Psikiyatri

Psikiyatri diğer tüm tıp disiplinlerinden daha genç bir alandır. 1800’lü yıllarda ortaya çıkan ve 1950’li yıllardan itibaren modern bir anlayış kazanan bu alan, kişilerin çeşitli sıkıntılar yaşamasına sebep olan psikolojik sorunlarının tespit edilmesinden ve tıbbi yöntemler kullanılarak tedavi edilmesinden sorumludur.

İnsan beyni, modern tıp için dahi büyük oranda karanlık bir olgu olarak karşımızda durmaktadır. Bu kısmen karanlık durumdan dolayı bu bölgeden ve sinir yollarından kaynaklı olarak ortaya çıkabilecek psikolojik sorunların tedavi edilmesi kadar doğru teşhis edilmesi de önem taşır. Diğer tüm tıp disiplinlerinde de doğru teşhis önem arz eder ancak psikiyatride bu durum çok daha önemlidir. Teşhis aşamasında hurafeden uzak, bilimsel metodolojinin izlenmesi büyük önem taşır. Psikolojik sorundan kaynaklanan belirtilerin ve bu belirtilere yapılan müdahalelerin sonuçlarının anlık olarak gözlenemediği de düşünülürse bilimsel metodun ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkar.

İster doğrudan psikolojik bir sorundan kaynaklansın ister büyük bir travmadan kaynaklansın kişilere ihtiyaç halinde psikolojik destek vermek önemlidir. İnsan psikolojisi ile vücut sağlığı ayrılmaz bir bütün olarak varlığını sürdürür. Bu iki varlıktan bir tanesine yapılan yanlış müdahale daha büyük problemleri beraberinde getirir. Yapılan yanlış müdahalelere ek olarak belirli bir soruna geç müdahale edilmesi de aynı yanlış müdahalede olduğu gibi büyük problemlerin ortaya çıkmasına sebep olabilir.

Psikiyatri disiplini sayesinde vücut ve psikoloji arasında kurulan bu ilişkinin sağlıklı şekilde yürütülmesi amaçlanır. Teşhis ve tedavi için bilimsel bir metot izlenir. Hastalıkların tedavisi için yeri geldiğinde telkin; yeri geldiğinde ise ilaçlar kullanılır. Amaç psikolojik sorunlara bağlı fonksiyon kayıplarının önüne geçmek ve hastaların hayat standartlarını olabildiğince yükseltmektir.