Tip 2 Diyabet
- Sık Sorulan Sorular
- Tip 2 diyabet hastalığının tip 1 diyabet hastalığından farkı nedir?
- Tip 2 diyabet hastalığının tedavisi var mı?
- Tip 2 diyabet hastalarının insülin takibi nasıl yapılır?
- Tip 2 diyabet hastaları insülin hastaları nasıl beslenmelidir?
- Tip 2 diyabet hastalarının kaçınması gereken durumlar nelerdir?
- Tip 2 diyabet hastaları gebelikte sorunlarla karşılaşırlar mı?
- Tip 2 diyabet hastalığında menopoz hastalığı etkiler mi?
- İnsülin enjeksiyonu nasıl yapılır?
- Bel ölçüm değerleri tip 2 diyabet hastalığına işaret eder mi?
- Alkol kullanımı Tip 2 diyabet hastalığını tetikler mi?
- Tip 2 diyabet hastalığı kişinin günlük hayatına nasıl etki eder?
- Tip 2 diyabet hastası oruç tutabilir mi?
- Tip 2 diyabet hastası malulen emekli olabilir mi?
- Tip 2 diyabet tekrar eder mi?
- Tip 2 diyabet ilaçları zayıflatır mı?
Tip 2 olarak bilinen diyabet hastalığı insülin direncine karşı karakterize olduğu söylenebilir. Bu tip diyabette insülin yeteri kadar salınamaz ve etkili değildir. Bu durum hastalara göre değişebilmektedir. İnsülin miktarı normal seviyelerde ya da fazla olabilir. Hastalığın tedavisi olarak genellikle diyet ve egzersiz yöntemi kullanılır. Yeterli gelmediği durumlarda ise ilaç ve insülin de eklenebilir. Tip 2 diyabet hastalığı dünyada en sık görülen tip olmaktadır. Yaklaşık olarak dünya genelinde 246 milyon kişinin tip 2 diyabet hastası olduğu bilinmektedir.
Tip 2 Diyabet Hastalığı Hakkında
Diyabet hastalığının tip 1 ve tip 2 olmak üzere başlıca iki türü bulunur. Her iki tür şeker hastalığının da ciddi etkileri bulunmaktadır. Diyabet hastalığı sadece ilerleyen yaş ile birlikte görülmeyip çocuklarda da ortaya çıkabilmektedir. Özellikle günümüzde tip 2 diyabet hastalığı çocuk yaşlarda görülmeye başlanmıştır.
Tip 2 diyabet görülen kişilerde insülin üretimi azdır ya da üretilen insülin yeteri kadar kullanılmamaktadır. Bu tip görülen hastaların oral tabletler yani ağızdan alınan ilaçlar veya diyet program ile tedavi olmaları mümkündür. Tip 2 diyabet ayrıca, insüline karşı bağımlı olmayan ya da geç başlangıçlı şeker hastalığı olarak adlandırılır.
Tip 2 Diyabet Hastalığı Nedir?
Vücudun genel enerji ihtiyacını tüketilen temel besin öğelerinden alır. Temel öğeler protein, karbonhidrat ve yağlardır. Besinlerin emilebilmesi için en küçük parçalara ayrılır ve bu parçaların en önemlisi ise glukoz denilen basit şekerdir. Glukoz bütün organların önemli besin kaynağı olmaktadır. Glukozun kullanılabilmesi için midenin arka kısmında bulunan pankreas bezinin insülin hormonuna ihtiyaç vardır. Tip 2 diyabet diğer bir adıyla şeker hastalığı olarak bilinmekte olan bu hastalık kişinin pankreasının gerektiği kadar insülin üretememesinden kaynaklı olarak meydana gelmesidir. Tip 2 diyabette ise insülin üretilir fakat hücreler buna karşı dirençlidir.
Tip 2 diyabet, özellikle hastada kan şekerinin yükselmesine sebep olan kronik bir hastalıktır. Kontrol edilmediği müddetçe başta kalp damar olmak üzere ciddi sorunlara yol açabilir. Erken tedavi bu hastalıkta oldukça önemlidir. Zamanında tedavi edilmemesi halinde organ kayıpları yaşanabilir. Şeker hastalığı gelişimi aniden olmayıp zaman içerisinde oluşur ve ilk süreçlerinde belirtiler görülmeyebilir. Tip 2 diyabet genellikle geç fark edilir ve beta hücre rezervi -20 oranlarına düşene kadar kendini göstermez. Diyabet belirtilerin görülmesi halinde uzman doktorlardan yardım alınmalıdır. Alınacak olan koruyucu önlemler ve yaşam tarzı değişiklikleri hastalığın önüne geçebilir.
Tip 2 Diyabet Hastalığı Kimlerde Görülür?
Tip 2 diyabet genel olarak 45 yaş ve üzeri kişilerde yaygın olarak görülmektedir. Bu durum obezitenin artması sonucunda değişmiştir. Günümüzde ne yazık ki diyabet hastalığı artık genç erişkinlerde ve çocuklarda da meydana gelmektedir. En yaygın olarak görülen tip 2 diyabet, şeker hastalığı bulunan kişilerin %90-95’ini kapsamaktadır.
Tip 2 Diyabet İstatistikleri Nasıldır?
Diyabet hastalığı oldukça sık görülen ve zaman içerisinde görülme ihtimali daha fazla artan bir hastalık haline gelmiştir. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) edindiği bilgilere göre dünya genelinde 415 milyon diyabetli hasta bulunmaktadır. Görülen rakamın yarısından daha fazlasında tip 2 diyabet hastalığı buluyor. Yapılan araştırmalara göre her 11 yetişkin bireyden biri diyabet hastası. Türkiye’de ise yaklaşık olarak 7 milyon kişi diyabetli ve her 10 diyabetli hastadan beşi hastalığının farkında değildir.
Tip 2 Diyabet Hastalığı Nedenleri
Diyabet hastalığının nedenleri olarak insülin yetmezliği ve vücudun insülini kullanamaması gösterilebilir. Diyabet hastalığını tetikleyen etken ise obezitedir. Hastalığın görüldüğü kişiler %80 olarak şişmandır. Obezite ve genetik yatkınlık hastalığı tetikleyerek görülme ihtimalini arttırır.
İnsülin Yetmezliği
Pankreas bezi tarafından salgılanan insülin hormonu kan şekerini düzenler, kan şekeri kullanan doku ve organlara kan şekerini alınmasını sağlar. Vücutta insülin hormonunun yetmezliği söz konusu ise şeker doku ve organlara alınamaz. Pankreas insülin üretir fakat dokularda direnç oluştuğundan yetersiz kalır.
Vücudun İnsülini Kullanamaması
Diyabet hastalığı, pankreasın vücut için yeterli miktarda insülin üretememesi ya da üretilen insülinin vücut tarafından etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gelişmektedir. Vücut insülini kullanamaması halinde tüketilen besinlerdeki şeker hücre içine giremez ve hücrede glikojen olarak depolanamaz. Diyabet hastalarında şeker yani glikoz kullanılmaz dolayısıyla kan şekeri düzeyi yükselir. Kan şekerinin yükselmesine hiperglisemi adı verilir.
Tip 2 Diyabet Hastalığı Belirtileri
Tip 2 diyabet hastalığı tip 1 diyabete oranla daha sinsi bir şekilde ilerler. Belirtiler bazen gözden kaçabilir ve bu yüzden hastalar daha geç doktora başvurur. Diyabetin belirtileri her hasta için farklılık gösterebilir. Belirtilerin görülmesi halinde hastaneye giderek gerekli tetkikler yapılmalıdır.
Sık İdrara Çıkma
Diyabet hastalığı bütün organların fonksiyonlarını etkilediği gibi mesaneyi de etkiler. Bu sebeple diyabet hastalarının sık idrara çıkma ve idrar kaçırma gibi şikayetleri bulunur. Görülen idrar sorunları her hasta için geçerli olmayabilir. Hastalık kontrole alınmadığı sürece mesaneyi boşaltamama veya idrar kaçırma gibi sorunlar ile karşılaşılabilir.
Aşırı Susuzluk Hali
Şeker hastalığı, vücudun susuz kalma riskini artıran bir faktördür. Aşırı susuzluk hali özellikle diyabet hastalığının farkında olunmadığı zamanlarda görülür. Sık idrara çıkmak da aşırı susuzluğun bir başka nedenidir.
Aşırı Acıkma Hissi
Genel olarak vücut besinlerden enerji sağlar ve vücuda birkaç saat besin girmediğinde acıkmak normaldir. Acıkma durumu sıklıkla yaşanıyorsa yani aşırı acıkma hissi yemek yedikten sonra dahi oluşuyorsa bir sağlık problem bulunuyor demektir. Aşırı acıkma hissine polifaji adı verilir ve medikal sebepler sonucu görülüyor olabilir. Diyabet hastalığında, glikoz enerji olarak sağlanamadığından hücrelere ulaşmaz ve insülin salınır. Yemek sonrasında bile açlık hissedilir.
Aşırı Yorgun ve Halsiz Hissetme
Tüketilen yiyecekler ve içecekler ile şeker meydana gelmektedir. Şeker zamanla hücrelere ulaşır ve kişide metabolizmayı yavaşlatarak enerji kaybının fazla olmasını sağlamaktadır. Vücut ihtiyacı olan besini almasına rağmen enerji sağlanamadığı için aşırı yorgunluk ve halsizlik görülmeye başlanır. Tip 2 diyabet için uygulanacak egzersiz ve diyet tedavisi ile bu durum kontrol altına alınabilir.
Cinsel Organda Kaşınma
Şeker hastalığı görülen ve henüz tedavi olmamış hastalarda kaşınma şikayetleri bulunur. Diyabet mantar enfeksiyonu oluşumunu kolaylaştırmaktadır. Hastalıkta bağışıklık sistemi zayıflayacağı için bu durumla sıklıkla karşılaşılmaktadır.
Yaraların Geç İyileşmesi
Diyabet hastası olan kişilerin yaralandıkları zaman kan pıhtılaşması geç olur ve yaralar geç iyileşir. Yaraların geç iyileşmesi halinde hastanın ilaç kullanmak yerine insüline geçmesi söylenebilir. Yaraların büyük olması ve iyileşmemesi halinde hastalara oksijen tedavisi de uygulanabilmektedir.
Görme Sorunları
Diyabet hastalığının belirtileri arasında görme sorunları bulunmaktadır. Özellikle katarakt diyabetli olan hastalarda sıklıkla ve genç yaşlarda görülmektedir. Ayrıca diyabet, görme sinirlerini etkileyerek gös kaslarının felç olmasına neden olabilir. Bu durum, paralitik göz kaymasına yani şaşılığa yol açar. Diyabetin yol açtığı en önemli komplikasyon olarak retina tutulumu gösterilebilir. Retinada oluşan ödem yeni damarlanmaya ya da kanama odaklarına neden olur. Yeni oluşan damarlar ise kanayarak göz içi kanamasına ve retina dekolmanına yol açabilir. Diyabet hastalığı tedavi edilmezse körlük ile sonuçlanabilir.
Tip 2 Diyabet Hastalığı Tanı ve Teşhis Yöntemleri
Hastalığın tedavi edilebilmesi için öncelikli olarak tanı ve teşhis yöntemleri uygulanır. Kişide diyabet hastalığı bulunuyor ise hangi tip olduğu belirlenir. Hastada bulunan diyabet tipine uygun olarak tedavi uygulanır.
Fiziki Muayene
Fiziki muayene ile hastanın şikayetleri dinlenir. Hastalığın belirtileri görülmesi ile gerekli tetkikler yapılır. Hastanın öyküsünün dinlenmesi dışında ailede başka şeker hastası olup olmadığı sorulur. Yapılacak tetkikler ve hastanın şikayetleri doğrultusunda diyabetin türü belirlenir. Buna uygun olarak tedavi yoluna gidilir.
HbA1c Testi
HbA1c testi ile glikoza bağlı olan hemoglobin (a1c) bileşeni ölçülür. Ölçüm ile kan plazmasında olan glikoz şekeri yoğunluğu öğrenilir. Yapılan kan testleri sonucunda HbA1c son üç ayın ortalama şeker değerini gösterir. HbA1c testinin normal değerleri %3,5 ila %5,7 arasında olmaktadır. Şeker hastalığı riski bulunan kişilerde değerler %5,7 ve %6,5 olarak görülür. Bu durum potansiyel diyabet hastası olarak görülür. Değerlerin %7 ve üzeri çıkmasında ise şeker hastalığı teşhisi konulur. Testin değerleri yüksek ya da düşük olması halinde Dahiliye (İç Hastalıkları) bölümüne başvurulmalıdır.
Tip 2 Diyabet Hastalığı Risk Faktörleri
Tip 2 diyabet hastalığının bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Bu risk faktörleri hastalığı tetikleyerek meydana gelmesine sebep olmaktadır. Bazı faktörler ilerleyen yaş ve genetik sebepler ile oluşurken, bazıları yaşam tarzına dikkat etmemek sonucunda görülebilir.
40 Yaş ve Üzeri Kişiler
Tip 2 diyabet risk faktörü içerisinde olan kişiler genel olarak 40 yaş ve üzeri olmaktadır. İlerleyen yaş ve yaşam tarzı ile birlikte diyabet hastalığı gibi bazı hastalıklar görülebilir.
Aile Öyküsünde Tip2 Diyabet Hastası Bulunması
Aile öyküsünde tip 2 diyabet hastası bulunması kişi için en önemli risk faktörüdür. Genetik yollar ile geçen hastalıklar herkeste etkin olarak rol almaz. Bazı durumlarda hastalığı tetikleyen başka faktörler bulunur. Tetikleyiciler ile birlikte tip 2 diyabet hastalığı görülme oranı daha yüksektir.
Obezite Hastalar
Tip 2 diyabet hastalarının büyük bir çoğunluğu obeziteli kişilerden oluşmaktadır. Obezite tip 2 diyabet hastalığına yol açan önemli bir nedendir. Kişinin aile öyküsünde diyabet olması ile birlikte obezite ve insülin direnci görülmesi kan şekerinin kolayca yükselmesine yol açar. Diyabet teşhisi konulan hastaların öncelikle kilo kontrolüne dikkat etmesi gerekir. Tip 2 diyabet diyet ve egzersiz ile önlenebilir.
Kalp Krizi Geçirenler
Diyabet hastalarında hissizlik ve ağrı sinirlerinde harabiyet görülebilir. Bu durumda olan hastaların farkında olmadan bile ayakta kalp krizi geçirme ihtimali bulunur. Diyabet hastalarının yaklaşık %20’si miyokard enfarktüsü adı verilen sessiz kalp krizi geçirebilir. Bunun sebebi olarak kalp ve damar işlevlerine bağlı otonom sinir sistemi bozukluğu gösterilebilir. Kalpteki sistem bozukluğu nedeniyle hasta kalp krizi belirtilerini hissedemeyebilir. Belirtilerin geç fark edilmesi ile hastaneye başvurmak için geç kalınabilir ve bu durum kalpte daha büyük sağlık sorunlarına neden olabilir.
Avrupa’da yapılan araştırmalara göre diyabet hastalığının en önemli ölüm nedeni olarak koroner kalp hastalıkları olduğu belirlenmiştir. Görülen risk oranı diyabet hastası olmayan kişilere oranla daha yüksektir. Risk oranının artışı daha çok tip 2 diyabet hastalarında olmaktadır.
Gebelik Diyabeti Geçiren Kadınlar
Gebelik diyabeti olarak adlandırılan durum sadece gebelik sırasında ortaya çıkmaktadır. Gebelik durumunda ortaya çıkan şeker hastalığı her kadında görülmemektedir. Hamile olan kadınların yaklaşık %4-7’sinde görülen bir durumdur. Diyabet hastalığı hamileliğin 24 ile 28’inci haftaları arasında ortaya çıkabilecekken, hamileliğe obezitenin eklenmesi halinde ilk aylarda da görülme ihtimali vardır. Gebelik diyabeti hamileliğin sonlanması ile kaybolmaktadır. Fakat gebelik diyabeti görülen hastaların %50’sinde ilerleyen zaman içerisinde tip 2 diyabet hastalığı oluşur. Doğum sonrasında hastaların düzenli olarak açlık ve tokluk kan şekeri testleri yaptırması hastalığı önleyebilir.
Açlık Gliseminin Varlığı
Açlık ve tokluk kan şekerinin sürekli olarak takip edilmesi diyabet hastası olmayan kişilerin değerlerini korunmak açısından önemlidir. Açlık gliseminin varlığı diyabet hastalığının riskleri arasındadır. Glisemik kontroller ile kan şekeri değerleri öğrenilir ve hastalık için önlem alınır.
Tip 2 Diyabet Hastalığı Komplikasyonları
Tip 2 diyabet hastalığının birçok komplikasyonu bulunmaktadır. Hastalık tedavi edilmediği takdirde başka sağlık sorunlarına da neden olabilir. Diyabet hastalığının kısa süreli ve uzun süreli olmak üzere iki farklı komplikasyon çeşidi bulunmaktadır.
Kısa Süreli Komplikasyonlar
Diyabet hastalığında kısa süreli görülebilecek ve kendini sıklıkla tekrarlayan bazı komplikasyonlar mevcuttur. Komplikasyonların kısa süreli olması nedeniyle çoğu hasta tarafından göz ardı edilmektedir. Bu komplikasyonla dikkat edilmemesi halinde daha ciddi olanlar ile karşılaşılabilir.
Düşük Kan Şekeri (Hipoglisemi)
Düşük kan şekeri olarak adlandırılan hipoglisemi, kan şekerinin 50 mg/dl’nin altına düşmesi sonucu görülür. Bu oran çocuklarda 80 mg/dl’nin altına düşmesi ile görülür. Hipoglisemi diyabet hastalarında sıklıkla görülen akut komplikasyondur. Bazı şeker hastaları kan şekerinin en düşük seviyelerde olması halinde bile belirti vermeyebilir. Bazılarında ise kan şekeri seviyesi 50 mg/dl ve üzeri olmasına rağmen hipoglisemi belirtileri görülebilir. Sık görülen komplikasyon olan hipoglisemi sosyal izolasyona yol açarak özgüven kayıplarına neden olabilir. Aşırı fazla egzersiz yapmak, fazla alkol kullanımı ve ilaçların düzensiz kullanımı hipoglisemiye neden olabilir. Düşük kan şekeri düzelmez ise bilinç kayıpları yaşanabilir.
Hiperglisemi (Yüksek Kan Şekeri) ve Ketoasidoz
Kan şekeri seviyesi %300 mg ve üzeri seviyelerine ulaşıp yükseldiğinde organizma yağları yakıt gibi kullanmaktadır. Vücudun yağları parçalandığı zaman keton adı verilen asitli atıklar oluşur. Fazla miktardaki ketonları vücut parçalayamaz, harcayamaz ya da önleyemez. Bu durumda vücutta fazla bulunan keton idrar yolu ile vücuttan atılmaya çalışılır. Vücuttan tam anlamıyla atılamayan ketonlar serbestleştirilemediği için kanda birikmeye başlar. Bunun sonucunda ise ketoasidoz adı verilen tablo görülür. Ketoasidoz durumu insülin yokluğunda görülür ve ciddi bir sorundur. Genel olarak tip 1 diyabette sıklıkla görülen bu durum, tip 2 diyabetli olan kişilerde de nadir olarak ortaya çıkar.
Laktik Asidoz
Laktik asidoz, diyabet hastalığında nadir olarak görülen bir komplikasyondur. Laktik asidin vücutta birikmesi sonucunda laktik asidoz ortaya çıkar. Vücut hücreleri, enerji oluşturmak için glukozu kullanırlar ve laktik asit üretirler. Fazla miktarlarda laktik asit vücutta bulunuyorsa kişinin vücut dengesi bozulur ve hasta hissetmeye başlar. Nadir olarak görülen laktik asidoz, genel olarak tip 2 diyabetli kişilerde görülür.
Bakteriyel Enfeksiyonlar
Bakteriyel ve mantar enfeksiyonları diyabet hastası olan kişilerde daha sık görülmektedir. Görülen enfeksiyon çeşitleri genel olarak idrar yollarında, deride ve üst nefes yollarında ortaya çıkar. Mantar enfeksiyonları, ciltte yuvarlak oluşumlar ve vajinal enfeksiyonlar hastaların en fazla şikayet ettiği komplikasyonlardır.
Uzun Süreli Komplikasyonlar
Uzun vadeli komplikasyonlar geç dönem hasarları olarak da bilinmektedir. Kısa süreli komplikasyonlara göre daha büyük sağlık sorunlarına yol açabilirler. Hastalığın tedavisinin gecikmesi halinde zaman içerisinde başka hastalıklar oluşabilir.
Kardiyovasküler Hastalık
Dolaşım sistemi hastalığı olarak da bilinen kardiyovasküler hastalık, tip 2 diyabet hastası olanlarda görülmektedir. Kardiyovasküler hastalık tip 2 diyabet süresinin artması yani tedavi uygulanmaması ve diyabetin şiddeti ile paralel olarak artma gösterir. Kardiyovasküler hastalıklar (kalp ve damar hastalıkları) sonucu ölüm oranları oldukça yüksektir. Hastalık tip 2 diyabetli kişilerde temel sakatlık ve ölüm nedenidir.
Gözlerin Hasar Görmesi
Gelişmiş olan toplumlarda orta yaş gruplarında ortaya çıkan görmede azalma ve körlüğün en önemli nedeni retinopati veya görme hastalığıdır. Çok uzun süreli diyabet hastası olan kişilerin yaklaşık olarak %2’sinde legal olarak görme kaybı ve %10’luk kısımda görme azalması bulunmaktadır.
Sinirlerin Hasar Görmesi
Sinirlerin hasar görmesi sonucunda sinirleri tutan komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Bu durum diyabetik sinir hastalığı ya da nöropati diyabetli olan kişilerin yarısını etkilemektedir. Nöropatinin bazı tipleri bulunmaktadır. Duyu kaybına, ellerde ve ayaklarda ağrıya neden olabilmektedir. Kalp, göz, mide, genital organlar ve mesaneyi etkileyen nöropati durumuna yol açabilir. Sinirlerin hasar görmesi ile duyu kayıpları yaşanır. Diyabetli hastalarda duyu kaybı yaşanması halinde durumun farkına varılmadan ayaklarını ya da ellerini yakabilir veya daha ciddi yaralanmalar oluşabilir.
Cinsel Güçsüzlük
Diyabet hastalığı sonucu olarak genellikle erkeklerde cinsel güçsüzlük gibi komplikasyon gelişebilmektedir. Hastalık erkeklerde libido azalmasına yani cinsel istek azlığına yol açabilir. Ayrıca erkeklerde sertleşme problemi de görülebilir. Bu sorun karşısında insanlar arasında sağlıklı cinsel ilişkiler gerçekleşemez. Diyabet hastalarında sıklıkla karşılaşılan bir komplikasyondur. Diyabet sonucu oluşan damar ve sinir hastalıkları sertleşme sorununu tetiklemektedir.
Ayak Komplikasyonları
Diyabet hastalığı ile ayaklarda duyu kaybı komplikasyonları gelişebilir. Duyu kaybı sonucu ayak yaralanmaları oldukça sık görülen bir durumdur. Oluşan yaralanmalar gangrenlere yol açabilir ve tedavi zamanında yapılmaz ise amputasyonlar görülebilir.
Tip 2 Diyabet Hastalığı Nasıl Önlenir
Tip 2 diyabet görülme oranı tip 1 diyabete göre daha yaygındır ve daha kolay önlenebilir. Bunun için bazı yaşam tarzı değişikliklerine ve sağlıklı beslenmeye gerek vardır.
Diyabet Hastalığı İle Yaşam
Diyabet hastalığı ile yaşam için öncelikle hastalığı kabul etmek gerekir. Psikolojik olarak hastanın hazır olması önemlidir. Tip 2 diyabet kronik olarak ömür boyu süren bir hastalık olup, önlemlerin alınması ile hastaya bir zararı bulunmaz. Çoğu birey hastalığın ömür boyu süreceğini öğrendikten sonra en kötü sonuçlar için beklemektedir. Hastalığı kabul ederek yaşamak daha kolay olacaktır. Hastalığı kabul etmek önemli bir adımdır, daha sonrasında hastalık ile ilgili kişi bilgilenmelidir. Kişi hastalığı bilerek yaşam tarzını değiştirebilir ve ona uygun şekilde yaşayabilir.
Düzenli Egzersiz ve Aktivite
Tip 2 diyabet hastalığının önlenmesi için düzenli egzersiz ve aktiviteler yapmak gerekir. Hasta için hazırlanmış diyet programının yanında egzersiz yapılması daha hızlı kilo vermeye ve hastada görülen semptomların azalmasına yardımcı olur. Hastanın her gün düzenli olarak egzersiz yapması gereklidir. Yapılacak olan egzersiz için hastanın durumuna uygun şekilde doktor program verecektir. Egzersizlere başlarken ilk gün için 10-15 dakika yeterli olacaktır. Zaman içerisinde süre arttırılabilir. İlk zamanlar için hasta kendini fazla zorlamamalıdır. Egzersiz yapılırken vücut aktif bir şekilde çalışacağı için aç karnına çalışmamak gerekir ve aktif kasların bulunduğu yerlere insülin yapılmamalıdır.
Beslenme Alışkanlıklarının Düzenlenmesi
Tip 1 diyabette hastaların dikkat etmesi gereken bir beslenme düzeni yoktur. Sadece dengeli ve sağlıklı beslenmek yeterli olacaktır. Tip 2 diyabette ise beslenme alışkanlıkları çok daha önemlidir. Diyabet tipleri için uzman bir diyetisyenden yardım alınmalı ve verilecek diyet listesine uygun şekilde beslenmelidir. Beslenme düzeninin %30 oranı yağlardan, %10-15 oranı proteinden ve %60 oranı da karbonhidratlardan oluşması gerekir. Burada bahsi geçen karbonhidratlara ne kadar meyve var ise hepsi dahildir. Yeşillik, sebze ve belirlenen ölçüde meyve tüketilerek, yağ, tuz, tatlı içeren besinler ve un azaltılmalıdır. Tip 2 diyabetli hastaların uzun süre aç kalmaması gerekiyor. Ana öğünler haricinde sık sık ara öğünler yapılmalıdır. Besinlerde çeşitlilik sağlanmalı ve kilo kontrol altına alınmalıdır.
Sık Sorulan Sorular
Tip 2 diyabet hastalığının tip 1 diyabet hastalığından farkı nedir?
Tip 1 diyabet hastalığında vücut insülin üretemez. Pankreas bezi otoimmün (vücudun kendi dokularına saldırması) sonucunda hasar görür ve insülin üretemez. Vücut insülin ihtiyacını karşılayamadığı için insülin tedavisine ihtiyaç duyulur. Tip 1 diyabet tedavisinde insülin iğneleri kullanmak gereklidir ve kullanılmaması halinde ciddi sonuçlar görülebilir.
Tip 2 diyabet ise tip 1 diyabete oranla daha sık görülür ve hastaların %80-90 gibi büyük bir bölümünü oluşturur. Tip 2 diyabette genetik faktörlerin de etkisi ile insülin direnci görülür ve vücut üretilen insülini doğru şekilde kullanamaz.
Tip 2 diyabet hastalığının tedavisi var mı?
Tip 2 diyabet kronik bir hastalık olduğu için kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Yapılan tedaviler hastalığı önlemeye ve kontrol altına almaya yarar. Günümüzde uygulanan tedavi yöntemleri ile kanda bulunan glikoz seviyeleri normal oranlarda tutulur ve hastalık sonucu görülen semptomlar en aza indirilir. Kan şekeri seviyesini normal tutan hastaların düzenli olarak doktor kontrollerine gitmesi ile sağlıklı ve uzun bir yaşam sürebilir. Tedavide yaşam tarzı değişiklikleri, diyet ve egzersiz tip 2 diyabet için uygulanacak yöntemlerdir. Yeterli gelmemesi halinde ilaç tedavisi ve insülin kullanımına da geçilebilir.
Tip 2 diyabet hastalarının insülin takibi nasıl yapılır?
Tip 2 diyabet sonucunda ciddi komplikasyonlar görülmeye başlanması ile insülin kullanılması gerekebilir. Tip 2 diyabetli hastaların sürekli olarak insülin kullanmaya ihtiyaçları bulunmamaktadır. Evde yapılacak şeker ölçümlerinde yüksek oranların görülmesi halinde insülin kullanılabilir. Bir diyabet günlüğü tutularak şeker ölçümleri not alınmalı ve doktor kontrollerinde ölçümler gösterilmelidir. Bu şekilde hastanın durumu daha rahat takip edilebilir.
Tip 2 diyabet hastaları insülin hastaları nasıl beslenmelidir?
Tip 2 diyabet hastalarının beslenmeye çok özen göstermesi gerekir. Bunun için diyet uzmanları tarafından hazırlanan beslenme programına uymaları beklenir. Beslenme saatleri kaçırılmamalı ve ara öğünlere önem verilmelidir. Hastanın uzun süreli aç kalması kan şekeri oranını yükseltebilir. Bu sebeple ara öğünler önemlidir. Bal, meyve suyu, toz ve kesme şeker gibi basit şekerler doktor kontrolünde tüketilmelidir. Tuz kullanımı da sınırlı olmalıdır.
Tip 2 diyabet hastalarının kaçınması gereken durumlar nelerdir?
Diyabet hastalarının kaçınması gereken öncelikli konu alkol ve sigara kullanımıdır. Vücudun ideal kilosuna ulaşması gerekir ve fazladan kilo vücut için zararlıdır. Hastaların düzenli olarak uyuması önemli olup düzensiz ve uyku hastaya zarar verir. Hastaların stresten kaçınması gerekli. Stres kan şekerinin yükselmesine neden olur. Stres yönetimini öğrenmek bu konuda yardımcı olacaktır.
Tip 2 diyabet hastaları gebelikte sorunlarla karşılaşırlar mı?
Tip 2 diyabet hastaları gebelikte bazı sorunlar ile karşılaşabilir. Hamilelikte görülen diyabet anne ve bebek için tehlikeli olabilir. Kontrol altına alınmayan diyabet hastalığı hem annenin hem de bebeğin ölümüne yol açar. Yapılacak düzenli kontroller ve uzmanlar tarafından hazırlanan beslenme programı yardımı ile diyabet kontrol altına alınabilir. Hazırlanan beslenme planıyla bebeğin büyüme ve gelişmesi sağlanarak, annenin fizyolojik ihtiyaçları karşılanır.
Tip 2 diyabet hastalığında menopoz hastalığı etkiler mi?
Menopoz dönemi kadınlar için zor bir süreçtir. Vücutta birçok değişiklik olur ve hastalığa yakalanma ihtimali de artmaktadır. Menopoza giren kadınlarda insülin duyarlılığı artmaktadır ve glukoz kullanımları fazla olmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda ilerleyen yaş ve menopoz diyabet riskini arttırdığı görülmüştür.
İnsülin enjeksiyonu nasıl yapılır?
İnsülin enjeksiyonu her hasta için kişisel olmaktadır. Kalem ve iğne ucundan oluşan insülin enjeksiyonunu kullanmak için kalemin kapağı açılarak son kullanma tarihi kontrol edilir. Kalemde bozulma ya da partikül yoksa tek kullanım olan iğne ucu alınır ve jelatin kapağı çıkarılır. Kalem dik şekilde tutularak iğne ucu bu kısma vidalanır. İğne ucundaki koruyucu kapaklar çıkarıldığında insülin enjeksiyon için hazır olur. Kol, göbek ya da bacağın üst kısmına enjeksiyon yapılabilir. İğne ucu kullandıktan sonra atılmalıdır.
Bel ölçüm değerleri tip 2 diyabet hastalığına işaret eder mi?
Bel çevresinin kalınlaşması tip 2 diyabet hastalığının belirtileri arasındadır. Hastalıkta kilo artışı, kolay kilo verememek ve görülen diğer belirtiler diyabet hastalığına işaret eder.
Alkol kullanımı Tip 2 diyabet hastalığını tetikler mi?
Alkol kullanımı tip 2 diyabet hastalığını direk olarak tetiklemese de uzun süreli alkol kullanımı kilo artmasına ve diyabete neden olabilir. Alkollü içeceklerin içerisinde bulunan yüksek enerji şişmanlık riskini arttırır. Ayrıca alkol kullanımı kalp damar hastalıklarına ve hipertansiyon gibi çok fazla sağlık sorunun görülmesine yol açar. Diyabet hastalarının ilaçlar ile beraber alkol kullanması sonucunda ciddi sorunlar görülebilir. Bu sorunların başına hipoglisemi gelmektedir.
Tip 2 diyabet hastalığı kişinin günlük hayatına nasıl etki eder?
Görülebilecek semptomlar hastanın günlük hayatını olumsuz yönde etkileyebilir. Bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için hastalığın tedavi edilmesi gerekir. Diyabet hastalığı kişilere değil, kişiler hastalığa yön verebilir.
Tip 2 diyabet hastası oruç tutabilir mi?
Tip 2 diyabet hastalarının uzun süre aç kalmaları oldukça tehlikelidir. Sahurda fazla besin tüketilmesi, uzun süre aç kalınması ve iftarda yine çok besin tüketilmesi oldukça tehlikeli bir döngüyü ortaya çıkarmaktadır. Orta ve ileri seviye şeker hastaları oruç tutmamalıdırlar.
Tip 2 diyabet hastası malulen emekli olabilir mi?
Tip 2 diyabet hastalığının ağır etkileri kontrollü bir süreç sonunda ellili yaşlardan sonra ortaya çıkmaktadır. Ayrıca tedavi imkanları da oldukça geniştir. Tip 2 diyabet hastalarının yüzde doksan kadarı malulen emekli olamaz. Yine de günce SGK mevzuatlarına bakılmasında fayda vardır.
Tip 2 diyabet tekrar eder mi?
Tip 2 diyabet hastalığı tedavileri cerrahi uygulamalara kadar tamamen kontrol altında tutmak amacıyla icra edilirler ve hastalığı tamamen ortadan kaldırmazlar. Cerrahi uygulamalarda da sindirim sisteminin fiziki yapısı kalıcı olarak değiştirilir. Doğal olarak hastalığın tekrar ortaya çıkma ihtimali binde bir kadardır.
Tip 2 diyabet ilaçları zayıflatır mı?
İlaçların amacı kan şekerinin düzenlenmesidir. Kan şekerinin düzenlenmesi, diyet takviyesiyle beraber zaman içerisinde ideal kiloya doğru yaklaşılmasını sağlar. Yani tek başına tip 2 diyabet ilaçları zayıflatmaz. Diyet ve spor yapılması mecburidir.