Şeker hastası çocuklar için ebeveynlerin dikkat etmesi gereken konulara önem vermeleri sayesinde, çocuklar için şeker hastalığına karşı çok daha etkili şekilde tedavi uygulamalarının sağlanabilmesi mümkün olur. Ebeveynler, şeker hastalığına sahip olan çocuklarda insülin ve diğer ilaçların kullanımlarını da yakından takip etmelidirler. Kan şekeri düzeyinin her zaman normal seviyesinde kalabilmelerine yönelik olarak yakından gözlem yapılması ebeveynlerin dikkat etmesi gereken en önemli konulardan birisi olarak ön plana çıkar.